KENDİSİNİN rolü, iştiraki, rızası, teşviki gibi bir şey var mı bilmiyoruz. Ama şu anda Türkiye’yi yönetme sorumluluğunu taşıyan Başbakan Tayyip Erdoğan’a açık bir dille söyleyelim ki, o Hamas’ı kurtarmaya soyunurken Türkiye elinden kaymaktadır.
Nereye mi?
Türkiye tek kelimeyle "faşizme" doğru gitmektedir.
İnanmazsa,bugünlerde Ankara'da bulunan Avrupa Birliği Genel Sekreteri Javier Solana’ya sorsun.
Aksini düşünen varsa o da bize söylesin:
Olup bitenler üzerine Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un Kuvvet Komutanlarını acilen toplantıya çağırması, bu toplantının 7 saat sürmesi, ertesi gün Genelkurmay Başkanı’nın bir buçuk saat süreyle Başbakan’la görüşme mecburiyetini hissetmesi normal mi?
Bir ülkenin "ulusal güvenliğini" emanet ettiğiniz general dahil 4 emekli orgeneralin sorgusuz sualsiz ve açıklamasız olarak demir parmaklıklar ardına atılması normal mi?
Bunlardan iki emekli orgenerali, haklarında iddianame hazırlayıp adalet huzuruna sevk etmeden bir yılı aşkın süreyle demir parmaklıklar ardında tutmak normal mi?
En üst düzeyde sorumluluklar taşımış ve bilim adamı olarak en saygın insan muamelesi görmüş bir insan olan Prof. Dr. Kemal Gürüz’ü, her an kaçabilecek bir "eroin kaçakçısı" gibi iki koluna girerek arabaya sürmek ve başına bastırarak arabaya tıkmak normal mi?
İçişleri Bakanı, eski rektör Prof. Dr. Beşir Atalay’ın "hukuk" ve "insanlık" anlayışı böyle mi?
Açık konuşalım:
Karşı karşıya bulunduğumuz olay Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in dediği gibi sırf bir "adli süreç" mi yoksa bütün bunların siyasi boyutu ve hatta rejime dönük bir amacı var mı?
Eğer sadece "adli bir süreç" söz konusu ise, iktidar partisinin Nihat Ergün isimli Meclis Grup Başkan Vekilinin, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı hedef alan ve "onun telefonlarının gizlice dinlenmediğini" ifade eden sözleri, "iktidarla yargı iç içe mi ki bu adam kimin dinlendiğini kimin dinlenmediğini bilsin" dedirtmez mi?
Bütün bunlara tanık olan insanlar, üç yıl kadar önce Van’daki Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın’ın enti püften sebepler uydurularak ve iftira atılarak tutuklanması ile bu olaylar arasında bir paralellik olduğunu görmez mi?
Yücel Aşkın’ın evini 2005 yılı Temmuz ayında basıp eline kelepçe takan zihniyetin, aslında laik Cumhuriyet’le kavga ettiği o zaman görülmedi mi?
Hadi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı’nın baskılara dayanamayıp hapishanede intihar etmesi ile geçen yıl temmuz ayında hapishanede ölen Ergenekon sanığı Kuddusi Okkır olayı arasında bir benzerlik kurmayalım.
Peki ama karşı karşıya bulunduğumuz olaylara bakınca insanlar, "Yücel Aşkın olayında prova yapmışlardı. Şimdi asıl oyunu sahneye koydular" derse haksız mı olur?
Bir "prova" olarak nitelendirdiği bu olaya ilişkin geçmiş tarihli yazıları buraya ilave yapmak istedim;
17 Temmuz 2005
Rektörün günahı...
VAN'daki ‘Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin adı nereden geliyor diye hiç düşünmemiş olabilirsiniz.
Söz konusu üniversitenin rektörüne dönük son saldırılar nedeniyle o isim ayrı bir anlam kazandığı için değinmek gereğini duyduk:
Bu üniversiteye ‘Yüzüncü Yıl' adı verilmesi, 1981 yılında kendisini ziyarete gelen bir Van heyetine Devlet Başkanı olan Kenan Evren'in, ‘Van'da bir üniversite açılmasına karar verdiklerini' bildirmesiyle bağlantılıdır.
