Şehir hatları vapurlarına binmeyenimiz yoktur. Bir fincan sahlepin de üst
katta tadına doyulmaz. Gün olur KARAOĞLANOĞLU İLE Kadıköy'e geçer, zaman gelir, ADEM YAVUZ'a yetişemez, Karaköy iskelesinde ŞEHİT NECATİ GÜRKAYA'nın yanaşmasını bekleriz. Peki kimlerdi bu isimleri yaşatılanlar. İşte onlardanbirkaçı.

KARAOĞLANOĞLU (ŞEHİT PİYADE ALBAY)
P.Albay İbrahim KARAOĞLANOĞLU, 50. Piyade Alay Komutanıdır. 1974 Kıbrıs Barış harekatında Kıbrıs'a ilk çıkan Alayın komutanı idi. Alayı ile birlikte Piladini Plajına (Sonradan KARAOĞLANOĞLU PLAJI olmuştur) çıkan Albay KARAOĞLANOĞLU Harekatın 2.gününde ateş hattında Mehmetçik ile yan yanaolduğu bir sırada Rum mevzilerinden atılan bir havan mermisi ile ağır yaralanmış ve şehit olmuştur.
T.C Devleti Albay KARAOĞLANOĞLU'nu unutmadı, ismi Kıbrıs ve Türkiye'de birçok yere verildi ve o sıralarda İstinye tersanesinde inşa edilen yolcu vapuruna da ismi verilerek anısı yaşatılmaktadır.

ADEM YAVUZ (ŞEHİT TÜRK GAZETECİMİZ)
Kıbrıs harekatını takip eden Türk gazetecimiz ADEM YAVUZ 'un 14 Ağustos 1974günü gazeteci arkadaşı Ergin Konuksever ile birlikte Rum kesiminde kılavuz şoförlerinin yanlış yola girmesi nedeni ile araçlarının önü RUM tedhiş örgütü EOKA militanları tarafından kesilerek makineli tüfeklerle taranmış ve Ergin Konuksever omzundan yaralanmıştır. Olayın heyecanı ile ADEM YAVUZ Rum militanlara silahsız ve üstelik de gazeteci olduklarını anlatmaya çalışmış ve zaman zaman da onlarla tartışmış ve yaralı arkadaşı Ergin'i hastaneye yetiştirmiştir. Bundan sonrasını Yaralı Ergin Konuksever anlatıyor.
Rum hastanesine bizi getirdiklerinde yarı baygındım. ADEM'i sordum dışarıda kapıda beklediğini söylediler. Aradan çok az bir zaman geçti. ADEM'İ sedyeile kanlar içinde benim bulunduğum yere getirdiler. Ben ilk önce benim durumuma üzüldüğünden bayıldığını sandım. Daha sonra bizim yolumuzu kesen Rum milislerin bizim peşimizden hastaneye gelip ADEM'i de vurduklarını öğrendim. Çok yakın mesafeden ateş ettiklerinden ADEM'in bağırsakları parçalanmıştı. Ayağa kalkabildikten sonra bukez ben ADEM'in başucundan ayrılmadım. ADEM her gün, her saat su istiyordu ama veremedik. Doktorlar su verirseniz hiç yaşamaz diyorlardı. Bağırsaklarındaki yara müthiş bir susuzluk hissi veriyordu. ADEM 15 gün dayanabildi sonra onu kaybettik. Bana hep Abi kaçalım buradan diyordu. Sarılıp ağlaşıyorduk. Son günlerinde
mezarının sulak bir yer kenarında olmasını hatta yanı başından sular
akmasını istemişti.
T.C Devleti ADEM YAVUZ'u unutmadı,ismi Kıbrıs ve Türkiye'de bir çok yere ve o sıralarda İstinye Tersanesinde inşa edilmekte olan Yolcu Vapuruna verildi.
Çok isteyip kana kana içemediği su üzerinde ismi yaşatılıyor.

ŞEHİT NECATİ GÜRKAYA (ŞEHİT MUHABERE SUBAYIMIZ)
Hiç şüphesiz Kıbrıs Barış Harekatının bizim açımızdan en acı olayı, KOCATEPE savaş gemimizin kendi uçaklarımız tarafından yanlışlıkla batırılması idi.
NECATİ GÜRKAYA'da o gemide muhabere Subayı olarak bulunuyordu. Kocatepe batıyordu, gemi komutanı Güven Erkaya daha önce tatbik ettirilen şekli ile gemiyi terk emrini verdi. Bazı subaylar ki NECATİ GÜRKAYA'da onlardan biri idi, Ordunun malına zarar gelmemesi için kendi hayatlarını riske atmışlar ve bunun sonucunda da mağlup çıkmışlardır. NECATİ GÜRKAYA şartları içinde çok
kıymetli ve üzerine devletinin zimmetlediği yaklaşık 15- 20 kg.lik seyyar
telsiz cihazını bir naylon torbaya sarıp boynuna bağlar.Tek amacı vardır
kendinden önce ilk kurtarılacak ordu malını selametle gemiden çıkarmaktır.
NECATİ GÜRKAYA boynundaki zimmeti ile terk yerine gelir. Denize atlamayan kendisi ve komutanı kalmıştır. Bu arada Komutanı can yeleğini şişirmediğini fark eder ve kendisini uyararak hemen yeleğini şişirmesini söyler. NECATİ GÜRKAYA "Komutanım ancak zimmetimi hazırladım, içerde çok patlamalar var,yeleğimin ipini suda çekeceğim, merak etmeyin komutanım zaten bunun usulü böyledir"der ve kendini boynuna bağladığı zimmeti ile denize atar. NECATİ
GÜRKAYA denize düşünce can yeleğinin ipini çekip şişirmeye çalıştıysa da,yeleğin içindeki karbonmonoksit gazı boşaldığından başarılı olamaz ve yeleği şişmez. NECATİ GÜRKAYA Akdeniz'de boynundaki telsizle kaybolmuştur.
Kocatepe mürettebatı bir İsrail gemisi tarafından kurtarılır ancak saatler
süren aramalar sonucu NECATİ GÜRKAYA'ya ulaşılamaz. Akdeniz, ne NECATİ GÜRKAYA'yı nede boynundaki zimmetini inatla su yüzüne bırakmadı. NECATi GÜRKAYA bir an olsun boynundaki ağırlıktan kurtulmayı düşünmedi. Belki de yanında ordu malı zimmeti olmadan canını kurtarmak ona boynundakinden daha ağır gelecekti.
T.C Devleti NECATİ GÜRKAYA'yı unutmadı.İsmini Kıbrıs ve Türkiye'de bir çok yere ve o sıralarda İstinye tersanesinde inşa edilmekte olan Yolcu vapuruna vererek, mezarı olan denizler üzerinde anısını yaşatmaktadır.
*****
Geçenlerde, Balıkesirden dönüste Yalova dan Pendik'e götürecek arabalı vapuru bekliyorduk. Arabalı yavaş yavaş limana yanaşıyordu,Vapurun ismine gözüm takıldı. RECEP TAYYİP ERDOĞAN'dı. Düşündüm onun benim bilmediğim nasıl bir anısı vardı acaba, ama bulamadım.(Bir çok anısını buldumda onurla anılacak cinsten değil....) O vapura binmek istemedim,içimdengelmedi.