Bekledim bekledim dayanamadım. Nerde bu meslek liseliler? Hani elektik mühendisi olacağım yazıktır bana lütfen kaldırın katsayı engelini diye haykıran gençlik? Daha bir eşit olmanın sevinci nerde?
Yapılan düzenlemeden haberlerimi yok? Artık bütün liseliler eşit. Hani açıkgöz tüccarlar gibi önce bindirdik sonra indirdik. İki gözü iki çeşme Türkiyede bilmem kaçıncı oldum ama ancak filanyüksek okula gidebilecem diyebilecek kimse kalmadı artık. ÖSS den aldıkları puanlarla sıralamaya girebilen bu meslek lisesi öğrencilerini artık sızlanırken görmeyeceğiz. 9. sınıf müfradatının ÖSS tarzı soruları çözüp mühendislik puanı tutturmak kolaydı. Hodri meydan bakalım o analitik geometri sorularını çözebilecekler mi? Çözerim diyene kapılar sonuna kadar açık...
İmam hatiplilerede açık sonuna kadar kapılar. Eskisine göre daralan tek kapı ilahiyat fakültesi kapısı (Tevdhidi tedrisat kanununa uydurmayı zorlaştıracak gerçi durumu. Ama ne gam. Anayasa mahkemesinin kaç günlük ömrü kaldı) Eşitizsiniz artık imam hatiplilerlede... Düz liseliden 2.5 kat fazla harcıyoruz gerçi onlara ama üniversiteye girişte eşitsiniz. Öğrenci başına düşen kapalı ve açık alan metrekaresi biraz fazla olabilir takılmayın. Tüm branşlarda (matemetik dahil) öğretmen başına düşen öğrenci oranı en düşük liseler (fen liseleri dahil) imam hatipler ama üzülmeyin.
Eşitiz eşitsiniz eşitler...
Düz liseliden 2.5 kat fazla harcıyoruz gerçi onlara ama üniversiteye girişte eşitsiniz. Öğrenci başına düşen kapalı ve açık alan metrekaresi biraz fazla olabilir takılmayın. Tüm branşlarda (matemetik dahil) öğretmen başına düşen öğrenci oranı en düşük liseler (fen liseleri dahil)
İyi de o okullarda öğrenci olmadığından böyle.
Üniversiteye girilmediğinden kimse imam hatibe gitmiyordu. Şimdi durum değiştiğine göre öğrenci sayısı artar, yukarıdaki alıntıladığım kısım da geçeriz olur.
Aslında boşuna yazıyorum tabii. Çünkü yazar bunları zaten biliyor...
Öğretmen başına düşen öğrenci oranıyla ilgili yorumunuz şüphesiz doğru olabilir. Ancak aynı ilçedeki liseler içinde tüm derslere uzmanlık alnından öğretmenin girebildiği tek liselerimiz güzide liselerimiz imam hatiplerin boş kaldığı, öğrenci bulamadığı bilgisi yanlıştır.
Bu okulların öğrenci sayılarında 8 yıllık eğitime geçiş nedeniyle eski adıylaorta okul 7-8-9 sınıfların ilköğretime katılması nedeniyle bir azalma olduğu görülmüş bu durum kamuoyuna zaten kimse gitmiyor şeklinde yansıtılmıştır.
Lise düzeyinde incelendiğinde okulların öğrenci sayısının asla azalmadığı, orta okul bölümlerinin kapanması nedeniyle açık kapalı alanlarıınn yarısı boşalmasına rahmen, yapılan yatırımların bu süreçte azaltılmadı kolayca görülür. Yine Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre bu okullardan mezun olan öğrenci sayısı hiç bir dönemde azalmamıştır. Aksine çağ nüfusunda okullaşma oranı her zaman genel liselilerle eşit yada yüksek, meslek liselilerden daima yüksektir.
Pek çok kişi okullara yönelen öğrenci profilinin siyası kimliğini göz önüne alındığında olağan süreç dışında (imam hatipli ebeveyn artışından kaynaklanan) bir öğrenci patlaması beklememektedir. Hoş böyle bir talep oluşsa bile Milli Eğitim camiamız bunu karşılayacak güç ve yetenektedir.
