Anket Sonuçlarını Göster: İncirlik Üssü kapatılsın mı?

Oylayanlar
8. Bu ankette oy kullanma yetkiniz bulunmuyor.
  • Evet

    8 100,00%
  • Hayır

    0 0%
  • Kararsızım

    0 0%
+ Konuyu Yanıtla
1 den 8´e kadar toplam 8 ileti bulundu.

Konu: "İncirlik Üssü kapatılsın" mı?

"İncirlik Üssü kapatılsın" mı? Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı "İncirlik Üssü kapatılsın" mı?

    "İncirlik Üssü kapatılsın"

    ''İncirlik Üssü''nün kapatılmasını isteyen ve kendilerine ''Halk Cephesi'' adını veren grup, Adana'da, üssün bulunduğu mahalle girişinde eylem yaptı.

    Adana- Çeşitli şehirlerden otobüslerle Adana'ya gelen kalabalık grup, İnönü Parkı'nda toplanarak, Adana Adliyesi önünden Sabancı Merkez Cami önünde bulunan otobüslerine kadar slogan atarak ve pankart taşıyarak, polisin aldığı geniş güvenlik önlemleri altında yürüdü.

    Buradan otobüslerle merkez Sarıçam ilçesine bağlı İncirlik Mahallesi girişine giden eylemciler nedeniyle güzergah üzerindeki ABD Konsolosluğu önünde güvenlik önleminin artırıldığı gözlendi.
    İncirlik girişinde grup adına konuşma yapan Recep Gedik, günlerdir İncirlik Üssü'nde hareketlilik yaşandığını, 142 bin ABD'li askerin Irak ve Afganistan'a gitmek üzere İncirlik'ten geçiş yapacağını söyledi.

    ''İncirlik'in 1954 yılından itibaren ABD'nin açık işgali altında'' olduğunu savunan Gedik, ''12. büyük ABD üssü olan İncirlik, Orta Doğu halklarına kan kusan, Türkiye için tehdit ve gözdağı anlamına gelen bir terör üssüdür. İncirlik, Anadolu'nun kalbine saplanmış bir hançerdir. Bağımsızlık, ulusal onur için bugün İncirlik'e yürüdük. İncirlik Hava Üssü kapatılmalıdır'' dedi.

    Eylemciler, ABD başkanlarını temsil eden iki kuklayı ve ABD bayraklarını yaktıktan sonra dağıldılar.

    AA

    http://www.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&kid=7&hn=95992



    Hukuki NET Güncel Haber

    "İncirlik Üssü kapatılsın" mı? konulu yargıtay kararı ara
    "İncirlik Üssü kapatılsın" mı? konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Apr 2008
    Nerede
    İSTANBUL
    İletiler
    1.823
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "İncirlik Üssü kapatılsın" mı?

    Amerika'nın arka bahçesi olarak görülmeye devam edildiğimiz sürece İncirlik üssü kapatılır x üssü açılır.Emperyalist devletlerin ekonomik-siyasal hegomonyasından kurtulamadığımız sürece ancak biçim değişir öz değişmez.

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    İstanbul / Beyoğlu
    İletiler
    3.411
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "İncirlik Üssü kapatılsın" mı?

    İncirlik Üssü ne için açılmıştır? sorusunun yanıtı verilmezse, ne için kapatılmasının da gerektiği doğru olarak anlaşılamaz. Bu sebeple sormak lazım, İncirlik Üssü ne için açılmıştır?

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Salihli/Manisa
    İletiler
    7.141
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "İncirlik Üssü kapatılsın" mı?

    İncir yetiştirmek için miydi?

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Apr 2008
    Nerede
    İSTANBUL
    İletiler
    1.823
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "İncirlik Üssü kapatılsın" mı?

    Alıntı Av.Dilek Kuzulu Yüksel rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    İncir yetiştirmek için miydi?
    Yaklaştınız,yetiştirdikleri incirleri Ortadoğu'ya atmak için..
    1991'deki Irak operasyonunda tam 3.000 ton incir şeklinde bomba atmışlar.

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Mar 2005
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Turkey.
    İletiler
    1.580
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "İncirlik Üssü kapatılsın" mı?

    1991 den çok daha önce İncirlik vardı. Biraz daha geri gitmek lazım. Ama biraz tarihi biraz.

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    İstanbul / Beyoğlu
    İletiler
    3.411
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "İncirlik Üssü kapatılsın" mı?

