Gizli numaradan ağır hakaret ve tehdit

[zeynep_derin]

Sayın Elvan Çetinkaya,

155 ve 156 numaralı telefonlarla yapılan görüşmelerin kayıt altına alındığı herkesin malumudur ve burada bundan bahsetmek kafaları karıştırmaktan öte bir işe yaramaz. Forumun başından beri yazılanlardan da insanlar artık dinleme ile kayıt altına alma arasındaki farkı iyice kavramış durumdadırlar.

Biz burada TT'a ait 60 milyon telefonun görüşme içeriklerinin kayıt altına alınıp alınmadığı konusunu tartışıyoruz. Yukarıda verdiğiniz tamamen soyut örneklerle yanlış olan tezinizi ispat edemezsiniz. İlgili makamlara TT tarafından verilen yanıtlar doğru olabilir ancak şurası unutulmamalıdır ki; söz konusu telefonlar hakkında önceden mahkemelerce verilmiş dinleme kararları olduğu şüphesizdir. Bu bağlamda TT da ilgili yargı mercilerine elde ettiği görüşme içeriklerini vermiştir. Yani ortada bir şüphe vardır, bu şüphe üzerine ilgili tarafından C.Savcılığına başvuruda bulunulmuş ve telefon mahkeme kararıyla dinleme altına alınmıştır.

Size göre ise TT'a ait tüm telefonların görüşme içerikleri kayda alınmakta, gerektiği anda mahkeme tarafından istenilmesi suretiyle ulaşılabilmektedir.

İleri sürdüğünüz bu durum tamamen gerçek dışı olduğu gibi hukuken kabul edilmesi de mümkün değildir! Böyle bir durum sadece Türkiye'de değil, dünyanın hiç bir ülkesinde varit bulunmamaktadır. Bu tür bilgilerin verilmekle nereye varılmak istenildiğini de anlayabilmiş değiliz doğrusu!

[ADL4255]

öncelikle selamlar. nida_85 rumuzlu arkadaşımız gizli numaradan aranarak, kilmiği belirsiz kişilerce tehdit ve hakaretlerine maruz kaldığını, c. başsavcılığına suç duyurusunda bulunarak söz konusu falili meçhul kişi ya da kişilerden şikayetçi olduğu fakat müracaatının üzerinden on gün geçmesine rağmen müracaatıyla ilgili herhangi bir gelişme olmadğını beyan etmiştir. öncelikle şunu söyleyeyim; hazırlık soruşturmalarının kapsamı özelikle 1.06.2006 tarihinde yeni yürülüğe giren 5271 Sy. CMK. gereğince geniştilmiş, m.253 ile uzlaştırma gibi yeni kurumlar ihdas edilmiş bu nedenle de c. savcılarının iş yükleri pratikte artmıştır. Sayın Nida_85, başvurunuzdan kısa bir süre içinde sonuç beklemek bu şartlar göz önüne alnıdığında yersizdir. bir süre daha beklemeniz gerekecek. Zaten olayın tezahürü bakımından şahsi haklarınıza yapılan saldırı kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce gerçekleştirilmiştir. Burada savcılık sizden aramayların tarih ve saatini istemiştir. bu bilgiler ışığında ilgili kurumdan görüşme dökümü istenir. yapılan ayıklamada sizin belirttiğiniz tarih ve saatte arayan numaralar tespit edilir ve bu numaraların üzerlerine kayıtlı olan kimseler şüpheli sayılır. ancak bildiğiniz gibi ceza hukukunun amacı maddi vakıanın ve gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. size karşı bu filili işleyen gerçek kişilere ulaşılması bu bağlamda biraz daha zaman alabilir. esasen hattın sahibi her zaman hattı kullanan şahıs olmayabilir. önemli olan maddi vakıadır yani oyal anında hattı kullanan kişinin kimliğidir.
hakaret suçu 5237 sy. yeni tck.nun 125. maddesinde düzenlenmişitr. suçun basit halinin cezası üç aydan iki yıla kadar hapis veya apc. dır. maddenin ikinci fıkrası hakaret fiilinin her türlü sesli, görüntülü ve yazılı iletişim araçlarılya işlenmesi halini düzenlemiştir ve 1. fıkradaki ceza ikinci fıkra içinde geçerlidir. yani yine fiile verilecek ceza 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya apc.dır. açılacak dava sulh ceza mahkemesinde görülür.
umarım verdiğim bilgiler sizin açınızdan aydınlatıcı ve tatmin edici olmuştur. iyi günler...

