+ Konuyu Yanıtla
1 den 6´e kadar toplam 6 ileti bulundu.

Konu: Mal beyanından dolayı hala hapis cezası var mı?

Mal beyanından dolayı hala hapis cezası var mı? Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    May 2006
    Nerede
    Netherlands.
    İletiler
    1
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Mal beyanından dolayı hala hapis cezası var mı?

    arkadaslar mal beyanindan dolayi hala hapis cezasi varmi,bir var bir yok deniliyor.peki tebligat elime ulasmadiysa bir insanin ornek olarak yurt disindaysa bundan haberi nasil olur.
    saygilarimla



    Hukuki NET Güncel Haber

    Mal beyanından dolayı hala hapis cezası var mı? konulu yargıtay kararı ara
    Mal beyanından dolayı hala hapis cezası var mı? konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    ADIYAMAN, MERKEZ, Turkey.
    İletiler
    113
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    kağıt üstünde evet var ama uygulanmıyor.

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    İstanbul, Turkey.
    İletiler
    3.628
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Daire:YARGITAY CEZA GENEL KURULU
    Esas No:2001/298 Karar No:2002/2

    Mal beyanında bulunmamak suçundan sanıklar Emrullah Korkmaz, Hüseyin Korkmaz ve Durmuş Özdemirin, İİY.nın 337 ve TCY.nın 59. maddeleri uyarınca 8er gün hafif hapis cezası ile cezalandırılmalarına ilişkin Narman İcra Ceza Mahkemesince verilen 27.7.2001 gün ve 40/89 sayılı hüküm, sanıklar tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 17. Hukuk Dairesince 17.10.2001 gün ve 9308/8215 sayı ile; Sanığın üzerine atılı suçun içerik ve niteliğine, 17 Ekim 2001 tarih ve 24556 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4709 sayılı Kanunun 15. maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 38. maddesine eklenen son fıkra uyarınca Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz; hükmü ile yapılan bu düzenlemenin sanığın lehinde bulunması ve TCKnun 2/2. maddesi de gözetilerek sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu bulunduğu gerekçesiyle sair yönleri incelenmeksizin bozulmuştur. Yargıtay C.Başsavcılığı ise 12.12.2001 gün ve 128745 sayı ile; İİKnun 337 nci maddesinde düzenlenen ; mal beyanında bulunmama suçunun ön koşulu Sanık hakkında bir icra takibinin bulunması, bu takip nedeniyle ödeme(icra) emrinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak sanığa tebliğ edilmesi ve tebliğ edilen bu belgede mal beyanında bulunma ihtarının yer alması gerekmektedir. Suçun maddi unsuru;mal beyanında bulunmak üzere süresi içerisinde icra dairesine gitmemek veya süresi içerisinde yazılı beyanda bulunmamaktır. Mal beyanı ile neyin ifade edildiği, İİKnun 74 üncü maddesinde, beyanda bulunma süreleri de aynı kanunda gösterilmiştir. Bu suç kasten veya taksirle işlenebilir. Maddedeki mazereti olmaksızın ibaresi bu sonucu doğurmaktadır. Dolayısıyla burada bir objektif sorumluluk hali mevcut değildir. Suçun faili icra takibine maruz kalan borçludur. Mal beyanında bulunmama suçunun hukuki konusu kanunla öngörülen yükümlülüktür. Dolayısıyla bu suçun işlenmesi ile icra işlemlerinin yürütülmesi konusunda kanunla getirilen yükümlülük, yani kamu düzeni ihlal edilmektedir. Bu durumun sözleşmeyle veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülükle ilgisi bulunmamaktadır. Bu nedenle İİKnun 337 nci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen suça ilişkin eylemin ika edilmesiyle, her hangi bir sözleşmeye aykırı hareket edilmesi söz konusu olmayıp, kanunla getirilen mal beyanında bulunma yükümlülüğüne aykırı hareket edilmektedir. Bu hal ise Anayasanın 38 inci maddesinde öngörülen kuralla ilgili değildir. Şöyle ki, bir icra takibinin