+ Konuyu Yanıtla
1 den 8´e kadar toplam 8 ileti bulundu.

Konu: Boşanma davasından sonra itiraz edebilir miyim?

Boşanma davasından sonra itiraz edebilir miyim? Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Dec 2010
    Nerede
    muğla
    İletiler
    6
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Boşanma davasından sonra itiraz edebilir miyim?

    Merhaba, eşimin bana yalan söylediğini fark ettim, eşim bunu ıspat edemedi ve boşanıp ayrılmak istediğini söyledi. 2 hafta sonra evi terk edip boşanma davası açtı. Anlaşmalı boşanmak istedi fakat ben buna yanaşmadım çünkü sebebini bulmak istedim, aramızda kesinlikle darp gibi şiddet içeren bir eylem evliyken ve ayrımla sürecindede yoktu. Eşimle avukatı tarafından açılan boşanma davasında bir araya gelip boşanacağımızı hakime söyledim. Ancak ben anlaşmalı boşanma başvurusunda bulunmadım fakat mahkemede anlaşmalı bir şekilde boşanmak istediğimi kabul ettim. Birbirimizden maddi veya manevi herhangi bir talebimiz olmadı. Davadan sonraki gün eşimin benim adıma olan cep telefonu hattının dökümanlarını incelediğimde, eşimin benle beraber iken ve bu boşanma/ayrılma tartışması olmadan çok önce uygunsuz saatlerde patronuna 18 günde toplam attığı 134 mesajları ayrıca aramaları gördüm. Dökümanda ise sadece eşimin patronuyla aramaları ve smsleri var. Eşim şuan patronuyla beraber aynı evde yaşıyor. Bende eşimin yüzünden girdiğim borçları ödediğimden ve toplum içerisinde rencide olduğumdan eşimden tazminat almak istiyorum, Şuan işsizim. 40 gün önceki mahkeme kararı halen bana tebliğ edilmedi. Eşime veya sevgilisine maddi/manevi tazminat talebinde bulunabilirmiyim, Bu arada eşimin avukatlığını sevgilisinin abisi üstleniyor.. Bu durum çıkarıma olabilirmi?



    Hukuki NET Güncel Haber

    Boşanma davasından sonra itiraz edebilir miyim? konulu yargıtay kararı ara
    Boşanma davasından sonra itiraz edebilir miyim? konulu hukuk haber
    Konu tattoistali48 tarafından (15-12-2010 Saat 07:35:03 ) de değiştirilmiştir.

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Sep 2007
    Nerede
    ankara
    İletiler
    3.294
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Boşanma davasından sonra itiraz edebilirmiyim

    Geçmiş olsun..
    Boşanma kararı size henüz tebliğ edilmemiş, dolayısı ile halen evlisiniz. Medeni kanunun amir hükümleri eşlerinin her halükarda evli oldukları sürece birbirlerine sadık olmaları gerektiğini zorunlu kılar.

    Kanun No : 4721
    Kabul Tarihi : 22.11.2001
    R.G. Tarihi : 08.12.2001
    R.G. No : 24607
    **************

    I. Genel olarak

    Madde 185 - Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur.

    Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.

    Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.


    Şu anda yeni bir boşanma gerekçeniz var. Eşinize sadakatsizlik / zina ve buna bağlı olarak güven bunalımı yaşıyor olmanız sebepleri ile dava açabilirsiniz.
    Acizane önerim.. Eşinizin patronu ile birlikte yaşadığını, aynı evde kaldıklarını, yani ilişkilerini tanıklarla belirleyin. Fotoğraflayın. Videoya çekin. Elinizde bulunan telefon kayıtlarını saklayın.
    Mutlaka bir avukatla görüşün. Maddi ve manevi tazminat talep edebilirsiniz. Hatta açacağınız boşanma davasında eşinizin patronu ile ilişkisi nedeni ile ayrıldığınızı ispat edecek olursanız, eşinizin patronuna da Borçlar Kanunu 41/2 maddesi gereği (haksız fiil) tazminat davası açabilirsiniz.
    Tekrar geçmiş olsun..

