+ Konuyu Yanıtla
1 den 2´e kadar toplam 2 ileti bulundu.

Konu: Destek Primi Anayasaya Aykırı mıdır?

Destek Primi Anayasaya Aykırı mıdır? Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Jun 2012
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    35
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Destek Primi Anayasaya Aykırı mıdır?

    Karar Günü 17.4.2008
    İtiraz Yoluna Başvuran Balıkesir İş Mahkemesi
    İtirazın Konusu 2.9.1971 günlü, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’nun Ek 20. maddesinin 24.7.2003 günlü, 4956 sayılı Yasa ile eklenen üçüncü fıkrasının 22.01.2004 günlü, 5073 sayılı Yasanın 15. maddesiyle değiştirilen birinci tümcesinin, Anayasanın 2., 18., 49., 55., 60., 65. ve 73. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
    I – OLAY

    T.C. Emekli Sandığından emekli olduktan sonra kendi adına ve hesabına bağımsız olarak serbest meslek faaliyeti icra etmeye başlayan ve bu nedenle Bağ-Kur’a “sosyal güvenlik destek primi” ödemek yükümlülüğü ile karşılaşan kişinin açtığı davada ileri sürülen itiraz konusu kuralın Anayasaya aykırılığı savını ciddi bulan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.

    II – İTİRAZIN GEREKÇESİ

    Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:

    “A- İptali istenen yasa Anayasanın 2. maddesine aykırıdır:

    İptali istenen 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununda Değişiklik Yapan ve 02.08.2003 tarih ve 25187 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanunun 44. maddesiyle; Kanunun Ek 20. maddesine üçüncü fıkra olarak eklenen hüküm yasalaşarak yürürlüğe girmiştir.

    Maddenin başlangıç kısmında yer alan Diğer Sosyal Güvenlik Kanunlarına göre yaşlılık ve maluliyet aylığı bağlananlardan ibaresi, maddenin bütünü içinde dikkate alındığında Anayasanın 2., 73, …maddelerine aykırı bulunmaktadır. Maddenin sonuna konulmuş bulunan “Sosyal güvenlik destek primi ödenmiş süreler, bu Kanuna göre sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez, ödenen primler 39 uncu madde hükmüne göre toptan ödeme olarak iade edilmez ve bu sürelerle ilgili olarak 24/05/1983 tarihli ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz.” Hükmü bu kesintinin herhangi bir nedeni bulunmadığını ifade etmektedir.

    Anayasanın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti… sosyal bir hukuk Devletidir.

    Doktrinde ve Anayasa Mahkemesi’nin birçok kararında belirtildiği gibi;

    “Hukuk devleti, bütün işlem ve eylemlerinin hukuk kurallarına uygunluğunu başlıca geçerlik koşulu bilen, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurmayı amaçlayan ve bunu geliştirerek sürdüren, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasaya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, insan haklarına saygı duyarak bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, Anayasa ve hukuk kurallarına bağlılığa özen gösteren, yargı denetimine açık olan, yasaların üstünde yasa koyucunun da uymak zorunda olduğu temel hukuk ilkeleri ile Anayasanın bulunduğu bilinci olan devlettir.”

    Hukuk devletinin temel özelliği, bütün vatandaşlar, hatta –vatandaş olmasa bile- ülkesindeki tüm insanlara hukuki güvence sağlamasıdır.

    Gerekçesi tam olarak açıklanmayan ve sadece Devletin otoritesine dayanarak vatandaşından karşılıksız olarak alınan her türlü vergi resim harç ve sair talepler, hukuk devleti ilkesi ile birleşemez.

    B- İptali istenilen yasa maddesi Anayasanın 73. maddesine aykırıdır:

    Anayasanın 73. maddesi:

    Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı maliye politikasının sosyal amacıdır.

    Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.

    Anayasamız, devletçe konulan vergi resim harç ve benzeri mali yükümlülüklerde adaletli ve dengeli bir dağılımı öngörmektedir. Oysa konulan prim mükellefiyeti adaletli olmadığı gibi devletin açığını kapatmak üzere düzenlenmiş ve sosyal bir amaca yönelik bulunmayan bir mükellefiyettir.