Anımsanacağı gibi Büyük Atatürk'ün doğumunun yüzüncü yılı o sene bitmez tükenmez törenlerle kutlanmıştı. O kadar ki, insanlarımız ‘yeter artık' demek zorunda kalmıştı.
Aslında Van'da kurulacak yeni üniversite ile Atatürk arasında özel bir bağ kurulması boşuna değildi. Çünkü Büyük Atatürk, 1 Kasım 1937 günü TBMM'nin yeni yasama yılını açarken yaptığı konuşmada:
‘Doğu bölgesi için Van Gölü sahillerinin en güzel bir yerinde ilkokulu ve nihayet üniversitesi ile modern bir kültür şehri oluşturmak yolunda şimdiden faaliyete geçilmelidir' demiş, o dönemin Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan'ı da bu amaçla arazi tespiti için Van'a göndermişti.
O nedenle Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin, Atatürk devrimlerine bağlılık konusunda özel bir duyarlık göstermesinin duygusal nedenleri de vardır.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın'ın ülkemizdeki etkin yobazlar tarafından sevilmemesinin ve bir süredir özellikle yayın yoluyla saldırılara hedef olmasının gerisinde yatan gerçek de buradadır:
Prof. Aşkın, üniversite kampusuna türbanlı öğrenci girmesine izin vermiyor diye kızılıyordu.
Prof. Aşkın, öğretim kadrolarındaki gerici unsurları etkin olmaktan çıkardı diye malum çevrelerin hedefi olmuştu.
Prof. Aşkın'ın bir günahını da yeni öğrendik:
Meğer Van'ın kıymetli evladı, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Van'ı teşrif ettiği zaman, kendisini karşılamak üzere havaalanına gelenler arasında Rektör'ün bulunmamasına pek içerliyormuş. Nitekim bunu -gazetelerin yazdığına göre- alenen de ifade etmiş.
Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın ne büyük bir günahkar olduğunu anlıyor musunuz?
Ama asıl vahimi, Bakan Hüseyin Çelik'in -Başbakan Erdoğan'ın karşılama ve uğurlamalarla ilgili genelgesini yok sayması yetmiyormuş gibi- üniversiteyi Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bir birim gibi görmesidir.
Hem Atatürkçü ol, hem Sayın Bakan'ın önünde gerdan kırıp selam duranlar arasında bulunma... Eh, bu adamın boynunu vurmaz da kiminkini vurursunuz?
Üniversitenin (Rektör Aşkın göreve gelmeden önce) açtığı bir ihalede yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla başlatılan soruşturmaya elbet bir şey demiyoruz. Rektörün evindeki tarihi eserlere de... Ortada suç varsa yargı karar verir, biz de ak koyunu kara koyunu o zaman görürüz.
Ama Van polisinin, adam öldürme ve uyuşturucu ticareti yapma gibi suçlarla aranan eski milletvekili Mustafa Bayram'a ve oğluna yapamadığını Üniversite Rektörü'ne yapmasının, Van'daki resmi görmeye yeteceğinden eminiz.
***
19 Ekim 2005 Bekleyip göreceğiz
VAN'daki Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın ‘çıkar amaçlı bir çete kurduğu' iddiasıyla tutuklandığını Mısır'daki sağır sultan dahil, duymayan kalmadı.
Bekliyoruz...
Yargı süreci elbet bir gün tamamlanacak ve sonunda, Prof. Dr. Aşkın'ı adalet huzuruna sevk eden Van Cumhuriyet Başsavcısı Kemal Kaçan'ın ileri sürdüğü gibi ortada ‘çıkar amaçlı bir çete' var mıymış, yok muymuş, göreceğiz.
