Elde ettigim mail ve sigorta dökümünü sundum suç mu?
Merhaba benimde bi kaç konu hakkında bilginize ihtiyacım var
Anlaşmalı protokolle 1.5 senedir ayrıyım boşanmak istemedi ve en son barodan avk. istedim ama düzgün ve temiz görüntümden dolayı reddedildi tek başıma davamı açtım. dava zamanına kadar kendisi ve avuk. arayıp ya anlaşalım yada sizi savcılığa şikayet edecegiz gibi ithamlardada bulunuldu. 16 haz. ilk davam görüldü dilekçemde ek olarak sunduğum mail kayıtlarından dolayı savcılığa suç duyurusunda bulundular fakat o mail bizim ortak adresimizdi ayrıca şifre kırıldığına dair iddeaları mevcut şifresini bildigim mail adresiydi avukatımda olmadığı için sürekli suçlu duruma düşürülmeye çalışılıyor, ayrıca ssk dökümünü dava içerisinde mahkemeye sundum mail fotoraf ve ssk dökümü gibi delileri kenidim sunmam suç mu? bunlar sonuçta birer delil değil mi? özel hayata saldırı deniyor evli insanların gizlisi saklısı olmaması gerekmiyor mu? şuan tek başıma mücadele ediyorum davam 4 ay ertelendi , 20 gün içerisinde delil ve şahitlerimin bildirilmesi istendi. ayrıca karşı taraf bir başka adliyede dava açmış bu nasıl olacak benim davamın birleşitirilme istegini hakim reddetti diger dava durdurulacak mı? ne yapacağımı şaşırdım yıpratma politikası uygulanıyor maddi manevi suçlu konuma düşürmek için değerli yorumlarınızı bekiliyorum teşekkürler
Re: Elde ettigim mail ve sigorta dökümünü sundum suç mu?
superisi80 rumuzlu üyeden alıntı
Merhaba benimde bi kaç konu hakkında bilginize ihtiyacım var
Anlaşmalı protokolle 1.5 senedir ayrıyım boşanmak istemedi ve en son barodan avk. istedim ama düzgün ve temiz görüntümden dolayı reddedildi tek başıma davamı açtım. dava zamanına kadar kendisi ve avuk. arayıp ya anlaşalım yada sizi savcılığa şikayet edecegiz gibi ithamlardada bulunuldu. 16 haz. ilk davam görüldü dilekçemde ek olarak sunduğum mail kayıtlarından dolayı savcılığa suç duyurusunda bulundular fakat o mail bizim ortak adresimizdi ayrıca şifre kırıldığına dair iddeaları mevcut şifresini bildigim mail adresiydi avukatımda olmadığı için sürekli suçlu duruma düşürülmeye çalışılıyor, ayrıca ssk dökümünü dava içerisinde mahkemeye sundum mail fotoraf ve ssk dökümü gibi delileri kenidim sunmam suç mu? bunlar sonuçta birer delil değil mi? özel hayata saldırı deniyor evli insanların gizlisi saklısı olmaması gerekmiyor mu? şuan tek başıma mücadele ediyorum davam 4 ay ertelendi , 20 gün içerisinde delil ve şahitlerimin bildirilmesi istendi. ayrıca karşı taraf bir başka adliyede dava açmış bu nasıl olacak benim davamın birleşitirilme istegini hakim reddetti diger dava durdurulacak mı? ne yapacağımı şaşırdım yıpratma politikası uygulanıyor maddi manevi suçlu konuma düşürmek için değerli yorumlarınızı bekiliyorum teşekkürler
Öncelikle geçmiş olsun. Özel hayatın ihlali gibi bir suç işlemediniz rahat olun. Unutmayın boşanma davaları özel hayata ilişkin davalardır. Özel hayata ilişkin davalarda delillerde özel hayatın içinden alınır. Karı koca arasında özel hayat diye birşey yoktur. Aksine evlilik hayatının özeli vardır ve bu özel korunmaya daha çok muhtaçtır. Sunduğunuz deliller evlilikte karşı tarafın kusurlu olduğunu ortaya koyuyorsa mahkemenin bunu kusur yönü ile değerlendirmesi gerekir. Karşı tarafın bu yöndeki itirazı hakkın kötüye kullanılmasıdır. Benim iletilerimi taip ederseniz buna dair örnek yazılar olacaktı. Onlardan yardımcı olacak veriler alabilirsiniz. Şu an zamanım yok ben seçip link ekleyemedim ama en kısa sürede sizin için buna dair link eklerim. Geçmiş olsun..