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Sep 2007
    Nerede
    ankara
    İletiler
    3.294
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Boşanma davasından sonra itiraz edebilirmiyim

    T.C.
    YARGITAY
    HUKUK GENEL KURULU
    E. 2010/4-129
    K. 2010/173
    T. 24.3.2010
    • ALDATAN EŞİN SEVGİLİSİNİN RESMİ NİKAHLI EŞE MANEVİ TAZMİNAT ÖDEMESİ ( Davalının Dava Dışı Eşin Evli Olduğunu Bildiği Halde Duygusal ve Cinsel İlişki Kurduğu/Diğer Eşin Sosyal Kişilik Değerlerine Saldırı Olduğu - Aldatan Eşin Ölmesinin Sonucu Değiştirmeyeceği/Haksız Fiil Hükümleri Kapsamında Manevi Tazminata Hükmedileceği )
    • MANEVİ TAZMİNAT ( Davalının Dava Dışı Eş İle Eşin Evli Olduğunu Bildiği Halde Duygusal ve Cinsel İlişki Kurduğu - Haksız Fiil Hükümleri Kapsamında Tazminata Hükmedileceği )
    • HAKSIZ FİİL ( Davalının Dava Dışı Eş İle Eşin Evli Olduğunu Bildiği Halde Duygusal ve Cinsel İlişki Kurduğu/Diğer Eşin Sosyal Kişilik Değerlerine Saldırı Olduğu - Haksız Fiil Hükümleri Kapsamında Tazminata Hükmedileceği )
    • EVLİ OLDUĞU BİLİNEN KİŞİYLE DUYGUSAL VE CİNSEL İLİŞKİYE GİRMEK ( Diğer Eşin Sosyal Kişilik Değerlerine Saldırı Olduğu - Davalının Haksız Fiil Hükümleri Kapsamında Manevi Tazminata Mahkum Edileceği )
    • SOSYAL KİŞİLİK DEĞERLERİNE SALDIRI ( Davalının Dava Dışı Eş İle Eşin Evli Olduğunu Bildiği Halde Duygusal ve Cinsel İlişki Kurduğu/Diğer Eşin Sosyal Kişilik Değerlerine Saldırı Teşkil Ettiği - Davalının Haksız Fiil Hükümleri Kapsamında Manevi Tazminata Mahkum Edileceği )
    818/m. 47

    ÖZET : Dava, haksız eylem nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; davacının eşi ile duygusal ve cinsel ilişkiye girdiği tarafların ve mahkemenin kabulünde olan davalının, bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı ve hukuki sorumluluğunu gerektirip gerektirmediği, noktalarında toplanmaktadır. Evli bir kimsenin evlilik dışı birlikteliği, diğer eşin sosyal kişilik değerlerine saldırı niteliğinde olduğu gibi, bu eyleme katılan kişinin eylemi de bundan ayrı düşünülemez. Dolayısıyla, bu eyleme evliliği bilerek katılan kişi de diğer eşin uğradığı zarardan sorumludur.

    Davalının davacının eşi ile evli olduğunu bilerek duygusal ve cinsel ilişkiye girdiğinin tarafların ve mahkemenin kabulünde olmasına göre; davalının sorumluluğu ahlaka ve adaba aykırılık nedeniyle gerçekleşen "haksız fiil"den kaynaklanmakta; dava da yasal dayanağını haksız fiile ilişkin hükümlerden almaktadır. Sorumlulardan birisi olan davacının eşinin vefat etmesi, teselsül ilişkinde bulunan davalının sorumluluğunu ortadan kaldıracak bir olgu olarak kabul edilemez ve davalının haksız eyleminin varlığını ortadan kaldırmaz. Mahkemece davalının açıklanan sekilde gerçekleşen eyleminden sorumluluğu kabul edilerek, bundan kaynaklanan zararın kapsamı belirlenmeli ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmelidir.

    DAVA : Taraflar arasındaki "manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 28.04.2008 gün ve 2006/386 E.-2008/161 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 09.04.2009 gün ve 2009/10692 E.-5303 K. sayılı ilamı ile;

    ( ... Dava, haksız eylem nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat isteminde ilişkindir.

