"bayan hastalarımdan biri anlattı, kendisinin başından geçen gerçek olay :
eşi ile sorunları olan bu hanım bir gün cd çalar ın yanında bir müzik cd si görmüş. cd yi eşine bir doktor arkadaşı vermiştir ve bir ilaç firmasının elindeki antidepresan ilacın promosyonu için reklamlarıyla birlikte dağıttıkları bir klasik müzik cd sidir. üzerinde ilacın resmiyle beraber ''günde tek doz alınız'' yazmaktadır. o dönem ciddi biçimde evlilik sorunları hakkında çareler arayan bu hanım cd nin üzerindeki yazıyı görmüş ve her gün bir kez bu cd yi dinlemeye ve eşine de dinletmeye başlamış. eşi dinlemek istemese de dinletiyormuş... sonunda sebebini açıklamış.
orda laf arasına girip ''eşiniz ne dedi peki'' dedim.
İşe koşulan, dayağa şiddete, kuluçkaya koşulan kadınları bu duruma getiren erkekler aydan gelmediki Sayın Yüksel...
Sayın gecem1970, bu noktada sizinle hemfikirim, evet bu erkekler aydan, uzaydan gelmedi, her biri Türk kadının ürünü, eseri... (Erkeklerin rolünü hafife aldığım sanılmasın ama çocukların eğitiminde annenin rolünün daha fazla olduğu da bir gerçek.) Elbette erkeklerin eğitilmesi gerekli, ama öncelikle annelerin, kadınların, kızların eğitilmesi gerekli. Sizin de belirttiğiniz üzere "Böyle gördüm, böyle yaparım.." zihniyetinde bir erkeği eğitmek sanıyorum çok daha güçtür. Bu nedenle "Böyle gösteren kadını" eğitmek çok daha faydalı olacaktır. Eğitimli kadın, eğitimli anne oğluna, dolayısıyla geleceğin kocaları ve babalarına modern, anlayışlı, ilerici ve hepsinden önemlisi eşitlikçi erkek sıfatını kazandıracaktır.
Yukardaki iletimde vurgulamak istediğim nokta; bu eğitim, eşitliği yakalama mücadelesinin ve bu mücadelenin sonuçlarının "Gördün mü bak erkeklerden daha başarılıyız, erkekleri geçtik, kadının fendi erkeği yendi..." gibi söylem ya da tavırlar ile yansıtılmasının yanlışlığıdır. Bir kadın başarılı ise iktidarda ise bu o kadının kadın olduğuna bağlanmamalı, kadınlar erkeklerden daha akıllı, daha başarılı gibi kıyaslamalara yol açmamalı. Aksi takdirde bir gün ezilen kadının yerini ezilen erkek alacaktır.
Çalışan insan, eğitimli insan, dürüst insan, onurlu insan başarılıdır, iktidardadır. Yani benim için kriter insani vasıflardır...
Aksi takdirde bir gün ezilen kadının yerini ezilen erkek alacaktır.
Sayın Yüksel,
Bırakında ezilen erkeğide erkek düşünsün:D
Şaka bir yana kadını iktidar olduğu yada pariter bir sitemin kurulduğu bir toplumda "ezilen erkek" gibi bir kavramın olabileceğine inanıyor musunuz? Ne güzel değinmişsiniz annelik özelliğine kadının. kadın oğlunu ezer mi acaba?
Hernekadar kendimizi üstün ilan etmiş olsak ta doğanın bir parçasıyız. Ve incelerseniz görürsünüz ki doğa yasalarını tersine çeviren tek tür de biziz. Doğa yapı olarak ana erkil bir sistemde yürür. Eşeyli üreyen türleri inceleyin. Eşini erkeğin seçtiği, dişinin kendini erkeğe beğendirmek durumunda olduğu bir tek tür daha var mı? En güzel öten kuşlar erkektir. Diğerine göre canlı renklere sahip olan yine erkektir. İnsan doğanın yasalarını türünde tersine çevirmiştir. Ve sonuçlarıda ortadadır. Eğlence yada tüketebileceğinden fazlası için öldüren tek türde insandır.
