+ Konuyu Yanıtla
1 den 2´e kadar toplam 2 ileti bulundu.

Konu: MSN' de aldatma ile ilgili yargıtay kararları

MSN' de aldatma ile ilgili yargıtay kararları Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Aug 2008
    Nerede
    Bursa
    İletiler
    343
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı MSN' de aldatma ile ilgili yargıtay kararları

    T.C.
    YARGITAY
    Hukuk Genel Kurulu
    Esas : 2002/2-617
    Karar : 2002/648
    Tarih : 25.09.2002
    ÖZET : Somut olaydaki gibi ortak yaşanan evde bulundurulan not defterinin elde edilmesinde, hukuka aykırılık yoktur. Hukuka aykırı olarak elde edilen delilin değerlendirilmesi konusunda Medeni Usul Hukukunda da geçerli olan dürüstlük kuralı esas alınarak karar verilmeli ve bu konuda her somut olayda değerlendirme yapılmalıdır. Bu konuda ihlal edilen yasa hükümü ile ispatlanmak istenen menfaat arasında amaca uygunluk hususu da esas alınmalıdır. Sair taraftan gizli biçimde ele geçirilen bütün deliller hukuka aykırı delil olarak değerlendirilmemelidir. Örneğin, bir telefon görüşmesinde, telefondaki ses yükseltici veya ikinci bir dinleme aleti sayesinde tarafların söylediklerinin duyulması sonucu yapılan açıklamalar ve bu konudaki tanıklık geçerli olmalıdır. Kişilik hakkının ihlali sonucu elde edilen delilin kullanılmasına hakkı ihlal edilen kişi izin verirse bu delil mahkemece kullanılabilir.
    (1412 sayılı CMUK. m. 254) (743 sayılı MK. m. 134) (4721 sayılı MK. m. 166)
    KARAR METNİ :
    Taraflar arasındaki "evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanan boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 26.4.2001 tarih ve 2000/163 Esas, 2001/262 K. s. kararın tetkiki davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 9.11.2001 tarih ve 2001/14984 Esas, 2001/15615 Karar s. ilamı ile; (...Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davacının davalıyı dövdüğü tanık ifadeler ve günlük birlikte değerlendirildiğinde davalının da güven sarsıcı davranışlar içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde, taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
    HUKUK GENEL KURULU KARARI
    Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanan boşanma istemine ilişkindir.
    Davacı, taraflar arasında son zamanlarda çıkan geçimsizliğin, davalı kadının evi terketmesiyle neticelendiğini ve geçimsizlikte kusurun davalıda olduğunu belirterek, şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini istemiş; davacı vekili 28/11/2000 günlü delillerin ibrazına ait dilekçesinde, evlilik birliği devam ederken davalı kadının kayınbiraderi Adem ile yaşadığı yasak ilişkiyi ortaya koyan "günlük" isimli defteri mahkemeye ibraz edeceğini, olayın tanıklarca da ifade edileceğini, bu ilişkinin ortaya çıkmasından sonra şiddetli geçimsizliğin başladığını ileri sürerek, davalı tarafından yazılan defteri 7/12/2000 günlü duruşmada delil olarak ibraz etmiştir.
    Davalı, taraflar arasındaki geçimsizlikte kusurun davacıda olduğunu, davacı ile 1990 yılından 1995 yılına kadar gayriresmi birlikte yaşadıklarını, müşterek çocuk Cansu Melike'nin doğumundan sonra 1995 yılında resmen evlendiklerini, henüz 15 yaşında iken kendisini kaçırmak suretiyle evlenen davacının, müşterek yaşamda da zor kullanmayı sürdürdüğünü, 27/2/2000 günü evde kavga çıkaran davacının şiddet kullandığını, aynı gece kayınbiraderinin yanına sığındıktan sonra ertesi tarih dövüldüğüne dair rapor aldığını savunarak davanın reddini istemiş; Günlüğün ibraz edildiğini 7/12/2000 tarihli duruşmada davalı vekili "inceleyip beyanda bulunacaklarını" bildirmiş ve müteakip duruşmada "günlük müvekkilimin kişisel bir eşyasıdır. Onun izni olmadan delil olarak verilmesini kabul etmiyorum" biçiminde beyanda bulunmuş, zaptı imzalamıştır.