    Davacı, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde eşi ile gönül ilişkisine girdiğini, davalının bu eyleminin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu iddia ederek manevi tazminat istemiştir.

    Davalı ise, davacının eşinden hamile kaldığını, bu ilişkiyi bilen davacının bu durumu kabullendiğini davacının ileri sürdüğü zarar ile eylem arasında illiyet bağı bulunmadığını ileri sürerek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.

    Yerel mahkemece, davacının eşi ile davalının duygusal ve fiziksel ilişkiye girdikleri; ancak, davacının manevi zarara uğramasının davalının eylemi ile bir ilgisinin olmadığı, bir zarar var ise bu zararın evlilik birliğine aykırı davranan davacının eşi tarafından gerçekleştiği gerekçesiyle dava reddedilmiş; karar davacı tarafından temyiz olunmuştur.

    Davalının davacının eşi ile duygusal ve cinsel ilişkiye girdiği tarafların ve mahkemenin kabulündedir. Sorun bu durumun davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı ve saldırı oluşturuyorsa bundan davalının sorumlu olup olmayacağı konularında toplanmaktadır.

    Türk Medeni Kanunu'nun 185.maddesinde yer alan "evlenmeyle eşler arasındaki evlilik birliği kurulmuş olur... Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar." biçimindeki düzenleme gereğince, evli bir kimsenin evlilik dışı birlikteliği, diğer eşin sosyal kişilik değerlerine saldırı niteliğindedir. Bu eyleme evliliği bilerek katılan kişi de diğer eşin uğradığı zarardan sorumludur.

    Somut olayda davalı, davacının eşi ile evli olduğunu bilerek duygusal ve cinsel ilişkiye girdiğine göre Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi gereğince manevi tazminatla sorumlu tutulmalıdır. Yerel mahkemece, açıklanan olgular gözetilerek, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulması gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir... ),

    Gerekçesiyle oyçokluğu ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    KARAR : Dava, haksız eylem nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.

    Davacı, davalının kendisinin eşiyle, onun evli olduğunu bildiği halde, duygusal ve cinsel ilişkiye girmek suretiyle gerçekleşen haksız eylemi ile kişilik haklarına saldırıda bulunduğu iddiasıyla eldeki davayı açmıştır.

    Davalı, davacının eşiyle duygusal ve cinsel ilişkiye girdiğini, bu ilişkiden bir de çocuğunun olduğunu kabul etmekle birlikte; bu hususu davacının bilmesine karşın ses çıkarmadığını, tazminat isteme koşullarının olmadığını, davanın reddini savunmuştur.

    Mahkemece, dava reddedilmiş; özel dairenin yukarıda başlık bölümüne aynen alınan ilamıyla kararın bozulması üzerine de önceki kararda direnilmiştir.

    Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının eşi ile duygusal ve cinsel ilişkiye girdiği tarafların ve mahkemenin kabulünde olan davalının, bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı ve hukuki sorumluluğunu gerektirip gerektirmediği, noktalarında toplanmaktadır.

    Uyuşmazlığın çözümüne geçilmeden önce, hukukumuzda yer alan sorumluluk kaynaklarının ve buna bağlı olarak da taraflar arasındaki hukuki bağın niteliğinin irdelenmesinde yarar vardır.

    818 sayılı Borçlar Kanunu'nda, "Borçların Teşekkülü" başlığı altında, sözleşmeden doğan borçlar ( md.1-40 ) ile haksız fiilden doğan borçlar ( md.41-60 ) düzenlenmiş; yine aynı başlık altında, borçların üçüncü genel kaynağı olarak, haksız ( sebepsiz ) İktisaba ( md.61-66 ) yer verilmiştir.

    Bunların dışında, ne hukuki bir işlemde açıklanan bir iradeye, ne dehukuka aykırı bir eyleme dayanmayan; kanundan doğan borçlar bulunmaktadır.

    Özetle, hukukumuzda borçların kaynağı; sözleşme, haksız fiil, sebepsiz iktisap ya da bir kanun hükmü olarak kabul edilmiştir.

