Bunları gazetelerde yada tv lerde izlemiş bazılarınızda maillerde bir kısmını okumuşsunuzdur ama ben yazmadan geçemedim . Ne diyeli mvatan böyle kuruldu satmak isteyenlere karşıda gerekirse savunulacaktır. Ne pahasına olursa olsun t.a
Güvenlik güçlerine taşlı sopalı, molotofkokteylli ve silahlı saldırılar yapıldı. Türk bayrakları indirildi. Atatürk büstleri parçalandı. Askeri lojmanlara saldırıldı. Sivil evlerde oturan askerlerin evlerine saldırıldı. PKK bayrakları açıldı. Terör örgütü lehine açık sloganlar atıldı. Ölümlere sebebiyet verildi.
Yukarıdaki fotoğraf, bakmasını bilen için Mustafa Kemal Paşa nın NUTUK un başında 19 Mayıs 1919 günü Samsun a çıktım dedikten sonra çizdiği vaziyet ve manzarai umumiye resmi ile aynıdır.
Kara Kuvvetleri Komutanı bu vahim saptamayı yaptıktan sonra da kimsenin dillendiremediği yahut ilişik basının etkisinde kalarak görmezden gelmeyi yeğlediği en can alıcı soruyu soruyor. (Hürriyet. 23 Kasım 2005)
Birçok makam haklı olarak, Sorumluları bulunacak ve açıklanacak dedi. Gizli hiçbir şeyin kalmaması lazım. Nereye kadar giderse gitsin açıklasınlar dendi. Ancak bu bölgeden sorumlu komutan olarak bir soru sorma hakkını taşıyorum. Bu olaydan sonra meydana gelen olaylar yasal mı? Güvenlik güçlerine kimler saldırdı? Türk bayraklarını indirenlerin, güvenlik güçlerine saldıranların hareketlerinde kanun dışılık yok mu? Bu konularda hassasiyet göstermeyecek miyiz? Ben çok merak ediyorum. Böyle bir orkestra şefi gibi kim harekete geçiriyor bu insanları?
Kocası görevdeydi ve 2 çocuğu ile evde yalnızdı polisin eşi... Evi saran grup önce taş yağdırmaya arkasından kapıyı zorlamaya başladı. Çığlık çığlığa ağlayan çocuklarını alıp banyoya sığındı. Salonda kalan telefonunu almak için gittiğinde içeri yağmur gibi taş yağıyordu. Kapı her tekmede esniyor, arkasına dayalı sandığı zorluyordu. Her an kırılabilir, kalabalık içeri girebilirdi. Karakolda bulunan polis memuru, eşinden gelen telefondan sonra çıldıracak gibi olmuştu. Çünkü karakol da saldırı altındaydı. Tek başına dışarı çıkmayı başarsa bile evlerini saran ve bir bölümü silahlı kalabalıkla baş etmesi imkansızdı. Polİsİn eşi dehşet içinde dua ederken uzaktan silah sesleri gelmeye başladı. Gelen emniyetin panzeriydi. Evi saran kalabalığı havaya ateş açarak dağıtmaya çalışıyordu. Ve Hakkari'de 16 Kasım 2005'te, 10 polisin ailesi aynı dehşeti yaşıyordu. (Güneş Gazetesi. 23 Kasım 2005)
11 yaşındaki polis çocuğunun olay günü yaşadıkları ise bir ömür boyu izleri silinemeyecek kadar korkunç. Bakın küçük M.'nin başına neler gelmiş: Okuldan çıktım eve geliyordum. 8-10 kişilik bir grup kürtçe ana avrat küfretti. Sonra '....... polis çocuğu. s...... gidin bizim memleketimizden' diye üzerime yürüdü. Kaçmaya başladım. Hem taş atıyor hem kovalıyorlardı. Askerlik Şubesi'nin önüne geldiğimde 'imdat beni öldürecekler' diye bağırıp yardım istedim. Kapıdaki nöbetçi asker havaya ateş açtı. Beni alıp içeri götürdü. Ben artık burada okula gitmem. Zaten okulda beni hiç rahat bırakmıyorlar. Sınıfa Kürdistan haritası asıyorlar. Durmadan 'Burası bizim ülkemiz.. Defolup gidin. Yoksa biz göndereceğiz' diye hakaret ediyorlar. (Güneş Gazetesi. 23 Kasım 2005)
Kocası görevde olan polis eşinin ve iki çocuğu ile yalnız başına evinde;
Ve 11 yaşındaki polis çocuğu M nin de okulunda yaşadıkları, Kara Kuvvetleri Komutanı ;nın söylediklerinden daha vahimdir kıymetli okuyucu.
