Merhaba,
Ben otuz altı yaşında, ailesi ile birlikte yaşayan, işsiz bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Son çıkan sosyal güvenlik yasası sebebi ile gelir tespiti yaptırmak zorunda kaldım. Görünen o ki ailecek giderlerimiz hesaplanıp bana ve kardeşime prim ödeme zorunluluğu getirilecek.
Ben bu primleri ödemek istemiyorum. İstesem de ödemeye gücüm yok. Çünkü; birileri elektrik çalıyor, hükümet bunu önleyemiyor, her ay masum vatandaşın faturasına yansıtıyor. Faturamız yüksek geliyor. Bu yüksek fatura benim gelir tespitimde kullanılıyor. Geçici vergiler kalıcı oluyor, çılgın projeleri finanse ediyor, faturalarımızın kabarmasına sebep oluyor. Bu faturalar gelir tespitinde kullanılıyor. Isınma kaynağı olarak belediyenin sağladığı kaynağı yılın on iki ayı ücret ödeyerek kullanmak zorunda kalıyoruz. Bunun faturası gelir tespitinde kullanılıyor. Giderlerinizin faturalarını ödeyemediğiniz için bankadan babamızın emekli maaşını teminat olarak gösterip kredi çekiyoruz bu da gelir tespitinde kullanılıyor. Tüm bu olumsuz koşullara rağmen zor da olsa hayatta kalıyoruz.
Bütün bu koşullar bir yana çıkarılacak primleri ben ödemezsem devlete borçlanacağım ve her ay borcuma faiz eklenecek. Nihayetinde borcuma karşılık eve haciz gelecek. Evdeki eşyalar benim değil ama bu duruma bakılmadan haczedilecek. Bu hukuksuzluk değil mi?
Benim beş kuruş gelirim yok. Ya primleri ödemeyeceğim, benim yüzümden ailem hacizle karşı karşıya kalacak ya da evdeki eşyaları teker teker satıp prim borcumu ödeme yoluna gideceğiz. Her iki durum da zulümdür. Utanç kaynağıdır.
Ben hukuken primler belli olduktan sonra nereye, nasıl itiraz edebilirim? Evin yanındaki arsaya çadır kursam ikametgâhımı oraya aldırabilir miyim? Ben ne yapayım? Bana yol gösterirseniz sevinirim. Teşekkürler.