01.11.2011 tarihinde sabaha doğru 5 buçukta ani ve dayanılamayacak bir göğüs ve kol ağrısı ile uyandım. Eşim beni araba ile evimize çok yakın olan Özel Bir Hastanenin aciline götürdü. Acil doktoru kalp krizi geçirdiğimi söyleyerek hastane Kardiyologlarını arayarak bilgi verdi ve beni acilen anjiyoya aldılar. Yaklaşık 2-2,5 saat anjiyoda kaldım. Kalbimin sol atar damarında aniden oluşan pıhtılaşma açılmaya çalışıldı. Daha sonra bu pıhtı parçalanarak dağıtıldı. Ancak küçük parçalara ayrılan pıhtıların bir kısmı kalbin etrafında kendini besleyen kılcal damarları tıkadı ve bize %20 ye yakın kalp yetmezliği oluştuğu söylendi. Aynı gün yoğun bakıma alındım ve 4 gün yoğun bakımda kaldım.1 günde odaya çıkarıldım ve 05.11.2011 tarihinde doktorlarım tarafından taburcu olabileceğim söylendi.

İlk acile getirildiğimde ben acil müdahale odasında iken eşim acil veznesine gönderilerek giriş yapılması istenmiş. Kendi işyerimiz olması nedeniyle Bağkurluydum ancak prim borcum vardı. Kayıt sırasında Bağkur dan provizyon alınamadığı için girişimi ücretli hasta olarak yapmışlar. Eşim hastanedeki 2. günümde para ayarlayarak Bağkur’a olan prim borcumun tamamını ödemiş ve hastaneye bildirmiştir. Ancak hastane taburcu oluşumdan 1 gün önce provizyon alabilmiş ve 2 günlük masraflar Bağkur’a işlenebilmiştir. Taburcu olacağım gün hesap çıkarıldı ve tarafımıza herhangi bir resmi fatura verilmeden borcumun 12.500 TL civarında olduğu Bağkurun karşıladığı 2 gün ve hastane yönetiminden tanıdığımız bir kişinin kendi adına yaptırdığı indirimden sonra 9.300 TL kaldığı söylenerek benden bir senet alındı. Daha sonrasında bu miktarı ödemem, aksi takdirde yasal icra yolu ile alacaklarını belirttiler. Bana İcra dairesinden icra tebligatı ulaştı. Ben Ankara’ya bu hastalığımdan dolayı daha önce yapılan test sonuçlarını almaya gittiğimde 13.04.2012 tarihinde evime çilingir, polis ve icra memurları ile gelinerek evim haczedilmiştir. Daha sonra yaptığım araştırmada benim aslında Acil Müdahale Hastası olduğum ve prim yâda gün borcum olsa dahi benden hiçbir şekilde ücret talep edilemeyeceğini öğrendim. Bağkurun karşılamadığı geri kalan süreyi hastane SGK’ya fatura ederek oradan alması gerekirken, taburcu olabilmem için bana senet imzalattırılmış ve daha sonarda evimdeki eşyalarım icra edilmiştir. Başbakanlığın konu ile ilgili 2008/13 ve 2010/16, SGK’nın 1 Ekim 2008 tarihli ilgili Kanunu’nda, Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ilgili maddelerinde ve Sağlık Bakanımızın farklı platformlardaki demeçlerinde Acil Müdahale Hastalarından hiçbir şekilde ücret talep edilemeyeceği belirtilmiştir. Raporlu ve sürekli kalp ilaçları kullanmak zorunda olan bir hastaya icra getirilmesinin, tekrar kalp krizi geçirebileceği düşünülmeden, ailesi ve komşularına karşı rencide edilerek evi icra edilmiştir.

Bende bu hakkımı kullanabilmek için sgk ve sağlık bakanlığına şikayette bulundum.SGK ya yapmış olduğumuz şikâyet sonucu tarafıma ve hastaneye 30.05.2012 tarihli bir yazı gönderildi. Hem hastaneye hem de bize ulaşan yazıda hastane yanıltıcı beyanda bulunmuş ve bizden şu ana kadar hiçbir tahsilâta gitmediğini belirtmiştir. Oysa 13.04.2011 tarihinde tahsilât için icra işlemi yapmış ve ev eşyalarımızı haczetmiştir. Bunu SGK ya bildirmemiştir. Aynı zamanda savunmasında dediği gibi bize hiçbir bilgi vermeyip, güvencemiz yoksa bunu belirten bir yazıya imza atmamız gerektiği ama beyanı imzalamaya yanaşmadığımızı belirtmiş. Bu nedenle de hastane cari fiyatlarından bize faturalandırıldığını bildirmiş. Ama bize bunları söylemeyi bırakın diğer senet imzalattılar ve bunu da sgk ya cevaplarında yazmamışlar. Ayrıca SGK şikâyetimizi telefondan almış ve bizden hiçbir evrak talep etmeden bu kararı vermiştir. Sonuç olarak yine bizi haklı görmüş tahsilât yapılmamasını ancak yapıldıysa iadesini ve fatura tutarını kendilerinden tahsil edebileceğini belirtmiş. Ancak Başbakanlık ve Sağlık Bakanlığının ilgili genelgelerinde kural ihlali ve yaptırımlar açıkca belirtilmiştir. Ve hastaneye hiçbir cezai (para ve kapama) yaptırım uygulanmamıştır. Bende daha üst mercilerle görüşerek ceza almalarını sağlayacağım.

Bu yazı hastaneye ulaşır ulaşmaz avukatları bizi arayarak; bizden alacaklarını sgk dan tahsil edeceklerini ve eşyaları geri iade etmek istediklerini belirtti. Biz eşyaları alır isek uğramış olduğumuz bu haksılıklar sonucu maddi ve manevi dava açabilirmiyiz.yoksa eşyaları almadan mı yapmalıyız. Dava açmadan eşyları alırsak eğer maddi hasar raporu tutturmak istiyoruz. Bunu nasıl ve nereye başvurarak yapabiliriz.

Bu konu hakkındaki uzman görüşlerinizi bekliyorum.şu anda Osmaniye ilinde ikamet ediyorum ve maalesef görüştüğüm avukatlar pek ilgilenmediler. Bu nedenle başkasına soramıyorum. Şimdiden teşekkürler.