Öncelikle herkese merhaba, bir süredir yapılan avukat hataları yüzünden sabıkama işlenen bir suçun temizletmeye uğraşıyorum,
mevcut suç 2009 tarihinde işlenmiş olup 2014 yılında karara bağlanmıştır,

2009 yılında, 6136 madde 15 ihlali ile yasadışı nitelikte kan oluğuna sahip bir bıçağı taşımaktan ceza aldım, yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile dava açıldı.
O zamanki avukatım bıçak yasal olarak ülkeye sokulduğu ve kurumsal bir firma tarafından faturalı olarak bana satıldığı üzerine temyiz hakkımızın olduğunu belirtip bunu kullanarak
Temyiz dilekçesi gönderdi.

Yanlız temyiz dilekçesini süresini aşarak, 2 ay gibi bir zaman içerisinde gönderdiği için başvurum red edildi ve dava para cezası kararına bağlandı.
Yurtdışına gideceğim bir süreçte karar sabıkama işlendi ve bu sebepten ötürü vize alamadım.

Daha sonra vize alabilmek için sabıkamı temizletmenin yolunu arar iken başka bir avukat arkadaş vasıtası ile,
Bahsetmiş olduğum üzere bu durumun temyiz'e bağlı bir avukat hatası olduğunu belirterek, bununla alakalı bir dilekçe daha yazarak tekrar temyiz başvurusunda bulunduk, ama temyiz talebimiz reddedildi.

Daha sonra asliye ceza mahkemesinin, 16 yaşında iken şahsıma verilmiş bir ceza nedeni ile sabıkalı bir kişiliğimin olduğuna kanaat getirerek Hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasının uygulanmamasına dair karar verdiğini belirten
bir dilekçe ile Yargıtaya başvurduk.

Yargıtay'da talebimizi red etti.

2003 senesinde 16 yaşında iken basit yaralama suçu, çocuk mahkemesinde karara bağlanılarak para cezası ile sonuçlanmış olup, sabıkamda görünmemektedir.
2 suç tarihi arasında 6 yıl süre vardır.

Bildiğim kadarı ile 18 yaş altı işlenen suçlar, tekerrür sayılmayacağı gibi, buna rağmen sabıkamda görünmeyen 18 yaş altı bir suç nedeni ile HAGB hakkımı kullanmama müsade edilmemiş.
Bunun nedeni ne olabilir? ve usule uygunmudur?

Başka bir avukat arkadaşa danıştığımda Asliye Ceza mahkemelerinde yargıtaya gönderilen dilekçenin temyiz dilekçesinin reddinden itibaren 30 gün içerisinde gönderilmesi gerektiğini, avukat ise bunu 45 gün içerisinde gönderdiği için yargıtayın bunu reddettiğini söyledi ve afaki rakamlar talep ederek bu işi çözebileceğini söyledi.

Benim sorum bu durumda gerçekten yapılabilecek herhangi bir şey varmı?

Asliye ceza mahkemelerinde görülen davalarda yargıtaya dilekçe göndermek için bahsedildiği gibi hakikaten bir süre limiti varmıdır?
keza yargıtaya gönderilen dilekçe tarihi geçen yıl temmuz ayının başında olup henüz istinaf mahkemeleri açılmadığında gönderilmiştir.

Bu durumda yeniden yargılanma talep edilip tekrar yapabilecek birşey varmıdır?
Çünkü benim anlayabildiğim kadarı ile yargıtaya gönderilen dilekçede hakikaten bir süre aşımı söz konusu ise yapılacak birşey kalmamış.
Süre aşımı söz konusu değil ise uygulamada bir yanlışlık söz konusu gibi görünüyor.

Saygılarımla

Atilla.