+ Konuyu Yanıtla
1 den 5´e kadar toplam 5 ileti bulundu.
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    May 2013
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    272
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Yılda 3 araç satanların durumu mahkeme kararıyla iptal edilmesi hususu?

    Yılda 3 araç satanların durumu mahkeme kararıyla iptal edilmesi hususu?

    iki karar var bunlardan biri onuyor diğer reddediyor.

    3 araçtan fazla araç alıp satanların vergi cezaları iptal edilebiliyor mu?

    Madem iptal edilebiliniyorsa halen vergi dairesi neden ceza kesiyor?

    Bu kararı tam açıklarsanız sevinirim.


    ---Yapılan oto alım satımı işinin ticari bir faaliyet olup olmadığı ve bu işten dolayı geriye dönük ceza ve vergi alınıp alınmayacağı hususu

    Gelir vergisi kanunu’nun (1.) Maddesinde, gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarının gelir vergisine tabi olduğu, (37.) Maddesinde ise her türlü ticari faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.
    Danıştay kararlarında; bir kazancın ticari kazanç olarak nitelendirilebilmesi, bir faaliyetten kazanç sağlanması ve faaliyetin devamlılığı koşullarına bağlanmıştır. Devamlılık unsuru ise; işlemin aynı vergilendirme döneminde yinelenmesi ya da önceki vergilendirme döneminde de yapılmış olması olarak açıklanmıştır. Devamlılık unsurunun gerçekleşmesi halinde, bu işlemlerin kazanç sağlamak amacıyla yapılmadığını kanıtlama yükü vergi mükelleflerine yüklenmiştir.
    Danıştay uygulamasına göre; birden fazla yılda iki veya daha çok oto alım satımı faaliyetinde bulunan mükellefin, faaliyetinden elde ettiği kazancın devamlılık unsuru yönünden ticari kazanç olarak vergilendirilmesine ilişkin tüm koşullar gerçekleştiği kabul edilmiştir.
    Ancak bu faaliyetten dolayı geriye dönük vergi ve ceza alınıp alınmayacağı hususunda; Danıştay yukarıda “yoklama” bölümünde de açıklandığı üzere, ilgili hakkında yapılan yoklama veya sorgulama tutanağına göre ancak o günkü maddi olayın tespiti mümkün olacağından, yoklama veya sorgulama tarihi esas alınarak bu tarihten itibaren vergi ve ceza istenebileceği görüşünü benimsemiştir.
    Oto alım satımı ile bire bir uyumlu olan Danıştay 3.Dairesinin 11.06.2009 tarih ve 2007/3751 Esas-2009/2092 Karar sayılı ilamında; yapılan oto alım satımı işinin ticari faaliyet olduğu belirtilerek, davacı adına faaliyetin saptandığı yoklama tarihi itibarıyla mükellefiyet tesis edilebileceğinin göz önünde bulundurularak vergi ve ceza istenebileceği açıklanmıştır. Konuyla ilgili örnek Danıştay kararının gerekçesi de aşağıdaki gibidir.

    T.C. DANIŞTAY
    3.Dairesi

    Esas: 2007/3751
    Karar: 2009/2092
    Karar Tarihi: 11.06.2009

    ÖZET: Alım-satımların ticari kazanç sağlama amacı dışında nedenlerle yapıldığı iddiasını kanıtlaması gereken davacı tarafından, yoklama üzerine idareye yapılan başvuru sırasında araçların ticari amaçlı alınıp satılmadığı, yakınlarının isteği üzerine geçici olarak adına tescil ettirildiğinin, dava dilekçesinde ise alım-satımdan kar değil zarar elde edildiğinin, ileri sürülmekle yetinildiği, ancak birden fazla kamyon, kamyonet ve otomobilin ticari amaçla alınıp satılmadığı iddiasını kanıtlayan hukuken geçerli herhangi bir bilgi ya da belge sunulamadığı anlaşıldığından, faaliyetin kazanç elde etmek amacıyla yürütüldüğü sonucuna varılmıştır.