[zeynep_derin]

öncelikle selamlar. nida_85 rumuzlu arkadaşımız gizli numaradan aranarak, kilmiği belirsiz kişilerce tehdit ve hakaretlerine maruz kaldığını, c. başsavcılığına suç duyurusunda bulunarak söz konusu falili meçhul kişi ya da kişilerden şikayetçi olduğu fakat müracaatının üzerinden on gün geçmesine rağmen müracaatıyla ilgili herhangi bir gelişme olmadğını beyan etmiştir. öncelikle şunu söyleyeyim; hazırlık soruşturmalarının kapsamı özelikle 1.06.2006 tarihinde yeni yürülüğe giren 5271 Sy. CMK. gereğince geniştilmiş, m.253 ile uzlaştırma gibi yeni kurumlar ihdas edilmiş bu nedenle de c. savcılarının iş yükleri pratikte artmıştır. Sayın Nida_85, başvurunuzdan kısa bir süre içinde sonuç beklemek bu şartlar göz önüne alnıdığında yersizdir. bir süre daha beklemeniz gerekecek. Zaten olayın tezahürü bakımından şahsi haklarınıza yapılan saldırı kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce gerçekleştirilmiştir. Burada savcılık sizden aramayların tarih ve saatini istemiştir. bu bilgiler ışığında ilgili kurumdan görüşme dökümü istenir. yapılan ayıklamada sizin belirttiğiniz tarih ve saatte arayan numaralar tespit edilir ve bu numaraların üzerlerine kayıtlı olan kimseler şüpheli sayılır. ancak bildiğiniz gibi ceza hukukunun amacı maddi vakıanın ve gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. size karşı bu filili işleyen gerçek kişilere ulaşılması bu bağlamda biraz daha zaman alabilir. esasen hattın sahibi her zaman hattı kullanan şahıs olmayabilir. önemli olan maddi vakıadır yani oyal anında hattı kullanan kişinin kimliğidir.
hakaret suçu 5237 sy. yeni tck.nun 125. maddesinde düzenlenmişitr. suçun basit halinin cezası üç aydan iki yıla kadar hapis veya apc. dır. maddenin ikinci fıkrası hakaret fiilinin her türlü sesli, görüntülü ve yazılı iletişim araçlarılya işlenmesi halini düzenlemiştir ve 1. fıkradaki ceza ikinci fıkra içinde geçerlidir. yani yine fiile verilecek ceza 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya apc.dır. açılacak dava sulh ceza mahkemesinde görülür.
umarım verdiğim bilgiler sizin açınızdan aydınlatıcı ve tatmin edici olmuştur. iyi günler...

Sayın ADL4255,

Sayın Elvan Çetinkaya'nın Türk Telekom'a ait tüm telefonların içerikleriyle birlikte dinlenmeksizin kayda alındığı hususunda ileri sürdüklerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

[elvancetinkaya]

Sayın Elvan Çetinkaya,

155 ve 156 numaralı telefonlarla yapılan görüşmelerin kayıt altına alındığı herkesin malumudur ve burada bundan bahsetmek kafaları karıştırmaktan öte bir işe yaramaz.
Biz burada TT'a ait 60 milyon telefonun görüşme içeriklerinin kayıt altına alınıp alınmadığı konusunu tartışıyoruz. Yukarıda verdiğiniz tamamen soyut örneklerle yanlış olan tezinizi ispat edemezsiniz. İlgili makamlara TT tarafından verilen yanıtlar doğru olabilir ancak şurası unutulmamalıdır ki; söz konusu telefonlar hakkında önceden mahkemelerce verilmiş dinleme kararları olduğu şüphesizdir. Bu bağlamda TT da ilgili yargı mercilerine elde ettiği görüşme içeriklerini vermiştir. Yani ortada bir şüphe vardır, bu şüphe üzerine ilgili tarafından C.Savcılığına başvuruda bulunulmuş ve telefon mahkeme kararıyla dinleme altına alınmıştır.

Size göre ise TT'a ait tüm telefonların görüşme içerikleri kayda alınmakta, gerektiği anda mahkeme tarafından istenilmesi suretiyle ulaşılabilmektedir.

İleri sürdüğünüz bu durum tamamen gerçek dışı olduğu gibi hukuken kabul edilmesi de mümkün değildir! Böyle bir durum sadece Türkiye'de değil, dünyanın hiç bir ülkesinde varit bulunmamaktadır. Bu tür bilgilerin verilmekle nereye varılmak istenildiğini de anlayabilmiş değiliz doğrusu!