Meslek liseliler 28 Şubat süreciyle gelen eşitsizlikten kurtuldu.Ancak kalkan katsayı uygulaması ülkemizde meslek lisesi açısından değil imamhatipliseleri açısından bakılıyor.Nedenide açık imamhatipten mezun olan adaylar devletin emir kademesindede yer alıcak.Doktor olucak,diplomat olucak,hukukçu olucak.Kimileri 28 Şubat'la gelen uygulamaya eşitsizlik derken kimleride eşitlik dedi ama yapılan haksızlıktı.Eğer aynı sınavdan biri aynı neti yapıp hukuk,siyasal,ekonomi,tıp yazamaıyorsa evet eşitsizlikti.2008 ÖSS sonucunda 286,065/287,179/293,104 gibi puanlarla birileri bu ülkede hukuk okuyorsa Mat-2 diye tabir ettiğimiz soruları kendi çalışması sonucunda çözen biri hukuk okuyamıorsa bu tam bir eşitsizliktir.Ayrıca imamhatip açısından ele alırsak zaten mesele o, o tür okullara ailesinden ve çevresinden dolayı giden öğrenciler hukuk,mühendislik,tıp vb. bölümleri seçememelerini sistem bu diyerek çözemeyiz.İmamatipten mezun oldu laikiğe darbe safsatalarını boşverelim artık laikliğin ne olduğu konusunda bugün bir çok değerli hukukçu hem fikir değil ve bunlar imamhatip mezunu da değil.Aynı fakülteden mezun olanlar bile farklı tarif etmekteler laikliği o yüzden verilen eğitim laikiği bize tarif etmez.Ayrıca askeri darbeyle kurulan YÖK ne kadar anlamsızsa bu ülkede 28 şubatla gelen katsayıda o kadar anlamsız.Umarım YÖK nasıl bu haksızlığı giderdiyse birileride darbelerle gelen YÖK'ün gereksizliğini anlar ve üniersiteleri hükümetlerin politiklarına göre güdülen kurumlar olmaktan kurtarır.Belki diyecekler olabilir katsayı bu hükümetin politikası değilmi?Haksızlıktı giderildi,mantar gibi açılan üniversitelerde bu hükümetin politikası umarım oda giderilir.Eğer bir hükümet varolan haksızlığı gideriyorsa hükümet politikası yapılıyo zannedilsede ve başatakilerde böyle zannetse bile yapılan i artık hükümet politikası olmaktan çıkar.Sayılarımla...
Yapılan düzenlemeyi hiç okumadığınız, okuduysanız anlamadığınız çok açık. Yapılan düzenleme, öğretmen liseleri ve imam hatipliler dışındaki meslek liselerinden mezun olan öğrencilere üniversite kapısını kapatmaktadır. Lütfen zahmet edip hiç değilse verdiğim linkteki özetlemeyi okuyun. Bir meslek lisesi mezunun o sınavı aşmak için tüm programı yeniden öğrenmesi gerek. ÖSS sistemiyle yeni sistemi birbirine karıştırıyorsunuz.
28 Şubat süreciyle değişen neydi öncesi neydi bilmeden konuşuyorsunuz. Dahası ÖSSnin içeriğini bilmezden gelip konuşuyorsunuz. Konuşun konuşun. Yıl dediğiniz çabucak geçer. Meslek liseliler eskiden girebildikleri okullara bile giremeyince önümüzdeki yıl, gerçeği yaşayarak görünce herkes eşitlik neymiş bir daha konuşuruz. İdda ediyorum. 2010 yılında meslek liseleri öğrenci bulmak için kampanyalar düzenleyecek. Çünkü Üniversitenin kapısına "meslek lisesi mezunları giremez" tabelası asıl şimdi aslıdı...