Yargı eğer başsavcıyı doğrulayan bir hükme varırsa, Kaçan'ı alkışlamak durumunda olacağız. Çünkü ‘İddiasını ispatladı böylece kamuyu zarara uğramaktan kurtardı' diyeceğiz. Hatta onunla kalmayacak, rektörlük gibi son derece üst düzeyde makam sahiplerinin bile kendilerine bırakılan kamu yetkilerini nasıl kullandığını hepimizin yakından izlemesi gerektiğini gösteren bir de ders alacağız.
Ama ya öyle çıkmazsa?
Yani Yücel Aşkın'ın -onu yakından tanıyan pek çok insanın dediği gibi- son derece dürüst bir aydın, iyi bir bilim adamı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin temel felsefesine ve değerlerine bağlı bir üniversite yöneticisi olduğu gerçeği yanında hakkındaki suçlamaların yersiz olduğu sonucu doğarsa ne yapacağız?
Bizi bırakın... Bir üniversite rektörü hakkında soruşturma başlattıktan beş ay sonra -elbet yasal yetkisini kullanarak- tutuklattıran Cumhuriyet Başsavcısı Kemal Kaçan, bu kararı 50 sabıkalı bir kriminal hakkında verilmiş gibi uygulattırmasını -kolundan ite çeke- cezaevine göndermesini nasıl açıklayacak?
Sonuç ne olursa olsun bugün bir gerçek var ki, Sayın Savcı, ‘Türkiye Cumhuriyeti kurulalı beri bir rektöre bu muameleleri reva gören ilk Cumhuriyet Savcısı' unvanına hak kazanmış bulunmaktadır.
Bunun kendisine hayırlı olmasını diliyoruz.
Ve konunun adaletle ilgili kısmını yargının söyleyeceği son sözü beklemek üzere burada noktalıyoruz.
Ama Yücel Aşkın olayının bu konuştuklarımızdan başka boyutları olduğunu da görmezden gelemeyiz.
Aşkın Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde son 6.5 yıldır Rektör sıfatıyla görev yapıyor.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin Aşkın'dan iki önceki rektörü bilindiği gibi burayı tam bir tarikatçılar yuvası haline getirdiği için görevden alınmıştı. Nitekim bu üniversite Mısır'daki meşhur Cami-ül Ezher'den kopup gelen bağnaz tiplerin öğretim üyesi/öğretim görevlisi gibi sıfatlarla toplandığı bir yer olmuştu.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ni eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz bu tiplerden temizledi. Onun başlattığı uygulamayı Yücel Aşkın devam ettirdi. Bu yüzden çok tepki çekti. O nedenle birilerinin Aşkın hakkında ihbarlarda bulunması, onun başına iş açması beklenmeyen bir şey değildi.
Şimdi işte onu bekleyeceğiz. İhbarlar mı haklı, Aşkın hakkında olumlu konuşanlar mı?
Olup bitenler üzerine Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un Kuvvet Komutanlarını acilen toplantıya çağırması, bu toplantının 7 saat sürmesi, ertesi gün Genelkurmay Başkanı’nın bir buçuk saat süreyle Başbakan’la görüşme mecburiyetini hissetmesi normal mi?
Normal.
c_selin rumuzlu üyeden alıntı
Bir ülkenin "ulusal güvenliğini" emanet ettiğiniz general dahil 4 emekli orgeneralin sorgusuz sualsiz ve açıklamasız olarak demir parmaklıklar ardına atılması normal mi?
"Sorgusuz-sualsiz-açıklamasız demir parmaklıklar ardında atıldığı" iddiası doğru değil. Elbette ki, göz altına alınanlara ve avukatlarına hukuki mevzuat çerçevesinde neyle suçlandıkları bildirilmiş, Emniyet Müdürlüğü'nde ilk sorgu yapılmış, burada konuşmayanlar Adliye'ye sevk edilmiştir.
Hukuk önünde herkes eşittir.
c_selin rumuzlu üyeden alıntı
Bunlardan iki emekli orgenerali, haklarında iddianame hazırlayıp adalet huzuruna sevk etmeden bir yılı aşkın süreyle demir parmaklıklar ardında tutmak normal mi?