Sizi bilmem ama bana 1963 ün Kanlı Noel#8217;inde Lefkoşa da Türk Kuvvetleri Alayı doktorunun eşi ve iki çocuğunun saklandıkları banyo küvetinde Rum katiller tarafından öldürülmeleri olayını hatırlatmıştır.
Peki, Hakkâri nin konu ile ilgili en yüksek mülki âmiri olan Vali Erdoğan Gürbüz ne diyor? (Hürriyet; 17 Kasım 2005)
Güvenlik görevlilerine taş atanlara karşı silah kullanılmaması için sürekli talimatlar veriyoruz. Ancak bir anda kalabalıklar oluşuyor ve inanılmaz ölçüde bir taş yağmuru başlıyor. Yüksekova da, güvenlik görevlileri göstericileri dağıtmak için uyarı atışları yaptılar. Panzerin devrilmesi sonucu altında üç polisimiz kaldı. Polislerimizi göstericilerin arasından güçlükle kurtarabildik. Ne zamana kadar silah kullanmayacağız? Göstericiler silahlı neticede. Üzerinize geliyorlar, linç etme girişiminde bulunuyorlar. Buralarda şimdi DEHAP lı belediye başkanları ne istiyorsa, halk onu yapıyor. Belediye Başkanları durun diyor duruyorlar. Durduran da, harekete geçiren de onlar. Başkanlarla görüşüp görevlilere ateş edilmemesini söylemelerini, aksi halde güvenlik görevlilerinin de ateş edenlere silahla karşılık vereceklerini belirtiyoruz. Olaylar o kadar yoğun ki, üç kişinin ölümü ile sonuçlanan olaylara Cumhuriyet Savcısı hala el koyamadı. Burada herkes silah kullanıyor, atıyor. Jandarma, emniyet, vatandaş silah atıyor. Buradaki olaylar öyle Ankara dan, İstanbul dan görüldüğü gibi değil. Buradaki olayı başka yerde bulunan birisine anlatsam, korkmuş, çekinmiş, abartıyor diye içinden geçer. Burada olaylar bildiğiniz gibi değil. Görmeden, yaşamadan buradaki olaylar anlatılmaz. Örgüt elemanlarının telsiz konuşmalarından, olayların daha da tırmandırılması talimatları veriliyor. ;Örgüt polisin, jandarmanın halka ateş etmesini, halka saldırmasını istiyor. Sivil bir uzman çavuşu kaçırıp neredeyse komaya girecek kadar dövdüler. Daha sonra alıp bir yere götürmüşler. Uzman çavuş, daha sonra grubun elinden kaçmayı başarıyor. Silahı ve kimliği gasp edildi. Tedavi için Van'a kaldırıldı.
Bunun üzerine adı geçen Belediye Başkanları Vali nin kendilerini hedef gösterdiği konusunda şikâyetçi oluyorlar. Başbakan ın Hakkâri yi ziyaretinde de toplanan kalabalık Vali istifa diye bağırıyor.
Başbakan diyor ki;
Ben ve bakanlarım sloganlarla ülkeyi idare etmiyoruz. Bu böyle biline. İndirin o pankartları cebinize koyun.
Şikayetçi Belediye Başkanı bir el işareti ile protestoları susturuyor.
Başbakana ve bakanlarına otorite gösterisi yapıyor.
Başbakan Ankara ya dönüyor.
Ve Vali görevden alınıyor.
Siz şimdi bir el işaretiyle halkı susturan, bir el işaretiyle kepenk kapattırıp açtıran belediye başkanı olsanız;
Keyifle çubuğunuzu tüttürüp ellerinizi ovuşturmaz mısınız?
Peki ey okuyucu şimdi sen olayların aldığı bu son şekil üzerine Hakkâri yi kimin idare ettiğine hükmedersin?
Yalnız kimse Hakkâri ye yeni atanan Nasuhbeyoğlu nun; Akepe nin vücut dilinden anlayan yeni bir Efkan Ala olacağını zannetmesin.
Tanıdığımız Nasuhbeyoğlu milli endişeleri olan bir vatan evladıdır.
Fakat Vali nin değiştirilmesi acz dir, görülmedik büyüklükte bir yönetim zaafıdır ve örgütün de zaferidir.
