Memurluk yaptığım birimde savcılığın soruşturmaya başladığı olaydan dolayı bir partinin eski ilçe başkanı tarafından görevimin başında tehdit, hakaet ve darp edildim. Kendimi savunmamamı, suçu kabul etmemi ve memleketi terketmemi istiyordu. Karşı gelince birkaç defa vurdu gömleğimi yırttı, küfürler etti.
Memurları memlekete o getiriyormuş bu yüzden kefilleri o imiş. Kim aykırı davranırsa onu bulurmuş karşısında.
Bu arkadaş sağı solu tehdit eden, her yerde bangır bangır konuşan birisi. Hakkında şikayet çok.
Savcılığa başvurdum. Daha savcıdan çıkar çıkmaz önüme çıktı benden önce o beni şikayet etti
Avukat tuttuk. Avukat savcılıktan kişinin beni darp ettirenlerle yazışmalarını bir arada bulunma kayıtlarının çıkarılmasını istedi. Biz onu beklerken kamera kayıtları farklı saatten alınarak takipsizlik kararı verilmiş.
Elimizde şahitler başka deliller olduğunu söyleyerek itiraz ettik. İtiraz talebimiz reddedildi. Böylece eski siyasetçi aklandı.
Aynı kamera görüntülerinde yani bizim suçlayamadığımız görüntülerle onların bizi suçlaması kabul edildi. Karakolda verilen bir şahit ifadeside eklenerek duruşmasız basit usul yargılama ile ben siyasetçiyi tehdit etmiş oldum
Farklı tarihlerde alınan görüntülerde bir siyasetçinin 3-4 saat boyunca devlet dairesinde devlet memuru ile çeşitli yerlerde hararetli konuşmaları görülüyor.
Ve hukuka devrolmuş olaya müdahalesi.
İfadeleri tamamen yalan yanlış. "Sen bu işe karışma, benimde tanıdıklarım var siyasetini söndürürüm, herkez benden özür dileyecek, o memurların sicili bozulur" tehdit bu imiş.
Memurların sicili bozulma hukuki bir şey. Suçlanan memur aklanırsa, görevi başında memura iftira atıldığından dolayı karşı taraf suçlu durumuna düşer. En büyük idari amir veya yetkilendirdiği soruşturma açmak zorunda kamu adına.
Adamın siyaseti zaten sönmüş eski başkan. yönetimde değil. görevi yok