-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Sn. Harun Gur,
Alintiladiginiz makaleye (dusuncenizin tam aksine) benim temelde itirazim vardi. Ne diyor makale? Solculugun ilk sarti solcunun emperyalizme karsi olmasidir diyor ki iste bu iddia benim temelde itirazim olan noktadir. Makaledeki, emperyalizmin 19. yy'da ortaya ciktigina dair bir diger yanlisi ise es geciyorum.
Insanin esitlik arayisi insanlik tarihi kadar eski olmasina ragmen, bu arayisin siyasi sol ve sag ayriminda belirleyici bir etken olarak kendisini gostermesini ve solun temeline oturmasini Fransiz devriminde buyuk etkisi olan Rousseau'nun esitlik anlayisina dayandirmak sanirim yanlis olmaz. Rousseau'ya gore her insan dogustan esittir ancak toplum yapay olarak esitsizlik yaratir. Rousseau'nun aksine insanlarin dogustan esit olmadigini ancak toplumun onlari yapay olarak esit yapmaya calistigini savunan dusunurler de olmusturki bu ikinci dusunce sol karsiti olan sagin temeline yerlesmistir.
Zaten sizin bana yazdiginiz mesajinizin temelini olusturan kol ve beyin emekcisinin hak ettigi ekonomik esitligi, saglik hizmetlerinde esitligi, egitimde esitligi ve demokratik prosese katkida esitligi kazanmasi istegi, benim de iddia ettigim gibi solun emperyalizme karsi olmasinin asil sebebinin emperyalizmin yarattigi esitsizlik oldugunu sizin de dolayli olarak kabul ettiginize isaret ediyor.
Bu arada belirtmek isterim. Elbette esitlikcilik ve ozgurlukculuk farkli kavramlardir ve siyasi dusunceleri siniflandirirken sadece esitlik-esitsizlik ekseni uzerine kurulmus iki kutuplu yatay bir cizgi dusunmek yanlis olur. Gozonunde bulundurulmasi gereken bir diger eksen de dikey ozgurluk-ozgurluksuz (otoriter) eksenidir ki gercek sol ve solcu bu iki eksenin olusturdugu 4 kadrandan esitlik ve ozgurluk kadranin dustugu bolgededir.
Bir Marxist olan Eric Fromm, sosyal prosesin temelini bireylerin ve o bireylerin arzularinin, korkularinin, sagduyularinin ve iyiye kotuye olan egilimlerinin olusturdugunu yazar ve sosyal prosesi anlamanin yolunun sadece onu sekillendiren toplumu anlamaktan degil ayrica bireyin psikolojisini anlamaktan da gectigini soyler. Bireyin psikolojisini de sadece ekonomik esitlik veya esitsizlik degil, ayni zamanda temel haklara sahip olma esitligi, kanunlar onunde esitlik, ulkenin geleceginde soz sahibi olma esitligi vb gibi ekonomik olmayan esitlik arayislari da etkiler. Tabii bu ekonomik olmayan esitliklerin saglanmasi da ozgurlukten gecer.
Maalesef Turkiye'de sol kavrami ekonomik olmayan esitlik arayisi arka plana atilarak, emperyalizm odakli ic ve dis dusman karsitligina donusturulmustur ki bu durum Fromm'un 'Ozgurlukten Kacis' isimli analizinde bahsettigi tehlikeli soysal facialara yol acabilir.
Sayin horasan,
Gercek solcu ve sahte solcu tartismasini aslinda ben acmadim. Benim bu baslik altinda ilk mesajimi yollamama sebep olan o alinti makaleyi dikkatle okursaniz, o makalenin ana fikrinin, kuyrugunu cekmek amaciyla sahte solcuyu gercek solcudan nasil ayirdedilebilecegi oldugunu gorursunuz.
Saygilarimla.
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
"Bireyin psikolojisini de sadece ekonomik esitlik veya esitsizlik degil, ayni zamanda temel haklara sahip olma esitligi, kanunlar onunde esitlik, ulkenin geleceginde soz sahibi olma esitligi vb gibi ekonomik olmayan esitlik arayislari da etkiler. Tabii bu ekonomik olmayan esitliklerin saglanmasi da ozgurlukten gecer."
Sayın ercum98,
Psikolojik etkilerden bahsederken reçeteye, "ekonomik eşitlik" ilacına ilave olarak bir kaç ilaç daha yazıvermişsiniz...
Amenna ama
bütün doktorlar da bilir ki hastalığın asıl ilacı, antibiyotik "ekonomik eşitlik"tir...
Diğerleri hasta bir insanı ayağa kaldıracak etkiyi sağlayamaz. Ayağa kalkamadıktan sonra ise "temel hak eşitliği", "kanun önünde eşitlik", "eşit söz sahibi olma" ilaçlarının eczane raflarında diş macunu, bebek maması gibi "market" ürünü olması kaçınılmazdır...
Buradan hareketle
"Solcu olmak, filozof olmak demek değildir."
desem kim yanlış mı yapmış olurum?
Bir de yazılarınızdan
sanki ayrı toprakların ve iklimlerin ürünü imiş gibi
"eşitlik" ve "özgürlük" kavramlarını ayrıştırma gayreti içindesiniz
gibi bir izlenim elde ediyorum.
yanılıyor muyum?
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
Sol düşünce, sanıldığı gibi ne Fransız Devrimi sonrasındaki Fransız Kurucu Meclisi'ndeki oturma düzeniyle, ne de Marx ve Engels ile başlamıştır. Adı konulmamış olsa da insanlık tarihi kadar eskidir ve insanlık varolduğu sürece yaşamaya ve kendini yenilemeye devam edecektir.
Bir başka forumda böyle yazmıştım Sn. ercum98...
Sol durağan değildir. Durağansa zaten sol değildir. Emperyalizm kavramı 19. yüzyılda telaffuz edilir olmuştur, aynen solun 18. yüzyılda telaffuz edilmeye başlandığı gibi... Ancak her iki kavram da adları konulmamış olsa da insanlık tarihi kadar eskidir. İnanmayan mesela Spartaküs kimmiş, ne yapmaya çalışmış bir baksın.
Avrupa'da gerçek demokrasiyi sol kurmuştur. Bu nedenle demokrasinin daha ileriye gitmesinin dün de, bugün de mihenk taşı soldur.
Sol elbette eşitlik-özgürlük kadranında yer almalıdır. Ancak değişen Dünyamızda, yerel demokratik (eşitlik-özgürlük) sorunların çözümü bu sorunun önünde bugün en büyük ket olan emperyalizme karşı olmak ve yurttaşları ekonomik özgürlüklerine kavuşturmakla mümkündür. Yaşadığımız Dünya ve ülke Fromm'un "Özgürlükten Kaçış" ı yazdığı dönemden neredeyse 70 yıl ilerdedir. (zaman olarak)
Bu ülkede "ilerliyoruz, çağ atlıyoruz" diye diye gelinen yer Maslow'un "İnsan İhtiyaçları Hiyerarşisi" nin en tabanındaki temel ihtiyaçları temin edemeyen nüfusun, 70 yıl öncesine göre oransal daha fazla olduğu gerçeğine çıkıyorsa, kusura bakmayın bugün ülkemiz için Fromm hak getire olmuştur.
Selamlar,
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Sn. Gur,
Insanlik tarihi kadar eski olan esitlik arayisi yaninda Fromm'un nerdeyse 70 yasindaki analizi cok daha yenidir. Kaldi ki, Maslow'un 'Insan Ihtiyaclari Hiyerarsisi', Fromm'un analizinden bile birkac yil eskidir ama hala gecerliligini surdurmektedir. Ustelik, bugun Turkiye'de kendisine sol diyen ve solun icini bosaltip sadece ic ve dis dusmanlara karsi bir mucadeleye donusturmus olan sag ideoloji, hem Fromm'un hem de Maslow'un analizlerinden 10-20 yil daha eskidir.
