yani benim açtığım davanın bir anlamı yokmu
dava sonucuna göre İdari mahkemeye dava açsam olurmu yada nereye açmam lazım yardımcı olursanız sevinirim.
bulunduğum ilçede idari mahkeme olmadığı için dava açtım.
şimdiden teşekkürler
Printable View
Maverick35 sana bazı konularda katılıyorum.ama birçoğuna katlımıyorum . diğer sayfalarıda okudu emin ol. bana basit geliyor nedenide şu. bu tür şeyler herkesin başına geliyor adam limonata içmiş mandalina yemiuş ama var olan asit alkol olarak geri dönüyor. yada anasonlu yiyeceklerde öyle. benim basite aldığım ve bir çoğunuzun anlamamakta ısrar ettiği şudur: alkolmetre cihazını alıp eline şöyle bir çevir bak sağına soluna, eletroniktir demi aynı radar cihazları gibi. yani orda promil fazla çıktıysa kayda girmiş oluyor radar gibi düşünün. polis napsın kardeşim sen babasını oğlu değilsinki abi içmedim sözüne inansın polis:) mecbur gerekli işlemi yapmak zorunda çünkü oda belli yerlere hesabını verecek kayda girmiş promillisin çünkü. haa sen içmedinmi eminsen kendinden doktor raporunu aç tehditmi etti şikayetçi ol ama ama asla polisede ahkam kesme kimse senin düşmanın değil sert yaparsan oda kanunu verdiği gerekleri yapmak zorunda kalır ve işin aslını bilmeden konuşma. sor o cihazlar nasıl çalışıyo sonra git tübitaka kardeşim alkolle diğer içeceği ayırt eden bi cihaz yapın beee dee. ardından meclise uğra ve yasaları doğru düzgün çıkarın bak vatandaş muzdarip oluyor dee. sonra kolluk sana haklarını okur ki emin ol artık vatandaş haklarını biliyor emin ol. bilmem anladınmı. saygılarımla
Saca;
Anlamasına anladım, yalnız, şurada anlaşamıyoruz;
Bak, güzel güzel yazmışsın, cihazın durumunu ve cihazın yanılabildiğini anlatmışsın... Buraya kadar çok güzel.Anlaşamadığımız nokta ise, polisler.
Çünkü, Trafik polisleri, vatandaşa haklarını anlatmıyor.
Adam üflüyor, 0,60 Pm alkol çıkıyor, polis demiyor ki "İsterseniz hastaneye gitmeyi talep edebilirsiniz, bu sizin kanuni hakkınız, bizim cihazlar küçük bir miktar hatalı sonuç verebilliyor".
Polis ne diyor :-"Tutanağı imzalayın, yoksa aracınızı bağlarız"
Ben bu konuda, AKİM'e, TBMM Dilekçe Komisyonu'na, İçişleri Bakanlığı'na, hatta Cumhurbaşkanı Sn. Abdullah GÜL'e kadar yazı yazdım.
Gelen cevaplar hep "Konu incelenmek üzere gerekli birimlere havale edilmiş olup..." şeklinde.
Maverick35 sevindim anlaştığımız ortak noktaların olmasına:) birincisi; kanunu bilmemeke mazeret değildir bunu hatırlatırım vatandaş bilecek kardeşim haklarını ve polisin zorunluluğu yok kanunu oturupta vatandaşa söylemeye. ikincisi; tutanağı imzalama olayı ise bağlasın sen kendine güveniyosunya alkollü değilsinya bak sana yol gösteriyorum git kendin al alkol raporunu hemen, arabayı bırak bağlasın kolluk otoparka çeksin imzalama zorunda değilsin imtina et imzalamaktan. sonrada git hakkını ara eğer doktor raporunda alkollü değilsen mahkeme senini lehine kara verecektir. bu kadar basit
gazihamdi;
soruna cevabı biraz araştırsan bulurdun ama kolayı seçmişsin ama polise zorluk çıkarmışsın ki burdada şikayetediyosun. gene sana yardımcı olayım sonra banada sövme:) idari mahkeme ilçende yoksa iline yada başka bir ilçeye git kardeşim onudamı bize soruyosun allahesen gazihamdi.
ŞU ŞEKİLDE:
DİLEKÇE ÖRNEĞİ :
İSTANBUL ……………… SULH CEZA MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE (buraya trafik ihlalinin işlendiği yerin bağlı olduğu sulh ceza mahkemesini yazacaksınız)
İTİRAZ EDEN :ad soyadı
(adres)
İtiraza konu tutanağın tanzim tarihi : ….....2009
İtiraza konu tutanağın tebellüğ tarihi : ......2009
İtiraz konusu : Trafik denetleme şube müdürlüğü, .....amirliği`nin .... tarih ..... seri,....sıra no.lu trafik ceza tutanağında yazılı para cezasının iptali hakkında.
AçIklamalar :
1- 34 XX 111 tescil plakasına kayıtlı hususi otomobilimin; karayolları trafik kanunu`nun ....maddesi hükmüne istinaden "...." suçunun işlendiği gerekçesiyle gıyabımda kesilen ekte sunulu ...tarihli, toplam ... YTL. bedelli trafik cezası tutanağı düzenlenip, .... tarihinde tarafıma tebliğ edilmiştir.
2- Yukarıda bilgileri yazılı trafik ceza tutanağı, aracımın tescil plakasına göre .... tarihinde gıyabımda düzenlenmiş ve tarafıma aylar geçtikten sonra yani ..... tarihinde tebliğ edilmiştir.
"Trafik para cezalarının tahsilinde ve takibinde uygulanacak esas ve usuller ile kullanılacak belgeler hakkında yönetmelik"in "tescil plakasına göre düzenlenen tutanaklar için yapılacaklar işlemler" başlıklı 10. maddesi;
"Karayolları trafik kanununun 116 ncı maddesi hükümleri gereğince,
görevlilerce yetki sınırları içerisinde tescil plakasına göre
düzenlenen tutanaklar;
a) Aracın kayıtlı olduğu kuruluştan arşiv kayıtlarına göre araç sahibi veya işleteni tespit edilerek (birden fazla ise ilk sıradaki) tutanağın boş kalan yerleri doldurularak ilgiliye 7201 sayılı tebligat kanunu hükümleri uyarınca tebliğ edilir ve tutanağın bir nüshası takip ve tahsil için ilgili mal sandığına gönderilir. Tebligat işlemine yedi iş günü içinde başlanır. yapılan tebligatta bu şekilde uygulanan cezalar için, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde yetkili
mahkemeye itiraz edebilecekleri belirtilir. İtiraz, ödemeyi ve ödeme ile ilgili süreyi durdurur. ancak itiraz üzerine verilen kararlar kesindir. Hükmünü amirdir.
Söz konusu madde hükmü gereğince, düzenlenen trafik ceza tutanağının muhataba yani tarafıma tebliğ edilmesi işlemine 7 (yedi) gün içinde başlanması gerekmektedir.
Ancak ekte sunulu tutanakta da görüleceği üzere kural ihlalinin yapıldığı iddia edilen tarih ile tebligat tarihi arasında uzun bir zaman bulunmaktadır. Tebligatın ilgili yönetmelik hükmüne göre yapılmadığı aşikârdır. Tutanak ...... tarihinde düzenlenmiştir ve açık yönetmelik hükmüne göre tebligat işlemlerinin en geç ..... tarihine kadar (tutanağın düzenlendiği tarihten sonraki 7.gün) yapılmış olması gerekirken, tutanağın tarafıma aylar sonra tebliğ edilmesi usul ve yasaya aykırılık teşkil eder.
3- Öte yandan, söz konusu ceza tutanağında belirtilmiş olan "......" suçu tarafımdan işlenmemiştir. Tutanağın düzenlendiği tarih aylar öncesi olmakla anayasa`dan kaynaklanan savunma hakkım da kısıtlanmış bulunmaktadır. Söz konusu yönetmeliğe aykırı olarak yapılan tebligat, itiraz etmemdeki haklılık gerekçelerimi de ortadan kaldıracak bir sürede yapılmıştır.
Bu nedenle söz konusu yönetmelik`in 10/a. maddesi de göz önüne alınarak yasaya aykırı olarak tebliğ edilen itiraza konu trafik tutanağında yazılı para cezasının iptaline karar verilmesi gerekmektedir. Bu konuya ilişkin olarak İstanbul 3. sulh ceza mahkemesi`nin
22.05.2006 tarihli, 2006/129 d.iş, 2006/129k. no.lu dosyasından verilen ve ekte sunduğum karar da itirazlarım doğrultusundadır.
SONUÇ VE TALEP : Yukarıda arz ve izah etmeye çalıştığım nedenlerle;
İtirazımın kabulü ile yasalara aykırı olarak düzenlenen trafik ceza tutanağında yazılı para cezasının iptaline karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.
itiraz eden
.İsim adres..................
Ekleri :
1- İtiraza konu trafik denetleme şube müdürlüğü, ...... amirliği`nin .... tarih
....seri,... sıra no.lu trafik ceza tutanağı fotokopisi.
2- İstanbul 3. sulh ceza mahkemesi`nin 22.05.2006 tarihli, 2006/129 d.iş,
2006/129k. no.lu dosyasından verilen karar örneği.
3- ..... plakalı aracıma ait iki adet ruhsat fotokopisi.
4- Nüfus cüzdanı sureti.
2 no.lu ekte yazdığımız örnek kararımız da bu: ( bu kararı da diğer
eklerle birlikte dilekçemize ekliyoruz)
2- İstanbul 3. sulh ceza mahkemesi`nin 22.05.2006 tarihli, 2006/129 d.iş,
2006/129k. no.lu dosyasından verilen karar örneği.
bu örneği nerden bulabiliriz
birde sövme demisin yanlşlık olmasın ben kimseye sövmedim sövmemde
Ayrıca verdiğin bilğiler için çok teşekkür ederim
Saca;
1-Madem ki, polisin, insanlara kanunları ve haklarını anlatma zorunluluğu yok, o zaman, neden birini gözaltına alırken yada tutuklarken "Konuşmama hakkınız var, söyleyeceğiniz her şey aleyhinizde delil olarak kullanılabilir" deniliyor.
Filmlerde duyduğumuz bu lafları artık bizim polislerde uyguluyor.
2-Bu işleri, başına gelen biliyor, avukat değiliz ki kanunları ve haklarımızı dört dörtlük bilelim.İnsan sonradan öğreniyor, ama, iş işten geçmiş oluyor.
3-Kontrole takılan bir insanın gidip te "Alkol raporu" alması o kadar kolay değil.
Öyle her gidip :-"Ben kontrole yakalandım, 0,.. Pm alkol çıktı, ben o kadar alkollü değildim, sınırı aşmam" diyene kan tahlili yapmıyorlar.
Hastaneler, ya üst yazı istiyor yada rapor isteyen şahsın yanında polisle gitmesini bekliyor.
