Sağlık raporu

[drferidun]

Mardin devlet hastanesinde çalıştığım sırada hastalar tarafından kandırılarak başka kişilerin karnesine ilaç yazmışım. 6 tane karneye bu şekilde tarafımdan ilaç yazılmış. Ancak hastaları tanımıyorum ve hiç birini hatırlamıyorum. Olayda en ufak bir kastım yok. Hastalar hasta kabul biriminden geçerek başkasının karnesiyle yanımdaki evrak kayıt işini yapan hemşireyi de aldatarak bana kadar gelmişler ve reçete tanzim ettirmişler. Ben ve 4 cerrah arkadaşım daha bize gelen hastaya acaba bu kişi gerçekten bize başvuran hasta mı? diye kontrol edebilecek adli bilgiye sahip olmadığımızdan gerekli tedaviyi vermişiz. Şimdi 5 doktor ağır cezada resmi evrakta sahtecilik suçlamasıyla yargılanıyoruz. Bu konuda sonuç hakkında yorumlarınızı ve elinizde olabilecek emsal kararları bekliyorum. Çok teşekkür ederim.

[hukukçu85]

bahsettiğiniz durumla ilgili bir suç kanunda bulunmamaktadır. bir kastınızın bulunmadığına atıftan yorum yapıyorum;
tck 22de "taksirle işlenen fiiller kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır" denmektedir. yani cezalandırılabilmeniz için "taksirle resmi evrakta sahtecilik" diye bir suçun kanunda düzenlenmiş olması gerekir. tck 30 da "fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen kimse kasten hareket etmiş olmaz. bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hali saklıdır" denmektedir. yani eğer fiilinizde kastın bulunmadığını ispat ederseniz yargılanabileceğiniz bir suç bulunmadığından sorumluluktan kurtulabilirsiniz.

[byred]

Olayla ilgili bir kastınızın olmadığını iddia eder ve bunu ispatlarsanız gerekli özen ve dikkati göstermediğiniz için taksirle hareket etmiş olduğunuz düşünülebilir fakat tck m.22"taksirle işlenen fiiller kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır" demekte ve resmi belgede sahtecilik suçunu taksirli suç olarak düzenlemediğinden herhangi bir ceza almazsınız.Fakat olayı kasıtlı olarak işlediğiniz anlaşılırsa suça iştirak eden her fail kendi kusurluluğu oranında cezalandırılacaktır ve bu cezada 5 yıldan 8 yıla kadar düzenlenmiştir.

[hoşgörü]

Değerli meslektaşım öncelikle geçmiş olsun demek istiyorum size. Benim başıma da aynısı olmasa da benzer bir olay geldi 2 sene önce. 2006 yılında tıp fakültesinden mezun olduktan sonra mecburi hizmet atamasıyla İstanbul'da bir sağlık ocağına atandım. 2009 yılı Ocak ayında kurumumuza ilaç tanıtımı yapan güvenimizi kazanan bir ilaç firması temsilcisi arkadaş, bir gün bana gelip fabrika hekimi ile mantar hastalığı taraması yaptıklarını ve mantar hastalığı saptanan hastalara tedavilerinin düzenlendiğini ancak 'kurum kotası' nedeniyle bir kısım hastanın reçetelerini düzenleyemediğini ve hastaların mağdur olacağını söyledi. Ben de bu tür konuların sorun yaratabileceğini ve de can sıkabileceğini söylememe rağmen aramızdaki samimiyet ve güvene istinaden (hastaları fabrikanın kurum hekiminin muayene ettiğine inanarak) ısrarını ve ricasını sürdürmesi üzerine 'içim rahat etmeyerek ancak kendisine İNANARAK' gerçekten mantar rahatsızlığı bulunduğuna inandığım ve İNANDIRILDIĞIM 50 kadar hastaya mağdur olmamaları için ucuz maliyetli mantar ilaçları yazdım. Kendisi bu kişilerin gerçekten hasta olduklarını ve ilaçları bizzat kendisinin hastalara götüreceğini dile getirdi. Vel hasıl kelam uzmanlık sınavını kazanıp o kurumdan ayrıldıktan 10 ay sonra savcılıktan bana ' görevi kötüye kullanmak' suçlamasıyla ifade vermem gerektiği bildirildi. Talimat evrakında ' hastaların bilgileri ve talepleri dışında, hastaları görmeden ve muayene etmeden içerik olarak sahte reçete düzenlemek'' ifadesi var. Resmen yıkıldım, depresyona girdim. Bu şahıs yazdırdığı ilaçları sağlık ocağının karsısındaki 1 eczaneden almış ve bu ilaçları hastalara yani fabrika çalışanlarına teslim etmemiş. Bu fabrika çalısanlarından 1 kişi 1 ay sonra gerçekten mantar hastalıgı tanısı alıp ilaç yazdırmıs başka doktora ve başka eczaneye ilacını almaya gittiğinde siz bu ilacı zaten 1 ay önce yazdırmışsınız henüz süresi dolmamış tekrar alamazsınız denmiş. Hasta da ben bu hekime hiç gitmedim ve bu eczaneye de hiç gitmedim deyip SGK ya şikayette bulunmuş. Anlaşılacağı üzere bir bit yeniği var ancak zat-ı alim 2 yıllık bir hekim olarak tecrübesizliğim ve iyi niyetim suistimal edilerek KANDIRILDIM ve suçlu durumuna düştüm. Bu kişi ile veya eczaneyle hiç bir maddi çıkarım söz konusu değil, bu konuda Allah şahidimdir. Bu olayda kastım yok, kandırıldım bir nevi dolandırıldım ama sonuç olarak hastalar ve SGK kurumu zarara uğradı mağdur oldu. Ben bunu duyar duymaz SUÇUM olmamasına rağmen SGK zararını soruşturma aşamasında ödedim. Şu an iddianame hazırlanıyor sanırım, ama kamu davası açılacaktır kanımca. Sizce görevi kötüye kullanmakla mı suçlanırım yoksa Allah korusun daha kötüsü olabilir mi ? Şimdiden çok teşekkür ederim.