    Yasanın Hükümet tasarısının genel gerekçesi aynen şöyledir:

    “Görüldüğü gibi, Kurum başlangıcından itibaren birçok olumsuzluğu bünyesinde taşıyan hatalı bir zemin üzerine oturtulmuştur. Acil önlemler alınmadığı takdirde, Bağ-Kur’un finansman açıkları artarak devam edecektir. Bu nedenle, Kurumun gelir ve giderlerini düzenleyici ve prim tahsilatını artırıcı bir dizi tedbirin hem 1479 sayılı Kanunda hem de 2926 sayılı Kanunda yapılacak değişiklikle yürürlüğe konulması bir zorunluluk halini almıştır.”

    Yasanın Hükümet tasarısının genel gerekçesinde belirtilen husus, ileride bir eşitliğin teessüs etmesine değil, tamamen kuruma gelir sağlamaya yönelik olduğu görülmektedir.

    Bu gerekçeye bir ölçüde katılmak mümkündür. Ancak bunun, hukuk ve sosyal devlet ilkeleri içinde uygulanması gerekeceği düşünülmektedir. Kuruma gelir sağlamak amacıyla sigortalılığın yaygınlaştırılması, sosyal güvenlik şemsiyesinin genişletilmesi ve kaçak sigortalılığın önlenmesi yollarına gidileceği yerde, en kolay yol seçilmiş ve karşılıksız, hiçbir risk göze alınmadan vatandaştan prim kesilmesi yolu tercih edilmiştir.

    Zira maddenin son kısmında yer alan; “Sosyal güvenlik destek primi ödenmiş süreler, bu Kanuna göre sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez, ödenen primler 39 uncu madde hükmüne göre toptan ödeme olarak iade edilmez ve bu sürelerle ilgili olarak 24/05/1983 tarihli ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz.” hükmü bu kesintilerin hiçbir karşılığı olmadığını açıkça göstermektedir.

    B- İptali istenen yasa maddesi Anayasanın 18. maddesine aykırıdır

    Anayasamızın 18. maddesi açıkça angaryayı yasaklamıştır.

    İptali istenen maddenin bütünü içinde yapılan düzenleme Anayasanın “Angarya yasağına” aykırılık teşkil etmektedir.

    Yasa koyucu, davacıya dayanışma destek primi ödeme zorunluluğu getirirken bunun hiçbir karşılığı olmadığını, sigortalılık süresi olarak değerlendirilmeyeceğini toptan ödeme olarak iade edilmeyeceğini, sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun hükümleri uygulanmayacağını.” Belirtmektedir. Yani karşılıksız bir paranın tahsili söz konusudur. Yasa kendi lafzı içinde davacıdan prim tahsil edeceğini ancak bunun hiçbir şekilde karşılanmayacağını, karşılığında bir hizmet veya mütekabil bir semere hakkı tanınmayacağını açıkça belirtmiştir. Bunun Anayasanın angarya kavramı içinde olduğu ve açıkça yasaklanmış bulunduğu düşünülmüştür.

    C- İptali istenen yasa maddesi Anayasanın 49, 60, 65. maddelerine aykırıdır.

    Madde 49- Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.

    Madde 60 – Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir.

    Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.

    Madde 65 – (Değişik madde: 03/10/2001 – 4709 S.K./22. md.)

    Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.

    Anayasa, bu düzenlemeleri ile, Devletin, sosyal Devlet yönünü açığa çıkarmış ve Devletin çalışanların hayat seviyelerini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek ve çalışanları korumak için düzenlemeler yapmak ve gerekli teşkilatları kurmak görevini belirtmektedir.

    Oysa, yapılan bu yasal düzenleme ile Devlet, işin sosyal boyutunu ihmal ederek, adeta emekli olarak çalışanları cezalandırma yoluna gitmektedir. Ayrıca yasa ile Devlet prim almasına karşın, Anayasa tarafından kendisine verilen ve yukarıda sayılan görevlerini yapmayacağını maddenin sonunda açıkça belirtilmiştir.

    Emekli Sandığının şimdilik, yaşlılık aylığı alıp ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlardan sosyal destek primi kesilmesi konusunda bir uygulaması yoktur. Ancak böyle bir uygulamanın başlaması ile davacının bu kez iki kuruma birden ödeme yapmak zorunluluğunda bırakılacaktır. BAĞ-KUR’u güçlendirmek için SSK ve Emekli Sandığı emeklilerinden kesinti yapılması Anayasaya aykırıdır. SSK emeklileri kendi kurumlarına sosyal destek primi ödemektedirler. Bu uygulama ile birde BAĞ-KUR’a ödeme yapmaktadırlar. Emekli Sandığının da bu uygulamaya geçmesiyle, müvekkilimizin, bu defa iki kuruma birden DDP ödemesi söz konusu olacaktır.