Acaba neden insan doğaya ters bir denge kurdu? İşte bu noktanın sorumlusu yine erkektir. Erkeğin kadın korkusu... Bu öyle derin bir korkudur ki geçmişi insanın var oluşuna dayanan Y genin içine işlemiş, sebebini artık erkeklerinde unuttuğu bir garip miras...
Antropologlar bu korkuyu şöyle açıklıyor. İlkel insan doğanın bir parçasıydı. ve beyni herşeyi doğal denge çerçevesinde açıklıyordu. Korku kaynağı olan nesne korunmak amacıyla saldırganlık dürtüsünü uyandırıyordu.
Henüz örtünmenin giyinmenin icat edilmediği dönemde tüm biyolojik oluşumlar herkesin gözü önünde cereyan ediyordu. İşte bu nedenle kanayan ama ölmeyen kadın erkeğin ödünü patlatıyordu.
Üstelik henüz üremedeki fonksiyonun farkına varamamış olan erkekte; durup duruken yeni bir insan yavrusu meydana getirebilen, bu esnada can çekişiyormuş gibi gözüken ama sonra yeniden dirilen kadın bir yandan derin bir korkuya neden olup saldırganlık hislerine neden olurken bir yandan da biyolojik gereksinimler onu yok etmeyi imkansız kılıyordu.
İşte bu çelişkiler içindeki erkek bu soruna bir takım çözümler üretmeye çalıştı. Bir dönem korkusunu tanrı ilan etti. (ilk totemler kadın figürüdür)
Daha sonra daha pratik ve işlevsel bir çözüm buldu. Bu çözümde tek Tanrılı dinlerin katkısı yadsınamaz. Kadını örtmek, kapatmak dışlamak, silaha, güce ve kutsal öğelere görevlere uzak tumak. Kendine bağımlı hale getirmek. İlkel yaşamda ödünü patlatan fizyolojik özelliklerini bir eksiklik olarak ortaya atıp onu küçümsemek aşağılamak.
Özetle Sayın Yüksel,
Şüphesiz bu günün erkeği için korkusunun temelindeki öğeler korku kaynağı değildir. Çünkü bilim güneşten yada aydan korkmaması gerektiğini öğrettiği gibi kadındanda korkmaması gerektiğini ona öğretmiştir. Ancak erkek cinsinin bilinç altına işlemiş genin bir parçası haline gelmiş bu korkunun yok edilmesi gibi bir olasılıkta gözükmemektedir.
O nedenle "ezilen erkek" gibi bir kavram şimdi olmadığı gibi gelecektede olmayacaktır. X geni böyle bir korku taşımamaktadır. Kadının iktidarı kadını yapısı gereği eşitlikçi ve insancıl olacaktır. Bunun en büyük ispatı 1900 lerin başından beri açıkça tanımlanmış olmasına, örgütlü eylemler yapmasına rağmen silahlı, yıkıcı hiç bir feminist eylem görülmemesidir. Kadınlar, haklarını elde etme çabasında herzaman demokratik yolları kullanmıştır.
Not: Sayın izmirli hala sigaraya dokunmak bile aklımdan geçmedi.
Ne ezilen kadın olsun, ne de ezilen erkek, ne kadınlar erkeklerden üstün olduklarını iddia edip bunu mantıksızca kanıtlama çabasına düşsün ne de kadınlar...
Sosyoloji alanında uzman olmadığım ve sizin kadar bilgi sahibi de olmadığım için geçmişteki anaerkil toplum yapısı ile günümüzdeki ataerkil toplum yapısını kıyaslayabileceğimi, derinlemesine tartışabileceğimi, iddialarda bulunabileceğimi zannetmiyorum. Ancak erkeklerin tarih boyunca kadından korktuğunu, bu korkunun siyasete, dine, hukuka bir şekilde oturtulduğunu biliyorum okuduğum kitaplardan. İşte bu noktada diyorum ki -ütopik bulabilirsiniz ki bence de öyle- kimse kimseden cinsiyeti yüzünden korkmasın, kimse kimseyi cinsiyeti nedeniyle aşağı görmesin kendi cinsini gereksiz ve anlamsız bir şekilde yüceltmesin.
Erkekleri de ben savunurum kadınları da siz hiç merak buyurmayınız :D insanı savunurum yani...