    Bu konudaki genel çerçeveyi çizmesi açısından aşağıdaki yazı umarım açıklayıcı olur. HG

    Bu da siyasi dejavu
    Yaşanılan bir olayı daha önceden yaşamışlık duygusuna “dejavu” denir. Türkiye’nin son günlerdeki politik olaylarını daha önce yaşadığınız duygusuna kapılıyor musunuz? Örneğin Ergenekon gözaltılarını, tutuklamalarını? Ya da “Başbakan, Genelkurmay Başkanı’nı görevden alsın” sözlerini? Gelin yıllar öncesine gidip bir dejavu yaşayalım...

    BUGÜN fikir hayatındaki kısırlığımızın temel sebeplerinden biri sol düşünceye düşmanlıktır. Bunun nedeni ise Soğuk Savaş ve onun uzantısı olarak 12 Mart-12 Eylül darbeleridir.
    Annales-School tarihçiliği; yani tarihi olayları ekonomik temelli düşünceyle anlama-analiz etme yöntemi solculukla özdeşleştirildiği için, bu anlayış bizim üniversitelerimize sokulmamıştır. Bu da hâlâ temel meseleleri kavrayamamamıza neden olmaktadır.
    Gündemdeki olayları hâlâ Soğuk Savaş yıllarının bize dayattığı tek boyutlu düşünce sistematiğiyle tartışıyoruz. Sosyal tarihçiliği-ekonomik tarihçiliği bilmiyoruz.
    Örneğin; Türkiye’deki Ergenekon soruşturması-davasını nasıl “okuyor-analiz ediyorsunuz”?
    Sovyetler Birliği’nin parçalanmasıyla dengeleri altüst olan günümüz dünyasında yeni oluşturulmaya çalışılan düzeni kavrayamadan Türkiye’deki olayları anlayabilir misiniz?
    Sözlerimi somutlaştırmak için size bir dejavu yaşatmalıyım!..
    Yeni yol haritası
    1945 yılında II. Dünya Savaşı bitti.
    Savaşın iki galibi Amerika ve Sovyetler (Rusya), özelikle 100 yıldır paylaşım mücadelesine girdikleri emperyal rakiplerini saf dışı edip dünyaya hâkim oldu.
    İngiltere, Fransa galip bile olsalar savaş yorgunuydu; ABD’nin gölgesine sığındılar. Almanya, İtalya, Japonya zaten savaştan yenik çıktı.
    İki süper gücün dünyayı paylaşma isteği Soğuk Savaş’ın başlamasına neden oldu.
    “Milli Şef” İsmet İnönü’nün usta dış politikasıyla harbe girmeyen Türkiye, yönünü Batı’ya döndü. Üstelik bunu Atatürk döneminin SSCB’ye yakın dış politikasını tamamen değiştirerek yaptı.
    İnönü, Türkiye’nin geleceğini Batı’da görse de, ülkenin tam bağımsızlıkçı çizgisinden çok taviz verme eğiliminde değildi.
    Oysa...
    ABD’nin yeni dünya düzeninde Türkiye’den istekleri vardı. Örneğin, Kore’ye asker gönderilmesi gibi...
    ABD, Türkiye’nin II. Dünya Savaşı’nda olduğu gibi tarafsız kalmasını istemiyordu; yeni ordulara ihtiyacı vardı.
    Çünkü...
    Sovyetler Birliği Avrupa’nın merkezine kadar gelmişti.
    Afrika’da, Asya’da sömürgeler özgürleşiyordu. Ortadoğu’da ulusal hareketler çığ gibi büyüyordu.
    Çin ve SSCB kapitalist ülkelere karşı birleşik cephe oluşturma kararı almıştı.