Hazır eliniz değmişken Belediye Başkanı ;nı vali yetkisi ile donatsanız daha az çapraşık olmaz mıydı?
Belediye Başkanı, Erdoğan la görüşmesinde Cenaze töreninde neden jetler uçtu? diye hesap soruyor.
Başbakanın verdiği cevap daha da tüyler ürpertici, Ben de rahatsız oldum, araştıracağım ..
Hasan Cemal, Kara Kuvvetleri Komutanı nın jetler ile ilgili olarak yaptığı Tamamen bir tesadüf. Rutin eğitim uçuşlarını yapıyorlar. Profil diyorlar. Sanki bir yere taarruz ediyor gibi hareketler yapıyorlar. Tamamen rutin. O olay için görevlendirilmiş değiller" açıklamasına; Peki ama rutin olan acaba bir günlüğüne ertelenemez miydi? Rutin olanın uçuş yeri acaba bir günlüğüne değiştirilemez miydi? Nüanslara, 'ince ayarlar'a her zaman son derece düşkün olan komutanları eğer isteseler, eminim, bu noktayı atlamazlardı yorumun getiriyor.
Neredeyse Hakkâri yi işgal eden, Hakkâri de devlete sövenlerden özür dilenecek.
Önce jetlerin rutin görev yerleri değiştirilecek.. Sonra sıra askere ve polise gelecek..
Vali demiyor muydu; askeri ve polisi cenaze günü ortalıktan çektik.
Ateş etme yetkisini aldık..
En sonunda bölge askersizleştirilecek
Barış Gücü gelecek.. AB Çerçeve Belgesini iyi okusanıza
BBC o gece Yüksekova ya bağlanıyor
Yüksekova Haber Gazetesi nin muhabirine ;Başbakanın gezisi nasıl karşılandı? diye soruyor?
Cevap; Güvenlik kuvvetleri ile çatışmada öldürülen üç genç için başsağlığı dilemedi.
Bombalanan kitapçıya giden, Vali yi görevden alan, jetlerden rahatsız olan Erdoğan bari bir de onu yapsaydı.
Başbakanla Yüksekova Belediye Başkanı arasında geçen şu diyalog tarihe not düşülecek bir ibret vesikasıdır ey millet::
Başkan Yıldız: Sayın Başbakanım. Cenazelerin üzerinden uçakların sorti yapması çok hoş olmadı. Kırgınlık yarattı. Halk rahatsız oldu. Keşke olmasaydı.
Erdoğan: Cenazeler sırasında uçakların alçaktan uçmasından ben de rahatsız oldum. Konuyu araştırtıyorum.
Erdoğan: Cenazelerin sarı-kırmızı-yeşil renkli bayraklarla örtülmesi de hoş değildi.
Yıldız: Olayların etkisiyle halk öfkeliydi. Bayrakların sarılmaması konusunda çok fazla bir şey yapamadık.
Erdoğan: Münferit olaylar karşısında birlikte duralım.
Yıldız: Biz buna hazırız. Ne askerimizden, ne polisimizden ne de dağdaki gençlerimizden vazgeçmeyiz.'
Başbakanın; son cümledeki dağdaki gençlerimiz kavramına yüklenilen anlamın farkında olup olmadığını bilmiyorum.
Merak da etmedim.
Ama FM kanalından yayın yapan genel yahut yerel radyoların istek programlarında asker ve polisler tarafından en çok istenilen şarkının hangisi olduğunu biliyor musun ey okuyucu?
Bu yazı başka bir forumdaki cevabımdan alıntıdır.O forumda artık yazı yazmaktan vazgeçtiğim için.Düşüncelerimi burada paylaşmak istedim.Forumdaki başlık.Türkiye mozaik değildir idi.
SOSYAL YÖNÜ BU (İLK AIM DA MOZAİK OLMASI DEĞİLDİ (DAHA ÖNCEKİ AŞAMLAR TAMAMLANDI)
1. ÖNCE MOZAİK OLDUĞUMUZU KABUL EDECEĞİZ.
