+ Konuyu Yanıtla
1 den 6´e kadar toplam 6 ileti bulundu.

Konu: Beklemenin Böylesi

Beklemenin Böylesi Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    May 2006
    Nerede
    Hatay, İskenderun, Turkey.
    İletiler
    200
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Beklemenin Böylesi

    Ne hasta bekler sabahı,
    Ne taze ölüyü bir mezar,
    Ne de şeytan bir günahı
    Benim seni beklediğim kadar

    Necip Fazıl



    Hukuki NET Güncel Haber

    Beklemenin Böylesi konulu yargıtay kararı ara
    Beklemenin Böylesi konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    May 2006
    Nerede
    Hatay, İskenderun, Turkey.
    İletiler
    200
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Daralan vakitler...

    Yanakları, saçları, gözleri yanmış,
    Zehirli gaz bombaları
    Yılan gibi sokmuş, yalamış gövdelerini
    Ağızları, küçücük dilleri yanmış
    Bütün Beyrut sapsarı kalmış
    Sanki ağlamak imkansız
    Başları
    Paletlerle ezilmiş babaları,
    Yahudi doğramış analarını,
    Binlerce çocuk topların, betonların altında.

    Beyrut'un gözyaşları şimdi,
    Kudüs'ün yanıbaşında,
    Müslümanlarsa uzakta,
    Sanki başka,
    Gelinmez bir dünyada.

    Acın, bir vadi,
    Zehirli çiçekler, bir ova gibi karşımda.

    Gözüm baksın sadece,
    Ayrıntıları,
    Kıvrılıp kırılmış bilekleri,
    Kemikten yakılmış etleri,
    Kuma serilmiş cesetleri,
    Büyük ajansların yaydığı resimleri,
    Bir seyirci gibi görsün dursun,
    Bir kadın gibi ağlasın..

    Beyrut yengeç kıskacında,
    Çoğu Müslüman kafir yanında,
    Yaslanmış yastıklara sonunu beklerler filmin.

    Sen Filistin, hokkaları doldur kanla,
    Şairler eğer ahın varken
    Uzanırlarsa tomurcuklara güllere
    Herbiri kanlı bir ateş gibi korku
    Bir azar, bir şamar olsun.

    Filistin, sen işine bak, kar toprağını,
    Yoğur gazabını Yaradanın..

    Bu ateş bulutu hangi kavmin üzerinde?
    Çam ormanlarının salınışında,
    Kuşların cıvıldayışında,
    Otların serin tenlerinde.
    Eğer varsan bakıp görmeye
    Şeffaf perdenin az ötesini,
    Bir ateş bulutu var en bildik yerde,
    En emin yerde.

    Ve bak, asıl ölen yaylalar, villalar, tok karınlar
    Hissiz dudaklar, gayretsiz kalpler,
    Asla değil kavruk çölde yatan kadavralar.

    Farzet körsün, olabilir,
    Elele tut,
    Taş al ve at,
    Kafiri bulur.

    Hani ceylanların,
    Hani cihat marşın?

    Bir yumruk harbinden nasıl kaçtın?
    En arka safta bile kalmadın,
    Cengi attın, dünyaya daldın,
    Tezeğe konan sinekler gibi.

    Dönüyor burgaç,
    Dünya üstten, yanlardan daralıyor.
    Ovalardan,
    Dar geçitlere sürülen sığırlar gibi,
    Bir gün ister istemez,
    Karşısında olacaksın kaçtıklarının.


    Dua et,
    O gün henüz mahşer olmasın...



    -------------------------------------

    Cahit Zarifoğlu (1940-1987)


  4. #3
    Kayıt Tarihi
    May 2006
    Nerede
    Hatay, İskenderun, Turkey.
    İletiler
    200
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    AMENTÜ


    insan eşref-i mahlûkattır, derdi babam
    bu sözün sözler içinde bir yeri vardı
    ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman
    bu söz asıl anlamını kavradı
    geçti çıvgınların, çıbanların, reklâmların arasından
    geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı
    kararmış rakamların yarıklarından sızarak
    bu söz yüreğime kadar alçaldı
    damar kesildi, kandır akacak
    ama kan kesilince damardan sıcak
    sımsıcak kelimeler boşandı
    aşk için karnıma ve göğsüme
    ölüm için yüreğime sürdüğüm ecza uçtu birden
    aşk ve ölüm bana yeniden
    su ve ateş ve toprak
    yeniden yorumlandı.