Re: Elde ettigim mail ve sigorta dökümünü sundum suç mu?
çok teşekkür ederim verdiginiz bilgiler için evet takip edecegim yazılarınızı henüz yeni okuma fırsatı oldu.
malum çekişmeli boşanmalarda avukatsız olunmuyor tuttum şükür. dava sonunda karşıdan alacak. ama davamı takip edecegim nolur nolmaz. siz bayağı bilgilisiniz bu konularda. yeni sorum olursa cevaplarsanız sevinirim tşkler.
Re: Elde ettigim mail ve sigorta dökümünü sundum suç mu?
Malumunuz olduğu üzere
Hukuk haklıyı , iyi niyeti , masumu ve mağduru korumalıdır.
Sadakat borcu evlilikte eşlerin birbirlerine olan karşılıklı güveni ve evliliğin devamı için vazgeçilmez bir ahlaki görevdir.
Elde ettiğim ilk izlenimler neticesinde eşimin sadakatsizliği ile ilgili genel kanaat oluşmuştur. Bu andan itibaren sadakatsizliğin fiilen ispatına ihtiyaç duyulmuştur.
Eşimin sadakat yükümlülüğünü ihlal etmiş olması; evliliğin devamı halinde çocuklara ve topluma bir yarar sağlamayacağının yanı sıra bu durumu bile bile benimde eşimin sadakatsizliğini kabullenmem kayıtsız kalmam bu evliliği ve fiili durumu devam ettirmem beklenemezdi.
Zira eşim ile ………….. arasında yaşananlar aynı zamanda bana ve aile müessesesine karşı yapılmış bir sadakatsizliktir, kusurdur. Yaşadıkları sadece kendi özeli değildir. Zira eşimin yada benim özelimizden önce , evliliğin özeli ve mahremiyeti vardır. Eşim ve ben de bedensel ve ruhsal varlığımızla bu özel durumun ve mahremiyetin bir parçasıyız. ………..ile yaşadıkları ile evliliğimizin özelini ve mahremiyetini ihlal edilmiştir.
Eşimin sadakatsizlik anlamında özel hayatı ve bu beraberlik ile ilgili düşünceleri yada savunmaları yalnızca kendini ilgilendirme noktasından çıkmıştır artık. Eş olarak beni de ilgilendiren bu fiili duruma göre kendi evliliğim ile ilgili yeni bir karar alma ve bunu uygulama noktasına gelmiş durumdayım.
Eşim her ne kadar evliliğimizin çok önceden bittiğini, bana olan sevgisinin tükendiğini ve …………………………. ile yaşamış olduğu beraberliğin sadece boşanma sürecini hızlandırmış olduğunu belirtse de bu söylemi eşimin bana ve evliliğimize karşı sadakatsiz olduğu gerçeğini değiştiremez.
Sayın hakimim…
Evlilik bir akit değil midir. Gayri-dürüst bir şekilde bunu bozan kişi, nasıl olurda çocukların velayetini ve malı mülkü almakla bir avantaj ve hak elde edebilir. Yani; yık yuvayı, bölüş varlığı, al çocukları, git gamsız insanlarla aşk yaşa. Hukuk buna nasıl izin verir?
Ayrıca, böyle olursa, herkes bunu kolaylıkla istismar etmez mi? Sonuçta kusurlu olan taraf bir şey kaybetmeyecekse, boşanmayı kafaya koymuşsa eşini aldatıp üstelikte istediklerini elde ederek arzuladığı hayat biçimi ve isteklerine kolayca ulaşmış sayılmaz mı ?
Bu sadakatsizlik ve aile onurunu yıkmak değil midir? Sadakatsiz bir insan çocuklarını doğru, dürüst, saygın bir insan olarak yetiştirebilir mi?
..................
Eşimin, yada vekillerinin eşimin elektronik posta hesabına ulaşma ve bu bilgileri elde ediş yöntemim nedeni ile bu belgelerin delil olarak sayılmaması yönünde bir itirazı da söz konusu olacaktır.
xx yıllık evliliğin verdiği güven (!) ile eşimin benim , benimde eşimin elektronik posta hesabı şifresi ve benzeri diğer bilgilerini bilmemizde normaldir.
Fiilen ispatlanmadığı sürece sadakatsizliğin ve bu anlamda yaşananların açık yüreklilikle itiraf edilmeyeceğini de takdir edersiniz.
