+ Konuyu Yanıtla
1 den 3´e kadar toplam 3 ileti bulundu.

Konu: "O kendisini gazete sanıyor"

"O kendisini gazete sanıyor" Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Mar 2007
    Nerede
    Ankara
    İletiler
    1.607
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı "O kendisini gazete sanıyor"

    Fişçiler


    KAHRAMANMARAŞ Milletvekili Avni Doğan’ın bir gerçeği ortaya koyan “40 yıl bizi onlar fişlediler, şimdi de biz onları fişliyoruz” sözü kendisi tarafından “maksadını aşmış” sayılsa da bunu üyesi olduğu parti yöneticileri dahi yeterli saymamış ki, gelen haberlere göre, “Disiplin Kurulu”na verilecekmiş.


    Aynen, “Bu iktidara karşı çıkanların kanını tahlile yollamak gerekir. Bu kanı bozuklar, gizli sözleşmeler yaparak ihanet etmişlerdir” diyen Ahmet Aydoğmuş isimli Çorum Milletvekili gibi.

    Disiplin Kurulu, bu sözlerin parti politikasına aykırı olup olmadığını değil, o sözlerin bu konjonktürde söylenmesinin partiye zarar verip vermeyeceğini tartıp da karar verecek. Yanlış anlamayın.

    Zaten söylenenler bugün iktidarda olan partinin ve yandaşlarının yeni bir gerçeğini ortaya koyuyor değil, uygulamalar ve yapılan yayınlar, eskiden beri kimleri hedef aldılarsa, o insanların hepsi hakkında dosya tuttuklarını, esas olarak da “özel yaşam” bilgileri topladıklarını ispat ediyor.

    İlk örneği kendimiz, bundan 14 sene önce bir televizyon programında Abdurrahman Dilipak’ın “Siz Kurucu Meclis üyesi iken ezanın Türkçe okunması için bir öneride bulunmadınız mı?” demesiyle yaşadık.

    Unutmuştuk ama sonra düşününce anımsadık. Doğruydu. Merhum İlhami Soysal’ın bir önerisine biz de destek imzası vermiştik.

    O zaman anladık ki, bir yerlerde birileri hakkımızda dosya tutuyor. Tutmakla kalmıyor, kamuoyunda küçük düşürmek, zihinlerde soru işareti yaratmak için fırsat kollayıp, servise koyuyor yahut da devletin -çok muhtemelen Milli İstihbarat Teşkilatı’nın- insanlar hakkında tuttuğu dosyalar, bu şekilde gazetelere verilip yayınlattırılıyor.

    Tanınmış gazeteci, sunucu Uğur Dündar’ın eşinin yurtdışına kaç kere çıktığı, hangi ülkelere gittiği, bir gazetecinin kendi olanaklarıyla bulunacak bilgi midir?

    Vakit isimli basılı kâğıt parçası (o kendisini gazete sanıyor) geçen yılın mayıs ayında bu konuda sistemli yayın yaptı.

    Bayan Dündar dışarı gitse kime ne, gitmese kime ne?

    Aynı kâğıt parçası tuttu Doğan Medya Grubu ile ilgili davaya bakacak mahkeme üyelerinden birinin kuzeninin, Milliyet’in “gece” ekibinde çalıştığını, eşinin de Hürriyet’in ekinde yazı yazdığını yayınladı.

    Doğruydu. Ama o akrabalık bağını söz konusu yayın yapılıncaya kadar kendilerinden başka kimse -çok muhtemelen- bilmiyordu.

    Baktık aynı gazete dün, tanınmış avukat Turgut Kazan’ın damadının Amerikalı olduğunu yazmıştı.

    Damat Amerikalı veya Alman veya Türk olsa ne fark eder, olmasa ne olur?

    Bunların sistematize edildiği ve özellikle kamu görevi almak isteyenlerin o zaman Başbakanlık Müsteşarı olan -şimdiki Çalışma Bakanı- Ömer Dinçer’in kurduğu bir ekibin süzgecinden geçmeden göreve gelemedikleri biliniyordu ama, bu işin kamu görevi istemeyenlere de yaygınlaşması herhalde beklenmezdi.

    Sultan Hamit’e bunlar boşuna Ulu Hakan demiyorlar. O da böyle yapardı.


    Oktay EKŞİ

    Hürriyet -24 Şubat 2010



    Hukuki NET Güncel Haber

    "O kendisini gazete sanıyor" konulu yargıtay kararı ara
    "O kendisini gazete sanıyor" konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Mar 2007
    Nerede
    Ankara
    İletiler
    1.607
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "O kendisini gazete sanıyor"

    Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Hürriyet Gazetesi’nde; 24 Şubat 2010 tarihinde “Fişçiler” başlığıyla ve Oktay Ekşi imzasıyla yayımlanan yazıyla ilgili olarak aşağıdaki kararı vermiştir.



