-
01-09-2008, 23:13:31 #1
VIP Üye
- Kayıt Tarihi
- Sep 2004
- Nerede
- istanbul, Türkiye.
- İletiler
- 769
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
Ağlayan şeytan
Birileri aşağıdaki alıntıyı benim için tercüme eder mi lütfen:p
12.02.2008
Bir zamanlar RTE ona “Ağlayan Şeytan” derdi. Kadere bakın ki şimdilerde onlar “kanka” oluverdiler. Yedikleri, içtikleri ayrı gitmez oldu. Hatta birinin içine ettiği kaptan, diğeri yemek yer hale geldi.
2007 Milletvekili Genel Seçimleri öncesinde Armenian and Kurdish Party’nin avlanma alanının temizliğinde “Ağlayan Şeytan” “esas oğlan” oluvermişti.
Seçim öncesi avlanma alanının temizliği konusunda “5 imzalı” çok önemli bir belge düzenlenmişti.
Daha sonra bu belgenin aslı ortadan kayboluverdi.
Eğer bu belge ortaya çıksaydı 2007 Milletvekili Genel Seçimleri iptal edilir, en az 3 parti kapatılır ve bütün hesaplar alt üst oluverirdi. Armenian and Kurdish Party, bu belgenin “eski”, “şirin” ve “haylaz”(!) bir milletvekilinde olabileceğini düşünerek onu içeri aldırmıştı. Sonra da “serbest bırakmak” zorunda kalmıştı…
Her şey bir yana, biz esas hikayemize dönelim…
Utah’ta ikamet eyleyen “Ağlayan Şeytan” derin derin düşünüyordu, arada sırada çevresinde “vaaz”ını dinleyenler olabileceğini düşünerek burnunu çeke çeke ağlamaya başlıyor, üzerindeki hırkasını, vaaz cübbesi sanarak yakasını çekiştiriyor, burnunu da çekiştirdiği yakasına siliyordu.
Yaka, üzerinde salyangoz gezmiş gibi pırıl pırıl parlıyordu.
Uzun süreden beri kendisi resen “tekaüt” edildiğinden, sadece “noter”lik yapabiliyordu.
İçin için lanet yağdırıyordu, kendisini “tekaüt” eden Faşist Kürtçü imamına; onun şerrinden diğer imamları da korkmuş ve sinmişlerdi bir kenara. Cemaatine artık Kürtçüler hakimdi. Birden ağlamak geldi içinden, salya-sümük hıçkırmaya başladı yeniden…
Akşam olmuş, yemeğini yemiş, yemekten sonra da kendisine diyabetik şekerle yapılmış “künefe” ikram edilmişti. Ardından da 1000 mg’lık Matofin’den bir tane almıştı. Vücudunu tatlı bir rehavet sarmıştı, tam şekerlemeye başlayacaktı ki içeri o faşist Kürtçü imamı dalıvermişti, kapıyı bile vurmadan…
-
"Kalk hocaefendi kalk, aldığımız kararı usulen onayla da sonra ne yaparsan yap!"
diye bağırmıştı…
“Ağlayan Şeytan”, ‘Nasıl da fark etmedim, bunun bu kadar tuğsuz olduğunu’
dedi içinden, ama köşesinde toparlanmayı da ihmal etmedi.
- "Konuşalım, sonra da onaylarız"
, dedi.
Malum imam acıyarak baktı yüzüne, sonra da dışarıdakilere seslendi.
- "Ne duruyorsunuz orada, girsenize içeri !.".
Kıta imamcıkları birer sığıntı gibi içeri süzülüp kapıya yakın bir yerlere oturdular. ABD yönetimi tarafından hoca efendinin yerine atanan imam konuşmaya başladı.
- Kardeşler, bildiğiniz gibi bütün kurumlarda yönetimi ya ele geçirdik ya da ele geçirmek üzereyiz, TSK hariç.
