+ Konuyu Yanıtla
1 den 10´e kadar toplam 10 ileti bulundu.

Konu: Mal Rejimi Yargıtay Kararları

Mal Rejimi Yargıtay Kararları Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Mar 2008
    Nerede
    Konya
    İletiler
    1.366
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Mal Rejimi Yargıtay Kararları

    T.C.
    YARGITAY
    2. HUKUK DAİRESİ

    E. 2005/16299
    K. 2006/467
    T. 30.1.2006

    • EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİ ( Devam Ettiği Sürece Eşlerin Katkı Nedeniyle Değer Artış Payı Talep Edemeyecekleri/İstek Hakkında Karar Verilmesine Yer Olmadığına Hükmedilmesi Gereği )

    • DEĞER ARTIŞ PAYI ( Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Devamı Sırasında Talep Edilemeyeceği - Eşler Arasındaki Mal Rejiminin Sona Ermesi Halinde İstenebileceği )

    • ZİYNET EŞYASINA YÖNELİK İSTEM ( Edinilmiş Malara Katılma Rejiminin Devam Etmekte Olmasının Aynen İadesini Veya Bedelinin İadesini İsteme Hakkını Engellemeyeceği - Kişisel Malın İadesi )

    • KİŞİSEL MAL ( Ziynet Eşyasının İadesi İstemi - Edinilmiş Malara Katılma Rejiminin Devam Etmekte Olmasının Aynen İadesini Veya Bedelinin İadesini İsteme Hakkını Engellemeyeceği )

    4721/m.218,220,227

    ÖZET : Davacı, halen evli olduğu davalı eş adına kayıtlı otomobilin alımına yaptığı katkı nedeniyle değer artış payı talep etmektedir.

    Değer artış payı eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi halinde istenebilir.

    Olayda, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejimi devam ettiğinden istek hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmelidir.

    Öte yandan, davacının ziynet eşyasına yönelik isteği kişisel malın iadesine ilişkin olup edinilmiş malara katılma rejiminin devam etmekte olması kişisel malının aynen iadesini veya bedelinin iadesini isteme hakkını engellemez.

    DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm ziynet eşyaları ve değer artış payı yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

    KARAR : Davacı kadın 01.04.2004 tarihinde açtığı davayla; halen evli bulunduğu davalı eşi adına trafikte kayıtlı otomobilin 04.12.2002 tarihinde alımı sırasında yaptığı katkı bedelini, davalıda kaldığını ileri sürdüğü ziynet eşyalarının aynen iadesini ve yanında bulunan müşterek küçük çocuk yararına nafakaya hükmedilmesini istemiştir.

    Yerel mahkeme; müşterek çocuk yararına nafakaya karar vermiş, diğer istekleri ise; tarafların halen evli oldukları ve aralarında yasal mal rejiminin geçerli olduğu gerekçesiyle reddetmiştir. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

    1- Davacının, davalı eşi adına kayıtlı otomobilin alımına yaptığı katkıya dayalı isteği ""değer artış payına"" ( TMK m. 227 ) yöneliktir. Bu isteğin esası, eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi durumunda incelenebilir. Taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin devam ettiği anlaşıldığından; ""bu istek hakkında karar verilmesine yer olmadığına"" şeklinde hüküm kurulması gerekirken, kesin hüküm oluşturacak şekilde ""isteğin reddine"" biçiminde karar verilmesi doğru değildir.

    2- Davacının ziynet eşyasına yönelik isteği ""kişisel malın"" ( TMK m. 220 ) iadesine yöneliktir. Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ( TMK m. 218-241 ) eşlerden her birinin diğer eşte kaldığını veya diğer eş tarafından kullanıldığını ileri sürdüğü kişisel malının aynen iadesini veya bedelinin iadesini isteme hakkını engellemez.

    Eşler, kişisel mallarıyla ilgili isteklerini rejim sona ermeden, tasfiye sözkonusu olmadan da ileri sürebilirler. Bu nedenle; davacının ziynet eşyasına yönelik isteğinin esasının incelenip olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde usulden reddedilmesi yasaya aykırıdır.

    SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.01.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hukuki NET Güncel Haber

    Mal Rejimi Yargıtay Kararları konulu yargıtay kararı ara
    Mal Rejimi Yargıtay Kararları konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Mar 2008
    Nerede
    Konya
    İletiler
    1.366
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Mal Rejimi Yargıtay Kararları

    T.C.
    YARGITAY
    2. HUKUK DAİRESİ

    E. 2005/18332
    K. 2006/2485
    T. 28.2.2006

    • BAŞVURMA HARCI ( Yatırılarak Mal Rejiminin Tasfiyesini Talep Ettiği Davada Boşanma Kararının Kesinleştiği Gözetilerek Mahkemece Nispi Harç Tamamlatılıp Toplanan Deliller Değerlendirildikten Sonra Karar Verilmesi Gereği )

    • MAL REJİMİNİN TASFİYESİ ( Boşanma Kararının Kesinleştiği Gözetilerek Mahkemece Nispi Harç Tamamlatılıp Toplanan Deliller Değerlendirildikten Sonra Karar Verilmesi Gereği )

    • NİSPİ HARÇ ( Davacının Başvurma Harcını Yatırarak Mal Rejiminin Tasfiyesini Talep Ettiği Davada Boşanma Kararının Kesinleştiği Gözetilerek Mahkemece Nispi Harç Tamamlatılıp Toplanan Deliller Değerlendirildikten Sonra Karar Verilmesi Gereği )

    • İŞTİRAK NAFAKASI ( Müşterek Çocuk İçin Karar Verilirken Tarafların Sosyal ve Ekonomik Durumları Nafakanın Niteliği ve Günün Ekonomik Şartları Gözönüne Alınması Gereği )

    4721/m.212,214,4
    492/m.30,32

    ÖZET : Taraflar arasındaki davada, müşterek çocuk için iştirak nafakasına karar verilirken tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve günün ekonomik şartları gözönüne alınmalıdır. Davacının, başvurma harcını yatırarak mal rejiminin tasfiyesini talep ettiği davada, boşanma kararının kesinleştiği gözetilerek mahkemece, nispi harç tamamlatılıp toplanan deliller değerlendirildikten sonra karar verilmesi gerekir.

    DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm mal rejimi tasfiyesi, nafakalar, tazminatlar ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

    KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kocanın tüm, davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

    2- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, küçük Egemen için takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

    3- Davacı kadın dava dilekçesinde mal rejiminin tasfiyesini istemiş, başvurma harcını yatırmıştır. Mahkemece, nispi harç tamamlattırılarak ( Harçlar Kanunu md. 30-32 ) boşanma hükmünün kesinleştiği de gözönüne alınarak delillerin değerlendirilip sonucu itibariyle karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün 2. ve 3. bentlerde gösterilen nedenlerle ( BOZULMASINA ), tarafların sair temyiz itirazlarının 1. bentte gösterilen nedenlerle ( ONANMASINA ), temyiz peşin harcını yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.02.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Mar 2008
    Nerede
    Konya
    İletiler
    1.366
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Mal Rejimi Yargıtay Kararları

    T.C.
    YARGITAY
    2. HUKUK DAİRESİ
    E. 2005/1208
    K. 2005/4267
    T. 17.3.2005
    • KADININ KATKI BEDELİ İSTEMİ ( Eşya Borsa Hesabı Mal Rejimi Nedeniyle Binadan Alacak/Boşanmanın Eki Niteliğinde Olmadığı - Bu Konudaki Dava Ve İstemler Tefrik Edilerek Boşanma İle İlgili Davanın Bekletici Mesele Yapılması Gereği )
    • BOŞANMANIN EKİ OLMAYAN TALEP ( Kadının Eşya Borsa Hesabı Mal Rejimi Nedeniyle Binadan Alacak Ve Araca Katkı Bedeli İle İlgili İstem - Bu Konudaki Dava Ve İstemler Tefrik Edilerek Boşanma İle İlgili Davanın Bekletici Mesele Yapılması Gereği )
    • DAVANIN TEFRİKİ ( Kadının Eşya Borsa Hesabı Mal Rejimi Nedeniyle Binadan Alacak Ve Araca Katkı Bedeli İle İlgili İstem - Bu Konudaki Dava Ve İstemler Tefrik Edilerek Boşanma İle İlgili Davanın Bekletici Mesele Yapılması Gereği )
    • BEKLETİCİ MESELE ( Kadının Eşya Borsa Hesabı Mal Rejimi Nedeniyle Binadan Alacak Ve Araca Katkı Bedeli İle İlgili İstem - Bu Konudaki Dava Ve İstemler Tefrik Edilerek Boşanma İle İlgili Davanın Bekletici Mesele Yapılması Gereği )
    1086/m.45
    ÖZET : Davacı-davalı kadının istediği eşya, borsa hesabı, mal rejimi nedeniyle binadan alacak, araca katkı bedeli ile ilgili istem, boşanmanın eki niteliğinde olmayıp, bu istemler ancak boşanma davası ile ilgili hüküm kesinleşip tasfiye gündeme geldiğinde karara bağlanabilir. Bu nedenle bu konudaki dava ve istemler tefrik edilerek boşanma ile ilgili davanın bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre karar vermek gerekir.
    DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu bulunmasına göre, tarafların aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    2-Davacı-davalı kadının istediği eşya, borsa hesabı, mal rejimi nedeniyle binadan alacak, araca katkı bedeli ile ilgili istem, boşanmanın eki niteliğinde olmayıp, bu istemler ancak boşanma davası ile ilgili hüküm kesinleşip tasfiye gündeme geldiğinde karara bağlanabilir. Bu nedenle bu konudaki dava ve istemler tefrik edilerek boşanma ile ilgili davanın bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    3-Davacı-davalı kadının borsadaki işlemler yönünden delil olarak gösterdiği İstanbul Menkul Kıymetler Takas ve Saklama Bankası A.Ş. ile Türkiye İş Bankası Tarsus Şubesindeki 6621300001180964 numaralı hesaptaki hesap hareketleri araştırılmadan eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün 2. ve 3. bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalı-davacı kocanın mal rejimine ilişkin temyizinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, tarafların diğer temyiz itirazlarının 1.bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.03.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Mar 2008
    Nerede
    Konya
    İletiler
    1.366
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Mal Rejimi Yargıtay Kararları