yürütülebilmesi için borçlunun mallarının bilinmesi gerek-mektedir. Bu malların alacaklı tarafından bilinmemesi halinde ise, borçlunun yeterli malını mal beyanı yoluyla bildirmesi, hatta hiç malı yoksa bu durumu belirterek geçi-minin dayanaklarını göstermesi gerekmektedir. Burada mal beyanı yükümlülüğünün kanunen öngörülmesinin nedeni, devletin icra örgütünü kurması ve bu örgütün çalışmasını temin için esas alınan kamu düzeninin sağlanmasıdır. gerekçesiyle itiraz yoluna başvurarak Özel Daire bozma kararanın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konu-şulup düşünüldü. CEZA GENEL KURULU KARARI Sanıkların mal beyanında bulunmamak suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda çözümlenmesi gereken hukuki sorun, Anayasanın 38 nci maddesine 4709 sayılı Yasa ile 9 uncu fıkra olarak eklenen, Hiç kimse yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonamaz şeklindeki kuralın İcra İflas Yasasının 337/1 incı maddesinde düzenlenen ve yaptırımı özgürlüğü bağlayıcı ceza olan suç bakımından nazara alınıp alınamayacağı, diğer bir anlatımla mal beyanında bulunmamanın, yalnızca sözleş-meden doğan bir yükümlülüğün yerine getirilememesi olarak değerlendirilip değerlendirileme-yeceği noktasında toplanmaktadır. Sorunun çözümünde sağlıklı bir hukuki sonuca ulaşılabilmesi için, konuya ilişkin yasal düzenlemelerin, TBMMinde yapılan görüşmelerin, öğretideki düşüncelerin, mal beyanında bulunmama suçunun tarihi gelişimi ve hukuki yapısının ele alınıp değerlendirilmesinde zorun-luluk bulunmaktadır. Toplumsal barışı sağlamak ve fertlerin hak ve özgürlüklerini güvenceye kavuşturmakla görevli olan Devlet kendiliğinden hak almaya izin vermemiş, buna yönelik eylemleri yaptırıma bağlamış ve hakkın yerine getirilmesini kendi tekeline almıştır. Devletin üstlendiği bu görevi etkin bir biçimde yerine getirebilmesi için ceza politikası gereği bazı önlemlere başvurma gerek-sinimi bulunmaktadır. İcra hukukunda öngörülen bir kısım önlemler de bu amaca yöneliktir. Osmanlı imparatorluğunda icra işleri uzun bir dönem, şeri hükümler çerçevesinde basit olarak icra edilmekte ve icra hukuku ile ilgili hükümler, Fıkıhın Mecellede bulunan kurallarından ibaret iken, 1295/1296 yılında, 69 madde ve 1 geçici maddeden ibaret İlamatı Hukukiyenin Sureti İcrasına Dair Kanunun Muvakkat kabul edilmiş, 28 Nisan 1330 (1914) tarihinde ise 149 maddeden ibaret İcra Kanunu Muvakkat bu kanunun yerini almış, her iki yasada da sadece ilamların icrası düzenlenmiştir. İki yasanın ortak özelliği borcunu ödemeyen borçlu için hapis cezasının öngörülmesidir. (32 ve 131. maddeleri) 28 Nisan 1330 tarihli kanunun sadece ilamlı icrayı düzenlemesi ve ilamsız icra ile ilgili herhangi bir düzenleme bulunmaması nedeniyle, Alman yasasından yararlanılarak 15 Mart 1928 tarih ve 1215 sayılı Kanun kabul edilmiş, 7 maddeden ibaret olan bu yasa ile de ilamsız icra düzenlenmiştir. 1330 tarihli yasanın Mecelle ve şeri hukuk esaslarına göre düzenlenmiş olduğu, Cum-huriyet döneminde kabul edilen yasalarla uyumlu olmadığı ve çağın gereklerine yanıt vermediği görüşüyle yeni bir İcra İflas Yasası hazırlığına başlanılmış, İsviçrenin Borç İçin Takip ve İflas Federal Kanunu esas alınarak, 1424 sayılı 18 Nisan 1929 tarihli İcra ve İflas Kanunu hazırlanmış, 345 maddeden oluşan bu yasa 4 Mayıs 1929 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak, yayımından itibaren 4 ay sonra yürürlüğe girmiş, bu şekilde cebri icra hukuku tek bir yasada toplanmış ayrıca 1295/1296 ve 1330 tarihli yasalar döneminde yürürlükte bulunan borç için hapis cezası sistemi tamamen kaldırılmıştır, Yasanın onbeşinci babında 322 ilâ 325 maddelerinde cezai hükümler yer almış, Mallarını bildirmeyen ve göstermeyen borçlular hakkında cezalar başlığını taşıyan 322 . maddesinde; mal beyanında bulunmama suçu, 70 inci maddede ise; mal beyanında bulunma zorunluluğu ve şekli düzenlenmiştir. Borç için hapsin kaldırılması nedeniyle, yasanın bilhassa borçluları koruduğu eleşti-rileri yoğunlaşmış, bu aksaklıkların giderilmesi için çalışmalara başlanılmış, hapis ile tazyik usulüne dönmemek ve ilamsız takip usulünü muhafaza etmek prensiplerine bağlı kalınarak yeniden hazırlanan 2004 sayılı Yasa ile 1424 sayılı Yasa yürürlükten kaldırılmıştır. 