+ Konuyu Yanıtla
1 den 10´e kadar toplam 10 ileti bulundu.

Konu: Alkol bağımlılığı

Alkol bağımlılığı Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Jun 2008
    İletiler
    42
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Alkol bağımlılığı

    Merhaba
    Alkol tedavisi görmüş olmak başlıbaşına boşanma sebebi olur mu? Davalının buna bağlı olarak ortaya süreceği iddiaların aksini kanıtlarsam sadece alkol tedavisi görmüş olmak ve bazen aşırıya kaçmadan alkol alıyor almak boşanma sebebi sayılır mı? (Diğer iddialar ailesine sahip çıkmamak, eşe ve çocuklara karşı maddi yükümlülükleri yerine getirmemek vs.. Ben bunların aksini kanıtlayabilecek durumdayım).



    Hukuki NET Güncel Haber

    Alkol bağımlılığı konulu yargıtay kararı ara
    Alkol bağımlılığı konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Sep 2011
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    176
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Alkol bağımlılığı

    Sayın "deliderviş" alkol tedavisi görmemiş dahi olsanız bunun boşanma gerekçesi olduğunu sanmıyorum bildiğim bir kaç olayda tedavisi mümkün bir sorun için hakim boşanma kararı vermemişti, tedavi süreci ve sonrasında aynı bağımlılığın evliliğiniz üzerindeki etkilerine bakılarak karar verilir diye düşünüyorum ayrıca siz zaten bir adım atmış ve tedavi olmuşsunuz bunu size karşı kullanmaları bence mantıklı değil ancak tedavi olmasına rağmen halen aşırı derecede alkol alıyor hayatımızı fazlaca etkiliyor tarzı bir durumda hakim delillere göre karar verir diye düşünüyorum.Diğer iddiaları kendinizce çürütüyor olabilirsiniz ancak unutmamanız gereken burada takdir hakkı hakime aittir, nasıl düşünüp nasıl karar vereceğini bilmek pek mümkün değil.
    Özetle alkol kullanmak evliliği bozmak için tek başına geçerli sebeb değil onlarda bunun farkında oldukları için destekleyici diğer başka iddialarda bulunmuşlar tek tek bakarsanız genel boşanma gerekçeleri ve her kadın genelde boşanma davasını bu detaylara dayandırıyor ancak resmin bütününe bakıldığında sıkıntılı bir durum , iyi bir savunma ile durumu lehinize çevirebilirsiniz diye düşünüyorum.

    Saygılarımla.

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Jun 2008
    İletiler
    42
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Alkol bağımlılığı

    Yanıt için teşekkürler.
    Dün doğru mu yanlış mı olduğuna tam karar veremediğim birşey yaptım. Eşim konuşmak üzere çağırdığı halde konuşmaktan vazgeçtiği için avukatı ile görüşmeyi kabul ettim. Ellerinde aleyhime kullanabilecekleri bir tek alkol tedavisi görmüş olmam ve bazen içki içiyor olmam var. Alkole dayalı olarak şiddet, evi ya da çocukları ihmal etmek, madddi durumun bozulması vs hiçbir olumsuz durum sözkonusu değil. Ama avukat bana süreki ben istemesem de boşanmanın kesin olduğunu, çocuklar küçük olduğu için velayetin kesinlikle annede kalacağını telkin etmeye çalışıyor. Ben de eşimle evli kalmak için benden istediği herşeyi kayıtsız şartsız kabul ettiğimi, ama açıklayamadığı bir sebeple kendisinin vazgeçtiğini, bunu tanıklar yoluyla ispatlayabileceğimi, çocukların hangi şartlarda bakıldığını ise mahkemede anlatacağımı ve olumsuzlukları gösterebileceğimi söyledim. Evli kalmak için her şartını kabul ettiğim halde aradan 2 ay geçtikten sonra bana boşanmak için şartlar öne sürerek anlaşmaya çalıştığını, hiçbir şekilde anlaşma olmayacağını, illa da boşanma olacaksa çocuklara daha iyi şartlar sunacağımı ispatlayabileceğimi ve bu nedenle velayeti istemekten vazgeçmeyeceğimi anlattım. Beni köşeye sıkıştıracaklarını sandıkları şey alkol.Gördüğüm kadarıyla eşim avukatına bile yalan-yanlış şeyler anlatmış, doğru anlattığı konuları ise eksik anlatmış. Bütün iddialarını tanıklar ve belgelerle çürüteceğime inanıyorum. Bu durumda avukatın dediği doğru çıkar mı? Boşanma ve velayetin annede kalması kesin mi?