    Nitekim, Yasada meslek ayrımı yapılmamış, sadece Diğer Sosyal güvenlik Kanunlarına göre yaşlılık ve maluliyet aylığı bağlananlardan ibaresi konulmuştur. SSK dan emekli olan bir avukat serbest çalışmasına devam etmekte ise, kendi kurumuna diğer işçiler gibi dayanışma destek primi öder. Ancak maddenin devamında gelen, ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, ibaresi ile, bu defa bu avukatın kendi kurumu yanında bir de Bağ-Kur’a mükerrer prim ödemesi söz konusu olacaktır.

    Bunun “sosyal adalet” ilkesine aykırı bir tutum olduğu mahkememizce dikkate alınmıştır.

    Gerekçe bölümünde etraflıca anlatıldığı biçimde, davacı vekili tarafından ileri sürülen Anayasaya aykırılık iddiası mahkememizce de ciddi bulunarak, Davacının bir kamu kurumunda eczacı olarak çalışmasından sonra TC Emekli Sandığından emekli olduğu, serbest meslek olarak kendi adına ve hesabına bağımsız olarak çalışmaya başlaması sonucu, Anayasaya aykırılığı iddia edilen Yasa Maddesi gereği, kendi sosyal güvenlik Kurumundan farklı olan Bağ-Kur’a destek primi ödemek zorunda bırakıldığı, ödenen prim karşılığında Sağlık hizmeti, hizmetlerin birleştirilmesi ve hizmet artırımı gibi sosyal hak ve hizmetlerden yararlanamayacak olması, Evrensel Hukuk Kuralları, Anayasamızın temel prensiplerine aykırı olduğu, bu nedenle Anayasanın 153. maddesi ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanunun 28/2 maddesi uyarınca; 4956 sayılı Kanunun 44. maddesiyle 1479 sayılı Kanunun Ek 20. maddesinin üçüncü fıkra olarak eklenen “Diğer Sosyal güvenlik Kanunlarına göre yaşlılık ve malullük aylığı bağlananlardan, Ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, çalışmaya başladıkları ayı takip eden aybaşından itibaren çalışmalarının sona erdiği ay dahil bu kanunun 50. maddesine göre belirlenen 12. gelir basamağının % 10’u oranında Sosyal Güvenlik Destek Primi öderler” hükmünün Anayasanın 2, 18, 49, 55, 60, 65, 73. maddelerine aykırılığı nedeni ile iptali için ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURULMASINA, verilecek karara kadar DAVANIN GERİ BIRAKILMASINA, KARAR VERİLMİŞTİR.”

    III – YASA METİNLERİ

    A – İtiraz Konusu Yasa Kuralları

    2.9.1971 günlü, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’nun iptali istenilen tümceyi de içeren “Sosyal güvenlik destek primi” başlıklı Ek 20. maddesi şöyledir:

    “(Değişik birinci fıkra: 22/1/2004 – 5073/15 md.) Bu Kanuna göre yaşlılık aylığı bağlananlardan, 24 üncü maddenin (l) numaralı bendinde belirtilen çalışmalarına devam edenlerin veya daha sonra çalışmaya başlayanların, sosyal yardım zammı dahil tahakkuk eden aylıklarından, aylığın bağlandığı veya tekrar çalışmaya başlanıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil % 10 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir

    Birinci fıkra hükmüne göre aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesilmesi gerekenlerden, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce aylık bağlananlar Kanunun yayımını, daha sonra tekrar çalışmaya başlayanlar ise çalışmaya başladıkları tarihi takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde Kuruma yazılı bildirimde bulunmak zorundadırlar. Bu süre içinde Kuruma yazılı bildirimde bulunmayanlardan sosyal güvenlik destek primi, gecikmeli bildirimde bulunulan veya Kurumca tespit edilen tarihe kadar 53 üncü maddeye göre hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir. Birikmiş sosyal güvenlik destek primi ve gecikme zamlarının ödenmemesi halinde aylıklardan yapılacak kesintiler aylık tutarının % 25’ini geçemez.

