+ Konuyu Yanıtla
1 / 3 Sayfa 123 SonSon
1 den 10´e kadar toplam 25 ileti bulundu.

Konu: YÖK Tasarısı Anayasa ya Uygunluğu

YÖK Tasarısı Anayasa ya Uygunluğu Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    May 2004
    Nerede
    ankara, Türkiye.
    İletiler
    13
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı YÖK Tasarısı Anayasa ya Uygunluğu

    Yök tasarısı vetolardan sonra kabul edildiği takdirde anayasa mahkemesi açılan davalarda ne gibi sonuçlar çıkar. Bu tasarı anayasaya uygun mudur. İnceleyen varsa...Yazarsa seviniriz ve bilgilenmiş oluruz...




    Hukuki NET Güncel Haber

    YÖK Tasarısı Anayasa ya Uygunluğu konulu yargıtay kararı ara
    YÖK Tasarısı Anayasa ya Uygunluğu konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Av.Fatih Karaca Misafir

    Tanımlı

    YÖK Kanunu tasarısı Kanunlaştığı takdirde, Anayasaya aykırılı sebebiyle açılacak bir davada, Anayasa Mahkemesi'nce yürütülmesinin durdurulmasına ve daha sonra da iptaline karar verilmesi kuvvetle muhtemeldir. Tasarıyı inceleme fırsatım olmadı, ancak, bir kanun hakkında Anayasa Mahkemesi'nce iptal kararı verilmesi için, söz konusu kanunun Anayasa'ya aykırı olup olmadığına değil, Anayasa Mahkemesi'nin bu kanunu Anayasa'ya aykırı bulup bulmadığına bakılmaktadır. Şayet birileri(!) tarafından bu Kanunun Anayasa'ya aykırı olduğu deklâre edilmiş ise, Anayasa Mahkemesi'nden başka türlü bir karar beklemek, bilmem ne kadar gerçekçi (!) olur.

    DeFacto

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Jan 2004
    Nerede
    istanbul, Türkiye.
    İletiler
    168
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sayın meslektaşım,

    iletinizi bir kaç kere okumak ihtiyacı duydum. İmalı bir ileti olması sebebiyle yanlış anlayarak gereksiz bir tartışma başlatmak istemiyorum. Ama ne var ki düşüncenize kesinlikle katılmıyorum . Anayasa mahkemesi kararlarına karşı güvensizlik duyduğunuzu , sanki bir yerden talimat alarak karar verdiklerini ima etmişsiniz ,eğer yanlış anladıysam özür dilerim.

    Anayasa mahkemesinin ülkemizde en saygın ve en güvenilir kurum
    olduğunu düşünüyorum. Öncesinde ve günümüzde saygın hukukçular barındıran bu kurum, Türk Anayasa Hukukuna, çağdaşlaşma ve demokratikleşme yolunda mevcut anayasa ve anayasal sistem dahilinde çok büyük katkıda bulunmuştur, bulunmaktadır. Bu güvensizliğinize bir anlam veremedim.


    https://www.hukuki.net

  5. #4
    Av.Fatih Karaca Misafir

    Tanımlı

    Sayın Aksel,

    Ben olması gerekeni değil, olanları yazdım. Bunları asla bir tartışma falan başlatmak niyetiyle yazmadım, Ancak bunlar Türkiye'nin gerçekleri. Gerçekten de Anayasa Mahkemesi'nin Türk Anayasa hukukuna katkısı inkar edilemez bir gerçektir. Diğer tarafdan, ben Anayasa Mahkemesinin hukuka sığmayan bir çok kararlarıan da şahit oldum, sizi bilemem.

    Diğer tarafdan, 12 Eylül döneminde Anayasa Mahkemesi üyelerinin Kenan Evren'i ziyaret edip tebrik etmeleri de unutulmuş değil. Anayasayı korumakla mükellef hakimlerin Anayasayı çiğneyen birisini tebrik etmeleri, ne kadar sağlıklı karar verebileceklerinin de ip uçlarını ortaya koymuyor mu sizce.

    DeFacto

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    May 2004
    Nerede
    konya, Türkiye.
    İletiler
    1
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    bu konuda cumhurbaşkanı üzerine düşen sorumluluğu nekadar yerine getirdi? anayasımızın 104/1 ne diyor? devlet kurumlarının uyumu kordinasyonu kimin görevii..!anayasanın uygulanmasının sağlanması?..açıkçası bu henüz cevaplanabilmiş değil..toplumu zıt kutuplara bölen ve muhalefete, iktidara siyaset malzemesi yapılan ortada mağdur bulunduğu halde çözümden yana kimsenin dik ve net tavır benimsemeyişi üzücü.daha önüne gelmemiş bir tasarıı hakkında,zimmi olrak red kararı veren bir cumhurbaşkanı bu soruna çare bulabilir mi? kamuoyunda bu düzenlemenin yankıları şöyle: ismi lazım değil bir rektör milletin iradesini hiçe sayarak biz bu düzenlemeyi çiğneriz demesi içler acısı.....
    ben bu düzenleme geçerse istifa ederime ne demeli..yazıklar olsun imam hatipli insan değil mi? meslek seçme hürriyeti yokmu? insan hakları laiklikle mi sınırlı .kim bir imam hatiplinin bir din simgesi haline getirdi yada böle siyaset malzemesi haline getirdi..1999 da imam hatipli katsayı uygulmasına takılmazken hükümet siyaseti diye bunu bu hale getirenler o zaman neden bu anayasa aykırıydı biz bunun için böyle yaptık demediler..sırf belli bir kesmi tatmin için yapıldığını kim inkar eder hemde imam hatipli sayısın dan daha az bir kısım için....! ya meslek lisesini imam hatiple sınırlayan lara 4yıl okuyup 2 yıl stajla yoğrulan sağlıkçının hali.liseli kan görüp bayıldığında, doktor kalp masajı yapamazken sorumluluğu üzerine alan sağlıkçı...devlete sesleniyorum vatandaşa güven....kadrini bilmediğin vatandaş senin vatandaşın...sana hizmet için çırpınan...okuyan,hortumlamayan....saygılarımla