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Sep 2011
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    176
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Alkol bağımlılığı

    Sayın "delidervis" benim bildiğim türkiyede en geniş takdir hakkı Aile mahkemeleri hakimlerinde, bazen kanunlar ne derse desin hakim neye inanırsa ona göre karar veriyor ve kimsede sen neden böyle karar verdin diyemiyor, kararı beğenmezseniz üst mahkemeye itiraz hakkınız mevcut.Deliller sizin lehinizede olsa boşanma gerçekleşebilir, kanunlar daha kusurlu tarafın davası red olur derken hakimler bunu kimse sevmediği istemediği kişiyle evli kalmaya zorlanamaz şeklinde yorumluyor, karşı taraf ne kadar kusurlu olursa olsun istemiyorsa zorla evli tutmuyorlar ancak şu detay ilginçtir bu şekilde yakın zamanda gerçekleşmiş bir kaç dava araştırdım benzer koşullarda olan kadınlar boşanıyor ancak nafaka ve tazminat konularında kadının istediğini pek vermiyorlar.Bir nevi kadının her istediğini vermiyorlar yani hem kusurlusun hem boşanmak istiyorsun hem nafaka hem tazminat hemde mal mülk istiyorum diyorsun yok öyle şey diyorlar galiba ,bu da ilginç bi yaklaşım oldu.

    Velayet konusunda da genelde uzman raporları karar aşamasında çok etkili oluyor.Çocukların yaşlarına göre pedagog, psikolog vede sosyal uzmandan görüş alınabilir, ben ve çocuklarım bu kişilerle beş defa görüştük ve 3 rapor çıktı 1 i anne diğer ikisi baba dedi ve çocukarın beyanı ile çocuklarımın velayetini aldım ancak çocukların yaşları çok önemli.

    Özetle size pek iyi şeyler söylemediğimin farkındayım ama bu ve daha kötüsüne hazrlıklı olun diye anlatıyorum , nihayetinde kararı verecek olan da bir insan ve hata yapması muhtemeldir.Anlattıklarım tamamen benim yaşadıklarım ve yakından şahit olduğum olaylara dayanıyor genelleme yapmak yanlış olsada yerleşik kanı bu yönde.

    Saygılarımla.

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Jun 2008
    İletiler
    42
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Alkol bağımlılığı

    Cevap için teşekkür ederim.
    Dediğiniz gibi kendimi en kötüsüne hazırlıyorum. Ben boşanmak istemediğimi söyledim tamam, ama beni istemediğini defalarca söylemiş bir insanın koynuna girecek kadar sapık ruhlu ya da tecavüzcü değilim. Benim beklediğim gerçek sebebi neyse onu açıklayarak boşanması.... Sırf nafaka ve tazminat koparabilmek amacı ile yalan yanlış bilgilerle beni küçük düşürmesine karşıyım. Geleceğini planlarken yalana dolana başvuran birine de çocuklarımı emanet etmek istemiyorum.Ki mevcut şartlarda da benden daha iyi bakamaz. Çocuklar küçük.Ve korkum o yüzden. Oğlumu fırsatım olduğunda bir haftalık sürelerle alıyorum. Bir hafta dolduğunda annesine gitmemek için yerlere yatıyor. Bana kızıyor 'beni buraya neden getiriyorsun' diye. Mahkemede pedagog görüşü isteyeceğim. Bütün imkanlarımı zorlayacağım velayeti almak için.

