Eşin Ölümü ve Mal paylaşımı

[Abdullah Yaman]

Değerli hukukçu arkadaşlar ve hukuk dostları..
Söylemekten ve yazmaktan hicap duyuyorum, her ne kadar hukuki bir savaş içinde olsamda eşim vefat ettikten sonra saygı çerçevesi içerisinde ailesi ile de çocuklarım hatırına diyalogumu sürdürmek istedim.
Bu andan itibaren çocukların geleceği, sağlıkları, psikolojileri daha büyük bir önem arzetmekte benim için. Bu nedenlerle hiç bir şekilde mal mülk para pul hesabı yapmayı düşünmez iken ve hatta bunu ölene büyük bir saygısızlık olarak görmekte iken, eşimin kardeşlerinin çocuğumu etkileyerek ve avukatları devreye sokarak enteresan bir şekilde mal paylaşımı hesabına girdiklerini öğrendim. Yazarken bile duyduğum utancı ifade edemiyorum.
Yasal olarak mal kaçıramayacağım gibi, hiç bir şekilde mal-milk para pul hesabı yapmamışken kendimi bir anda ev, araba, kan parası hesapları içerisinde buldum. Bu da yaşanan olayların ve hayatın bir parçası olarak karşıma dikildi.

Bu noktadan hareketle gerek miras gerekse medeni hukukta mal ve miras paylaşımı ile ilgili araştırma yaptım ama netleştiremedim. Değerli bilgilerinizden ve tecrübelerinizden istifade etmek isterim.

-Eş olarak ben, 18 i geçmiş bir çocuk, 10 yaşında bir çocuk yasal mirasçılarız..
-1 Ev (2002 den sonra alınma, adıma kayıtlı), 1 otomobil (2002 den sonra alınma, adıma kayıtlı ) , kaskodan ödenecek bir başka otomobil parası (otomobil 2002 den sonra alınma, ölen eş üzerine kayıtlı) , kaskodan ödenecek ölüm tazminatı, iş yerinden ödenecek kıdem tazminatı, bir yardım sandığından gelecek olan yardım parası sözkonusu.

Anladığım kadarı ile yasal mal rejimi gereği, mal rejimin tasfiyesi halinde (ölümde dahil) yasal tasnif yapılıyor. Yani eşler arasında eşit paylaştırılıyor. Bu durumda sağ olan eşin payı %50, Ölen eşin payı olan kalan %50 lik kısmın 1/4 ü yine sağ kalan eşin, kalan 3/4 lük kısmı ise çocukları arasında eşit paylaştırılıyor..

örneğin. ortak malların tutarı 100.000 TL ise. eşlerden birinin ölümü halinde mal rejimi tasfiye edilecek. Sağ kalan eşin payı % 50 den hesaplanarak 50.000 TL olacak. Kalan diğer 50.000 TL nin de 1/4 ü olan 12.500 TL sağ kalan eşe verilecek. Kalacak olan 37.500TL ise çocuklar arasında 18.750 şer TL olarak pay edilecek.

Diye biliyorum. Yada böyle anladım. Doğrumudur ?

Ben bu yasal paylaşım yerine kendi rızamla her bir mal üzerinde ben ve 2 çocuk için eşit bir paylaşım önerebilirmiyim? Bu türden bir paylaşımın ne gibi sakıncası olabilir?

Özür dileyerek ve tekrar hicap duyarak, affınızada sığınarak; yazdığım konuda bilgilerinizi, önerilerinizi, paylaşımınızı bekliyorum.

Saygılarımla..

[denizblk]

"...eşimin kardeşlerinin çocuğumu etkileyerek ve avukatları devreye sokarak enteresan bir şekilde mal paylaşımı hesabına girdiklerini öğrendim..."

demişsiniz.

Peki boşanma davanız ne oldu? Onlar boşanma davasına devam eecekler miymiş? Davadan çekilmek gibi bir niyetleri yok sanırım.

[Abdullah Yaman]

"...eşimin kardeşlerinin çocuğumu etkileyerek ve avukatları devreye sokarak enteresan bir şekilde mal paylaşımı hesabına girdiklerini öğrendim..."

demişsiniz.

Peki boşanma davanız ne oldu? Onlar boşanma davasına devam eecekler miymiş? Davadan çekilmek gibi bir niyetleri yok sanırım.

Eğer karşılıklı anlaşma ile bekledikleri gibi bir mal paylaşımı olmaz ise devam edecekleri yönünde bir kanaat oluştu bende.

Devam edecek olurlarsa boşanma gerçekleşecek, boşanmanın gereği tazminat ve % 50 lik mal paylaşımı yapılacak. Yasal mirasçı olarak çocuklar malların % 50 lik kısmına sahip olacaklar.