    Yerel mahkemece; dinlenen davacı tanıkları Zafer Ateş, Şehnaz İncesu ve Özcan Ateş'in açık ve kesin bilgilerinin mevcut olmadığı; davalı tanıkları Fatma Kurt ve Gülsima Karasanga'nın davalının savunmasını doğrular mahiyette davacı kocanın davalıya hakaret edip dövdüğünü bildirdiği, davacı tanıklarının beyanından davalı kadının aile birliğine sadakatsizlikte bulunduğuna dair bir sonuca varılması imkanının görülmediği ve iddianın aksine, davacının kusurlu davranışlarının bulunduğu" gerekçesiyle davanın reddine dair verdiği karar, Özel dairece yukarda açıklanan gerekçe ile bozulmuştur.
    Yerel mahkeme, davalı kadının izni alınmadan, kendisi tarafından tutulan "günlük" isimli defterin içeriğinin bu davada, koca tarafından delil olarak ileri sürülemeyeceği, günlük içeriğinin davalı kadının gizlilik alanına, sırlarına dahil olduğu, davalının "kişilik haklarını" ilgilendirdiği, tetkiki ve değerlendirmeye tabi tutulmasının mümkün olmadığı; Tek başına tanık beyanlarının da davacı savını kanıtlamadığı, davacı kocanın davalı kadını döverek ağır kusur içerisinde olup davalıya yüklenecek herhangi bir kusurun varlığı ispatlanamadığı gerekçesiyle direnme kararı vermiştir.
    Uyuşmazlık; davalı kadının güven sarsıcı davranışlar içinde bulunup bulunmadığı, sözü edilen davranışların ispatı ile ilgili olarak davalı tarafından tutulan "GÜNLÜK" isimli defterin delil niteliğinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktalarındadır.
    Yargılama sırasında tanıklardan Şehnaz İncesu; Davalı kadının kendisine" kocam beni kayınbiraderim Adem ile birlikte yakaladı artık eşi ile bir araya gelemeyeceklerini" söylediğini, kardeşi Adem ile davalı kadının ilişkisinin bulunduğunu davacıdan ve komşularından da duyduğunu, ifade etmiştir.
    Yukarıda aksi kanıtlanamayan tanık anlatımına göre davalı kadın, kayın biraderi Adem'e ilgi duyduğunu ve bu duyguları sebebiyle eşiyle olan müşterek hayatı yürütemeyeceğini, kendisinin de boşanma isteğini bir kısım tanıklara açıklamıştır.
    Davalı tarafından tutulan "günlük" defterinin delil olarak değerlendirilip, değerlendirilemeyeceği konusu gelince;
    "Zehirli ağacın meyveleri" olarak ifade edilen hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin değerlendirilmesi konusunda Medeni Usul Hukukunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır.
    Öncelikle konuyu öğreti bakımından incelemekte yarar vardır.
    Berkin, usulsüz veya kanunsuz yahut hukuka aykırı yoldan elde edilmiş delile dayanılarak hüküm verilemeyeceği görüşündedir. Yazara göre, posta memuru ile anlaşarak ele geçirilmiş ve mahkemeye sunulmuş olan başkalarına yazılmış mektupların veya evli erkeğin ilişki kurduğu ve ileride evlenmek istediği kadına yazdığı mektupların çalınarak boşanma davasında delil olarak kullanılması caiz değildir" görüşünü ileri sürmüştür. Bkz.Prof.Dr.Berkin N. Tatbikatçılara Medeni Usul Hukuku Rehberi İst. S.734).
    Üstündağ "hukuka aykırı yollardan elde edilmiş olan delillerin değerlendirilmesi konusunda usul kanunumuzda bir hüküm bulunmadığını belirtmekte, kitabının bir başka yerinde "sesin gizlice banda alınması halinde buna daha sonra bir ispat vasıtası olarak dayanmanın mümkün olduğunu açıklamaktadır. Örnek olarak Alman Mahkemesinin kararına göre, insan seslerinin konuşanın muvafakati olmaksızın tespiti kişilik haklarına bir saldırı olmakla beraber, gizli ses almayı haklı kılan nedenlerin mevcudiyeti halinde bu biçimde bir tecavüze müsaade edilmesi gerektiğinin kabul edildiğini belirtmektedir. Alman Mahkeme kararına esas teşkil eden olayda evli kadın, kocasına defalarca hakaret etmiş ve tüm bunları da mahkemede inkar edeceğini de ilave etmiştir. Bunun üzerine koca açmayı tasarladığı boşanma davası için bu sahneleri teybe almıştır. (Bkz. Prof.Dr.Üstündağ S.Medeni Yargılama Hukuku C.1-II, İst.2000 S.627 ve 762).
