Değerli Hukukçular / Hukukseverler,

İzale-i Şuyuu süreci hakkında gerek forumda gerekse çevremde ihtiyacıma yönelik araştırmalar yapmış olsam da her olayın detayları resmin bütününü çok değiştirdiği için istediğim cevaplara ulaşamadım.

Bu aşamada gelecekte benzer konulara cevap arayacak arkadaşlara da emsal teşkil edebileceği ümidi ile yardımlarınıza ihtiyaç duyuyorum.

Konunun net olarak algılanabilmesi için kısaca sorunun özetini vermek ve devamında maddeler halinde sorularımı sizlerle paylaşmak isterim.

Umarım zaman ayırıp destek olabilirsiniz ve bu forumun gönüllü katılımla kişilerin bireysel desteklerini sunduklarını düşündüğümde emeği geçecek herkese şimdiden teşekkür ederim.


1983 Yılında alınmış iki adet dairemiz bulunmakta. Bu daireler aynı blokta ( daha doğru bir ifade ile aynı çatının altında ancak farklı girişleri; farklı kapı numaraları olan ve birbirinden bağımsız apartman yönetimleri oluşturulmuş) bulunmakta.

Yaklaşık 10 sene öncesinde mail sahibi gözüken kişinin vefatı ile evler üç kardeşe miras yolu ile kalmıştır.

Kardeşlerden bir tanesi farklı bir kentte yaşamaktadır. Bir diğeri 1983'den itibaren aynı daire kalmış ve vefat eden kişi olan annesi ile yaşamıştır; onun ölümünden sonrada aynı dairede kalmaya devam etmiştir.

Üçüncü kardeş diğer evde uzun yıllar yaşamış; daha sonrasında farklı bir semte taşınmış ancak evini kiraya vermiş ve bu getiriyi sağlamıştır.

Maalesef yıllar geçtikçe üç kardeş arasında başlayan dargınlıklar artık tamir edilemez boyuttadır.

Bu noktada evlerin uzlaşı ile paylaşılması mümkün gözükmemektedir.

İki kardeş son olarak bir avukat aracılığı ile içincü kişye ulaşmış; ya evi satın almasını yada izale-i şuyuu için mahkemeye gideceklerini belirtmişlerdir.

Bu noktada ev için istenen bedel evin gerçek piyasa değerinin üzerindedir. Yanısıra izale-i şuyuu için aynı anda her iki eve de müşteri çıkıp çıkamayacağı ( hele güncel ekonomik yapıda ) muammadır.

Üçüncü kardeş evin emlakçılar aracılığı değer biçilmesini ve kendisinin bu çıkan değere uyacağını; bu noktada diğer evdeki hisselerinden vazgeçerek mevcut 20 senedir oturduğu evi almak istediğini; arada doğacak farkı da kredi çekerek hemen kendilerine ödeyeceğini belirtmiştir.

Konunun net anlaşılması için onun oturduğu eve 120.000 TL; diğer eve 100.000 TL demiştir diğer kardeşler. Ancak kendisi hali hazırda oturduğu evden daha bakımlı ve değerli olduğu açık olan binadaki 2 evin satış bedellerinin 110.000 TL olduğunu; buna rağmen satışın piyasada mümkün olamadığını emsal göstererek eve 100.000-105.000 TL arası fiyat biçilmesi gerektiğini; bunu karşılayabileceğini ancak bunun üstüne çıkamayacağını belirtmiştir. Diğer kardeşler ise bu yaklaşımı kabul etmemişlerdir.

Sorular

1 - Evin değeri belirlenirken emlakçılardan alınacak piyasa bilgileri hukuken geçerliliği ne derecedir?

2 - Eğer izale-i şuyuu kaçınılmaz olursa ve açık arttırmaya girilirse hakim ilk olarak hak sahiplerine talepleri olup olmadığını sormaktadır, bunu biliyoruz, ancak bu açık arttırmaya 3. şahışlarda dahil olacak mıdır? Yoksa ancak 3 hissedar da hayır derse mi diğer alıcılar talip olabilir?

3 - Bilirkişinin biçtiği değer üzerinden ilk açık arttırmada % 70; eğer sonuçlanmaz ise % 40 esas olarak değerlendirildiğini öğrendim. Bu aşamada 3. şahısların katılımı ne anda devreye girmektedir?

4 - Bir hak sahibi mahkemenin değer biçtiği rakamın %70'ini önerir ve kendi almak isterse diğer hak sahipleri red şerhi koyabilirler mi? Yani üçlü uzlaşı şart mıdır?

5 - Sözkonusu iki ev olduğu için diğer evin elden çıkmaması diğer evi etkiler mi?

Çok uzun olduğunu farederek affınıza sığınıyorum ancak sözkonusu vaka ailenin tek varlığı ise bunların cevapları daha da önem kaznıyor.

Bu konu ile ilgili tüm makale, web sitesi vb... önerilerinizi lütfen paylaşın; hepsini okuyup daha iyi kavramak isterim.

Teşekkür ve Saygılarımla,