    kuscu

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Jan 2004
    Nerede
    istanbul, Türkiye.
    İletiler
    168
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Ben bu YÖK ile ilgili yeni kanun tasarısının içeriği, anayasaya uygunluğu veya öğretim hayatına getiri veya götürüleriyle ilgili bir yorum yapmayacağım. Bu konu tamamen siyasi ve ideolojik bir hal aldı. Toplumu geriyor, öğrencileri geriyor , öğretim üyelerini geriyor. Açıkcası beni de geriyor ama bu konuya girmeyelim.

    Benim foruma katılmamın sebebi bir önceki iletime yazılan cevap.Kesinlikle Anayasa Mahkemesine haksızlık edildiğini düşünüyorum. Sayın meslektaşım avukat62'nin önyargılı , kurum-şahıs farkı gözetmeksizin Anayasa Mahkemesi hakkında yaptığı eleştiriyi hukuki gaf olarak nitelendiriyorum.

    Üstad demiş ki:
    "Anayasa mahkemesi [u]üyelerinin</u> 12 eylül döneminde Kenan Evreni ziyaret edip, tebrik etmeleri de unutulmuş değil."

    Bende soruyorum; 1) Bu üyelerden hangileri hala görevde ?
    2) Anayasa mahkemesi bir kurum değil mi? Üyelerin davranışı ile devletin temel yapılarından olan bir kuruma böyle güvensizlik beslemek ne kadar doğru olur?
    3) Eski üyelerin, eskiden Kenan Evren'i ziyaret etmeleri ile şimdiki Anayasa Mahkemesi Üyelerinin veya Anayasa Mahkemesinin veya Anayasa Mahkemesinin vereceği kararlar arasında ne gibi bir ilgi-alaka var?

    Sayın meslektaşımdan alıntıya devam edelim;

    "Anayasayı korumakla mükellef hakimlerin Anayasayı çiğneyen birisini tebrik etmeleri, ne kadar sağlıklı karar verebileceklerinin de ip uçlarını ortaya koymuyor mu sizce."

    Anayasa mahkemesi üyelerinin "anayasayı korumakla mükellef" olduklarını ilk defa sizden duyuyorum. Bu görevi anayasa yapıcı, anayasanın hangi maddesi ile hakimlere vermiş. (Anayasa Mahk.nin Görev ve Yetkileri bknz. AY.md 148 ) Ayrıca hakimler Anayasayı ihtilalcilere karşı nasıl koruyacaklardı, silahlı direnişle mi? )
    Yine hatırlatayım üstadım , o tebrikçiler , emekli oldular korkmanıza gerek yok. Siz zamanı durdurmuşsunuz galiba. (eğer veriseniz bunun formülünü almak isterim).

    Bir alıntı daha ;
    " Ben Anayasa Mahkemesinin hukuka sığmayan bir çok kararlarına da şahit oldum, sizi bilemem."

    Bana Anayasa Mahkemesinin son beş yıl içinde (hadi on yıl yapalım) hukuka sığmayan şahit olduğunuz(?) bir kararını gösterin.

    Anayasanızda bir problem varsa, çağdaş hukuk seviyesinde değilse veya sizin istediğiniz gibi değilse Anayasa Mahkemesinin elinden birşey gelmez. Anayasayı hiçe sayıp karar oluşturamaz.

    Güvensizliğinizin adresi yanlış , mangalda kül bırakmayıp Devletin saygın kurumlarını küçümseyip , halka kurumları olumsuz lanse ederek ,güvensizlik aşılayarak takiye yapanlardan , değiştim diyenlerden etkilenmeyelim.
    BAŞKA TÜRKİYE YOK.





    https://www.hukuki.net

  8. #7
    Av.Fatih Karaca Misafir

    Tanımlı

    Anayasa Mahkemesi'ne haksızlık edildiğini düşünenler elbette olabilir, ama ben kimseye haksızlık ettiğimi düşünmüyorum. Hiç bir kurum ve kuruluşa karşı da önyargılı değilim. Benim Anayasa Mahkemesi hakkında yaptığımı eleştiriyi gaf olarak görenler, asıl kendileri bir kurumun doğrularına ve yanlışlarına toptan sahiplenmek suretiyle gaf yapmaktadırlar.

    Öncelikle eleştirilere tahammül göstermesini bilmek lazım. Anayasa Mahkemesi Anayasaya aykırı çıkarılan kanunları iptal etmek suretiyle Anayasayı korumuş olmuyor mu? Anayasaya uygunluk denetimi ile görevli kurumlar elbetteki ihtilalcilere karşı silahlı mücadeleye girecek değiller, ancak en azından bunları yapanları tebrik etmeleri de beklenmez.

    Anayasa Mahkemesinin Anayasaya aykırı kararlarına gelince: en azından bir tanesini burada zikredeyim.