    Prof.Dr.Pekcanıtez'e göre, kişilik haklarının, özel yaşam alanı ve sır alanının ihlali sonucu elde edilen teyp bandı, fotoğraf, çalınmış veya el konulmuş aşk mektupları delil olarak değerlendirilemez. Hukuka aykırı olarak elde edilen delilin değerlendirilmesi konusunda Medeni Usul Hukukunda da geçerli olan dürüstlük kuralı esas alınarak karar verilmeli ve bu konuda her somut olayda değerlendirme yapılmalıdır. Bu konuda ihlal edilen yasa hükümü ile ispatlanmak istenen menfaat arasında amaca uygunluk hususu da esas alınmalıdır. Sair taraftan gizli biçimde ele geçirilen bütün deliller hukuka aykırı delil olarak değerlendirilmemelidir. Örneğin, bir telefon görüşmesinde, telefondaki ses yükseltici veya ikinci bir dinleme aleti sayesinde tarafların söylediklerinin duyulması sonucu yapılan açıklamalar ve bu konudaki tanıklık geçerli olmalıdır. Kişilik hakkının ihlali sonucu elde edilen delilin kullanılmasına hakkı ihlal edilen kişi izin verirse bu delil mahkemece kullanılabilir (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, Medeni Usul Hukuku, 2.Bası, Ankara 2001/s.390 vd).
    Hukuka aykırı elde edilen delillerin değerlendirilmesi konusunda Medeni Usul Hukukunda açık bir kanun hükümü olmadığı halde, Ceza Yargılamaları Usulü Yasasında açık düzenleme yapılmıştır. Bu kanunun (CMUK) 254/2. maddesinde "koğuşturma makamlarının hukuka aykırı biçimde elde ettikleri deliller hükme esas alınamaz." denilmiştir. Burada sözü geçen hukuka aykırılıklardan birisi de Özel hayata yapılan haksız müdahaledir. Ancak özel hayatın gizli alanı dediğimiz ve yalnızca bireyi ilgilendiren alanın hiçbir biçimde müdahale edilemeyecek alandır. Örneğin kişinin cinsel yaşamı böyledir. Hayatın bu gizli alanı ihlal edilerek bir delil elde edilmiş ise, bunu, kim, nasıl ve hangi amaçla elde etmiş olursa olsun söz konusu delil Ceza Mahkemesinde delil olarak kullanılamaz. Zira hayatın gizli alanı bir delil elde etme yasağı teşkil eder. (Öztürk, B. Yeni Yargıtay Kararları Işığında Delil Yasakları, Ank.1995, S.116 vd.).
    Not Defteri ile Hıristiyan kültüründe çok önemli yer tutan Günlüğün özelliklerine değinmekte yarar vardır. Günlük, Hıristiyan Kültürünün bir parçasıdır ve içerisinde insanın iç dünyasını ilgilendiren son derece gizli ve özel hayatın dokunulmaz alanını oluşturan bilgiler yer alır. Günlüğü tutan kişi yaşadığı günün değerlendirmesini, vicdani muhasebesini yapar ve bunları Günlüğüne yazar. Örneğin sevdiği kızla evlenmeden cinsel ilişkiye girip girmediğini, cinsel tercihlerini yazar. Kiliseye günah çıkarmaya giderken Günlüğünü beraberinde götürür. Bu günlükte özel hayatın gizli bilgileri yer alır. Somut olayda davalı tarafından tutulan not defterinin anlatılan günlük ile bir ilgisi bulunmadığı açıktır. Not defterinin Ceza Yargılamasında delil olarak kullanılmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. (Öztürk age. S.118 vd.).