Ulkede neredeyse bir asirdir biz cag atiliyoruz, hukuk devletiyiz, hepimiz esitiz denildigi halde Avrupa'da solun kurdugunu soylediginiz demokrasiyi her pahasina ulkeden uzak tutmayi basarmis olan o sahte sol ideolojinin asil basarisinin ulkeyi bugun getirdigi nokta oldugunu hep birlikte goruyoruz.
Sn. horasan,
Solcu olmak filozof olmak degildir tabii ki. Cunku her turlu siyasi dusunce (solu da sagi da yukarisi da asagisi da) yuzyillar hatta binlerce yildir felsefe tarafindan etkilenmistir. O yuzden siyaset tartisirken felsefeden uzak durmak cok zor oluyor. Siyasi bilimciler ve siyasete bilimsel olarak yakinligi olanlar, bunu cok iyi bilirler.
Ayrica, esitlik ve ozgurluk kavramlarinin ayri kavramlar oldugunu sadece ben demiyorum. Bircok solu yonlendirmis filozof da diyor. Yalniz eklemekte fayda var. Esitlik ve ozgurluk farkli kavramlar olmasina ragmen, her ikisi de solun vazgecilmez temellerindendir.
Saygilarimla.
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
ercum98 rumuzlu üyeden alıntı
Sn. Gur,
Ulkede neredeyse bir asirdir biz cag atiliyoruz, hukuk devletiyiz, hepimiz esitiz denildigi halde Avrupa'da solun kurdugunu soylediginiz demokrasiyi her pahasina ulkeden uzak tutmayi basarmis olan o sahte sol ideolojinin asil basarisinin ulkeyi bugun getirdigi nokta oldugunu hep birlikte goruyoruz.
Nasıl yani? Bu ülkede sol iktidar oldu da benim mi haberim olmadı?
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Nasıl yani? Bu ülkede sol iktidar oldu da benim mi haberim olmadı?
Sanırım chpnin,yargının ve askeriyenin gerçek solun ülkeye girmesinin engellediği kastedilmiş.Kişi doktrin düzeyinde bilgiye sahip olabilir sol ya da sağ konusunda ama mensup olduğu görüş onun yine de objektifliğini engelleyebiliyor bazen.
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Nasıl yani? Bu ülkede sol iktidar oldu da benim mi haberim olmadı?
Sn. Gur,
Takdir edersiniz ki, demokrasilerde ulkenin gelismesine sadece iktidar degil, muhalefet de katkida bulunur. Ama maalesef, bu ulkede solun iktidar olmasini birakin, cok kisa bir donem haric, solun muhalefet olmasina bile izin verilmemistir. Ustelik, bu izini vermeyen curuk ideoloji yillarca utanmadan kendisini sol ideoloji diye pazarlamistir. Bugun Turkiye'de yasanan sol kavramiyla ilgili kafa karisikliginin sebebi de budur zaten.
Saygilarimla.
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Vehbi'nin kerrakesi anlaşıldı...:o
Meclis Başkanı Nurettin Ok, Bakan Faruk Sükan’a söz verir. Sözlerine, “Bu yıl, bir tek parti hariç, diğer partiler sanıyorum ki, İçişleri Bakanlığı’nın geçen yılki çalışmalarını yeterli ve ümitli bulmuşlardır,” diye başlayan Sükan, Türkiye İşçi Partisi’nin “komünist” olduğunu iddiasını tekrarlar. 1910’lardan başlayarak Türkiye’de komünist hareketin kendince tarihini anlatan Sükan, TİP’in katıldığı uluslararası toplantılardan, komünist partilerle ilişkilerinden söz eder. Konuşmasının sonunda daha doğrusu çıkan olay nedeniyle yarım kalan konuşmasının sonunda Sükan’ın sözleri, Adalet Partililerin ne denli demokrat olduklarının bir kanıtı olarak Meclis zabıtlarına geçer. Turhan Salman’ın TÜSTAV Yayınları tarafından yayınlanan ‘TİP Parlamentoda’ kitabından birlikte okuyalım:
“Türkiye’de ne kadar bozguncu hareketler varsa içinde, sokak hareketlerin içinde TİP elemanları ve militanları vardır. ‘NATO’ya hayır, işçiler, köylüler bağımsızlıktan yana olanlar’ Köylere 500 bin tane, milyon tane bu bildiriler gider. Çünkü NATO’dan Nisan’da ayrılma, NATO’yu çözme olasılığı vardır ve o olanak hazırlanmadır. Acaba Türkiye nasıl böyle kuvvetlerden, meşru kuvvetlerden, kolektif savunma kuvvetlerinden yoksun kalır ve belirli yöne gidebilir? Bunun bütün yolları her şekli aranır. Bu emir de Moskova emridir, siz bunu reddedersiniz ama bu gerçektir. Bütün söylediklerinizle, hareketlerinizle bu böyledir.”
Çetin Altan dayanamaz ve oturduğu yerden bağırır: “Böyle konuşamazsın!” Daha önceden TİP’li milletvekillerine saldırmak için sözleşmiş bulunan AP’li milletvekilleri bağırmaya başlarlar. Sükan, Çetin Altan’a sorar: “Siz, Türk mahkemeleri’nin mahkûm ettiği Nâzım Hikmet’i, milli şair, vatan şairi olarak göstermediniz mi” Çetin Altan duraksamadan yanıt verir: “En büyük şair idi Nâzım Hikmet…”
Çetin Altan’ın bu sözleri üzerine sayıları yüz elliyi bulan AP’li milletvekilleri 8 TİP’li milletvekillerinin üstüne yürürler. Meclis tarihine kara bir leke olarak geçecek olan linç olayıdır bu...
Komünizmle Mücadele Derneklerini de o sol kurmuştur Sn. ercum98...
Hadi size hayırlı sollar...
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Durum anlaşıldı,abimiz asker kaçağı.Bilmiyorum, bu ülkede solcular askerden kaçmazlar,savaşa ben de karşıyım,vatandaşın çocuğu teröristlerle çarpıştırılırken,milletvekillerinin,önemli devlet kademelerindekilerin,iş adamlarının,ünlü sanatçıların kendilerine ve çocuklarına torpil yapılmasına ben de karşıyım.Solculuk etnik kökene ya da dine dayanmaz,insanı esas alır dini ve ırkı ne olursa olsun.
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
"Ulkede neredeyse bir asirdir biz cag atiliyoruz, hukuk devletiyiz, hepimiz esitiz denildigi halde Avrupa'da solun kurdugunu soylediginiz demokrasiyi her pahasina ulkeden uzak tutmayi basarmis olan o sahte sol ideolojinin asil basarisinin ulkeyi bugun getirdigi nokta oldugunu hep birlikte goruyoruz."
Sayın ercum98,
O Avrupa demokrasisi dediğiniz şey, Avrupa halklarına Lenin'in hediyesidir...
Nasıl mı?
Rus ihtilalinin kapsamı, kuramı gereği tüm dünya ülkeleri idi ve bu beklentilerle devrim hareketi başladı...
Ancak Avrupa halkları kapitalistlerin kendilerine önerdikleri "rüşvet"i yani sizin bahsettiğiniz "Avrupa demokrasisi"ni kabul ettikleri için kuramda tadilata gidilmiş ve başta Mustafa Kemal'in Türkiyesi olmak üzere tüm ulusal ama emperyalist mücadeleler desteklenmiştir...
Buradan hareketle rüşvetle elde edilen demokrasi, rüşveti alanı mutlu eder...
Kapitalistlerin "rüşvet" için nerelere ve nasıl yatırım yaptıklarını yazmama gerek yok sanırım...
Haa bir de şu bizim memleketteki "çağ atlayan", "hukuk devletli", "eşitlikçi" artistlerin hepsi birer kapitalist "yatırım" olmuş ve olmaya devam etmektedir...
Sakın muhalefetin (anlaşıldığı kadarı ile CHP) bir "yatırım" metası olmadığı sitemlerini paylaşmaya kalkmayınız burada...
Ne tür bir eleştiri ile karşılaşacağınızı şimdiden ilan eden bir değerlendirmedir bu...
Seçimlerden sonraki "yatırım"ların müteşebbüs hallarını hep birlikte izleyeceğiz sayın ercum98...
