Merhaba.
YARGITAY 3.Hukuk Dairesi'nin gazetelerde de bahsedildiğini gördüğümüz 23.06.2008 tarihli kararını buldum, aşağıya kopyalıyorum.
Bu kararda beni ilgilendiren kısmı da bilgisi olanlara danışmak istiyorum:
"Kira bedeli kiralananın kullanılmasının karşılığı olup, kiralananın süresinden önce boşaltılması halinde kira borcu yerine, sözleşmenin ihlali nedeniyle tazminat borcu doğmaktadır. O bakımdan kiralananı boşaltan kiracı, muaceliyet şartı nedeni ile bir yıllık kira parasından sorumlu tutulamaz. Kiralananın yeniden kiraya verilebileceği süre içerisindeki zarardan, (daha fazla bir zarar ispat edilmediği takdirde o sürenin kira parası kadar zarardan) sorumludur."
Açıklama net aslında, ama eski ev sahibimin yeni imzaladığı kontrattaki kira bedelinin benim ödemekte olduğumdan 50TL düşük olması nedeni ile bu farkı benim ödemem gerekliliği görmüyorum. Kendisi ise bunu alabileceğini hatta iyi niyetini suistimal ettiğim (!) için sözleşme bitimine kadarki bütün kira bedelini icra yolu ile alabileceğini iddia ediyor. Bunu da sözleşmemizdeki ek bir maddedeki "Bir yıldan önce evin boşaltılması halinde takip eden kira bedelleri muacciliyet kazanır.İtirazsız ve herhangi bir ihbarı gerektirmeksizin derhal ödenir." cümlesine dayandırıyor.
Bu meseleye elimden geldiğinde özenli ve hukuka saygılı yaklaştığımı belirlerek sizlerin bu "zarar" tanımlamasına yeni-eski kira bedelinin girip girmeyeceği konusundaki görüşlerinizi rica ediyorum...Sabredip okuduğunuz için de teşekkür ederim..Herkese sağlıklı huzurlu günler dilerim..


Kiralanan Yerin Sozlesme Bitmeden Tahliyesi - Sozlesmenin Ihlali Nedeniyle Tazminat Borcu

T.C. YARGITAY 3.Hukuk Dairesi
E.: 2008/8970
K.: 2008/11636
K.T.: 23.06.2008

ÖZET:
Kiralananı boşaltan kiracı, muaceliyet şartı nedeni ile bir yıllık kira parasından sorumlu tutulamaz. Kiralananın yeniden kiraya verilebileceği süre içerisindeki zarardan, (daha fazla bir zarar ispat edilmediği takdirde o sürenin kira parası kadar zarardan) sorumludur.
(2004 S. K. m. 67) (6570 S. K. m. 7, 9)

DAVA:
Dava dilekçesinde 10.350,95 YTL kira alacağının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili ile tahliye istenilmiştir. Mahkemece davanın tahliye istemi yönünden konusu kalmadığından reddine, kira alacağı yönünden kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

KARAR:
Dava dilekçesinde, davalı kiracının Temmuz 2007-Mayıs 2008 arası kira bedelinden sorumlu olduğu ileri sürülerek 10.350,95 YTL kira alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki haksız itirazın iptali ile takibin devamı ile %40 icra inkar tazminatının tahsili ile tahliye istenilmiştir.
Davalı, dava konusu yeri 27.11.2007 tarihinde tahliye ettiğini ve davacı kiralayan tarafından yeniden kiraya verildiği nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 4. maddesinde aylık kira parasının ödenmemesi halinde yıllık kira bedellerinin tamamının <muaceliyet kesbedeceği> kararlaştırılmıştır. Bu hüküm uyarınca yıllık kira bedelinin muaccel olabilmesi, öncelikle kira borcunun varlığına bağlıdır. Zira, sözleşmede muaccel olması öngörülen kira bedelidir. Kira bedeli kiralananın kullanılmasının karşılığı olup, kiralananın süresinden önce boşaltılması halinde kira borcu yerine, sözleşmenin ihlali nedeniyle tazminat borcu doğmaktadır. O bakımdan kiralananı boşaltan kiracı, muaceliyet şartı nedeni ile bir yıllık kira parasından sorumlu tutulamaz. Kiralananın yeniden kiraya verilebileceği süre içerisindeki zarardan, (daha fazla bir zarar ispat edilmediği takdirde o sürenin kira parası kadar zarardan) sorumludur.
Davalı kiralananın 27.11.2007 tarihinde davalı kiralananı 27.12.2007 tarihinde boşalttığını, kiraya verildiği tarihten sonraki kira parasından sorumlu olmayacağını savunmaktadır. Davacının bu savunması üzerinde de durularak gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

SONUÇ:
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.06.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.