    Somut olayda, tarafların birlikte yaşadığı evde davalı evi terk ettikten sonra kilitli olmayan yerden elde edilip mahkemeye sunulan zor ve tehdid ile ele geçirildiği savunulmayan ve davalı tarafından tutulduğu tartışmasız olan bir yaprağında davacının kardeşi Adem'in resmi bulunan ve içerisinde "aşkım neredesin, neden gelmedin, sensiz bir saat sene gibi iken koskoca bir gece uzun ve karanlık, bir tanem seni özledim, ne olur gel.. (AŞKIM) şu anda aklımdan geçenleri ve yüreğimin sesini bir bilebilsen seni ne kadar sevdiğimi o zaman, .......sensiz olamayacağımı anlayacaksın bir tanem..... sen yanımda olmayınca kendimi savunmasız ve çaresiz hissediyorum.... ne olurdu gitmese idin, biliyorum bana ceza verdin, sevgilinle görüşmene izin vermediğinden, ama paylaşamam seni asla... sana hiçbir zaman isteyerek ihanet etmedim.... seni özledim.... ölmek istiyorum.... aldatmak çok ağır geliyor... "(30/1/2000 saat 03.10) "Bana doğum günü hediyen çok acı oldu... sensizim ve acı doluyum... aşkım ne olur ara beni alkolün esiri oldum... seni beklediğimi bildiğin durumda aramıyorsun... artık resminle konuşuyorum... (03/02/2000 saat:02.20) "seni seviyorum sır küpü çocuk." Yazıları bulunan defterin yukarda anılan görüşler doğrultusunda delil olup olmadığının değerlendirilmesine gelince;
    Öncelikli olarak özel hayatın gizliliğinin korunması esas olmalıdır. Ancak somut olayın özelliği bu genel görüşten ayrılmayı gerektiren istisnalar içermektedir. Kullanılan deliller çalınmış, tehdit ya da zorla elde edilmiş ise burada hukuka aykırılık vardır. Hukuka aykırı yollardan elde edilmemiş deliller ise yasak bir delil olarak değerlendirilemez. Boşanma davası zaten kişilerin özel yaşamını ilgilendiren bir davadır. Koca eşi ile birlikte yaşadıkları mekanda ele geçirdiği eşine ilişkin fotoğrafları, not defterini veya mektupları mahkemeye delil olarak verirse, bu deliller hukuka aykırı yollardan elde edilmediğinden mahkemede delil olarak değerlendirilir. Aynı evde yaşayan kadın, kocanın bu delilleri ele geçirilebileceğini bilebilecek durumdadır. Kocanın yatak odasındaki bir dolabın içerisinde yada yatağın altında kadın tarafından saklanan bir not defterini ele geçirmesi, bu mekanın eşlerin müşterek yaşamlarını sürdürdükleri bir yer olduğundan kadın için gizli mekan kabul edilemez. Hiç kimse evindeki bir mekanda bulduğu bir delili hukuka aykırı yollardan ele geçirmiş sayılamaz.
    Diğer taraftan özel hayatın gizli alanları, özel hayatın gizli alanını ilgilendiren delillerle ispat edilebilir. Nasıl ki, kadın başka bir erkekle müşterek hanedeki yatak odasında sevişirken koca tarafından kapı kırılarak içeri girilmesinde hukuka aykırılıktan söz edilemezse, ortak yaşanan evde bulundurulan not defterinin elde edilmesi de hukuka aykırı olarak değerlendirilemez.
    Eşlerin evliliğin devamı süresince birbirlerine sadık kalmaları kanuni bir zorunluluktur. Kadının bu konulardaki özel yaşamı, evlilik ile bir araya geldiği hayat arkadaşı kocayı da en az kadın kadar ilgilendirmektedir. Bu sebeple de davalıya ilişkin hatıra defterinin delil olarak değerlendirilmesinde kuşkuya düşmemek gerekir.
    Yukarıda açıklanan nedenlere, dinlenen tanıkların anlatımlarına, davalı kadın tarafından tutulan not defterinin içeriğine göre, davalı kadının evlilik birliği içerisinde davacı kocaya karşı sadakatsiz davranışlarda bulunduğu, bu davranışları sebebiyle davacıya nazaran daha ağır kusurlu bulunduğu, tarafların karşılıklı eylemleri sebebiyle müşterek hayatın temelden sarsıldığı, evlilik birliğinin devamına imkan kalmadığı anlaşıldığından bu gerekçelere ve özel dairenin bozma ilamındaki sebeplere göre bozma ilamına uyulması gerekirken eski kararda direnilmesi usul ve kanuna aykırı bulunduğundan, direnme kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarda açıklanan ve Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı BOZULMASINA, istem halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 25.9.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Hukuki NET Güncel Haber

