Merhaba,
Bir bankada Ticari Pazarlama alanında şubede çalışmaktayım.
İş yoğunluğumun durumuna göre yer yer bireysel bölümdeki arkadaşlara destek olmaktan imtina etmiyorum.
Şubeye ulaşan bir fax talimatıyla başladı tüm başıma gelenler.
Bireysel bir işlem... Şubedeki bir hesaptan bir diğer hesaba para transferi.
Talimatı teyit eden, imzalayan ben değilim. Bireyseldeki arkadaş...
İş yoğunluğu nedeniyle benden ricası üzerine adres teyiti işlemini kendisinin ekranından ben yaptım. Zira benim kendi ekranım bireysel müşteri üzerinde işlem yapmama izin vermiyor. Adres teyidi yapılmayan müşterinin ise işlemleri yapılamıyor. Normal şartlar altında bir müşterinin adres teyidi işlemi için kendisinden ikamet belgesi yada fatura talep ederiz. Ancak ben bireyseldeki arkadaşımın söylemi ve ricası üzerine bu işlemi onun ekranından kişilerin belgeleri olmaksızın yaptım. Bu da şu nedenle: Maaş anlaşması olan kurum çalışanlarının adres teyitleri için belge istenmez. Bireyseldeki arkadaş maaşını bizeden alan müşteri dediği için ben de onun söylemine itimatla işlem yaptım.
Sonra işlem için bireyselci arkadaşın imzalayıp onay verdiği bu talimatı operasyon birimine ilettim. işlem yapıldı.
Akabinde talimattaki imza ile sisteme kayıtlı imzanın uyuşmadığı tespit edilmiş operasyon servisince ve işlem iptal edildi. Bu durumu da daha sonra ben bireyselci arkadaşa aktardım sözel olarak.
Aradan 2 gün geçti.
Yarım gün izinli olduğum bir gün beni babam aradı. Telefonda ağlayarak sen ne yaptın diye ağlıyordu 55 yaşındaki adam. Şube müdürü "babamı" aramış. (Yanlış anlamayın; 27 yaşındayım.) Benim müşteri hesapları ile işlem yaptığımı ve yüzlerce km uzaktaki (başka şehirdeki) babamı çağırmış.
Müşteri hesaplarında oynamalarla suçlandım.
Sebep: "Müşterilerin adres teyitlerini benim yapmış olmam kamera kayıtlarına göre"
Müşteriler kim bilmiyorum, rakamlar ne bilmiyorum.
Meğer bu 2 müşteri maaşlı müşteri değilmiş. Öyle ki hesapları ve paralarının olduğunu unutan müşteriler, hareketsiz hesaplarmış.
Sonra kamera kayıtlarınca o gün işlem saatlerinde bir kağıdı yırtıp cebime koymuşum. Ama bu kağıdın ne olduğunu hatırlamıyorum. Bulamıyorum da... Genellikle özel evraklarımı yırtıp banka çöpüne atmam. Zira şubede de bir kağıt kıyma/imha makinesi bulunmuyor.
Şimdi bölge müdürlüğüne çekildim. Beklemede oturuyorum öylece.
Bu durum karşısında zanlı gibi tavır alınması psikolojimi olumsuz etkiliyor.

1. Şube müdürünce konu bana bildirilmeden babamın aranmış olması karşısında ne yapabilirim? (zira aile ilişkilerimi fevkalade olumsuz etkilemiş bir durumdur.) Öyle ki kesinleşmiş en ağır suçu bile işlesem 27 yaşında bir bireye deklare edilmeden babası da olsa 3. bir şahsa konuyu bu şekilde iletmek doğru mudur? İşle ilgili bu sorunu ben neden babamdan öğreniyorum? Bu konuda hukuksal olarak yapabileceğim birşey var mı? Sembolik de olsa bir tazminat davası açabilir miyim?
2. Teftiş kurulunca inceleme gerçekleşecek. Ne zaman olduğunu kimse bilmiyor. Bu konuda ne yapılabilir?
3. Tarafıma yapılan asılsız suçlama karşısında ne yapabilirim. Sadece beklemek mi gerekir yoksa yasal olarak bir merciye başvurma hakkım var mı? Varsa nereye?
4. Talimat üzerindeki onay/teyit imzası bireyseldeki çalışana ait olduğu halde suç neden bana yıkılıyor sorusunu sorabileceğim bir merci var mı? (bu arada aynı bireyselci arkadaş daha önce de bir kredi kartının çalınmasına neden olduğu ve çalınan bu kredi kartından çalan kişinin para çektiği hususu göz önüne alındığında o kişilerin neden hiçbir suçlamaya maruz kalmadığını merak etmekteyim.)
5. Yasal olarak haklarım konusunda bilgim yok. Ne önerirsiniz?