İmam hatiplilerede açık sonuna kadar kapılar. Eskisine göre daralan tek kapı ilahiyat fakültesi kapısı. Düz liseliden 2.5 kat fazla harcıyoruz gerçi onlara ama üniversiteye girişte eşitsiniz. Öğrenci başına düşen kapalı ve açık alan metrekaresi biraz fazla olabilir takılmayın. Tüm branşlarda (matemetik dahil) öğretmen başına düşen öğrenci oranı en düşük liseler (fen liseleri dahil) imam hatipler ama üzülmeyin.
Eşitiz eşitsiniz eşitler... http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...&CategoryID=77
Bir imam hatip lisesine düz liseden 2,5 kat daha fazla harcama yapılması, tüm branşlarda öğrenci başına düşen öğretmen sayısının daha fazla olması gibi bilgilerinizin kaynağı ne merak ediyorum.
Ancak istatistik öyle bir bilimdir ki rakamları yanlış yorumlarsanız yanlış sonuçlara ulaşırsınız.
Durum böyle demiyorum ama anlaşılsın diye bir örnek veriyorum:
İki lise düşünün, birinde 20 öğrencilik sadece 1 sınıf var, diğerinde 30 öğrencilik 5 sınıf. İkisinde de mesela bir matematik dersini 1 öğretmenle yürütmek mümkün. Birinde öğretmen başına 20 öğrenci düşüyor, diğerinde öğretmen başına 150 öğrenci.
Ama unutulan bir şey var. 20 öğrencili lisedeki matematik öğretmeni sadece haftada 4 saat matematik dersine mi giriyor? Hayır, başka liselere de gidiyor.
O öğretmene düşen ders saati de farklı değil. (Sınıf mevcutları değişebilir.)
İmam hatiplerin sınıf mevcutları düşükse bu talep azlığındandır.
En azından sizin korktuğunuz gibi olacaksa, imam hatipte ders veren öğretmen başına düşen öğrenci sayısında patlama olacaktır. :o
Öncelikle kendimden başlayayım. Tanınmış bir anadolu lisesinin yıllar önce matematik bölümünden mezundum. 2008 yılında seneler sonra heves ettim, ÖSS'ye girdim ve EA-2 puanına göre Türkiye'de ilk 2000'e girdim. Ama matematik mezunu olduğum için aslında çok yüksek olan orta öğretim başarı puanım 0,3 ile çarpıldı ve Kıbrıs'taki paralı okullar hariç hiçbir yere tutmadı.
0,8 ile çarpılsaydı Galatasaray hariç bütün devlet hukuk fakültelerine ve vakıf üniversitelerinin burslu bölümlerine puanım tutuyordu.
Özetle alan dışı tercih yapan kişiye gel sen 40-50 puan geriden başla denerek istediği bölümü kazanmasını imkansız hale getiren bir sistem vardı.
(Sahi Galatasaray Üniversitesi'ne Fransız liselerinden ÖSS dışında giriş mümkün. Bir tevhid-i tedrisat vardı, ne oldu ona?)
Bu sistemde meslek liseleri mezunlarına daha önce üniversitenin kapıları açıktı da şimdi mi kapandı? Önceki sistemde zaten "40-50 puan geriden başla" deniyordu. Şimdi aynı yerden başla deniyor.
Yeni OÖBP'ler 0,15 ile çarpılıyor. Herkes için.
OÖBP katkısı okulda iyi olan öğrenci için yüksek, okulda kötü olan öğrenci için düşük olacak.
Sadece meslek lisesi ve öğretmen lisesi mezunlarına tanınan bir 0,06 katsayı fazlası var. Verdiğiniz linkten okuduğum kadarıyla imam hatipler bu ek katsayıdan ilahiyat fakültesi tercihinde bulunsalar bile yararlanamayacak:
"Sınavda meslek liseleriyle öğretmen lisesi öğrencilerine kendi alanlarının devamı olan bölümleri tercih etmeleri halinde 0.06 ek katsayı avantajı tanınacak. Sağlık Meslek Lisesi'nde okuyan bir öğrenci Hemşirelik Meslek Yüksek Okulu'nu tercih ettiğinde önceki yıllarda olduğu gibi ek katsayı avantajından yararlanabilecek. Ancak tıpkı geçen yıl geçerli olduğu gibi bu yıl da iletişim lisesinde okuyan bir öğrenci iletişim fakültesini, imam hatip lisesinde okuyan bir öğrenci ilahiyat fakültesini tercih ettiğinde ek katsayı avantajından yararlanamayacak. Çünkü bu fakülteler bu liselerin devamı olarak kabul edilmiyorlar. Ek katsayı avantajından yararlanan öğrencilerin alabileceği en yüksek ek puan 30 olacak. "
Yani imam hatiplere tanınan ek avantaj yok.