    (193 S. K. m. 1, 2, 37)

    İstemin Özeti: Davacı adına taşıt alım-satımından ötürü 26.6.2003 tarihi itibarıyla gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilmesine ilişkin 21.4.2007 gün ve 9936 sayılı işlemi; herhangi bir faaliyetin gelir vergisi mükellefiyetinin konusunu oluşturabilmesi için, gelir sağlama amacıyla, ticari bir organizasyon çerçevesinde devamlı olarak yürütülmesi gerektiği, davacı adına, 26.6.2003-12.1.2007 döneminde 11 taşıt alıp sattığının saptanması üzerine mükellefiyet tesis edilmiş ise de, davalı idarece taşıt alım satımının süreklilik arzedip arzetmediği, bu faaliyetten gelir elde edilip edilmediği objektif kriterlerle ortaya konulmadan, bu yönde somut bir tespite dayanmadan salt bilgisayar kayıtlarından uzun bir zaman aralığında 11 taşıt alınıp satıldığı bilgisine ulaşılması nedeniyle kurulan işlemin hukuka uygun görülmediği gerekçesiyle iptal eden Trabzon Vergi Mahkemesinin 4.7.2007 gün ve E:2007/315, K:2007/386 sayılı kararının; 2003 yılında satın aldığı 4 taşıtı 2004 ve 2005 yıllarında, 2004 yılında aldığı 2 taşıtı 2005 ve 2006 yıllarında, 2006 yılında aldığı 4 taşıtın üçünü 2006 ve 2007 yıllarında satan ve halen üzerinde kayıtlı iki taşıt bulunan davacının faaliyeti süreklilik arzettiğinden adına mükellefiyet tesis edilmesinde kanuna aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

    Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

    Tetkik Hakimi: Sibel KORUCU

    Düşüncesi: Ticari olarak kamyon, kamyonet ve otomobil satışı yaptığı ve faaliyetini vergi idaresinden gizlediği anlaşılan davacı adına gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından vergi mahkemesince faaliyetin ticari amaçla yürütüldüğü yolunda yeterli tespit bulunmadığı gerekçesiyle verilen kararın hukuka uygun olmadığı, bu nedenle temyize konu kararın, davacı adına faaliyetin saptandığı 20.2.2007 tarihi itibarıyla mükellefiyet tesis edilebileceği gözetilerek yeniden karar verilmek üzeri bozulmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

    Savcı: Nurten KARAÇAY

    Düşüncesi: Araç alım-satımını devamlılık arz edecek yapan davacı adına gerçek usulde gelir vergisi mükellefiyeti tesisi işlemine karşı açılan davayı kabul eden mahkeme kararı temyiz edilmiştir.

    193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37.maddesinin 1.fıkrasında; her türlü ticari ve sanai faaliyetten elde edilen kazanç ticari kazanç olarak tanımlanmıştır.

    Maddi ve şekli anlamda bir ticari organizasyonun belirgin olmadığı durumlarda kazanç doğuran işlemin çokluğu faaliyetin süreklilik unsurunu belirleyen ölçüdür. Bir faaliyetin devamlı yapılması halinde, işlemlerin kazanç sağlamak amacıyla yapılmadığını kanıtlama yükü davacıya aittir.

    Davacının, 2003 yılında 4 araç alıp bu araçları 2004 ve 2005 yıllarında sattığı, 2004 yılında 2 araç alıp 2005 ve 2006 yıllarında sattığı, 2006 yılında 4 araç alıp 2006 ve 2007 yıllarında sattığı taraflar arasında çekişmesizdir.

    Farklı yıllarda birden fazla araç alıp satması, araç alım-satım işiyle uğraştığına karine teşkil etmekte olup, bu alım satımın kazanç sağlama amacı taşımadığını da kanıtlaya mayan davacının gerçek usulde gelir vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

    Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile temyize konu mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:

    193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 1'nci maddesinde gerçek kişilerin gelirlerinin gelir vergisine tabi olduğu, gelirin bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olduğu öngörülmüş, 2'nci maddesinde ticari kazanç, gelirin unsurları arasında sayılmış, Yasanın 37'nci maddesinde ise her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.

    İncelenen dosyadan, davalı idarece motorlu taşıtların alım-satımlarına ilişkin olarak plakaları üzerinden yapılan araştırma sırasında davacının 2003-2007 döneminde 11 adet taşıt satın alıp bunlardan 9 adedini sattığının tespit edilmesi üzerine davacı nezdinde 20.2.2007 tarihinde yoklama yapıldığı, alım-satımı yapılan taşıtlarla ilgili bilgilerin tutanağa alındığı ve 21.4.2007 gün ve 9936 sayılı işlemle adına taşıt alım-satımı faaliyetinde bulunması nedeniyle ilk taşıtın satın alma tarihi olan 26.6.2003 tarihi itibarıyla gerçek usulde gelir vergisi mükellefiyeti tesis edildiği anlaşılmaktadır.

