Türkiye; sinema filmleri,bilgisayar oyunları ve ayrıca yazılım ürünleri korsanlığında dünyanın en riskli ülkelerinden biri olarak gösteriliyor.Burada epey deneyimim olan film ve oyunko rsanlığı hakkında bazı uyarılarda bulunmak istiyorum.
5846 sayılı yasa değişikliğinden önce korsan tabir edilen kopya film ve oyun cdlerinin çoğaltılması ve satılması çok da caydırıcı cezalarla cezalandırılmamıştı.Aynı zamanda korsanlığa karşı mahkemelerin tutumu da daha yumuşaktı.Ya hazırlık soruşturmasında takipsizlik kararı veriliyordu ya dava sonunda beraat veriliyordu ya da ceza verilse bile tecil ediliyordu.1997'den 2000'e kadar yaptığımız çalışmalarda fazla sonuç elde edememiştik.Bu durum halk arasında bir söylentiye yol açtı ve korsanlığın cezasının olmadığı veya çok az bir para cezası olduğu yayıldı.Bu sefer herkes bu işi yapmaya soyundu.O kadar ki tavuk eti satan küçük bir dükkanda dahi cdler satılmaya başlandı.
İşi organize edenler için kazanç o kadar büyüktü ki insanların zor durumda olmalarını ve ufak bir kazanç elde etmek istemelerini böyle yalanlarla sömürdüler.Nihayet yasa değişti.Ama sektörün umduğundan da yüksek cezalar getirdi.4 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ve 50 milyar liradan 150 milyar liraya kadar para cezası öngörüyordu yasa.
İşte bu değişiklikten sonra bizim için de bazen dramatik olabilen olaylar yaşanmaya başlandı.Örneğin bir ev hanımı bu cezaya çarptırıldı ve ne olup bittiğini bile anlamamıştı.Bunun gibi sadece 5 milyon lira gündelikle Eminönünde orda burda başkaları adına cd satan çocuklar ve gençler sanık olarak hakim önüne çıkarıldılar.İşi organzie edenler ise servetlerine serevet katarak yaşamaya devam ettşlerve ediyorlar.Şu anda birçok insan ne olduğunu bile anlamadan ve hala işin ciddiyetini kavrayamadan bu maddelerden dolayı yargılanıyorlar.Muhtemelen de ceza alacaklar.
Ben yaklaşık olarak 700 kez bu tür baskınlara girdim ve gördüğüm odur ki bu insanların ancak %30'u ne yaptıklarının farkındalar ve yine ancak %30 u perdenin önündekiler perdenin arkasındakilere ise kimse dokunamıyor. Ayrıca yargı mensuplarının ve polisin de biz uygulayıcılara çıkardıkları zorluklar (istisnalar hariç) o insanlara ulaşılmasını engelliyor.Ama artık AB kapısını zorladığımız bu günlerde Türkıeyeden istenen bir husus ta korsanlıkla mücadelede somut örnekler vermemiz bu da insanların mahkumiyeti anlamına geliyor.Yani iş giderek daha da ciddileşecek.
Bu sebeple böyle bir işe kalkışmak isteyenleri bu işte çok tecrubeli bir hukukçu olarak şimdiden uyarıyorum aman sakın kalkışmayın.Sonra yapılacak pek fazla birşey de kalmıyor.Örneğin memursa görevden alınıoyr öğrenciyse eğitimi yarım kalıyor.Geleceğine damga vuruluyor insanların.Biz de işimizle vicdanımız arasında bocalıyoruz.Ama bunu yaparken sunu da düşünün ki o filmleri veya oyunları yaratan binlerce emekçinin emeğini de sömürmüş olacaksınız.Buna milliyetçi tavırlarla karşı çıknalar var ama piyasada bir çok Türk filmi ve Türk yazılımı da var.Emek sadece bedensel değildir aynı zamanda fikri emek de vardır.Bu emeğe de saygılı olalım.Hem kendi geleceğinizi karartmayın hem de başkalarının emeğine saygı duyun.