Orayı ele geçirmezsek, diğerlerinin hiçbir önemi kalmaz. Her ne kadar elemanlarımızın birkaç tanesi birkaç yıl içinde orgeneralliğe kadar yükseleceklerse de bu yeterli değil. İçteki temizlik yıllarca sürebilir. Bu süreci hızlandırmamız gerekir. PeKeKe’deki kardeşlerimiz de TeSeKa’ya baskı yapmamızı istiyorlar. Bunun için sizlere daha önce ana hatları ile anlattığım çözümden başka bir çözümü olan var mı?
- …
- Yok mu? Aferin, olmasın zaten… Hoca efendi, işler senin planlamalarına uygun gitmiyor, olaylar bizim önümüzde koşturuyor, gündemi başkaları belirliyor. Artık ipleri ele almamız lazım.
- Nedir düşünceniz muhterem?
dedi hoca efendi.
- “Çömlek Patladı” darbesi yaptıracağız, sonra da ortalığı silip süpüreceğiz.
- Nasıl? Anlamadım…
- Bir sahte darbe planlayacağız ve sonra da darbecileri ihbar edip bizden olmayan kim varsa temizleyeceğiz, hatta kendi kendilerine temizlettireceğiz.
- İçerideki mürid sayımız, bütün TSK personelinin yüzde 13’ü, sempatizanlarımız yüzde 5, müridlerimizin kontrolundakiler yüzde 38 ama yine de çok riskli bir durum. Bana kalırsa…
- Sana kalırsa… O zaman hiç bir şey yapamayız. TSK’daki kesin ve emin gücümüz aslında yüzde 6,5; geri kalanı para, pul ile tutuyoruz. Bu işi artık bitirme zamanı geldi hoca efendi…
- Peki planın nedir?
- Uzun uzun anlatacak ne zamanım var, ne de gerek var; ama ana hatlarını açıklayayım, çünkü yarın Hava Tampa’daki “askeri üs”de olmam gerekiyor. Türkiye’den gelen bizim “fındıkçı danışman” ile buluşacağız.
Kara Kuvvetleri’ndeki senin şu meşhur general var ya, onu bu işin başına geçireceğiz. Rütbesi de buna yeter. Zaten dışarıdan herkes onu ulusalcı-milliyetçi olarak bilir.
- Ama…
- Kabul etmez mi diyeceksin?
- Muhtemelen…
- Elimizdeki dosyaları ne güne duruyor? Doğu Anadolu’da “altın muhafızları”ndan aldığı külçeler; karısının kumar borçları; kızının F.Üniversitesi hastanesinde aldırdığı gayrı meşru çocuğu; beyefendinin gazeteci ile olan gönül bağı…
- Şantajla mı yani?
- Gerekirse evet…
- Geri tepmesin ? Peki sonra…
- Plan aslında çok basit. TSK’daki müridlerimiz, çevrelerinde etki altına aldıklarını “darbe” konusunda azmettirecek ve kendileri bu işe asla bulaşmayacaklar.
Onların azmettirmesi ve adres tarif etmesi yeterli olacak. O adrese meyyal olanları da “darbe listesi”ne bizimkiler dahil ettirecekler. Bu konuyu bir zincirleme reaksiyon haline getirecekler.
Aynı arkadaşlarımız, dışarıdaki sivil arkadaşlarımızla da el ele vererek elektronik postalar ve diğer unsurları kullanarak, bu gurup üzerinde etkilerini arttırıp o cepheyi daha da sağlamlaştıracaklar, onları darbeye azmettirecekler.
Bu aşamada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, bu faaliyetler ile bizim aramızda bir bağ kurulmamasına azami derecede dikkat sarf etmek; daha da önemlisi bu darbe faaliyeti içine askeri yargı içinden mümkün olduğunca fazla taraftar toplamak ve listelerde yer almalarını sağlamaktır…
- Neden askeri yargı mensupları?...
- Darbe girişimi ortaya çıktıktan sonra darbeci personelin askeri mahkemelerde değil de kurulacak özel mahkemede yargılanmasının önünü açmak için...
- İyi ama orada daha da güçlüyüz…
- Ne yapalım, bazılarını gözden çıkartmadan esas amaca ulaşmak mümkün değil ki !? İsterseniz konumuza dönelim… Bütün bu faaliyetlerimizde arkadaşlarımız polisin teknik takibine takılsalar bile, teknik takipten çıkarılacaklar ama bu raddeye gelmeden arkadaşlarımızın tedbirli olmalarını sağlamalıyız.
