Merhaba öncelikle cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.
Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada şüpheliler TCK 158/1-d (Nitelikli dolandiricik) maddesinden yargılandı ve mahkeme tarafından haklarında ceza tayin edildi.Tüm dava celselerinde suçsuz olduklarını savunmuşlar Verilen bu ceza yargıtay tarafından bozuldu.yargılama yeniden başladı.Sanıklardan birisi davaya konu senetleri kendisinin hile kullanarak aldığını ceza evinden samimi ikrar içeren dilekçeyle mahkemeye bildirdi.Olayın nasıl olduğunu,senetleri nasıl aldığını vb.Ve bu alınan senetlerin diğer sanıklara yalan söyleyerek (Müştekilerden alacağının olduğunu.Senetleri kendi adına icraya koyamayacağını vb yalanlarla senetlerin nasıl ve kimden alındığını bilmeyen akrabası olan diğer sanıklara ciro ettirerek icraya koyduğunu) ikrar ederek suç kabulünde bulunmuştur
Dün yapılan duruşmada senetleri alan sanık senetleri nasıl aldığını,diğer sanıklara yalan söyleyerek müştekilerden alınan senedi diğer sanıklara ciro ettirdiği,diğer sanıkları bozmadan önceki müştekilerden alacakları olduğu yönünde savunma yapmalarını,senedi alan sanığın tutuklanması sebebiyle diğer sanıklarında tutuklanacağını söyleyerek korkutarak önceki savunmalarını yapmalarını sağladığı ikarar etti.Sanıkların hepsi ifadesini değiştirdi

1) Bozmadan sonra önceki savunmaların doğru olmadığını yeni savunmalarında suç kabulü yapmaları ve pişman olduklarını beyan etmeleri dava ile ilgili karar verilirken bu samimi ikrarın faydası olur mu ? Sonradan ifade değiştirmeleri,suçu kabul etmelerinin etkisi olur mu ?
2) Eğer bu ikrara itibar edilmemesi durumunda ceza tayin edilirken alt sınırdan uzaklaşarak ve TCK 50,51 ve CMK 231 faydalandırılmazsa dosya yargıtaya itiraz edilirse bozma olabilir mi.Bununla ilgili örnek karar varmıdır ? Varsa ekleyebilirmisiniz ? Şimdiden teşekkürler.