- İstanbul 3. sulh ceza mahkemesi`nin 22.05.2006 tarihli, 2006/129 d.iş,
2006/129k. no.lu dosyasından verilen karar örneği
cezalar için kabahatlerde dahil 15 gün içinde sul ceza mahkemesine itirazda blunmak gerekir.bulunmaz isen cezayı kabul etmiş sayılırsın ve ödemeye mahkum edilirsin. senin bu tarihi geçtimi bilmem ama öyle. karar örneğini bilmiyorum avukat aracılığıyla bulabilirsin sanırım ben o sevimsiz emniyettenim bende yok yani:)
benim söylemek istediğim burdaki timlerin tutumu beni götürseler tahlili yaptırsalardı bu sorunlar olmayacaktı ben haklı çıkacaktım
saca
birde ben emniyet mensublarına kolluk kuvvetlerine çok sayğı duyar ve ayrıcada severdim ama bu olaydan sonra onlara hiçbir güvenim kalmadı.
kısacası bana yapılan bu yanlışlık bu kurumlara olan güvenimi sarstı.
Ama inşallah mahkeme sonucunda en azından adalete olan güvenim sarsılmaz. sevgilerle
canını yediğim bak işte alkollüsün. kimi koca 70 lik içer bişey olmaz kimi aşk acısı çeker tek birada kafa olur:) yani her bünyede aynı tepkiyi yapmaz içtiğiniz miktar. cihaza göre davranıyoruz 60 mı 10 200 neyse o. bak sonunda hastaneye gitmişin ordada test yapamıyomuş kolluk napsın kardeşim işte burda bizim sabrımız ortaya çıkıyo. hem doktor kati rapor veremezzz öyle bir şey yapamazz kesinlikleeee. kati rapor savcılık havalesiyle adliyenin içinde bulunan yeminli doktorlar tarafından verilir. ayrıca kati rapor bir adli bir olay sonucu verilir ki senin bir kolluğa karşı mukavemetin olmamış demi.yani mukavemetten işlem yaptılarmı sana adli olarak. öylede olsa haddi ve çapı değil kati rapor vermek. geçici alkol darp raporu verebilir. gelelim davaya: imzadan imtina etmen o cezanın kesilemeyeceği anlamına gelmez ödemeye mahkum edilirsin yine.tanık olarak tutanağı yazanlar çarılır sorulur sulh cezada kollukta tutanaktakinin geçerli olduğunu söyler. seninde işin biter. çünkü doktor raporu var alkollüsün. ama baska usulsüzlük tespit ettiysen yada varsa öyle bişey ki sende kendine bi sor bakalım bana yok gibi geliyor ama. vicdanın rahatsa sorun yok. genelde bu cezalar geri dönmez çünkü devlet otorisedir amaaaa usulsüzlük varsa ceza iptal olur kolluğa bişey olmaz cebindende ödemez cezada almaz sadece iptal olur cezan hepsi bu. hadi bakalım benim mahkememde senden daha önce bakalım ne olcek sonucu buraya yazarsan sevinirim allaha emanet ol. gülü seven dikenine katlanır diyelim. bizlerde onca iftiraya uğruyoruz yok işkence etti yok dövdü yok sövdü yok rüşvet aldı diye:) valla ama ben hala vatandaşlarıma güveniyorum aralarında çürük elmalar olabilir ama hepsi değiller. kurumlarda öyledir polisi askeri avukatı yok.
Canını yediğim bir sey söyleyeyim bu alkolmetre içtiği alkolün ne kadar etki yapıp yapmadığını ölçmüyorya
sadece kokuyu ölçüyor
benim demek istediğim benim kızğınlığım evime 100 metre mesafede beni çeviriyorsun bende tüm iyi niyetimle sana 1 adet bira içtiğimi söylüyorum
sende hemen basıyorsun cezayı
benim bildiğim itiraz ediyorsam ben bana kan tahlili yaptırma zorunluluğu yokmu bu konu ile ilgili danıştay kararı var.
diyelimki yok benim ne derece alkollü olduğumu sen zaten görüyorsun
elinde olan insiyatifini kullanamazmıydı.
birde ben itiraz edeceğim hakkımı arayacağım diyince
yav bu konuyu uzatmayalım kapatalım tamam biz cezanı yatıralım demek ne oluyor
ayrıca benim aracımı bağlaması gerekirken neden aracı teslim etti bana o derece alkollüysem ben
bu kadar görevine bağlısın sen görevini neden eksik yaptın o zaman değilmi?
ne geçti eline simdi vay bee adama ceza kesmis buna ödülmü verelim dediler
ülkemizde neler oluyor neler bunları hepimiz hergün izliyoruz ekranlardan
herkes görevini tam yapsa bunlar olurmu ülkemde olmaz değilmi?
bence o gün memurlar kendi insiyatifini kullanarak cezayı kestiler
benim kızdığım bende kamuda görev yapıyorum şoförüm az daha işimden olacaktım
işimden olsaydım ben ne olacaktı o zaman benden o zaman polisi askeri sevmemi nasıl beklerdin
kısacası ben açtım davamı ümidim var.
hayırlısı ile o günü bekliyorum sonucunuda buraya yazacağım.
hep beraber görürüz
bak nasıl biliyorsun neyin ne işe yaradığını:) önce benim kimseyi savunmak gibi niyetim yok ki seni jandarma çevirmiş başka bi kurumu hiç savunmam o onlarla alakalı hani beni yanlış anlama. önce sana bir çok dava ve idari soruşturmadan alnının akıyla çıkmış ve bi çok tazminat hakkı kazanmış hatta bir milletvekilinin oğluna kabahatlerden ceza yazdım diye mahkemeye verdi ,inadına 1 liralık sakız bile vermiyolar bu paraya:) dava açtım kazandım tabi. yani bu davalarımın çoğunda vatandaş bana asarım keserim ben buyum ben şuyum dedi. insifiyatif kullanır kimlere kullanmıyoruzki hele sen kamu çalışanısın hayli hay yapılır. valla zaten kafaları basmıyomuş belli 500 milyon civarında parayı ben ödeyeyim denirmi hehe:) bide kimse kimseye ödül vermez aksine niye bağladın arabayı başımıza iş aldın derler:) neyse sen gerekeni yapmışın sözün kısası itiraz etmişin cezaya. ama unutmaki herkez işini yapıyor ve vatandaşta biraz saygı göstermeli kolluğa ki kendide görsün. kimse düşmanımız değil. sen yasaları tam manasıyla uygulayan kuralcı birine dek gelmişin şansına. saygılarımla
iste benim kızdığım bu niye ceza yazıyorsun
yazdıktan sonra pişmanmı oluyorsunda ben ödeyeyim diyorsun
sen madem kuralcı birisin ceza tutanağına araç parka çekildi yazıpta neden aracı bana teslim ediyorsun.
ben gerçekten sayğımı gösterdim benim tepkim ben tahlil istiyorum diyipte onların bana olmaz senlemi uğraşacağız demesinden kaynaklandı.
buna çok tepki gösterdim
birde şunu sorayım benim açmış olduğum davaya ilğili kolluk kuvvetleri geleceklermi acaba?
inşallah gelirler
saygılarımla
hiçbir kurumu koruma kollama haklı çıkarma gibi düşüncem yok haddimde değil ama doğru ve gerçek olan şeyleride göz ardı edemem bak sana açıkcana yazayım tek tek:
1-bu niye ceza yazıyorsun ? -- alkollusün sende inkar etmiyorsun bunu yazcak elbette
2-yazdıktan sonra pişmanmı oluyorsunda ben ödeyeyim diyorsun ?-- senin aklın kesiyormu 598 lirayı kendileri ödermi?en fazla iptal eder cezayı ama seni sonrasında doktora götürür nede sana ceza makbuz suretini verir
3-sen madem kuralcı birisin ceza tutanağına araç parka çekildi yazıpta neden aracı bana teslim ediyorsun?---- jandarma bölgesinde gerçekleşmiş olay demi evet.yani şehre uzaktasın ve kolluk sen eğer tek kişi olsan aracını otoparka çeker senide evine bırakırdı.ama senin 2 şahidim var diyosun yani 2 kişi var yanında onlara sen sür der ve aracınla seni mağdur etmeme kiçin aracınla gönderir. ve yasa dışı bişey yapsa makbuzada not düşmezdi araç otoparka çekildi diye.yani girdi çıktı yapılır otoparka polislerde yapıyor bunu vatandaş evi uzakta ve yanında alkolsüz başka biri varsa kendi aracıyla görderir ama tutanağını tutar derki: araç otoparka çekilmeliydi fakat mağduriyet olmamsı ve alkolsüz bir yakını vardı yanında aracı ona teslim ettik diye bunu sen bilmezsin zaten.
4-ben gerçekten sayğımı gösterdim benim tepkim ben tahlil istiyorum diyipte?-- yasa ve trafik yönetmeliği derki güzel kardeşim : tahlil yapılması zorunludur fakatttt cihaza üflememsi durumunda yani üflemeden önce mecburdur kolluk kan testi yaptırmaya. ama sen üflemişin ve 50 pm üzerindesin. koluk mecburiyeti kalktı kan testinden.
5-birde şunu sorayım benim açmış olduğum davaya ilğili kolluk kuvvetleri geleceklermi acaba?---- tanık olarak çağrılabilirler ama tutanakta adları olduğu için ama genelde gidilmez yada teşkilat avukatı gider. her kolluğun onlarca davası var her davaya gitse işinimi yapacak yaptığı işten haklı yada haksız yada kıllığına dava açanlar yüzünden mahkeme mahkeme mi gezecek. ayrıca dava trafik mahkemesine itiraz tarih aralığında açılmalıydı.sanırım seninki trafik mahkemesi değil.
neyse ahanda bu sana son sözüm: hakimler artık şahitlere pek inanmıyor çünkü herkez isterse yalan yanlış birlerce şahit bulur. o nedenle artık pek güven oluşturmuyor. mahkeme artık somut delillerden yola çıkıyor. senin somut dellilerinde bir sürü var. doktor raporu, alkolmetre kaydı,kolluk tutanağı, ceza tutanağı. hakkında hayırlısı tabi ceza yüksek ama sonucu lehine olur umarım ama pekte umut bağlama.
saygılarla
"benim kızdığım bende kamuda görev yapıyorum şoförüm az daha işimden olacaktım
işimden olsaydım ben ne olacaktı o zaman benden o zaman polisi askeri sevmemi nasıl beklerdin "
Üstte yazılan bir paragrafı okuyunca benim de aklıma aşağıdaki paragrafı yazmak geldi buyrun lütfen okuyunuz.
"ben nasıl kızmam Polis veya Askerin insiyatif kullanarak Alkollü bir şahsa cezai bir işlem uygulamamasına. Düşünsenize O Alkollü şahıs aracını sürerken benim veya sizlerin çocuğuna çarpma ihtimali yokmu?"
En güzeli alkollü iken ticari taksileri kullanmak.
Saca,
Eğer, asayiş, karakol yada çevik kuvvet vb. polisi isen; sen bu işleri tam olarak bilmiyorsun ve bu konuya dahil olduğun zaman, geçmiş 8 sayfayı okumamışsın.Özellikle Phantom Of Law adlı hukukçu üyenin yazdıklarını tekrar okumanı naçizane tavsiye ederim.
Eğer, Sen, trafik polisi isen; vay başımıza gelenler ve gelecek olanlar, off..