Ancak, darbecileri azmettirmek isteyen arkadaşlarımız kendilerine sahte isimlerle ve özellikle bayan ismi ile e-mail hesapları açarak yoğun yazışmalar yapacaklar ve bu yazışmaların teknik takibe takılması için de yazışmalar içinde kilit kelimeler kullanacaklar. Arkadaşlarımız, bu tür yazışmaları da genel bilgisayarlardan ve azmettirecekleri kişilerin bilgisayarlarından yapacaklar. Elektronik ve diğer teknik açılardan yeterli hazırlıklar tarafımızdan yapıldı ve imamlarımıza iletildi.
- Bu hassas bir iş, ateşle oynuyoruz…
- Evet ama, biz onlarla oynamazsak onlar bizimle oynayacaklar…
- Tedbirler alındı mı, yeterli mi?
- Aslında darbe olmayacak; biz olgunlaştıracağız ve onlar harekete geçmeden “ihbar” edeceğiz.
“Darbe” emir-komuta zinciri içinde kurgulanmadığından Genelkurmay konuya çok titizlikle eğilecektir. Darbeciler yargılama aşamasına geldiğinde hükümet, ‘darbeciler içinde mevcutlarına oranla yüksek derecede askeri yargı mensubu olması’ nedeniyle yargılamanın Yargıtay tarafından “özel bir mahkeme” kurularak yapılmasını teklif ve tavsiye edecek, müzahir medyanın yayınları sonucu Genelkurmay da bu teklifi kabul etmek durumunda kalacaktır.
Bu aşamadan sonra TSK’da temizlik hareketi başlatılacak ve manipüle edilmiş “teknik takip” raporları ile önümüzü tıkayan, tıkama ihtimali olanın rütbesi ne olursa olsun temizlenecektir…
- Bu operasyonun sızma ihtimali yok mu?
- Asla ! Bütün tedbirleri aldık…
- Tedbirler…
- Hocaefendi sen ayrıntılarla meşgul olma, biz gerekeni yaparız…
- Peki buradaki dostlarımızın konudan haberi…
- Kesinlikle var ve onay da verildi...
- Benim içimi sıkan bazı şeyler var bu planın içinde, ama…
- Yemek üzerine yediğiniz künefedendir…
- …
- Mart ayını planlıyoruz, mart ayının şanına (!) uygun olsun diye…
- Hangi Mart?..
- Bir sonraki, yeni komuta heyeti yerine otursun hele, ondan sonra.
- Bu kadar süre içinde “sızıntı” olma ihtimali yükselir, beni bu ihtimal rahatsız ediyor…
- Bunu dert etmeyin, dışarı sızsa da başarılı olacaktır… Bu darbe tarihe “çömlek patladı” darbesi olarak geçecektir. Bir süre sonra gerçekler ortaya çıkacaktır ama… Geçmiş olaaaa…
(Bu planlama 17 Temmuz 2007 tarihinde ABD-UTAH yerel saati ile 19:25-19:55 saatleri arasında gerçekleşmiştir, ayrıntılara özel olarak girilmemiştir. Bugüne kadar hiçbir yayın organında yayınlanmamıştır. Ancak gereği yapılmıştır.)
"
Hukuki NET Güncel Haber
-
01-09-2008 23:13:31 # Nedir?Tavsiye Soru Cevap
- Kayıt Tarihi
- Bugün
- Nerede
- Avukat Dünyası
- İletiler
- Ne kadar?
-
02-09-2008, 13:01:40 #2
3/B
- Kayıt Tarihi
- Nov 2007
- İletiler
- 5.000
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
Re: Ağlayan şeytan
Bunun nereden alıntı olduğunu, kimin yazdığını yazarsanız sevinirim.
-
02-09-2008, 17:44:25 #3
VIP Üye
- Kayıt Tarihi
- Sep 2004
- Nerede
- istanbul, Türkiye.