    Sözleşme, tek taraflı hukuki işlemden farklı olarak, en az iki irade beyanını içerir, bu irade beyanlarının birbirine uygun ve karşılıklı olması gerekir.

    Borçlar Kanunu'nda, sorumluluğun diğer bir genel kaynağı olarak öngörülen sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.

    Kanundan doğan borçlarda da, borç kaynağını kanundan almakta ve sorumluluk buna göre belirlenmektedir.

    Borçlar Kanunu'nda sorumluluk nedenleri arasında düzenlenen haksız fiil ise hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir.

    Haksız fiilden söz edilebilmesi için, şu dört unsurun birlikte bulunması zorunludur. Öncelikle ortada hukuka aykırı bir fiil bulunmalı; bu fiili işleyenin kusurlu olmalı; kusurlu şekilde işlenen ve hukuka aykırı olan bu fiil nedeniyle bir zarar doğmalı ve sonuçta doğan zarar ile, hukuka aykırı fiil arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Bu unsurların tümünün bir arada bulunmadığı, bir veya birkaç unsurun eksik olduğu durumlarda, haksız fiilin varlığından söz edilemez.

    Eldeki dava, açıklanan bu sorumluluk kaynaklarından haksız eyleme dayalıdır.

    818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 41.maddesinde "Mesuliyet Şartı" başlığı altında;

    "Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur.

    Ahlaka mugayir bir fiil ile başka bir kimsenin zarara uğramasına bilerek sebebiyet veren şahıs, kezalik o zararı tazmine mecburdur."

    Hükmü yer almakta;

    Aynı Kanunun "Şahsi Menfaatlerin Haleldar Olması" başlıklı 49.maddesinde ise;

    "Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir.

    Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken, tarafların sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alır.

    Hakim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir tazmin sureti ikame veya ilave edebileceği gibi tecavüzü kınayan bir karar vermekle yetinebilir ve bu kararın basın yolu ile ilanına da hükmedebilir."

    Düzenlemesine yer verilmektedir.

    Yine aynı Kanunun "Müteselsil Mesuliyet"e ilişkin hükümlerinden, "Haksız Fiil Halinde" başlıklı 50.maddesinde de:

    "Birden ziyade kimseler birlikte bir zarar ika ettikleri takdirde müşevvik ile asıl fail ve fer'an methali olanlar, tefrik edilmeksizin müteselsilen mesul olurlar. Hakim, bunların birbiri aleyhinde rücu hakları olup olmadığını takdir ve icabında bu rücuun şümulünün derecesini tayin eyler.

    Yataklık eden kimse, vaki olan kardan hisse almadıkça yahut iştirakiyle bir zarara sebebiyet vermedikçe mesul olmaz."

    Şeklinde düzenleme bulunmaktadır.

    Diğer taraftan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 185.maddesinde;

    "...evlenmeyle eşler arasındaki evlilik birliği kurulmuş olur... Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar."

    Denilmektedir.

    Görüldüğü üzere, haksız eylem nedeniyle sorumluluk hallerinden birisi ahlaka aykırı; bir fiil ile bilerek başka bir kimsenin zarara uğramasına neden olmaktır.

    Yine, müteselsil sorumluluğa ilişkin düzenlemeler ile haksız eylemi birlikte gerçekleştirenler birbirinden ayırt edilmeksizin, zarar görene karşı müteselsilen sorumlu olurlar.

    Öte yandan, evlilik birliğinde eşlerin zorunlulukları yasal düzenleme altına alınmış ve sadakat borcu da bunlar arasında sayılmıştır.

    Tüm bu açıklamalar ve ortaya konulan yasal düzenlemeler ışığında somut olay irdelendiğinde:

    Davacı, eşiyle 1990 yılında aşk evliliği yaptıklarını ve uzun süre hiçbir sorun yaşamadan evlilik birliğini sürdürdüklerini, 15 yıl mutlulukla süren evliliğinin eşinin interrette sohbet yoluyla; davalı ile tanışıp, onunla ilişkiye girmesinin ardından sarsıldığını, eşi ile ilişkiye giren davalının bunu evli olduğunu bilerek gerçekleştirdiğini, çocuklarının olmamasını da fırsat bilerek eşini ondan çocuk sahibi olduğuna inandırdığını, bu yolla evinden koparıp kendisiyle yaşamasını sağladığını, ancak eşinin davalı ile birlikteliği sırasında çok çalkantılı bir dönem yaşayıp sonuçta bu yükü kaldıramayarak intihar ettiğini, kendisinin tüm bu olaylar nedeniyle derin sarsıntıya ve ruhsal çöküntüye uğradığını, eşini gerçekten çok sevdiğini ve bu şekilde önce ayrılık ardından ölüm acısı yaşamayı kaldıramadığını, tüm bunların sebebinin ahlaka aykırı davranışı nedeniyle davalı olduğunu, davalının eylemenin kişilik haklarına, manevi varlığına ve aile bütünlüğüne ağır saldırı teşkil ettiğini, ifadeyle eldeki davayı açarak; manevi tazminat istemiştir.

    Davalının, davacının eşiyle evli olduğunu bilerek duygusal ve cinsel ilişkiye girdiği, ondan çocuk sahibi olduğu yönünde açık kabulü bulunmakta; savunma olarak, davacının da bildiği bu davranışının onun kişilik haklarına saldırı teşkil etmediğini getirmektedir.

    Hemen belirtmekte yarar vardır ki, gerek Anayasamızda, gerek Medeni Kanunu'muzda aile toplumun temeli olarak kabul edilmiş ve aileyi koruyan hükümlere yer verilmiştir. Aile sadece mensubu olan kişiler için değil toplum için de önemlidir ve hem yazılı hukuk düzenimizde hem de örf ve adet hukukumuzda özel bir yere sahiptir. Bu nedenledir ki, ailenin korunmasına yönelik düzenlemeler sadece aileyi değil, tüm toplumu ilgilendirmektedir. Aile mensuplarının birbirlerine karşı yükümlülüklerinin ihlali çoğu zaman toplum düzenini de etkilemekte, yasalar nezdinde koruma önlemlerinin alınması yoluna gidilmektedir.

    Böylesi öneme sahip aile kurumuna mensup erkekle, evli olduğunu bilerek kurulan duygusal ve cinsel ilişkinin, hatta ondan çocuk sahibi olmanın aile kurumuna ve onun mensubu olan kişilere vereceği zarar kaçınılmazdır ve davalının bunu öngörmemiş olması düşünülemez.

    Bu nedenledir ki, evli kişilerle ilişki uzun süre suç sayılmış ve aile kurumu bu yolla da koruma altına alınmak istenmiştir. Bu tür eylemlerin, daha sonraki yasal düzenlemeler sırasında suç olmaktan çıkarılmış olması, bu eylemin ahlaka aykırılığını ve dolayısıyla haksızlığını da ortadan kaldırmayacaktır. Zira, bir eylemin ceza kanununa göre suç teşkil etmemesi ve müeyyidesinin düzenlenmemiş olması, borçlar hukuku hükümlerine göre ahlaka ya da hukuka aykırı olarak kabul edilmesine engel teşkil etmemektedir.

    Diğer taraftan, eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine sadakat borcu altına girdikleri gibi, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumluluk altına girerler. Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir. Davalı kadın da, evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayrıresmi ilişkiye girmek ve ondan çocuk sahibi olmak suretiyle, gerek yasalarca gerek örf ve adet hukukunca korunmayan haksız bir davranış içine girmiştir. Bu davranış da açıkça haksız eylem niteliğindedir.

    Eş söyleyişle, esasen dava dışı eşin, evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümü bulunmakla birlikte; onun evli olduğunu bilen ve buna rağmen onunla ilişkiye giren davalı kadının da dava dışı kocanın sadakatsizlik eylemine katıldığında ve her ikisinin de bu haksız eylemlerinden birlikte ve müteselsilen sorumlu olduklarında kuşku bulunmamaktadır.

    O halde olayda, Borçlar Kanunu'nun 50. maddesinde düzenlenen birden fazla şahsın; müşterek kusurlarıyla bir zarara yol açmaları, diğer bir deyimle, tam teselsül hali mevcut olup, davalı doğan zarardan, davacının eşi ile birlikte müteselsilen sorumludur.