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Vehbi'nin kerrakesi anlaşıldı...:o
Meclis Başkanı Nurettin Ok, Bakan Faruk Sükan’a söz verir. Sözlerine, “Bu yıl, bir tek parti hariç, diğer partiler sanıyorum ki, İçişleri Bakanlığı’nın geçen yılki çalışmalarını yeterli ve ümitli bulmuşlardır,” diye başlayan Sükan, Türkiye İşçi Partisi’nin “komünist” olduğunu iddiasını tekrarlar. 1910’lardan başlayarak Türkiye’de komünist hareketin kendince tarihini anlatan Sükan, TİP’in katıldığı uluslararası toplantılardan, komünist partilerle ilişkilerinden söz eder. Konuşmasının sonunda daha doğrusu çıkan olay nedeniyle yarım kalan konuşmasının sonunda Sükan’ın sözleri, Adalet Partililerin ne denli demokrat olduklarının bir kanıtı olarak Meclis zabıtlarına geçer. Turhan Salman’ın TÜSTAV Yayınları tarafından yayınlanan ‘TİP Parlamentoda’ kitabından birlikte okuyalım:
“Türkiye’de ne kadar bozguncu hareketler varsa içinde, sokak hareketlerin içinde TİP elemanları ve militanları vardır. ‘NATO’ya hayır, işçiler, köylüler bağımsızlıktan yana olanlar’ Köylere 500 bin tane, milyon tane bu bildiriler gider. Çünkü NATO’dan Nisan’da ayrılma, NATO’yu çözme olasılığı vardır ve o olanak hazırlanmadır. Acaba Türkiye nasıl böyle kuvvetlerden, meşru kuvvetlerden, kolektif savunma kuvvetlerinden yoksun kalır ve belirli yöne gidebilir? Bunun bütün yolları her şekli aranır. Bu emir de Moskova emridir, siz bunu reddedersiniz ama bu gerçektir. Bütün söylediklerinizle, hareketlerinizle bu böyledir.”
Çetin Altan dayanamaz ve oturduğu yerden bağırır: “Böyle konuşamazsın!” Daha önceden TİP’li milletvekillerine saldırmak için sözleşmiş bulunan AP’li milletvekilleri bağırmaya başlarlar. Sükan, Çetin Altan’a sorar: “Siz, Türk mahkemeleri’nin mahkûm ettiği Nâzım Hikmet’i, milli şair, vatan şairi olarak göstermediniz mi” Çetin Altan duraksamadan yanıt verir: “En büyük şair idi Nâzım Hikmet…”
Çetin Altan’ın bu sözleri üzerine sayıları yüz elliyi bulan AP’li milletvekilleri 8 TİP’li milletvekillerinin üstüne yürürler. Meclis tarihine kara bir leke olarak geçecek olan linç olayıdır bu...
Komünizmle Mücadele Derneklerini de o sol kurmuştur Sn. ercum98...
Hadi size hayırlı sollar...
Sn. Gur,
Kavram kargasasi demistim ya, iste boyle birsey. :o Ya da yaziniz herhalde degisik bir sarkazm olsa gerek. Sol cok kisa bir sure haric hic muhalefet olmadi demistim ya iste demek istedigim o kisa sure TIP'in 60'li yillardaki muhalefetiydi. Ancak benim bildigim kadariyla TIP, Komunistlerle Mucadele Derneklerini kurmamisti. Aksine onlardan cekmisti.
Herneyse, solun da zaten degisik fraksiyonlari oldugunu herhalde biliyorsunuz. Anarsistler de komunistler de literature gore soldadir. Ancak, fasist Franco'yla isbirligi yapan Stalin'in, anarsistleri nasil yok etmeye calistigini da Ispanya ic savasi tarihcesinden cok iyi biliyoruz. Kucuk bir not. :o
Saygilarimla.
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
Ancak benim bildigim kadariyla TIP, Komunistlerle Mucadele Derneklerini kurmamisti......Herneyse, solun da zaten degisik fraksiyonlari oldugunu herhalde biliyorsunuz.
Yok bilmiyorum... O nedenle aşağıdaki alıntıyı bir başka foruma yazmıştım...
Alıntı:
"Kavramsal düzeyde "sol"u belirli bazı ideolojiler olarak algılamak pek sağlıklı bir tutum olmaz. Komünizm, sosyalizm, anarşizm , sosyal demokrasi vb. ideolojilerin her biri sol olarak tanımlansa da, sol kavramı aslında bir ortak paydayı simgeler. Daha genel ve kapsayıcı bir duruşu, dünya görüşünü ifade eder."
Solu bilirim, anlatmak istediğimi bilirim, ısrarla anlamazlığa geleni de bilirim. Ancak sarkazm'ı bilmem, mecaz kullanmayı sevmem, direkt söylerim...
"Hadi oradan..."
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
"Türkiye'de gönülden dürüst olmak" desem konu dışına mı çıkmış olurum?
Ne sağ, ne sol, ne de başka bir şey.... İnsanları belli bir kalıba sıkıştırmanın ne gereği var!
Yok sağ-sol, yok o parti bu parti derken insanlar birbirini yesin, bazıları da kırmızı koltuklara oturmaya, parmak kaldırmaya üşensin!
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Türkiye'de solcu olmak gerçekten zor olmalı. Fakat aynı evde solun farklı tanımları konusunda uyuşamayan eşler olmak ve derin fikir ayrılıklarını saatlerce oturup tartıştıktan sonra karşısındakine "sen solcu falan değilsin" "solu bilmiyorsun" " ben senden daha demokratım" diye biten tartışmalarla günü bitirmek galiba en zor olanı.
İlk kez gülümsemeden yazıyorum. Akademisyen olan eşimle solun tanımları ya da içeriği konusunda bir türlü orta noktayı bulamadık. Ciddi söylüyorum. Solun içindeki eşitlik kavramı her şeyi silip süpürüyor ve anadilde eğitime hayır dediğim için solcu falan değilsin sen şeklindeki etiketlenme ile sona eriyor tartışma. Üniversitede türbanı onaylamadığım için de ne solcu ne de demokrat oluyorum. Üstüne üstlük kadının eşitliğini ve bunun pozitif ayrımcılıkla sağlanabileceğini, aksi takdirde bloklar arasındaki eşitsizliğin devam edeceğini savunduğumda bunun tam bir eşitlik olmadığı, kadın ve erkeklere aynı fırsatların tanınmasının yeterli olduğunu dile getiriyor ve orda derin bir eşitlik tartışması başlıyor.
Sol denilince emperyalizme karşı olmanın firma adı vermeden söylemek gerekirse bir hamburgeciyi boykot etmekten daha fazla şeyler gerektirdiğini söylediğimde bunun bir sembol olduğu söyleniyor. Askere karşı olmak solculuk zannediliyor. Hatta üniter devleti savunmanız solcu olamayacağınızı direkt teşhis ettiren kesin bir delil olarak algılanıyor. Ülkenin bir gün parçalanacağı kehaneti ise bardağı taşıran son damla olunca artık bunu ifade edenin milli değerlerinden şüphe edildiği söylenerek tartışma sona eriyor!
Herkes kendini daha demokrat ve daha bir solcu görüyor sanırım. Karşısındaki de solcu değil düpedüz faşist o zaman. Öyle mi? Yok canım daha neler? Ülkemi sevdiğim, Türkçeden başka dili eğitim dili olarak kabul etmediğim, ırkçı (etnik) bir bakışla bakmadığım halde Atatürk milliyetçiliğini savunduğum için ve de askere bayrağa vatana ülkeye laf ettirmediğim için düpedüz ben solcu falan değil faşist olmalıyım! Ayrıca fakir halk için sosyal politikalar üretilmesi gereğini söylerken gecekonduların ve yasal olmayan tüm yapıların (şu gece kondu villalar dahil) mutlaka yıkılması gerektiğini zira bunların hazine arazisi yani milletin arazisine tecavüz olarak algılanması gerektiğini, buralara devletin bir de hizmet götürmesinin bile yanlışlığı, insanlara bunun yerine çamurun böyle derme çatma evlerin içinde yaşamak yerine daha iyi yaşam olanaklarını sağlayacak önlemler alınması gerektiğini söylediğimde de "sen gecekonduları yıktıracak kadar acımasız ve katısın dolayısıyla sen solcu falan değilsin" deniliyor karşıdan..