    (Ek üçüncü fıkra: 24/7/2003-4956/44 md.) (Değişik birinci cümle: 22/1/2004-5073/15 md.) Diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık ve malullük aylığı bağlananlardan, 24 üncü maddenin (I) numaralı bendinde belirtilen kapsamda çalışmaya başlayanlar, çalışmaya başladıkları ayı takip eden ay başından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil, bu Kanunun 50 nci maddesine göre belirlenen onikinci gelir basamağının %10’u oranında sosyal güvenlik destek primi öderler. Sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerekenlerden bu Kanunun yayım tarihinden önce aylık bağlananlar Kanunun yayımını, daha sonra tekrar gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar ise mükellefiyetin başladığı tarihi takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde Kuruma yazılı bildirimde bulunmak zorundadırlar. Bu süre içinde Kuruma yazılı bildirimde bulunmayanlar ile Kurumca tespit edilemeyenlerden sosyal güvenlik destek primi, 53 üncü maddeye göre hesaplanarak tahsil edilir.

    Sosyal güvenlik destek primi ödenmiş süreler, bu Kanuna göre sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez, ödenen primler 39 uncu madde hükmüne göre toptan ödeme olarak iade edilmez ve bu sürelerle ilgili olarak 24/5/1983 tarihli ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz.”

    B – Dayanılan Anayasa Kuralları

    Başvuru kararında Anayasanın 2., 18., 49., 55., 60., 65. ve 73. maddelerine dayanılmıştır.

    IV – İLK İNCELEME

    Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi gereğince, Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Sacit ADALI, Ali HÜNER, Fulya KANTARCIOĞLU, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Fazıl SAĞLAM ve A. Necmi ÖZLER’in katılmalarıyla 12.5.2004 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.

    V – ESASIN İNCELENMESİ

    Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

    A – Kuralın Anlam ve Kapsamı

    2.9.1971 günlü, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’nun Ek 20. Maddesinin 24.07.2003 günlü, 4956 sayılı Yasa ile eklenen üçüncü fıkrasının 22.01.2004 günlü, 5073 sayılı Yasanın 15. maddesiyle değiştirilen ve iptali istenilen birinci tümcesinde; “Diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık ve malullük aylığı bağlananlardan, 24 üncü maddenin (I) numaralı bendinde belirtilen kapsamda çalışmaya başlayanlar, çalışmaya başladıkları ayı takip eden ay başından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil, bu Kanunun 50 nci maddesine göre belirlenen onikinci gelir basamağının %10’u oranında sosyal güvenlik destek primi öderler.” denilmektedir.

    İtiraz konusu kural, Emekli Sandığı’ndan ya da Sosyal Sigortalar Kurumu’ndan emekli olan ya da bu kurumlardan malullük aylığı alan kişilerin Bağ-Kur Kanunu’nun 24. maddesinin (I) numaralı bendinde belirtilen kapsamda çalışmaya başlamaları, -diğer bir ifadeyle, bağımsız olarak, kendi ad ve hesaplarına bir ticari faaliyet ya da serbest meslek faaliyetinde bulunmaları- halinde Bağ-Kur’a belli bir oranda sosyal güvenlik destek primi ödemelerine ilişkindir.

    1479 sayılı Yasa’nın Ek 20. maddesi dört fıkradan oluşmaktadır. Maddenin birinci fıkrasında, Bağ-Kur Kanunu’na göre yaşlılık aylığı bağlananların çalışmalarına devam etmeleri halinde ödeyecekleri sosyal güvenlik destek primi konusu düzenlenmiştir. İkinci fıkrasında, yaşlılık aylığı alarak çalışmalarına devam eden Bağ-Kur emeklilerinin bu durumlarını belli süreler içinde Kuruma bildirmeleri yükümlülüğü düzenlenmiş ve buna uymayanlara uygulanacak yaptırımlara yer verilmiştir. İtiraz konusu tümceyi de içeren üçüncü fıkrasında ise, diğer sosyal güvenlik kurumlarından yaşlılık ya da malullük aylığı almakta olanların, Bağ-Kur Kanunu’nun 24. maddesi kapsamına giren bir işte çalışmaya başlamaları halinde ödemeleri gereken sosyal güvenlik destek primi konusu düzenlenmiştir. Son fıkrasında ise, “Sosyal güvenlik destek primi ödenmiş süreler, bu Kanuna göre sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez, ödenen primler 39 uncu madde hükmüne göre toptan ödeme olarak iade edilmez ve bu sürelerle ilgili olarak 24/5/1983 tarihli ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz.” hükmüne yer verilmiştir.