    Ve bu karardan 5 ay sonra Kuzey Kore, Güney Kore topraklarına girdi.
    II. Dünya Savaşı bitmişti bitmesine ama dünyayı paylaşım mücadelesi sürüyordu.
    Ve ABD’nin, savaşacak Mehmetçik’e ihtiyacı vardı.
    Genelkurmay Başkanı tasfiye edildi
    İsmet Paşa, iktidarı DP’ye kaptırmasaydı Kore’ye asker gönderir miydi?
    Türkiye’yi savaşa sokmamış İsmet Paşa’nın Kore’ye asker gönderme ihtimali az.
    Peki Genelkurmay’ın II. Dünya Savaşı’ndaki kurmay kadrosu görevde olsaydı, DP’nin isteğine uyar mıydı?
    Bu konuyu açmalıyım:
    Demokrat Parti 6 Haziran 1950’de TSK içinde “balans ayarı” yaptı.
    Bunu da ustaca başardı.
    Hükümet olunca gündeme hemen ezanın tekrar Arapça okunmasını getirdi. Ardından radyoda dini program yapılması yasağını kaldırdı.
    Dini duygulara seslenip kamuoyunun desteğini arkasına alınca Türkiye’nin gündemine suni bir olay getirildi:
    “Askerler darbe yapacak!”
    Parantez açayım: Bu dedikodunun üzerinden 60 yıl geçti; bugüne kadar bu dedikodunun doğruluğunu gösterir bir tek bilgi-belge bulunamadı.
    Ama DP hükümeti bu dedikoduyu fırsat bilip, başta Genelkurmay Başkanı A. Nafiz Gürman, Hava Kuvvetleri Komutanı Zeki Doğan, Deniz Kuvvetleri Komutanı Mehmet Ali Ülgen, Jandarma Genel Komutanı Nuri Berköz, Genelkurmay II. Başkanı İzzet Aksalur olmak üzere ordu komutanları dahil 15 general ve 150 albayı emekli etti.
    Ve...
    İki ay sonra ABD’nin isteği oldu:
    25 Temmuz 1950’de DP hükümeti, Kore’ye 4 bin 500 kişilik askeri birlik gönderme kararı aldı.
    DP, CHP’nin tavrından çekinip konuyu TBMM’ye bile getirmedi. Bakanlar Kurulu kararnamesiyle Mehmetçik cepheye sürülüverdi.
    Üst komuta kademesi tasfiyeye uğrayan TSK sesini bile çıkaramadı.
    Olayı protesto eden Türk Barışseverler Derneği’nin solcu üyeleri ise hemen cezaevine tıkılıp sesleri kesildi.
    1 Mart tezkeresi
    1950’lerdeki iç ve dış olayların günümüz dünyası ve Türkiye’si ile benzerliği var mı?
    1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla Soğuk Savaş dönemi sona erdi.
    Soğuk Savaş sonrasının en sert paylaşım mücadelesinin yaşandığı Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu, Türkiye’nin yanı başında.
    Türkiye bugüne kadar sorunlu bölgelere BM nezdinde asker göndererek kanlı savaşların dışında kalmaya özen gösterdi.
    Fakat...
    Bu tarafsız dış politika bir yere kadar sürdü.
    Türkiye’nin 1 Mart (2003) tezkeresine onay vermemesi, ABD için dönüm noktası oldu.
    Tezkerenin reddedilmesini ABD, TSK’ya bağladı.
    İşte ben o tarihten sonra dejavu yaşamaya başladım.
    Bugün ne diyorlar:
    “TSK’da cunta var”; “Başbakan, TSK’nın üst komuta kademesini görevden alsın!”
    Sanıyorum oyunun henüz birinci perdesini seyrediyoruz.