Evet onlarda erkek ama insan.:D:D
Yüce Allahu teala bu insan bu grubunu erkek olarak yaratmış. Kınayıp dışlayalım mı?Ayrımcılık yok.
Nefret edebiliriz, kızabiliriz, ve hatta tiksinebiliriz de ama varlıklarını yoksaymaya benliklerini aşağılamaya gerek yok.
İstesekte bu cinsi yok sayamayız çünkü en iyi erkek ölü erkekte olsa varlar.
Sadece ben. Kalbimi duyuyor ve insanları tanıyorum. Gördüklerimden hiçbiri gibi yaratılmamışım; yaşayanlardan hiçbiri gibi yaratılmış olmadığıma inanmak cüretini gösteriyorum. Öteki insanlardan daha iyi değilsem bile, hiç olmazsa başkayım. J.J.Rousseau
Forumda yer alan mesajlarınızda ortaya koyduğunuz bir çok görüşe katılmaktayım. Ancak "kadınlar nereye koşuyor" başlığı altında ortaya koyduğunuz fikirlerin bir kısmına saygı duymakla birlikte katılamadığımı, "cinsiyet şovenizmi" olarak tanımlanabilecek böylesi bir yaklaşımın ne kadına ne de erkeğe yarar sağlamayacağını düşünüyorum. Zira sorun, insan olmanın erdemi ve eşitliğine ulaşmak yerine, dünün ezilenlerinin yarının ezenleri olma iradesi ile harekete geçmesi ise, bu bir savaştır, ezen de ezilen de bundan zarar görür. Bu düşünce, taleplerinde ne kadar haklı olursa olsun doğal olarak karşı cinsten destek de bulamaz.
Oysa kadını ile erkeği ile elele dünyayı yaşanır bir yer haline getirme misyonu İNSAN'a özgüdür. Batı'da Feminist akımların neye panzehir veya ikame olarak görülerek dünyaya yayıldığı da ayrı bir felsefi tartışma konusudur.
Sigarayı bırakma aşamasında umarım sizi kırmamışımdır, ayrıca bu mesajı yazarken ciddi korkulara kapıldığımı da itiraf etmem gerekir.)
Kadınlar oraya buraya koşuyolar.
Koş Koş nereye kadar o da ayrı mevzuuu
Sadece ben. Kalbimi duyuyor ve insanları tanıyorum. Gördüklerimden hiçbiri gibi yaratılmamışım; yaşayanlardan hiçbiri gibi yaratılmış olmadığıma inanmak cüretini gösteriyorum. Öteki insanlardan daha iyi değilsem bile, hiç olmazsa başkayım. J.J.Rousseau
Sayın HMRG,
Yazımı dikkatle okursanız aslında kadın erkek ilişkileri için çok yüzeysel bir özetin ardından sadece kadının artık dayatma rolleri red ettiğini ve eş seçim kriterlerini kendisine dayatılanın dışına çıkardığını görürsünüz.
O yazıda kadın üstündür. Erkeği ezelim gibi bir tek mesaj yok. Eğer öyle anlaşılıyorsa düzeltmek gerekiyor.
Bir kadının eşinin yakışıklı olmasını, genç olmasını istemesi eşini kariyerine yada parasına göre seçmeyi red etmesi gerçekten cinsiyet şovenizmi olarak tanımlanabilir mi? Benim "ideal çift modeli" alt üst oldu derken tanımladığım model erkeğin üstünlüğüne dayalı bir modeldi. Bir kadının eşini sadece erkek olarak beğendiği için seçmesi son derece insancıl değil mi? Yazımın amacı bu kadını ve taleplerini algılayan ve bu doğrultuda kendine çeki düzen verenleri aşağılamakta değildi üstelik. Böyle gelişmiş bir erkeği neden aşağılayayım? Tam tersine böyle bir grubun varlığına dikkat çekmek ve bu durumu hala geçmişin sloganlarıyla yok sayanlarında yeni duruma uyum sağlaması gereğine dikkat çekmekti.