Nitekim Boşanma davası zaten kişilerin özel yaşamını ilgilendiren bir davadır. Özel hayatın gizli alanları, özel hayatın gizli alanını ilgilendiren delillerle ispat edilebilir
Evliliği sona erdirmeyi gerektiren , boşanma nedeni sayılabilecek gerekçeler varken bu yazışmaların sahibi eşimin haberleşme özgürlüğünün ihlalinden özel hayatına müdahaleden bahsetmesi kanımca yanlış olacaktır. Diğer yandan Bu koşullarda kusursuz ve mağdur olan taraf olarak bunu ispat etme yükümlülüğüm doğmuş, şahsıma da sadakatsizliği ispatlayacak bundan başkaca yol kalmamıştır.
Evli bir kişinin özel hayatını ilgilendiren fotoğraf, mektup, görüntü ve ses kayıtları eğer boşanma sebebi sayılacak ve bunu ispat edecek unsurlar taşıyor ise ; artık bunların eşi tarafından elde edilmesi yöntemindeki usulsüzlüğü ileri sürmek hakkın kötüye kullanılması olmaz mı?
Evli insanların kendi aralarındaki hele birde çocuklar varsa onlar için özel hayatın korunmasına ve devamına yönelik de özel bir gizliliğin, özenin , sadakat yükümlülüğünün olması ve muhafazası taraflardan beklenilmemeli mi ?
Evliliğin kendine özgü özeli, tarafların özelinden daha korunmaya muhtaç değil midir? bu nedenle evliliğin özelinin korunması gerçeği taraflara özel yükümlülükler getirmez mi?
Eşimin haberleşme özgürlüğü ve mahremiyeti ile özel hayatına müdahale edilmesinin yanlışlığı adına alınacak bir kararın, benim çocuklarımızın ve evlilik müessesesinin haklarını - özelini de zedeleyeceği aşikardır.
Eşimin sadakatsizliğini aleni olarak ortaya koyan bu delillerin, elde ediliş şekli nedeni ile bu davada yok sayılması kamu vicdanını da yaralayacaktır.
Maddi ve fiili gerçekler eşim ve xxxxx arasında yaşanan bu beraberliğin doğruluğunu ispat ediyorsa, mahkemenizin artık bu delilin elde ediliş şeklinden ziyade ; sadakatsizliğin varlığını algılayıcı ve kusur açısından değerlendirici bir bakış açısı ile kamu yararına davaya yön vermesi gerektiğini düşünmekteyim.
Sadakatsizliğe uğrayarak mağdur olan kişi olarak yasalar önünde sadakatsizlik yapan eşim kadar haklarım olmalı ve hukuken himaye edilmeliyim ki, evlilik müessesesine saygı ,sadakat, sağlıklı bir neslin geleceği ve hepsinden önemlisi adalet sistemine duyulan saygı korunabilsin.
Yüksek mahkemenizin de takdir edeceği üzere Hukuk maddi gerçeklere uygun çözüm üretemedikçe güvenilirliğini yitirir ve varlık nedeni tartışılır hale gelir.
Saygılarımla arz ederim….
Konu Abdullah Yaman tarafından (05-07-2009 Saat 23:53:23 ) de değiştirilmiştir.
Re: Elde ettigim mail ve sigorta dökümünü sundum suç mu?
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas : 2002/2-617
Karar : 2002/648
Tarih : 25.09.2002
ÖZET : Somut olaydaki gibi ortak yaşanan evde bulundurulan not defterinin elde edilmesinde, hukuka aykırılık yoktur. Hukuka aykırı olarak elde edilen delilin değerlendirilmesi konusunda Medeni Usul Hukukunda da geçerli olan dürüstlük kuralı esas alınarak karar verilmeli ve bu konuda her somut olayda değerlendirme yapılmalıdır. Bu konuda ihlal edilen yasa hükümü ile ispatlanmak istenen menfaat arasında amaca uygunluk hususu da esas alınmalıdır. Sair taraftan gizli biçimde ele geçirilen bütün deliller hukuka aykırı delil olarak değerlendirilmemelidir. Örneğin, bir telefon görüşmesinde, telefondaki ses yükseltici veya ikinci bir dinleme aleti sayesinde tarafların söylediklerinin duyulması sonucu yapılan açıklamalar ve bu konudaki tanıklık geçerli olmalıdır. Kişilik hakkının ihlali sonucu elde edilen delilin kullanılmasına hakkı ihlal edilen kişi izin verirse bu delil mahkemece kullanılabilir.