    B – Anayasa’ya Aykırılık Sorunu

    Başvuru kararında, 1479 sayılı Yasanın Ek 20. maddesinin itiraz konusu üçüncü fıkrası gereğince alınan sosyal güvenlik destek primi (SGDP) karşılığında sigortalıların herhangi bir sosyal sigorta yardımı alamadıkları, bu kesintinin herhangi bir nedeninin bulunmadığı, Devletin otoritesine dayanarak vatandaşından karşılıksız olarak aldığı her türlü vergi, resim, harç ve benzerlerinin hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığı; Anayasanın 73. maddesinde, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerde adaletli ve dengeli bir dağılımın öngörüldüğü; oysa konulan SGDP mükellefiyetinin adil olmadığı gibi, Devletin açığını kapatmak üzere getirildiği, SGDP’nin Bağ-Kur’un finansman açığı sorununa çözüm aramak amacıyla düzenlendiği, oysa finansman açığının kapatılabilmesi için yapılması gerekenin sigortalılığın yaygınlaştırılması, kaçak çalışmaların önlenmesi olduğu, Devletin en kolay yolu seçerek, karşılıksız olarak ve hiçbir risk üstlenmeden vatandaştan prim kesme yoluna gittiği, bunun adil olmadığı; SGDP alınması suretiyle karşılıksız bir paranın tahsil edildiği, bunların karşılığında bir hizmet veya bir semere hakkının tanınmadığı, bu durumun angarya yasağı içinde değerlendirilebileceği; bütün bu nedenlerle itiraz konusu yasa kuralının Anayasanın 2., 18., 49., 55., 60., 65. ve 73. maddelerine aykırı olduğu iddia edilmiştir.

    Anayasa’nın 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesiyle toplum yaşamında eşitlik temeline dayanan adil bir hukuk düzeni kurulması amaçlanmıştır. Sosyal güvenlik destek primi uygulamasıyla, çalışmaya devam ederek kazanç sağlayanlarla sağlamayanlar arasında adil bir dengenin kurulması amaçlanmaktadır.

    Sosyal güvenlik destek primi, sosyal güvenlik kurumlarının mali yapılarının güçlendirilmesi ve böylece sosyal sigortacılık faaliyetinin sürdürülebilmesi amacına yöneliktir. SGDP uygulamasının sosyal güvenlik sistemi çerçevesinde değerlendirilmesi yapıldığında, emekli olan bir sigortalının işine devam etmesinin, hem istihdamı menfî yönde etkilediği, hem de sigortalı sayısının artmasını engellediği ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, emekli olan kişilerin işlerini başkalarına devretmek suretiyle genç sigortalıların sisteme dahil olmalarını teşvik etmeleri, bu mümkün olmadığı takdirde, alınacak sosyal güvenlik destek primi ile sisteme katkılarının sağlanmasının hedeflendiği anlaşılmaktadır.

    İtiraz konusu yasa kuralında yer alan sosyal güvenlik primine ilişkin düzenleme, Anayasanın 60. maddesinde yer alan “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.” şeklindeki anayasal düzenleme çerçevesinde değerlendirildiğinde; herkesin sosyal güvenlik hakkından yararlanabilmesi bakımından sosyal güvenlik kurumlarının mali yapılarının güçlendirilmesine ihtiyaç bulunduğu yadsınamaz. Bu bağlamda, itiraz konusu kuralın, Anayasanın 60. maddesinde sözü edilen tedbirler kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Öte yandan, sosyal ve ekonomik haklar alanında Devlete yüklenen görevlerin, Anayasanın 65. maddesinde belirtildiği biçimde mali kaynakların yeterliliği ölçüsünde yerine getirilebileceği açıktır.