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Sep 2011
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    176
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Alkol bağımlılığı

    Malesef velayet dışında yaşanmışlıklarımız ve düşüncelerimiz aynı, benim şansım çocuklarım yanımda zor bir süreç oldu ama sonunda yanımdalar.Uzman görüşünü muhakkak isteyin ancak karar verirken her zaman çocuğun düşünceleri önemli olmuyor ana kriter çocuk kimin yanında daha iyi bir hayata sahib olabilir, kim daha iyi bakar ve yetiştirir kısacası çocuğun menfeatleri göz önünde bulunduruluyor baba olarak tüm gün çocuklarınızla ilgilenemeyeceğiniz gibi kriterlerde önemli.Birde çocuğun yaşı önemli, kendini ifade edebilme kabiliyetine bakacaklar, çocuğun her anlattığına inanmıyorlar sürekli çapraz sorularla çocukların kafasını karıştırıyorlar, çocuk gerçekten sizi istiyorsa bile sorular karşısında bocalıyor aslına bakarsanız uzmanlar velayeti kime vermek isterlerse ona göre bir sonuç çıkarabiliyorlar bu yüzden kimseye güvenemezsiniz.

    Çocuklarınız için gerekli tüm şartları annesinden daha iyi sağlayabileceğinizi ispatlamadığınız sürece işiniz zor gözüküyor.Çocuklar tüm gün kiminle kalacak, kim ilgilenecek maddi ve manevi ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaksınız gibi konularda hazırlıklı olmanız gerekli.

    Çocuklarınızın yaşlarını belirtseniz belki daha net şeylemek mümkün olurdu.

    Saygılarımla.

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Jun 2007
    Nerede
    istanbul
    İletiler
    2.042
    Dilekçeler Sözleşmeler
    1
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Alkol bağımlılığı

    YARGITAY
    Hukuk Genel Kurulu 2010/2-259 E.N , 2010/329 K.N.

    İlgili Kavramlar

    EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASI
    KUSUR İNCELEMESİ

    İçtihat Metni

    Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sincan 2. Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 25.10.2007 gün ve 2007/399 E.-2007/689 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 15.04.2009 gün ve 2008/4618 E.-2009/7279 K. sayılı ilamı ile;

    (...1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

    2-Evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olan olaylarda eşinin hastalığı ile ilgilenmeyen davacı kadın da eşit kusurludur. Eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilemez. Türk Medeni Kanununun 174. maddesi koşulları oluşmamıştır. Davacı kadının tazminat istemlerinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru olmamıştır.

    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün temyize konu diğer bölümlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen nedenle ONANMASINA,...)

    karar verilerek, dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Dava, boşanma, maddi-manevi tazminat ve nafaka istemine ilişkindir.

    Davacı, 18.08.2003 tarihinde evlendiklerini, 2004 doğumlu bir çocuklarının bulunduğunu, davalının alkol bağımlısı olduğunu, işten kalan zamanlarında bir büfede sürekli olarak alkol aldığını, eve geç gelip evine zaman ayırmadığını, kazancını içkiye ayırması nedeniyle borçlandığını, bu yüzden evin zaruri ihtiyaçlarını dahi karşılamadığını, 4 adet bileziği ve çeyrek altınlarının davalı tarafından alınarak borcun ödediğini, yine davalının davacıya ait takı ve ziynetleri sakladığı yerden çalıp içki parası yaptığını, davalıyı tedavi için iki ayrı psikiyatri uzmanına götürdüğünü, birkaç ay hastanede tedavisinin önerildiğini, ancak davalının doktor tavsiyelerine uymadığını, içkiyi sevdiğini ve değişmeyeceğini beyan etmesi üzerine dayanamayıp 07.04.2006 tarihinde babası evine döndüğünü, artık evliliği devam ettirme imkânının kalmadığını belirterek, boşanmalarına, 100.000,00 YTL manevi tazminatın ve 100.000,00 YTL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, çocuğun velayetinin annesine verilmesine, çocuk ve anne için ayrı ayrı aylık 300'er YTL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, ziynet eşyalarının da aynen iadesi ve olmadığı takdirde şimdilik değerine karşılık 100,00 YTL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

    Davalı, iddiaların doğru olmadığını, ek iş olarak hafta sonları düğünlere gidip saz çalarak gelir elde ettiğini, güvenlik görevlisi olarak morg binasında çalışması nedeniyle psikolojik bozukluk içerisine girdiğini, bu sıkıntıları yüzünden tedavi olmaya çalıştığını ve tedavisini, sorumluluğunu düşünerek ayakta gerçekleştirmeye çalıştığını, hastalığından kurtulmak için ve iyileşmek adına gerekli çaba ve gayreti gösterdiğini, hastalık belirtilerini geçiştirmek ve belli etmemek için zaman zaman alkol kullandığını, ancak evlilik birliğinin sarsılmasına neden olacak bir kusurunun bulunmadığını, bununla beraber kendisinin de boşanmak istediğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