(1412 sayılı CMUK. m. 254) (743 sayılı MK. m. 134) (4721 sayılı MK. m. 166)
KARAR METNİ :
Taraflar arasındaki "evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanan boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 26.4.2001 tarih ve 2000/163 Esas, 2001/262 K. s. kararın tetkiki davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 9.11.2001 tarih ve 2001/14984 Esas, 2001/15615 Karar s. ilamı ile; (...Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davacının davalıyı dövdüğü tanık ifadeler ve günlük birlikte değerlendirildiğinde davalının da güven sarsıcı davranışlar içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde, taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanan boşanma istemine ilişkindir.
Davacı, taraflar arasında son zamanlarda çıkan geçimsizliğin, davalı kadının evi terketmesiyle neticelendiğini ve geçimsizlikte kusurun davalıda olduğunu belirterek, şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini istemiş; davacı vekili 28/11/2000 günlü delillerin ibrazına ait dilekçesinde, evlilik birliği devam ederken davalı kadının kayınbiraderi Adem ile yaşadığı yasak ilişkiyi ortaya koyan "günlük" isimli defteri mahkemeye ibraz edeceğini, olayın tanıklarca da ifade edileceğini, bu ilişkinin ortaya çıkmasından sonra şiddetli geçimsizliğin başladığını ileri sürerek, davalı tarafından yazılan defteri 7/12/2000 günlü duruşmada delil olarak ibraz etmiştir.
Davalı, taraflar arasındaki geçimsizlikte kusurun davacıda olduğunu, davacı ile 1990 yılından 1995 yılına kadar gayriresmi birlikte yaşadıklarını, müşterek çocuk Cansu Melike'nin doğumundan sonra 1995 yılında resmen evlendiklerini, henüz 15 yaşında iken kendisini kaçırmak suretiyle evlenen davacının, müşterek yaşamda da zor kullanmayı sürdürdüğünü, 27/2/2000 günü evde kavga çıkaran davacının şiddet kullandığını, aynı gece kayınbiraderinin yanına sığındıktan sonra ertesi tarih dövüldüğüne dair rapor aldığını savunarak davanın reddini istemiş; Günlüğün ibraz edildiğini 7/12/2000 tarihli duruşmada davalı vekili "inceleyip beyanda bulunacaklarını" bildirmiş ve müteakip duruşmada "günlük müvekkilimin kişisel bir eşyasıdır. Onun izni olmadan delil olarak verilmesini kabul etmiyorum" biçiminde beyanda bulunmuş, zaptı imzalamıştır.
Yerel mahkemece; dinlenen davacı tanıkları Zafer Ateş, Şehnaz İncesu ve Özcan Ateş'in açık ve kesin bilgilerinin mevcut olmadığı; davalı tanıkları Fatma Kurt ve Gülsima Karasanga'nın davalının savunmasını doğrular mahiyette davacı kocanın davalıya hakaret edip dövdüğünü bildirdiği, davacı tanıklarının beyanından davalı kadının aile birliğine sadakatsizlikte bulunduğuna dair bir sonuca varılması imkanının görülmediği ve iddianın aksine, davacının kusurlu davranışlarının bulunduğu" gerekçesiyle davanın reddine dair verdiği karar, Özel dairece yukarda açıklanan gerekçe ile bozulmuştur.
Yerel mahkeme, davalı kadının izni alınmadan, kendisi tarafından tutulan "günlük" isimli defterin içeriğinin bu davada, koca tarafından delil olarak ileri sürülemeyeceği, günlük içeriğinin davalı kadının gizlilik alanına, sırlarına dahil olduğu, davalının "kişilik haklarını" ilgilendirdiği, tetkiki ve değerlendirmeye tabi tutulmasının mümkün olmadığı; Tek başına tanık beyanlarının da davacı savını kanıtlamadığı, davacı kocanın davalı kadını döverek ağır kusur içerisinde olup davalıya yüklenecek herhangi bir kusurun varlığı ispatlanamadığı gerekçesiyle direnme kararı vermiştir.
Uyuşmazlık; davalı kadının güven sarsıcı davranışlar içinde bulunup bulunmadığı, sözü edilen davranışların ispatı ile ilgili olarak davalı tarafından tutulan "GÜNLÜK" isimli defterin delil niteliğinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktalarındadır.
Yargılama sırasında tanıklardan Şehnaz İncesu; Davalı kadının kendisine" kocam beni kayınbiraderim Adem ile birlikte yakaladı artık eşi ile bir araya gelemeyeceklerini" söylediğini, kardeşi Adem ile davalı kadının ilişkisinin bulunduğunu davacıdan ve komşularından da duyduğunu, ifade etmiştir.