Diyorsunki:-"Alkol sonucuna itiraz hakkın var, ama, üflemeden önce"
Yanlış biliyorsun.
yanlış bildiğini sana ispatlayabilirim:
Av.Cem NEMUTLU, alkol muayenesine takılır, üfler ve 0.80 civarı (yanlış hatırlamıyorsam böyle idi, 1,0 Pm nin altında idi) alkollü çıkar, itiraz eder, görevli polisler Cem NEMUTLU'yu hastaneye götürmezler.Cem Bey de ceza tutanağına imza atmaz, ehliyetine el konur, polislerle hiç takışmaz, dalaşmaz, paşa paşa evine gider.Ve, ilk iş günü davasını açar mahkemeye :-"Polisin elindeki cihaza güvenmiyorum, hastaneye gitmeyi talep ettim, beni hastaneye götürmediler, Ben de tutanağa imza atmadım" der.
Mahkeme, Cem Bey'i haklı bulur ve ehliyetinin iade edilmesine karar verir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi de, bu kararı ONAR ve Cem Bey ehliyetini teslim alır...
Ben, Çankaya'ya, Cem Bey'in bürosuna dahi gittim, bana anlattıkları bunlar.
Bu işleri, insan başına gelince öğreniyor, öyle polis olmakla, mühendis yada doktor olmakla bu işler öğrenilmiyor.
Cem NEMUTLU'nun bana anlattıkları:
1-Yakalanınca, üflemeden direkt olarak itiraz edilebiliyor, polise deniyor ki -"Mevcut Karayolları Trafik Kanunu'nun 49. Maddesi, C Bendi, 4. Fıkrasına istinaden cihaza üflemeyi reddediyorum, beni hastaneye götürmenizi talep ederim"
Polis sizi götürecek, hıı.. ama başka ekip gelir ama görev yerini bırakır gider orası Emniyet Teşkilatı'nın takdiri:)
Hıı.. Polis bunu yapmadı, ceza makbuzunu imzalamıyorsunuz, yada itiraz bölümüne "Hastaneye gitmeyi talep ettim, bu sonucu kabul etmiyorum" yazıyorsunuz.
Zaten, aklı başında, kanunu-kuralı bilen bir polis, böyle bir durumda "Ya...Bu adam işi biliyor" der ve hastaneye götürür,
Götürmezse ne olur?
Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin kapı gibi kararı uygulanır.:)
2-Cihaza üflüyorsunuz 1-2 Pm alkol çıkıyor, buna itiraz edilecek bir durum yok, "İnsaf yani" derler adama, ama, üflediniz sonuç 0.60-0.80 Pm gibi, yani, 1 Pm nin altında...
Polise itiraz edip, aynı lafı söylüyorsunuz "Mevcur Karayoları Trafik Kanunu'nun..." diye başlayan.
Polis derse "itiraz hakkınız yok, arabayı bağlayacağız" hiç dalaşmadan, kibarca :-"Tamam, Memur Bey, buyrun anahtarı, araba sizin" diyorsunuz ve üflemiyorsunuz.
sonuç ne olur?
ya polis hastane talebini kabul eder, yada cezai işlem yapar siz de mahkeme açıp Yargıtay 8.Ceza Dairesinin kararının uygulanmasını talep edersiniz.
3-Polise, hiç hastane lafını karıştırmadan, üfledikten sonra itiraz edersiniz, polis kendi bildiğince gerekeni yapar, ama hastaneye götürür, ama -:"İmza atmayın yada şerh koyun, yarın da mahkemeye gidin" der, polisin bileceği iş.
Av.Cem NEMUTLU'nun bana söyledikleri bunlar...
4. bir yol var, o da araç kullanırken alkol almamak, ben, içkiyi kökten bıraktım, Temmuz ayından bu tarafa hiç alkol almadım, bugün itibariylede 11 ay sonra ehliyetimi alacağım.
Gelelim Ahmet25 rumuzlu üyeye;
"ben nasıl kızmam Polis veya Askerin insiyatif kullanarak Alkollü bir şahsa cezai bir işlem uygulamamasına. Düşünsenize O Alkollü şahıs aracını sürerken benim veya sizlerin çocuğuna çarpma ihtimali yokmu?" demişsin...
Değerli Arkadaşım;
Klavyeye sarılıp, bu yazıyı yazmadan önce, geçmiş 8-9 sayfayı okuma zahmetine katlansaydın, sorduğun bu konuyu da tartıştığımızı görürdün, özellikle 6. ve7. sayfaları okuyun.
Sana kısaca anlatayım;
1-Bir kanun var, ama uygulayanlar bunu tam olarak bilmiyorlar, A şehrindeki bir vatandaşa yapılan uygulama ile B şehrindeki bir vatandaşa yapılan uygulama farklı olabiliyor.
Bunu nedeni kim, ne?
Polis değil, çünkü, polis -Türkiye'de- sadece kendisine denileni yapar, olayın sonucuna bakar, oluş şekline bakmaz.
O'na kural öğretilir, denir ki :"Yazdığın-tuttuğun tutanak a)Ne, b)Nerede, c)ne zaman, d)Neden sorularına cevap verecek, NASIL diye sormayacaksın"
Bunun sonucu, seni 0,50 nin üzerinde alkolle yakalayan polis, isterse seni hastaneye götürür, isterse de seni tehdit ederek (Arabanı bağlamakla, kolluk kuvvetine mukavemetten mahkemeye vermekle) ceza tutanağını imzalatır.
Kanunları biliyorsan itiraz edersin, Cem NEMUTLU gibi kazanırsın, bilmiyorsan da, bizim gibi oturur, gün sayarsın.
2-Kanun "0,50 nin üzerinde alkol alıp, güvenli sürüş yeteneğini kaybetmiş" diyor.
Adamın bünyesi sağlamdır, Saca'nın dediği gibi çok miktarda alkol alır ama sarhoş olmaz, başka bir vatandaşsa alkole alışkın değildir, 100 ml. birayla
sarhoş olup, güvenli sürüş yeteneğini kaybeder.
Bu 0,50 neye göre, kime göre belirleniyor?
3-Ahmet25'cim,
Gazetelerde okursun,
a)Bir adam diğerini bacağından bıçaklar veya ayağından vurur, mahkeme bunu hemen bırakır, tutuksuz yargılanır, az bir para cezası ile kurtulur (Saca iyi bilir, çünkü polisler bu konudan çok şikayetçi), başka bir adam ise hasmını karnından-kalbine yakın bir noktadan vurur ya da bıçaklar, bu adam içeride çok yatar, çünkü, öldürmeye teşebbüs kabul edilir.
b)Belki başına gelmiştir, radara yakalanmışsındır, hız limitini %50'yekadar aşarsan farklı, %100'e kadar aşarsan farklı ve %100 den daha fazla aşarsan çok çok daha farklı, gayet yüklü bir ceza yersin.
E...Şimdi, güzel kardeşim, neden bu tip bir skala alkol konusunda uygulanmaz?
Neden 0,52 Pm alkolle yakalnananla 2-3 Pm alkolle yakalanan aynı kefeye konur?
İşte biz burada bunları tartışıyoruz, dikkat edersen, Sayın Erdoğan KIRCALI, ki, site editörüdür, kendisiyle burada çok seviyeli bir şekilde tartıştık, Phantom Of Law'ın yazdıklarından sonra buraya bizi eleştiren bir yazı yazmadı.
Hıı...Alkol alıp araç kullanan başkalrının hayatını tehlikeye atıyor mu?
Evet, atıyor.Ama, güvenli sürüş ve muhakeme yeteneğini kaybetmişse.
Bunu, kanun söylüyor, oku, bak aynen şöyle yazar "0,50 Pm alkolün üzerinde alkol alıp, ya da keyif verici uyuşturucu bir madde alıp, güvenli sürüş yeteneğini kaybetmiş bir şekilde araç kullananlara..."
Vermiş olduğun bilgilere çok teşekkür ederim
ben eğerki Saca ya kalsam dava açma hakkım bile yok demediği kaldı
ayrıca nasıl olsa sonucu belli niye dava açtın diye bir zihniyet var millette
benim açtığım dava red çıkarsa nereye dava açmam lazım bu konu ile ilğili bbana bilgi verirseniz sevinirim
Saygılarla
İdare Mahkemesi'ne dava açacaksınız, iyi bir avukata danışıp, dilekçe yazdırın.
İdare Mahkemesi, davayı usul yönünden inceler, siz gitmiyorsunuz.
Sonuçta, Yargıtay 8.Ceza Dairesi'nin vermiş olduğu bir karar da var.
GaziHamdi;
"Hemen git, idare mahkemesi'nde dava aç" diyeceğim, ama, Senin yakalanman 02-02-2009'da.
Yani, sen, yasal başvuru süresini geçirmişsin.
Bu, süre konusunu avukatlara danış, ya da sitedeki hukukçulardan yardım iste, mahkeme açma süresini, 15 gün mü, 2 ay mı, ben de tam olarak bilemiyorum.
Aslında, yanlış olan, bu konuda Sulh Hukuk Mahkemeleri'nin yaptığı.
Davayı kabul ediyorlar, sonra da "Görevsizlik" kararı veriyorlar, İdare Mahkemesi'ne başvuru süresi de geçtiği için, vatandaşın ehliyeti gittiği ile kalıyor.
Korkarım ki, seninde böyle olacak.
İlk duruşman yapıldıktan sonra sonucu burada yazarsın.
Melbu adlı üyenin de başına gelmişti.Mahkeme, karar veresiye 6 aylık süre dolmuş ve ehliyetini almıştı.:)
Maverick35 ne güzel herkese bir söyleyecek bişey bulmuşsun:) ben hukuk fakültesi okurken ayrılıp kamu yönetimi ve ikinci bir okul olarak işletme okumuş ve her an işkenceyle yargılanmayla karşı karşıya kalmış ki defalarca (yalan dolanda olsa) ama hepsindende yaptığı işlerin doğruluğu sayesinde kazanmış akabinde açtığım her tazminat davasını da kazanmışım. bu ülkede çok üst düzeyde insanları yakalamış hakkında tahkikat dosyası hazırlamış ve bugün birçoğunun ceza almasını sağlayacak belgeleri sağlamış biri olarak yardımda bulundum ama saygı çerçevesinde. sen yazdıklarımı tam okusaydın geçmiş sayfaları okuduğumu gazihamdi kardeşime söylediğimi görecektin.2 yıl av. bürosunda çalışman herşeyi biliyosun yada en doğrusunu sen biliyosun anlamına gelmez.senin patronunun girdiği dava kadar benim benim meslekte deneyimim, görmüşlüğüm okumuşluğum yaşamışlığım ve uygulayışım var.
bak bende sana ispatlayayım birşeyler.