    Mahkemece, dinlenen tanık beyanları ve celp edilen hastane tedavi belgelerine göre, davacının gayret ve desteklerine rağmen davalı kocanın alkol alışkanlığını bırakmadığı gibi, sorumsuz davranışlarına devam ederek, kazandığını alkole yatırdığı ve alkolik hale geldiği, evinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, evlilik birliğini davacı için çekilmez hale getirmesi nedeniyle kusurlu olduğu gerekçesiyle; tarafların boşanmalarına, 10.000,00TL maddi, 6.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, davacının kendisi ve çocuğu için tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası istemlerinin kısmen kabulüne, çocuğun velayetinin anneye verilmesine karar verilmiştir.

    Davalı vekili, boşanma yönünden verilen kararın onanmasına karar verilmesini istediklerini, ancak tazminatın hüküm altına alınmasını gerektirir koşulların bulunmaması nedeniyle kararın tazminat, nafaka ve vekâlet ücreti yönünden bozulmasını istediklerini belirterek, hükmü temyiz etmiştir.

    Özel Daire'ce, yukarıda yazılı gerekçeyle hüküm bozulmuştur.

    Yerel Mahkemece, önceki gerekçeler yanında, ayrıca davacı kadının, davalının hastalığı ve alkol alışkanlığıyla mücadele ettiği, davalı kocanın ise alkol alışkanlığından kurtulmak ve hastalığının iyileşmesi konusunda gerekli sorumluluğu göstermediği, bu nedenle davalı kocanın kusurlu bulunduğu, davacı kadının ise bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle ilk hükümde direnilmiştir.

    Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olan olaylarda, davacı kadının eşit kusurlu olup olmadığı, buna bağlı olarak davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilip edilmeyeceği noktalarında toplanmaktadır.

    İlk olarak; yerel mahkemece, davalı koca kusurlu kabul edilerek verilen ilk kararın, boşanmaya ilişkin kısmının davalı tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle kesinleşmiş olması karşısında, boşanma yönünden kabul edilen kusurun maddi ve manevi tazminatın belirlenmesinde kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı, dolayısıyla işin esasına geçilip geçilmeyeceği hususu ön sorun olarak incelenmiştir.

    Yapılan görüşmeler neticesinde, boşanma yönünden kabul edilen kusurun maddi ve manevi tazminatın belirlenmesinde kesin hüküm oluşturmayacağı 09.06.2010 tarihinde yapılan ilk görüşmede oyçokluğu ile benimsenmiş ve ön sorun da bu şekilde aşıldıktan sonra, işin esasının incelenmesine geçilmiştir.

    Tazminata konu olan olayla da tarafların kusur durumlarına gelince:

    Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanlığının 29.08.2005 tarihli yazısı, 29.08.2005 ve 21.11.2005 tarihli müşahede raporlarından ve davacı tanık beyanlarından; davacının, 07.04.2006 evi terk tarihinden önce davalı eşini alkol tedavisi için iki kez doktora götürdüğü, davacının bu gayret ve desteklerine rağmen davalı kocanın alkol alışkanlığını bırakmadığı ve sorumsuz davranışlarına devam ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan ve tazminat gerektiren olaylarda tam kusurlu olduğu anlaşılmıştır.

    Davalı eşin kendi isteği ile alkol tedavisi için hastaneye yatarak tedavi görmesi, ancak olumlu bir sonuç alamaması olayı, davacının 07.04.2006 tarihinde davalının kusuru nedeniyle evi terk etmesinden sonra gerçekleştiğinden, bu aşamada davacının kocasının rahatsızlığı ile ilgilenmemekten kaynaklanan bir kusuru olduğunun kabulü mümkün değildir.

    Hal böyle olunca, yerel mahkemenin evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olan ve tazminat gerektiren olaylarda davalının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulü yönündeki direnme kararı yerindedir.

    Ne var ki, tazminat miktarına yönelik davalı vekilinin temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden, dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.

    S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemenin kusurun varlığı ve maddi ve manevi tazminat takdiri gerektiğine ilişkin direnme kararı yerinde olmakla, davalı vekilinin Özel Dairece incelenmeyen tazminat miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 09.06.2010 tarihli ilk görüşmede nisap sağlanamadığından 16.06.2010 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.