- İletiler
- 769
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
-
02-09-2008, 20:19:40 #4
3/B
- Kayıt Tarihi
- Dec 2005
- Nerede
- rize, merkez, Turkey.
- İletiler
- 205
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
Re: Ağlayan şeytan
Bu sorunun sorulacağını ve mezrufla değilde zarfla uğraşılmanın çok sevildiğini önceden kestirmenize hayran kaldım. Asıl önemli olan yazarın kimliği, kişiliği ki doğru mu yazmış yanlış mı bilinebilsin? Nasıl oluyorda sizin bu meçhul yazarınız bu bilgilere ulaşabiliyor. Her yazılan doğru mu yani?
Böyle şeyleri uydurupta GÜLEN ŞEYTANLAR'ın şerrinden korkmak lazım.
Asılında ortada mazruf denen birşey yok. Yazdıklarınız tamamen bir ZARF.
-
02-09-2008, 20:42:03 #5
Re: Ağlayan şeytan
-
02-09-2008, 21:37:10 #6
3/B
- Kayıt Tarihi
- Nov 2007
- İletiler
- 5.000
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
Re: Ağlayan şeytan
Hayrullah Mahmud da bir zamanlar Tayyip Erdoğan ile Yaşar Büyükanıt'ı baş başa konuştururdu. Tamamen kendi hayal dünyasının mahsülü bir takım diyaloglar yazardı.
İyi ki google var, bazı şeyleri bulmak sadece saniyeler sürüyor.
Cem Yaren kimdir, ne yapar bilemiyorum ama Ergenekon davası tutuklularından Behiç Gürcihan'ın açık istihbarat sitesinde de Yaren'in burada alıntılanan yazısı var.
Bu alıntılanan tezviratta aslında pek çok maddi hata var.
Mesela "Ağlayan Şeytan" adı takılan şahıs hiç Utah'da bulunmadı. Amerika'ya geldiğinden beri Pennslyvannia'da oturuyor. Karayoluyla gidebileceği komşu eyaletlere gittiği olmuş ama batı Amerika'da hiç bulunmamış.
Erdoğan'ın ona "ağlayan şeytan" dediği iddiası da sanırım ilk kez Memduh Bayraktaroğlu tarafından seslendirildi.
http://memduhsb.blogsever.com/note/1018/sevgili-tayyip'e-a%C3%A7%C4%B1k-mektup.html
Erdoğan-Gül, Erdoğan-Arınç arasını bozmak istedikleri gibi Erdoğan'ın aslında kullanmadığı bir ifade kullanılarak Erdoğan ile cemaatin arasını bozabilir miyiz hesabına dayanan bir takım saçma sapan iddialardan öte bir şey değil bunlar.
Cem Yaren'in Anayurt gazetesi'nden "yaren"i Hasan Hüseyin Memiş de benzer ifadeleri kullanmış:
http://www.anayurtgazetesi.com.tr/ya...rih=2007-03-15
Ergenekoncuların buluştuğu açık istihbarat sitesindeki değişik kişilerin yazdıkları yazılarda ve bu siteden ulusalcı, turancı blogların yaptığı alıntılarda bu ifade sık sık geçiyor:
http://hedefturan.ucoz.net/forum/4-636-1
-
02-09-2008, 23:06:52 #7
VIP Üye
- Kayıt Tarihi
- Sep 2004
- Nerede
- istanbul, Türkiye.