2.BU MOZAİKLİK ETNİK KÜLTÜRÜ ÖNE ÇIKACAK
3- ETNİK KÜLTÜRLERDEN HER BİRİ KENDİ İÇİNE KAPANIP DİĞERLERİNDEN UZAKLAŞACAK
4- BU ETNİK KÜLTÜRLER ÖNCE SOSYAL KURUMLAR AÇACAK
5-BU SOSYAL KURUMLARDA ETNİK MİLLİYETÇİLİK DUYGUSU BÜYÜYEMEYE BAŞLAYACAK
6-BU ETNİK MİLLİYETCİLİK İLE HAKSIZLIK YAPILDIĞI DÜŞÜNCESİ KAFALARA KAZINILACAK
7-TÜRKİYE VE TÜRK KELİMESİNE KARŞI RAHATSIZLIK DUYULMAYA BAŞLAYACAK
8-BU RAHATSIZLIK BİRİKECEK
9-BİRİKEN BU RAHATSIZLIK KARIŞIKLIĞA ZEMİN HAZIRLAYACAK
10-BU KARIŞIKLIKLAR ÜLKE GENELİNE YAYILACAK
11-ASKERİ DARBE OLACAK
12-BU ASKERİ DARBE DÜNYADA ELEŞTİRİLECEK
13-ETNİK GÜÇLER OLUŞMAYA BAŞLAYACAK
14-ETNİK GÜÇLER SİLAHLI ÇATIŞMALARA GİRECEK
15-TÜRKİYE EKONOMİK KAYIPLARLA KARŞILAŞACAK
16-GÜVEN ORTAMI KAYBOLACAK
17- DEVLET TÜM HALKI KARŞISINA ALACAK
18-DEVLETİN GÜCÜ AZALACAK
19-ARDINDAN OSMANLI-KURTULUŞ SAVAŞI- ZAMANI TEKERRÜR EDECEK
(SİYASİ YÖNÜ)
1-ÜLKE DE KANUN DEĞİŞİKLİKLERİ YAPILIYOR.
2-KAMU REFORMU YASA TASARISI İLE ETNİK MOZAİKLERE SİLAHLI GÜÇ OLUŞTURMA ŞANSI VERİLECEK
3-MERKEZİ YÖNETİM HAKLARINI YAVAŞ YAVAŞ YEREL YÖNETİMLERE BIRAKACAK
4-BU YEREL YÖNETİMLER MERKEZİ YÖNETİMİ ÖĞRENECEK
5-DEVLETİN GÖREVİ OLAN GÜVENLİK, EĞİTİM,SAĞLIK ETNİK YEREL YÖNETİMLERE BIRAKILACAK
...............
DAHA DEVAM EDEBİLİRİM.AMA GÖRÜNEN KÖY KLAVUZ İSTEMEZ.
ANCAK BU ÜLKENİN YILDIZLARI VAR.KÖRLER ONLARI GÖRMESE DE YILDIZLAAR VAR.AŞAMALARI BAŞINDAN BU YANA İZLİYORLAR.VE GEREKTİĞİNDE BUNUN KARŞISINDA DURACAKLAR.VE GÜÇ ALDIKLARI ŞEY İSE...ATATÜRKÜN GENÇLİĞE HİTABESİDİR.O HİTABEYİ BU YAZININ SONUNDA BİR KEZ DAHA OKUYUN.
ben hep söylerim ne olursa olsun her türlü ilişki olay vs kendinizi karşı tarafın yerine koyun öyle düşünün ve bir kürt olarak her türlü vahşeti katliamı ırkçılığı kafatasçılığı başka ırkı hor gören küçük gören hakaret eden her kim olursa olsun allah belasını versin halklar arasına nifak sokan ayırmak istiyen kahrolsun yaşasın halkların kardeşliği kürt ve türk kardeşliği
Türk - Kürt kardeşliği lafta kalıyor.Bunun nedeni de iki tarafta da bol bol kışkırtıcının bulunması.Kardeşlik deyip de düşmanlık yapanları görüyoruz.Önce kardeşliğin anlamını kavrasınlar! tirej kardeşime katılıyorum.
Kürtce resmi dil olsun adlı forumda sormuştum.Bu nasıl kardeşlik diye.Kendimizi kandırmayalım.Kim kiminle kardeş.Benim öz kardeşime vuranlar mı benim kardeşim?Yukardaki yazıyı okumadınız galiba.Ülkemizden defolun gidin diyenler mi kardeş?
YADA GERÇEKLERİ SÖYLEMEYE BAŞLAMAK MI KIŞKIRTMACILIK OLDU.YUKARDAKİ YAZILAR YALAN MI?BU GERÇEKLERİ İNSANLARLA PAYLAŞMAK NİFAK SOKMAK MI?