Öğretmen liselerine veya devamı olan meslek liselerine devam eden öğrencilere 30 puana kadar bir avantaj sağlanıyor.
Sadece meslek lisesi, öğretmen lisesi, imam hatip lisesi değil düz lise mezunlarının da alan dışı programları tercih ettiklerinde 40-50 puan geriden başlatılmalarına son veriliyor.
Herkes aynı noktadan başlıyor. (Lise başarısı yüksek olan öğrenci düşüğe göre biraz önden başlıyor.) Daha fazla net yapan sınavı kazanıyor.
Evet, meslek lisesi mezunları için üniversitenin kapısına kırmızı halı serilmedi ama girmeleri için şans verildi.
gecem1970 rumuzlu üyeden alıntı
Yapılan düzenlemeyi hiç okumadığınız, okuduysanız anlamadığınız çok açık. Yapılan düzenleme, öğretmen liseleri ve imam hatipliler dışındaki meslek liselerinden mezun olan öğrencilere üniversite kapısını kapatmaktadır. Lütfen zahmet edip hiç değilse verdiğim linkteki özetlemeyi okuyun. Bir meslek lisesi mezunun o sınavı aşmak için tüm programı yeniden öğrenmesi gerek.
Verdiğiniz linkten ne demek istediğinizi anlamadım ama önceki mesajınızın satır aralarından bazı şeyleri anladım:
gecem1970 rumuzlu üyeden alıntı
9. sınıf müfradatının ÖSS tarzı soruları çözüp mühendislik puanı tutturmak kolaydı. Hodri meydan bakalım o analitik geometri sorularını çözebilecekler mi? Çözerim diyene kapılar sonuna kadar açık...
Sizin verdiğiniz linkten okuduğum kadarıyla imam hatiplilere ilahiyat fakültesine girerken bile ek puan YOK.
Merak etmeyin, analitik geometri sorularını fen lisesi mezunu da, imam hatip mezunu da, meslek lisesi mezunu da yapmak zorunda kalacak. Analitik geometri sorusu yapamayan da (merak etmeyin, bu "rocket science" değil.) müsaade edin de mühendis olamasın.
28 Şubat süreciyle değişen neydi öncesi neydi bilmeden konuşuyorsunuz. Dahası ÖSSnin içeriğini bilmezden gelip konuşuyorsunuz. Konuşun konuşun. Yıl dediğiniz çabucak geçer. Meslek liseliler eskiden girebildikleri okullara bile giremeyince önümüzdeki yıl, gerçeği yaşayarak görünce herkes eşitlik neymiş bir daha konuşuruz. İdda ediyorum. 2010 yılında meslek liseleri öğrenci bulmak için kampanyalar düzenleyecek. Çünkü Üniversitenin kapısına "meslek lisesi mezunları giremez" tabelası asıl şimdi aslıdı...[/QUOTE]
1997 KRİTİK YIL OLDU
1997 yılı, eğitimin yönünü değiştiren kararların alındığı dönemin başlangıcı oldu. 28 şubat sürecine denk gelen 1997’yi takiben 15. Milli Eğitim Şurası’nda alınan karar doğrultusunda 1998’de zorunlu eğitim kesintisiz olarak 8 yıla çıkarıldı. Genel, meslek, imam hatip, anadolu lisesi ayrımı yapılmaksızın tüm liselerin ortaokul bölümleri kapatıldı. 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitimin birinci amacı, standardı ve eğitimde çıtayı yükseltmekti. Ancak önemli bir başka amacı daha vardı: ilköğretimde 5. sınıfın sonundaki kaçağı, bir başka deyişle çocukların küçük yaşta okullardan alınıp Kuran kurslarına gönderilmesini önlemekti.