Hukukun yavaş işleyişi sadece bu olayda değil her vakada şikayetçi olmamız gereken bir genel sorun.
c_selin rumuzlu üyeden alıntı
En üst düzeyde sorumluluklar taşımış ve bilim adamı olarak en saygın insan muamelesi görmüş bir insan olan Prof. Dr. Kemal Gürüz’ü, her an kaçabilecek bir "eroin kaçakçısı" gibi iki koluna girerek arabaya sürmek ve başına bastırarak arabaya tıkmak normal mi?
"Başına bastırarak arabaya tıkmak" gibi duygusal bir ifadeyle yine konu saptırılmış. O tam tersine kafasının arabaya çarmasını engellemek için koruma eylemidir. Dünyanın her demokratik ülkesinde güvenlik güçlerinin yaptığı davranıştır. Daha önceki tenkitlerin aksine kelepçe takılmamış, sadece koluna girilmiş.
c_selin rumuzlu üyeden alıntı
İçişleri Bakanı, eski rektör Prof. Dr. Beşir Atalay’ın "hukuk" ve "insanlık" anlayışı böyle mi?
"Kemal Gürüz'ün Beşir Atalay'a geçmişteki husumetini hatırlatıp, Atalay'ı eleştirelim." mantığıyla araya eklenmiş bir cümle. Bunun şahsi bir mesele olduğunu düşündürüp işi sulandıralım, değil mi?
c_selin rumuzlu üyeden alıntı
Karşı karşıya bulunduğumuz olay Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in dediği gibi sırf bir "adli süreç" mi yoksa bütün bunların siyasi boyutu ve hatta rejime dönük bir amacı var mı?
Bu sadece bir adli süreç.
c_selin rumuzlu üyeden alıntı
Eğer sadece "adli bir süreç" söz konusu ise, iktidar partisinin Nihat Ergün isimli Meclis Grup Başkan Vekilinin, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı hedef alan ve "onun telefonlarının gizlice dinlenmediğini" ifade eden sözleri, "iktidarla yargı iç içe mi ki bu adam kimin dinlendiğini kimin dinlenmediğini bilsin" dedirtmez mi?
Üsluba bayıldım. :p
Yine bir saptırma. "Hukuka aykırı dinleme yapılmadığı" söyleniyor sadece.
c_selin rumuzlu üyeden alıntı
Bütün bunlara tanık olan insanlar, üç yıl kadar önce Van’daki Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın’ın enti püften sebepler uydurularak ve iftira atılarak tutuklanması ile bu olaylar arasında bir paralellik olduğunu görmez mi?
Elma da meyvedir, papaya da. Papayaya elma diyenin 5 duyusunda sorun vardır.
c_selin rumuzlu üyeden alıntı
Yücel Aşkın’ın evini 2005 yılı Temmuz ayında basıp eline kelepçe takan zihniyetin, aslında laik Cumhuriyet’le kavga ettiği o zaman görülmedi mi?
Laik Cumhuriyetle kavgalı olan yok.
Savcı Sarıkaya'yı aforoz eden zihniyetin hangi zihniyetin temsilcisi olduğunu okuyucuya bırakalım.
c_selin rumuzlu üyeden alıntı
Hadi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı’nın baskılara dayanamayıp hapishanede intihar etmesi ile geçen yıl temmuz ayında hapishanede ölen Ergenekon sanığı Kuddusi Okkır olayı arasında bir benzerlik kurmayalım.
Peki ama karşı karşıya bulunduğumuz olaylara bakınca insanlar, "Yücel Aşkın olayında prova yapmışlardı. Şimdi asıl oyunu sahneye koydular" derse haksız mı olur?
Haksız olur.
Enver Arpalı'nın intiharı şüphelidir. Susturmak için öldürülmüş olabileceği ihtimali kuvvetlidir.
Em.Org. Şener Eruygur'un cezaevinde geçirdiği kaza şüphelidir. Susturmak veya gözdağı vermek için yapılmış olabileceği ihtimali kuvvetlidir.
Haksız olur.
Enver Arpalı'nın intiharı şüphelidir. Susturmak için öldürülmüş olabileceği ihtimali kuvvetlidir.