2004 sayılı Yasanın Meclisteki müzakerelerinde söz alan Adliye Vekili Yusuf Kemal, değişiklik gerekçeleri hakkında bilgi verdikten sonra; bu Yasada da suç olarak yaptırıma bağlanan mal beyanı ile ilgili olarak; .....borçlu meri kanunda mal beyanına mecburdur. Arzedilen layihada bu cihet daha ziyade ikmal edilmiştir. Borçlu, kendisinin elinde, başkasının elinde bulunan malını, alacağını, hakkını ve sair nesi varsa beyan etmeğe mecburdur. ....eskiden borçlu borcunu vermediği için, bu gün yalan söylediği için, bu yalanı söylemekle memleketin kredisini, emniyetini ihlal ettiği için o suçtan mücazat görecektir..... biçiminde, M. Selahattin Bey ise; ......hiç bir borçlu alacaklının bilmediğinden istifade edip te malının mevcudiyetini ve kabili haczolacak hakkını beyan etmemek gibi bir vaziyet alamaz. Bu kanun alacaklının hakkını muhafaza edecek hususları borçluya emretmiştir. Bu kanunun emrini ifa etmemek yüzünden cezai takibat yapılır ve hakim kararıyla bunlar suç addedilip cezalandırılır. şeklinde görüşlerini açıklamışlardır. 18.2.1965 tarihinde kabul edilerek 7.6.1965 tarihinde yürürlüğe giren 538 sayılı yasa ile, İcra İflas Yasasının mal beyanında bulunmama suçunu düzenleyen 337 nci maddesinin birinci fıkrasının sonuna; Borçlunun haczi kabil mallarını alacaklının bildiği veya bilmesi lazım geldiği ispat olunursa borçluya ceza verilmez cümlesi eklenmiş, düzenlemenin gerekçesi, Adalet komisyonu raporunda; borçlunun müddeti içinde mal beyanında bulunmaması ile alacaklının bundan zarar gördüğü mefruzdur. Burada alacaklı lehine bir karine mevcuttur. Borçlunun bu karinenin hilafını ispat etmesi gerekir. İspat ederse kendisine ceza verilmeyecektir. Borçlunun mal beyanında bulunmaması sebebiyle, alacaklının borçlunun mallarını bulup haczettirmesi gecikmiş ve bu sebeple de alacağına geç kavuşmuş ise; alacaklı borçlunun mal beyanında bulunmamasından zarar görmüş demektir. Buna mukabil alacaklı, borçlunun kendi alacağına yetecek kadar haczi caiz mallarının nerede bulunduğunu kesin olarak bilmekte ve borçlu da bu hususu ispat etmiş ise, alacaklı borçlunun mal beyanında bulunmamış olmasından bir zarar görmemiş demektir. şeklinde belirtilmiş, 15.6.1985 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak 15.7.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3222 sayılı Yasa ile de; İİY.nın 337. madde metninde yer alan .....bu yüzden zarar gören alacaklı deyimi, 11.12.1957 tarih ve 16/28 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında suçun unsuru olarak aranmadığından madde metinden çıkarılmış ve cezanın asgari haddi caydırıcılığı temin bakımından on günden başlatılmak suretiyle, madde bugünkü halini almıştır. İcra ve İflas Yasasının 337 nci maddesinin 1 inci fıkrasına göre; süresi içinde beyanda bulunmak üzere mazereti olmaksızın icra dairesine gelmeyen veya yazılı beyanda bulunmayan borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine tetkik mercii tarafından hafif hapis cezasıyla cezalandırılacağı öngörülmüş, beyanın içeriği ve süresi ise aynı Yasanın 74 ve 75inci madde-lerinde düzenlenmiş, 337 nci maddenin 1 inci fıkrasının son cümlesinde ise; borçlunun haczi kabil mallarını alacaklının