    Davacı kadın tarafından davalı kocası aleyhine Türk Medeni Yasasının 166/1 maddesine göre boşanma davası açılmış bu dava ile birlikte maddi ve manevi tazminat istemlerinde bulunmuştur. Mahkemece boşanmaya neden olan olaylarda davalı kocanın tam kusurlu olduğu kabul edilerek boşanmaya, maddi ve manevi ödence istemlerinin de kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davalı koca temyizinde boşanma kararını temyiz etmemiş ancak kararı kusur,tazminat,nafaka ve vekalet ücreti yönünden temyiz etmiştir.Görüldüğü gibi davalı kocanın boşanma kararını ne gerekçeden ne de hüküm fıkrasından dolayı bir temyizi Söz konusu değildir.Böyle olunca boşanmaya neden olan olaylarda davalı kocanın tam kusurlu olduğu yolunda taraflar arasında kesin hüküm oluşmuştur.Bu nedenle artık boşanmaya neden olan aynı zamanda tazminata da konu olan olaylarda artık ne mahkemenin ne de Yargıtayın kusur incelemesi ve irdelemesi mümkün değildir.Bunun dışında kusur incelemesi yapılarak boşanmaya ve tazminata esas olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunu söylemek kesin hüküm kuralına aykırıdır.Hüküm fıkrası ile sıkı sıkıya bağlı olan gerekçenin kesin hüküm teşkil edeceği yargısal uygulamada ve doktrinde sapma olmaksızın kabul edilmektedir.Özel Dairenin eskiden beri uygulaması da bu yöndedir.Örneğin 2. Hukuk Dairesi 11.2.1982 gün ve 8582/1186 sayılı kararında hakimi hüküm vermeye hukuken zorlayan gerekçenin kesin hüküm niteliğinde olduğu kabul edilmiştir(Y.K.D. 1982/6-784-786).Keza Özel Daire başka bir kararında yoksulluk nafakasının boşanmanın eki niteliğinde olduğunu,boşanmada kusur tespit edilmiş ise bu hususun kesin hüküm ve bunun sonucu olarak kesin delil oluşturacağını,hüküm fıkrası ile gerekçesi arasında zorunlu bir bağ varsa hükmün gerekçesinin de kesinlik kazanacağını,kesinlik kazanan bir hükmün sonuçlarının ancak yargılamanın iadesi yolu ile mümkün olduğunu bunun dışında hükmün dolayısı ile gerekçenin sonuçlarını kaldırmanın mümkün olmadığını,boşanma davası ile kesinleşin kusurluluk olayının yoksulluk nafakası için de kesin hüküm ve kesin delil teşkil edeceği açıkça belirtilmiştir.(Y.2.H.D. 10.2.1993 668/1096 Esat Şener-Nafaka 1994/130-131 Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü 2001 cilt-5 sayfa 5050-5053).Özel Dairenin bu konuda birçok yeni içtihatları da bulunmaktadır.Hatta Özel Daire tenfiz veya tanıması yapılan yabancı mahkeme kararlarındaki boşanmaya ilişkin kesinleşmiş kusur oranının Türkiyede açılan tazminat davalarında esas alınması gerektiğini yeniden kusur incelemesine girişilemeyeceğini çok açık biçimde kabul etmektedir.

    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında davacının boşanma davasında ayrıca tazminat talebinde bulunmaması halinde ve boşanma kesinleştikten sonra tazminatla ilgili olarak açılacak bir davada kusur oranı boşanma davasında kesinleştiğinden yeniden kusur araştırılmasına girilemeyeceği ancak burada boşanma ve tazminat birlikte talep edildiğinden ve temyizde kusura da itiraz edildiğinden durumun farklı olduğu ve tazminat yönünden kusurun incelenebileceği dile getirilmiştir. Bu görüşe hukuki olarak katılmak mümkün değildir. Çünkü boşanma davası ile birlikte tazminat istenmesi halinde boşanma kararındaki kusur oranının kesinleşmesini engelleyen bir hüküm bulunmamaktadır. Boşanma kararı temyiz edilmeyerek kesinleştiğine göre ister boşanma davası ile birlikte açılmış olsun isterse tazminat davası ayrı açılmış olsun artık kusur oranı kesinleşmiştir. Bu durumda kesin hüküm nedeni ile davalı kocanın tazminat kararını kusur yönünden temyizinin dikkate alınmaması gerekir. Boşanma ile birlikte kesinleşen kusur oranının ayrı açılan tazminat davasında hükme esas alınması, boşanma ile birlikte açılan tazminat davasında kesin hüküm sayılmamasının hukuki bir dayanağı yoktur.