Allahım yaw.. solculuk sağcılık fikir uyuşmazlığı yüzünden evliliğim çatırdıyor. Galiba Türkiyede solculuğun tam bir tanımının yapılamayışı ya da insanların bunu istedikleri gibi algılamaları yüzünden ilk bu nedenle ayrılacak çift biz olabiliriz. En son cümlem şuydu: Sen bana nasıl faşist dersin? Küstüm konuşmuyorum şimdi. Sözünü geri almadığı sürece de konuşmayacağım işte:kızgın:
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
"Kavramsal düzeyde "sol"u belirli bazı ideolojiler olarak algılamak pek sağlıklı bir tutum olmaz. Komünizm, sosyalizm, anarşizm , sosyal demokrasi vb. ideolojilerin her biri sol olarak tanımlansa da, sol kavramı aslında bir ortak paydayı simgeler. Daha genel ve kapsayıcı bir duruşu, dünya görüşünü ifade eder."
Iste solun o ortak paydasi birkac gun once alinti yaptiginiz makalenin yazarinin bilmedigi yatay eksendeki 'esitlik' ilkesidir. Komunizm, sosyalizm, anarsizm, sosyal demokrasi vb ideolojilerin ortak paydasi esitlik olmasina ragmen, aralarindaki farkliliklari ise daha once belirttigim dikey eksendeki 'ozgurluk' derecesi belirler. Stalinin uyguladigi komunizmde esit olursunuz ama ozgur olmazsiniz. Bookchin'in savundugu sosyalizmde ise hem esitlik hem de ozgurluk vardir.
Belki biliyorsunuzdur. :rolleyes: Bookchin libertaryan sosyalist oldugu gibi sosyal ekoloji hareketinin de onculerindendir. Ekolojide gericevrim (ya da Ingilizce'deki adiyla 'recycling') onemli ve faydali bir davranistir. O yuzden eski yazilarinizi bana aciklama yaparken gericevrim yapmaniza sevindim. :o
Saygilarimla efendim. :)
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Tam sol aleyhiine yazıyordum ve kaydediyorum kii tüm yazılarım uçtu gitti!:o
Kör olası çöpçüler yazılarımı süpürdüler.......:)
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Solcu olmak; bir yaşam görüşü ve biçimini gerektirir.Solcu olmak sıradan bir kavram değil...Solcu olmak asker,millet devlet kavramlarına karşı çıkmayı gerektirmiyor.Kişisel olarak tam tersinii düşünüyorum.Sayın Akademik,söylemleriniz çok hoş.Ama bunun için eşinize kızmayın.Aynı düşünmek zorunda değiliz,bunu bir eğitmci olarak benden daha iyi biliyorsunuz....Ben bu ülkede yaşayan gerek sağ gerek sol görüşlülere özelllke 80 kuşağına aynı gözle bakıyorum: çünkü iki kesim de bu işlere ülkelerini sevdikleri için girdiler..Bilmiyorum siz ne düşünüyor sunuz?
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
FUTURE rumuzlu üyeden alıntı
Solcu olmak asker, millet devlet kavramlarına karşı çıkmayı gerektirmiyor.
Yaniliyorsunuz Sn future. Hem esitlik hem de ozgurluk arayisinda olan anarsist solcular anti-militaristtirler. Militarizm ile esitligi yok eden kolonilicilik arasinda iliski oldugunu dusunurler. Millet kavramina da karsidirlar, cunku onlar enternasyonalistlerdir. Devlete de karsidirlar, ozgurlukleri kisitlama egilimi oldugu icin. Yuzyili askin suredir tum dunyada bilinen bir gercek bu. Osmanlinin son yillariyla Cumhuriyetin ilk yillari arasinda gecen surede dunya aydinlari bunlari tartisiyordu ama sanirim 'esitlikcilik' ve 'ozgurlukculuk' ilkeleri yerine 'devletcilik' ve 'milliyetcilik' ilkelerini resmi ideolojiye sokanlar, ne Bakunin, ne Kropotkin, ne Proudhon, ne de Jean Grave gibi zamanin aydinlarini okuma firsati bulmuslardi.
Sonucu hep birlikte goruyoruz: 85 yildir vatandasina esitlik ve ozgurlugu tattiramamis yerinde sayan curuk bir resmi ideoloji ve hala ic ve dis dusmanlarla mucadele eden ama ne esitlikten ne de ozgurlukten anlayan anti-emperyalist solcular!
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
ercum98 rumuzlu üyeden alıntı
Yaniliyorsunuz Sn future. Hem esitlik hem de ozgurluk arayisinda olan anarsist solcular anti-militaristtirler. Militarizm ile esitligi yok eden kolonilicilik arasinda iliski oldugunu dusunurler. Millet kavramina da karsidirlar, cunku onlar enternasyonalistlerdir. Devlete de karsidirlar, ozgurlukleri kisitlama egilimi oldugu icin. Yuzyili askin suredir tum dunyada bilinen bir gercek bu. Osmanlinin son yillariyla Cumhuriyetin ilk yillari arasinda gecen surede dunya aydinlari bunlari tartisiyordu ama sanirim 'esitlikcilik' ve 'ozgurlukculuk' ilkeleri yerine 'devletcilik' ve 'milliyetcilik' ilkelerini resmi ideolojiye sokanlar, ne Bakunin, ne Kropotkin, ne Proudhon, ne de Jean Grave gibi zamanin aydinlarini okuma firsati bulmuslardi.
Sonucu hep birlikte goruyoruz: 85 yildir vatandasina esitlik ve ozgurlugu tattiramamis yerinde sayan curuk bir resmi ideoloji ve hala ic ve dis dusmanlarla mucadele eden ama ne esitlikten ne de ozgurlukten anlayan anti-emperyalist solcular!
Acaba?
Hem anti emperyalist solcular diyorsunuz hem de kendi fikirlerinizle tezat'a düşüyorsunuz....Emperyalizm'i savunuyorsunuz bu yazdıklarınızla.
Evet solcular eşitliği savunurlar ama ülkenin çıkarlarını o kadar önemserler...gerekirse canlarını verirler..
Hem esitlik hem de ozgurluk arayisinda olan anarsist solcular anti-militaristtirler. Militarizm ile esitligi yok eden kolonilicilik arasinda iliski oldugunu dusunurler.diyorsunuz.Hiç bir şey anlamış değilim.Tabi ki solcular anti militaristterler..Nacizane bazı kavramlar hakkında biraz daha araştırma yapmanızı öneririm..
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Şimdi de "anarşist solcular"ı "şey" ettiniz Sayın ercum98...
Hayırdır, kafa epey karışık anlaşılan... :)
"Sonucu hep birlikte goruyoruz: 85 yildir vatandasina esitlik ve ozgurlugu tattiramamis yerinde sayan curuk bir resmi ideoloji ve hala ic ve dis dusmanlarla mucadele eden ama ne esitlikten ne de ozgurlukten anlayan anti-emperyalist solcular!"
Bu sözlerinize Sayın Başbakan gibi yanıt verirsek:
... üyelikten sonra... :)
Ama bu sözlerinizden sonra "eşitlik" ve "özgürlük" ilkesini tahripten üye olarak kalabilir misiniz ona da şimdilik Sayın yöneticiler karar verecektir...
Görüşemezsek "allaha emanet olun"... :)
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
horasan rumuzlu üyeden alıntı
Şimdi de "anarşist solcular"ı "şey" ettiniz Sayın ercum98...
Hayırdır, kafa epey karışık anlaşılan... :)
"Sonucu hep birlikte goruyoruz: 85 yildir vatandasina esitlik ve ozgurlugu tattiramamis yerinde sayan curuk bir resmi ideoloji ve hala ic ve dis dusmanlarla mucadele eden ama ne esitlikten ne de ozgurlukten anlayan anti-emperyalist solcular!"