Dağdaki Teröriste gelince kardeş.Kışladaki askere gelince Faşist bir katil ha?
elbette hepimiz kardeşiz.
ama burası [u]benim</u> ülkem. en batısından, en doğusuna kadar...
biz çok acılar çektik, çok şey verdik, fedakarlıklar yaptık bu ülke için.
hak ettik, kazandık burayı.
halklar kardeş tabii.. o insanlara da büyük haksızlıklar yapıldı yıllarca.
ama bu topraklar da asırlardır kimlerden bilinip sorulursa, yine asırlarca onlardan sorulacaktır. burası bizim. bunun bilincindeyiz.
yani;
bölücülerden de en az ırkçılardan ettiğim kadar nefret ediyorum.[:sr]
var mı bir karesinin diğer karesinden farkı bu güzel vatanın? UNUTMAYALIM:
Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın,
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.
Kâinatın değişmez kuralları var: Güneş doğudan doğar. Bahar, kışı kovalar.
Hiçbir gece nihayetsiz değildir.
Ve oğullar, babaları toprağa verir.
Bir babanın oğlunu toprağa verişi, doğanın yasalarıyla oynandığını düşündürür bize...
Yaradan'ın buyruğuna karşı gelinmiş gibi hissederiz.
Sanki bahar gelmemiştir, kışın ardından...
Veya güneş yükselmemiştir doğudan...
* * *
Bir cep telefonunda oğlunun ölümüne tanık olmuş bir ana-babanın acısıyla yandı yüreğimiz bu bayram...
Terhisine 2 ay kalmış Oğuz Parpaloğlu'nun Şırnak'tan aradığı numara, hepimizin numarasıydı sanki....
"Arkadaşlarım öldü. Birazdan şehit olacağım. Hakkınızı helal edin" diyen ses irkiltti hepimizi...
Gece karanlığında, bir dere yatağında pusuya düşmüş delikanlının "Yaralıyım. Hakkını helal ediyor musun annem" sorusuyla düştü önümüze başımız...
"Ediyorum oğlum" cevabındaki tevekkülü de yaşadık; "Bir delik bul, saklan" haykırışındaki naçarlığı da...
* * *
Ne uzundur kim bilir, tuzağa düşürülmüş bir oğlun veda konuşmasının ardından başlayan gece...
Silah sesleri arasında kesilen telefon...
Ve ardı sıra gelen kahredici bekleyiş...
Güneş doğmaz doğudan...
Uzayıp gider gece...
Hele kara haber gelirse alacakaranlıkta;
...kış, bir daha dönmez bahara...
* * *
Türkiye kanlı bir sayfayı yara bere içinde kapattı tarih defterinde; yeni bir döneme yelken açtı.
Lakin bitti sandığımız bela, hâlâ can çekişiyor.
Neşter vurulmadan üstünkörü kapatılan yara içten içe kanıyor.
Çocuklarımızı alıyor elimizden...
Geleceğimizle oynuyor.
Hâlâ yüreğimiz ağzımızda okuyoruz haberleri; içimiz yanıyor hâlâ...
Güneydoğu dağlarını uçsuz bucaksız bir gençler mezarlığına çevirdik; yine de toprak -ve onun harpten beslenen sahipleri-, doymak bilmedi taze kana...
"Ben ölüyorum baba", "Hakkını helal et ana" diye arıyor çocuklarımız, bir kuytuda kan kaybederken...
"Saklan oğlum" diye, "Feda olsun" diye çırpınıyor analarımız...
Yenilerde yitirdiğimiz şairin deyişiyle, "pusuda ağır can kaybıyız".
* * *
Biliyoruz değişmez kuralları var kâinatın:
Güneş doğudan doğar.
Bahar, kışı kovalar.
Ve her gece iki gündüz arasındadır, biliyoruz.
Gecikmiş sabahı iple çekiyoruz.
Lakin yanıyor canımız, uzadıkça bu nihayetsiz görünen lanetli gece...
Ağlıyoruz, babalar oğulları toprağa verdikçe...
Gök bilimciler, Dünya'ya 10 milyar ışık yılı uzaklıkta dev bir kara deliği inceleme ve analiz etmeyi başararak, bu tip cisimleri tanımlayan teorileri...
Yazan: deniz02 Forum: Yaşam - Sohbet - Forum Oyunları
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Evlat edinilen çocukların eski...
04-05-2025, 20:37:53 in Aile Hukuku