bildiği veya bilmesi gerektiğinin ispat olunması halinde borçluya ceza verilmeyeceği belirtilerek, bir cezasızlık hali öngörülmüştür. Sanığın bu suçtan cezalandırılabilmesi için, hakkında geçerli bir icra takibinin bulunması, takip nedeniyle icra veya ödeme emrinin Tebligat Yasası hükümlerine uygun olarak borçluya tebliğ edilmesi, tebliğ edilen belgede mal beyanında bulunma ihtarı ve beyan süresinin yer alması, borçlunun ihtara rağmen mazereti olmaksızın süresi içerisinde beyanda bulunmak üzere icra dairesine gitmemesi veya yazılı beyanda bulunmaması ve borçlunun haczi olanaklı mal veya alacaklarının alacaklı tarafından bilindiği veya bilinmesi gerektiğinin ispat olunmaması gerekir. Bu suçun hukuki konusu, cebri icra işlemlerinin yürütülmesi sırasında borçluya yasa ile getirilen bir yükümlülüktür. Nitekim bu husus mal beyanında bulunmama suçunu konu alan 11.12.1957 gün ve 16/28 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; Prensip itibariyle İcra ve İflâs Kanununa vazolunan cezai hükümler borçluyu kanun emirlerine itaate mecbur etmek ve dolayısıyla alacaklının hakkını kolayca istihsal eylemek için bir nevi müeyyideden ibarettir şeklinde açıklanmıştır. Mal beyanında bulunmama suçunun hukuki yapısı irdelendikten sonra; Anayasanın 38 inci maddesine 9 uncu fıkra olarak, 4709 sayılı Yasanın 15 inci maddesi ile eklenen Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz şeklindeki düzenlemenin anlam ve amacı, Meclisteki görüşmeler, uluslararası temel metinler ve öğretideki görüşler ışığında ele alınıp değerlendirilmelidir. Anılan Yasa değişikliğinin Mecliste görüşülmesi esnasında, bir soru üzerine Anayasa Komisyonu Başkanı; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Dördüncü Protokolünün 1 nci maddesi, borçlar hukuku ilişkisinden kaynaklanan borçlarını rızasıyla ödeyemeyen bir borçlunun bu yüzden hapis cezasıyla cezalandırılmasını yasaklamıştır. Borcun ödenmemesi, ya borçlunun mal varlığı bulunmadığı için çaresizlikten veya buna rağmen kötü niyetten olabilir. Birinci halde, yani, kendi ihmal veya kusuru olmaksızın borcunu ödemekte acze düşen kişi, bu yüzden hapis cezasına çarptırılamaz, ancak, borçlunun hileyle veya kasten burcunu ifa etmekten kaçınması halinde protokolün bu hükmünden yararlanması mümkün değildir şeklinde açıklamalarda bulunmuş, Değişikliğe ilişkin Anayasa Komisyonu raporunda ise, 4 Nolu Protokol gereği değişikliğin hükme eklendiği, sözleşmeden doğan yükümlülük içinde borçların da olduğu belirtilmiştir. 19.10.1992 tarihinde ülkemiz adına imzalanıp, 23.2.1994 tarih ve 3975 sayılı Yasayla onaylanarak, o tarihten itibaren yasa değerinde bir hüküm olan ve 4709 sayılı yasal değişiklik ile de Anayasal bir kural haline gelen 4 Nolu Protokolün 1 inci maddesinin öğretide ve konuya ilişkin sempozyumlarda ele alınarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Nitekim Prof. Dr. Tekin Akıllıoğlu 1 Aralık 2001 günü yapılan bir sempozyumda sunduğu tebliğinde (AİHS ve Anayasa md.38, f 8 Açısından Ödenmeyen Para Borçlarında Yaptırımlar Sempozyumu sh. 4 vd.) Genellikle uluslararası andlaşmalarda hazırlık sırasında kullanılan açıklayıcı belge (explanatory report) buna bir çeşit gerekçe belgesi denebilir, sonradan andlaşmaya eklenirken, AİHSnin ve 4 Nolu Protokole ek açıklayıcı belge bulunmamaktadır. 