Bu sözlerinize Sayın Başbakan gibi yanıtlarsak:
:)
Ama bu sözlerinizden sonra "eşitlik" ve "özgürlük" ilkesini tahripten üye olarak kalabilir misiniz ona da şimdilik Sayın yöneticiler karar verecektir...
Görüşemezsek "allaha emanet olun"... :)
Teşekkürler Sayın Horasan; İşte biz böyle paylanır ve ezilmeye çalışılırız.Çok açık ve samimi bir yazı yazmıştım...Şu günkü anlayışımla şöyle bir yazı yazmıştım; Bu ülke'de vatanı ve halkı için mücadele ve gerekirse canını veren her insan benim nezdimde aynı'dır...Sağ sol ayırmadım; kimse bire-bir aynı düşünmek zorunda değil.Bilmiyorum ben mi yanılıyorum?
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
FUTURE rumuzlu üyeden alıntı
Acaba?
Hem anti emperyalist solcular diyorsunuz hem de kendi fikirlerinizle tezat'a düşüyorsunuz....Emperyalizm'i savunuyorsunuz bu yazdıklarınızla.
Evet solcular eşitliği savunurlar ama ülkenin çıkarlarını o kadar önemserler...gerekirse canlarını verirler..
Ben emperyalizmi savunmuyorum Sn future. Ben esitlikci ve ozgurlukcu solu savunuyorum. Bu arada da, esitligi ve ozgurlugu es gecip, tum dikkatini ic ve dis dusmanlara ve emperyalizmle mucadeleye odaklamis sahte solculari elestiriyorum.
Siz, "solcular asker, millet ve devlet karsiti degildir" gibi birsey demistiniz, o yuzden sizin gibi dusunmeyen asker, millet ve devlet karsiti olan anarsist solculari ornek vermistim. Sadece bir ornek. Anarsist solcular icin, ulke cikarinin bir onemi yoktur. Ulke zaten nedir ki? Insan ozgur dogar. O ozgurlugu kisitlayan ulkenin cikarinin ya da vatanseverligin anarsist icin zerre kadar onemi yoktur.
Lutfen iddialarim arasindaki nuansi, kavramlar arasi tezat olarak anlamaya calismayin. :)
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
FUTURE rumuzlu üyeden alıntı
Teşekkürler Sayın Horasan; İşte biz böyle paylanır ve ezilmeye çalışılırız.Çok açık ve samimi bir yazı yazmıştım...Şu günkü anlayışımla şöyle bir yazı yazmıştım; Bu ülke'de vatanı ve halkı için mücadele ve gerekirse canını veren her insan benim nezdimde aynı'dır...Sağ sol ayırmadım; kimse bire-bir aynı düşünmek zorunda değil.Bilmiyorum ben mi yanılıyorum?
Amacim sizi paylamak ya da ezmek degildi Sn future. Yanlis anlasildigim icin ozur dilerim. Sadece bir iddianizla ayni fikirde olmadigimi, sizin gibi dusunmeyen solcular da oldugunu belirtmek istemistim. Saygilarimla. :p
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
horasan rumuzlu üyeden alıntı
Şimdi de "anarşist solcular"ı "şey" ettiniz Sayın ercum98...
Hayırdır, kafa epey karışık anlaşılan... :)
Sayin horasan, kimin kafasi karisik degil ki? :) Baksaniza icinde ne esitlik, ne ozgurluk ne de demokrasi ilkesi olan sacma sapan alti prensipli curuk bir resmi ideoloji, 85 yildir vatandasa 'demokrasi' diye yutturuluyor.
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
ercum98 rumuzlu üyeden alıntı
Amacim sizi paylamak ya da ezmek degildi Sn future. Yanlis anlasildigim icin ozur dilerim. Sadece bir iddianizla ayni fikirde olmadigimi, sizin gibi dusunmeyen solcular da oldugunu belirtmek istemistim. Saygilarimla. :p
Eh ne diyeyim?
Eğer ben sahte su solcusu -diyelim- bu fikirlerde olsaydım haklısınız...
Ama çekineceğim bir şey yok.Bir fikri savunursam canım pahasına arkasında dururum.Saygılarımla..
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
FUTURE rumuzlu üyeden alıntı
Kusura bakmayin Sn future ama o yazinin 'sol' ile hicbir ilgisi yok gibi.
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
ercum98 rumuzlu üyeden alıntı
Amacim sizi paylamak ya da ezmek degildi Sn future. Yanlis anlasildigim icin ozur dilerim. Sadece bir iddianizla ayni fikirde olmadigimi, sizin gibi dusunmeyen solcular da oldugunu belirtmek istemistim. Saygilarimla. :p
Kimse aynı görüşte olmak değil sayın ;ercum 98
Zaten ne çektiysek fraksiyon ayrılıklarından çektik...
Başka bir yorum yapmak istemiyorum,saygılarımla...
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
ercum98 rumuzlu üyeden alıntı
Yaniliyorsunuz Sn future. Hem esitlik hem de ozgurluk arayisinda olan anarsist solcular anti-militaristtirler. Militarizm ile esitligi yok eden kolonilicilik arasinda iliski oldugunu dusunurler. Millet kavramina da karsidirlar, cunku onlar enternasyonalistlerdir. Devlete de karsidirlar, ozgurlukleri kisitlama egilimi oldugu icin. Yuzyili askin suredir tum dunyada bilinen bir gercek bu.
Hadi oradan dedikten sonra yazmak zul geliyor ama hayal dünyasından belki uyanırsınız da, bu vesile ile size bir yardımım dokunabilir düşüncesi ile yazıyorum, itiraf etmem gerekirse pek bir umudum da yok...
“Batı Avrupalı ülkeler Sosyalizm'e doğru gelişmelerini tamamlarken biz varlığımızı sürdürebilecek miyiz? Ama onlar bizim daha önce beklediğimiz gibi tamamlamıyorlar bunu. Bunu sosyalizmin “tedricen olgunlaşması” ile değil bazı ülkelerin başkaları tarafından sömürülmeleriyle tamamlıyorlar. Son çözümlemede mücadelenin sonucu Rusya’nın, Hindistan’ın, Çin’in vb.’nin dünya nüfusunun çok büyük bir çoğunluğunu meydana getiriyor olmaları gerçeği ile belirlenecek.”
“İnsanlar devletler içinde yaşarlar ve her devlet de aralarında belli bir siyasi dengenin olduğu bir devletler sisteminin parçasıdır.”
Bu lafları eden teoriden değil, birebir uygulamanın içinden biridir ki haklıdır. Enternasyonalist?!!! Alman Sosyalistler 1. Dünya Savaşı'nda Kayzer'lerini yalnız bırakmamışlardır. Eh uygulamanın bizzat içinden birinin de bu lafları gerçek hayata yani pratiğe bağlı olarak etmesinden daha doğal ne olabilir ki?
Kendimizi kandırmayalım. Solun doğduğu Avrupa'da hiçbir sosyalist parti ne dün, ne bugün ne de yarın enternasyonal düşünmemiştir, düşünmemektedir ve düşünmeyecektir. Düz mantıkla ve Marx'ın penceresinden Batı uluslaşırken, Doğu uluslaşamayıp ezilen olmaya mahkumdur. O biri, bunu iyi görmüş ve "Kapitalizm artık emperyalizm aşamasına ulaşmıştır. Bu ise dünyayı ezen ve ezilen uluslar olarak ikiye bölmüştür. Batıda ezilen ulusların sömürüsünden pay alan bir işçi aristokrasisi oluşmuştur. Devrim yapmak ve Sosyalizmi kurmak için Kapitalizmden geçmek veya Batı proleteryasını beklemek gibi bir zorunluluk yoktur. Ve en önemlisi devrimin merkezi artık Avrupa değil Asya’dır.” düşüncesi, "İleri Asya, geri Avrupa" sloganıdır.
O birinin, yanı başındaki Ulusal Kurtuluş Savaşı'na destek vermesinin en önemli nedeni budur.