    Özellikle belirtmek gerekir ki davalı kocanın boşanma kararını temyizi yoktur.Bu nedenle boşanma kararı davalıyı tam kusurlu sayan gerekçesi ile birlikte kesinleşmiştir.Zaten Özel Daire bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine de karar vermiştir.Burada bir husus düşünülebilir,o da davalının kusura itirazının aynı zamanda boşanma kararının gerekçesinin de temyizi olduğunun kabulüdür.Böyle kabul edildiği taktirde de Özel Dairenin (sair temyiz itirazlarının reddine) diyerek boşanma kararını gerekçesi yönü ile kesinleştirmemesi ve ( mahkemece boşanmaya neden olan olayda davalı tam kusurlu sayılarak boşanmaya karar verilmiş ise de dosya kapsamına göre olaylarda her iki tarafın eşit kusurlu olduğu,ancak evlilik birliğinin devamında imkan bulunmadığından sonuç olarak boşanmaları yönünde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından sonucu itibarı ile doğru olan boşanma kararının onanmasına) biçiminde hüküm kurulması böylelikle davalının boşanmaya neden olan olayda tam kusurlu olduğu yönünde kesin hüküm oluşmasının önlenmesi bundan sonra tazminatın irdelenmesi gerekirdi.Ancak bu yapılmamış,davalının boşanmadaki tam kusuru kesinleşmiş,ancak tazminata gelince taraflar eşit kusurlu sayılmıştır.

    Hukuk Genel Kurulu sonuçta boşanmaya ve tazminata esas olan olayla da mahkeme kararında belirtildiği gibi tam kusurlu saymıştır. Ancak bu her zaman böyle olmayabilir. Hukuk Genel Kurulu davanın dayanağı olan olayla da, Özel Dairenin bozma kararında belirttiği biçimde tazminat yönünden tarafları eşit kusurlu saydığı takdirde ne olacaktır? Yerel mahkeme zorunlu olarak Hukuk Genel Kurulu kararına uyup hüküm kuracaktır. Boşanma kararı kesinleşmiş ve bozma ilamının kapsamı dışında olduğundan bu konuda yeniden hüküm kurulmayacak sadece eski hüküm tekrarlanacaktır.Bu durumda mahkeme kararı şöyle oluşacaktır 1- Taraflar arasında boşanmaya neden olan olaylarda davalı koca tam kusurlu bulunduğundan tarafların şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanmalarına 2- Boşanmaya neden olan olaylarda Yargıtay Özel Dairesi ve buna göre oluşturulan Hukuk Genel Kurulu bozma ilamına göre taraflar eşit kusurlu bulunduğundan davacının tazminat istemlerinin reddine). Böylelikle aynı olaya iki ayrı kusur oranı verilmiş olunacaktır ki bunun hukuki dayanağı bulunmamaktadır.

    Sonuç olarak bir olaya hukuken iki ayrı kusur oranı verilmesi mümkün olmadığından, boşanma kararının kesinleşmesi ile davalının tam kusurlu olduğu hususu da kesinleşmiş bulunduğundan, boşanmadaki kusur oranı kesinleştikten sonra davalının tazminat isteminde kusura itirazının hukuki anlamda sonuç doğurması mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle ön sorun oylamasında esasa geçilmesi yönündeki Hukuk Genel Kurulu kararına katılamıyorum. Dosyanın tazminat miktarının incelenmesi bakımından Özel Daireye gönderilmesi gerekirken tazminata hükmedilmemesi yönünde oluşturulan Hukuk Genel Kurulu kararına karşıyım.