4 Nolu Protokolün uzmanlar komisyonunca yapılan bir açıklayıcı raporu vardır, ancak yayınlanmadığından hizmet içi belge olarak kalmıştır. Fransız ceza hukukunda ve pek çok Avrupa ülkesinde borçlunun ödemeye zorlanması için hapsedilmesi (la contrainte par corps) denilen hukuki usul, kanundan doğan borçlarda veya kamu gücü iradesinden doğan borçlarda halen uygulanmaktadır. Bu madde yetkili kamu makamlarının kişi özgürlüğünü kaldırma yetkisini sınırla-maktadır. Bu nedenle AİHS 5 inci maddesinin 1 (b) hükmü ile bağlantılıdır. Madde 5/1 (b) hükmüne göre; Bir mahkeme tarafından yasaya uygun olarak verilen bir karara riayetsizlikten dolayı veya yasanın koyduğu bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak için bir kimsenin usulüne uygun olarak yakalanması veya tutulması söz konusudur. Başka bir anlatımla, kanunun öngördüğü yükümlülükler arasından sözleşmeden doğan borçları çıkarmak gerekir. Borçtan (obligation) ne anlaşılmak gerekir? Madde sadece sözleşmeden doğan borcu (obligation contractuelle) korumaktadır. Sözleşme bir para borcuna ilişkin olabileceği gibi satın alma, satma borcuna ilişkin de olabilir. Aynı şekilde bir şeyi verme, yapma, yapmama taahhütleri de kapsamdadır. Sözleşme sadece özel kişiler arasında ya da özel hukuk alanında yapılanları değil, taraflardan biri kamu tüzel kişisi olan ya da kamu hukukuna giren bütün sözleşmeler (idari imtiyaz sözleşmeleri, devlet ihale kanunu kapsamındaki sözleşmeler) 1 inci maddeye girer. Bu bakımdan AİHS 5/1 (b) de geçen Yasanın koyduğu bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak için deyimi 4 Nolu Protokol 1 inci maddenin öngördüğü sözleşmeden doğan borç kavramına dahil değildir. Birinci madde yerine getirememeden (inability) söz etmektedir. Dolayısıyla borçlu ödeyebilecek durumda olup da ödemeyi reddediyorsa koruma kapsamına girmez. Ayrıca maddede yalnızca (merely) kelimesi de kullanılmıştır. Borçlu hileyle ya da kötü niyetle hareket etmişse 1 inci madde hapsine engel değildir. Sonradan ödemezlik durumunda olduğu anlaşılsa bile durum değişmez. Gerçekten 1 inci madde iradi olmayan ödeyememe durumuna ilişkindir. Maddede geçen yerine getirememe(nest pas en mesure dexecuter/on the ground of inability) deyiminin istese bile ödeyemeyecek olan bir kimsenin durumunu anlattığı açıktır. Avrupa İnsan Hakları Komisyonunun verdiği bir karara göre; bir kimsenin kanun emrettiği halde buna uymayarak alacaklısına malvarlığı hakkında beyanda (affidavit) bulunmamış olduğu için mahkemece hapsine karar verilmesi 1 inci maddenin koruduğu alana girmez. İcra Hukukumuzdaki mal beyanına zorlama için başvurulan 10 güne kadar hapsin koruma kapsamına girmediği Komisyonun bu kararına bakılarak söylenebilir. AİHSnin 5/1(b) hükmü nasıl anlaşılmaktadır? Madde 5/1(b): Bir mahkeme tarafından yasaya uygun olarak verilen bir karara riayetsizlikten dolayı veya yasanın koyduğu bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak için bir kimsenin usulüne uygun olarak yakalanması veya tutulmasından söz etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine göre (Engel ve diğerleri kararı) kanunun emrinden kaynaklanan borç ifadesi, bir kimsenin o zamana kadar yerine getirmeyi ihmal ettiği belli ve somut bir borç veya edimi yerine getirmeye zorlanması amacıyla hapsedilmesini anlatmaktadır. Bu kural geniş yorumlanmamalıdır. Bir vatandaşın genel nitelikte kanuna itaat ödevinden bahisle mecburi oturmaya mahkûm edilmesi (Guzzardi kararı), bir ordu mensubunun bundan böyle borçlarına sadık kalması amacıyla oda hapsinde tutulması (Ciulla kararı) genel nitelikte ödev ifasına zorlamadır, AİHS 5/1(b) kapsamına (koruduğu alana) girmez.