Alıntı:
Osmanlının son yıllarıyla Cumhuriyetin ilk yılları arasında gecen surede dunya aydinlari bunlari tartisiyordu ama sanirim 'esitlikcilik' ve 'ozgurlukculuk' ilkeleri yerine 'devletcilik' ve 'milliyetcilik' ilkelerini resmi ideolojiye sokanlar, ne Bakunin, ne Kropotkin, ne Proudhon, ne de Jean Grave gibi zamanin aydinlarini okuma firsati bulmuslardi.
Düşüncenizin tam tersine, "Devletçilik" ve "Milliyetçilik"i resmi ideolojiye sokanlar (buradan kastınızın Mustafa Kemal ve arkadaşları olduğu aşikar) o isimlerin yanında daha birçok kaynağı okumuşlardır. Hatta Blanqui'yi bile sizden iyi biliyorlardır. O seçim; bilinçli ve çok doğru bir tercihin, gerçek Dünyada ayakları yere basan bir düşüncenin ürünüdür. Sırf bu yüzden bile Mustafa Kemal çok büyüktür.
Alıntı:
Sonucu hep birlikte goruyoruz: 85 yildir vatandasina esitlik ve ozgurlugu tattiramamis yerinde sayan curuk bir resmi ideoloji ve hala ic ve dis dusmanlarla mucadele eden ama ne esitlikten ne de ozgurlukten anlayan anti-emperyalist solcular!
85 yıldır vatandaşına eşitlik ve özgürlüğü tattıramamış ve yerinde sayan Resmi İdeoloji değil, o ideolojiyi hakkıyla sahiplenemeyen (bilinçsizce sahiplenen) yandaşları ve o ideolojiye ta başından beri karşı çıkan, ne eşitlikten, ne özgürlükten anlayan emperyalistlerin uşağı sağcılardır.
Size "Okuma Cezası" veriyorum Sn. ercum98...:)
Eser Adı : Tavcan
Yazar: Hıfzı Topuz
Yayınevi: Remzi Kitabevi
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Sonucu hep birlikte goruyoruz: 85 yildir vatandasina esitlik ve ozgurlugu tattiramamis yerinde sayan curuk bir resmi ideoloji ve hala ic ve dis dusmanlarla mucadele eden ama ne esitlikten ne de ozgurlukten anlayan anti-emperyalist solcular!
Bunca yıllık görüşümü değiştiriceğim ve ben de sol görüşte olacağım; zira madem ki solcular anti-emperyalist ve anti militarist.Bundan iyisi Şam'da Kayısı...:)))
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
Av.Ferda Aydın rumuzlu üyeden alıntı
Bunca yıllık görüşümü değiştiriceğim ve ben de sol görüşte olacağım; zira madem ki solcular anti-emperyalist ve anti militarist.Bundan iyisi Şam'da Kayısı...:)))
Bence; siz hiç görüş değiştirmeyin Ferda Hanım,
Hem anti-emperyalist, hem anti-militarist olabilmek için; emperyalistlerin ülkeleri çiçek vererek (aslında pek yanlış da değil, çiçek yerine ekonomik bağımlı hale getirmeyi koyun) aldığı sonucu ortaya çıkar ki, siz siz olun, bir "euro fiore international" üyesi çiçekçi açın... Bakın; bir anda, hem anti-militarist hem de enternasyonal solcu oldunuz, daha ne istiyorsunuz?!!!:o
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Önümüzde yaklaşan bir seçim var; Yine malum parti kazanacak; bu kadar geriye gittik.D.S isimli bir hatun bile bu parti'nin üyesi olmuş.Ben bu hatunu hep oldukça açık resimleriyle tanırım..Nitekim H.A'da bu partiye oy verdiğini söylemişti.Acaba ne gibi çıkarlar dönüyor?
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Hadi oradan dedikten sonra yazmak zul geliyor ama hayal dünyasından belki uyanırsınız da, bu vesile ile size bir yardımım dokunabilir düşüncesi ile yazıyorum, itiraf etmem gerekirse pek bir umudum da yok...
“Batı Avrupalı ülkeler Sosyalizm'e doğru gelişmelerini tamamlarken biz varlığımızı sürdürebilecek miyiz? Ama onlar bizim daha önce beklediğimiz gibi tamamlamıyorlar bunu. Bunu sosyalizmin “tedricen olgunlaşması” ile değil bazı ülkelerin başkaları tarafından sömürülmeleriyle tamamlıyorlar. Son çözümlemede mücadelenin sonucu Rusya’nın, Hindistan’ın, Çin’in vb.’nin dünya nüfusunun çok büyük bir çoğunluğunu meydana getiriyor olmaları gerçeği ile belirlenecek.”
“İnsanlar devletler içinde yaşarlar ve her devlet de aralarında belli bir siyasi dengenin olduğu bir devletler sisteminin parçasıdır.”
Bu lafları eden teoriden değil, birebir uygulamanın içinden biridir ki haklıdır. Enternasyonalist?!!! Alman Sosyalistler 1. Dünya Savaşı'nda Kayzer'lerini yalnız bırakmamışlardır. Eh uygulamanın bizzat içinden birinin de bu lafları gerçek hayata yani pratiğe bağlı olarak etmesinden daha doğal ne olabilir ki?
Kendimizi kandırmayalım. Solun doğduğu Avrupa'da hiçbir sosyalist parti ne dün, ne bugün ne de yarın enternasyonal düşünmemiştir, düşünmemektedir ve düşünmeyecektir. Düz mantıkla ve Marx'ın penceresinden Batı uluslaşırken, Doğu uluslaşamayıp ezilen olmaya mahkumdur. O biri, bunu iyi görmüş ve "Kapitalizm artık emperyalizm aşamasına ulaşmıştır. Bu ise dünyayı ezen ve ezilen uluslar olarak ikiye bölmüştür. Batıda ezilen ulusların sömürüsünden pay alan bir işçi aristokrasisi oluşmuştur. Devrim yapmak ve Sosyalizmi kurmak için Kapitalizmden geçmek veya Batı proleteryasını beklemek gibi bir zorunluluk yoktur. Ve en önemlisi devrimin merkezi artık Avrupa değil Asya’dır.” düşüncesi, "İleri Asya, geri Avrupa" sloganıdır.
O birinin, yanı başındaki Ulusal Kurtuluş Savaşı'na destek vermesinin en önemli nedeni budur.
Düşüncenizin tam tersine, "Devletçilik" ve "Milliyetçilik"i resmi ideolojiye sokanlar (buradan kastınızın Mustafa Kemal ve arkadaşları olduğu aşikar) o isimlerin yanında daha birçok kaynağı okumuşlardır. Hatta Blanqui'yi bile sizden iyi biliyorlardır. O seçim; bilinçli ve çok doğru bir tercihin, gerçek Dünyada ayakları yere basan bir düşüncenin ürünüdür. Sırf bu yüzden bile Mustafa Kemal çok büyüktür.
85 yıldır vatandaşına eşitlik ve özgürlüğü tattıramamış ve yerinde sayan Resmi İdeoloji değil, o ideolojiyi hakkıyla sahiplenemeyen (bilinçsizce sahiplenen) yandaşları ve o ideolojiye ta başından beri karşı çıkan, ne eşitlikten, ne özgürlükten anlayan emperyalistlerin uşağı sağcılardır.
Size "Okuma Cezası" veriyorum Sn. ercum98...:)
Eser Adı : Tavcan
Yazar: Hıfzı Topuz
Yayınevi: Remzi Kitabevi
Sn. Harun Gur,
1- Solun dogurdugu Avrupa'da hicbir sosyalist partinin tarihte hicbir zaman enternasyonel dusunmemis oldugunu sanmak;
2- Lenin'in yani basindaki Kurtulus Savasina destek vermesinden Kurtulus Savasinin emperyalizme karsi yapilmis bir savas oldugunu zannetmek;
3- Sirf bu yuzden, yani emperyalizme karsi savas verdikleri saviyla, o savasin kahramanlarini sol goruslu ve savasin akabinde yarattiklari yeni ulkenin resmi ideolojisini de sol ideoloji diye dusunmek;
Tum bunlar tarihi birer hurafeden baska birsey degildir. Marx'i dedigi gibi 'tarihi hurafelerle acikladilar, biz ise hurafeleri tarihle aciklayacagiz'.