    Gelir Vergisi Kanununda bir kazancın ticari kazanç olarak nitelendirilebilmesi, bir faaliyetten kazanç sağlanması ve faaliyetin devamlılığı koşullarına bağlanmıştır. Maddi ve şekli anlamda bir ticari organizasyonun belirgin olmadığı durumlarda kazanç doğuran işlemin çokluğu devamlılık unsurunu belirleyen en nesnel ölçü olup, bir işlemin devamlılığı, işlemin aynı vergilendirme döneminde yinelenmesi ya da önceki vergilendirme döneminde de yapılmış olmasına göre belirlenebilir. Devamlılık unsurunun gerçekleşmesi halinde, bu işlemlerin kazanç sağlamak amacıyla yapılmadığını kanıtlama yükü vergi mükelleflerine düşer.

    2003 yılında satın alınan 4 taşıtı 2004 ve 2005 yıllarında, 2004 yılında alınan 2 taşıtı 2005 ve 2006 yıllarında, 2006 yılında satın alınan 4 taşıttan üçünü 2007 yılında sattığı ve adına kayıtlı 2 taşıt daha bulunduğu saptanan davacının bu alım-satım faaliyetinden elde ettiği kazancın ticari kazanç olarak vergilendirilmesine ilişkin tüm koşullar gerçekleşmiştir. Bu alım-satımların ticari kazanç sağlama amacı dışında nedenlerle yapıldığı iddiasını kanıtlaması gereken davacı tarafından, yoklama üzerine idareye yapılan başvuru sırasında araçların ticari amaçlı alınıp satılmadığı, yakınlarının isteği üzerine geçici olarak adına tescil ettirildiğinin, dava dilekçesinde ise alım-satımdan kar değil zarar elde edildiğinin, ileri sürülmekle yetinildiği, ancak birden fazla kamyon, kamyonet ve otomobilin ticari amaçla alınıp satılmadığı iddiasını kanıtlayan hukuken geçerli herhangi bir bilgi ya da belge sunulamadığı anlaşıldığından, faaliyetin kazanç elde etmek amacıyla yürütüldüğü sonucuna varılmıştır. Bu nedenle vergi mahkemesi kararının, davacı adına faaliyetin saptandığı 20.2.2007 tarihi itibarıyla mükellefiyet tesis edilebileceği de göz önünde bulundurularak yeniden karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.

    Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Trabzon Vergi Mahkemesinin 4.7.2007 gün ve E:2007/315, K:2007/386 sayılı kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13'üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 11.06.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

    ---Oto alım satımından dolayı geriye dönük mükellefiyet tesisi işlemi neticesi geçmişe dönük olarak beyanname vermemeden dolayı özel usulsüzlük cezası verilip verilemeyeceği hususu

    Vergi Usul Kanunu’nun 353.maddesinde; takvim yılının kapanmasından sonra ve zamanaşımı süresi içinde vergi incelemesiyle iddia edilen ve vergi kaybı doğuran olaylardan yola çıkılarak, geçmiş yıllara ait beyannamelerin elektronik ortamda ve yasal süresi içinde verilmediği yaklaşımıyla özel usulsüzlük cezası kesilmesini öngören bir düzenleme yer almamaktadır.

    Bu nedenlerle ilgili kişi kendisine tebliğ edilen ihbarname ile vergi mükellefi olduğunu öğrendiğinden; yapılan bu geriye dönük mükellefiyet tesisi neticesinde elektronik ortamda ve kanuni süresi içinde beyanname vermediği gerekçesiyle; geçmiş yıllara ait kanuni süresi içinde verilmesi imkânsız olan beyannamelerle ilgili tüm cezaların cari yıl içerisinde bir anda kesilmesi kanunun konuluş maksadıyla çelişmektedir. Zira ;
    henüz mükellef olunmayan dönemlerde elektronik ortamda ve yasal süresinde beyanname verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
    Nitekim Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 07.05.2010 tarih ve 2099/271 Esas-2010/218 Karar sayılı ilamında da bu konuya vurgu yaparak özel usulsüzlük cezalarının kaldırılmasına karar vermiştir. Bu konuyla ilgili örnek Danıştay kararının gerekçesi aşağıdaki gibidir.