Em.Org. Şener Eruygur'un cezaevinde geçirdiği kaza şüphelidir. Susturmak veya gözdağı vermek için yapılmış olabileceği ihtimali kuvvetlidir.
Hadi diğer yazdıklarınız karşı görüş olarak değerlendirilebilir de ya bu yazdıklarınıza ne demeli?
Enver Arpalı'nın intiharı nasıl şüphelidir? Savcılığın bu yönde bir tespiti mi vardır? Rahmetlinin yakınlarının bu yönde bir şüphesi veya itirazı mı vardır?
Kaldı ki ana davada Rektör Yücel Aşkın beraat etmiştir. Suçsuz olduğu yargı tarafından tescil edilmiştir. Ortada olmayan bir suç için kim kimi susturur?
Şener Eruygur'un cezaevinde geçirdiği kaza nereden şüphelidir?
Ben Anayasa Mahkemesi Başkanvelili Paksüt'ün şikayeti üzerine yapılan soruşturmada Devletin Bakanlarının, Emniyet Müdürlerinin yalan söylediklerini gördükten sonra ve hatta bu yalanı ortaya çıkaran savcının başına gelenlerden sonra , eğer siz bu süreci biraz olsun biliyorsanız ki bilmeniz gerekir ben de medyadan okuyup , analiz edip, öğreniyorum, sizin yukarıdaki yorumunuza yakıştıracak bir sıfat bulamıyorum, kusura bakmayın...
Ha bu arada, meslekten ihraç savcı Sarıkaya nerededir, bir fikriniz var mı?
Selamlar,
Konu Harun Gür tarafından (10-01-2009 Saat 21:16:30 ) de değiştirilmiştir.
Sebep: ekleme
Sayın sdt23;
İnandığınız ve bağlı olduğunuz şeyler olabilir fakat bazı değerler ve temel noktalarda aynı şeyi düşünüyor,aynı hassasiyeti taşıyor olmamız gerekir.
Bu ve benzer ayakları yere basmayan sözler bana bu hassasiyetin taşınmadığını düşündürüyor ve ben üzüntü duyuyorum.
Enver Arpalı'nın intiharı nasıl şüphelidir? Savcılığın bu yönde bir tespiti mi vardır? Rahmetlinin yakınlarının bu yönde bir şüphesi veya itirazı mı vardır?
Kaldı ki ana davada Rektör Yücel Aşkın beraat etmiştir. Suçsuz olduğu yargı tarafından tescil edilmiştir. Ortada olmayan bir suç için kim kimi susturur?
Şener Eruygur'un cezaevinde geçirdiği kaza nereden şüphelidir?
Bunlar benim şahsi şüphelerimdir. Bu şüpheleri taşıyan pek çok kişi de var.
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Ben Anayasa Mahkemesi Başkanvelili Paksüt'ün şikayeti üzerine yapılan soruşturmada Devletin Bakanlarının, Emniyet Müdürlerinin yalan söylediklerini gördükten sonra ve hatta bu yalanı ortaya çıkaran savcının başına gelenlerden sonra , eğer siz bu süreci biraz olsun biliyorsanız ki bilmeniz gerekir ben de medyadan okuyup , analiz edip, öğreniyorum, sizin yukarıdaki yorumunuza yakıştıracak bir sıfat bulamıyorum, kusura bakmayın...
Osman-Ferda Paksüt'ün dinlenmediği ancak onların görüştüğü Turhan Çömez'in dinlendiği ortaya çıktı. Dolayısıyla yapılan açıklamalar da doğrudur.
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Ha bu arada, meslekten ihraç savcı Sarıkaya nerededir, bir fikriniz var mı?
Benim bir fikrim yok. Sizin sorunuzdan sonra araştırırken "Amerikan vatandaşı olduğu"na varan iddiaları okudum. Doğumla Amerikan vatandaşı olmayan bir kişinin Amerikan vatandaşı olabilmesi için önce green card sahibi olması ve 5 yıl green cardla geçirmesi lazım.