Bu konuya son kez cevap yazıyorum.Sizin demek istediğiniz 155 ve 156 birimleri kayıt altına alabilir ancak diğer kurumlar alamaz diyorsunuz sanırım?Madem özel hayatın gizliliği ve Haberleşme özgürlüğünün ihlali suçtur o halde en büyük suçu bu kurumlar işliyor diyebilirmiyiz?Bu kurumların TT den veya diğer kurumlardan üstün kılan yanı nedir?Benim sunduğum alıntı örnek mahkeme kararı ve savcılık soruşturması yazılarındada zaten iyi okusaydınız tarihleri görürdünüz.Suç 2005 te işleniyor ama ne hikmetse TT ye yazılan talimat tarihi 2006 ve TT den gelen cevaptada dökümlere bakılıyor ve görüşme içerikleri detaylarına kadar anlatılıyor.Yani adli makamlar "durun bu adam belki 2 yıl sonra öldürülebilir biz şimdiden telefonlarını dinlemeyemi alalım " demiş adana ilinde?Bırakın Allah aşkına...Bu durum sadece Türkiyede değil hiçbir ülkede uygulanmamaktadır demişsiniz.Fransa ve İngiltere kanunlarını incelediğiniz takdirde yanıldığınızı göreceksiniz.

Hemen bakalım Fransız yasalarına;
Fransa'da Sarkozy yasaları meclisten geçti

AB ülkelerinde birbiri ardına çıkartılan yeni terörle mücadele yasalarına birisi de Fransa’dan eklendi. Önceden beri hazırlığı yapılan, fiili olarak uygulanan yasa 29 Kasım’da Fransız Parlamentosu’nda kabul edildi.
Yeni Terörle Mücadele Yasası, tüm işyerleri, kiliseler ve bankalara kameralar yerleştirilmesine de olanak tanıyor. Uçak ve teren yolculuğu yapanların kimlik bilgileri depolanacak. İnterenet kullanıcılarının bilgisayar başında sörf aşamasındaki tüm hareketleri izlenerek, bilgiler kayıt altına alınıp bir yıl saklanacak. Tüm telefon görüşmeleri içinde aynı şey geçerli. Gözaltı süresinin 2 gün uzatılması, hapis cezalarının artırılması öngörülüyor.

Sarkozy’nin “Her türlü iletişime kulak vermeli, mümkünse her şeyi bilmeliyiz” açıklığında ifade ettiği düzenlemeler, bir biçimde uygulamalara yasal kılıf geçiriyor. Paris’te bulunan “23 bin güvenlik kamerası”na rağmen izlemenin yetersiz olduğunu vurgulayan Sarkozy “Muhtemel saldırganlar hakkında gereken bilgiye ulaşabilmek için teknik ve personel kaynaklarımızı takviye etme kararı aldık.” diyor.
Tehlike çanları
Senato’nun onaylaması durumunda yeni Terörle Mücadele Yasası, yeni yılla birlikte uygulamaya konulacak. Fransa İnsan Hakları Birliği Genel Başkanı Jean-Pierre Dubois ; “Fransa’daki tasarının getirdiği önlemlerin benzeri İngiltere’de yürürlükteydi. Ama saldırıları önleyemedi.

Kuşkusuz sadece Fransa ile sınırlı olmayan, AB ülkelerinin hemen tümünde devreye koyulan bu uygulamalar, “özgürlük ve refah” ülkelerinin dayandığı sınırı ele veriyor. Bunlar sistemin yaşadığı korku ve paranoyaya işaret eder.

Korkunun ecele faydası yok! Fakat derinleşen sınıfsal uçurumların sosyal patlamalara dönüşme tehlikesinin, artık bir tehdit olmaktan çıkıp, AB metropollerinde uç vermeye başlaması, “güvenlik önlemleri” kapsamında vites büyütmelerini getiriyor. Ama toplumsal patlama ve kalkışmalar hiçbir yasa tanımaz!

Ayrıca bu konuyla ilgili benden yasa numarası ve resmi gazete tarih ve sayısı istemişsiniz.Sanırım bu konula ilgili muhattabınız ben değil Ulaştırma bakanlığıdır.Gecenin bu saatinde kalkıpta sizin için resmi gazete karıştıracak değilim.