    Bir meslektaşım, Maliye Bakanlığı Hukuk Müşavirlerine makam tazminatı ödendiği halde, kendisine ödenmemesi hususnu dava konusu yapmış ve İdare Mahkemesi de, ilgili kanuni düzenlemenin Anayasaya aykırılık iddiasını ciddi bularak, konuyu Anayasa Mahkemesine götürmüşdür.

    Gerçekten de, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’ndaki IV sayılı Makam Tazminatı Cetveli’nin 5. sırasının (d) bendinde, Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirlerinin tamamı için makam tazminatı ödenmesi öngörülmüş olduğu halde, Bakanlıklarda, yalnızca Birinci Hukuk Müşavirlerine ödenmesi öngörülmüş; Bakanlık Hukuk Müşavirleri için ise böyle bir ödeme öngörülmemişdir.

    Bilindiği gibi, devlet memurlarının ücretleri belirlenir iken, kurumlarının yapısı ve büyüklüğü değil, o memurun kurumdaki yaptığı görevin mahiyetine bakılır. Maliye Bakanlığında bir hukuk müşaviri hangi görevleri ifa ediyor ise, düğer bakanlıklardaki hukuk müşavirleri de aynı görevleri ifa etmekte ve hatta bakanlık hukuk müşavirleri Maliye Baknlığı hukuk müşavirlerinden daha fazla işle iştigal etmektedirler. Bunun sebebi ise şudur:

    Maliye Bakanlığı hukuk müşavirlerinin bulunduğu kurumda aynı zamanda avukat ve müşavir avukatlar da istihdam edilmekte ve genelde işlerin büyük bir bölümü bu avukat ve müşavir avukatlar marifetiyle yürütülmektedir. Oysa Bakanlıklarda avukat ve müşavir avukat istihdam edilmediğinden bütün bu görevler hukuk müşavirlerince ifa edilmektedir.

    Buna rağmen, Maliye Bakanlığı hukuk müşavirleri sırf bu kurumda çalışıyor olmalarından dolayı makam tazminatı almakta, fakat aynı görevleri ve hatta fazlasını yapmakta olan Diğer Bakanlıkların hukuk müşavirleri makam tazminatı alamamaktadır.

    Bu hususları burada dile getirmemin sebebi ise, kanuni düzenlemenin Anayasaya açık aykırılığını ortaya koymak içindir. İptali istenilen kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı bu kadar açık olmasına rağmen, Anayasa Mahkemesi, söz konusu davada, yalnızca, "Maliye Bakanlığı hukuk müşavirlerinin Hazine’yi ilgilendiren davalarda tüm Bakanlıkları temsil yetkisinin bulunması"nı gerekçe göstererek talebin reddine karar vermişdir. (E.1997/76 - K.1998/58)

    Böyle kararlar verebilen bir kurum için eleştiri getirmeyip de daha ne yapılacak. Esas önyargılı olanlar, bir kurumun doğrularına ve yanlışlarına bakmaksızın tümünü sahipenenler veya tam tersine tümünü reddedenlerdir. Biz hukukçuların görevi, doğruluk ve hak kimden sadır olursa olsun onu savunmak; yanlışlar da kimden gelirse gelsin eleştirip karşısında durabilmektir. Aki halde takiyecilik işte o zaman söz konusu olur.

    DeFacto

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Jan 2004
    Nerede
    istanbul, Türkiye.
    İletiler
    168
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı


    Sayın meslektaşım,

    sizin Anayasa Mahkemesi hakkında yaptığınız eleştiri değil itham, suçlama.
    Anayasa Mahkemesinin kararlarını (münferiden) ayrı ayrı yorumlayıp ayrı ayrı eleştirebilirsiniz ama Kurumsal olarak genelleme yapıp hep yanlış, yanlı, talimatla karar veriyorlarmış gibi yazı da yazamazsınız. Sanırım Anayasa Mahkemesi bahsettiğiniz kararıyla sizinde menfaatinize dokunmuş. Kararı aşağıda tümüyle yayınlıyorum. Bakalım hukukçu arakadaşlar ne diyecekler? Ayrıca görevi anayasa yargısı olmayan bir mahkemenin , talebi ciddiye alması o kadar önemsenecek birşey değil. Kararı çok dikkatlice okudum. Sizin gerekçelerinizi de. Gerekçelerinizde Anayasal bir gerekçe gösterememişsiniz. Aynı işi yapıyorlar hatta onlar bunlardan daha çok çalışıyor diye hukukta getrekçe olmaz, bunlarla yasa iptal ettiremezsiniz.
    Bahsettiğiniz kararda AYM harika bir karar vermiş. Siz neresini hangi gerekçeyle beğenmediniz?



    Esas Sayısı : 1997/76

    Karar Sayısı : 1998/58

    Karar Günü : 29.9.1998






    İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Ankara 10. İdare Mahkemesi


    İTİRAZIN KONUSU : 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 570 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Değişik IV sayılı Makam Tazminatı Cetveli’nin 5. sırasının (d) bendinin Anayasa’nın 10. ve 11. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.


    I- OLAY


    Orman Bakanlığı’nda hukuk müşaviri olan davacının, “makam tazminatı” ödenmemesi nedeniyle açtığı davada, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 570 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Değişik IV sayılı Makam Tazminatı Cetveli’nin 5. sırasının (d) bendinin Anayasa’ya aykırılık savını ciddî bulan Mahkeme iptali için başvurmuştur.