    T.C.
    YARGITAY
    2. HUKUK DAİRESİ

    E. 2005/12451
    K. 2005/14803
    T. 25.10.2005

    • MAL REJİMİNİN SONA ERMESİ ( Kesinleşen Boşanma Davasının Açıldığı Tarihte Sona Ereceği - Mal Rejiminin Sona Ermesi Ve Tasfiye Halinde Her Eş Diğer Eşte Bulunan Mallarını Geri Alabileceği )

    • MALLARIN İADESİ ( Eşler Arasındaki Yasal Mal Rejimi Kesinleşen Boşanma Davasının Açıldığı Tarihte Sona Ereceği - Mal Rejiminin Sona Ermesi Ve Tasfiye Halinde Her Eş Diğer Eşte Bulunan Mallarını Geri Alabileceği )

    4721/m.202/1,225/2,226/1

    ÖZET : Eşler arasındaki yasal mal rejimi kesinleşen boşanma davasının açıldığı tarihte sona erer. Mal rejiminin sona ermesi ve tasfiye halinde her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır.

    DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

    KARAR : Taraflar 25.6.2003 tarihinde evlendiklerine ve mal rejimi sözleşmesi yapmadıklarına göre aralarında yasal rejim olan edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğunda tereddüt bulunmamaktadır ( TMK. md. 202/1 ). Mahkemece evliliğin iptal ve boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi halinde mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer ( TMK. md. 225/2 ).

    Mal rejiminin sona ermesi ve tasfiye halinde her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır ( TMK. md. 226/1 ). Daha sonra ( 15.4.2004 tarihinde ) açılan boşanma davası sonucu tarafların boşanmalarına karar verildiğine ve bu karar 19.4.2005 tarihinde kesinleştiğine göre, mal rejimi, boşanma davasının açıldığı 15.4.2004 tarihinde sona ermiştir. Davanın başında mevcut olmayan, dava koşulu yargılama sırasında gerçekleşmiştir. Tarafların gösterdikleri deliller toplanarak işin esasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken, 16.5.1956 tarihli 1/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına yanlış anlam verilerek yazılı gerekçe ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

    SONUÇ : Hükmün gösterilen sebeplerle ( BOZULMASINA ), temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 25.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Mar 2008
    Nerede
    Konya
    İletiler
    1.366
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Mal Rejimi Yargıtay Kararları

    T.C.
    YARGITAY
    2. HUKUK DAİRESİ
    E. 2005/16726
    K. 2006/1095
    T. 7.2.2006


    • MAL REJİMİ ( Mal Ayrılığı Rejimine Tabi 4721 S.K.'dan Önce Edinilmiş Mal - Davacının Davalıya Ait Kişisel Malın Edinilmesinda Ziynetlerini Bozdurarak ve Babasından Aldığı Parayı Koyarak Katkıda Bulunduğu İddiası/Aile Mahkemesinin İncelemesi Gereği )

    • DEĞER ARTIŞ PAYI ( Mal Ayrılığı Rejimine Tabi 4721 S.K.'dan Önce Edinilmiş Taşınmaz - Katkıda Bulunan Eşin Tasfiye Sırasında Ortaya Çıkan Değer Artışı İçin Katkısı Oranında Alacak Hakkına Sahip Olacağı )