    Dilce susup
    bedence konuşulan bir çağda
    biliyorum kolay anlaşılmayacak
    kanatları kara fücur çiçekleri açmış olan dünyanın
    yanık yağda boğulan yapıların arasında
    delirmek hakkını elde bulundurmak
    rahma çağdaş terimlerle yanaşmak için
    bana deha değil
    belgeler gerekli
    kanıtlar, ifadeler, resmi mühür ve imza
    gençken
    peşpeşe kaç gece yıllarca
    acıyan, yumuşak yerlerime yaslanıp uçardım
    bilmezdim neden bazı saatler
    alaturka vakitlere ayarlı
    neden karpuz sergilerinde lüküs yanar
    yazgı desem
    kötü bir şey dokunmuş olurdu sanki dudaklarıma
    Tokat
    aklıma niye gelmezdi
    babam onbeşli olmasa.

    Meyan kökü kazarmış babam kırlarda
    ben o yaşta koltuğumda kitaplar
    işaret parmağımda zincir, cebimde sedef çakı
    cebimde kırlangıçlar çılgınlık sayfaları
    kafamda yasak düşünceler, Gide meselâ.

    Kar yağarken kirlenen bir şeydi benim yüzüm
    her sevinç nöbetinde kusmak sunuldu bana
    gecenin anlamı tıkansın diye ıslık çalar
    resimli bir kitaptan çalardım hayatımı
    oysa her gün
    merkep kiralayıp da kazılan kökleri
    Forbes firmasına satan
    babamdı.

    Budur
    işte bir daha korkmamak için korkmaz görünen korku
    işte şehirleri bayındır gösteren yalan
    işte mevsimlerin değiştiği yerde buharlaşan
    kelepçeler, sürgünler, gençlik acılarıyla
    güçbelâ kurduğum cümle işte bu;
    ten kaygusu yüklü ağır bir haç taşımaktan
    tenimin olanca ağırlığı yok oldu.

    Solgun evler, ölü bir dağ, iyice solmuş dudak
    bile bir bir çınlayan
    ihtilâl haberidir
    ve gecenin gümüş ipliklerden işlenmiş oluşu
    nisan ayları gelince vücudu hafifletir
    şahlanan grevler için kahkahalarım küstah
    bakışlarım beyaz bulutlara karşı obur
    marşlara ayarlanmak hevesindeki sesim
    gider şehre ve şaraba yaltaklanarak
    biraz ağlayabilmek için
    fotoğraflar çektirir
    babam
    seferberlikte mekkâredir.

    İnsanın
    gölgesiyle tanımlandığı bir çağda
    marşlara düşer belki birkaç şey açıklamak
    belki ruhların gölgesi
    düşer de marşlara
    mümkün olur babamı
    varlık sancısıyla çığırmak:

    Ezan sesi duyulmuyor
    Haç dikilmiş minbere
    Kâfir Yunan bayrak asmış
    Camilere, her yere

    Öyle ise gel kardeşim
    Hep verelim elele
    Patlatalım bombaları
    Çanlar sussun her yerde