    II- İTİRAZIN GEREKÇESİ


    Başvuran Mahkeme’nin itiraz gerekçesi şöyledir:


    “Mesut Fazıl BARAN tarafından Orman Bakanlığı’na karşı Orman Bakanlığı birinci derece kadrolu hukuk müşaviri olarak adına makam tazminatı ödenmeyeceği yolundaki 23.5.1997 tarih P.D.T./21- 10458 sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na ekli IV sayılı Makam Tazminatı cetvelinin 5. sırasının (d) bendi içinde yer alan, Başbakanlık, Bakanlık, Müsteşarlık, Kurum Başkanlığı ve Müstakil Genel Müdürlüklerin Birinci Hukuk Müşavirleri (1’er kişi) ile Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirleri (6 kişi) ibarelerinin Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülerek iptal istemiyle açılan davaya ait dosya duruşma yapılarak incelendi, işin gereği görüşüldü:


    Dava dosyasının incelenmesinde; davacının 20.5.1997 tarihli dilekçesiyle davalı idareye başvurarak birinci derece kadrolu Bakanlık Hukuk Müşaviri olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa ekli IV sayılı Makam Tazminatı Cetveline göre bugüne kadar ödenmeyen aylar da dahil olmak üzere adına makam tazminatı ödenmesini talep ettiği, davalı idare 23.5.1997 tarih ve P.D.T./21-10458 sayılı yazısı ile makam tazminatı ödenecek devlet memurlarının kadro ve görev ünvanlarının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na ekli, 20.3.1997 gün ve 570 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik IV sayılı Makam Tazminatı cetvelinde belirtildiği, bu cetvelin 5. sırasının (d) bendinde yer alan Başbakanlık, Bakanlık, Müsteşarlık, Kurum Başkanlığı ve Müstakil Genel Müdürlüklerin Birinci Hukuk Müşavirleri (1’er kişi) ile Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirleri (6 kişi) şeklindeki hükümle hangi kuruluşların hukuk müşavirlerine ve kaç kişiye makam tazminatı ödeneceğinin açıkça belirlendiği, anılan hükme göre Bakanlıklarında sadece 1. Hukuk Müşavirine ve bir kişiye makam tazminatı ödenebileceğinden bu hüküm karşısında ilgiliye makam tazminatının ödenmesinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle isteğinin reddedilmesi üzerine davanın bu işlem ile dayanağı 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa ekli IV sayılı Makam Tazminatı Cetvelinin (d) bendi içinde yer alan Başbakanlık, Bakanlık, Müsteşarlık, Kurum Başkanlığı ve Müstakil Genel Müdürlüklerin Birinci Hukuk Müşavirleri (1’er kişi) ile Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği (6 kişi) ibarelerinin Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle iptali istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.


    Davacı, Mahkememizde 28.5.1997 tarihinde kayda giren dilekçesinde eşit seviyede olmalarına rağmen birinci derece kadrolu Hukuk Müşavirleri arasında makam tazminatı yönünden Bakanlıklara göre ayrımı yapılmasını öngören bu hükmün, Anayasa’nın 10. maddesinde ifadesini bulan eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ileri sürmektedir.


    T.C. Anayasası’nın 10. maddesinde; herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiç bir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınmaz denilmektedir.


    Anayasa’nın metni yukarıda alınan “Kanun Önünde Eşitlik” başlıklı 10. maddesinin anlamı ve kapsamı Anayasa Mahkememizin bir çok kararında vurgulanmıştır. Anayasa Mahkememize göre Anayasa’nın 10. maddesi, aynı hukuksal durumda bulunan kişiler arasında haklı bir nedene dayanmayan ayrımı önlemeyi amaçlamıştır. Bu madde, eylemli eşitliği değil, hukuksal eşitliği öngörmekte aynı durumda olanların ayrı kurallara bağlı tutulmasını sakıncalı bulmaktadır. Eşitlik ile güdülen amaç, aynı koşullar içinde özdeş nitelikli olanların yasalarca aynı işleme tabi tutulması, başka bir deyişle eşitler arasında eşitliğin sağlanmasıdır. Anayasa’nın 10. maddesinde yer alan eşitlik kavramıyla kanun önünde eşitlik yani hukuki eşitlik kasdedilmiştir.


    Görüldüğü üzere, Anayasa Mahkememiz aynı hukuksal durumda bulunan kişiler arasında hukuken geçerli, haklı bir nedene dayanmayan ayrımların Anayasa’nın 10. maddesinde öngörülen ve Anayasa’da yer alan en önemli kavramlardan biri olan yasa önünde eşitlik ilkesine aykırı düşeceğini kabul etmektedir.


    657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na ekli 20.3.1997 gün ve 570 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik IV sayılı Makam Tazminatı Cetvelinde eşit seviyede olmalarına rağmen birinci derece kadrolu Hukuk Müşavirleri arasında makam tazminatı yönünden maliye Bakanlığı ile diğer Bakanlıklar arasında ayrım yapılmasında Anayasa’nın 10. maddesi hükmüne aykırılık açık olduğu gibi, bu düzenleme Anayasa’nın 11. maddesinde yer alan Anayasa hükümleri yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır ve kanunlar Anayasa’ya aykırı olamazlar, hükmüne de aykırı düşmektedir.


    Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi bulunarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na ekli IV sayılı Makam Tazminatı Cetvelinin 5. sırasının (d) bendi Anayasa’nın 10. ve 11. maddelerine aykırı görüldüğünden, Anayasa’nın 152. ve 2949 sayılı Yasa’nın 28. maddeleri uyarınca Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda vereceği karara değin, davanın geri bırakılmasına kararla birlikte dosyada bulunan dava dilekçesi ekleri ve savunma dilekçesinin bir örneğinin Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmesine, 8.12.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”


    III- YASA METİNLERİ


    A- İtiraz Konusu Kural


    657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 570 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik IV sayılı Makam Tazminatı Cetveli’nin 5. sırasının iptali istenen (d) bendi şöyledir:


    “Başbakanlık, Bakanlık, Müsteşarlık, Kurum Başkanlığı ve Müstakil Genel Müdürlüklerin Birinci Hukuk Müşavirleri (1 er kişi) ile Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirleri (6 kişi)”


    B- Dayanılan Anayasa Kuralları


    İtiraz başvurusunda dayanılan Anayasa kuralları şöyledir:


    1- “MADDE 10.- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

    Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

    Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.”

    2- MADDE 11.- Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.


    Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.”

    IV- İLK İNCELEME


    Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi gereğince, Ahmet Necdet SEZER, Güven DİNÇER, Selçuk TÜZÜN, Samia AKBULUT, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Mustafa BUMİN, Sacit ADALI, Ali HÜNER, Lütfi F. TUNCEL ve Fulya KANTARCIOĞLU’nun katılmalarıyla 8.1.1998 günü yapılan ilk inceleme toplantısında dosya da eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, sınırlama sorununun esas inceleme evresinde ele alınmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.


    V- ESASIN İNCELENMESİ




    Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülen Yasa kuralı, aykırılık savına dayanak yapılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:


    A- Sınırlama Sorunu


    İtiraz yoluna başvuran Mahkeme, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 570 sayılı KHK ile değişik IV sayılı Makam Tazminatı Cetveli’nin 5. sırasının (d) bendinin tamamının iptalini istemiştir.


    Anayasa’nın 152. ve Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 28. maddesi uyarınca Mahkeme, Anayasa Mahkemesi’ne ancak görmekte olduğu davada uygulanacak olan kanun hükmünün iptal edilmesi için başvurabilir. Bu nedenle, esasın incelenmesinin davada uygulanacak kuralla sınırlı olarak yapılması gerekmektedir.


    İptali istenen (d) bendinde Başbakanlık, Bakanlık ve kimi kurumlardaki Birinci Hukuk Müşavirlerinin görev unvanları belirtilmek suretiyle bunlar için makam tazminatı ödenmesi öngörülmüştür. Davacının Bakanlık Birinci Hukuk Müşaviri olmayıp “Bakanlık Hukuk Müşaviri” olması nedeniyle itiraz konusu (d) bendine ilişkin esas incelemenin “Bakanlık Hukuk Müşavirleri” ile sınırlı olarak yapılmasına karar verilmiştir.


    B- Anayasa’ya Aykırılık Sorunu


    Başvuru kararında, iptali istenen kuralla, Bakanlıklarda görevli birinci derece kadrolu Hukuk Müşavirleri ile Maliye Bakanlığı’nda görevli Hukuk Müşavirleri arasında makam tazminatı ödenmesi konusunda ayrım yapıldığı, bunun da Anayasa’nın 10. ve 11. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.


    657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na ekli IV sayılı Makam Tazminatı Cetveli’nin 570 sayılı KHK ile değişik 5. sırasının (d) bendinde, Başbakanlık, Bakanlık, Müsteşarlık, Kurum Başkanlığı ve Müstakil Genel Müdürlüklerin Birinci Hukuk Müşavirlerinden birer kişiye 3000 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda makam tazminatı ödeneceği belirtilmiş olmasına karşın, Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirlerinden altı kişiye belirtilen miktarda makam tazminatı ödenmesi öngörülmüştür.


    Makam tazminatı ödenmesine ilişkin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Ek 26. maddesinde “Bu Kanuna ekli IV sayılı cetvelde unvanları yazılı görevlerde bulunanlara hizalarında gösterilen gösterge rakamlarının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunan miktarda makam tazminatı ödenir. Makam tazminatı damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz ve ödemelerde aylıklara ilişkin hükümler uygulanır... Bu görevlerde makam tazminatı almaya müstehak oldukları tarihten itibaren toplam iki yıl süre ile çalıştıktan sonra emekliye ayrılanlara yukarıdaki fıkraya göre bulunacak miktarın tamamı (926 sayılı Kanuna tabi profesörlere yarısı) hayatta bulundukları sürece her ay T.C. Emekli Sandığınca ödenir. T.C. Emekli Sandığı bu ödemelerin üçer aylık devreler halinde fatura karşılığında Hazineden tahsil eder...” denilmektedir.


    İtiraz konusu kuralla, Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü’nde görevli hukuk müşavirlerinin tamamına makam tazminatı ödenmesi öngörülürken, diğer Bakanlıkların sadece birinci hukuk müşavirlerine belirtilen tazminatın ödenmesi kabul edilmiştir.


    Bakanlıkların kadro cetvellerinde yer alan hukuk müşavirleri genel idare hizmetleri sınıfından olup, atanmaları 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanun’a göre yapılmaktadır. Bu Yasa’nın 2. maddesine göre, Birinci Hukuk Müşavirleri müşterek kararnameyle, diğer hukuk müşavirleri ise ilgili Bakan tarafından atanmaktadır.


    Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkındaki 3046 sayılı Kanun’un dördüncü bölümünde hukuk müşavirleri “Danışma ve Denetim Birimleri” arasında yer almaktadır. Aynı Yasa’nın 25. maddesinde de görevleri, “Bakanlığın diğer birimlerinden sorulan hukuki konular ile hukukî, malî ve cezaî sonuçlar doğuracak işlemler hakkında görüş bildirmek; bakanlığın menfaatlerini koruyucu, anlaşmazlıkları önleyici hukukî tedbirleri zamanında almak, anlaşma ve sözleşmelerin bu esaslara uygun olarak yapılmasına yardımcı olmak, adli ve idarî davalarda gerekli bilgileri hazırlamak ve Hazine’yi ilgilendirmeyen idarî davalarda bakanlık ve kuruluşu temsil etmek; bakanlığın amaçlarını daha iyi gerçekleştirmek mevzuata, plân ve programa uygun çalışmalarını temin etmek amacıyla gerekli hukuki teklifleri hazırlamak ve Bakan’a sunmak; bakanlık kuruluşları tarafından hazırlanan ve diğer bakanlıklardan veya Başbakanlıktan gönderilen kanun, tüzük ve yönetmelik tasarılarını hukukî açıdan inceleyerek görüş bildirmek;”


    biçiminde sayılmıştır.

    Anayasa’nın 10. maddesinde, “Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar” denilmektedir.


    Buna göre yasaların uygulanmasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ayrılığı gözetilmeyecek ve bu nedenlerle eşitsizliğe yol açılmayacaktır. Bu ilkeyle, birbirlerinin aynı durumunda olanlara ayrı kuralların uygulanması ve ayrıcalıklı kişi ve toplulukların yaratılması engellenmektedir. Yasa önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı olacağı anlamına gelmez. Kimilerinin Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen nedenlerle değişik kurallara bağlı tutulmaları eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz. Durum ve konumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve değişik uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar ayrı kurallara bağlı tutulursa Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez.


    Bakanlıklarda görevli “Birinci Hukuk Müşavirleri” ile bakanlıkta görevli diğer “hukuk müşavirleri”nin görev, yetki, sorumluluk ve atama usulleri farklı olduğundan farklı kurallara tabi tutulmaları doğaldır. Ayrıca, itiraz konusu bendde yer alan Müsteşarlık, Kurum Başkanlığı ve Müstakil Genel Müdürlüklerin Birinci Hukuk Müşavirleri ile Bakanlık Hukuk Müşavirlerini görev ve yetki yönünden aynı konumda kabul etmek olanaklı değildir.


    178 sayılı Maliye Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 8. maddesinde Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü “Ana Hizmet Birimi” olarak yer almaktadır.


    4353 sayılı Maliye Vekaleti Başhukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün Vazifelerine, Devlet Davalarının Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilayetler Kadrolarında Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesinin (F) bendinde, müşavirliğe bağlı merkez ve iller teşkilatının faaliyetlerinin hukuk müşavirleri, merkez muhakemat müdürü, müşavir avukatlar aracılığıyla en az üç yılda bir teftiş ve murakabe ettirilmesinin öngörüldüğü, 18. maddesinde, genel bütçe içindeki dairelere ait hukuk ve ceza davalarında ve her türlü icra takiplerinde hukuk müşavirlerinin temsil görevlerinin bulunduğu belirtilmektedir. Bu görevler dışında hukuk müşavirlerinin Yasa’da belirlenmiş başka görevleri de bulunmaktadır.


    Bakanlık hukuk müşavirleri ile Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirlerinin görev, yetki ve konumları karşılaştırıldığında, Maliye Bakanlığı hukuk müşavirlerinin Hazine’yi ilgilendiren davalarda tüm Bakanlıkları temsil yetkisinin bulunması nedeniyle görev alanının daha geniş kapsamlı olduğu görülmektedir.


    Buna göre, işlevlerindeki benzerliğe karşın, Maliye Bakanlığı hukuk müşavirlerinin diğer Bakanlıklardaki hukuk müşavirlerine göre daha geniş bir görev alanı içinde hizmet yürütmeleri ve üstlenilen görevin sorumluluk ve niteliği gözönünde tutulduğunda bunların aynı konumda olmadıkları açıktır.


    Bu nedenle kural Anayasa’nın 10. maddesine aykırı değildir. İstemin reddi gerekir.


    Kuralın Anayasa’nın 11. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.


    VI- SONUÇ

    14.7.1965 günlü, 657 sayılı “Devlet Memurları Kanunu”nun 570 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik IV sayılı Makam Tazminatı Cetveli’nin 5. sırasının (d) bendinin “Bakanlık Hukuk Müşavirleri” yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 29.9.1998 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.



    Başkan

    Ahmet Necdet SEZER
    Üye

    Samia AKBULUT
    Üye

    Haşim KILIÇ

    Üye

    Yalçın ACARGÜN
    Üye

    Mustafa BUMİN
    Üye

    Sacit ADALI

    Üye

    Ali HÜNER
    Üye

    Lütfi F. TUNCEL
    Üye

    Fulya KANTARCIOĞLU

    Üye

    Mahir Can ILICAK
    Üye

    Rüştü SÖNMEZ



    https://www.hukuki.net

  10. #9
    Av.Fatih Karaca Misafir

    Tanımlı

    Anayasa Mahkemesinin kararının tamamını okudum dediğinize göre, hangi gerekçeye dayanılığını da görmeniz gerkirdi. Kararda, davacının ve İdare Mahkemesinin gerekçeleri açıkça yazılı olduğu için tekrar zikretmeyi gerekli görmemiştim. Anayasanın 10 uncu maddesi gayet açık. Maddede, "Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz." diyor. Bu yetli değil mi. Aynı ûnvanlı memurlara farklı ücret uygulamak suretiyle imtiyazlı bir sınıf oluşturuyorlar. Mesele sizin ifade ettiğiniz gibi az veya çok çalışma meselesi değil. Kaldı ki bu ülkede imtiyazlı sınıf sadece Maliyede değil tabiki, daha bir çok imtiyazlı kurum oluşturulmuş bu memlekette. Aynı görevi yürüten iki memurdan imtiyazlı kurumda çalışanı, diğerini bir kaç defa katlıyor. Bu kurumların da hangileri olduğunu umarım sormazsınız.