    KARAR



    ŞİKAYETÇİ : Hüseyin Kulaoğlu

    Vakit Gazetesi Muhabiri



    ŞİKAYET EDİLEN : Oktay Ekşi

    Hürriyet Gazetesi Başyazarı



    ŞİKAYET KONUSU : Vakit Gazetesi Muhabiri Hüseyin Kuloğlu, Hürriyet Gazetesi Başyazarı Oktay Ekşi’nin 24 Şubat 2010 tarihli ve “Fişçiler” başlıklı yazısıyla ilgili şikayet başvurusunda bulunmuştur.



    Oktay Ekşi şikayet konusu yazısında, Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’ın “40 yıl bizi onlar fişlediler, şimdi de biz onları fişliyoruz” şeklindeki ifadesiyle Çorum Milletvekili Ahmet Aydoğmuş’un “Bu iktidara karşı çıkanların kanını tahlile yollamak gerekir. Bu kanı bozuklar, gizli sözleşmeler yaparak ihanet etmişlerdir” şeklindeki ifadesine değinmiş ve “söylenenler(in) bugün iktidarda olan partinin ve yandaşlarının yeni bir gerçeğini ortaya” koymadığını belirtmiştir. İktidar partisi ve “yandaşları”nın uygulamaları ve yayınlarının, hedef aldıkları kişilerin “özel hayatları” konusunda dosya tuttuklarını kanıtladığını belirten Oktay Ekşi, Abdurrahman Dilipak’ın kendisine sorduğu bir soruyu ve Uğur Dündar’ın eşinin yurt dışına kaç kere çıktığının ve nereye gittiğinin yayınlanmasını bu duruma örnek olarak göstermiştir. “Vakit isimli basılı kâğıt parçası (o kendisini gazete sanıyor) geçen yılın mayıs ayında bu konuda sistemli yayın yaptı” ifadelerini kullanan Oktay Ekşi, “Aynı kâğıt parçası(nın) Doğan Medya Grubu ile ilgili davaya bakacak mahkeme üyelerinden birinin kuzeninin, Milliyet'in “gece” ekibinde çalıştığını, eşinin de Hürriyet'in ekinde yazı yazdığını” yayınladığını belirtmiştir. “Aynı gazete”nin Turgut Kazan’ın damadının Amerikalı olduğu yönündeki yayınını da eleştiren Oktay Ekşi, kamu görevi almak isteyen kişilerin “Başbakanlık Müsteşarı olan -şimdiki Çalışma Bakanı- Ömer Dinçer'in kurduğu bir ekibin süzgecinden geçmeden göreve gelemedikleri”nin bilindiğini ancak “bu işin kamu görevi istemeyenlere de yaygınlaşması”nın beklenmediğini belirtmiş ve yazısını “ Sultan Hamit'e bunlar boşuna Ulu Hakan demiyorlar. O da böyle yapardı.” ifadeleriyle bitirmiştir.



    Hüseyin Kulaoğlu, “Vakit isimli basılı kâğıt parçası (o kendisini gazete sanıyor)” ve “Aynı kağıt parçası” ifadelerinin, “Fikir emekçilerinin çalışmakta olduğu, günlük olarak çıkıp, ulusal çapta yayın yapan bir gazeteye” yönelik bir hakaret olduğunu belirtmiştir. Oktay Ekşi’nin Basın Konseyi Başkanı sıfatını taşıması dolayısıyla basın organlarına herkesten daha fazla saygı göstermesi gerektiğini ileri süren Hüseyin Kulaoğlu, kendisinin 1 Haziran 2008 tarihli ve 17 Ocak 2009 tarihli yazılarında da Vakit Gazetesi hakkında ağır ifadeler kullandığını belirterek bu örneklerin Oktay Ekşi’nin bir seferlik bir kasıtla etmediğini ve bu uygulamayı adet haline getirdiğini ispatladığını ileri sürmüştür. Oktay Ekşi’nin bu suretle Basın Meslek İlkeleri’nin “Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki dördüncü maddesini ihlal ettiğini ileri süren Hüseyin Kulaoğlu gerekli işlemin yapılmasını istemiştir.