- İletiler
- 769
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
Re: Ağlayan şeytan
Sene 1936
Neyzen Tevfik bakın neler demiş. (İmzamda Şair Eşref ne dediyse Tevfik de aslında onu demiş. Yıl 1936, inanç sömürücülüğü konusunda değişen hiç bir şey yok)
AYGIR İMAM
Ben nasihat veremem gerçi size Aygır İmam
Kafa tutma saz için sen de bize Aygır İmam
Su-i niyyet taşıyan alçağa lânet olsun
Yoktur asla garazım zatınıza Aygır İmam
Sana karşı kötülük varsa eğer kalbimde
Atarım varlığımı Akdeniz’ e Aygır İmam
Sayarım hatırını, hem de seni incitmem
Korkarım taş atamam ben kerize Aygır İmam
Saldırışlarda soğukkanlılığın mucizedir
Hani örnek gibisin İngilize Aygır İmam
Bu akort olmadı, dersin üzülürsün boşuna
Kulak asma olur olmaz pürüze Aygır İmam
.... rurdun içine orgu akort etmek için
Kardinal olsaydın Portekiz’ e Aygır İmam
Gel düzen meselesinde adını b.. latma
Dokuza çıktı mı inmez sekize Aygır İmam
Şu kulaksızlığını radyo da ilân ettin
Bu rezalet foyası çıktı dize Aygır İmam
Bir çelik parçası davanızı tekzip etti
Sustuk amma hepimiz, ben geveze Aygır İmam
Musikî servetinin haznesi, ardiyyesi yok
Yüklemiştir onu hak bir öküze Aygır İmam
Bu da gül pembesi derdin de kırardın, rekoru
Kadı olsaydın eğer sen Serez’e Aygır İmam
Paraca pulca bu yıl hayli kalınlaştın ha
Ateş-i “ Veylün likülli hümeze ” Aygır İmam
Pek zebûn-küs diyemem amma ezersin zayıfı
Lüpe geldi mi taparsın semize Aygır İmam
Yan bakarsın biraya, konyağa amma geriden
Kıç atarsın, şaraba, sertçe düze Aygır İmam
Bayılırsın pilice zannederim tilki gibi
Lüferin tazesi olmaz mı meze Aygır İmam
Saldırırsın boğarak nağmelerinle bezme
Köfteye, meyveye, bolca çereze Aygır İmam
Katakulli okuma, nağmelerin kaşkariko
Hilede taş çıkarırsın Muiz’e Aygır İmam
Bir kütüksün bu ilimde fakat aslın meçhul
Benzemezsin meşeye, pınala, hatta cevize Aygır İmam
Bir sicillin sayılır bu yazılar varlığına
İşte müsveddesi, sen çek temize Aygır İmam
Beyoğlu, 1936
-
02-09-2008, 23:16:38 #8
3/B
- Kayıt Tarihi
- Nov 2007
- İletiler
- 5.000
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
Re: Ağlayan şeytan
Cem Yaren'den inciler: (Mart 2008)
Ancak, bu olaylar sonucunda kesinleşen bir şey var ki bunu kimse yabana atmasın. YEŞİL görünümlü SOYSUZLAR gönderilecek, yerine TURKUAZ görünümlü SOYSUZLAR getirilecek ki ABD İRAN'a istediği gibi müdahale edebilsin. Beni yakından takip edenler, bu öngörümü uzun süredir dile getirdiğimi bilirler…
Bunun olabilmesi için ULUSALCI ve MİLLİYETÇİ kesimi bir araya getirecek bazı sert müdahalelerin olması gerekir ki bunun adı "ERGENEKON" müdahaleleridir.
Dikkat edilirse "ERGENEKON" müdahalelerin içine PİSLİKLER de dahil edilmektedir. ERGENEKON bir yana İNSANLIKTAN bile bi haber olan bu SOYSUZLARLA daha sonraki adımların taşları döşenmektedir.
Armenian and Kurdish Party'nin belli grupları, kendinden bekleneni yapmakta, yüzyılın DUNKOF'u genel başkanlarını gram gram satmaktadırlar. Partinin kapatılması için, partinin tüm unsurları canla başla çalışmaktadırlar. Armenian and Kurdish Party'e yol görünmüştür. "Allah taksiratını affetmesin, yattığı yerde dinlendirmesin ! "
Türkiye'nin, ABD'nin İRAN'a müdahalesi esnasında TURKUAZ görünümlü bir iktidara ihtiyacı var demiştim. İşte şimdi o iktidar hazırlanıyor. Görünürde MİLLİ, ancak temelde SATICI ve PAZARLAYICI bir iktidar. Tıpkı, Armenian and Kurdish Party fıtratında ama bu kez YEŞİL değil, TURKUAZ görünümlü bir iktidar…
Genel Başkanlık için yakında biri ortaya atılacak. Ortaya atılır atılmaz da Armenian and Kurdish Party'deki bazı kişilerin canlarını yakacak dosyaları da ortaya fırlatacak. İlletin (Milletin değil) büyük bir kısmı, yani oyunu bir paket makarnaya satan % 23 lük kesimi ile, menfaati için her şeyini pazarlayanlar bu yeni MAÇA PAPAZI'nın çevresinde koşar adım toplanacaklardır.
