Bir Soru?

[commodore1tr]

Tek bir soru sormak gerekliliğini duydum. Savcılar bile Ergenekon sanıklarını suçlarken ''mevcut hükümeti yıkmak'' diye bir kavram icat ettiler. Kimse bir şeyi yıkamadığına göre bu ''teşebbüs'' aşamasında kalmış olsa gerek . Gerçi ben tam olarak algılayamadım hükümeti yıkmanın neresi suç olduğunu fasaryadan ilavelerle altı doldurulmaya çalışsada anlamadım. Çünkü silah zoruyla hükümeti devirebilecek tek güç TSK dır. Bu garip yetki TSK tekelindedir başka bir deyişle dolayısıyla emekli generaller dahil başka hiç bir kişinin böyle bir ''gücü'' yoktur. Zaten Silivri sakinlerinin yaş ortalamasına da bakarsak ''Silivri Huzurevi '' gibi ilginç bir durum çıkıyor.

Bir soru için bu kadar uzun giriş yapılmaz yapılmamasına ancak sorunun net anlaşılması için bu detayları net bilmemiz gerekir diye düşünüyorum. Bir takım kendisine gazete diyen paçavralar ile onların yandaş yazarlarının yazdıklarını okuduğumda ve hepsini doğru dahi kabul etsem gene bu suçun oluşmadığı yönünde kuvvetli bir kanı var bendenizde...

Zaten gelişmelere görede Cumhuriyet Mitinglerine katılanlarda ergenekoncu olmuş durumda... Mitingle hükümeti devirmeye çalışmak protesto yürüyüş yapmak suç oluyor. Kısacası yakında AKP demekte suç olacak AK parti denmedi diye... Bu bağlamda içerdekilerin ve dışardaki sanıkların hiç bir şekilde silahlı bir güçle hükümeti devirmeye teşebbüs etmeyecekleri daha açığı edemeyecekleri son derece açık. Öyleyse hükümet aleyhine her türlü söylemin ''mevcut hükümeti yıkmaya'' teşebbüs olarak değerlendirileceği de çok açık. Yani muhalefet partilerinin tamamı bu teşebbüsün içerisinde...

Peki soru şudur.

'' AKP aleyhine bile konuşmak hükümeti yıkmaya teşebbüs oluyorsa ; seçimlerde AKP ye oy vermemek tam teşebbüs suçunu oluşturur mu oluşturmaz mı?''

Hadi buyurun bakalım... Bu arada KKTC de AKP ye göre Ergenekoncular seçimi kazandı hadi hayırlısı... Ne ilginç Kıbrıs Türk ünün daha akıllı olduğu ortaya da çıkmış oldu.

[Devrim Sinan Karavelioğlu]

Sayın Commodore,

Güzel yazmışsınız da, Talat Aydemir neredeyse tek başına iki kez darbe yapmaya teşebbüs etmedi mi?

[commodore1tr]

Sayın Commodore,

Güzel yazmışsınız da, Talat Aydemir neredeyse tek başına iki kez darbe yapmaya teşebbüs etmedi mi?

Talat Aydemir olayı ilginç bir olaydır. Evet neredeyse tek başına iki kez ''asla olmayacak'' darbe girişimi yapmıştır. Aslında bu olay TSK nın demokrasiye ve emir komutaya bağlılığını da gösterir.

Talat Aydemir 22 Şubat 1962 de ''atama ve tutuklamalara'' karşı Kurmay Albay rütbesi ile o ara komutanı olduğu KHO öğrencileri ile birlikte oluşan ancak başarılı olamayan bir harekattır. İncelenmesi ve çok ciddi değerlendirilmesi gereken bir süreçtir aslında 1962 nin ilk üç ayı....

Talat Aydemir İnönünün değimi ile ''Talat'ın üçbuçuk adamı'' Talat Aydemir'e göreyse ''Harbiyeli Aldanmaz'' parolası ile 20 Mayıs 1963 te aslında dünya tarihine ''başladığı an biten tek ihtilal girişimi'' geçebilecek olayı yapmıştır. Olayı diyorum çünkü bir radyo beyanı haricinde hiç bir girişimi olmayan olaya ''darbe teşebbüsü ''demek komik olur kanaatindeyim. Talat Aydemir 20 Mayıs Hareketini ise ''Anayasada öngörülen reformlar yapılmadı'' diye gerçekleştirmeye çalışmıştır. Fethi Gürcan binbaşı ile birlikte ölüm cezası infaz edilen iki kişiden birisi olmuştur.

Bu iki garip olay aslına bakılırsa ilk iletiyi doğrulayacak niteliktedir. Çünkü ne demişiz silah zoruyla hükümeti devirebilecek tek güç TSK dır. TSK da emir komuta zincirine mutlak itaat vardır. ( 60 ihtilalinde bile başa bir orgeneral izmirden bulunduğunu unutmayalım. Oda çok hoş ayrı bir öyküdür.)Bu bağlamda ihtilal yada darbe adı her neyse yapabilme ''yetkisi'' Genel Kurmay tekelindedir. Yoksa önünde ''kurmay'' sıfatı olsa bile muvazzaf subaylara değil...

[Alkan3514]

Hükümet aleyhine miting, protesto yürüyüşü yapmak gibi demokratik hakların kullanılmasının suç sayıldığı bir ortamda, hükümetin partisine oy vermemek kesinlikle hükümeti yıkmaya tam teşebbüs suçunun oluştuğunu gösterir. Üstelik suç işleyenlerin tespit edilmesi için somut delillere de ihtiyaç yoktur. Birilerinin çıkıp şu kişi Hükümetin partisine oy vermedi demesi yeterlidir.

[Av.Abbas Bilgili]

Bence "AKP'ye oy vermeyenler de suç işlemiştir" gibi demogojik söylemi bırakarak, ciddi şekilde konuyu ele almak gerekir. Emekli bir askeri hakimin konuya ilişkin hukuksal görüşleri aşağıdadır;

http://www.zaman.com.tr/haber.do?hab...fade-ozgurlugu

http://www.tumgazeteler.com/?a=4755071

http://www.porttakal.com/haber-yorum...-2-248636.html

[Devrim Sinan Karavelioğlu]

Sayın Bilgili,

Şu an o aşamaya gelinmediyse de yakında gelinecek gibi görürüyor. Bu gidişat onu gösteriyor.

[horasan]

Bu operasyonun 1. aşaması sıradan bir olay olduğu için dikkatimizden kaçmış olsa da BİZLER 2. aşamadan itibaren kimler tarafından idare edildiği ve maksadını YAZDIK...

12. aşamada ise önce bir BAKAN, daha sonra da "demokrasi, çağdaşlık, özgürlük" aşığı bir "sakallı" tarafından tespitlerimiz bir itiraf, bir özeleştiri olarak beyan edilmiştir...

Burada işin özü her hangi bir siyasi parti, her hangi bir hükümet, her hangi bir asker, her hangi bir bilimadamı değil BİZZAT her ne zaman ve şartta, her ne kimse ve oluşumdan OTORİTEye gelebilecek silahlı, siyasal ve hatta propoganda aşamasında sosyal saldırılardır...

OTORİTE?

10 Kasım 1938'den beri bu ülkeye uğramıyor...

HEP DIŞARDA...

Not: Bakın Hüseyin ne diyor: "CHANGE, WE NEED..."