1--- Cem NEMUTLU diyorki 4 kez kontrolden geçtim elbette geçeceksiniz başka başka ilçelere gidiyorsunuz hepsi birbiriyle kordineli olması imkansız.yolda polis durdurmasa bak durdurmuyor işini yapmıyor dersiniz durdurunca yahu bukadarınada pes dersiniz. işinize nasıl geliyorsa öyle uygulanmıyor kanunlar beyler. Cem Bey av.sınız ama Yeni trafik yasasındaki ana değişiklikleri bilmeden yazıyorsunuz. Beyfendi o yeni kanun derki:" Her yıl sürücülerin en az 1/3’ü alkol kontrolünden geçirilecek" umarım yeterli cevap olmuştur. operasyona gittiğim yada uygulamada takılan onlarca Av. ile karşılaştım ve bana biriside olsun ehliyet yada nüfus cüzdanını çıkartmadı. hepsi Av. kimliğini çıkarttı siz anladınız nedemek istediğimi. Sayın Cem NEMUTLU başıma geldiğinden biliyorumki memurlara ben Avukatım dediniz arkadaşlarda sizi herseferinde uygulamaya aldı.Çünkü desenizki ben şu ilçede yada mahallede uygulamaya alındım gerek varmı deseniz sizi emin olun hadi biri bekletti diğeri o uygulamaya tabi bırakmaz bundan adım gibi eminim. Allah vermesin bi yakınınız kaza geçirse ve kazaya neden olan sürücü 0,20 hatta 0,10 olsun yada kıyak geçeyim 0,05 alkollü olduğu tespit edilse sizin tavrınız ne olurdu lütfen Gazihamdi , Cem NEMUTLU ve Maverick35 buraya yazarmısınız?
2----Gazihamdi sana yardımcı olmak istedim ve özelden mail atmıştım sanırım gelmedi ki böyle konuşuyorsun.Bak kardeşim senin için arkadaşlarımı aradım senin samimiyetine güvenerek doktor arkadaşlarımada sordum. Doktor olanı dediki doktora geldi kan testi yapacak alet yok ise doktor nezdinde tekrar cihaza tabi tutulur yada koklama suretiyle alkollü olduğuna bakılır ve alkol kokusu sonucunda cihaza uygun olduğuna dair rapor verilir ki sanada böyle yapılmış. Polis arkadaşım başına geleni anlattı daha bu yıl olan.Mahkemesi bittiği için açık konuşacağım. Eski Meclis Başkanlarından birisinin eşi istanbulda alkol muayenesine takılıyor ve 0,55 alkollü çıkıyor. Polislerde torpil geçecek halleri yokya gerekli işlemi yapacaklarını söylemişler. Hanım yapın demiş ve avukatı aracılığı ile gerekli haklırını savunmak için iptal davası açmış.Karar bayandan yana hemennn sevinme nedeni şu Maverick35 sende oku "eski Alkol cihazları (ki hala birçoğu yenilenmedi ve bunun kabahatinin kimde olduğunu bilmem ama vatandaşın madur edildiği belli en çokta Polis arada kalıyor ve sorumlu tutuluyor ne yazikki) o cihazların yüzde 10 ama sadece bukadar yanılma payı olduğunu yaptırlan araştırma yani cihaz üzerinde yapılan araştırma ile kabul görmüş. Bayandada 0,55 çıktığı için yüzde 10 düşülmüş yani yasal sınırın altında olduğu için iptal edilmiş. Maverick35 buda mahkeme kararı kardeşimm. hangisi haklı şimdi:)) ve yine Maverick35 bende hukuk okudum. bir sürüü senin gibi ve Av hakim savcı arkadaşım ve abim var. Bunlardan biriside Sayın Ferudun YENİSEY abim,komşum,hocam ve büyüğüm.Tanırmısın kendisini:) Bu ülke ona güvenmiş ve AHİM de yer vermiş. Dedimki benmi biyerde hata yapıyorum Av. bürosunda çalışmış kurt gibi bi genç ve bir avukat benim söylediklerimin tersini söylüyor. bana dedilerki kanunu hatırlat tekrar okusunlar dendi bende hatırlatıyorum.
Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler İle Alkollü İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı
MADDE 97-
b) Alkollü içki almış olarak kandaki alkol miktarına göre araç sürme yasağı;
1) Taksi veya dolmuş otomobil, minibüs, otobüs, kamyon, çekici gibi araçlarla kamu hizmeti, yük ve yolcu taşımacılığı yapan sürücüler ile resmi araç sürücüleri alkollü içki kullanmış olarak bu araçları süremezler.
2) Alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kanlarındaki alkol miktarı 0.50 promilin üstünde olanlar araç kullanamazlar.
c) (Değ.: 18.05.2007-26526) Alkollü içki almış sürücülerin ve kanlarındaki alkol miktarının tespiti esasları;
1) Alkollü olarak araç kullandığından şüphe edilen sürücüler; alkol tespitine ilişkin tarih, saat ve ölçüm sonucu ile cihaza ait seri numarasını gösterir çıktı verebilen ve kalibrasyon ayarı yapılmış teknik cihazlar kullanılarak trafik zabıtası tarafından kontrol edilir.
2) Trafik kazalarında kazaya karışan sürücülerin alkol durumları, kaza tespit tutanağını tanzim eden görevlilerce, bu bendin (1) numaralı alt bendindeki özelliklere sahip teknik cihazlarla olay yerinde tespit edilerek, kaza tespit tutanağına yazılır.
3) Yaralanmalı ve ölümle sonuçlanan trafik kazalarında; yaralının durumunun aciliyeti gibi sebeplerle teknik cihazla ölçümün mümkün olmaması halinde; bu sürücülerin sevk edildikleri sağlık kuruluşlarınca kan almak suretiyle alkol tespitleri yapılır. Sevk edilen sağlık kuruluşunun kan üzerinden tahlil yapabilecek tıbbi ve teknik imkânlara sahip olmaması halinde; bu kuruluşlarca alınan kan örnekleri adli tıp kurumu olan yerlerde bu kuruma, olmayan yerlerde kan üzerinden tahlil yapabilecek tıbbi ve teknik imkânlara sahip Sağlık Bakanlığına bağlı resmi sağlık kuruluşularına gönderilerek alkol tespiti yaptırılır.
4) Bu bendin (1) numaralı alt bendinde belirtilen teknik özelliklere sahip olmayan cihazlarla yapılan ölçümlere vaki itirazlar ile mütecaviz davranışlarda bulunulması veya cihazla ölçüme mukavemet gösterilmesi gibi durumlarda; sürücüler adli tıp kurumu, adli tabiplik veya Sağlık Bakanlığına bağlı resmi sağlık kuruluşlarına olay anından itibaren en geç iki saat içerisinde sevk edilerek (1) numaralı alt bentte belirtilen teknik özelliklere sahip teknik cihazın özelliklerine eşdeğer özelliklerdeki teknik cihazlarla veya kan aldırmak suretiyle alkol tespitleri yaptırılır. Yapılan tespitin değerlendirilmesinde; tespiti yapan kurum/kuruluş tarafından olay anından tespit yapıldığı ana kadar geçen süre de göz önünde bulundurularak sonuç belirlenir ve çıkan sonuca göre yasal işlem gerçekleştirilir.
5) Kandaki alkol miktarının teknik cihazlarla ve kan alınarak laboratuvarda tespit imkânlarının bulunmadığı hallerde, alkollü olarak araç kullandığından şüphe edilen sürücüler en yakın resmi sağlık kuruluşuna sevk edilerek, kurum hekimi tarafından alkol muayenesinden geçirilirler.
6) Yapılan tespit sonucunda belirlenen limitlerin üzerinde alkollü içki aldığı belirlenen sürücülerin Karayolları Trafik Kanununun 48 inci maddesine göre, birinci defada 6 ay, ikinci defada da 2 yıl süreyle sürücü belgeleri geçici olarak geri alınır. İkinci defa geri alma süresi sonunda sürücü, sürücü davranışı geliştirme eğitimine tabi tutulur ve başarılı olması halinde belgesi iade edilir. Üçüncü defa ve fazlasında ise, bu sürücüler, 6 aya kadar hafif hapis cezası ile cezalandırılırlar ve belgeleri 5 yıl süre ile geri alınarak psiko-teknik değerlendirme ve psikiyatri uzmanı muayenesine tabi tutulurlar; bu süre sonunda yapılacak psiko-teknik değerlendirme ve psikiyatri uzmanı muayenesi neticesinde belgesinin iadesinde sakınca bulunmayanlara sürücü belgesi iade edilir. Muayene sonucunda sürücü belgesinin iade edilmesinde sakınca bulunanlara ise sürücü belgesi verilmez.
Maverick35: benim bilgimden ve uygulamalarından ve yazdıklarımdan yana bir yanlışım yok ama senin var. Oda şu: Hemen ceza tutanağını alıp Sulh Hukuka gidersen diyorsun o bikere Sulh Ceza Mahkemesi. ki onada gitmezsin kulak veriyorsun değilmi Gazihamdi arkadaşım!! cezanın kesildiği yer "İDARE MAHKEMESİ" nde dava açınız ve ayrıca İdare mahkemelerinde tanık dinlenmez. Yani tanıkla davanızın lehinize olduğunu ispat edemezsiniz. Bişeyler biloyormuymuşum Maverick35:) veee gazihamdi seni doktora götürmüşler kardeşim sonunda doktorda yazmış üflemeyle alkol kokusu geliyor diye. bekle gör politikası izle bakalım.
ama gene diyorum özelden msj gelmediyse yaz özelden sana daha ayrıntılı yazayım çünkü tarafsızlık söz konusu değil burda. Bende çok dayak yedim polisten askerden fakültede okurken.hep küfür ediyordum onlara:) ama hepde haklıydılar şimdi daha iyi anlıyorum. sizinde ağzınız yandığı için çırpınıyorsunuz aklanmak için.Ama vicdan diye birşey var ona nasıl yalan söyleyeceksiniz onu nasıl ikna edeceksiniz onuda bilemem.
son söz: Kimse kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına yapmasın. Senin başına 0,10 pm alkollü birisi yüzünden trafik kazası gelse nasıl davranırsan kendinde ona göre davran.Bunun şarabı,rakısı,bir şişe birası yok kardeşim kimsenin canını acıtmaya da hakkın yok.
Saygılarımla
Sürücülerin büyük çoğunluğunun "kırmızı ışık" kavramını tam olarak algılayamadığı, (Sağa dönüş yapacak araçların kırmızı ışıkta beklemeden dönebileceğini zanneden hatta bunun için önünde kırmızı ışıkta durup bekleyen araçlar varsa korna çalarak ısrarlı bir şekilde yol isteyen sürücüler) yakın takip kavramının yeterince bilinmediği, şerit çizgisi aracın ortasına gelecek şekilde yolu ortalayarak ve aynı zamanda iki şeridi birden işgal ederek araç sürmenin en güvenli sürüş şekli olarak bilindiği, acil yardım araçlarının geçişine ayrılan en sol şeridin bilinçsiz kullanım sebebiyle en çok tıkanan şerit olduğu, saatte 90 km olan azami hız sınırlarını aşmanın oluşturduğu risklerin algılanamadığı, aracın gücüne göre aşırı hızlı ve kurallara uymadan şerit değiştirerek (Halk arasında zikzak tabir edilen şekilde) araç kullanmanın marifet sayıldığı, Ülkemizde sanki bütün trafik kazalarının sebebi Alkollü araç kullanımıymış gibi bir değerlendirme yapılması çok ilginç...
Devletin yetkili kurumlarının yayımladıkları istatistiklerde Alkollü araç kullanımı sebebiyle meydana gelen trafik kazaları oldukça düşük sayılarda olmasına karşın, bu suça uygulanan cezanın çok yüksek olması da bir başka dikkat çekici husus.