    T.C. Danistay

    Vergi Dava Daireleri Kurulu
    Esas: 2009/271
    Karar: 2010/218
    Karar Tarihi: 07.05.2010


    ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASINA İTİRAZ - VERGİLENDİRME DÖNEMİNDE BİR KISIM HASILATI İÇİN FATURA DÜZENLEMEMESİ - HESAP DÖNEMİNİN KAPANMASINDAN SONRA VERDİĞİ HİZMET İÇİN FATURA DÜZENLEMEDİĞİ - DAVANIN REDDİNE İLİŞKİN ISRAR KARARININ İSABETSİZLİĞİ

    ÖZET: Vergilendirme dönemine ilişkin işlemleri incelenen davacı adına, hesap döneminin kapanmasından sonra düzenlenen vergi inceleme raporunda, verdiği hizmet için fatura düzenlemediği sonucuna ulaşılarak özel usulsüzlük cezası kesilmesi, maddenin öngörülüş amacına uygun düşmediğinden davanın reddine ilişkin ısrar kararında yargılama usulüne ve hukuka uygunluk görülmemiştir.

    (213 S. K. m. 3, 353)

    İstemin Özeti: 2003 vergilendirme döneminde bir kısım hasılatı için fatura düzenlememesi nedeniyle davacı adına Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası davaya konu yapılmıştır.

    Davayı inceleyen Vergi Mahkemesi kararıyla; davacı tarafından, 2003 yılında aynı gruba dahil olan T. A.Ş. ile yaptığı sözleşme ile otelin konaklama gelirlerinin % 5’ini T. A.Ş.’ye fatura etmesinin kararlaştırıldığı, maliyet+kar şeklinde bir hesaplamaya yer verilmediği iddia edilmekteyse de, davacının gelirlerinin iki unsurdan oluştuğu, bunlardan ilkinin seyahat acentaları ile yapılacak rezervasyonlara aracılık karşılığı konaklamadan doğan cironun % 5’i, diğerinin ise işletici olarak yaptığı harcamaların % 5 fazlası olduğu, sözleşmeye göre çalıştırdığı işçiler için yaptığı harcamalar için % 5 fazlasıyla T. A.Ş.’ye fatura düzenlediği, T. A.Ş. tarafından davacının çalıştırdığı işçiler için davacıya yansıtılan elektrik, doğalgaz, yemek ve su gibi harcama payları için de davacı şirkete fatura düzenlendiği, taraflar arasında yapılan sözleşme gereği davacının bu harcamaları % 5 fazlasıyla hasılat kaydetmesine karşın T. A.Ş.’ye fatura düzenlememesi nedeniyle özel usulsüzlük cezası kesildiği, T. A.Ş. tarafından yansıtılan harcama tutarının % 5 fazlası için fatura düzenlemeyen davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.

    Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 26.06.2008 günlü ve E. 2007/523, K. 2008/2567 sayılı kararıyla; davacı adına 2003 vergilendirme dönemi için yapılan kurumlar vergisi tarhiyatına karşı açılan davada matrahın azaltılmasına karar veren vergi mahkemesi kararının, Dairelerinin 24.04.2008 günlü ve E. 2007/1057, K. 2008/1562 sayılı kararıyla T. A.Ş. tarafından yapılan harcamalara ve davacı şirketin çalıştırdığı işçi sayısına göre gider katılım payının nasıl hesaplandığı ve ne kadarının kayıtlarda yer alıp beyan edildiği hususlarında bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre karar verilmek üzere bozulduğu, davacı adına kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezası, yapılacak bu incelemede belirlenecek olan tutar üzerinden hesaplanacağından, söz konusu bozma kararının sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuştur.

    Bozma kararına uymayan Vergi Mahkemesi kararıyla; ilk kararında ısrar etmiştir.

    Israr kararı, davacı tarafından temyiz edilmiş ve kurumlar vergisi ve geçici vergiye karşı açtığı davaların kabul edildiği, verdiği hizmet nedeniyle yaptığı harcamaların (...) YTL olduğu, bunun % 5 fazlası olan (...) YTL için T. A.Ş.ye fatura düzenlediği, T. A.Ş.’ce düzenlenen ortak giderlere katılmaya ilişkin faturaların davacının yapması gereken harcama olduğu, su, elektrik, telefon gibi giderlerin işçilik gideri olmadığı ve bu tür giderlerin T. A.Ş.’ye % 5 fazlasıyla fatura edilmesinin ticari teamüllere aykırı olduğu, vergi mahkemesinin kurumlar vergisine ilişkin dosyada yaptığı hesaplamaya itibar edilecek olsa dahi düzenlenmesi gereken fatura tutarının (...) YTL, kesilecek özel usulsüzlük cezasının ise katma değer vergisi dahil tutar üzerinden (...) YTL olduğu, öte yandan somut tespit yapılmadan ve fiilin tüm unsurlarının varlığı saptanmadan ceza kesilmesinin hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

    Karar: Vergilendirme döneminde verdiği bir kısım hizmet için fatura düzenlememesi nedeniyle davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davayı reddeden vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.