Dikkat edilirse, AKP'nin kapatılması durumunda, AKP'ye oy verenlerin de içinde bulunduğu % 72'lik seçmen kitlesinin oy vereceği parti yoktur. AKP'ye karşıtlık görüntüsünde destek veren CHP ile akıl veren MHP, seçmenler tarafından dışlanmıştır. Bu nedenle, Türkiye'deki illetin yaklaşık % 37'sinin oy vereceği yeni bir partiye ihtiyaç duyulacaktır. Rahşan ECEVİT bu durumu en önce fark edenlerdendir. Bu nedenle bir başka partideyken Genel Başkanı'na 18 lik üniversite öğrencisini peşkeş çekip sonra da evlenmelerini sağlayan bir MAHLUKAT ile görüşmüştür. Ardından da Türkiye'nin ilk "YARGISIZ İNFAZCISI" ve KAÇAKÇILIK BARONU, yengeç efendi ile bu görüşmelerini sürdürmüştür. Yaşamında bir tek leke bulunmayan DSP Genel Başkanı Zeki SEZER'i ise dışlamıştır. Bu görüşme trafiği bile Türkiye'nin geleceği hakkında bizlere net bilgiler vermektedir.
Yakında Türkiye'nin başına tebelleş edilecek kim midir? Aslı Ermeni olan, Alman İmparatorluğu tarafından önce Balkanlar'a daha sonra da Balkanlar'dan Şanlıurfa'nın bir köyünde uykuya yatırılan ailenin en soysuz çocuğu…
Büyükşehir Belediye Başkanlığı esnasında İsrail-MOSSAD ve İngiltere-MI-6 ile onaşan, hırsızlıkları ile 8,3 milyar USD menkul ve gayrimenkulü MUTEMETLERİ eli ile sevk ve idare eden, genelevde çalışan kadınların bile: 'Hepimiz bir araya gelsek onun gibi birini doğuramayız' dedikleri TESCİLLİ SOYSUZ.
Ona en büyük yardım ise AKP'nin içindeki MALUM BİR BAKAN'dan gelecektir. Türk Siyasi tarihinde eşi ve benzeri bulunamayacak bir NESEPSİZ'den… RTE'nin kellesini aldırmak için ona sürekli KILAVUZLUK yapan LEŞ KARGASI'ndan. Çiçek CEMŞİT'ten…
Son olarak bir konuyu açıklığa kavuşturmak gerekir;
RTE'nin isteği üzerine 24 HAZİRAN günü görüşen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker BAŞBUĞ'un bu operasyondan haberdar edilmiş olması gerekir. Bu ifademden 'Orgeneral BAŞBUĞ emekli orgeneralleri sattı mı?' kuşkusu doğmalıdır. Bu operasyon öylesine geri tepecektir ki, suçlayanlar SUÇLU, suçlananlar KAHRAMAN hale getirileceklerdir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 1938 sonrası tarihi gözden geçirilirse, bu gelişmeler hiç de sürpriz olmayacaktır.
Peki biz gerçek VATANSEVERLER'i nasıl ayırd edeceğiz diyen olursa; tek bir cümle söylemeliyim:
"Kim ki 70 yılın hesabını soracağız !" derse, o VATANSEVERLERİN gerçek olma ihtimali çok yüksektir.
Cem YAREN-Samarra-Irak
-
02-09-2008, 23:24:31 #9
3/B
- Kayıt Tarihi
- Nov 2007
- İletiler
- 5.000
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
Re: Ağlayan şeytan
İşin ilginç yanı Cem Yaren benim de ihtimal verdiğim bir iddiayı seslendiriyor:
"Dikkatlerinizden kaçmasa gerekir, DSP-ANAP-MHP koalisyonunda Merhum Başbakan Bülent ECEVİT’i biyolojik olarak olmasa bile siyasi olarak öldürülmesi gereken yer olarak BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ belirlenmişti. Bülent ECEVİT eğer, durumu daha geç kavrayıp elini çabuk tutmasa, bir-iki gün içinde “iş göremez” raporu ile “HACİR” altına alınması istenecekti. Ardından da yerine GLADIO’nun yaman bir elemanı HÜSAMETTİN getirilecekti."