    • KATKI PAYI ALACAĞI ( Mal Ayrılığı Rejimine Tabi 4721 S.K.'dan Önce Edinilmiş Taşınmaz - Katkıda Bulunan Eşin Tasfiye Sırasında Ortaya Çıkan Değer Artışı İçin Katkısı Oranında Alacak Hakkına Sahip Olacağı )

    • GÖREVLİ MAHKEME ( Mal Ayrılığı Rejimine Tabi 4721 S.K.'dan Önce Edinilmiş Mal - Davacının Davalıya Ait Kişisel Malın Edinilmesinda Ziynetlerini Bozdurarak ve Babasından Aldığı Parayı Koyarak Katkıda Bulunduğu İddiası/Katkı Payı Alacağı )

    4721/m.202,218,219,220/2,227/1
    4722/m.10/1
    743/m.170

    ÖZET : 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadarki dönemde geçerli rejim mal ayrılığıdır. ( 743 s. MK m. 170 ) Bu tarihten sonra ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. ( TMK m. 202 )

    Edinilmiş mallara katılma rejimi; edinilmiş mallar ( TMK m. 219 ) ile eşlerden her birinin kişisel mallarını ( TMK m. 220 ) kapsar. ( TMK m. 218 )

    Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan malvarlığı değerleri o eşin kişisel malıdır. ( TMK m. 220/2 )

    Eşlerden biri, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur. ( TMK m. 227/1 )

    Davacı, davalıya ait kişisel malın edinilmesi sırasında ziynetlerini bozdurarak ve babasından aldığı parayı koyarak katkıda bulunduğunu, katkısının, malın o tarihteki rayiç değerinin üçte biri oranında olduğunu ileri sürdüğüne göre, istek, Türk Medeni Kanununun 227. maddesine dayanmaktadır. Bu madde ise Aile Mahkemelerinin görevine girmektedir.

    DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

    KARAR : Davacının; alımında katkıda bulunduğunu iddia ettiği taşınmaz, 06.08.1998 tarihinde koca tarafından üçüncü kişiden kooperatif üyeliği devralınmak suretiyle iktisap edilmiştir. Taraflar 31.10.1980'de evlenmişlerdir. Boşanma davası ise 14.09.2004 tarihinde açılmış olup devam etmektedir.

    Türk Medeni Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında, bu tarihe kadar, tabi oldukları mal rejimi devam eder. Eşler, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıl içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri takdirde, bu tarihten geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar. ( 4722 sayılı Yürürlük Kanunu m. 10/1 ) Şu halde, evlenme tarihinden, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadarki dönemde geçerli rejim mal ayrılığıdır. ( 743 s. MK m. 170 ) Bu tarihten sonra ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. ( TMK m. 202 )

    Edinilmiş mallara katılma rejimi; edinilmiş mallar ( TMK m. 219 ) ile eşlerden her birinin kişisel mallarını ( TMK m. 220 ) kapsar. ( TMK m. 218 )

    Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan malvarlığı değerleri o eşin kişisel malıdır. ( TMK m. 220/2 )

    Eşlerden biri, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur. ( TMK m. 227/1 )

    Davacı, davalıya ait kişisel malın edinilmesi sırasında ziynetlerini bozdurarak ve babasından aldığı parayı koyarak katkıda bulunduğunu, katkısının, malın o tarihteki rayiç değerinin üçte biri oranında olduğunu ileri sürdüğüne göre, istek, Türk Medeni Kanununun 227. maddesine dayanmaktadır. Bu madde ise Aile Mahkemelerinin görevine girmektedir. O halde işin esasının incelenmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.

    SONUÇ : Hükmün yukarıda gösterilen sebeple ( BOZULMASINA ), temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07.02.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Mar 2008
    Nerede
    Konya
    İletiler
    1.366
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Mal Rejimi Yargıtay Kararları

    T.C.
    YARGITAY
    2. HUKUK DAİRESİ
    E. 2005/7002
    K. 2005/9838
    T. 23.6.2005

    • KİŞİSEL MALLARA YÖNELİK ALACAK DAVASI ( Görevli Mahkemenin Aile Mahkemesi Olduğu )

    • ALACAK DAVASI ( Kişisel Mallara Yönelik - Görevli Mahkemenin Aile Mahkemesi Olduğu )

    • GÖREVLİ MAHKEME ( Kişisel Mallara Yönelik Alacak Davası )

    4721/m. 222, 226
    4787/m. 4/1

    ÖZET : Dava, 23.1.2003 tarihinde açılmış ve kişisel mallara yönelik bir alacak davasıdır. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözönüne alınır. Görevli mahkeme aile mahkemesidir.

    DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

    KARAR : Dava, 23.1.2003 tarihinde açılmış ve kişisel mallara yönelik bir alacak davasıdır. 5133 Sayılı Yasa ile değişik 4787 Sayılı Yasanın 4/1. maddesi gereğince 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun ( üçüncü kısım hariç ) ikinci kitabından kaynaklanan davaların Aile Mahkemesinde bakılacağı belirtilmiştir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözönüne alınır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 222-226. maddeleri gereğince işlem yapılması için görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.

    SONUÇ : Temyize konu edilen hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz yönlerinin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.06.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Mar 2008
    Nerede
    Konya
    İletiler
    1.366
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Mal Rejimi Yargıtay Kararları

    T.C.
    YARGITAY
    2. HUKUK DAİRESİ
    E. 2006/9383

    K. 2007/1228
    T. 5.2.2007

    • MAL REJİMİNİN TASFİYESİ DAVASI ( Dava Tarihi İle Boşanma Hükmünün Kesinleştiği Tarih Arasında Bir Yıldan Fazla Zaman Geçtiği Gerekçesiyle Davanın Zamanaşımı Nedeniyle Reddedilemeyeceği )

    • MAL REJİMLERİNE YÖNELİK ALACAKLAR ( Zamanaşımı Başlangıcının Mal Rejiminin Sona Erdiği Tarih Olduğu - Borçlar Kanununun Zamanaşımına İlişkin Hükümlerinin Uygulanacağı/10 Yıllık Süre )

    • EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA ALACAĞINDA ZAMANAŞIMI ( 4721 S. Türk Medeni Kanunu'nda Hüküm Bulunmadığı - Borçlar Kanunu Md. 125 Uyarınca Kural Olarak Alacak Davalarının On Senelik Zamanaşımına Tabi Olduğu )

    • ZAMANAŞIMI ( Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Tasfiyesi Davası - Borçlar Kanununun Zamanaşımına İlişkin Hükümlerinin Uygulanacağı/10 Yıllık Süre )

    4721/m. 178, 225, 231
    818/m. 125

    ÖZET : Katılma alacağının zamanaşımı konusunda 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununda bir hüküm mevcut değildir. Borçlar Kanununun 125. maddesi uyarınca; kural olarak alacak davaları on senelik zamanaşımına tabidir. Borçlar Kanununun 125. maddesindeki "bu konuda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava on senelik müruru zamana tabidir" hükmündeki ( her dava ) sözcüklerini "bütün alacaklar" tarzında anlamak gerekir. Zamanaşımının başlangıcı da mal rejiminin sona erdiği tarihtir. ( MK.m.225 ) Türk Medeni Kanununun genel nitelikli hükümler kenar başlığını taşıyan 5. maddesi uyarınca Borçlar Kanununun zamanaşımına ilişkin hükümleri uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır.

    DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

    KARAR : Dava, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesine yönelik olup 25.8.2005 tarihinde açılmıştır.

    Boşanma davası 16.9.2002 tarihinde açılmış, tarafların boşanmalara ilişkin karar 2.6.2004 günü kesinleşmiştir.

    Davalı vekili 24.10.2005 havale tarihli dilekçesinde Türk Medeni Kanununun 178. maddesinde yazılı bir yıllık süre geçtiğinden bahisle zamanaşımı definde bulunmuş, mahkemece dava tarihi ile boşanma hükmünün kesinleştiği tarih arasında bir yıldan fazla zaman geçtiği gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

    Katılma alacağının zamanaşımı konusunda 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununda bir hüküm mevcut değildir. Borçlar Kanununun 125. maddesi uyarınca; kural olarak alacak davaları on senelik zamanaşımına tabidir. Borçlar Kanununun 125. maddesindeki "bu konuda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava on senelik müruru zamana tabidir" hükmündeki ( her dava ) sözcüklerini "bütün alacaklar" tarzında anlamak gerekir. Zamanaşımının başlangıcı da mal rejiminin sona erdiği tarihtir. ( MK.m.225 ) Türk Medeni Kanununun genel nitelikli hükümler kenar başlığını taşıyan 5. maddesi uyarınca Borçlar Kanununun zamanaşımına ilişkin hükümleri uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır. Olayda, 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Bu nedenle davalının zamanaşımı itirazının reddi ile işin esası hakkında gösterilecek deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.02.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY :

    Tarafların dava dosyasında mevcut nüfus kayıt örneğine göre 2.6.2004 tarihinde boşandıkları, davacı kadın tarafından 25.8.2005 tarihinde katılma alacağı ( TMK m. 231 ) davası açıldığı ve davalı koca tarafından ileri sürülen zamanaşımı def’i üzerine yerel mahkeme tarafından "TMK m. 178 hükmüne göre evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı gerekçesiyle zamanaşımı sebebiyle davanın reddine verildiği, davacı tarafından davanın süresi içinde açıldığı gerekçesiyle hükmün temyiz edildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda "görüş birliği" vardır.

    Çekişme nedir?;

    Tarafların 8.4.1978 tarihinde evlendikleri ve 2.6.2004 tarihinde boşandıkları, aralarında bir mal rejimi sözleşmesi yapmadıkları için 1.1.2002-2.6.2004 tarihleri arasında kural mal rejimine ( yasal mal rejimi=edinilmiş mallara katılma rejimi ) ( = TMK. m. 202 f.I, 218-241 ) tabi oldukları ( 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 10 f. II ) bellidir.

    Eşler arasında yapılmış bir mal rejimi sözleşmesi bulunmadığı için eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere 1.1.2002-2.6.2004 tarihleri arasında davalı kocanın edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktarın yarısı üzerinde katılma alacağı bulunan davacı kadın katılma alacağına ( TMK m. 231 ) ilişkin istemini ne zaman gerçekleştirebilir?

    Ne sebepten doğmuş olursa olsun "her türlü alacak" kural olarak zamanaşımına tabi olduğundan ( EREN, s. 1234-1235, OĞUZMAN/ÖZ, s. 445 ) mal rejimlerine yönelik alacaklar için de belirli bir süre sessiz kalınırsa bu hareketsizlik o alacağın artık dava edilmesine engel oluşturur. Başka bir anlatımla zamanaşımı ( Verjaehrung ) söz konusu olur. ( EREN, s. 1232, OĞUZMAN/ÖZ, s. 442, TEKİNAY, s. 829 )

    Edinilmiş mallara katılma rejiminde eşlerin katılma alacağından ( TMK m. 231 ) doğan alacak hakkı ile ilgili olarak zamanaşımı hakkında kanunda bir düzenleme bulunmamaktadır.

    1 ) ZAMANAŞIMI SÜRESİ

    BK. m. 132 b. 3 hükmüne göre evlilik süresince eşlerin birbirinden olan alacakları için zamanaşımı işlemez.

    Eşler arasındaki mal rejimi ne olursa olsun, alacak ne zaman doğmuş olursa olsun BK. m. 132 b. 3 hükmü uygulanır. ( BECKER, s. 138, OĞUZMAN/ÖZ, s. 451 )

    Hemen belirtmeliyiz ki dönüştürme davası ( TMK m. 206 ) sonucu mal ayrılığına geçilmişse ya da eşler başka bir mal rejimine geçmişlerse ( TMK m. 203 ) katılma alacağı ( TMK m. 231 ) evlilik sırasında da doğar.

    Zamanaşımı süresi eşler arasında mal rejimi sözleşmesi bulunup bulunmadığına göre ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

    A ) EŞLER ARASINDA BİR MAL REJİMİ SÖZLEŞMESİ VARSA ZAMANAŞIMI
    Eşler arasında kural mal rejiminin ( yasal mal rejimi=edinilmiş mallara katılma rejimi ) ( = TMK. m. 202 f.I, 218-241 ) uygulanması asıl ise de eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kanunda belirlenen diğer rejimlerden birini yani mal ayrılığı rejimi ( = TMK. m. 242-243 ), paylaşmalı mal ayrılığı rejimi ( = TMK. m. 244-255 ), mal ortaklığı rejimini ( = TMK. m. 256-281 ) kabul edebilecekleri ( TMK m. 202 ) gibi Kanunda öngörülen sınırlar içinde kural mal rejimi ( yasal mal rejimi=edinilmiş mallara katılma rejimi ) ile ilgili farklı anlaşmalar da yapabilirler. ( KILIÇOĞLU, s. 76 )