    MSN' de aldatma ile ilgili yargıtay kararları konulu yargıtay kararı ara
    MSN' de aldatma ile ilgili yargıtay kararları konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Aug 2008
    Nerede
    Bursa
    İletiler
    343
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Msn de aldatma ile ilgili yargıtay kararları

    T.C.

    YARGITAY

    2. HUKUK DAİRESİ

    E. 2005/15695

    K. 2005/18336

    T. 3.10.2005

    DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    KARAR : Tanık anlatımlarında sözü geçen e-mail mesajının koca tarafından gönderilmiş olduğu tanık beyanı dışında bir delille kanıtlanmadığından hükme esas alınması olanaksızdır.
    )Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacının tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
    Temyiz edilen kararın gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

dürüstlük kuralı yargıtay kararları

aldatma i

Forum

Benzer Konular :

  1. Ayıplı Mal ile ilgili Yargıtay Kararları
    Merhaba, Ayıplı Mal ile ilgili Yargıtay kararlarına ihtiyaç duymaktayım. Gerçi, forum arşivinden 1-2 tane buldum, ancak daha çok karar lazım....
    Yazan: ercu1972 Forum: Tüketici Hakları
    Yanıt: 6
    Son İleti: 27-09-2016, 09:47:54
  2. CMK 134 usulsüz el koyma ile ilgili yargıtay kararları (içtihat istek)
    Değerli hukukçular merhaba; Görevini ihmal ettiklerini düşündüğüm polislerin keyfi el koyması ile karşı karşıyayım(cmk 134e göre alınmış bir arama...
    Yazan: dost555 Forum: Bilişim Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 23-03-2016, 01:45:34
  3. Article: Msn de aldatma ile ilgili yargıtay kararları
    Hukuk portalına yeni bir kaynak eklendi. Konu: https://www.hukuki.net/content.php?222-Msn-de-aldatma-ile-ilgili-yargıtay-kararları
    Yazan: CeeK Forum: Hukuk Portal
    Yanıt: 0
    Son İleti: 18-08-2010, 10:46:23
  4. Article: MSN' de aldatma ile ilgili yargıtay kararları
    Hukuk portalına yeni bir kaynak eklendi. Konu: https://www.hukuki.net/content.php?221-MSN-de-aldatma-ile-ilgili-yargıtay-kararları
    Yazan: CeeK Forum: Hukuk Portal
    Yanıt: 0
    Son İleti: 18-08-2010, 10:45:47
  5. İİK. m. 344'le ilgili Yargıtay Kararları
    Değerli arkadaşlar, İİK'nun Nafakaya İlişkin kararlara uymayanların cezasını düzenleyen 344. maddeyle ilgili yargıtay kararlarına ihtiyacım var....
    Yazan: Av.İlknur Sezgin Temel Forum: Mesleki Konu, Soru ve Sorunlar
    Yanıt: 12
    Son İleti: 27-02-2010, 21:24:21

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.