    Vergi Usul Kanunu’nun, vergi kanunlarının uygulanması ve ispatı düzenleyen 3. maddesinin (A) bendinde, tabirinin bu kanun ile bu kanun hükümlerine tabi vergi, resim ve harç kanunlarını ifade ettiği kurala bağlandıktan sonra ikinci fıkrada; vergi kanunu hükümlerinin lafzı ve ruhu ile hüküm ifade edeceği ve lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunları hükümlerinin, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle bağlantısı göz önünde tutularak uygulanması öngörülmüştür.

    Vergi Usul Kanunu’nun vergi cezalarına ayrılmış İkinci Kısmının Birinci Bölümü vergi ziyaı cezasına, İkinci Bölümü Usulsüzlüklere, Üçüncü Bölümü ise hürriyeti bağlayıcı ceza ile cezalandırılacak vergi suç ve cezalarına ilişkindir. Fatura ve benzeri evrak verilmemesi ve alınmaması ile diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmamasının yaptırıma bağlandığı 353. maddede; bu yaptırımın uygulanmasını gerektiren eylemin, yapıldığı vergilendirme döneminden sonraki zaman diliminde ve özellikle eylemin vergi kaybı yaratmasından sonra da uygulanıp uygulanmayacağı konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Her ne kadar maddenin sondan bir önceki fıkrasında; takvim yılı kapanmadan önce katma değer vergisi veya geçici vergi beyannamelerinde hasılatın noksan bildirilmesinden dolayı tahakkukun gecikmesinden doğan vergi kayıpları için uygulanabileceği anlaşılan ve maddede yazılı özel usulsüzlükler sonucunda vergi ziyaı da meydana geldiğinde, bu kaybın gerektirdiği vergi cezalarının ayrıca kesileceği düzenlenmişse de; tersine durumlarda ve özellikle takvim yılının kapanmasından sonra belirlenen ve vergi kaybı bulunan her olayda ilgililere ayrıca özel usulsüzlük cezası da kesileceği yolunda bir düzenleme yapılmamıştır. Vergilendirme döneminin kapanmasından sonra yapılan vergi incelemeleriyle bir kısım hasılatın veya kimi işlemlerin kayıt ve beyan dışı bırakıldığının saptanmasından dolayı, vergilendirme döneminde yasanın şekle ve usule ilişkin kurallarına da aykırı davranılmış olduğu çıkarımıyla özel usulsüzlük cezası kesilmesine olanak bulunup bulunmadığının, yukarıda belirtilen nedenle ve Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin (A) bendindeki düzenleme gereğince özel usulsüzlükler ve cezalarının öngörülmüş amacı ve diğer maddelerle olan bağlantısı gözetilerek belirlenmesi gereklidir.

    Yürürlükte kaldığı 31.12.1980 tarihine kadar uygulanan ve 04.01.1961 tarihinde kabul edilen, 10, 11 ve 12 Ocak 1961 günlü ve 10703, 10704 ve 10705 sayılı Resmi Gazetelerde yayımlanarak, 01.01.1961 tarihinde yürürlüğe giren 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun, 30.12.1980 tarihinde kabul edilen, 31.12.1980 günlü ve mükerrer 17207 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.01.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2365 sayılı Yasa ile değişmeden önceki 353. maddesinde ilk kez fatura ve benzeri evrak vermeyen ve almayanların cezası olarak ve özel usulsüzlük cezası adı altında yapılan düzenlemede de yer aldığı üzere özel usulsüzlük cezası şekle ve usule aykırılıkların yaptırımıdır.