    Şikayetin konusu Vakit Gazetesi’ne yönelik bir hakaret iddiası olduğundan, Basın Konseyi Çalışma Kuralları ve Başvuruları Değerlendirme Usulleri’nin 23. maddesi[1] uyarınca Vakit Gazetesi Sahibi Nuri Aykon’a bir mektup gönderilmiş ve Basın Konseyi Yüksek Kurulu’nun şikayeti karara bağlaması konusunda muvafakati alınmıştır.



    ŞİKAYET EDİLENİN YANITI : Oktay Ekşi 28 Şubat 2010 tarihli beyanında 1 Haziran 2008 ve 17 Ocak 2009 tarihli yazılarının, yayınlanmalarının üzerinden iki ay geçmesi sebebiyle Basın Konseyi’nin usulleri uyarınca kabul edilemeyeceğini ileri sürmüştür. Oktay Ekşi esas yönünden, şikayet konusu yayında kullandığı ifadeleri daha önce Basın Meslek İlkeleri’ne aykırı görmeyenlerin “ihlal” bulunmadığını zımnen kabul ettiklerini iddia etmiştir. Şikayet konusu yayında kullandığı ifadelerin bir Basın Meslek İlkeleri ihlalimi yoksa Basın Konseyi’ne Vakit gazetesi tarafından yöneltilen ifadeler karşısında verilmiş zorunlu bir cevap mı olduğu konusundaki değerlendirmeyi Yüksek Kurul’un takdirlerine bıraktığını belirten Oktay Ekşi, Vakit Gazetesi’nde Basın Konseyi’nin “illegal” olarak nitelendirildiği üç yazıya ve kendi kişilik haklarının ihlali olduğunu ileri sürdüğü iki yazıya yer vermiştir.



    DEĞERLENDİRME VE SONUÇ : Basın Konseyi Yüksek Kurulu 3 Mart 2010 tarihinde toplanarak aşağıdaki değerlendirmeyi yapmıştır.



    Şikayetin konusunu Oktay Ekşi’nin Vakit Gazetesi’ne hakaret ettiği iddiası oluşturmaktadır. Bu sebeple işbu başvuruda incelenmesi gereken konu Vakit Gazetesi’ne yönelen “kağıt parçası” ve “o kendini gazete sanıyor” ifadelerini iletişim (ifade, basın) özgürlüğü kapsamında bir eleştiri mi yoksa eleştiri sınırlarını aşan bir aşağılama mı olduğunun saptanmasıdır.



    Oktay Ekşi’nin kullandığı “basılı kağıt parçası (o kendini gazete sanıyor)” ifadesinin kendi öznel yorumu olduğu tespit edilmiştir. Gerek Basın Konseyi’nin yerleşik uygulamasında gerekse de ulusal ve ulusalüstü yargı mercilerinin uygulamalarında ifade özgürlüğü yalnızca somut bilgilerin aktarılmasını değil, görüş ve eleştirilerin aktarılmasını da kapsamaktadır.



    Şikayet konusun bir gazeteye yönelik hakaret iddiası olduğundan, Basın Konseyi Yüksek Kurulu öncelikle gazetelere yöneltilecek eleştirilerin sınırlarını değerlendirmiştir. Gazeteciğin kamusal bir faaliyet olduğu gerek Basın Konseyi’nin yerleşik uygulamaları ve görüşlerinde, gerekse de ulusal ve ulusalüstü hukuk sistemlerinde kabul edilmiştir. Günümüzde basın dördüncü güç/erk olarak nitelendirilmekte ve halkın haber alma hakkına hizmet ederek kamuoyu oluşmasında vazgeçilmez bir rol oynamaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, gazetelerin yayın politikalarının tartışılabilmesi ve eleştirilebilmesinin demokratik bir toplumda zaruri olduğu saptanmıştır. Bu sebeple gazetelere yöneltilebilecek eleştirilerin kabul edilebilirlik sınırının daha geniş yorumlanması gerekeceği saptanmıştır.



    “Vakit isimli basılı kağıt parçası (o kendini gazete sanıyor)” ifadeleri, yazarın bu gazetede yer alan bilgi ve yorumlara değer vermediğinin bir ifadesi niteliğindedir. Yukarıda da açıklandığı üzere topluma yön vererek kamusal bir faaliyeti yerine getiren yayınlarda yer alan görüşlerin değersiz olduğu iddiasının ileri sürülmesi, iletişim özgürlüğü kapsamındadır. Bu görüşlerin ileri sürülmesindeki kamu yararı, yayın organlarına ilişkin kabul edilebilir eleştiri sınırlarını genişletmektedir. Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Oktay Ekşi’nin kullandığı ifadeleri iletişim özgürlüğü kapsamında değerlendirerek “şikayetin yersizliğine” oy birliğiyle karar vermiştir.