    Çanlar sustu ve fakat
    binlerce yılın yabancısı bir ses
    değdi minarelere:
    Tanrı uludur Tanrı uludur
    polistir babam
    Cumhuriyetin bir kuludur

    bense
    anlamış değilim böyle maceralardan
    ne Godiva geçer yoldan, ne bir kimse kör olur
    yalnız
    coşkunluğu karşısında içlendiğim şadırvan
    nüfus cüzdanımda tuhaf
    ekmek damgası durur
    benim işim bulutlar arşınlamak gün boyu
    etin ıslak tadına doğru
    yavaş yavaş uyanmak
    çocuk kemiklerinden yelkenler yapıp
    hırsız cenazelerine bine bine
    temiz döşeklerin ürpertisinden çeşme
    korkak dualarından cibinlikler kurarak
    dokunduğum banknotlardan tiksinmeyi itiraz
    nakışsız yaşamakları
    silâhlanmak sayarak
    çıkardım
    boğaza tıkanan lokmanın hartasını
    çıkınımda güneşler halka dağıtmak için
    halkı suvarmak için saçlarımda bin ırmak
    ıhtırdım caddeleri meğer ki mezarlarmış
    hazırmış zaten duvar sıkılmış bir yumruğa
    fly Pan-Am
    drink Coca-Cola.

    Tutun ve yüzleştirin hayatları
    biri kör batakların çırpınışında kutsal
    biri serkeş ama oldukça da haklı.
    Ölümler
    ölümlere ulanmakta ustadır
    hayatsa bir başka hayata karşı.
    Orada
    aşk ve çocuk
    birbirine katışmaz
    nasıl katışmıyorsa başaklara ağustos sıcağı
    kendi tehlikesi peşinden gider insan
    putların dahi damarından aktığı güne kadar
    sürdürür yorucu kovalamayı.

    Hanidir görklü dünya dünyalar içre doğan?
    Nerde, hangi yöremizde zihnin
    tunç surlardan berkitilmiş ülkesi
    ağzı bayat suyla çalkanmış çocuğa rahîm olan
    parti broşürleri yoksa kafiyeler mi?
    Hangi cisimdir açıkça bilmek isterim
    takvim yapraklarının arasını dolduran
    nedir o katı şey
    ki gücü
    gönlün dağdağasını durultacak?

    Hayat
    dört şeyle kaimdir, derdi babam
    su ve ateş ve toprak.
    Ve rüzgâr.
    Ona kendimi sonradan ben ekledim
    pişirilmiş çamurun zifirî korkusunu
    ham yüreğin pütürlerini geçtim
    gövdemi âlemlere zerkederek
    varoldum kayrasıyla Varedenin
    eşref-i mahlûkat
    nedir bildim.

    ismet ÖZEL

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    May 2006
    Nerede
    Hatay, İskenderun, Turkey.
    İletiler
    200
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    SEZAİ KARAKOÇ
    ----------------------------------
    Mona Roza

    Mona Roza, siyah güller, ak güller
    Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
    Kanadı kırık kuş merhamet ister
    Ah, senin yüzünden kana batacak
    Mona Roza siyah güller, ak güller

    Ulur aya karşı kirli çakallar
    Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
    Mona Roza, bugün bende bir hal var
    Yağmur iğri iğri düşer toprağa
    Ulur aya karşı kirli çakallar

    Açma pencereni perdeleri çek
    Mona Roza seni görmemeliyim
    Bir bakışın ölmem için yetecek
    Anla Mona Roza, ben bir deliyim
    Açma pencereni perdeleri çek...

    Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
    Bende çıkar güneş aydınlığa
    Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
    Seni hatırlatıyor her zaman bana
    Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

    Zambaklar en ıssız yerlerde açar
    Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
    Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
    Işıksız ruhumu sallar da durur
    Zambaklar en ıssız yerlerde açar

    Ellerin ellerin ve parmakların
    Bir nar çiçeğini eziyor gibi
    Ellerinden belli oluyor bir kadın
    Denizin dibinde geziyor gibi
    Ellerin ellerin ve parmakların

    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
    Saat onikidir söndü lambalar
    Uyu da turnalar girsin rüyana
    Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

    Akşamları gelir incir kuşları
    Konar bahçenin incirlerine
    Kiminin rengi ak, kimisi sarı
    Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
    Akşamları gelir incir kuşları

    Ki ben Mona Roza bulurum seni
    İncir kuşlarının bakışlarında
    Hayatla doldurur bu boş yelkeni
    O masum bakışlar su kenarında
    Ki ben Mona Roza bulurum seni

    Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
    Henüz dinlemedin benden türküler
    Benim aşkım sığmaz öyle her saza
    En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
    Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

    Artık inan bana muhacir kızı
    Dinle ve kabul et itirafımı
    Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
    Alev alev sardı her tarafımı
    Artık inan bana muhacir kızı

    Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
    Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
    Bir gün gözlerimin ta içine bak
    Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
    Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

    Altın bilezikler o kokulu ten
    Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
    Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
    Bir tüy ki kapalı gece ve güne
    Altın bilezikler o kokulu ten

    Mona Roza siyah güller, ak güller
    Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
    Kanadı kırık kuş merhamet ister
    Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
    Mona Roza siyah güller, ak güller

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    May 2006
    Nerede
    Hatay, İskenderun, Turkey.
    İletiler
    200
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı



    RÜVEYDA


    fezayi baglayarak yorgun kanatlarina
    bir güvercin uçurup kitalar arasindan
    çagirdin beni
    geçerek birer birer sürgün kanyonlarini
    derbeder kosup geldim isildayan tahtina
    yarim koyup bir bardak kursun rengi çayimi
    yikarak yalnizliga kurdugum sarayimi
    yetim çigliklarimi duyurmak üzere sana
    kosup geldim; ilistir beni memnu bahtina

    adini söylemek istemiyorum
    her hecesi amansiz bir kor dudaklarimda
    her harfine yillardir simseklerle yaristim
    zindanlara karistim, ölümlerle tanistim
    adini söylemek istemiyorum
    Rüveyda dedigim zaman
    anla ki, senin için yürüyor kelimeler
    çigligimin atardamarlarindan

    hangi yildizdir bilmem, gözlerin
    kayar da üzerime Rüveyda
    önce tuhaf bir deprem yayilir bedenime
    sonra açilir önümde istirab vadileri
    silik renkleriyle adimlarima
    çözülmeye yüz tutan bir mazi mühürlenir
    hayalin bittigi menfeze dogru
    alaca bir at kosar içimde
    zamansiz, mekansiz nefese dogru

    uslanmaz bir yürek tasidigima dair
    yaygin bir kanaat dolasir aynalarda
    oysa Rüveyda
    bastan basa ben
    kevser akan, gül kokan bir kalbin filiziyim

    kitaplara sürdügüm kapkara lekelerden
    bir anlatsam nasil utandigimi
    bir dogrulsam egrildigim yerden
    agarir tanyeri nilüferlerin
    alaca bir at kosar içimde
    ezer toynaklariyla anilarimi

    sular köpürmemeliydi Rüveyda
    kirilmamaliydi islak dallari hasret selvilerinin
    ben zehire aliskinim, serbete degil
    rüyalar nefret eder avare durusumdan
    kabuslar çekerek ancak derdimi yeryüzünde
    sen gün boyu simsiyah bir ufukla beraber
    ben her gece bir mehdi türküsüyle çilekes
    yargilamak için zeval kayitlarini
    inkilap bekliyorum

    hangi umut çiçegidir bilmem, ellerin
    uzanir da gönlüme Rüveyda
    derinden bir ok saplanir bagrima
    beynimi çagiran bir sese dogru
    alaca bir at kosar içimde
    zamansiz, mekansiz nefese dogru

    varligin cinayettir memleketimde islenen
    akitir kanini asil pehlivanlarin
    yoklugun sükunettir kusatir evrenimi
    varligin ve yoklugun ölümüdür baharin

    artik eskisi gibi bakamiyorsun
    göklerinde bir belkis otururdu Rüveyda
    binlerce gökkusagi olurdu kirpiklerin
    günes bir ane gibi dururdu basucunda
    artik dokunamiyor kakülün bulutlara
    karalara bürünmüs saçlarinda dolunay
    ben bu kadar zulme layik miyim Rüveyda
    hangi ressami vurur bilmem, endamin
    sarar da benligimi
    ben beni tanimam kaldirimlarda
    kafesleri yutan kafese dogru
    alaca bir at kosar içimde
    zamansiz, mekansiz nefese dogru