Yukarıda aksi kanıtlanamayan tanık anlatımına göre davalı kadın, kayın biraderi Adem'e ilgi duyduğunu ve bu duyguları sebebiyle eşiyle olan müşterek hayatı yürütemeyeceğini, kendisinin de boşanma isteğini bir kısım tanıklara açıklamıştır.
Davalı tarafından tutulan "günlük" defterinin delil olarak değerlendirilip, değerlendirilemeyeceği konusu gelince;
"Zehirli ağacın meyveleri" olarak ifade edilen hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin değerlendirilmesi konusunda Medeni Usul Hukukunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır.
Öncelikle konuyu öğreti bakımından incelemekte yarar vardır.
Berkin, usulsüz veya kanunsuz yahut hukuka aykırı yoldan elde edilmiş delile dayanılarak hüküm verilemeyeceği görüşündedir. Yazara göre, posta memuru ile anlaşarak ele geçirilmiş ve mahkemeye sunulmuş olan başkalarına yazılmış mektupların veya evli erkeğin ilişki kurduğu ve ileride evlenmek istediği kadına yazdığı mektupların çalınarak boşanma davasında delil olarak kullanılması caiz değildir" görüşünü ileri sürmüştür. Bkz.Prof.Dr.Berkin N. Tatbikatçılara Medeni Usul Hukuku Rehberi İst. S.734).
Üstündağ "hukuka aykırı yollardan elde edilmiş olan delillerin değerlendirilmesi konusunda usul kanunumuzda bir hüküm bulunmadığını belirtmekte, kitabının bir başka yerinde "sesin gizlice banda alınması halinde buna daha sonra bir ispat vasıtası olarak dayanmanın mümkün olduğunu açıklamaktadır. Örnek olarak Alman Mahkemesinin kararına göre, insan seslerinin konuşanın muvafakati olmaksızın tespiti kişilik haklarına bir saldırı olmakla beraber, gizli ses almayı haklı kılan nedenlerin mevcudiyeti halinde bu biçimde bir tecavüze müsaade edilmesi gerektiğinin kabul edildiğini belirtmektedir. Alman Mahkeme kararına esas teşkil eden olayda evli kadın, kocasına defalarca hakaret etmiş ve tüm bunları da mahkemede inkar edeceğini de ilave etmiştir. Bunun üzerine koca açmayı tasarladığı boşanma davası için bu sahneleri teybe almıştır. (Bkz. Prof.Dr.Üstündağ S.Medeni Yargılama Hukuku C.1-II, İst.2000 S.627 ve 762).
Prof.Dr.Pekcanıtez'e göre, kişilik haklarının, özel yaşam alanı ve sır alanının ihlali sonucu elde edilen teyp bandı, fotoğraf, çalınmış veya el konulmuş aşk mektupları delil olarak değerlendirilemez. Hukuka aykırı olarak elde edilen delilin değerlendirilmesi konusunda Medeni Usul Hukukunda da geçerli olan dürüstlük kuralı esas alınarak karar verilmeli ve bu konuda her somut olayda değerlendirme yapılmalıdır. Bu konuda ihlal edilen yasa hükümü ile ispatlanmak istenen menfaat arasında amaca uygunluk hususu da esas alınmalıdır. Sair taraftan gizli biçimde ele geçirilen bütün deliller hukuka aykırı delil olarak değerlendirilmemelidir. Örneğin, bir telefon görüşmesinde, telefondaki ses yükseltici veya ikinci bir dinleme aleti sayesinde tarafların söylediklerinin duyulması sonucu yapılan açıklamalar ve bu konudaki tanıklık geçerli olmalıdır. Kişilik hakkının ihlali sonucu elde edilen delilin kullanılmasına hakkı ihlal edilen kişi izin verirse bu delil mahkemece kullanılabilir (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, Medeni Usul Hukuku, 2.Bası, Ankara 2001/s.390 vd).