    Siz bu kararı "harika" bulduktan sonra söylenecek söz kalmıyor. Ancak dediğiniz gibi melektaşlarımızın bu kararı değerlendireceklerini ümit ediyorum.



    DeFacto

  11. #10
    Kayıt Tarihi
    Jan 2004
    Nerede
    istanbul, Türkiye.
    İletiler
    168
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sayın meslektaşım,

    Memurların aynı ünvanlı olmalarının aynı nitelikte veya eşdeğer yetki ve görevde olmalarını gerektirmez. Ülkemizde hiç ünvanı olmayan ya da aynı ünvana sahip farklı bakanlıklara bağlı binlerce memur var. Bunların bir çoğunun işlerinin niteliği ve konumu farklı , maaş ve mali hakları da farklı. Şimdi bu ünvansız sadece memur olarak nitelenen çalışanların mali haklarını aynı seviye de olması hakkaniyete sığar mı? Sizin bahsettiğiniz durumda bunun aynı. Maliye Bakanlığı hukuk müşavirleriyle , diğer bakanlıkların hukuk müşavirleri arasında görev ve yetki bakımından farklılıklar var. AYM bunu gerekçecinde belirtmiş. Sırf ünvanlarının HUKUK MÜŞAVİRİ olarak geçmesi eşit nitelikte olduklarını göstermez.

    Bakın dikkatli okuyun AYM gayet açık gerekçelendirmiş bu hususla ilgili kararını.

    Anayasa’n&yacute;n 10. maddesinde, “Herkes dil, &yacute;rk, renk, cinsiyet, siyasî dü&thorn;ünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ay&yacute;r&yacute;m gözetilmeksizin kanun önünde e&thorn;ittir. Hiçbir ki&thorn;iye, aileye, zümreye veya s&yacute;n&yacute;fa imtiyaz tan&yacute;namaz. Devlet organlar&yacute; ve idare makamlar&yacute; bütün i&thorn;lemlerinde kanun önünde e&thorn;itlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundad&yacute;rlar” denilmektedir.


    Buna göre yasalar&yacute;n uygulanmas&yacute;nda dil, &yacute;rk, renk, cinsiyet, siyasî dü&thorn;ünce, felsefî inanç, din ve mezhep ayr&yacute;l&yacute;&eth;&yacute; gözetilmeyecek ve bu nedenlerle e&thorn;itsizli&eth;e yol aç&yacute;lmayacakt&yacute;r. Bu ilkeyle, birbirlerinin ayn&yacute; durumunda olanlara ayr&yacute; kurallar&yacute;n uygulanmas&yacute; ve ayr&yacute;cal&yacute;kl&yacute; ki&thorn;i ve topluluklar&yacute;n yarat&yacute;lmas&yacute; engellenmektedir. Yasa önünde e&thorn;itlik, herkesin her yönden ayn&yacute; kurallara ba&eth;l&yacute; olaca&eth;&yacute; anlam&yacute;na gelmez. Kimilerinin Anayasa’n&yacute;n 13. maddesinde öngörülen nedenlerle de&eth;i&thorn;ik kurallara ba&eth;l&yacute; tutulmalar&yacute; e&thorn;itlik ilkesine ayk&yacute;r&yacute;l&yacute;k olu&thorn;turmaz. Durum ve konumlar&yacute;ndaki özellikler, kimi ki&thorn;iler ya da topluluklar için de&eth;i&thorn;ik kurallar&yacute; ve de&eth;i&thorn;ik uygulamalar&yacute; gerektirebilir. Ayn&yacute; hukuksal durumlar ayn&yacute;, ayr&yacute; hukuksal durumlar ayr&yacute; kurallara ba&eth;l&yacute; tutulursa Anayasa’da öngörülen e&thorn;itlik ilkesi zedelenmez.


    Bakanl&yacute;klarda görevli “Birinci Hukuk Mü&thorn;avirleri” ile bakanl&yacute;kta görevli di&eth;er “hukuk mü&thorn;avirleri”nin görev, yetki, sorumluluk ve atama usulleri farkl&yacute; oldu&eth;undan farkl&yacute; kurallara tabi tutulmalar&yacute; do&eth;ald&yacute;r. Ayr&yacute;ca, itiraz konusu bendde yer alan Müste&thorn;arl&yacute;k, Kurum Ba&thorn;kanl&yacute;&eth;&yacute; ve Müstakil Genel Müdürlüklerin Birinci Hukuk Mü&thorn;avirleri ile Bakanl&yacute;k Hukuk Mü&thorn;avirlerini görev ve yetki yönünden ayn&yacute; konumda kabul etmek olanakl&yacute; de&eth;ildir.


    178 say&yacute;l&yacute; Maliye Bakanl&yacute;&eth;&yacute; Te&thorn;kilat ve Görevleri Hakk&yacute;nda Kanun Hükmünde Kararname’nin 8. maddesinde Ba&thorn;hukuk Mü&thorn;avirli&eth;i ve Muhakemat Genel Müdürlü&eth;ü “Ana Hizmet Birimi” olarak yer almaktad&yacute;r.