Trafik Kanunu'nda yapılan değişiklikle alkol ölçümlerinde kullanılacak cihazların periyodik bakımları ve kalibrasyon ayarları yapılmış, yazıcı çıktısı alınabilen cihazlar olması şartı getirilmiş.
Bu durumda şöyle bir sonuç ortaya çıkmıyor mu? Demek ki Yasa değişikliği yapılmadan önce kullanılan ölçüm cihazları hatalıydı ve bir çok vatandaş yanlış ölçüm sebebiyle mağdur edildi.
Ayrıca, alkolmetre cihazlarının kalibrasyon ayarları belirli sürelerde mi yoksa belirli sayıda ölçüm yaptıktan sonra mı yapılıyor.
Yapılan ölçümde tereddüt oluşması halinde cihazın kalibrasyonunun doğru yapılıp yapılmadığını denetleyecek bir kurum veya birim mevcut mu?
Ben yaptım oldu mantığıyla yerleştirilmeye çalışılan bir sistemde bir çok vatandaş haketmediği şekilde mağdur edilmektedir. Hukuk güçlüyü ve haksızı değil mağduru korumalıdır. Devletin görevlileri önce vatandaşı mağdur edip sonra da "pardon" diyerek geçiştiremezler. Hesap verme mekanizmasının mutlaka işletilmesi gerekir. Zira sadece bir cihazın ölçümü gerekçe gösterilerek Devletin bir memuru günümüz şartlarında bir ailenin bir aylık geçimini sağlayabileceği miktarda para cezası uygulama ve sürücü belgesine el koymak suretiyle de şoförlük mesleğiyle geçimini sağlayan bir vatandaşa meslekten men cezası verme yetkisine sahiptir.
Birde olayı duygusal boyuta taşıyıp "... promil alkollü birisi sizin bir yakınınıza çarpsa ne düşünürsünüz" diye soranlar var. Ben de onlara şöyle bir soru yöneltmek istiyorum; Diyelim ki sizin bir yakınınız alkollü olarak araç kullanıyor.Kavşağa geldiğinde kendisine yeşil ışık yandığı sırada diğer yönden gelen ve kırmızı ışıkta geçen alkolsüz bir şahıs yakınınızın kullandığı araca çarparsa siz ne düşünürsünüz? Alkollü araç kullandığı için yakınınıza mı kızarsınız yoksa hala kırmızı ışığın anlamını bilmeden trafiğe çıkan magandaya mı sinirlenirsiniz?
cevap yazmayacaktım ama gene duramayacağım. doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış. yaşasın onuncu köy diyor ve bişey daha söylüyorum. Alkan3514 Birde olayı duygusal boyuta taşıyıp "... promil alkollü birisi sizin bir yakınınıza çarpsa ne düşünürsünüz" diye soranlar var. Ben de onlara şöyle bir soru yöneltmek istiyorum; Diyelim ki sizin bir yakınınız alkollü olarak araç kullanıyor.Kavşağa geldiğinde kendisine yeşil ışık yandığı sırada diğer yönden gelen ve kırmızı ışıkta geçen alkolsüz bir şahıs yakınınızın kullandığı araca çarparsa siz ne düşünürsünüz? Alkollü araç kullandığı için yakınınıza mı kızarsınız yoksa hala kırmızı ışığın anlamını bilmeden trafiğe çıkan magandaya mı sinirlenirsiniz? diyosunda ben aksini mi söyledim ona yapılmasınmı dedim nedir bu kuyruk acısı yasaları benmi çıkarıyorum, o cihazları ben denetliyorum benmi bakımını yaptıracağım, yada bunları düzeltmek için kaç kez ilgili yerlere yazı yazdın.biz teşkilat olarak defalarca görüş bildiriyoruz.bizim ailemiz yakınlarımız yapılan uygulamalardan zarar görmüyormu sanıyorsunuz. duygusal boyuta taşıdığımı söylüyorsun.elbete taşıyacağım Ama sana diyorumki Alkan3514 alkollü sürücü yüzünden benim trafik polisi abim görev başında senin gibi adamların trafik güvenliğini sağlamak için görevini karda yolda kalmış birine yardım ederken görevi başında şehit oldu. allah öyle büyüktür ki o acıyı basite alanlarada yaşatır inşallah. Hadi bakalım amin de. ben amin dedim kardeşim
Sevgili kardeşim ettiğin duaya (bedduaya) seni rahatlatması için tüm yürekten amin diyorum. Zira gerçekten kazanın oluş sebebi sürücünün alkollü olmasıysa sen haklısın. Ancak kaza gece meydana gelmiş ve polis gerekli tedbirleri almadan taşıt yoluna çıkmışsa, örneğin reflektif kemeri bulunmuyorsa o zaman sürücü alkolsüz de olsa görülmesi mümkün değildir. Kaza yine kaçınılmaz olacaktı.Bu arada rahmetli abinin de mekanı cennet olsun. Sanırım trafik polisisin ve Devletin sana verdiği yetkileri kişisel duygularınla kullanıyorsun. İnşallah ileride büyük bir yanlışa düşmezsin. Aldığın maaşta alkol alan kişilerin ödediği vergi de var. Bu kadar kindar olma.
Bunun adı züğürt tesellisidir.
Senin aldığın maaşı ben ödüyorum.
Sen benim kim olduğumu biliyormusun?
Emniyet müdürünün şöförünün komşusunun kedisini götürdüğü veteriner bizim mahallede oturuyor.
Var mı böyle bir şey? Kimse kimseye babasının hayrına maaş ödemiyor.
Alkol alıp keyif yapan ( yapsın , rahatsızlık yaratmadığı sürece kimsenin bir şey dediği yok) binsin arabasına neymiş çok içmiş ama kendindeymiş bünyesi kuvvetliymiş! gelsin benim için hayati tehlike yaratsın.Tüküreyim o bünyeye.İçsin içeceği kadar.İstediği kadar vergi versin,polisin de maaşına katkıda bulunsun, evsize de yardımı olsun, hastalandığında gittiği hastanede tek kuruş ödemeden tedavisini de olsun o vergiyle sağlanan imkanlardan son damlasına kadar faydalansın,ama benim canıma zarar verebilecek, bünyesi sağlam potansiyel bir katil olarak yola çıkmasın.Keyfi için ödediği miktarının 3/1 kadarını da bir taksiye ödesin, gideceği yere öyle gitsin.
Konu alkollü araç kullandığı( yanlış yada doğru kalibre edilmiş cihazla) tesbit edilen kişinin ne yapabileceğidir, devlet memurunun maaşının hangi yollarla karşılandığı değil.Benim ücretimden kesilen vergi, alkol alanların yaptığı katkıdan daha fazla katkı sağlıyor o polisin maaşına merak buyurmayın.O zaman ben daha çok vergi veriyorsam, benim hakkımı, güvenliğini sağlamak zorunda polis.Yani yanlış yok sizin maaşa katkı mantığınızla.
Saca;
A) Tekrar söylüyorum, sen eski sayfaları okumuyorsun, okuyorsan da, herhalde çok meşgul birisi olduğundan olacak, iyice hafızaya alacak şekilde okumuyorsun. Bunu %100 olarak ispatlayabilirim;
“1--- Cem NEMUTLU diyorki 4 kez kontrolden geçtim elbette geçeceksiniz başka başka ilçelere gidiyorsunuz hepsi birbiriyle kordineli olması imkansız”
Demişsin, Komiserim ya da Müdürüm; “4 defa alkol mayenesinden geçtim” diyen, Av. Cem NEMUTLU değil, Phantom Of Law rumuzlu üye.
B) “işinize nasıl geliyorsa öyle uygulanmıyor kanunlar beyler.”
Demişsin, evet, böyle, doğrudur.Eski sayfaları okursan göreceksin ki, Melbu adlı üyeyi, Karşıyaka’da, alkol muayenesinde yakalayan polis “Durumunu söyleseydin, sana bir güzellik yapardık” diyor.
Bu “Bir güzellik” nedir? Polisler nasıl “Bir güzellik” yaparlar? Ben polis olmadığım için ve beni yakalayan polisler bana “Bir güzellik” yapmadıkları için bu güzelliği bilmiyorum, sen biliyorsan burada açıklayabilir misin?
İkincisi, ben 2003 yılında alkolü olarak yakalandım, polis :-“Alkol var mı?” dedi, ben de :-“Evet var, acil durumda memleketten çağırdılar, çocuk hastalanmış, merak ettik. Ben, 4. birayı içerken masadan kalktım” dedim.
Sonuç ne oldu biliyor musun? Polis :-“Tamam, git, işlem yapmayalım, ama, bir kazaya karışma sakın” dedi.
Hani, yasalar, keyfe göre uygulanmıyordu?
C) Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler İle Alkollü İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı
MADDE 97-
b) Alkollü içki almış olarak kandaki alkol miktarına göre araç sürme yasağı;
1) Taksi veya dolmuş otomobil, minibüs, otobüs, kamyon, çekici gibi araçlarla kamu hizmeti, yük ve yolcu taşımacılığı yapan sürücüler ile resmi araç sürücüleri alkollü içki kullanmış olarak bu araçları süremezler.
2) Alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kanlarındaki alkol miktarı 0.50 promilin üstünde olanlar araç kullanamazlar.
c) (Değ.: 18.05.2007-26526) Alkollü içki almış sürücülerin ve kanlarındaki alkol miktarının tespiti esasları;
Bakın, kanun çok güzel ve çok açık. Ne diyor “… Alkollü İçkilerin Etkisinde araç Sürme yasağı” diyor. Ne diyor “… Kanlarındaki alkol miktarı” diyor.
“Benim oğlan, bina (Osmanlı zamanında, mahalle mekteplerinde okutulan bir çeşit alfabe) okur, döner döner bina okur” misali, ben, dönüp dönüp buraya aynı lafları yazıyorum;
Bu 0,50 Pm neye göre belirleniyor? Kime göre belirleniyor?
Bir insan 100 ml birayla kafayı bulur kendini kaybeder, diğeri 35’lik rakıyı devirir, ama, alkollü olduğunu anlayamazsın. Nitekim, ben, 2006 yılında Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’nda genel kontrole yakalandığımda, benden ehliyet ve ruhsatımı isteyen polis, benim alkollü olduğumu anlayamadı(Galiba bir ihbar vardı, alkol muayenesi yapmıyorlardı. Benim konuşmamdan da alkollü olduğumu anlayamadılar, çünkü ben “Alkolün etkisi altında değildim”
Kanun diyor ki: “… kanlarındaki alkol miktarı”
Eee.. Bu cihazlara üfleniyor, alkol midede, üflerken ağzımızdan çıkan nefes de mideden geliyor.
Sonuç: Üfleme sonucu alkol fazla çıkabilir.
Hı…Adam 1-2 pm alkollüdür, ona bir şey demiyorum, ama, bir insan 0,60-0,70 gibi sonuçla alkollü görünürse, o makinalar kul yapısı, Allah yapısı değil, bir hata olabilir.
Bu hatayı polisler kabul etmiyor “İsterseniz sizi hastaneye götürebiliriz” demiyorlar.”Görev başındaki memura mukavemet etmekten mahkemeye veririz” yada “Aracınızı bağlarız” diyerek ceza tutanağı imzalatıyorlar.