    Müteselsilen sorumluluğun bulunduğu durumda da davacı, alacağını sorumluların tamamından isteyebileceği gibi bunlardan biri veya birkaçından da isteyebilir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 12.11.2003 gün ve 2003/9-685 E.-690 K. sayılı Kararı ). Bunlardan birisinin ölmüş olması diğerini sorumluluktan kurtarmaz. Zarar gören dilerse davasını bu kişiye yöneltebilir.

    Şu durumda; sorumlulardan birisi olan davacının eşinin vefat etmesi, teselsül ilişkinde bulunan davalının sorumluluğunu ortadan kaldıracak bir olgu olarak kabul edilemez ve davalının haksız eyleminin varlığını ortadan kaldırmaz.

    Böylece, evli bir kimsenin evlilik dışı birlikteliği, diğer eşin sosyal kişilik değerlerine saldırı niteliğinde olduğu gibi, bu eyleme katılan kişinin eylemi de bundan ayrı düşünülemez. Dolayısıyla, bu eyleme evliliği bilerek katılan kişi de diğer eşin uğradığı zarardan sorumludur.

    Sonuç itibariyle, davalının davacının eşi ile evli olduğunu bilerek duygusal ve cinsel ilişkiye girdiğinin tarafların ve mahkemenin kabulünde olmasına göre; davalının sorumluluğu ahlaka ve adaba aykırılık nedeniyle gerçekleşen "haksız fiil"den kaynaklanmakta; dava da yasal dayanağını haksız fiile ilişkin hükümlerden almaktadır.

    Hal böyle olunca, mahkemece davalının açıklanan sekilde gerçekleşen eyleminden sorumluluğu kabul edilerek, bundan kaynaklanan zararın kapsamı belirlenmeli ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmelidir.

    Yukarıda belirtilen yasal düzenleme ve maddi olguya ilişkin açıklamalar ve aynı hususlara işaret eden Özel Daire kararı dikkate alınmadan, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup; kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.

    SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.'nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 24.03.2010 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Dec 2010
    Nerede
    muğla
    İletiler
    6
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Boşanma davasından sonra itiraz edebilirmiyim

    Alıntı Abdullah Yaman rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Geçmiş olsun..
    Boşanma kararı size henüz tebliğ edilmemiş, dolayısı ile halen evlisiniz. Medeni kanunun amir hükümleri eşlerinin her halükarda evli oldukları sürece birbirlerine sadık olmaları gerektiğini zorunlu kılar.

    Kanun No : 4721
    Kabul Tarihi : 22.11.2001
    R.G. Tarihi : 08.12.2001
    R.G. No : 24607
    **************

    I. Genel olarak

    Madde 185 - Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur.

    Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.

    Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.