Hukuka aykırı elde edilen delillerin değerlendirilmesi konusunda Medeni Usul Hukukunda açık bir kanun hükümü olmadığı halde, Ceza Yargılamaları Usulü Yasasında açık düzenleme yapılmıştır. Bu kanunun (CMUK) 254/2. maddesinde "koğuşturma makamlarının hukuka aykırı biçimde elde ettikleri deliller hükme esas alınamaz." denilmiştir. Burada sözü geçen hukuka aykırılıklardan birisi de Özel hayata yapılan haksız müdahaledir. Ancak özel hayatın gizli alanı dediğimiz ve yalnızca bireyi ilgilendiren alanın hiçbir biçimde müdahale edilemeyecek alandır. Örneğin kişinin cinsel yaşamı böyledir. Hayatın bu gizli alanı ihlal edilerek bir delil elde edilmiş ise, bunu, kim, nasıl ve hangi amaçla elde etmiş olursa olsun söz konusu delil Ceza Mahkemesinde delil olarak kullanılamaz. Zira hayatın gizli alanı bir delil elde etme yasağı teşkil eder. (Öztürk, B. Yeni Yargıtay Kararları Işığında Delil Yasakları, Ank.1995, S.116 vd.).
Not Defteri ile Hıristiyan kültüründe çok önemli yer tutan Günlüğün özelliklerine değinmekte yarar vardır. Günlük, Hıristiyan Kültürünün bir parçasıdır ve içerisinde insanın iç dünyasını ilgilendiren son derece gizli ve özel hayatın dokunulmaz alanını oluşturan bilgiler yer alır. Günlüğü tutan kişi yaşadığı günün değerlendirmesini, vicdani muhasebesini yapar ve bunları Günlüğüne yazar. Örneğin sevdiği kızla evlenmeden cinsel ilişkiye girip girmediğini, cinsel tercihlerini yazar. Kiliseye günah çıkarmaya giderken Günlüğünü beraberinde götürür. Bu günlükte özel hayatın gizli bilgileri yer alır. Somut olayda davalı tarafından tutulan not defterinin anlatılan günlük ile bir ilgisi bulunmadığı açıktır. Not defterinin Ceza Yargılamasında delil olarak kullanılmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. (Öztürk age. S.118 vd.).
Somut olayda, tarafların birlikte yaşadığı evde davalı evi terk ettikten sonra kilitli olmayan yerden elde edilip mahkemeye sunulan zor ve tehdid ile ele geçirildiği savunulmayan ve davalı tarafından tutulduğu tartışmasız olan bir yaprağında davacının kardeşi Adem'in resmi bulunan ve içerisinde "aşkım neredesin, neden gelmedin, sensiz bir saat sene gibi iken koskoca bir gece uzun ve karanlık, bir tanem seni özledim, ne olur gel.. (AŞKIM) şu anda aklımdan geçenleri ve yüreğimin sesini bir bilebilsen seni ne kadar sevdiğimi o zaman, .......sensiz olamayacağımı anlayacaksın bir tanem..... sen yanımda olmayınca kendimi savunmasız ve çaresiz hissediyorum.... ne olurdu gitmese idin, biliyorum bana ceza verdin, sevgilinle görüşmene izin vermediğinden, ama paylaşamam seni asla... sana hiçbir zaman isteyerek ihanet etmedim.... seni özledim.... ölmek istiyorum.... aldatmak çok ağır geliyor... "(30/1/2000 saat 03.10) "Bana doğum günü hediyen çok acı oldu... sensizim ve acı doluyum... aşkım ne olur ara beni alkolün esiri oldum... seni beklediğimi bildiğin durumda aramıyorsun... artık resminle konuşuyorum... (03/02/2000 saat:02.20) "seni seviyorum sır küpü çocuk." Yazıları bulunan defterin yukarda anılan görüşler doğrultusunda delil olup olmadığının değerlendirilmesine gelince;
Öncelikli olarak özel hayatın gizliliğinin korunması esas olmalıdır. Ancak somut olayın özelliği bu genel görüşten ayrılmayı gerektiren istisnalar içermektedir. Kullanılan deliller çalınmış, tehdit ya da zorla elde edilmiş ise burada hukuka aykırılık vardır. Hukuka aykırı yollardan elde edilmemiş deliller ise yasak bir delil olarak değerlendirilemez. Boşanma davası zaten kişilerin özel yaşamını ilgilendiren bir davadır. Koca eşi ile birlikte yaşadıkları mekanda ele geçirdiği eşine ilişkin fotoğrafları, not defterini veya mektupları mahkemeye delil olarak verirse, bu deliller hukuka aykırı yollardan elde edilmediğinden mahkemede delil olarak değerlendirilir. Aynı evde yaşayan kadın, kocanın bu delilleri ele geçirilebileceğini bilebilecek durumdadır. Kocanın yatak odasındaki bir dolabın içerisinde yada yatağın altında kadın tarafından saklanan bir not defterini ele geçirmesi, bu mekanın eşlerin müşterek yaşamlarını sürdürdükleri bir yer olduğundan kadın için gizli mekan kabul edilemez. Hiç kimse evindeki bir mekanda bulduğu bir delili hukuka aykırı yollardan ele geçirmiş sayılamaz.