    Vergi Usul Kanunu’nun şekle ve usule aykırılıkları yaptırıma bağlayan bu düzenlemesinden önce ve 5432 sayılı Yasa’nın ilk yürürlüğe konulduğu tarihte bir süre uygulanmasından sonra fatura düzenlenmemesi konusunda mükellefleri caydırıcı olmak üzere gereksinme duyulması nedeniyle 1951 yılında, sözü edilen Yasa’ya Ek 1. madde olarak 5815 sayılı Yasa ile başlığı altında hüküm eklendiği de bilinmektedir. Değinilen Ek 1. maddenin gerekçesinde, vergi uygulaması bakımından fatura almak ve vermek mecburiyetine uyulmamasının, vergi ziyaı yaratan eylemlerden olduğu için başlangıçta usulsüzlük cezası konulmadığı, ancak; vergi ziyaı takvim yılı sonunda belli olacağı için yılı içinde görülen veya saptanan faturasız işlemler için herhangi bir işlem yapılamadığı, dolayısıyla hesap döneminin kapanması ve sonucunun beklenmesi gerektiği, uygulamada bu durumun, pek çok mükellefin disiplinsiz davranmasına yol açtığı ve fatura düzenini bozacak bir kapsamda olduğu, bu sebeple faturalar hakkında bir usulsüzlük cezası konulması zorunlu görüldüğü için Vergi Usul Kanunu’na hüküm eklenmesinin teklif edildiği belirtilmiştir. 1961 yılında yürürlüğe giren 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun gerekçesi bulunmamakla birlikte, 353. maddenin, 2365 sayılı Yasa’nın 80. maddesiyle değiştirilmesine ilişkin madde gerekçesinde; <... günümüzde, vergi güvenliğini sağlayacak tedbirler arasında, vergilendirme döneminin kapanmasından sonra yapılacak incelemelerden çok cari yıl içinde yapılan mali kontrollere önem verilmektedir. Suçun işlenmesinden bazen yıllarca sonra yapılmakta olan vergi incelemesi, vergi ziyaı ile ilgili delil ve izlerin çoğunlukla ortadan kalkmış olması nedeni ile ancak belli bir ölçüde etkili olabilmektedir. Oysa anında yapılacak kontrollerle, geliri doğuran olayların maddi bünyesi ile kayıtlar arasında ilişki kurulması mümkün olmakta, vergi ziyaına yol açacak suçların zamanında önlenmesi sağlanmaktadır. Mükellef idare ilişkilerinin artmasını temin eden bu kontroller bir çok halde vergi idaresinin müeyyide ve cezalara maruz kalma ihtimali de büyük ölçüde bertaraf edilmiş olmaktadır. Şüphesiz, anında yapılacak kontrollerin, belirtilen etki ve faydaları sağlayabilmesi, belli bir disiplin içinde yürütülmesi, vergi kanunlarına aykırı harekete yönelme istidadında olanların ihtar mahiyetindeki cezalarla tecziye edilmesi şartına bağlıdır. Vergi ceza hükümlerinin yeniden düzenlenmesinde, özel usulsüzlük cezaları yukarıda kısaca belirtilen anlayış içinde ele alınmış ve bunlarda, gerekli etkiyi sağlayacak değişiklikler yapılmıştır. Bilindiği üzere, mükellefleri vergi ziyaına sebebiyet verecek muhtemel vergi suçunu işlemeye götüren yollardan başlıcaları; gider, satış ve diğer hasılatlarla ilgili belge düzeni ve kayıt nizamına ait olarak kanunda yer alan hükümlere gerektiği şekilde riayet edilmemesi, daha genel şekilde ifadeyle, kayıtların, muameleleri bütünüyle aksettirecek tarzda tutulmamasıdır. Bu itibarla özel usulsüzlük ve bulara ait cezaların tespitinde anılan hususların önlenmesinin ön planda tutul(duğu)...> belirtilmiştir.

    Yukarıda belirtilen ve yasa yapıcı tarafından fatura ve benzeri belgelerin alınıp verilmemesi suretiyle mükelleflerin belge düzenine aykırı davranışlarının vergi kaybı doğup doğmamasına bakılmaksızın ve vergi kaybı doğmasını önleyici biçimde yaptırıma bağlanmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla 353. madde, takvim yılının kapanmasından sonra ve zamanaşımı süresi içinde vergi incelemesiyle belirlenen ve vergi kaybı doğuran olaylardan yola çıkılarak, yılı içinde belge düzenine de aykırı davranıldığı yaklaşımıyla ceza kesilmesini öngören bir düzenleme içermemektedir.

    2003 vergilendirme dönemine ilişkin işlemleri incelenen davacı adına, hesap döneminin kapanmasından sonra 28.07.2005 tarihinde düzenlenen vergi inceleme raporunda, verdiği hizmet için fatura düzenlemediği sonucuna ulaşılarak özel usulsüzlük cezası kesilmesi, maddenin öngörülüş amacına uygun düşmediğinden davanın reddine ilişkin ısrar kararında yargılama usulüne ve hukuka uygunluk görülmemiştir.