    AVRUPA’YA KOMÜNİST OYUNU
    ABD’nin Soğuk Savaş doktrinine göre, büyük kara ordusuna sahip Türkiye, NATO şemsiyesi altında olmalıydı.
    DP de hükümet olunca NATO’ya başvurdu. Amerika desteğine ve Kore’ye asker göndermesine güvenip hemen kabul edileceğini sanıyordu.
    Olmadı; Avrupalılar Türkiye’yi istemedi.
    Şaşıran sadece Türkiye değildi; ABD Dışişleri Bakanı Dean Acheson, NATO’nun Avrupalı üyelerine sert çıkarak, Türkiye’nin acilen pakta alınmasını istedi.
    Avrupa’nın üstünde hâlâ savaşın dumanı tütüyordu; kimsenin sert demeçlerden korkacak hali yoktu.
    ABD ve Türkiye, Avrupa’yı ikna için iki yönteme başvurdu:
    Bunlardan birincisi, “Stalin, Kars ve Ardahan’ı istedi” yalanına yeniden başvurmak oldu!
    Bu yalanı maalesef Feridun Cemal Erkin ile Selim Sarper çıkardı. Güya talep Moskova Büyükelçisi Sarper’e sözlü olarak söylenmişti! Toprak talebini Stalin niye nota vererek yapmamıştı? Bilinmiyor.
    Zaten SSCB toprak talebini reddetti; Dışişleri Bakanı Molotov, “Bu nereden çıktı, böyle bir talebimiz yok” demesine rağmen psikolojik harbe yenik düştüler. Bırakın o dönemi, bu kara yalana hâlâ inanılıyor; yıllardır iç politika malzemesi olarak kullanılıyor.
    Neyse dönelim konumuza...
    Ortada toprak talebine ilişkin belge filan olmayınca Avrupalılar bu yalana pek itibar etmedi.
    O halde Avrupalıları ikna için başka oyunlar gerekiyordu.
    Bulundu:
    “Türkiye komünist hareketlerin tehdidi altındaydı.”
    Bu “tehlikenin” gösterilmesi amacıyla 1951 yılında Türkiye Komünist Partisi’ne yönelik “büyük tevkifat” yapıldı. Dört yüz kişi işkenceden geçirildi. Kimler yoktu ki; Ruhi Su, Enver Gökçe, Ahmet Arif, Arif Damar, Mihri Belli...
    İşkenceye dayanamayıp aklını kaybedenler oldu. (İşkenceye uğrayanlardan Yılmaz Çolpan Paris Turizm Müşaviri iken 22 Aralık 1979’da ASALA tarafından öldürüldü. Solun tarihi acıklı insan hikâyeleriyle doludur.)
    Basın günlerce komünistlerin nasıl sinsi bir oyunla rejimi değiştireceğini yazdı.
    Bu arada, ölüm korkusuyla Nâzım Hikmet de Sovyetler Birliği’ne kaçınca yayınlar daha da sertleşti.
    ABD her fırsatta, Türkiye’nin komünist tehdidi altında olduğunu söylemeye başladı. Bu arada NATO kararını da bekleyemezdi. Ortadoğu ABD Büyükelçileri Konferansı İstanbul’da toplandı. Güçlü bir Ortadoğu savunma hattı kurulması ve Türkiye’nin bu savunmada etkin bir rol üstlenmesi istendi.
    Türkiye’nin Londra, Paris, Roma büyükelçileri de, Cumhurbaşkanı Bayar başkanlığında Çankaya Köşkü’nde toplanarak, Doğu Akdeniz savunmasına ilişkin kararları görüştü.
    Öte yandan...
    Bir avuç aydına/komüniste karşı Türkiye’yi korumak için Amerikan 6’ncı Filosu İstanbul’a geldi!
    Şaka gibi... ABD ayrıca Türkiye’ye 100 jet uçağı vereceğini açıkladı. Yani tehlike o kadar büyüktü!
    Bu arada Mehmetçik Kore’de yiğitçe savaşmayı sürdürdü. ABD, Kore’deki Türk Tugayı’na “Başkanlık Onur Belgesi”ni verdi.
    Ödül karşılıksız bırakılır mıydı; hemen Kore’ye 900 kişilik ilave asker sevkıyatı yapıldı.
    Mehmetçik’in bir hiç yüzünden Kore’de şehitler vermesini protesto eden 56 üniversite öğrencisi tutuklandı. Tabii hepsi komünistti!
    Bu arada Ankara’ya ABD askeri heyetlerinin biri gidip diğeri geldi. Ziyaretler sonrasında Kore’ye hep takviye asker gönderildi; bu kez sayı 600 idi.
    Bir yanda Kore’ye asker gönderildi, diğer yanda solculara yönelik tutuklamalar hız kesmedi.
    Türkiye Sosyalist Partisi Genel Sekreteri Esat Adil Müstecaplıoğlu; Attilâ İlhan ve Madımak’ta kaybettiğimiz Asım Bezirci’nin de aralarında bulunduğu 15 aydın tutuklandı.
    İstanbul’da Orak Çekiç adında gizli bir örgüt ortaya çıkarıldı! Üç kişi tutuklandı.
    Milli Eğim Bakanı Tevfik İleri solcu öğretmenlerin tasfiyesinin hızlandırılarak sürdüğünü açıkladı.
    Uzatmayalım...
    Sonuçta Avrupalılar “komünist tehlikesi oyununa” kandılar/ya da kanar gibi yaptılar; Türkiye’nin NATO’ya katılmasına izin verdiler. Zaten SSCB burunlarının dibine kadar gelmişti; riske girmek istemiyorlardı.
    Nedendir bilinmez bu kabulden sonra ABD, Türk-Amerikan Askeri İşbirliği’ne katkılarından dolayı Genelkurmay Başkanı Nuri Yamut’a “Liyakat Madalyası” verdi.
    Halk bayram yapıyordu:
    100 yıllık Rusya korkusundan yine bizi Batı koruyacaktı. Sovyetler saldırınca NATO bizim yanımızda olacaktı!
    Halbuki...
    Bu da koca bir yalandı. SSCB’nin saldırısı durumunda savunma hattı Boğazlar’da kurulacaktı.
    Neyse gelelim sonuca...
    Dün komünistler, bugün de “darbeci Ergenekoncular” cezaevinde!
    Size de yaşadıklarınız dejavu gibi geliyor mu?..