    Sosyal güvenliğin sağlanabilmesi için sigortalıların katkısı zorunludur; fakat bu katkının adil ve ölçülü olması da gerekir. İtiraz konusu yasa kuralında olduğu gibi Bağ-Kur Kanunu’nun 50. maddesine göre belirlenen 12. gelir basamağının %10’u tutarındaki bir destek priminin adil ve ölçülü olmadığından söz edilemez.

    Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, itiraz konusu yasa kuralı Anayasanın 2., 60. ve 65. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir.

    İtiraz konusu kuralın Anayasanın 18., 49., 55. ve 73. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.

    VI – SONUÇ

    2.9.1971 günlü, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’nun ek 20. maddesinin 24.7.2003 günlü, 4956 sayılı Yasa’nın 44. maddesiyle eklenen üçüncü fıkrasının, 22.1.2004 günlü, 5073 sayılı Yasa’nın 15. maddesiyle değiştirilen birinci tümcesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 17.4.2008 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

    Kaynak http://www.osmanozbolat.com/17/04/20...-aykiri-midir/



    Hukuki NET Güncel Haber

    Destek Primi Anayasaya Aykırı mıdır? konulu yargıtay kararı ara
    Destek Primi Anayasaya Aykırı mıdır? konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    Nerede
    içanadolu
    İletiler
    366
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Destek Primi Anayasaya Aykırı mıdır?

    Sosyal Güvenlik Destek Primi uygulaması Anayasa'ya aykırıdır.

    Ancak;
    Bizim adına Anayasa Mahkemesi denen, ülkede 80-90 bin hukuk fakültesi mezunu varken, özel yetiştirilerek AM'nin başına getirilen dünyanın 8. harikası Haşim Kılıç anlayışının demokrasi tramvay yapılanmasında, inecekleri durağı belirleyen kararlarından, 5/11/2008 tarihli ve 27045 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Anayasanın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesiyle toplum yaşamında eşitlik temeline dayanan adil bir hukuk düzeni kurulması amaçlandığı; SGDP uygulamasıyla, çalışmaya devam ederek kazanç sağlayanlarla sağlamayanlar arasında adil bir dengenin kurulmasının sağlandığı, sosyal güvenlik destek priminin, sosyal güvenlik kurumlarının mali yapılarının güçlendirilmesi ve böylece sosyal sigortacılık faaliyetinin sürdürülebilmesi amacına yönelik olduğu, bu uygulamanın sosyal güvenlik sistemi çerçevesinde değerlendirilmesi yapıldığında, emekli olan bir sigortalının işine devam etmesinin, hem istihdamı menfi yönde etkilediği, hem de sigortalı sayısının artmasını engellediği, dolayısıyla, emekli olan kişilerin işlerini başkalarına devretmek suretiyle genç sigortalıların sisteme dahil olmalarını teşvik etmenin, bu mümkün olmadığı takdirde, alınacak SGDP ile sisteme katkılarının sağlanmasının hedeflendiğinin anlaşıldığı, Anayasanın 60 ıncı maddesinde yer alan “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.” şeklindeki anayasal düzenleme çerçevesinde değerlendirildiğinde; herkesin sosyal güvenlik hakkından yararlanabilmesi bakımından sosyal güvenlik kurumlarının mali yapılarının güçlendirilmesine ihtiyaç bulunduğu; bu bağlamda, itiraz konusu kuralın, Anayasanın 60 ıncı maddesinde sözü edilen tedbirler kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca, sosyal ve ekonomik haklar alanında Devlete yüklenen görevlerin, Anayasanın 65 inci maddesinde belirtildiği biçimde mali kaynakların yeterliliği ölçüsünde yerine getirilebileceğinden SGDP uygulamasının
    Anayasa’ya aykırı olmadığına karar vermiş.,

    Nerenizle gülersiniz bu adalet anlayışına?

    Halkın % 70'ini yoksulluk sınırı altında yaşamaya mahkum eden iktidar, kuşa çevirdiği emekli maaşlarını ne kazandığına da bakmadan, kazancın vergisini aldıktan sonra birde her ay % 15 emekli maaşını keserek adalet sağlıyor. Emekli şirket ortağı kazanç sağlıyorsa kazandığının vergisini vermiyor mu da, bir de maaşını kesiyor, çalışmasını engelliyor, çalışma hakkını ortadan kaldırıyorsun?
    Adam emekli maaşı yetse niye çalışsın, aç kalmaya mahkum ediyor, buna adalet diyorsun?
    Ülkede yatırımı/üretimi ortadan kaldırıp, istihdam olanaklarını yok eden, ülkeyi taşeron kılan kafalar, işsizlere işmiş gibi senin sırtından adalet diye yutturuyor.
    Meslek sahibi bir kişinin hizmet üretimini engellerken, bu yetişmiş insanın bilgi ve birikiminden istifade edilmesini yasaklayarak, gençler iş mi buluyor.Bu kafa işsizlik oranını %20 lere getirmedi mi?