Diğer taraftan özel hayatın gizli alanları, özel hayatın gizli alanını ilgilendiren delillerle ispat edilebilir. Nasıl ki, kadın başka bir erkekle müşterek hanedeki yatak odasında sevişirken koca tarafından kapı kırılarak içeri girilmesinde hukuka aykırılıktan söz edilemezse, ortak yaşanan evde bulundurulan not defterinin elde edilmesi de hukuka aykırı olarak değerlendirilemez.
Eşlerin evliliğin devamı süresince birbirlerine sadık kalmaları kanuni bir zorunluluktur. Kadının bu konulardaki özel yaşamı, evlilik ile bir araya geldiği hayat arkadaşı kocayı da en az kadın kadar ilgilendirmektedir. Bu sebeple de davalıya ilişkin hatıra defterinin delil olarak değerlendirilmesinde kuşkuya düşmemek gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlere, dinlenen tanıkların anlatımlarına, davalı kadın tarafından tutulan not defterinin içeriğine göre, davalı kadının evlilik birliği içerisinde davacı kocaya karşı sadakatsiz davranışlarda bulunduğu, bu davranışları sebebiyle davacıya nazaran daha ağır kusurlu bulunduğu, tarafların karşılıklı eylemleri sebebiyle müşterek hayatın temelden sarsıldığı, evlilik birliğinin devamına imkan kalmadığı anlaşıldığından bu gerekçelere ve özel dairenin bozma ilamındaki sebeplere göre bozma ilamına uyulması gerekirken eski kararda direnilmesi usul ve kanuna aykırı bulunduğundan, direnme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarda açıklanan ve Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı BOZULMASINA, istem halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 25.9.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Re: Elde ettigim mail ve sigorta dökümünü sundum suç mu?
06 October 2007
Şüpheci kocaya telekulak izni İsmail AKDUMAN (DHA)
Koca, kendisini aldattığını düşündüğü eşinin bilgisayar başında, sanal álemde sevgilisiyle yaptığı yazışmaları gizlice kaydetti ve boşanma davası açtı.
Bunun üzerine kadın, "özel hayatını ihlal ettiği" gerekçesiyle kocasına karşı tazminat davası açtı. "Özel hayat ihlal" davasına bakan mahkeme, kocanın haklı nedenlerle aldığı ses ve görüntüleri "boşanma" davasına "delil" olarak sunma hakkı olduğunu belirterek kocanın beraatine karar verdi.
Samsun’da Sahra Sıhhiye Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı Öğretim Başkanlığı’nda sivil memur olarak görev yapan evli 1 çocuk annesi 35 yaşındaki N.E, aynı yerde görevli Tabip Yüzbaşı T.A. ile ilişki yaşamaya başladı. T.A’nın yüzbaşılıktan binbaşılığa terfi edip Kıbrıs’a tayin olması üzerine aralarındaki ilişki sanal alemde devam etti. 10 yıllık eşinin kendisini aldattığından şüphelenen Candemir E. (39) evdeki bilgisayara paralel hat çekip kadını takibe aldı.
Bir süre sonra eşinin binbaşı T.A. ile sanal álemde sohbet ettiğini fark etti. Önce normal şekilde yazışan N.E. daha sonra "Göğüslerim ellerini özledi... Ben boşaldım" gibi cinsel içerikli konuşmalar yaparak, webcam önünde soyunmaya başladı. Yaşanan bütün bu gelişmeleri CD’ye kaydeden Candemir E, hemen boşanma davası açarak altı yaşındaki kızının velayeti ile maddi ve manevi olmak üzere 125 bin YTL tazminat talebinde bulundu. Eşiyle yaptığı konuşmaları da telefonuna kaydeden Candemir E, bunları delil olarak sundu.
KARŞI DAVA AÇTI
N.E. ise eşi Candemir E’nin "özel hayatını ihlal ettiğini" ileri sürerek 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açtı. Özel hayatı ihlal davası ile eşler arasında devam eden karşılıklı boşanma davalarına delil olarak sunulan bilgisayar, uzman kişiler tarafından incelendi ve inceleme sonucunda, bilgisayarda binbaşı T.A’ya ait 43 fotoğraf, genç kadının eşi Candemir E’ye ait de 3 fotoğraf çıktı. Bilgisayarda ayrıca başkalarına ait olan, internetten indirilen pornografik fotoğraflara da rastlandı.