İMAM HATİP LİSELERİNİN PARLAK GÜNLERİ
İmam ve hatip yetiştirmek üzere kurulduğu halde sayıları ve öğrenci kapasitesi hızla artan, ilahiyattan çok hukuk, kamu yönetimi, siyasal bilgiler ve öğretmenlik fakültelerine öğrenci gönderir hale gelen ve kimi siyasilerin “arka bahçemiz” diye nitelediği imam hatip liselerinin ‘patladığı’ dönemdi.
1997’de sayıları 615’e ulaşan imam hatip liseleri, 511 bin öğrencisi ve “hem mesleğe hem de üniversiteye öğrenci hazırlayan” niteliğiyle, klasik liselerin alternatifi durumuna geldi. YÖK üyesi Prof. Dr. İsa Eşme’ye göre sorun da burada ortaya çıktı:
“İmam hatip liseleri aslında Cumhuriyet kuruluşudur. Çok da Türkiye gerçeklerine uygundur. Geçmişi Tevhid-i Tedrisat’a kadar dayanmaktadır. Ama 1970’li yıllardan itibaren Türkiye’nin ihtiyacının çok üzerine çıkmıştır. O kadar çıkmıştır ki, 1997’de 511 bin küsurdu İHL’de okuyan öğrenci sayısı ve okul sayısı 615 idi. Çok büyük rakam bu. 90’lı yıllarda imam hatipler adeta klasik liselere alternatif dini eğitim yapan okullar durumuna geldi. Eğer katsayı uygulaması olmasaydı ve eğitim sisteminde yeni bir yapılanmaya gidilmeseydi, kesintisiz 8 yıllık eğitime geçilmeseydi, bugün geldiğimiz noktada İHL’ler klasik liselerin tam alternatifi haline gelecekti. Bana göre yanlış burdadır. Eğer imam hatip liseleri asıl kuruluş amaçlarına uygun olarak din adamı yetiştirmek üzere yapılansaydı, sayıları burada kalsaydı hem nitelik çok üstün olurdu, hem de bunlar ilahiyat fakültelerinin tabanı durumunda olabilirlerdi.”
ÖNCE 8 YILLIK EĞİTİM, SONRA KATSAYI
Diğer liseler gibi ortaokul bölümü kapandığı için “küçük yaşta öğrenci” kaynağı kuruyan imam hatip liseleri mezunlarını, bir yandan da kendi kulvarına çekmek gerekiyordu. Bu da 1999’da gerçekleşti. “Tüm ortaöğretim öğrencilerini, üniversitede kendi alanlarında ilerlemeye teşvik” amacıyla getirilen katsayı uygulaması, imam hatip mezunlarını da büyük ölçüde kendi kulvarına çekti. Alan daralınca bu okullara giden öğrenci sayısı azalmaya başladı.
YÖK üyesi Prof. Dr. İsa Eşme, katsayı uygulamasıyla ortaöğretim öğrencilerinin kendi alanlarına yöneldiğine dikkat çekerken, imam hatip mezunlarının lisans programlarına girme oranlarındaki değişimi şöyle anlatıyor: “İmam hatip mezunlarının katsayı uygulamasından önce lisans programlarına girme oranı yüzde 12 mertebesindeymiş. Mesela 1998’de 10 bin 190 öğrenci lisans programlarına geçebilmiş. Ama burada ayrıntılar çok önemli. 1998’de öğretmenlik programlarına geçen imam hatip çıkışlı öğrencilerin sayısı 3.285. 1999 yılında bu sayı 315’e inmiş. Hukuk fakültesine geçen İHL kökenli öğrenci sayısı 232 imiş, 54’e inmiş. Siyasal bilgilere geçenlerin sayısı 220 iken 97’ye düşmüş. Sonuç olarak imam hatip çıkışlı olup da lisansa geçen öğrenci sayısı 10.190’lardan 4.236’ya kadar inmiş durumda.”