    kirmizi bir kurdela baglayarak alnina
    duydun mu orkideye dua eden birini
    bu ismarlama yüzler yok mu Rüveyda
    bu yapmacik bebekler
    gözyasi akitirken gülenler yok mu
    beni kahrediyor geceler boyu

    hangi çagin gelisidir bilmem, gülüsün
    soluk bir dünyanin mezarlarina
    gömerek gurbetimi
    kapadi karanliga Yesrib, kapilarini
    meydan okuyusun çagin ordularina
    bilmem hangi mevsimin baslangicidir
    doruklarindan öte hevese dogru
    alaca bir at kosar içimde
    zamansiz, mekansiz nefese dogru

    yasini tutuyorum kararttigim düslerin
    yipranmis divaneler gibiyim sokaklarda
    amansiz bir ütopya üfleyen pencereler
    lif lif yoluyor dram seyyahi bedenimi
    önümde, haksizligin hesaba çekildigi
    hiç kimsenin kimseyi tanimadigi mahser
    arkamda, kare kare ömrümü belirleyen
    hatirladikça yanip tutustugum resimler

    söyle, nasil asarim pismanlik daglarini
    yeniden bir Nil olup tasar miyim çölllere
    kim giydirir basima tacini nihayetin
    kim takar bilegime hürriyet künyesini
    karada balik gibi nasil yasarim, söyle
    Rüveyda, seziyorum; tahammülün kalmadi
    ama dur, bosaltayim bütün çigliklarimi
    asirlardir köhne barinaklarda
    küflenen, çürüyen çigliklarimi

    at vuruldu içim paramparça Rüveyda
    gölgelerin ardina sakladim kusurumu
    sen orada kayitsizca gülümsüyor gibisin
    ben burda damla damla eriyip akiyorum
    yine de, çignetmem kimseye gururumu
    istenmedigim yeri sessizce terk ederim
    hatira kalsin diye birakir da ruhumu
    mahzun bir dervis gibi boyun büker, giderim

    Nurullah Genç

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Dec 2006
    Nerede
    Turkiye
    İletiler
    1.350
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Beklemenin Böylesi


+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. Vahşetin böylesi
    http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/YUNUSBALIĞINI%20VAHŞİCE%20ÖLDÜRDÜLER/D16145619.jpg MUĞLA'nın Datça İlçesi'ne bağlı...
    Yazan: Harun Gür Forum: Hayvan Hakları
    Yanıt: 40
    Son İleti: 09-07-2010, 19:54:14
  2. 3 Yıl Beklemenin Dışında Ne Yapılabilir?
    Merhaba. Erkek arkadaşım 3 yıl önce eşinden ayrılmış.bir tane çocukları var. Fakat 2 yıl önce falan mahkeme açılmış. Temyiz e gidildi.fakat sonuç...
    Yazan: yadeller_34 Forum: Aile Hukuku
    Yanıt: 26
    Son İleti: 12-05-2009, 13:16:41
  3. Bahtsızlığın Böylesi
    2 Yil Once EskİŞehİrde GerÇek Olay: AkrbaŞi Mah. 8 Katli Apartmandan İntahar Etmek İsteyİp Camdan Atlayan Kadin Yoldan GeÇen Kadinin ÜstÜne DÜŞerek...
    Yazan: stormyy_sweet Forum: Mizah - Eğlence
    Yanıt: 5
    Son İleti: 14-10-2007, 22:05:43
  4. Onursuzluğun Böylesi
    Bunda 18 yıl kadar önce eşimle birlikte yaşadığımız muhitte faaliyet gösteren bir yapı kooperatifine üye olmuştuk.Ben Türkiyede öğretmenlik yapan bir...
    Yazan: kyazici Forum: Gayrimenkul Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 09-03-2005, 12:14:18
  5. Zekanın Böylesi
    https://www.hukuki.net/mizah/hirsiz.jpg
    Yazan: admin Forum: Mizah - Eğlence
    Yanıt: 0
    Son İleti: 23-11-2002, 18:53:22

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.