Ayrıca hiç korkmayın. Çünkü;
"Feminist teori toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin doğasını anlamayı amaçlar ve toplumsal cinsiyet politikaları, iktidar ilişkileri ve cinsellik üzerine odaklaşır. Feminist hareket kadın ve erkeğin eşitliğini savunur"
Bu durumda yazdıklarınızda hiçbir şekilde tepki alacak yada korkulacak bir unsur yoktur.
Bütün mesele yine yine erkeğin korkusunda düğümleniyor sanırım. "Feminizm" kelimesi neden tüğleri diken diken ediyor? Erkek ve kadının eşit olaması gereğini kabul ettiğinizi varsayıyorum. O zaman bu tepki niye? Feminizm başka bir şey mi söylüyor.
Elbette feminist gruplar içinde kadının biyolojik ve duygusal olarak erkeğe üstün ve erkeğin "tamamlanmamış kadın" olduğunu savunan daha radikal gruplar da yer almaktadır. Ancak bu grupların savunduklarını ve taleplerini incelersenizde inanın erkek cinsi için bir tehlike bulamazsınız.
Kendini feminist olarak tanımlayan kadınların içinde çok küçük bir grup olayı erkek düşmanlığı boyutunda ele almaktadır ki feminist teori temelde kadın erkek eşitliği ilkesi ile yola çıktığı için onları red eder.
Feminiz batı kaynaklı, bir grup erkek düşmanı, ahlaksız, yada cinsel sapma gösteren kadının ortaya attığı bir teori değildir. Kadın ve erkek yazarların ürünlerinde, edebiyatımızda izleri çok öncelere dayanan bir düşünme sistemidir. Toplumumuzda ne yazık ki bu şekilde tanımlanmış, içeriği tam olarak gözden geçirilmeden, öcü olarak bir kenara atılmıştır. Bu nedenle feminizm çağrışımlı bir başlık yada giriş cümlesi ön yargıları harekete geçirmekte, içeriği anlamamızı engellemektedir.
Sayın HMRG eğer vaktiniz varsa yazdıklarımın ışığında tekrar okuyun ilk iletiyi. Bu arada sigarayı bırakma aşamasında kırılmak ve bu gerekçeyle sigaraya sarılmak gibi bir korkum yok. Benim kaygım insanları kırmak boyutunda..
Eğer sizi kırmayacaksa bir şey daha söylemek istiyorum. Size çok kötü bir haberim var. İnsanları tanımlamak isimlendirmek haddim değil biliyorum. Ama son iletiniz bunu açık bir şekilde gösteriyor. Sizde bir feministsiniz...
Yazınızı her ne kadar Sayın HRMGR'ye yöneltmiş iseniz de hoşgörünüze sığınarak araya girmek istiyorum.
Öncelikle şunu belirtmek isterim, takip ettiğiniz üzere tartışma gayet seviyeli ve saygı çerçevesinde devam etmekte, bu nedenle kimsenin kimseye kırılacağını zannetmiyorum, umarım yanılmıyorumdur.
Feminizmin kelime köküne inersek dişiden, kadından geldiğini görürüz, dolayısıyla feminizmi dişicilik, kadıncılık olarak yorumlamak yanlış olmayacaktır diye düşünüyorum. Kadıncılık, dişicilik adı altında savunulan her düşünce bence ayrımcılıktır.
Kadınların toplumda ya da bizim toplumumuzda hak etmedikleri yerde olduğu, ezildiği, ikinci sınıf muamelesi gördüğü konusunda sizinle hemfikirim ki daha önce bu düşüncelerimi bir forumda da aktarmıştım. Ama bence kadınlar eziliyor, aşağılanıyor diye erkeğe cephe almaktansa, kadının saygınlığını kazandırmalıyız. Kadını da erkeği de insan olarak görüp her iki cinsin de insan gibi yaşamasına imkan tanımalıyız. Bu da feminizmle değil HÜMANİZM ile mümkündür diye düşünüyorum.
Bu arada, erkekler sizden destek bekliyorum, yakında hemcinslerim bana savaş açacak çünkü... (Bu şakaydı tabi )
Crystals signing travellers however vidalista-black asia vidalista-black w overnight shipping loniten uk buy ibrutinib dulera dosage anafranil sr on...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
E-satış u yap a girdim. satışa...
27-04-2024, 02:39:38 in Gayrimenkul Hukuku