Tabii bu arada bir tazminat durumu sözkonusu olursa davayı devam ettirenmi öder, maldan mı düşülür, mahsuplaşma mı yapılır bilemiyorum.

[denizblk]

Bu çocuklar hem sizin hemde ölen eşinize ait.

Her anne-baba kendi çocuğunun menfaatlerini en iyi şekilde korur.

Ben açıkçası sanmıyorum eşinizin ailesi tarafı çocuklarınızın menfaatlerini korusunlar.

Hiç bu zamana kadar size, kızlarının hatırına davadan vazgeçmeyi bile teklif etmediklerine göre, size düşmanca(bunu çok özür dileyerek yazıyorum), iyi niyet içinde olmadan bu şekilde davranıyor olduklarını düşünüyorum.

Siz miras haklarınızı çocuklarınıza bağışlayabilirsiniz miras taksimi yapıldıktan sonra. Ancak çok önemli bir konu var. 18 yaşındaki bir genç hayat hakkında tecrübesiz ve kandırılmaya çok müsaittir. Ben ailemde bunun en acı tecrübesini yaşadım. 10 yılımıza maloldu. 18 yaşındaki erkek kardeşime zamanında 1 ev parası verildi. Ve ailecek başımıza gelmeyen kalmadı.

Yani ben haklarınızı bağışlamanızdan yana değilim şahsen. Hiç doğru olmaz. Çocuklarınızın hayat tecrübesi yok. Ayrıca ölen eşinizin tarafı sizin çocuklarınıza bakamadığınızı ve kötü davrandığınızı iddia ederek hatta 18 yaşındaki kızınızı yalan beyan yapması konusunda ikna ederek oğlunuzun velayet haklarını alıp, oğlunuzun miras haklarını canlarının istediği gibi kullanmalarına müsade etmemelisiniz.

Çok ince,hassas olarak düşünülecek konular bunlar bence.

O yüzden yasal haklarınızı çocuklarınız adına korumanızı ben şahsen tavsiye ederim.

Hayatta herşey olabiliyormuş. Yaşadıkça gördünüz sizde maalesef.

[AV.FERDA AYDIN]

Değerli hukukçu arkadaşlar ve hukuk dostları..
Söylemekten ve yazmaktan hicap duyuyorum, her ne kadar hukuki bir savaş içinde olsamda eşim vefat ettikten sonra saygı çerçevesi içerisinde ailesi ile de çocuklarım hatırına diyalogumu sürdürmek istedim.
Bu andan itibaren çocukların geleceği, sağlıkları, psikolojileri daha büyük bir önem arzetmekte benim için. Bu nedenlerle hiç bir şekilde mal mülk para pul hesabı yapmayı düşünmez iken ve hatta bunu ölene büyük bir saygısızlık olarak görmekte iken, eşimin kardeşlerinin çocuğumu etkileyerek ve avukatları devreye sokarak enteresan bir şekilde mal paylaşımı hesabına girdiklerini öğrendim. Yazarken bile duyduğum utancı ifade edemiyorum.
Yasal olarak mal kaçıramayacağım gibi, hiç bir şekilde mal-milk para pul hesabı yapmamışken kendimi bir anda ev, araba, kan parası hesapları içerisinde buldum. Bu da yaşanan olayların ve hayatın bir parçası olarak karşıma dikildi.

Bu noktadan hareketle gerek miras gerekse medeni hukukta mal ve miras paylaşımı ile ilgili araştırma yaptım ama netleştiremedim. Değerli bilgilerinizden ve tecrübelerinizden istifade etmek isterim.

-Eş olarak ben, 18 i geçmiş bir çocuk, 10 yaşında bir çocuk yasal mirasçılarız..
-1 Ev (2002 den sonra alınma, adıma kayıtlı), 1 otomobil (2002 den sonra alınma, adıma kayıtlı ) , kaskodan ödenecek bir başka otomobil parası (otomobil 2002 den sonra alınma, ölen eş üzerine kayıtlı) , kaskodan ödenecek ölüm tazminatı, iş yerinden ödenecek kıdem tazminatı, bir yardım sandığından gelecek olan yardım parası sözkonusu.

Anladığım kadarı ile yasal mal rejimi gereği, mal rejimin tasfiyesi halinde (ölümde dahil) yasal tasnif yapılıyor. Yani eşler arasında eşit paylaştırılıyor. Bu durumda sağ olan eşin payı %50, Ölen eşin payı olan kalan %50 lik kısmın 1/4 ü yine sağ kalan eşin, kalan 3/4 lük kısmı ise çocukları arasında eşit paylaştırılıyor..