şeklinde açıklamalarda bulunmuştur. Doç. Dr. Metin Feyzioğlu aynı sempozyumda sunduğu tebliğinde (Sözleşmeden Kaynaklanan Yükümlülükler Nedeniyle Hürriyetin Kısıtlanması Age. sh. 30) Mal beyanında bulunmak yükümlülüğü sözleşmeden değil kanundan kaynaklandığın-dan, bu suç Anayasa md. 38i ihlal etmemektedir. Prof. Dr. Ejder Yılmaz aynı sempozyumda; (Age. sh. 72) Mal beyanı vermenin nedeni, alacaklının alacağını tahsil edebilmesini sağlamaya yöneliktir. Alacaklı borçlunun hangi mallarına haciz koyduracak, bunu bilmesi olanaksızdır. Bu nedenle kanunumuz mal beyanında bulunma zorunluluğunu getirmiş, eğer mal beyanında bulunmazsa bundan dolayı hapis cezası vardır. Bunun da sözleşme kavramı dışında olması sebebiyle Anayasanın 38 inci maddesiyle ilgili olmadığı kanısındayım Y. Doç. Dr. İbrahim Ercan, (Mukayeseli Hukuktaki Düzenlemeler); Cebri icranın etkin-liğinin sağlanması amacıyla, Almanya, Avusturya ve İsviçrede zorlayıcı tedbirlerin öngörüldüğünü, bu ülke uygulamalarından örnekler vererek belirttikten sonra; mal beyanında bulunmama suçunda, doğrudan doğruya sözleşmeden doğan bir borcun ihlalinin sözkonusu olmadığını, ayrıca bu eylemin, devletin hakkın yerine getirilmesi konusundaki ödevinin etkin bir şekilde yerine getirilmesinin sağlanması amacıyla suç olarak düzenlendiğini, bu nedenlerle mal beyanında bulunmama suçunun cezasının özgürlüğü bağlayıcı ceza olmasının Anayasanın 38 inci maddesine aykırı olmadığı, Şeklinde açıklamalarda bulunmuşlardır. Yine öğretide Dr. Şeref Ünal (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 329 ve 330 uncu sh.) konuya ilişkin olarak; Bu hüküm borçlar hukuku ilişkisinden kaynaklanan borçlarını rızasıyla ödemeyen bir borçlunun, bu yüzden hapis cezasıyla cezalandırılmasını yasaklamıştır. Borcun ödenmemesi, ya borçlunun mal varlığı bulunmadığı için çaresizlikten veya buna rağmen kötü niyetten olabilir. Birinci halde, yani kendi kusuru olmaksızın borcunu ödemekten acze düşen kişi, bu yüzden hapis cezasına çarptırılamaz. Ancak borçlunun hile ile veya kasten borcunu ifa etmekten kaçınması halinde, protokolün bu hükmünden yararlanması mümkün değildir. Akde muhalefetin suç sayılarak hapis cezasıyla cezalandırılabilmesi için, suçun yasal unsurlarının bulunması gerekir. Örneğin, borçlarından kurtulmak için ülkeden kaçma hazırlıkları yapan bir kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılması, Sözleşmeye aykırı sayılamaz. Nitekim, bu gerekçeyle İİKnun 331 ve onu izleyen maddelerinde kötü niyetli borçlular için cezai müeyyideler öngörülmüştür. Buna göre, alacaklısını zarara sokmak kastıyla malvarlığını eksilten, borç ödemeden aczine kendi fiiliyle sebebiyet veren borçluların hapis cezasıyla cezalandırılmaları mümkündür. Bu gibi hallerde yasal dayanak İİKnun söz konusu hükümleri olduğu için, borçluların cezalandırılması, Protokolün bu hükmüne aykırı sayılma-malıdır. Borcun ifasının imkansızlığı, sonradan borçlunun mali durumunun bozulması yüzünden ortaya çıkabileceği gibi, başlangıçta, yani akdin yapıldığı anda da söz konusu olabilir. Örneğin, BKnun 117 inci maddesine göre, borçluya isnat olmayan haller münasebetiyle borcun ifası mümkün olmazsa, borç sakıt olur. bu ikinci halde borç kendiliğinden ortadan kalkacağından, borcun ödenip ödenmemesi zaten söz konusu değildir şeklinde görüş bildirmiştir. Bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Sanıklar hakkın başlatılan icra takibinde, sanıklara ödeme emrinin tebliğ edildiği, ancak mal beyanında bulunmadıkları anlaşılmaktadır. İİYnın 337 incı maddesinde düzenlenen mal beyanında bulunmama suçu, yasal bir yükümlülüğün mazeretsiz olarak yerine getirilmemesinden kaynaklanmaktadır. Bu suç ile korunmak istenen hukuki yarar borcun ödenmesi olmayıp, yasa hükmüne uyulmasının sağlanması suretiyle, cebri icranın etkin bir şekilde yürütülmesinin sağlanmasına ilişkin kamu otoritesidir. Belirtilen suçun yalnızca sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğün yerine getirilememesi ile ilgisi bulunmadığından, Anayasanın 38 inci maddesinin 9 uncu fıkrası ile getirilen yasak kapsamında değerlendirilmesi olanaklı değildir. Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.

    SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE, Özel Daire bozma kararının KALDIRILMASINA, dosyanın esas hakkında inceleme yapılmak üzere 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine 22.1.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.


  5. #4
    Kayıt Tarihi
    May 2003
    Nerede
    Türkiye.
    İletiler
    582
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    1000 ytl nin altında yapılan şikayetlerde ,ceza verilmiyor.ankara 14.icra hakimliğinde görülen mal beyanında bulunmamadan dolayı şikayette

    karar:

    gereği düşünüldü:

    cmk nın 223/4-d bendinde;işlenen fiilin suç olma özelliğini devam ettirmesine rağmen''işlene fiilin haksızlık içeriğinin azlığı;; nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verilebileceği belirtilmiştir.

    yapılan istatistiklerde şubat 2006 tarihi itibariyle ülkemizde 4 kişilik bir ailenin asgari gıda harcaması(açlık)sınırı 555 ytl olup,yoksulluk sınırı da 1808 ytl dir.

    icra dosyasının incelenmesinde takibe konu alacak miktarının 610 ytl olduğu anlaşılmış olup,bu miktarın açlık ve yoksulluk sınırı miktarları ile karşılaştırıldığında işlenen fiilin haksızlık içeriğinin normal veya fazla olduğundan söz edilemez,bu nedenle takip miktarına göre fiilin haksızlık içeriğinin azlığı sebebiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

    HÜKÜM:

