Kanunlar kişilerin haklarını korumak üzere vardır ve bu koruma karşılıklı insanların hakkını korur.
BİR KANUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ KONUSUNDA ŞİKAYET DİLEKÇESİDİR.
Konunun hikayesi:
Amcam , babam ve babaannemin müşterek tarlaları vardır.Babaannem(85 yaşında) amcam tarafından borçlandırılmış borcunu ödemediği için babaannemin tarla cebren alacaklıya satılmıştır. Babaannemin hissesini alan şahıs da ortaklığın giderilmesi için mahkeme kararıyla ihale usulü mahkeme kararı çıkartmıştır.Bu sırada keşif, değer belirleme, mahkeme masrafları vs. birçok borç çıkmıştır. Bu borç da hisse sahiplerine ödetilecektir.
Babamla amcamın bütün tarlaları bu şekilde müşterek tapulu ve amcamın borçları yüzünden bu şekilde satışa çıkmıştır.

Bu durumda babam eğer malını kaybetmek istemese amcamın ve babaannemin hisselerini de alması gerekmekte buna da bütçesi uygun değildir.
Alamazsa ihale usulü babamın bütün tarlaları değerinin çok altında satılmış olacaktır.

Bu alacaklı dediğimiz kişi bir tefecidir ve bu şekilde satışa çıkan malı düşük fiyata kendi alıp servet elde etmektedir.

Maduriyetlerimiz:
1.Bizim hiçbir suçumuz, yanlışımız olmadığı halde malımız satışa çıkmıştır, satılacaktır.
2. malımız değerinin çok altında satılacaktır.
3.biz kanunlara uyan vergisini düzenli veren bir vatandaş iken mahkemelik durumların içinde kendimizi bulup üstelik mahkemenin çıkardığı bir sürü masrafı ödemeye ortak edilmekteyiz.
4-Bizim ülkemizde malını ,tarlasını vs. satmak bir gurur meselesidir. Babam bu yüzden haksız yere başına bu işler geldiği için psikolojik sıkıntı geçirmektedir.
SORU.
Uygulanan bu yasa alacaklıyı korurken bu alacak –verecek işleriyle hiç ilgisi olmayan bir hisse sahibini nasıl bu kadar madur edebiliyor?

Şükran Balçınkaya