    Açıklanan nedenlerle; Vergi Mahkemesinin ısrar kararının bozulmasına, oyçokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY

    Konaklama departmanı ile ilgili olarak verdiği hizmet için Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendi uyarınca fatura düzenlemediği saptanan davacı adına Vergi Usul Kanunu’nda yer alan ve 01.01.2003 tarihinden geçerli olmak üzere uygulanacak olan had ve miktarlar gözönüne alınarak kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığından istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz. (¤¤)

    ÖNEMLİ BİR NOT!

    TABİ TÜM BU MAHKEME SÜRECİNİN DAVA AÇMA SÜRELERİ TEBLİĞ TARİHİNDEN İTİBAREN(GEREK İHBARNABELER GEREKSE DE CEZA İHBARNAMELERİ) 30 GÜNDÜR. VE HERHANGİ BİR HAK KAYBI YAŞAMAMAK ADINA BU SÜREYE DİKKAT EDİLMELİDİR.



    Hukuki NET Güncel Haber

    Yılda 3 araç satanların durumu mahkeme kararıyla iptal edilmesi hususu? konulu yargıtay kararı ara
    Yılda 3 araç satanların durumu mahkeme kararıyla iptal edilmesi hususu? konulu hukuk haber
    Konu kinstd tarafından (22-12-2013 Saat 20:35:27 ) de değiştirilmiştir.

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    Nerede
    Ankara
    İletiler
    701
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Yılda 3 araç satanların durumu mahkeme kararıyla iptal edilmesi hususu?

    ikisi farklı karar. sizin sorununuza gelince, kesilen cezalar kaldırılıyor ancak olayı anlamak lazım. çünkü bazı davalarda kısmi kaldırmada olabiliyor. yoklama dönemi, cezaların kesildiği dönme falan farklı kararlar çıkmasına sebep olabiliyor. size ihbarnameler geldimi? Yoksa sadece görüşmeyemi çağırıldınız ?

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    May 2013
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    272
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Yılda 3 araç satanların durumu mahkeme kararıyla iptal edilmesi hususu?

    Alıntı molyer rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    ikisi farklı karar. sizin sorununuza gelince, kesilen cezalar kaldırılıyor ancak olayı anlamak lazım. çünkü bazı davalarda kısmi kaldırmada olabiliyor. yoklama dönemi, cezaların kesildiği dönme falan farklı kararlar çıkmasına sebep olabiliyor. size ihbarnameler geldimi? Yoksa sadece görüşmeyemi çağırıldınız ?
    yok hiçbiri olmadı...keyfe keder araç kullanıcıyısım....senede 5-6 araçta sorun olur mu?

    mesela anneme gayrimenkulde kira beyannamesinde çağırmışlardı...anneme ceza vurmadılar..

    - - - Updated - - -

    kismi kaldırmalar olduğu zaman ne gibi durumlar oluyor?

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    Nerede
    Ankara
    İletiler
    701
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Yılda 3 araç satanların durumu mahkeme kararıyla iptal edilmesi hususu?

    Sizinde ileride arac alim satimi nedeniyle incelemeye girme ihtimaliniz var. Tabi denk gelmeyedebilir. İdarenin herkesi inceleyebilecek yeterli personeli olmadigindan arada belki kurtarirsiniz. Sans

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Jun 2014
    Nerede
    izmir
    İletiler
    1
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Yılda 3 araç satanların durumu mahkeme kararıyla iptal edilmesi hususu?