    En önemli silahları: CAHİLLİK
    SOĞUK Savaş doktrini 1950’de kolayca hayata geçirildi.
    1989’da Berlin Duvarı yıkıldı. Soğuk Savaş sona erdi.
    Dünyayı yeniden dizayn etmek isteyen süper güç ABD, 1990’larda yeni doktrini Büyük Ortadoğu Projesi’ni hayata geçirmek için kolları sıvadı.
    Bu konsepte göre Türkiye artık Kemalizm’i bırakıp, yeni rol modeli ılımlı İslam’ın ipine sarılmalıydı.
    NATO, konsepti gereği savunma ordusuydu.
    Ama artık bunu bırakmalıydı. “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesi artık bir kenara bırakılmalıydı. Özellikle Ortadoğu’da aktif rol almalıydı.
    Fakat Türk Silahlı Kuvvetleri de sömürge ordusu değildi, ulusal devletin ordusuydu; “Hadi şimdi de bu görevi üstlen” denince hemen “Baş üstüne” diyemezdi.
    Demediği gibi Rusya ve İran ile ittifak kurulmayı öneren paşalar bile çıktı. Tabii bu teklifi yapanların sonları Silivri’deki Ergenekon davası oldu! Neyse...
    ABD, dünyayı dizayn etmekte kararlı; bunun ekonomik nedenleri var.
    En azından ilk etapta Irak’tan çekildiğinde Kürtleri ve petrol kuyularını koruyacak TSK’ya ihtiyacı var.
    Fakat 1950’lerde “tereyağından kıl çeker” gibi halledilen oyunlar/planlar bu kez hayata kolay geçirilemiyor.
    Baksanıza “Kürt açılımı” bile sert muhalefetle karşılandı.
    Uyduruk mektuplarla TSK ve son günlerde Dersim meselesiyle CHP ne kadar yıpratılmaya çalışılsa da oyun tutmuyor; ikna edici olmuyor.
    Niye? Hükümete, yandaş medyaya, liberallere, din sömürücülerine rağmen oyun niye tutmuyor?
    Bakınız...
    İşte burada sosyal-ekonomik tarihçilikten yararlanacağız.
    1950’de Türkiye nüfusu 21 milyondu. Yüzde 75’i köylüydü ve nüfusu 5 binin altında olan yerleşim yerlerinde oturuyordu.
    Okuryazar oranı sadece yüzde 30 idi.
    Kişi başına düşen gelir 166 dolardı.
    Bu yoksul halkın cehaletinden yararlandılar.
    Türkçe ezanın kaldırılması, okullarda din derslerinin mecburi edilmesi, Fatih ve Eyüp Sultan gibi türbelerin açılması, radyoda din programlarının yapılması gibi popülist icraatlarla onu kandırdılar.
    Yoksul köylülerin temiz inançları siyasete malzeme yapıldı.
    Sadece onlar mı?
    Şehirliler de yeni gazino kültürüyle, ABD’den gelen caz müzikle-dansla, güzellik yarışmalarıyla, radyo günleriyle, polisiye cep kitaplarıyla, renkli sinemalar ile meşgul edildi.
    Dinciler çok mutluydu. Ardı ardına çıkardıkları yayınlarda Atatürk’e hakaret etmek için birbiriyle yarıştırıldı. Her yanda Atatürk’ün heykelleri kırılıyordu.
    DP’nin besleme basını ise, ABD’nin Marshall planı çerçevesinde Türkiye’ye 58 milyon dolarlık askeri yardımda bulunması gibi olayları manşetlere taşırken; Kore’de 34 subay, 46 astsubay ve 1252 erin şehit olduğu; 234 Mehmetçik’in ise esir tutulduğu haberlerini görmezlikten gelmeye çalıştı.
    Peki....
    1950’ler 2000’li yıllara benziyor mu?
    Benzerlikler var kuşkusuz.
    Ancak bu oyun bugün niye pek tutmuyor?
    Hadi bu da size ev ödevi olsun...