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Mar 2007
    İletiler
    329
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "O kendisini gazete sanıyor"

    Bir karikatüre,eleştiriye tahammül edemeyip de şikayette bulunanlar, dava açanlar,insanların tutuklanmasının kural haline gelmesine,tutukluluk halinin yıllarca sürdürülüp adil yargılanma hakkının ihlal edilmesine,kısaca belki de yaşam hakkından sonra en kutsal insan hakkı olan özgürlük hakkına bu kadar kolay ve yoğun müdahalede bulunulmasına seslerini çıkartmadıkları gibi davanın savcısı olabiliyorlar,gazetelerinde masumiyet karinesini hiçe sayarak,ağızlarından salyalar saça saça insanları suçlu ilan edebiliyorlar,mahkeme bile dava sonucunda bir örgütün varlığına hükmedebilecekken,onlar bir örgütün varlığını çabucak tespit edebiliyorlar.

    Madde 6
    Adil yargılanma hakkı

    1. Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir. Hüküm açık oturumda verilir; ancak, demokratik bir toplumda genel ahlak, kamu düzeni ve ulusal güvenlik yararına, küçüklerin korunması veya davaya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde, veya davanın açık oturumda görülmesinin adaletin selametine zarar verebileceği bazı özel durumlarda, mahkemenin zorunlu göreceği ölçüde, duruşmalar dava süresince tamamen veya kısmen basına ve dinleyicilere kapalı olarak sürdürülebilir.

    2. Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır.

    Avrupa insan hakları sözleşmesinin 6. maddesinin 2. bendi çok açık.Suçluluğu mahkeme hükmüyle kesinleşinceye kadar kimse suçlu sayılamacağı gibi suçsuz olduğu da kabul edilir.Fakat bizim çok bilmiş ulemalar,suçlu sayılamaz amaz suçsuz da sayılamaz diyorlar.Sayılır kardeşim bal gibi sayılır.

    Anayasamızın 38. maddesinin 4. fıkrasını da bazı insanların gözüne gözüne sokmak için Avrupa insan hakları sözleşmesindeki ifadeyle değiştirmeliyiz.

    C. Suç ve cezalara ilişkin esaslar

    MADDE 38. – Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.

    Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.

    Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.

    Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
    Konu unbelievable tarafından (18-03-2010 Saat 23:42:37 ) de değiştirilmiştir.

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. "Abart Egzoz" ya da "Performans Egzozu" kullanan ruh hastalarının gürültüsü bıktırdı.
    Halk arasında "abart egzoz" ya da "performans egzozu" şeklinde tabir edilen egzozların aracın performansına olumlu yönde hiçbir etkisi olmadığı gibi...
    Yazan: Hakkarili Arzuhalci Forum: Çevre Hukuku
    Yanıt: 6
    Son İleti: 13-04-2017, 19:12:25
  2. Daire tapusundaki Niteliğin "Tarla" ile "Arsa" olması arasındaki fark nedir?
    Daire tapusundaki Ana Gayrimenkulün Niteliğinin "Tarla" ile "Arsa" olması arasındaki fark nedir? Bağımsız Bölümde ise dairenin niteliği mesken,...
    Yazan: Songull Forum: Gayrimenkul Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 05-11-2016, 21:31:42
  3. Dilekçede "makam" a "arz" yerine "rica" etmek
    Bir makama gerçek kişi tarafından verilen dilekçenin sonu "arz ederim" yerine makama saygı ve güven duyulmadığından dolayı kasıtlı olarak "rica...
    Yazan: k_karakas34 Forum: Mevzuata İlişkin Soru ve Talepler
    Yanıt: 5
    Son İleti: 31-01-2014, 00:46:21
  4. Taşınmz satış ilanının satıştan en az "bir ay" önce verilmesinde "bir ay"ın anlamı nedir?
    18 Haziranda taşınmaz satışımız var; ancak satış ilanını ancak 18 Mayısta ilan ettirebildim. Basın İlan Kurumunda bir aylık süreye ilişkin kafamı...
    Yazan: Av.Umut Elçiçek Forum: İcra ve İflas Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 25-06-2012, 17:58:06
  5. "YD savunma ara kararı" ile "YD savunmadan sonra" ibareleri arasındaki fark nedir
    Danıştay'da yürütmenin durdurulması istemiyle mülakakat iptali davası açtım..Dava dosyasını sorguladığımda YD istem sonucu için "YD Savunma Ara...
    Yazan: siduri Forum: İdare Hukuku
    Yanıt: 3
    Son İleti: 11-12-2010, 00:43:53

İlgili Hukuk terimleri

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.