    öncelikle uzun yıllar ssk lı bir şekilde bir firmada çalışmaktayım. son 2 yılda maaşıma gelen zamlarla kazancımın artmasına istinaden keyfi araç alım satımı yaptım.inandırıcı gelmesede tamamen keyfi araç alımı satımı yaptım. 2-3 tanesini eşime diğerlerinide kendim için. fakat bu vergilendirme olayından haberdar değildim. bir arkadaşımın uyarmasından sonra araştırma yaptım ve çok ciddi cezaların olduğunu öğrendim. amacım vergiden kaçmak değil . neyse vergisi ödemeye razıyım ama geçmiş yıllardaki alım satımlar yüzünden cezaların geldiğini öğrendim. benim şuanda çağrılma veya teblig falan yok. bir yazınızda şans olduğunu okudum. ben şansa bırakmadan yasal yollardan vergi ödemem gerekliyse ödemek isterim. dediğim gibi amacım kazanç değil sadece hobi. 2013 yılında 3 araç alım satımı yaptım. 2014 yılında ise 4. ondan önceki senelerde 1 veya en fazla 2. ceza yememek için ne yapmam gereklidir. aklıma gelen bir yöntem vergi dairesine gidip durumu anlatıp vergi ödemem gerekli ise ödemeyi söylemek ama birde geçmiş yılların inceleme işlemlerine takılıp ceza yemekten korkuyorum. bu konuda yardımcı olabilirmisiniz? bir vergi dairesine gidip keyfi ve hobi olarak araç aldığımı ve sattığımı söylesem bir sıkıntı olurmu? bir kaç yerde pişmanlık beyannamesi olarak geçmişe dönük beyanneme verip vergisini ödenebileceği söylenmiş bununla ilgili bilginiz varmı? yada hiç bir şey yapmadan bekleyip o tarz durumda mahkemeyemi başvurayım? alım satımı yaptığım araçlarda rakam farkıda yok. önerinizi bekliyorum. mail yada burdan geri dönerseniz çok müteşekkül olurum... saygılarımla...

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

bir yil icinde kac araba alip satabilirim

yilda kac arac satabiliriz

bir yilda kac araba satabilirim

senede kaç araba alıp satabilirim

http:www.hukuki.netshowthread.php109047-Yilda-3-arac-satanlarin-durumu-mahkeme-karariyla-iptal-edilmesi-hususu

yilda kac arac satabiliriz 2016

yılda kaç araba alıp satabilirim

yılda kaç araç alım satımı yapılabilir 2014

yılda kaç araç alıp satabilirim

1 yılda kaç araba alıp satabilirim

bir kişi bir yılda kaç araba alıp satabilir

bir kişi yılda kaç araç alıp satabilir1 sene içinde kaç araba alıp satabilirimbir yılda kaç araç alınıp satılabilirkaç araç alıp satabilirimyıllık kaç araba alıp satabilirimbir yılda kaç araba alıp satabilirim 20151 senede kaç araba alıp satabilirimyılda kaç araba satabilirimyılda kaç defa araç alıp satabilirimsenede kaç araba alıp satabilirim 20141 yılda kaç araba alıp satabilirim 2015bir yılda kaç araba alıp satabilirimkaç tane araç alıp satabilirimsenede 3 araba
Forum

Benzer Konular :

  1. Müşteki sifatinda olanlarin kanayan yarasi olan facebook ip tespit edilmesi hususu.....
    Kıymetli Forum Üyeleri, Gerçek Kimliğini gizleyen kötü niyetli bir Şahıs; sahte facebook hesabı açma cihetine giderek sürekli tehdit, hakarete ...
    Yazan: ayberk_08 Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 7
    Son İleti: 09-05-2017, 15:20:23
  2. Alkollü araç kullanma, mahkeme sonucuna CMK 231/7'ye göre itiraz edilmesi
    Merhaba, Arkadaşımın alkollü araç kullanmaktan kaynaklanan duruşması 20 Haziran 2014 günü yapıldı, hakim 20 günlük hapis cezası verdi ve hükmün...
    Yazan: coskunayyildiz Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 24-03-2015, 15:48:50
  3. Görevde Yükselme ile atanan kişinin yerine eski görevlisi mahkeme kararıyla iade edilirse,yeni atananın durumu ne olur?
    Saygıdeğer arkadaşlar, Çalışmış olduğum kurumun açmış olduğu görevde yükselme sınavını kazanarak, kurum tarafından gönderilen münhal kadro...
    Yazan: aks_7625 Forum: İdare Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 17-02-2010, 09:36:09
  4. Ölümlü arac kazasında mahkeme kararıyla haciz
    Saygılarınla bir sıkıntımı dile getirmek istiyorum,zira bir cıkıs yolu aramaktayım.Askere gitmeden önce bir kamyon nakliyecilik yapmaktaydım ve...
    Yazan: ruzgar34 Forum: İcra ve İflas Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 12-10-2009, 21:04:13
  5. Bir Yılda 11 defa arızalanan araç
    Garanti süresi içerisinde ve bir yıl içinde 11 defa arıza yapan aracımla ilgili, firmaya gönderdiğim yazı ve ihtarnameler aşağıda verilmiştir. ...
    Yazan: hhosafci Forum: Tüketici Hakları
    Yanıt: 1
    Son İleti: 24-06-2004, 13:10:59

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.