Kurtulus Savasi baslamadan daha birkac ay once, 1919 Mart ayinda 3. Enternasyonel ya da diger adlariyla 'Komunist Enternasyonel' veya Comintern Moskova'da kuruldu. Amac uluslararasi burjuvayi yokedip, ilk once gecici bir uluslararasi Sovyet Cumhuriyeti kurmak daha sonra da en son ideal olarak 'devlet'i tamamen fesh edip uluslarasi devletsiz komunizme gecmekti. Comintern'e katilan delegeler arasinda Avrupanin bircok ulkesinden sosyalist ve komunist parti uyeleri vardi. Dogu halklarindan Turkleri temsilen katilan delege ise Mustafa Suphi'ydi. Mustafa Suphi 1921 yilinda diger komunist arkadaslariyla birlikte Kurtulus Savasina katilmak icin ugrasirlarken Karadenizde cinayete kurban gittiler. Bu yukaridaki ilk hurafeyi aciklayan tarihtir.
Lenin'in Anadoludaki Kurtulus Savasina destek vermesinin arkasinda, aslinda hem 3. Enternasyonelin temelinde yatan idealler hem de o sirada bu yardimi kopartabilmek icin Bolsevizme Anadoludan verilen yaniltici yesil isik vardi. Zira, Kurtulus Savasinin bitmesinden hemen sonra, Bolsevizme verilen yesil isik birden kirmizi isiga donusmus, emperyalizme karsi kazanilan o mucadele sonrasi izlenen politika ise tamamen Bati yanlisi bir ic ve dis politikaya donusmustu. Zafer sonrasi soylenen su unlu 'Biz ne Bolsevigiz ne de komunist. Ne biri ne digeri olamayiz. Cunku biz milliyetperver ve dinimize hurmetkariz' sozlerini hatirlamakta fayda var. Bu yukaridaki ikinci hurafeyi aciklayan tarihtir.
Gelelim ucuncu hurafeye. Kurtulus Savasina katilmis ve daha sonra kurulan yeni cumhuriyette Adalet Bakanligi da yapmis bir kisi yazdigi kitapta soyle diyordu: 'zamanin bir alman tarihcisinin gerek Nasyonel sosyalizmin ve gerekse fasizmin Mustafa Kemal rejiminin cok az degistirilmis birer seklinden baska birsey olmadiklarini soyluyor. Cok dogrudur. Cok dogru bir gorus.'
Okuyun, sorgulayin ve karar verin. Bu da sizin cezaniz.:)
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
1- Avrupalı sosyalistlerin enternasyonal fiillerine sözde olmayan, ciddi birkaç örnek alabilir miyiz?
2- “Moskova’da Türk delegeleriyle başlayan görüşmeler özellikle memnunluk uyandıran bir olgudur. Çünkü Türk hükümetinin temsilcileriyle
aramızda dolaysız görüşmelerin başlaması, birçok engelle karşılaşmıştı…Türkiye, emperyalist devletlerce yağma edilmeye öyle bir şiddetle karşı koydu ki, içlerinde en kabadayı olanı bile elini ondan çekmek zorunda kaldı.Türk hükümetiyle yaptığımız görüşmeleri büyük bir başarı saymamızın nedeni budur.” V.İ. Lenin
“Rus Şûralar Cumhuriyeti’yle mevcut iyi münasebetlerimiz ve bağlarımız bu geçirdiğimiz sene zarfında, en mükemmel bir surette gelişmesinde devam etmiştir. 16 Mart’ta Moskova’da bir dostluk antlaşması yaptık. Bu antlaşma ile, emperyalizmin ihtiraskâr saldırısına hedef olan iki devlet arasında tabii etkenlerden meydana gelen dayanışma, hukuki bir şekil ile de tespit edilmiş oldu.” M.Kemal
3- Kurucu felsefenin sol görüşlü olduğunu iddia ettiğimi hiç hatırlamıyorum. Buna nasıl karar verdiniz? Kurucu felsefe tam bağımsızlıkçı ve antiemperyalisttir ve sol ile ortak noktası bu kadardır. Yoksa siz gözü karartıp, Kurucu Partinin de bugün sol olmadığı iddianıza bu yolla mı zemin arıyorsunuz? :) CHP'yi sol yapan, Kurucu Felsefe değil, 27 Kasım 1976 tarihli 23. Kurultayında alınan kararlardır. Mahmut Esat Bozkurt'un bir dönemin konjonktürüne uygun olarak dedikleri, bu gerçeği değiştirmez.
Selamlar,
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
27 yıllık hasret yarın Karacaahmet’te bitiyor
68 kuşağının tarihe geçen isimlerinden Sinan Cemgil’in Almanya’da yaşamını yitiren eşi Şirin Yazıcıoğlu Cemgil, 27 yıl önce ayrıldığı vatanına dönüyor.
Şirin Cemgil, yarın Karacaahmet Mezarlığı’nda 1971’de vurularak öldürülen eşi Sinan Cemgil’in yanında toprağa verilecek.
YIL 1965. ODTÜ Mimarlık Fakültesi öğrencisi Sinan Cemgil, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi kız arkadaşı Şirin Yazıcıoğlu’yla Dönüşüm Dergisi dağıtırken, polis tarafından gözaltına alınır. Arkadaşlıkları bununla sınırlı kalmaz. 1969’da Eskişehir’de evlenirler. Sinan 25, Şirin 24 yaşındadır. Genç çift, Ankara Sıhhiye’de her yağmurda su basan bir bodrum katında oturmaya başlar. İkisi de FKF’nin (Fikir Kulüpleri Federasyonu) kurucuları arasındadır ve ikisi de TİP üyesidir. Şirin’in söylediği yanık türkülerin tınısı, o dönem solcu gençlerinin kulaklarından hiç kaybolmaz.
Nurhak’ta çatışma
Sinan Cemgil, 11 Nisan 1969’dan itibaren gıyabi tutuklama kararıyla aranmaya başlar. 14 Ekim 1969’da CHP milletvekili olan avukat dayısı Nedim Müren’in yanında, Aydın’da yakalanır. Polise mukavemet ve patlayıcı madde bulundurmakla suçlanmaktadır. Tutuklama kararı vicahiye çevrilerek Ankara’ya götürülür. Sinan Cemgil, aynı dönemde, Gizli Komünist Partisi kurmak suçuyla Ankara İkinci Ağır Ceza Mahkemesi’nde Deniz Gezmiş, Yusuf Küpeli, Münir Ramazan Aktolga, Aydın Karagözoğlu, Sema Karagözoglu, Bingöl Erdumlu ve Mustafa Kemal Çamkıran’la birlikte yargılanmaktadır. Tarih 24 Aralık 1969’u gösterdiğinde, beş bin lira kefaletle serbest bırakılır. Şirin, 1970’de doğum yapar. Cemgil çifti oğullarına, Beyazıt’ta vurularak ölen ODTÜ’lü arkadaşları Taylan’ın (Özgür) adını verirler.
1970’de Sinan Cemgil, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Alpaslan Özdoğan, Deniz Gezmiş ve Cihan Alptekin’le birlikte Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun (THKO) kuruluş çalışmalarına başlarlar. Çeşitli eylemlere katılan Sinan, 12 Mart 1971 muhtırasından sonra, arkadaşlarıyla Elbistan yakınındaki Nurhak Dağı’na çıkar. 31 Mayıs 1971’de askerle çatışmaya girecekler ve öldürülen Sinan Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verilecektir. Şirin 26, oğlu ise bir yaşındadır.
Buldan’dan Duisburg’a
Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra bir süre avukatlık yapan Şirin Yazıcıoğlu Cemgil, 12 Eylül sonrasında yeniden tutuklanır. Serbest kaldıktan sonra bir daha gelmemek üzere Türkiye’yi terk edecektir.