    Türk Medeni Kanununun ve Borçlar Kanununun genel nitelikli hükümleri, uygun düştüğü ölçüde özel hukuk alanına giren çekişme konusu tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır. Başka bir anlatımla Türk Medeni Kanununun ve Borçlar Kanununun genel nitelikli hükümleri, sadece medenî hukuk ilişkilerinde değil Ticaret Hukuku, İş Hukuku vs. gibi özel hukuk alanına giren tüm özel hukuk ilişkilerinde uygulanacaktır. ( Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, Yetkin Yayınevi, Ankara 2007, Kısaltma: GENÇCAN-TMK-2, s. 131 )

    Eşler arasında bir mal rejimi sözleşmesi "varsa" katılma alacağı yönünden zamanaşımı süresi BK. m. 125 gereği "sözleşmelerden doğan" talep haklarının zamanaşımı süresi olarak doğal olarak "on yıldır". ( Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, Yetkin Yayınevi, Ankara 2004, Kısaltma: GENÇCAN-TMK, s. 1198-1199, GENÇCAN-TMK-2, s. 1958 )

    B ) EŞLER ARASINDA BİR MAL REJİMİ SÖZLEŞMESİ YOKSA ZAMANAŞIMI

    Eşler arasında bir mal rejimi sözleşmesi "yoksa" katılma alacağı ( TMK m. 231 ) yönünden zamanaşımı süresi:

    - Bir yıllık süre : Mal rejiminin sona ermesi ( TMK. m. 225 ) ve katılma alacağının ( TMK m. 231 ) varlığının öğrenilmesinden itibaren başlar,

    - On yıllık süre : Her durumda mal rejiminin sona ermesinden ( TMK. m. 225 ) başlar.

    a ) BİR YILLIK SÜRE Eşler arasında bir mal rejimi sözleşmesi "yoksa" katılma alacağı ( TMK m. 231 ) yönünden zamanaşımı süresi, mal rejiminin sona ermesi ( TMK. m. 225 ) "ve" katılma alacağının ( TMK m. 231 ) varlığının öğrenilmesinden itibaren "bir yıldır".

    Eksik katılma alacağında da ( TMK m. 241 ) dava hakkı, alacaklı eş veya mirasçılarının haklarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıldır. Eksik katılma alacağı davasında hak ihlalinin "tam olarak" bilinmesine gerek bulunmadığından ( HAUSSER/BASLER, Art. 220 Nr.29, ZEYTİN, s. 247 ) benzer şekilde katılma alacağında da ( TMK m. 231 ) ) hak ihlalinin "tam olarak" bilinmesine gerek bulunmamaktadır. ( Aksi görüşe göre bir yıllık sürenin başlaması bile olanaksızdır: DURAL/OĞUZMAN/ÖĞÜZ, s. 391. )

    b ) ON YILLIK SÜRE

    Eşler arasında bir mal rejimi sözleşmesi "yoksa" katılma alacağı ( TMK m. 231 ) yönünden zamanaşımı süresi "her durumda" mal rejiminin sona ermesinden ( TMK. m. 225 ) başlamak üzere "on yıldır."

    2 ) DOĞRUDAN ON YILLIK SÜRE KANUNUN SİSTEMATİĞİNE AYKIRIDIR Değerli çoğunluk tarafından hiçbir ayrımlama yapılmadan doğrudan on yıllık zamanaşımı süresinin benimsenmesi Kanunun sistematiğine de aykırıdır.

    a ) BOŞANMA SEBEBİYLE AÇILACAK DAVALARA YÖNELİK DÜZENLEMEYE AYKIRILIK Katılma alacağı ( TMK m. 231 ) boşanma davalarının fer’i niteliğinde değildir.

    Ancak TMK. m. 178 hükmüne göre evliliğin boşanma sebebiyle son bulmasından doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden "bir yıl geçmekle" zamanaşımına uğradığı da bir gerçektir.

    Bir yıllık süre için madde gerekçesinde;

    "Madde boşanma sebebiyle açılacak davaların, evliliğin boşanma nedeniyle son bulmasından itibaren bir yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğunu hükme bağlamaktadır.Bu hüküm sayesinde evliliğin boşanma nedeniyle son bulmasına rağmen eşlerin ‘yıllar sonra’ maddî ya da manevî tazminat ya da ilk kez istenilen yoksulluk nafakası dolayısıyla karşı karşıya gelmeleri önlenmek istenmiştir. Bütün alacak istemleri gibi boşanmadan doğan tazminat ve yoksulluk nafakası istemlerinin de bir zamanaşımı süresinin olması gerekir. Bu süre, evliliğin boşanma sebebiyle son bulmasına ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren işlemeye başlayacaktır." açıklaması vardır.