    Benim geçmiş yıllarıma ait devletle yaptığım bir akitle, şartlarını yerine getirip kazanılmış hak emekli maaşımın her ay % 15'ini gasp etmek, hile ve desiselerle elimden almak bunu da devlet erkiyle yasa haline getirip yasalarla beni dolandırmak TCK'nın 158 maddesi nitelikli dolandırıcılık kapsamında kamuya duyulan güveni kötüye kullanarak, halkın algılama yoksunluğundan faydalanmak suretiyle işlenen bir suçtur.

    Kazanç sağlayanlarla sağlamayanlar arasında adil bir denge, aldığın vergilerle kurulur.
    Sosyal güvenlik kurumlarının mali yapılarının güçlendirilmesi ve böylece sosyal sigortacılık faaliyetinin sürdürülebilmesinin aracı, kazanılmış hak, benim emekli maaşım olamaz. Devlet yönetiyorsan, iktidarsan kaynakları doğru kullanarak çözüm bul.
    İMF ye borcu kapattım derken ülke dış borcunu 2.5 kat artırıp, samanı ithal eder boyutta sektörleri yok edersen doğaldır ki kaynak bulunmaz.
    Emekli olan bir sigortalının işine devam etmesinin, hem istihdamı menfi yönde etkilediği, hem de sigortalı sayısının artmasını engellediği, dolayısıyla, emekli olan kişilerin işlerini başkalarına devretmek suretiyle genç sigortalıların sisteme dahil olmalarını teşvik etmenin yoluymuş. Çözüme bak!
    Emekli olarak çalışırken de sigorta kapsamına al, kazancın % sinden hesapla, kazanıyorsa al ama şirket ortağı diye kazanmayan şirketin ortaklarının bir de emekli maaşından çalma.Bunun adı sosyal güvenlik değildir.

    Şirket kurma, müteşebbis olmayı teşvik etmek yerine cezalandırma.

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

destek primi itirazı

Forum

Benzer Konular :

  1. Tam gün yasasının neresi anayasaya aykırı
    Kamu hekimlerinin özeldede çalışmasına izin vermeyen yasa kısmının neden iptal edildiği konusunda hukuki görüşlerinizi alabilirimiyim. Bende bir...
    Yazan: AysOsm Forum: Hukuki Görüş ve Yorum
    Yanıt: 0
    Son İleti: 26-07-2010, 12:28:19
  2. Anayasaya ve insan haklarına aykırı
    EÖDT MADDE 8/16 Değişik bent: 26/07/1983 - 83/6883 K.) Genelev ya da tek başına fuhuş yapılan yerlerde, bar, pavyon, gazino vb. yerlerde çalışan...
    Yazan: men2000 Forum: Anayasa Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 07-12-2009, 23:55:09
  3. Sosyal güvenlik destek primi
    Amcam emekli olduktan sonra özel bir şirkette çalışıyor ve halen çalışmaktadır. SSK destekleme primi ödeniyor. 2004 yılından buyana ticari taksisi...
    Yazan: laz53 Forum: Sosyal Güvenlik Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 12-10-2008, 15:16:13
  4. Anayasaya aykırı değil mi ?
    Sayın Avukat Arkadaşlar... Okuduğum kadarıyla birçok arkadaşımızı ilgilendiren bir konuyu danışmak istiyorum: 506 sayılı Yasa gereğince yaşlılık...
    Yazan: dryan Forum: Anayasa Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 29-04-2006, 09:39:10
  5. Sosyal Güvenlik Destek Primi
    1996 yılında bağkur'dan emekli olan kişinin 1999 yılında (vize bitiş tarihine rastlıyor) sağlık karnesi iptal edilmiş olup bunun gerekçesinin vizeden...
    Yazan: berkecann35 Forum: Sosyal Güvenlik Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 14-02-2006, 00:03:29

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.