Şirin Yazıcıoğlu Cemgil, bembeyaz saçları ve yüzünden eksik olmayan gülüşüyle Almanya’daki eski tüfekler arasındaki yerini alır. 17 Nisan Cuma günü rahatsızlanarak hastaneye kaldırılır. Ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamaz. 11 Mayıs 1945’te Denizli Buldan’da başlayan bir hayat, 64 yıl sonra 17 Nisan 2009’da Duisburg’ta sona erer.
Sessiz çığlık
Türkiye’den 27 yıl önce ayrılan Şirin Yazıcıoğlu Cemgil’in cenazesi yarın (25 Nisan Cumartesi) Karacaahmet Mezarlığı’nda eşi Sinan Cemgil’in yanında toprağa verilecek. Eşinden 38, vatanından 27 yıldır ayrı olan Şirin Yazıcıoğlu, son yolculuğuna devrimci arkadaşlarınca uğurlanacak. Belki de artık olmak istediği yerde olacak. Oral Çalışlar’ın yıllar öncesinden aktardığı kendi sözleri de bunu doğrular gibi:
"Aranızda olmak isterdim. Orada, ömrümün sessiz çığlığının yankılandığı, sevdiğimin gömülü olduğu yerde."
Sadece Türkiye’yi değil, dünyayı değiştirmek için yola çıkmışlardı. Ne var ki, ne Türkiye ne de dünya onların bu çabasının farkındaydı. Sinan Cemgil’in hayatı Nurhak’a noktalandı. Şirin Cemgil ise Türkiye’nin değişmeyeceğini görüp gönüllü sürgünü tercih etti ve bir daha dönmedi ülkesine. Oysa, Türkiye’nin de, dünyanın da hálá büyük bir değişime ihtiyacı var...
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11501468.asp?gid=233
-
Alıntı:
Mehtap Deniz rumuzlu üyeden alıntı
27 yıllık hasret yarın Karacaahmet’te bitiyor
68 kuşağının tarihe geçen isimlerinden Sinan Cemgil’in Almanya’da yaşamını yitiren eşi Şirin Yazıcıoğlu Cemgil, 27 yıl önce ayrıldığı vatanına dönüyor. Şirin Cemgil, yarın Karacaahmet Mezarlığı’nda 1971’de vurularak öldürülen eşi Sinan Cemgil’in yanında toprağa verilecek.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11501468.asp?gid=233
Şirin Cemgil'e rahmet, oğulları Taylan'a sabır diliyorum...
Kendisi bu ülkenin; yetiştirdiği en değerli evlatlarından biri idi.Kişisel olarak kendisini tanıma imkanım oldu.Betimlendiği gibi çok pozitif; her daim gülümseyen bir insan idi.
Taylan; oğlu hakkında konuşurkan gülümsemesi kat be kat artardı.Ben de oğlumun adını biraz da ondan esinlenerek; -Taylan- özgür koymuştum.:)
Şirin; ruhun şad olsun....
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Yıl 1980 sonları; Selimiye..
Ahırlardan bozma bir mekan...
Onca yıllardan sonra at mekanlarını zindan yapmışlar...
Yaş 18..
Sabrederiz..
Yeter ki eksilmesin sol gönlümüzün altındaki cevahir...
Şirin ile tanışmısız, aylarca aynı mekanda yatmışısız..
Sevgili Şirin; İki gün önce bir ortamda adını yadettim ve şimdi ebediyete intikal edişinizin haberini aldım; çok üzgünüm...
Neyse ki binlerce Özgürler ve Taylan'lar yetiştirmişiz...
-
Re: Türkiye'de solcu olmak
Alıntı:
FUTURE rumuzlu üyeden alıntı
Yıl 1980 sonları; Selimiye..
Ahırlardan bozma bir mekan...
Onca yıllardan sonra at mekanlarını zindan yapmışlar...
Yaş 18..
Sabrederiz..
Yeter ki eksilmesin sol gönlümüzün altındaki cevahir...
Şirin ile tanışmısız, aylarca aynı mekanda yatmışısız..
Sevgili Şirin; İki gün önce bir ortamda adını yadettim ve şimdi ebediyete intikal edişinizin haberini aldım; çok üzgünüm...
Neyse ki binlerce Özgürler ve Taylan'lar yetiştirmişiz...
üzüntünü paylaşıyorum.
yanlız değilsin arkadaş......................!
Sanki güneşten damla damla damıtılmış berrak bir dereymiş o kıvrıla kıvrıla akıp giden günlerimiz..
Bu yüzden işte sen ben ve diğerleri kolay memnun olmuyoruz. Kolay beğenip kolayca sevemiyoruz.
Boş geçtiğini sandığımız günlerin içini öyle güzel; öyle muntazam doldurmuşuz ki!.
Bugün tattığımız her lezzetin en iyisi, o boş sanılan günlerin en kötüsüyle bile kıyaslanamaz!
Bunu bugünün boş takvimlerini koparmadan anlayamadığımıza yanıyorum…
Biliyor musunuz?
Biz günümüzde rastlanmayan bir şey bıraktık o kayıp kentte.
Paylaşmayı, hoşgörüyü ve sevgiyi.
Bunun adına siz isterseniz hayat (kavgası ) deyin;
Bende kayıp kentin kaybolan değerlerinden geriye kalan boşluklara sızmış, acımasız bir yarışın, vahşi yalnızlığı diyeyim!
Mahsuru var mı?
...................................
O günler çok özeldi!
Sakın unutmayın o günleri!
Unutmayın ki! Yaşadığınızı anlayasınız.
Çünki hatırladığınız kadar yaşarsınız….
ayazoglum
--------------------------------------------------------------------------------
-
Cevap: Re: Türkiye'de solcu olmak
ANKARA Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde(DTFC) kimlik kontrolü yapan güvenlik ile öğrenciler arasında gerginlik yaşandı. Bunun üzerine fakülte girişinde toplanan öğrenciler eylem yaptı.
Bu sırada kızından bir yıldır haber alamayan bir anne, "Kızımı benden aldınız, kızımı geri verin" diyerek eylemcilere tepki gösterip gözyaşı döktü. Acılı anne, kızının 1 yıl önce sol bir örgüte katıldığı ve 1 yıldır kızından haber alamadığını söyledi.
DTCF'de bu sabah öğrenciler ile üniversitenin güvenlik görevlileri arasında gerginlik yaşandı. Öğrencilerden bazıları okula kimliksiz girmek isteyince güvenlik görevlileri müdahalede bulundu. Bunun üzerine yerleşkeye polis ekipleri çağrıldı.
Çevik Kuvvet ekipleri fakültenin içinde ve dışında geniş güvenlik önlemleri alırken, güvenlik elemanları da girişte kimlik kontrolü yaparak öğrencileri içeri aldı. Yaşananlara tepki gösteren sol görüşlü öğrenci grubu fakültenin girişinde eylem yaparak, 'Faşist polis fakülteden def ol', 'Üniversitede faşist istemiyoruz' şeklinde sloganlar attı.
ANNENİN FERYADI
Öğrenciler eylem yaptığı sırada yanlarına yanaşan kadın, eylemcilere tepki gösterdi. Gözyaşları arasında eylemcilere bağıran anne, "Kızımı benden aldınız, kızımı geri verin. Neyin eylemini yapıyorsunuz, neyin peşindesiniz okulunuza gidin eğitiminizi yapın. Mücadelenizi kalemle yapın, bu şekilde değil. Bana kızımı bulun, telefonunu verin, beni ona ulaştırın" diyerek gözyaşları döktü. Fenalık geçiren kadın, kızının fotoğrafını göstererek, "Kızım Tuğba'da öğrenciydi. Bir yıl önce sol bir örgüte takılmaya başladı. Bir senedir kendisinden haber alamıyorum. Ne olur kızımı bulun, kızımı bana getirin" diyerek feryat etti. Daha sonra baygınlık geçiren acılı anneye polis ekipleri müdahale ederek fakültenin içine götürdüler.
Eylemciler ise öğle saatlerine kadar fakültenin girişinde oturarak eylemlerini sürdürdükten sonra sloganlar atarak olaysız dağıldı.
Milliyet