D) Bana şu lafı söylüyorsun;
“Maverick35: benim bilgimden ve uygulamalarından ve yazdıklarımdan yana bir yanlışım yok ama senin var. Oda şu: Hemen ceza tutanağını alıp Sulh Hukuka gidersen diyorsun o bikere Sulh Ceza Mahkemesi. ki onada gitmezsin kulak veriyorsun değilmi Gazihamdi arkadaşım!! cezanın kesildiği yer "İDARE MAHKEMESİ" nde dava açınız ve ayrıca İdare mahkemelerinde tanık dinlenmez. Yani tanıkla davanızın lehinize olduğunu ispat edemezsiniz. Bişeyler biloyormuymuşum Maverick35 ”
Ben, Gazihamdi’ye ne demişim:
“İdare Mahkemesi'ne dava açacaksınız, iyi bir avukata danışıp, dilekçe yazdırın.
İdare Mahkemesi, davayı usul yönünden inceler, siz gitmiyorsunuz.
Sonuçta, Yargıtay 8.Ceza Dairesi'nin vermiş olduğu bir karar da var.”
Bu lafı söylemişim.
İşte, söylüyorum:-“Saca, sen okumuyorsun, ya da dikkatli okumuyorsun”
E) Saca;
“Eski Meclis Başkanlarından birisinin eşi istanbulda alkol muayenesine takılıyor ve 0,55 alkollü çıkıyor. Polislerde torpil geçecek halleri yokya gerekli işlemi yapacaklarını söylemişler. Hanım yapın demiş ve avukatı aracılığı ile gerekli haklırını savunmak için iptal davası açmış.Karar bayandan yana hemennn sevinme nedeni şu Maverick35 sende oku "eski Alkol cihazları (ki hala birçoğu yenilenmedi ve bunun kabahatinin kimde olduğunu bilmem ama vatandaşın madur edildiği belli en çokta Polis arada kalıyor ve sorumlu tutuluyor ne yazikki) o cihazların yüzde 10 ama sadece bukadar yanılma payı olduğunu yaptırlan araştırma yani cihaz üzerinde yapılan araştırma ile kabul görmüş. Bayandada 0,55 çıktığı için yüzde 10 düşülmüş yani yasal sınırın altında olduğu için iptal edilmiş.
Diye çok güzel yazmışsın. Bu bağlamda;
a) Ben, 0.52 pm ile yakalandım.Sınır ise; 0,50 pm. Yani, ben 0,02 pm farkla, toplam 1.538,00-YTL ceza yedim ve 2 yıl ehliyetim gitti.
Hata payı %10 diyorsun, ben ise BİNDE 2 oranında sınırı geçtim.
Evet Saca, ne düşünüyorsun?
b) Bir polis olarak, eski cihazlardan sen de şikayetçisin.Hadi bir anda bütün cihazları değiştirmeye devletin gücü yetmiyor diyelim, peki, bana ceza yazan, ehliyetimi 2 yıllığına alan polisler bunu bilmiyorlar mıydı?
Ceza tutanağını hazırladılar, en son bana bir soru sordular, cevabım üzerine yaptıklarından çok pişman olup, çok üzüldüler ve bana “… ‘yı neden daha önce söylemedin, bilseydik, bunu yapmazdık” dediler.Ama, iş işten geçmişti, telsizle merkeze bildirmişlerdi.(Bu arada, kanunun keyfi uygulandığı bir kere daha ispatlanmış oluyor)
Şimdi, o gece, polislerle aramda geçen konuşmayı buraya yazsam, velev ki; Onlar’dan biri burayı okursa; beni şıp diye tanırlar. Ama, cezam bitip ehliyetimi alınca burada yazacağım.Keyfi uygulama o zaman daha iyi anlaşılacak.
F) Alkan3514 adlı üyeden:
“bir başka dikkat çekici husus.
Trafik Kanunu'nda yapılan değişiklikle alkol ölçümlerinde kullanılacak cihazların periyodik bakımları ve kalibrasyon ayarları yapılmış, yazıcı çıktısı alınabilen cihazlar olması şartı getirilmiş.
Bu durumda şöyle bir sonuç ortaya çıkmıyor mu? Demek ki Yasa değişikliği yapılmadan önce kullanılan ölçüm cihazları hatalıydı ve bir çok vatandaş yanlış ölçüm sebebiyle mağdur edildi.
Ayrıca, alkolmetre cihazlarının kalibrasyon ayarları belirli sürelerde mi yoksa belirli sayıda ölçüm yaptıktan sonra mı yapılıyor.
Yapılan ölçümde tereddüt oluşması halinde cihazın kalibrasyonunun doğru yapılıp yapılmadığını denetleyecek bir kurum veya birim mevcut mu?”
Saca,
2. Paragrafa ilgini çekerim “Bir çok vatandaş yanlış ölçüm sonucu ile mağdur edildi” yazıyor.
Ben zaten BİNDE 2 farkla yakalandım.
Bana “Siz, ağzınız yandığınız için çırpınıyorsunuz aklanmak için” yazmışsın…
Evet, haklı olarak çırpınıyoruz, devlet, kendisi bir hata yaptığını kabul etmiş, kanunda değişiklik yapmış.
Ayrıca eski sayfalarda göreceksin, yine bir trafik polisi diyor ki:-“Dişinizde çürük ve dolgu varsa, üfleme sonu yüksek çıkabilir”
Benim dişlerimde, hem dolgu hem de çürük vardı, peki, bu polisin bildiğini beni yakalayan polisler bilmiyorlar mıydı?
Eğer bilmiyorlarsa; görevi ihmal var.
Eğer biliyorlardı da, bildiklerini uygulamayıp beni mağdur ettilerse; görevi kötüye kullanma var.
G) Gelelim “…pm alkollü birisi, sizin bir yakınınıza çarpsa” olayına;
Tekrar yazıyorum, eğer, o kişi, alkol alıp kendini kaybetmişse; herkes kızar. Ceza ve tazminat davası açılır, adamı hem kodese tıkarlar hem de ayağındaki donuna kadar alırlar.Benim bir tanıdığım, bundan 6-7 yıl önce koca kamyonunu sattı tazminat ödemek için.
Burada tekrar başa dönüyoruz, yanlış olan: Devletin belirlediği 0,50 pm rakamı.Halbuki, birisi alkollü yakalandığında “vay, sen sınırı geçtin, ver ehliyetini, öde cezanı” demek yerine, öyle bir kanun yapılsa ki; o kişi hastaneye götürülse şu an bu tartışmalar olmaz.
Sonuç;
1-Geçmiş sayfalarda yazmıştım, bu kanun değişse, örneğin şöyle bir kanun yapılsa;
Alkollü araç kullanırken yakalanan kişiye:
Birinci yakalanmada: 3 Ay süreli bir uyarı cezası verilir,
İkinci “ : Kullandığı aracın, kasko bedelinin % 50’si oranında
para cezası kesilir,
Üçüncü “ : Kişinin kullandığı araca el konularak, araç 1 ay
içerisinde açık artırma yoluyla satışa çıkartılır ve parası
“devlet hazinesine gelir kaydedilir” ve ilgili kişinin
ehliyeti ÖMÜR BOYU İPTAL EDİLİR, bu kişi tekrar
ehliyet alamaz.
İnanın ki, ne kimse alkollü araç kullanabilir ne de bu tartışmalar olur.
2- Erdoğan Bey, bu konuya tekrar hoş geldiniz. Size:-“7. sayfayı, Phantom Of Law adlı üyenin yazdıklarını tekrar okumanızı, naçizane olarak tavsiye ediyorum”
Burada, o kadar yazı yazıldı, devlet dahi yaptığı hatayı kabul edip telafi etmek için kanuni düzenleme yapmış, Sizse; hala, vatandaşın, yanlış, hatalı ölçüm yapan cihazlarla mağdur edildiğini kabul etmiyorsunuz.
3- Saca, ben de Alkan3514 gibi, yürekten bir “AMİİİNNNN….” Diyorum.
Bu arada, Abinize Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.
Alıntıyı tam yapsaydınız görecektiniz ki konu polisin yaptığı işe şahsi duygularını ve inançlarını karıştırmasıdır. Bu bağlamda toplumun her kesimine hitap etmesi, herkesin hakkını savunması gerekliliğine vurgu yapılarak aldığı maaşta her kesimden insanların katkısının olduğunun hatırlatılması ve sadece belli bir kesime kindar davranmamasıdır.
Kaldı ki 2918 Sayılı Yasada alkollü araç kullanımıyla ilgili zaten en ağır ceza tanzim edilmiştir. Buna rağmen bu tatminkarsızlık ve kin niye? Konu başlığında yer alan yazılar incelendiğinde genel olarak alkol ölçümüne itiraz edilmesine rağmen polisin bu itirazları göz ardı ettiği, mevzuatı uygulamamakta direndiği ve sonuçta hiç alkol almayan kişilerin de alkollüymüş gibi işlem gördüğünden şikayet ediliyor.
zihniyet ortada.... Mevzuatta en ağır ceza hükmedilmesine rağmen sırf alkol aldığı için vatandaşa düşman gözüyle bakan, yasal haklarını kullandırmaktan imtina eden bir zihniyetten daha iyi bir davranış beklemek zaten hata olurdu.
Evet Bu Ülkede görev yapan polisin maaşını Bu Ülkenin vatandaşları ödüyor. Bu vatandaşın içerisinde sabıkasız insanlar olduğu gibi cinayet, gasp, hırsızlık, kaçakçılık vb. suçlardan hüküm giymiş insanlar da var. Onun içindir ki polis görevini yaparken sadece Yasaları klavuz almalıdır. Yasaların emrettiği oranda zor kullanmalı ve her sanığa yasal haklarını sonuna kadar kullandırmalıdır. Sonrasının takdiri mahkemelerindir. Ancak günümüzde görüyoruz ki polis hem savcı hem hakim gibi hareket edip alkol ölçümüne itiraz eden vatandaşa bile haklarını kullandırmayıp yetkisini kötüye kullanarak doğrudan hüküm ihdas edebilmektedir.
Bu sebeple Bir vatandaş olarak haklarımı biliyorum ve bunları sonuna kadar savunurum. Haklarımı bilmem konusunda züğürt değilim. Teselliye de ihtiyacım yok. Bu konuda bilgi züğürtlüğü olanlar varsa da teselliyi başka yerde arasınlar.
Bana mesajın gelmedi benim söylemek istediğimi tam olarak anladığını düsünmüyorum birdaha birdaha yazmakta istemiyorum.
ben bu kadar haklı olduğum konusunda ısrar ediyorsan bir sebebi vardır.
Sen güzel anlatıyorsun burada timlerin hiç hataları yokmu yani
önceki yazdıklarımda bunları bir bir anlattım.