Ama devamındaki yorumuna katılmıyorum:
"O günlerde bu olayın üzerine ne FETTOŞ’un, ne HOŞHOŞ’un, ne ZORDUŞ’un ne de KERTUŞ’un medyası gitti. Çünkü, Merhum ECEVİT düşürülecek ve Armenian and Kurdish Party daha da erken Türkiye’nin, Türk Milleti’nin ve Türk Vatanı’nın başına bela edilecekti."
"Ağlayan şeytan" gibi "Armenian and Kurdish Party", "maça kardinali" gibi ifadeler Cem Yaren ile Anayurt gazetesi'nden kankası H.H.Memiş'in sıkça kullandığı ifadeler. Bu ifadeleri google'ladıkça bakalım ne gibi başka tezvirat ortaya çıkacak?
Cem Yaren kendi ifadelerine göre bir ara Kırım'daydı, kah Kuzey Irak'ta, kah Nahcıvan'da, kah Suriye'de. Pek hareketli son iki yıldır.
-
02-09-2008, 23:28:00 #10
VIP Üye
- Kayıt Tarihi
- Sep 2004
- Nerede
- istanbul, Türkiye.
- İletiler
- 769
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
Re: Ağlayan şeytan
Bazı üye dostlarımdan yine bir ricam olacak affınıza mağruren
"Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" deyişini de benim için bir yorumlar mısınız lütfen??
Bu sayfada bulunan kavramlar:
cem yaren kim
,cem yaren
, cemyaren, cem yaren arşiv, cemyaren.blogspot.com, urah sakli yuklama, aglayan seytaBenzer Konular :
-
Bedaş Şeytan Üçgeni (bedaş - bakırköy 7. icra - karakol) ve belgesiz / bilgisiz bir vatandaş
Hepinize çalışma hayatınızda başarılar dileyerek hikayeme geçiyorum. Bir süre kiraya verdiğimiz evimize 2009 başında geri taşındık. Kirada olduğu...Yazan: elek-trick Forum: Borçlar HukukuYanıt: 2Son İleti: 06-11-2010, 08:19:00 -
Kadınlara şeytan diyenler utansın!
Gündüz Özlem’in gece Gülcan’ın kocasıymış Nurettin KURT / ANKARA 22 Mart 2010 Kocasının, kendisiyle düğününden birkaç saat önce başka bir...Yazan: swan Forum: Aile HukukuYanıt: 30Son İleti: 22-03-2010, 17:48:08 -
Ağlayan Güzel
Tüm bayan üyelerimize saygılarımla... Ağlayan Güzel Masanda bir bardak çay Duruyor saatlerdir Sigaranin biri sönmeden Digerini yakiyorsun ...Yazan: gokhan216 Forum: Üyelerimizin ŞiirleriYanıt: 3Son İleti: 04-11-2009, 11:36:27 -
Şeytan 38'den Sonra Hukuk Oku Diyor
Hukuğun,hırsızlar lehine boşluklarını duydukça,hiç yaşıma bakmadan (38) tekrar sınavlara girerek hukuk oku diyor şeytan.İş yerimde masa...Yazan: Gökhanz Forum: Borçlar HukukuYanıt: 6Son İleti: 28-07-2009, 22:30:45 -
Şeytan tırnağı ve askerlik
Benim ayak baş parmağımda şeytan tırnağı çıkıyor. Doktora gittim yıllardır çözüm olmadı çok canımı acıtıyor. Bu durumda asker postalı hiç giyemem....Yazan: milo Forum: Askerlik HukukuYanıt: 11Son İleti: 27-01-2009, 01:11:29
go to this web-site
17-06-2025, 15:32:57 in Kredi Kartları ve Bankacılık Hukuku