    SONER YALÇIN / HÜRRİYET

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Apr 2008
    Nerede
    İSTANBUL
    İletiler
    1.823
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "İncirlik Üssü kapatılsın" mı?

    İncirlik üssünden ABD silahlı kuvvetlerinin de yararlanmasını öngören Bakanlar Kurulu kararnamesinin iptali için dava açan İstanbul Bağımsız Milletvekili Ufuk Uras, Danıştay savcısının verdiği mütalaa ile, üssün kapatılması için adım atıldığını belirtti.

    İncirlik Üssü ile ilgili kararnamelerin ulusal güvenlik gerekçesiyle açıklanmadığını anlatan Uras, "Danıştay savcısı, Bakanlar Kurulu kararı sonrası Türkiye'nin hava ve deniz limanlarının yabancı silahlı güçler tarafından kullanıldığının tespit edildiğini ve Türkiye topraklarındaki üsleri yabancı güçlere açma yetkisinin sadece TBMM'de olduğunu vurguluyor. Biz de bunu söylüyoruz. Ankara'da onurlu savcılar var. Bu memnuniyet verici" dedi.

    "IRAK"TAKİ SAVAŞA ORTAK OLDUK.

    Uras, Bakanlar Kurulu'nun, TBMM'ye ait yetkiyi hukuka aykırı olarak kullandığını öne sürdü ve "İncirlik üssünün yabancı güçlere kullandırılmasıyla Türkiye, Irak savaşına doğrudan değil ama, ABD ve yandaşlarına sağladığı yardımlarla, savaşa dolaylı olarak katıldı. Danıştay savcının görüşüne uyarsa, Türkiye'deki üsleri yabancı güçlere açma yetkisi TBMM'de olacak. Bu da üssün misyonunu yeniden değerlendirilmesi anlamını taşır. Kapanmasının ön adımı olur"dedi.

    Adana'ya yaklaşık 10 kilometre uzaklıktaki İncirlik Üssü 1954 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri ve Amerikan Hava Kuvvetleri'nin ortak kullanımına açıldı. Halen 4 bin personel bulunan üs ABD'nin bölgedeki operasyonlarına destek sağladı. 1991'de Irak'ın Kuveyt'i işgali sırasında operasyonlarda da yer aldı. Pentagon kaynaklarına göre bu operasyonlarda üsten kalkan uçaklar Irak üzerine 4 bin 600 sorti uçuş yaptı, 3 bin ton bomba attı.

    Kaynak: Gazeteport

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. "Abart Egzoz" ya da "Performans Egzozu" kullanan ruh hastalarının gürültüsü bıktırdı.
    Halk arasında "abart egzoz" ya da "performans egzozu" şeklinde tabir edilen egzozların aracın performansına olumlu yönde hiçbir etkisi olmadığı gibi...
    Yazan: Hakkarili Arzuhalci Forum: Çevre Hukuku
    Yanıt: 6
    Son İleti: 13-04-2017, 19:12:25
  2. Daire tapusundaki Niteliğin "Tarla" ile "Arsa" olması arasındaki fark nedir?
    Daire tapusundaki Ana Gayrimenkulün Niteliğinin "Tarla" ile "Arsa" olması arasındaki fark nedir? Bağımsız Bölümde ise dairenin niteliği mesken,...
    Yazan: Songull Forum: Gayrimenkul Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 05-11-2016, 21:31:42
  3. Dilekçede "makam" a "arz" yerine "rica" etmek
    Bir makama gerçek kişi tarafından verilen dilekçenin sonu "arz ederim" yerine makama saygı ve güven duyulmadığından dolayı kasıtlı olarak "rica...
    Yazan: k_karakas34 Forum: Mevzuata İlişkin Soru ve Talepler
    Yanıt: 5
    Son İleti: 31-01-2014, 00:46:21
  4. Taşınmz satış ilanının satıştan en az "bir ay" önce verilmesinde "bir ay"ın anlamı nedir?
    18 Haziranda taşınmaz satışımız var; ancak satış ilanını ancak 18 Mayısta ilan ettirebildim. Basın İlan Kurumunda bir aylık süreye ilişkin kafamı...
    Yazan: Av.Umut Elçiçek Forum: İcra ve İflas Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 25-06-2012, 17:58:06
  5. "YD savunma ara kararı" ile "YD savunmadan sonra" ibareleri arasındaki fark nedir
    Danıştay'da yürütmenin durdurulması istemiyle mülakakat iptali davası açtım..Dava dosyasını sorguladığımda YD istem sonucu için "YD Savunma Ara...
    Yazan: siduri Forum: İdare Hukuku
    Yanıt: 3
    Son İleti: 11-12-2010, 00:43:53

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.