KATSAYIYLA BİRLİKTE TARTIŞMASI DA BAŞLADI
Katsayı hayata geçti ama bu kez de “katsayı” temalı tartışmalar başladı. Dahası, katsayı seçim meydanlarının en cazip oy toplama malzemelerinden biri haline geldi. İmam hatip mensupları katsayıyı ilk günden itibaren reddetti. Çünkü onlara göre hukuk, siyasal, kamu yönetimi gibi bölümlere gitmek, kazanılmış haktı. İşte ÖNDER İmam Hatip Mezun ve Mensupları Derneği Başkanı Yusuf Ziyaettin Sula’nın sözleri:
“YÖK’ün önümüzdeki günlerde eşitsizliği düzeltme babında birtakım çalışmalar yapacağına dair bir takım şeyler duyuyoruz. Bu eğer yapılırsa, meslek liselerine veya İHL’lilere bir iltimas değildir. 1999 yılında onların elinden alınan en tabii haklarının iade edilmesi olacaktır. İmam Hatip’e girip ilahiyat dışında bir fakülteye gitmek bir tercih hakkı, insan hakkı, bir hürriyettir. Çocuk ne bilsin, 12-13 yaşında hangi mesleği seçeceğini. Ailesinin yönlendirmesiyle veya kendi isteğiyle de olabilir bir okula girmiş olsun. 17-18 yaşında, ben bu mesleği sevmedim,başka bir mesleği seçebilmeliyim, dediğinde bu hakkı buna vermelisiniz. Bir labirent gibi; buraya girdin, artık ömrünün sonuna kadar burda gideceksin, demek o çocuğa büyük haksızlık. Kaldı ki, imam hatip liseleri hem mesleğe hem de üniversiteye hazırlayan okullar. Dolayısıyla bu okulları bitiren öğrenci, ebeveyninin ya da kendinin isteğiyle biraz takviyeli dini bilgi alarak daha sonra dilediği mesleği yapma konusunda bunlara hürriyete sahip olmalı.”
SİSTEME “AÇIK LİSE” İLE BY-PASS
İmam hatip öğrencileri, hükümetin katsayı vaadinin gerçeğe dönüşeceği günü beklerken boş durmadı. Bir yandan da açık liselere geçerek kaymakam, hakim ya da öğretmen olmanın ara yolunu bulmaya çalıştı. Aynı vaat, imam hatiplere de yeniden öğrenci akışını hızlandırdı.
İşte o yıllardaki bu gelişmeye, Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer şöyle işaret ediyor: “AKP hükümeti işbaşına geldiğinden bu yana özellikle bu okullara katsayı tartışmasıyla özendiren teşvik eden, tıpkı türban tartışmasında olduğu gibi bu okullardaki öğrenci sayısının artışını olanaklı hale getirecek birtakım düzenlemeler içerisine gidildi. 17. Milli Eğitim Şurası da bunun üzerine oturtulmuştu. İHL’lerin 2002’deki öğrenci sayısı 70 bin iken şu anda 140 binlere dayandı. Bunun büyük bölümü de anadolu İHL’lere kaydolanlardan oluşuyor. Neden? Çünkü Anadolu imam hatip lisesi öğrencileri sözel alanlara diğer okullara göre avantajlı gidebiliyor. O bakımdan oraya doğru bir yönlendirme var.”
KATSAYIDAN KİM, NASIL ETKİLENİYOR?
1999’dan bu yana, kendi alanının devamı niteliğindeki fakülte ve yüksek okulları tercih edenlerin ÖSS puanı 0,8 katsayısıyla, alanı dışında tercih yapanların puanı ise 0,3 katsayısıyla çarpılıyor.
Meslek lisesi öğrencilerine, bazı bölümlerde 0,8 katsayısına ek olarak 0,24 katsıyısıyla ek puan da veriliyor. Örneğin imam hatip mezunları ilahiyat fakültesine, Anadolu öğretmen lisesi mezunları eğitim fakültelerine giderken hem 0,8 katsayısından hem de 0,24’lük ek puandan yararlanıyor.