    4353 say&yacute;l&yacute; Maliye Vekaleti Ba&thorn;hukuk Mü&thorn;avirli&eth;inin ve Muhakemat Umum Müdürlü&eth;ünün Vazifelerine, Devlet Davalar&yacute;n&yacute;n Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilayetler Kadrolar&yacute;nda Baz&yacute; De&eth;i&thorn;iklikler Yap&yacute;lmas&yacute;na Dair Kanun’un 2. maddesinin (F) bendinde, mü&thorn;avirli&eth;e ba&eth;l&yacute; merkez ve iller te&thorn;kilat&yacute;n&yacute;n faaliyetlerinin hukuk mü&thorn;avirleri, merkez muhakemat müdürü, mü&thorn;avir avukatlar arac&yacute;l&yacute;&eth;&yacute;yla en az üç y&yacute;lda bir tefti&thorn; ve murakabe ettirilmesinin öngörüldü&eth;ü, 18. maddesinde, genel bütçe içindeki dairelere ait hukuk ve ceza davalar&yacute;nda ve her türlü icra takiplerinde hukuk mü&thorn;avirlerinin temsil görevlerinin bulundu&eth;u belirtilmektedir. Bu görevler d&yacute;&thorn;&yacute;nda hukuk mü&thorn;avirlerinin Yasa’da belirlenmi&thorn; ba&thorn;ka görevleri de bulunmaktad&yacute;r.


    Bakanl&yacute;k hukuk mü&thorn;avirleri ile Maliye Bakanl&yacute;&eth;&yacute; Ba&thorn;hukuk Mü&thorn;avirli&eth;i ve Muhakemat Genel Müdürlü&eth;ü Hukuk Mü&thorn;avirlerinin görev, yetki ve konumlar&yacute; kar&thorn;&yacute;la&thorn;t&yacute;r&yacute;ld&ya cute;&eth;&yacute;nda, Maliye Bakanl&yacute;&eth;&yacute; hukuk mü&thorn;avirlerinin Hazine’yi ilgilendiren davalarda tüm Bakanl&yacute;klar&yacute; temsil yetkisinin bulunmas&yacute; nedeniyle görev alan&yacute;n&yacute;n daha geni&thorn; kapsaml&yacute; oldu&eth;u görülmektedir.


    Buna göre, i&thorn;levlerindeki benzerli&eth;e kar&thorn;&yacute;n, Maliye Bakanl&yacute;&eth;&yacute; hukuk mü&thorn;avirlerinin di&eth;er Bakanl&yacute;klardaki hukuk mü&thorn;avirlerine göre daha geni&thorn; bir görev alan&yacute; içinde hizmet yürütmeleri ve üstlenilen görevin sorumluluk ve niteli&eth;i gözönünde tutuldu&eth;unda bunlar&yacute;n ayn&yacute; konumda olmad&yacute;klar&yacute; aç&yacute;kt&yacute;r.


    Bu nedenle kural Anayasa’n&yacute;n 10. maddesine ayk&yacute;r&yacute; de&eth;ildir. &Yacute;stemin reddi gerekir.

    Saygılarımla,


    NOt: Güvenmediğiniz AYM'in hemen aklınıza gelen başkaca hukuka sığmayan kararları varsa onları da tartışabiliriz.

    https://www.hukuki.net

+ Konuyu Yanıtla
1 / 3 Sayfa 123 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. Raporun usul ve fenne uygunluğu hakkında
    20yıllık devlet memuruyum(657'ye tabiyim).2009-2010 yılı arasında sağlık raporu kullandım. Kurumum 1 yıl süresince aldığım raporları birinci yılın...
    Yazan: oznhtc Forum: Sağlık Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 18-10-2020, 08:04:22
  2. Tibbi müdahalenin hukuka uygunluğu
    TIBBİ MÜDAHALENİN HUKUKA UYGUNLUĞU - Ecem KİRKİT - Eylül 2016 - 1. Bası - Yeni - 978-605-3000-044 Bu kitap Adalet Yayıncılık tarafından basılmış...
    Yazan: Hukuk Kitapçısı Forum: Hukuk Kitapları Tanıtımı
    Yanıt: 0
    Son İleti: 09-09-2016, 03:00:09
  3. Devremülk Sözleşmesi ve Tapu işlemleri için Vekaletname örneği Uygunluğu
    merhabalar ,parasını ödediğim,sözleşmesini yaptığım devremülkün tapu işlemleri için bir vekaletname düzenlendi , ancak ben bazı kelimelerini...
    Yazan: dogan-f Forum: Gayrimenkul Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 01-08-2011, 14:41:57
  4. Tıbbi Müdahalelerin Hukuka Uygunluğu kitabı
    Hekimin kişinin yaşamını ve sağlığını korumak adına yaptığı müdahale, pek çok açıdan bir yandan etiğin, diğer yandan ise hukukun konusuna...
    Yazan: Hukuk Kitapçısı Forum: Hukuk Kitapları Tanıtımı
    Yanıt: 0
    Son İleti: 29-09-2010, 18:00:01
  5. Yeni emeklilik tasarısı Anayasa'ya aykırı mı?
    2005 yılında çıkan emeklilik yasası geregi 60 yaşında emekli olacam ancak benim merak ettiğim 1999-2004 arası işe girenlerede bu yasanın uygulanması...
    Yazan: ajanburger Forum: Anayasa Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 06-09-2006, 15:38:13

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.