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Jun 2008
    İletiler
    42
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Alkol bağımlılığı

    Mehmet Bey
    Yargıtay kararı için çok teşekkür ederim. Fakat bu karardaki durumla benim durumumda bence önemli görünen farklılıklar var. Şöyleki;

    (Önce şu durumu açıklayayım. 2011 yılı Aralık ayında barıştık. Eşimin daha önceden tuttuğu eve yerleşme kararı aldık (Eşim şu anda ailesi ile kalıyor), Evlilik Birliğinin Kurulması İçin Sözleşme (Noter onaylı olacaktı) yapma kararı aldık. Eşim Aralık ayının 30'unda sözleşme yapmaktan vazgeçti. Tekrar birlikte yaşayamayacağını söyledi. Barıştığımıza dair tanıklar ve deliller mevcut.Ben savunmamı bu durum üzerine kuracağım. Barışmadan önce 2008 yılında bir alkol tedavisi gördüm.İki yıla yakın bir süre içmedim. İçkiye dair bir problem yaşamadık.).

    1-Kararda davalı tedaviyi reddetmiş ve içkiyi sevdiğini belirtmiş. Ben ise barıştığımızda eşimle beraber AMATEM'e giderek, orda doktor hangi tedavi biçimini önerirse önersin tedavi olmayı kabul ettim. Yani doktor yatmam gerektiğini söylerse yatmayı, ayakta tedavi önerirse bu şekilde tedavi olmayı kabul ettim.

    2-Kararda davalının çocuğunu ihmali sözkonusu. Ben ise barışmadan sonraki dönemde, yani eşim sözleşmeden vazgeçtikten sonra, bel fıtığı rahatsızlığım nedeni ile güçlükle yürürken dahi (3.5 yaşında hareketli bir çocuğu zor kollayabilşecek bir durumda idim) Ocak ayında bir hafta, Şubat ayında bel fıtığı ameliyatımdan sonra bir hafta yanıma aldım. Aralık ayında 2-3 gün yeni evde yaşadık,birkaç gün eşimin ailesinin evinde beraber kaldık. Bunun dışında hergün babamın evi-eşimin yaşadığı ailesinin evi ve eşime ait dükkan arasında gidip geldim. İlgilenemediğimi-arayıp sormadığımı söylediği 2-3 hafta bana zaten 'gelme yanıma' diye bağırdığı ve zaten ilerleyen hastalığım nedeni ile yürüme güçlüğü çektiğim dönemden, ameliyat ve sonrasını kapsayan bir haftalık dönemdir.

    3- Kararda davalı aile ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamamış. Ben barışma dönemi ve sonrası her gittiğimde çocuklarımın ihtiyaçlarını aldım. Ameliyat öncesi ise eşimin annesine, gelemediğim haftalarda çocuklarımın ihtiyaçlarının karşılanması için bir miktar para vermiştim. İhtiyaçlarını karşılamayı hiçbir zaman aksatmadım. Sadece eşime nakit para vermek istemedim. Çünkü aldığı yanlış kararlar yüzünden 3 tane işyeri battı, biri batmak üzere. Aşırı borçlanma yüzünden kendisine ait bir ev satış gösterilerek ipoteklendi, diğer bir ev ve arabada borçlar yüzünden satışa çıkarılmış durumda. Vereceğim parayı çocuklarım için değil işyerinin ve kredi kartı borçları için kullanacağını düşünüyor ve nakit para vermiyorum. Ortak eve dönmesi ve tabii benimde dönmem durumunda kirayı ve fatura giderlerini, tabii ailenin ihtiyaçlarını karşılamayı teklif ediyorum.Yanaşmayan kendisi

    Ben aşırı ya da sık denecek kadar içki içmiyorum.Barışma döneminden sonra sadece iki kez alkollü olduğumu ispatlayabilir. Hatta bir tanesi ne kadar ispat sayılır bilmiyorum. Davacı tarafın avukatının tanıklığı geçerliyse ispatlayabilir. Bunun dışında eşimin kusuru sayılabilecek bir darp olayı var. Darp raporunu aldım.Çözüme yanaşmayanın kendisi olduğunu, çocuklarımla ilgilendiğimi, ihtiyaçlarını karşıladığımı, aile ekonomisini bırakın bozmak mahvettiğini, ortada şiddet varsa kendisinin uyguladığını (fiziksel, duygusal ) her türlü delil ve tanıkla ispatlayabilirim. Hatta eşimin ailesi de bu konuda bana tanıklık edeceklerdir. Kızı için bile olsa yalan söylemeyecekleri konusunda bana güvence verdiler.