    Şu anda yeni bir boşanma gerekçeniz var. Eşinize sadakatsizlik / zina ve buna bağlı olarak güven bunalımı yaşıyor olmanız sebepleri ile dava açabilirsiniz.
    Acizane önerim.. Eşinizin patronu ile birlikte yaşadığını, aynı evde kaldıklarını, yani ilişkilerini tanıklarla belirleyin. Fotoğraflayın. Videoya çekin. Elinizde bulunan telefon kayıtlarını saklayın.
    Mutlaka bir avukatla görüşün. Maddi ve manevi tazminat talep edebilirsiniz. Hatta açacağınız boşanma davasında eşinizin patronu ile ilişkisi nedeni ile ayrıldığınızı ispat edecek olursanız, eşinizin patronuna da Borçlar Kanunu 41/2 maddesi gereği (haksız fiil) tazminat davası açabilirsiniz.
    Tekrar geçmiş olsun..
    Teşşekür ederim bana cok yardımcı oldunuz. Yani burdan her iki tarafada tazminat davası açabildiğimi anladım. Anlaşmalı olarak boşandık ama bana karar daha gelmedi ve 15 günlük temyiz hakkımda bulunmakta. Bu süre içinde eşimle hala evli bulunuyoruz ve eşim patronuyla birlikte olduğu için bunların ispatı ile birlikte onlara karşı dava açabilicem. Peki kusurlu olan taraf eşim davayı açanda eşimdi. Bende mahkemede anlaşmalı olarak boşanmayı kabul ettim. Peki hakim neden boşandığımızın ispatını eşimden ispatlamasını istermiydi. İspatlayamazssa davanın seyri nasıl ilerlerdi. Anlaşmalı olarak boşandık ve birbirimize hiçbir tazminat talebinde bulunmayacağımıza dair protokol imzalamama rağmen, eşime karşı sadakatsizlik / zina ve buna bağlı olarak güven bunalımı yaşıyor sebeplerinden dolayı dava açabilicem. Doğru anlamışmıyım. Peki ben eşimden ayrılmazdan önce babam intihar etti kendim çok zorluk çektim.Bu psikoloji beni çok etkiledi ve eşimin yalanınıda babamın vefatından 1 ay sonra yakaldım. Eşimde benden boşanacağını söyleyince iyice çok kötü oldum. Yıkılmıştım hiç uyuyamıyordum yemek yiyemiyordum. eşim 2 hafta sonra evden gidince ki teyzesinde kalmaya başladı. Ben çok kötü günler geçirdim. Sonunda kendi isteğimle psikiyatrist doktoruna gittim. Bana ilaçlar verdi o ilaçları kullandım. sonra tekrar kontrol için gün verdi tekrar gittim. İlaçların dozunu arttırdı bunlarıda kullandım ama bidaha gitmedim kontrole. İlaçlarıda kendi isteğimle bıraktım. Benim işim yazın oluyor. gerçek dövme yapıyorum bodrumda turistlere. bu ilaçlar yüzünden işimide yapamadım çünkü ellerim titriyordu. İş yerimde duramıyordum, kendimi akrabalarımın yanına atıyordum durumum çok kötü olduğu için. Bunları mahkemeye sunsam şahitlerle eşimin yüzündem çalışamadığı dile getirsem (yaşadıklarım benim ruh halimi çok etkiledi,psikolojim alt üst oldu.Babamın intiharı ve 1 ay sonra eşimin boşanmak istemesi) mahkemede bana bir fayda getirirmi, yoksa psikiyatrist doktorunu gitmemi bana karşı aleyhde kullanırlarmı.

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Sep 2007
    Nerede
    ankara
    İletiler
    3.294
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Boşanma davasından sonra itiraz edebilirmiyim

    Yaşadığınız sıkıntılar elbette dile getirilebilir. Ancak davayı ana mecrasından uzaklaştırmış olursunuz. Siz zina / sadakatsilik nedenleri ile dava açacaksınız. Mahkemenin de bu sebeplere odaklanması gerekiyor.
    Bahsettiğiniz sebepler ve yaşadıklarınızı anlatmaya başladığınızda karşı taraf, sizin psikolojik olarak rahatsız olduğunuzu, tüm bunları uydurduğunuzu, ailede de bu tür sanrısal rahatsızlıklar yaşandığını hatta babanızın intiharına varana kadar bir çok şeyi size karşı kullanacaktır.
    Siz ispat edebileceğiniz bir zina / sadakatsizlik durumu varsa bu sebeple dava açın. Dava dilekçenizde de sadece bu olgulardan bahsedin.

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Dec 2010
    Nerede
    muğla
    İletiler
    6
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Boşanma davasından sonra itiraz edebilirmiyim

    Anladım yardımlarınız için teşşekkür ederim

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Dec 2010
    Nerede
    muğla
    İletiler
    6
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Boşanma davasından sonra itiraz edebilirmiyim

    Merhabalar Abdullah Bey. Bana yeni bir boşanma gerekçeniz var demiştiniz. Yukarıdada görüldüğü gibi. Fakat avukat bana karar elime ulaştıktan sonra gelmemi söyledi tazminat talep etmem için eski eşimden. Ben bu açacağım davada tekrar boşanma davasımı açmış oluyorum. yoksa sadece tazminat talebi davasımı oluyor. Beni aldattığı için Eşinime sadakatsizlik / zina ve buna bağlı olarak güven bunalımı yaşıyor olmanız sebepleri ile dava açarsam diğer anlaşmalı boşandığım mahkeme sonucu geçersizmi sayılacak. Kararı beklemeden davayı niye açamıyorumki.Avukat Bey eski eşimin patronuna dava açılır ama kazanmak zordur dedi. İşte bu adamın sana bi tehditi oldumu, eşini elinden alcağım dedimiki sana zararmı verdi dedi.Bu gibi durum yoksa bu olaydan o kişi sorumlu olmaz dedi,bu durumdan eşiniz sorumlu dedi.Şimdi ne yapacağım?