Ancak katsayı konusunda önemli bir ayrıntı hep gözardı ediliyor; imam hatip lisesi mezunu kendi alanındaki en üst lisans programı olan İlahiyat’a giderken, 0,8 katsayısı kullanıldığı için puan kaybına uğramıyor. Buna karşılık örneğin bir Anadolu teknik lisesinin bilgisayar bölümünü bitiren öğrenci, hedefleyebileceği en yüksek lisans programı olan bilgisayar mühendisliğini tercih etmek istediğinde 0,3 katsayısı kullanıldığı için puan kaybına uğruyor. Çünkü sistem o öğrenciyi “ara eleman” olarak görüyor
Okuyun ve meslek liseleri gerçeğini öğrenin.Haylen diyorum bu ülkede biri 280 ile hukuk okuyorsa hakkıyla hukuk puanı alıpta gidemeyenler okuamıyorsa eşitsiliktir.Bunu öğrecilere imamhatip mezunusun imam ol diyede çözemeyiz.Öğrencilerin bir çoğu aile ve çevre baskısıyla o okula devam ediyor bu da acı bir gerçektir.28 şubat süreci iyi tahlil edilmelidir.Bu ülke hiç bir zaman ordunun yaptığı müdahalelerle iyi bir yere varamamıştır.İrtica varsa bu millet onu yapanları sandığa gömmüştür ve gömecektir.Saygılarımla...
Sayın sdt,
Toplumun büyük kesiminin sessizliğin çok iyi vurgulamışsınız. En büyük kesim yani genel lise mezunlalarıda sessiz. Çünkü alandışı tercih hevesindeler.
Verdiğim linki anlamadıysanız herhalde verdiğim sayıların kaynağınıda pek anlayamazsınız.. Yok canım anlarsınız. Biraz Eğitim ekonomisi, biraz istatistik çalışırsanız önce DTP ve MEB siteleirnde bu bilgilere kolayca ulaşabilirsiniz. Gerçi benim liseden sonra birkaç kısa yılımı aldı anlamak ama bu benim şahsi yetersizliğim olabilir. Bu arada bir düz lise öğrencisinin bir imam hatipli yada endüstiri meslek liselinin kaça mal olduğu optimum koşullardan hesaplanır. Yani hersınıfta 30 öğrenci olduğunu varsayar, herbir okul programının gerektirdiği mataryel, öğretmen özelliği (öğretmen yetiştirme maliyeti) ders ücreti ve ısınmadan tutun hertürlü gideri toplar kişi başına bölersiniz. Bazı meslek liselilerin ortalama bir normal lise mezununun (bu arada sözel bölüm ile fen mezunu normal liselinin maliyetide farklıdır) 15 katına mal olduğunu biliyormuydunuz?
Neyse sizi ayrıntılara boğmayayım. Gerçi verdiğim linkteki giriş sitemi açıklamasını anlalamışsınız ama anlayacağınız bir yol gösterebilrim. Analitik geometri çok zor değildir tabii. ÖSS sorularıyle. 1985-1987 yıllarının ÖYS sorularına ulaşın. (İkinci basamak sınavın) Gerçi siz mattemetik mezunusunuz. İsterseniz söyle yapalım. Siz sözel bölümü yanıtlayın. Bana netlerinizi bildirin.(alt bölümlere göre) Bende 1987 de hangi hukuk fakültelerine nasıl giremeyeceğinizi göstereyim size. Yada önümüzdeki yılı bekleyin.
Sayın Burak Temur,
Size yanıt yazmıyorum. Çünkü kaynak belirtmeden verdiğiniz gazete yazılarını muatap almıyorum. Umarım Hukuk deyince anladığınızda gazete yazılarıyla sınırlı değildir. Laf aramızda onlar gazeteci. Eğitim bilimci, hukukçu doktor değil. Biraz tedbirli yaklaşmak lazım. Hatta o yazının temel kaynağı YÖK başkanı bile konuştuğu alanın uzmanı değil.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Borcumdan dolayi kardesimin evine...
05-09-2025, 04:34:26 in Borçlar Hukuku