    Açıklanan nedenlerle:
    cmk nun 223/4-d bendi gereğince sanığa CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
    3.5 YTL yargılama giderinin müşteki üzerinde bırakılmasına,

    dair 5358 sayılı kanunun 21. maddesinde değişik İİK nun 353/1 maddesi uyarınca tevfim veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde ankara ağırceza mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere müşteki vekilinin yüzüne karşı sanığın yokluğunda verilen karar açıkça anlatıldı. 18/05/2006


    karara ağır ceza mahkemesinde itiraz edildi.

    borçlular bu karar içtihat haline gelirse artık hiçbir yaptırıma maruz kalamayacak.

    ama diğer icra hakimleri yargıtayın içtihatı olan brüt asgari tutarı uyguluyorlar.oda 532 ytl yani bunun altında olan alacaklarda ceza uygulanmıyor.




    --------------------------------------------------------------------------------

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    May 2003
    Nerede
    Türkiye.
    İletiler
    582
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    agır ceza mahkemesi itirazı reddetti.borçlu ceza almadı.böylece 1 milyarlık sınır ve hakimim taktir hakkı söz konusu oldu.

    ama bu genel bir uygulama değil.

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Jul 2005
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    88
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Bir de eğer yanlış bilmiyorsam borcun tamamının ödenmesi veya yeterli miktarda malın haczedilmesi ile ceza düşmekte sanırım.

    Saygılar.

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

mal beyanından hapis varmı

mal beyaninda bulunmanin cezasi

mal beyanina hapis

mal beyaninda bulunmanin cezasi 2014

icrada hapis kararı varmı 2015

borçlu mal beyanında bulunmazsa

mal beyanı cezası varmı

icraa hala varmı

mal beyanında bulunmama cezası var mı

turkiyede mal beyani varmi

mal beyani cezasi varmi

icradan hapis varmi

mal beyani hapis

malbeynivarmi

icralik durumlarda mal beyaninda bulunmayana hapis cezasi varmi

icra dairesine gec mal beyaninda bulunmanin cezasi varmidir

mal beyaninda bulunma sak hapis varmi

icradan dolayi mal beyani varmi

mal beyanından hapis

icra varmı hala

İcra dairesine mal beyanında bulunmayana hapis varmı 2015

icraya hapis varmı

gecikmiş mal beyanı

mal beyanında bulunulmazsa hapislik varmı

icra dosyalarında hapis cezası varmı

Forum

Benzer Konular :

  1. Nafakadan dolayı hapis cezası
    Sayın üyeler, Geçtiğimiz 2 sene boyunca yaşanan kriz nedeniyle, mahkeme kararına göre vermem gereken iştirak nafakalarını aksattım, ve icra cezadan...
    Yazan: h_u_k_u_k_34 Forum: Aile Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 15-03-2011, 19:38:34
  2. Mal Beyanından Hapis Kararı
    Bir bankadan almış olduğum kredi kartı icralık oldu mal beyanı bulunmadığım için hapis kararı çıkmştı.Bende avukatla görüşüp taahhüt yaptım.Bu...
    Yazan: bursa_16 Forum: Kredi Kartları ve Bankacılık Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 19-08-2010, 02:29:32
  3. Mal beyanında bulunmamaktan dolayı hapis cezası
    MERHABALAR İzmirde bir alışveriş merkezinden 3000 ytl tutarında taksitle bir mal aldım. ancak ödemelerini zamanında yapamadığım için hakkımda icra...
    Yazan: gökhan1978 Forum: İcra ve İflas Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 15-04-2006, 15:54:53
  4. Mal beyanında bulunmamaktan dolayı hapis cezası
    kredi kartı borcum nedeniyle başlatılan icra davasında mal beyanında bulunmamak suçundan hakkımda hapis cezası kararı verildiğini öğrendim. bu...
    Yazan: öğretmen25 Forum: İcra ve İflas Hukuku
    Yanıt: 5
    Son İleti: 29-12-2005, 15:03:06
  5. Mal beyanından hapis cezası
    internet aracılığı ile mal beyanı verebilirmiyim tşk. ederim ecem
    Yazan: hakan_barisozdemir@mynet.com.tr Forum: İcra ve İflas Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 28-08-2004, 12:21:57

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.