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Jul 2018
    Nerede
    Samsun
    İletiler
    1
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Boşanma davasından sonra itiraz edebilir miyim?

    Benim mahkemeden sonra karar çıkınca Kaç gün içinde itiraz edebilirim ve avukatım beni savunmamış olduğunu düşünüyorum bu konuda neaçık yapabilirim lütfen yardım edincıkmazmı bilgi verin

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

boşandıktan sonra itiraz süresi

boşanma kararına itiraz süresi

bosanma gerceklestikten sonra itiraz

anlaşmalı boşanma kararına itiraz

bosanma kararina itiraz

boşanma kararı çıktıktam sonra itiraz etme

kesinleşmiş boşanma kararına itiraz

anlaşmalı Boşandıktan kac gun sonra itiraz edilebilir

bosanma davasindan sonra itiraz suresi

bosanma kararini aldiktan sonra kac gun icinde itiraz edebiliriz

boanma karari itiraz

bosanma davasindan sonra itiraz

bosandiktansonra verilen karara itiraz etme suresi

Bosanmaya itiraz etmeden diger kararlara itiraz edilir itiraz edilirse bosanma gecerli olurmu

hakim bosadiktan sonra itiraz edilebilinirmieşim beni toplum içinde rencide ediyor hamilebosanmaya itiraz etme zamanibosanma davasinda karara itirazevliyken cekilen kredi boşanmada ne olurBosandıktan sonra karara ıtıraz nasıl olureşim açık halimi görse boşanırboşanmalardan sonra itiraz kaç gündür tazminat itiraz süresiboşandıktan sonra itiraz hakkıboşanmadan sonra itiraz hakkı
Forum

Benzer Konular :

  1. [Boşanma davaları] Boşanma davasından sonra nafaka talebi
    Merhaba, Eşim ile çekişmeli boşanma davamız vardı karara çıktı. Eşim açıkca nafaka tazminat ve mal paylaşımı talebim yoktur sadece boşanmak...
    Yazan: Csbeatz Forum: Aile Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 21-05-2017, 12:19:13
  2. Kesinleşen boşanma davasından sonra tekrar boşanma davası açılır mı?
    Yargıtayın onaması sonucu tedbir nafakasından bozuldu boşanma davası kesinleşti şerh konulduktan sonra.Asliye Hukuk Mahkemesi görevsizlik kararı...
    Yazan: muratmurat1 Forum: Aile Hukuku
    Yanıt: 12
    Son İleti: 07-06-2014, 13:05:02
  3. Bankaya itiraz edebilir miyim?
    2006 yılında Muğla/Bodrum'daki işyerimde Yapı Kredi Bankası'nın POS cihazını kullanıyordum. 2006 yılının Ocak ayında motorsiklet almak için...
    Yazan: memornek Forum: Kredi Kartları ve Bankacılık Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 28-04-2011, 05:33:59
  4. İcraya itiraz edebilir miyim?
    ben memur olarak görev yapmaktayım.x bankasının alacağından dolayı maaşımın 4/1 kesilerek ilgili icra dosyasına gönderildi ve ilk yolladıkları...
    Yazan: everest001 Forum: Kredi Kartları ve Bankacılık Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 15-06-2009, 18:53:23
  5. İhtiyati hacize itiraz edebilir miyim?
    hukukçu arkadaşlar Bir firmaya 25000 tl lik senet vermiştim alışverişlerimden dolayı şimdi bu firmayla ayrıldık bana busenetteki rakamdan dolayı icra...
    Yazan: POETIC15 Forum: İcra ve İflas Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 22-03-2009, 12:05:18

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.