Muzaffer Tekin'in avukatı Engin Çelik Kadıgil'in iddialarına dayanarak Yeniçağ gibi gazetelerde çıkan iddialar konusunda başka bir kaynaktan bir şey okuma imkanı olmadığı için doğrusunu bilmiyorum.
Osman-Ferda Paksüt'ün dinlenmediği ancak onların görüştüğü Turhan Çömez'in dinlendiği ortaya çıktı. Dolayısıyla yapılan açıklamalar da doğrudur.
Nasıl yani...?
Adamı bir Fiat Doblo takip ediyor, Kavaklıdere'de Ankara Tenis Kulübü'ne giren Paksüt , daha sonra Doblo'daki polislere aracın bagajını açmalarını istiyor. Açılmıyor. Ardından konu medyaya yansıyor Bakan açıklama yapıyor, Emniyet Müdürü açıklama yapıyor. Yok böyle bir teknik takip diyorlar. Sonradan bir savcı konunun üzerine gidiyor ve Paksüt'ün dinlendiğini ortaya çıkarıyor. Sonra o Cumhuriyet Savcı da yerinden oluyor.
Konunun Çömez ile ilgisini kuramadım. Çömez de bugünkü Başbakan'ın Özel Kalem Müdürlüğünü yapmış bir eski AKP'lidir. Demek ki o tayfada birbirine güven de yok. E normaldir, çıkar ilişkisi tamamı...
Adamı bir Fiat Doblo takip ediyor, Kavaklıdere'de Ankara Tenis Kulübü'ne giren Paksüt , daha sonra Doblo'daki polislere aracın bagajını açmalarını istiyor. Açılmıyor. Ardından konu medyaya yansıyor Bakan açıklama yapıyor, Emniyet Müdürü açıklama yapıyor. Yok böyle bir teknik takip diyorlar. Sonradan bir savcı konunun üzerine gidiyor ve Paksüt'ün dinlendiğini ortaya çıkarıyor. Sonra o Cumhuriyet Savcı da yerinden oluyor.
Konunun Çömez ile ilgisini kuramadım. Çömez de bugünkü Başbakan'ın Özel Kalem Müdürlüğünü yapmış bir eski AKP'lidir. Demek ki o tayfada birbirine güven de yok. E normaldir, çıkar ilişkisi tamamı...
Osman Paksüt ile Ferda Paksüt Tenis Kulübüne gidiyorlar. Orada Turhan Çömez'le karşılaşıyor veya buluşuyorlar. Sonrasında veya öncesinde tenis kulübünün önündeki Turhan Çömez'i takip eden Doblo görülüyor. Doblo'ya giden ve bagajı açtıran, tepki gösteren de Osman değil Ferda Paksüt hatırladığım kadarıyla.
İzlenen Paksüt'ler değil. Yani Paksüt'ün dinlenmediği konusundaki açıklama doğru. İzlenen/dinlenen Turhan Çömez. Turhan Çömez dinlendiği için görüştüğü Paksüt'le de ne konuştuğu dinlendi. Ama takip ona yapılmıyordu.
Bunlar benim şahsi şüphelerimdir. Bu şüpheleri taşıyan pek çok kişi de var.
Şahsi şüphelerinizi yazarken bunların şahsi şüphe olduğunu açık bir şekilde belirtirseniz iyi olur sanırım. Yargılanmış ve suçsuzluğu ispat edilmiş insanlara saygınız olmaması görmezden gelinebilir belki. Ancak ölmüş insanların temiz isimlerini yazılarınızı okuyup sizi yakın tarih uzmanı falan sanacak birkaç saf vatandaşın içine şüphe sokmak gibi basit bir amaç uğruna anmanız affedilir gibi değil.
Onur ve şeref ve bunu temsil eden isimleri bazı insanlar için uğruna ölünebilecek kadar değerlidir. Ona sürülen lekeyle yaşayamazlar. Ne yazık ölüm bile iftiradan kurtaramıyor insanı.
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yargı kararlarına dönük eleştirisine ve eski...
Yazan: commodore1tr Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Kripto Transferi Nedeniyle 7258...
18-06-2025, 09:12:38 in Ceza Hukuku