SUÇ DEĞİL, DELİL
Samsun 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’ne Candemir E’ye açılan özel hayatı ihlal davası sonuçlandı. Mahkeme, sanığın eşinin kendisini bir başkasıyla aldattığını ispat amacıyla ses ve görüntü almakta haklı nedenleri olduğunu vurguladı. Alınan görüntü ve ses kayıtlarının boşanma davasında "delil" olabileceğini belirten mahkeme, Candemir E’nin, eşinin özel hayatını ihlal etmediği kanaatına varıp beraatine karar verdi.
Re: Elde ettigim mail ve sigorta dökümünü sundum suç mu?
T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/10434
K. 2005/4506
T. 28.4.2005
• ZİNA NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT ( Dava Dışı Eşi İle Davalı Arasında Bir Yakınlaşma Bulunduğu Anlaşılmasına Göre Davacının Aile Bütünlüğüne Haksız Bir Saldırı Oluşturduğu Benimsenerek Kabulü Gereği )
• EŞİN RIZASIYLA YAPTIĞI ZİNA ( Davalının Davacının Eşinin Rızası İle De Olsa Yapması Halinde Davacının Aile Bütünlüğüne Haksız Bir Saldırı Oluşturduğu Benimsenerek Manevi Tazminat İsteminin Kabulü Gereği )
• AİLE BÜTÜNLÜĞÜNE SALDIRI ( Davalının Davacının Eşinin Rızası İle De Olsa Zina Yapması Halinde Davacının Aile Bütünlüğüne Haksız Bir Saldırı Oluşturduğu Benimsenerek Manevi Tazminat İsteminin Kabulü Gereği )
818/m.49
ÖZET: Ceza mahkemesinin gerekçesinde belirlenen olgular itibariyle, davacının eşinin rızası ile de olsa, davacının eşi ile davalı arasında bir yakınlaşma bulunduğu anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece, bu durumun davacının aile bütünlüğüne haksız bir saldırı oluşturduğu benimsenerek davacı yararına manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya uygun değildir.
DAVA: Davacı Muzaffer Gelir vekili Avukat Ahmet Canbaz tarafından, davalı Erol Gelir aleyhine 25.2.2003 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem sonucu kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; istemin reddine dair verilen 27.1.2004 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR: Davacı, dava dışı eşi ile davalının cinsel ilişkiye girerek zina eyleminde bulunduğunu, eşine karşı boşanma davası açtığını, davalı hakkında hazırlık soruşturması başlatıldığını, olay nedeniyle yuvasının dağıldığını, eylemin namusa yönelik yüz kızartıcı suç oluşturduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece; davacının iddia ettiği zina eylemi kabul edilse dahi boşanmaya sebep olan eylemin davacının eski eşinin zina eylemi olduğu, davalının eylemi ile davacının boşanması ve zina nedeni ile namus ve şerefinin ihlali söz konusu olmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.
Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, davalı hakkında davacının eşinin ırz ve namusuna tasaddide bulunmak suçundan cezalandırılması istemiyle açılan ceza davası sonunda; davacının eşi ile davalı arasında geçen telefon görüşmelerinin süresinin rahatsızlık boyutunu aşan uzun görüşmeler olduğu, davacının eşi ile davalı arasındaki ilişkinin rızaya dayalı olduğu kanısına varıldığı, davalının cezalandırılmasına yeterli, kesin ve inandırıcı kanıt elde edilemediğinden unsurları itibariyle oluşmayan atılı suçtan davalının beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Ceza mahkemesinin gerekçesinde belirlenen olgular itibariyle, davacının eşinin rızası ile de olsa, davacının eşi ile davalı arasında bir yakınlaşma bulunduğu anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece, bu durumun davacının aile bütünlüğüne haksız bir saldırı oluşturduğu benimsenerek davacı yararına manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28.04.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
----------------------------------------
Madde 41 - Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile hak-
sız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mec-
burdur.
Ahlaka mugayir bir fiil ile başka bir kimsenin zarara uğramasına bilerek
sebebiyet veren şahıs, kezalik o zararı tazmine mecburdur.
Madde 49 – (Değişik: 4/5/1988 - 3444/8. md.)
Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir.
Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken, tarafların sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alır.
Hakim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir tazmin sureti ikame veya ilave edebileceği gibi tecavüzü kınayan bir karar vermekle yetinebilir ve bu kararın basın yolu ile ilanına da hükmedebilir.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Kripto Transferi Nedeniyle 7258...
18-06-2025, 09:12:38 in Ceza Hukuku