    Herkese çok teşekkür ederim.
    Konu delidervis tarafından (12-03-2012 Saat 16:07:20 ) de değiştirilmiştir. Sebep: Başka bir başlığın konusu olan cümleler silindi.

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Jun 2008
    İletiler
    42
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Alkol bağımlılığı

    Özür dileyerek bir soru daha eklemek istiyorum. Eşim evlenmeden önce alkol tedavisi gördüğümü biliyordu. İçmeye başlayınca duramadığımı iddia edecek. Ben eşimin de benimle birkaç kez karşılıklı içtiğini ve birkaç kez kendi içmese de içmemi hoşgörüyle karşıladığını kanıtlarsam en azından bu konuda lehime bir koz olur mu?

  11. #10
    Kayıt Tarihi
    Jun 2008
    İletiler
    42
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Alkol bağımlılığı

    Bir de sadece iki kez içtiğimi kanıtlayabilirler demiştim. Birisi de eşime ait işyerinde çalışan ve eşimle aramızdaki bazı tartışmaların kaynağı olan kişi, bu husumet sayılır mı? İşçinin işveren lehine tanıklığı ne derece kabul görür? Üstelik davalı ile arasında bazı tartışmalar varken.

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

icki yuzunden bosananlar

evlilikte alkol cezasi

alkol bağımlıları eş bağımlısı mıdır

nedeni alkol olan bosanma davalari

alkol ve velayet

alkol bagimlišı kocayla anlaşmak

esim alkol bosanmak

hergece icki icme bosanma nedenimi

alkol bagimlisi babaya velayet verilir mi

alkol yuzunden bosanma

kocam icki icmedi

boşanma sebebi midir www.hukuki.net

mahkeme kararı ile alkol tedavisi

alkol almak bosanma sebebimi

içki yüzünden evlilik bozulmalı mı

kocanin hayvancilikla ugrasmasi bosanma sebebi olarak sayilirmi

amatemde yatmak bosanma sebebi mi

icki icen koca

alkol tedavisi gormek bosanma sebebi mi

alkol tedavisi goren birine bosanma davası

ickiyuzunden boşanıyorum

kocamin alkolik oldugunu nasil ispat ederim

boşanma sebebi mi www.hukuki.net

bosanma alkolizm

esim hafta sonlari alkol aliyor

Forum

Benzer Konular :

  1. Alkol kullanimi hk.
    Iyi gunler. Sizlere sorum alkol kullanimi ile alakali. Ben esime bosanma davasi actim. Esimin avukatiyla gorustugumde. Esim avukatina, eve gec...
    Yazan: goldup Forum: Aile Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 25-06-2014, 06:57:37
  2. İnternet bağımlılığı beyini etkiliyor
    İnternet bağımlılığı beyini etkiliyor İnternet bağımlılığının beyinde değişikliğe yol açtığı belirlendi. Çin’de yapılan bir araştırmada,...
    Yazan: gercekmuhabir Forum: Sağlık ve Hastalıklar
    Yanıt: 0
    Son İleti: 13-01-2012, 18:12:25
  3. Çakmak gazı bağımlılığı!
    Çakmak gazı bağımlılığı nasıl anlaşılır Çocuk ve gençleri bekleyen yeni tehlike çakmak gazı bağımlılığı. Ani ölüme yol açıyor. Temin etmesi...
    Yazan: Erhan Yurdayuksel Forum: Sağlık ve Hastalıklar
    Yanıt: 3
    Son İleti: 26-12-2010, 22:30:17
  4. Alkol ve kavga
    2Hafda önce bir yakınım 285promil alkolü iken 325prmili biriyle tartışma sonucu kavga ediyor diger kişi yakınımı köy kahvesinin önünde dövüyor olay...
    Yazan: seriemre Forum: Ceza Muhakemesi Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 16-09-2009, 00:52:53
  5. Aşk ve alkol
    *ikisinin de etkisindeyken salak salak siritilir *aşıkken her alkol alınabilir, alkollüyken herkese aşık olunabilir. *ikisine de tövbe edersin,...
    Yazan: Av.Dilek Kuzulu Yüksel Forum: Mizah - Eğlence
    Yanıt: 9
    Son İleti: 16-07-2006, 19:54:32

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.