örnek: timler ceza tutanağına araç parka çekildi demiş.
mademki ben bu kadar alkollüyüm neden aracı bana teslim ettiler.
yanında olanlara vermislerdir demişsin
öyle olmadı bana verdiler bende yanlarında bindim gittim.
timler hata yapmamışlarmı
doğru ben Sulh Ceza Mahkemesine dava açtım avukatım beni öyle yönlendirdi.
benim amacım buraya girip birileri ile tartışmak değil
bilgi almak Benim kakuni bir hakkım varmı yokmu onu öğrenmek
sizdende böyle bir hakkım varsa bana bilgi vermenizi beklerdim.
koşulsuz arkadaşlarınıza destek çıkmayı değil.
Birde mesajınızı merak ettim dört gözle bekliyorum.
Saygılarla
alkan sen hala polistesin askerdesin tedbirdesin cihazdasın.kimseye işini öğretmeye kalkma biz hertürlü tedbirimizi alıyoruz sendende akıl ve fikir istemiyoruz. ben terörle mücadele şube ve özel harekatta yıllarca çalışmış birçoğu anasının eteğine saklanırken onlar yerinede dağlarda hudutlarda sınırlarda hem trafiği hem ülkemi hem senin gibi kurum düşmanlarını korumak için terörle çatıştık. bunları yaparken belkide senin bi yakınına kurşun sıkmış teröristi imha etmek için çatıştık.Polisler öyle insanlardırki; bir ailenin dağılmaması için karakollarda para toplayıp aileye yardım ederler, bunuda kimseye söylemezler, 1 mayıslarda üzerlerine sidik torbası bok torbası atılırken, ana avrat küfürler yerken duygusal davranmamışki trafikte duygusal davransın.ve en önemlisi kimsenin bin lirasına tenezzül etmedik hakıkımızla kazandık, "o maaşını ben veriyorum benim vergimle maaş alıyor" dediğin polis ve asker senin kafana dayanacak silahın önüne geçerek kazanıyor helaliyle o parayı. sen eğer ananın kucağında rahatcana yatıyor ve rahatçana gezebiliryor ve burda onlara hakarete varacak kadar sorgulama yapabiliyorsan onu bu ülkenin askerine polisine borçlusun.biz o maaşı alırken daha nasıl faydam olur bu ülkeye diyerek yoksul ailelerin kız çocuklarını okuturduk kendi alnımızın hakkıyla aldığımız maaşımızla. haddini bilerek konuşacaksın.senin vergi vermen bana hakaret, kurumuma hakareti ve onları yargılamanı vermez.eğer bi yanlış görüyorsan işte mahkemesi de savcısıda orada gidip şikayet edeceksin.oturduğun yerde herkese laf yetiştirmeyeceksin, ahkam kesmeyeceksin, hakaret etmeyeceksin. ben burayı hukuk sitesi diye üye olmuştum ama yanılmışım.meğersem kin ve nefretin aşılandığı doğru yada yanlış örneklerle kurumların ve şahısların yıpratıldığı bir site haline gelmiş. burda üyeliğime son verilmesini , yazdığım cevap ve konuların silinmesini istiyorum.
Hukuki.net hukuk sitesidir sayın saca. Ancak bu herkesin belirli şablonlar dahilinde düşüneceği ve olaylara sadece bir yönünden bakması gerektiği zorunluluğunu doğurmaz. Karşıt düşünceleri öğrenmenin en iyi yolu da izlemektir. Katılmamak, hoşlanmamak ise en doğal hakkınızdır. Düşünceler farklı olmasa idi veya yeni düşünceler, akımlar gelişmeseydi kanunlar hiçbir zaman değişmezdi.
Senelerce şerefli bir şekilde mesleğinizi ifa ettiğinize eminim. Peki her hukuka aykırı fiil gördüğünüzde; 1) "Burada hukuk yok ben görevi bırakıyorum mu" dediniz? 2)Yoksa doğru bildiğinizi yapıp, yolunuza devam mı ettiniz?
Ben sitenin yöneticilerinden biriyim. Cevabınız 1.cisi ise site üyeliğinize isteğiniz üzere ve site kurallarına göre mümkün olmasa da bir ayrıcalık yaparak "evet" diyerek üyeliğinizi sonlandıracağım. Cevabınız 2.cisi ise gerisini biliyorsunuz...
Genel olarak konuya gelince; hiç kimse bir diğerine senin maaşını ben veriyorum deme saygısızlığını yapamaz. Hepimizin birer mesleği var ve adı üstünde meslek; "para kazanılan bir iş". Nasıl ki bir müvekkil bana davasını verdiğinde benim tüm haklarımı satın almış olamıyorsa, bir memura da maaşını ödemekle onu satın alamazsınız. Eğer hayata bu yönden bakarsanız "hepimiz satılıkız"... Çünkü her insan diğer bir meslek gurubu ile iş yapmakta ve emeklerinin karşılığını ödemekte. Kasap hırsız, memur satılık, bakkal 3 kağıtçı, doktor paragöz, avukat yalancı... İşte bir toplumun tükenişi!
Alkolometre uyuşmazlığına gelince... Toplumdaki fertlerin sadece HAK'ları yoktur! Borçları (ödeveleri) da vardır. Nedense son zamanlarda demokrasi şerbetini çılgınca içen toplumumuz, herşeyin kendine HAK, devlete (veya diğer insanlara) BORÇ/GÖREV olduğunu düşünmekte. Bir şeyin nimetlerinden faydalanmak isteyen külfetlerine de katlanmalıdır. Bu çerçevede alkolometre cihazları hakkında ne teknik ne de hukuki anlamda benimsenebilecek bir çözüm yolu yazıldığını göremiyorum.
Bu ihtilafı hem vatandaş hem de emniyet mensupları açısından "tereddüte düşmeyecek şekilde" çözümleyebilecek bir hareket tarzı önermek yerine polemik üretmenin faydası yoktur.
Vatandaşımızın da, polisimizin de, mahkemelerimizin de işi başından aşkın olup, bir cihaz ve bunun sağlıklı ölçüp ölçmemesi yüzünden oluşan tadsız durumun giderilmesi gerekmektedir. Kanımca ihtilaf halinde nöbetçi psikoteknik laboratuarları kurulmalı ya da eskiden olduğu gibi doktor muayenesi sonucunda alınan alkolün temyiz kudretine engel olup, olmadığına bakılmalıdır. Bunun ön şartı ise %10 civarında bir sapmanın sözkonusu olabileceği olaylarda yukarıdaki önerimin uygulanmasıdır. Hatta şahit alkolometre cihazı, yani 2.ci bir cihazla test edilip de, alkol oranı %10 fazlasından az ise doktor/psikoteknik çözümü zorunlu hale getirilebilir...
Yazımın başındaki vatandaşın ödevleri açısından da baktığımızda alkollü araç kullanmamak topluma borcumuzdur! Önce borçları ödemeye çalışmalı, bunu yapmadan herşey benim yasal hakkım dememeliyiz.
Av.Feyz Pazarbaşı düşüncelerinizden ve inceliğinizden dolayı teşekkür ederim. Hukuka aykırı fiil gördüğümde "Burada hukuk yok ben görevi bırakıyorum" demedim elbette yolumuza devam ettik. Öyle olmasaydı zaten bu mesleği yapamaz bütün kural ve hukuk düzenine isyan ede ede konuşur dudurduk. Benim bu tavrımın nedeni: evet Emniyet Teşkilatı pek sevilen bir kurum değil biliyorum ama TSK dan sonrada en çok güvenilen kurum.Sevilmiyor çünkü 300 bin lik mensubuyla ülkenin 2. büyük kurumu ve vatandaşla en çok birebir ilişki içinde olan ( ki uğraştığımız insanlar belli ) kurum olarak doğrular veya yanlışların vatandaştan yada Polisten kaynaklanan hataların olduğunu görmemek yanlış olur. Durum böyle oluncada pek sevilmiyoruz bunu anlıyabiliyorum. Herkes ama herkes hukuku kendine göre anladığı,yorumladığı ve öyle yapılmasını istediği zamanlar olmuştur.Yapılan uygulamaları tek tarflı yani kendi çıkarına düşünerek anlama ve anlayışla karşılama isteğinden yoksun bir şekilde dile getirmek sadece boş boş tartışmaya neden olur.Burdada o olmuştur.Devletin olanaklarını hiçe saymak ve aslında gerçeğin dışardan göründüğü olmadığı, en alta kalanın her zaman canı çıksın mantığının olduğu bununda polis olduğu su götürmez. Yani kimse Polis gurubu dağıtırken kimden nasıl emi raldığını sorgulamaz Polis suçlu buruda der fazla güç kullandı der. ve bütün bu aksaklıklara ve eksiklikleri bilen polis; önce kendisini mesleki garantiye alarak( tutanak, ceza gibi...) vatandaşı düşünerek kendini ve vatandaşı mağdur etmeden pratik bir yol bulmaya çalışır. İşte yaptığı bu pratik işlemler ( ki böyle yapıyorsa mutlaka geçerli bir gerekçe ile) kolluğun hukuku uygalamadığı yada kendi bildiğini okuduğu düşüncesini oluşturuyor. Ama işin aslı öyle değil aslında bunuda kimse bilmiyor. Mutlaka kötü niyetli olanları var aramızda.Aynı tüm dünya insanlığın içinde kötü niyetlilerin olduğu gibi. İşte bütün bunları görmezden gelerek sadece içini dökmek yada kendi haklılığını ortaya çıkarmak adına kurumlara ve şahsıma hakaret ettirmem, benim tavrım bu yöndendir. Av.Feyz Pazarbaşı size ve Erdoğan Kırcalı beyfendiye teşekkür ederim anlayışlarınız ve olgun tavrınız için. Diğer konu başlıklarında üyeliğime devam edeceğim. Saygılarımla
Saygı sınırlarını ve haddini çok aşıyorsun. Ben hiç bir kurum ya da kuruluşa hakaret etmedim. Yukarıda saydığın işlerin tamamını görevin ve işin olduğu için yapıyorsun. Bulunduğun meslekte çalıştığın sürece de yapmak zorundasın. Ben de yaptığım işi en iyi şekilde yapmaya gayret ediyorum. Fakat bunu görevim dışında bir fedakarlık yapıyormuş gibi reklam etmiyorum.
Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nda "polis alil ve acize yardım eder" der. Yaptığı yardımları herkese anlatır reklam eder demez. Benim söylediğim yaşadığın olayların etkisiyle (ki bu senin itirafındır) alkollü araç kullananlara karşı fevri bir tutum içerisinde olduğun ve bunun yanlış olduğudur. Kişilerin yasalardan doğan haklarını sonuna kadar kullanmasına müsaade etmenin de polis olarak senin görevlerin arasında olduğudur. Kendinini savcı ve hakim yerine koyarak hüküm ihdas edemeyeceğindir. Söylediklerim oradan Polis düşmanlığı gibi algılanıyorsa o senin anlayış kapasitendir. Ülkemizin güzide Kurumlarından Emniyet Teşkilatına ne ben hakaret ederim ne de bulunduğum ortamda hakaret edilmesine müsaade ederim. Fakat bu yapılan hatalı ve ferdi davranışları eleştirmeyeceğimiz anlamını taşımıyor. Görüyorum ki eleştirilere hiç tahammülün yok. Oysa yazdıklarımın son derece doğru tespitler olduğunun sen de bilincindesin. Kim bilir belki de tüm kızgınlığının sebebi bu....
Sayın Av. PAZARBAŞI;
“Alkolometre uyuşmazlığına gelince...”