örneğin. ortak malların tutarı 100.000 TL ise. eşlerden birinin ölümü halinde mal rejimi tasfiye edilecek. Sağ kalan eşin payı % 50 den hesaplanarak 50.000 TL olacak. Kalan diğer 50.000 TL nin de 1/4 ü olan 12.500 TL sağ kalan eşe verilecek. Kalacak olan 37.500TL ise çocuklar arasında 18.750 şer TL olarak pay edilecek.

Diye biliyorum. Yada böyle anladım. Doğrumudur ?

Ben bu yasal paylaşım yerine kendi rızamla her bir mal üzerinde ben ve 2 çocuk için eşit bir paylaşım önerebilirmiyim? Bu türden bir paylaşımın ne gibi sakıncası olabilir?

Özür dileyerek ve tekrar hicap duyarak, affınızada sığınarak; yazdığım konuda bilgilerinizi, önerilerinizi, paylaşımınızı bekliyorum.

Saygılarımla..

Sayın; "dardayım" başından sonuna kadar yazdıklarınızı yeni okudum, biraz geç olacak ama başınız sağolsun..

Büyük bir hukuk savaşı vermişsiniz anladığım kadarıyla. Yargılama süreci içerisinde; telefon kayıtları, msn, e-mail, gsm ile 2. ve 3.kişilerin iletilerini alma ve delil olarak mahkemeye sunma konusunda çabalarınızı çok takdir ettim.

Diğer yandan merak ettiğim bir husus; yasal varis olarak kızınızın bu davayı sürdürüp sürdürmediği..

Saygılarımla..

[Abdullah Yaman]

Sayın; "dardayım" başından sonuna kadar yazdıklarınızı yeni okudum, biraz geç olacak ama başınız sağolsun..

Büyük bir hukuk savaşı vermişsiniz anladığım kadarıyla. Yargılama süreci içerisinde; telefon kayıtları, msn, e-mail, gsm ile 2. ve 3.kişilerin iletilerini alma ve delil olarak mahkemeye sunma konusunda çabalarınızı çok takdir ettim.

Diğer yandan merak ettiğim bir husus; yasal varis olarak kızınızın bu davayı sürdürüp sürdürmediği..

Saygılarımla..

İlginize çok teşekkür ederim.
Hayır kızım davayı devam ettirmedi. Mahkemede hakim hatırlattı. "devam ettirmeyeceğim" dedi. dava kapandı..

[AV.FERDA AYDIN]

İlginize çok teşekkür ederim.
Hayır kızım davayı devam ettirmedi. Mahkemede hakim hatırlattı. "devam ettirmeyeceğim" dedi. dava kapandı..

Cevabınız için teşekkürler..

[AV.FERDA AYDIN]

Aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesi

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/10301

K. 2007/57

T. 24.1.2007

• İNTİFA HAKKI TANINMASI İSTEMİ ( Eşlerden Birinin Ölümü Halinde Tereke Malları Arasında Bulunan Ev Eşyası veya Eşlerin Birlikte Yaşadıkları Konut Üzerinde Miras Hakkına Mahsuben Haklı Sebeplerin Varlığı Halinde Mülkiyet Yerine İsteyebilecekleri )

• EŞLERDEN BİRİNİN ÖLÜMÜ ( Tereke Malları Arasında Bulunan Ev Eşyası veya Eşlerin Birlikte Yaşadıkları Konut Üzerinde Miras Hakkına Mahsuben Haklı Sebeplerin Varlığı Halinde Mülkiyet Yerine İntifa Hakkı Tanınmasını İsteyebilecekleri )

• KONUT ÜZERİNDE MİRAS HAKKINA MAHSUBEN İNTİFA HAKKI TANINMASI ( Eşlerden Birinin Ölümü Halinde Tereke Malları Arasında Bulunan Ev Eşyası veya Eşlerin Birlikte Yaşadıkları Konut Üzerinde İsteyebilecekleri )

4721/m.652


ÖZET : Davacı sağ eşin Türk Medeni Kanununun 652. maddesi hükmüne göre intifa hakkı tanınması isteminde bulunduğu görülmektedir. Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında bulunan ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut üzerinde miras hakkına mahsuben haklı sebeplerin varlığı halinde mülkiyet yerine intifa hakkı tanınmasını isteyebilir. ( TMK. m. 652 )
Bu tür işlerde görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. ( Yargıtay 2. HD. 30.10.2006, 6814-14469 ).
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı sağ eşin Türk Medeni Kanununun 652. maddesi hükmüne göre intifa hakkı tanınması isteminde bulunduğu görülmektedir.
Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında bulunan ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut üzerinde miras hakkına mahsuben haklı sebeplerin varlığı halinde mülkiyet yerine intifa hakkı tanınmasını isteyebilir. ( TMK. m. 652 )
Bu tür işlerde görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. ( Yargıtay 2. HD. 30.10.2006, 6814-14469 ).
Görev kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Bu açıklamalar karşısında mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.