Mobing, dayak uygulayan öğretmene dava

[nkibrislioglu]

Sayın hukukçularımız;
2006 senesinde Lise 1' e geçmem ile bir meslek lisesine kaydoldum.
Burada ki müdür yardımcısı bir öğretmen, saç şeklim ve değişik modelde kazak giymem nedenlerinden dolayı bana belirli olan aşağıdaki mobing ve şiddet olaylarını uyguladı;
-Saçımda olan jöleyi çıkarmak için kafamı tuvalet lavabolarının altına soktu ve saçımdan damlayan sular ile derse girmek zorunda kaldım.
-Bir gün hiçbir neden yokken sınıfımıza girdi beni dışarıya çıkardı ve tokat atarak saç fuallerimden çekti
-Kendi odasının bulunduğu katta nöbetçi olmak zorunda kaldığımda, sırada oturduğum anda neden oturduğumu sınıfları kontrol etmem gerektiğini aşağılayıcı ve rencide edici tarzda bağırarak söyleyerek, beni her daim stres altına soktu.
Buna benzer süreçler sonrasında okulumu o sene sonunda değiştirmek zorunda kaldım, başka bir okula geçtim.
Şimdi 33 yaşındayım ama hala bu öğretmenin yaptıklarını unutamıyorum. Ben felsefe öğretmeni olmama rağmen, bu süreçleri yaşadığım için mesleğimi yapamadım ve meslek değiştirmek zorunda kaldım.
Öğretmenden şikayetçi olmak ve yargı önünde cezasını almasını istiyorum. O dönemde yaşadıklarıma tanıklık eden arkadaşlarım bulunuyor. Kendileri ile de görüşerek tanık olmalarını isteyeceğim.
Süreç üzerinden çok fazla zaman geçtiği için dava açabilir miyim? Konu ile ilgili değerli görüşlerinizi rica ederim.

Saygılarımla

[illegal]

Yaşadıklarınıza çok üzüldüm. Mesleğinizi yapmamanız işte böyle kişilerin bu mesleklerde bulunmasına fırsat yaratıyor. Bir felsefe öğretmenine bunları yazmak haddim değil ama yazmadan edemedim kusura bakmayın.

Sorunuzun hukuki cevabı ise maalesef hem ceza hukuku açısından hem de tazminat hukuku açısından zamanaşımı söz konusu. Her türlü davayı açarsınız ama ceza davasında zamanaşımı ile beraat eder. Hem de savcı ya şikayeti zamanaşımı nedeniyle takipsizlikle sonuçlandırır, ceza davası açılmasına karar verse de ceza mahkemesi hakimi zamanaşımı nedeniyle beraat kararı verir. Asliye hukuk mahkemesinde tazminat davası açsanız, zamanaşımı def'inde (anlamını bilmeyebilirsiniz teknik olarak doğru terim olmasa da itiraz diyelim) bulunsa yine zamanaşımı nedeniyle davayı kazanamazsınız. Bir de üstelik üzerine mahkeme masrafları ve karşı tarafın avukatlık ücreti eklenir... Takdir sizin daha fazla yorum yapmayacağım.

Bu vesileyle bu yazıyı okuyan sevgili öğretmenlerimize; Sizler çocuklara ve gençlere örnek insanlarsınız. Ne yaparsanız olumlu ya da olumsuz etkileri oluyor. Bunun şakası yok. Öğretmeni sevmediği için Atatürk'ten nefret edeni de gördüm. Sorduğumda düşündü taşındı sebebini o da anladı... Buna binlerce örnek vardır. Bilen varsa yazarsa belki sayın öğretmenlerimize bir ışık olabilir.

Saygılar.

Sayın hukukçularımız;
2006 senesinde Lise 1' e geçmem ile bir meslek lisesine kaydoldum.
Burada ki müdür yardımcısı bir öğretmen, saç şeklim ve değişik modelde kazak giymem nedenlerinden dolayı bana belirli olan aşağıdaki mobing ve şiddet olaylarını uyguladı;
-Saçımda olan jöleyi çıkarmak için kafamı tuvalet lavabolarının altına soktu ve saçımdan damlayan sular ile derse girmek zorunda kaldım.
-Bir gün hiçbir neden yokken sınıfımıza girdi beni dışarıya çıkardı ve tokat atarak saç fuallerimden çekti
-Kendi odasının bulunduğu katta nöbetçi olmak zorunda kaldığımda, sırada oturduğum anda neden oturduğumu sınıfları kontrol etmem gerektiğini aşağılayıcı ve rencide edici tarzda bağırarak söyleyerek, beni her daim stres altına soktu.
Buna benzer süreçler sonrasında okulumu o sene sonunda değiştirmek zorunda kaldım, başka bir okula geçtim.
Şimdi 33 yaşındayım ama hala bu öğretmenin yaptıklarını unutamıyorum. Ben felsefe öğretmeni olmama rağmen, bu süreçleri yaşadığım için mesleğimi yapamadım ve meslek değiştirmek zorunda kaldım.
Öğretmenden şikayetçi olmak ve yargı önünde cezasını almasını istiyorum. O dönemde yaşadıklarıma tanıklık eden arkadaşlarım bulunuyor. Kendileri ile de görüşerek tanık olmalarını isteyeceğim.
Süreç üzerinden çok fazla zaman geçtiği için dava açabilir miyim? Konu ile ilgili değerli görüşlerinizi rica ederim.

Saygılarımla

[Av.Yusuf Selçuk Ateşkan]

Öncelikle geçmiş olsun, yaşadıklarınıza üzüldüm.
Olayı ceza hukuku ve tazminat hukuku bakımından değerlendirecek olursak,

1- Türk Ceza Kanunu'nda mobbing diye bir suç yok.
Kasten yaralama, "Kasten başkasının vücuduna acı vermek veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olmak" olarak tanımlanmış.
Hakaret, "Bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırmak" diye tanımlanmış.
Görevi kötüye kullanma suçunun tanımında "Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine neden olmak" da var.

Ancak, her bir suç için kamu davası
"d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
geçmesiyle düşer."

2006'dan beri 17 yıl geçtiği için tüm olası suçlar dava zamanaşımına uğramış.

2- Türk Borçlar Kanunu'na göre tazminat talebi ise şu hükme tabi:
"Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır."

Burada da 8/15 yıl geçtiği için hiçbir şekilde tazminat talep etme imkanı görünmüyor.