“Bir şeyin nimetlerinden faydalanmak isteyen külfetlerine de katlanmalıdır. Bu çerçevede alkolometre cihazları hakkında ne teknik ne de hukuki anlamda benimsenebilecek bir çözüm yolu yazıldığını göremiyorum.”
“Bu ihtilafı hem vatandaş hem de emniyet mensupları açısından "tereddüte düşmeyecek şekilde" çözümleyebilecek bir hareket tarzı önermek yerine polemik üretmenin faydası yoktur.”
“Vatandaşımızın da, polisimizin de, mahkemelerimizin de işi başından aşkın olup, bir cihaz ve bunun sağlıklı ölçüp ölçmemesi yüzünden oluşan tadsız durumun giderilmesi gerekmektedir. Kanımca ihtilaf halinde nöbetçi psikoteknik laboratuarları kurulmalı ya da eskiden olduğu gibi doktor muayenesi sonucunda alınan alkolün temyiz kudretine engel olup, olmadığına bakılmalıdır. Bunun ön şartı ise %10 civarında bir sapmanın sözkonusu olabileceği olaylarda yukarıdaki önerimin uygulanmasıdır.”
Söylediğiniz bu sözler, alkışlanacak ve –Bana göre- Hukuk Fakültesi’nde, ders konusu olarak kitaplara girmesi gereken sözlerdir.
Mantıklı, sağlıklı ve ön yargısız düşündüğünüz için size teşekkür ederim.
Burada esas sorun şu:
Bizler, haliyle, haklarımızı tam olarak bilmiyoruz ve hayatımızda, polisle, ilk defa, ceza yerken karşılaşıyoruz. Bu durumda, adeta dilimiz tutuluyor, ne diyeceğimizi bilemiyoruz, buna birde polisin “Ahhaa…Yakaladım, yazacağım cezayı, alacağım ehliyeti” mantığı eklenince, anlaşmazlık doğuyor.Üstüne üstlük, insan sonradan haklarını öğrenince temelli deli oluyor, isyan ediyor.
Halbuki, polis, az miktarda alkolle yakalanana haklarını açıklasa –Ki, bu, Polis Vazife Ve Salahiyeti Kanunu’nda var, bir görev- bu tartışmalar olmayacak.Daha önceki sayfalarda, okuduysanız, ben “Alkollü araç kullananlara ceza yazılmasın” demiyorum, Adam, 1-2 pm alkolle yakalanmış, ona yapacak bir şey yok, ama, az miktarda alkolle yakananlara, hakları anlatımalı.
İkinci paragrafta “Ne teknik ne de hukuki anlamda bir çözüm yolu yazıldığını göremiyorum” yazmışsınız. Ben, kendime göre bir çözüm yolu yazdım.Bana göre, hukukun 1. İlkesi “Eşitlik”, İkinci ilkesi ise “Caydırıcılıktır”.
Alkollü araç kullanırken yakalananlara verilen ceza caydırıcı değildir.
11. Sayfada, caydırıcı ceza nasıl olabilir, onu da yazdım(Kendi mantığıma göre)
Sayın PAZARBAŞI, size tekrar teşekkür ediyorum, hepimizin isteği, umarım, Devletimiz, bu “Alkolmetre ihtilafı” sorununu bir an önce çözer, vatandaşla polis karşı karşıya gelmekten kurtulur, mahkemelere de ek bir meşguliyet yüklenmez.(Böyle olacağını hiç zannetmiyorum, ama, temenni işte)
Ben haziran ayında alkolmetreye üfleyerek 1.52 promil alkol var gerekçesiyle tüm itirazlarıma rağmen ehliyetimi aldırdım. İdari mahkeme kararı ile yaklaşık 3 ay süre sonunda mahkeme kararıyla ehliyetimi geri aldım.
yaklaşık 3 hafta önce Dikili şehir merkezinde evime 10 mt mesafe kala ehliyet aldırdığım aynı yerde polislerin kontrolüne takıldım . Ehliyet ruhsat kontrolünden sonra alkollü olup olmadığım soruldu. Bende alkol almadığımı evime 10 m mesafe kaldığını artık parkedip evime gideceğimi söyledim. Memur arkadaşlar alkolmetreye üflememi rica ettiler bende yine burada haziran ayında bu cihaza üflediğimi hiç alkol olmadığı halde 1.52 promil alkol tespitinden dolayı ehliyetim alındığını daha sonra mahkeme vesilesiyle ehliyetimi geri aldığımı bundan dolayı aynı sıkıntıları çekmek istemediğimden alkolmetreyi üflemeyeceğimi söyledim . Biraz tartıştıktan sonra beni Dikili sağlık ocağına götürdüler.Bende sevindim doktor kan tahlili yapar problemsiz eve dönerim diye düşündüm. Görevli memurlar nöbetçi doktorla özel görüştüler kısa süre sonra doktor yanıma geldi. Benim alkolmetreyi üflemeyi reddetiğimi söyledi , bende haziranda başıma gelen olayı anlatarak kan tahlili yaptırmak istediğimi söyledim. Doktor bana sert ifade ile burda da aynı cihaz var her isteyene tahlilmi yapacağız üfleyecejsen üfle yoksa kanaatimi yazacağım dedi . Ben sessiz kaldım sonra Genel adli Muayene raporu diye bir form doldurdu. raporda aynen şu ifade var "Şahıs alkolmetre ölçümünü reddetmiştir. Yapılan muayenemde orta derecede alkollüdür. Kati tıbbi kanaat raporudur" ifadesi yazılı rapor düzenleyerek polislere verdi ve bu rapor gerekçesiyle ehliyetime el konuldu .
Şimdi üflüyorsun bir dert üflemiyorsun başka dert. Yine ceza iptali için mahkeme açtım sonucu ne olacak merak ediyorum.
sorum şu yasada alkolün promil cinsinden belirtilmesi gerektiği yazarken doktor kanaatince orta dereceli alkollüdür raporu yazmaya doktorun yetkisi varmı.
Dava açmanız halinde yine kazanırsınız. Zira orta dereceli alkolün miktarı 2918Sayılı Yasa'da ve bağlı Yönetmelikte belirtilmemiştir. Size bu raporu veren doktor sadece sizi değil aynı zamanda görevli polisleri de zor durumda bırakmıştır. "orta dereceli alkollüdür" raporunu alınca doğal olarak polisler de kararsız kalmışlar ve zan altında kalmamak adına 2918 Sayılı Yasanın 48 maddesinden hakkınızda işlem yapmışlardır. Sonuçta doktor raporu onlar için de bağlayıcı bir unsurdur.
Bu konuyu çok aradım, sonunda buldum ve hortlattım :)
P.tesi günü nasip olursa ehliyetimi alıyorum.
2 Yıllık sürem aslında 6 Şubat 2010'da bitti.Ancak, ehliyetime 2 yıllığına el koyan polisler, görevlerini tam olarak yapıp bana "SÜDGE'ye katılacağıma dair tutanak" yapmadıkları için, SÜDGE'yi bilmediğimden dolayı, eğitime geç kaldım.
6 Şubat'ta günümün dolmasına rağmen, ben 5 Şubat'ta eğitime başladım, Mart Ayı ise "izleme süresi" ile geçti.
Nihayetinde, ehliyetimi P.tesi günü alıyorum :)
SÜDGE eğitimine katılıncaya kadar, alkolün ne olduğunu, vücuda ne zararlar verdiğini bilmiyordum,Alkollü bir insanda ne gibi değişiklikler olduğunu tam olarak bilmiyordum (Yani, araç kullanırken her olay bana normal geliyordu, ancak, gerçek öyle değilmiş), alkollü araç kullananların algılama sorunları yaşadığını öğrendim.
Son olarak söyleyeceğim;
Ehliyetini kaptırmış olan arkadaşlar ve alkollü araç kullanan ama ehliyetini henüz kaptırmamış arkadaşlar:
Ben dersimi aldım, alkolün vücuda zararlarını öğrendim, alkollü olarak araç kullanırken ne gibi riskler aldığımızı öğrendim.Bundan sonra kesinlikle alkollü olarak araç kullanmayacağım.
Ne olursunuz, siz de kullanmayın.Malınızı, canınızı ve en önemlisi, başka insanların hayatını tehlikeye atmayın.
Bu sitede ve özellikle forum bölümünde emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyorum.
Bu konuya cevap yazmak icin uye oldum ve bir cok konuda aydinlandim. Ama benim yasadigim olayi paylasmak istiyorum.
Yaklasik 3 hafta once cevirmeye girdim ve ne kadar promil cikicagini bilmedigim icin yani sinirdan ehliyetimi kaptirmamak icin uflemeye itiraz ettim. polis saga cektirdi ve yaklasik 1-2 saat bekletti. sonra hastaneye goturdu. Hastanede de 2 saat civari kan almayi bekledim. Fakat polisler bir turlu saniyorum prosedurleri ve belgeleri tamamlayamadiklari icin kan aldiramadilar. Sonra bana gelip bir kagit imzalatmak istedi trafik polisi, ben ise kagidi okudugumda imzalamadim. Kagitta ehliyetin 6 ay sureyle alinmasi ile ilgili bazi seyler yaziyordu. Bende kan sonucum belli olmadan imzalamam dedim. Daha sonra hemsireyi zorlayarak benden kan aldirmaya calistilar. Hemsire yasal olmadigini soyledi ama polisler tutanak tutariz diyerek tehdit ettiler ve hemsire kanimi aldi.Hemsire kani etiketlemeden cekmeceye koydu. Ben polislere neden cekmeceye kondugunu sordum ve neden yaniniza almiyorsunuz dedim beni susturdular. Daha sonra adli tipa gitmemiz gerektigini soylediler ve polis arabasina bindirip adli tipa goturduler. Adli tipa gittigimizde kan tahlil parasi istedi polisler, ben de vezneyi sordum ama vezne kapali dedi. Polis sen bana ver dedi. 100 lira verdim polis kendi cebinden 65 lira geriye verdi ve ne makbuz ne de kan verdigime dair hic bir kagit vermediler. Benden kan aldiran 2 polis birbirlerine kani sordular ikiside hastanede unuttuk dedi. Ehliyet ve Ruhsati geri verdiler ve beni yolladilar. Daha sonra ne sonuc ne de haber geldi. Bende ehliyeti geri verdikleri icin araba surmeye devam ettim , yaklasik uc hafta sonra 2 gun once gece cevirmeye girdim ve polis ehliyetimi sorustururken ehliyetin 6 ay alinmis dedi.Ceza yazdi,kayitlarda gorunuyor dedi.
Bu durumda ne yapabilirim, yardimci olabilecek birisi var mi? Kanimi aldilar ama tahlile goturmediler, sonuclari gosterip benim rizamla ehliyetimi alsalardi bende zaten kullanmazdim. Bir anda boyle bir sey cikinca sok oldum ve ehliyetim olmadigi halde araba kullanmaktan baya bi ceza yazdilar .
ben ehliyetimi 6 ay once kaptirdim haftaya geri alicam, ama ceza odemesini hala yapmadim. ehliyetimi geri almak icin bir sorun teskil eder mi? ayrica direk emniyete gidip geri alabilirmiyim?