    Boşanma evliliği ( Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, s. 63 ) ve mal rejimini sonlandıran bir sebeptir. Evliliğin boşanma sebebiyle son bulmasına rağmen eşlerin "yıllar sonra" maddî ya da manevî tazminat ya da ilk kez istenilen yoksulluk nafakası gibi sebeplerle karşı karşıya gelmelerini önlenmek isteyen Kanun Koyucunun katılma alacağında ( TMK m. 231 ) farklı düşünmesi 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu sistematiği ile de bağdaşmaz.

    b ) EKSİK KATILMA ALACAĞINA İLİŞKİN DÜZENLEMEYE AYKIRILIK Tasfiye sırasında, borçlu eşin malvarlığı veya terekesi, "katılma alacağını" karşılamadığı takdirde, alacaklı eş veya mirasçıları, edinilmiş mallarda hesaba katılması gereken karşılıksız kazandırmaları bunlardan yararlanan üçüncü kişilerden eksik kalan miktarla sınırlı olarak isteyebilir. Dava hakkı, alacaklı eş veya mirasçılarının haklarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde mal rejiminin "sona ermesinin" üzerinden beş yıl geçmekle düşer.

    Eksik katılma alacağı davasında ( TMK m. 241 ) özellikle alacaklı eş veya mirasçılarının haklarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde mal rejiminin sona ermesinin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkının düşeceği gözetildiğinde katılma alacağı ( TMK m. 231 ) için on yıllık zamanaşımı süresi uygulanması fiilen eksik katılma alacağı davasını uygulanamaz duruma getirmektedir.

    3 ) DELİLLERİN EKSİLMESİ GERÇEĞİ

    Zamanaşımı süresinin değerli çoğunluk görüşünde olduğu gibi mal rejimi "sözleşmesinin" yokluğu/bulunup bulunmadığı hiç dikkate alınmadan, eşler arasında bir mal rejimi sözleşmesi "yoksa" bile kısa süre ( =bir yıl ) olmaksızın/olmadan doğrudan "on yıl" olarak benimsenmesi eşleri "yıllar sonra" karşı karşıya getirmektir.

    Eşlerin yıllar sonra karşı karşıya gelmesinin en önemli sakıncası ise kanıtlama güçlüğüdür.

    Zamanaşımının dayandığı esas;

    - Mahkemeleri aradan zaman geçtiği için inceleme zorluğu bulunan eski olaylarla uğraşmaktan kurtarmak,

    - Tarafları ise delilleri ( =makbuz, senet vb. ) uzun süre saklamaktan kurtarmaktır. ( EREN, s. 1233, OĞUZMAN/ÖZ, s. 443, JdT 1965 I 249, KILIÇOĞLU, s. 600, TEKİNAY, s. 830, BGE 90 II 428 )

    Ölüm sebebiyle oluşan bir katılma alacağı davasının diyelim 30 yıllık evlilikten sonra 10 yıl zamanaşımı süresi de eklendiğinde 40 yıl önceki bir olgunun kanıtlanmasında o belgenin saklanması bir yana tanıkların bile vefat etmiş olacakları gerçeği karşısında ne büyük zorluklar ve hak kayıplarına yol açacağı izahtan varestedir.

    Uzun zaman alacağını aramayan katılma alacaklısı, borçlu eşinden;

    - mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir "maddî tazminat",

    - boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan diğer taraftan "manevî tazminat" olarak uygun miktarda bir para ödenmesini,

    - boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafakayı ( =yoksulluk nafakası ) "10 yıl sonra isteyememesi" gibi katılma alacağı davası ile katılma alacağını da isteyememelidir.

    Kamu yararı, hukuki güven ve sosyal barış bile bunu gerektirmektedir. Alacak hakkını uzun süre aramayan bir kimsenin hukuken korumadan yoksun bırakılması adalet duygusunu da asla zedelemez. ( EREN, s. 1233, TEKİNAY, s. 830 )

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Mar 2008
    Nerede
    Konya
    İletiler
    1.366
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Mal Rejimi Yargıtay Kararları

    T.C.
    YARGITAY
    HUKUK GENEL KURULU

    E. 2005/13-289
    K. 2005/306
    T. 4.5.2005

    • ALACAK DAVASI ( Davacı Eşin Adına Kayıtlı ve 3. Kişiye Sattığı Kooperatif Hissesinin Davalıca Tapusunun İptal Edilerek Adına Tescil Edildiği - Taraflar Arasında Akdi Bir İlişki Kurulduğu/Katkılarını Birbirlerine Bağışlamış Olmadıkları )

    • EŞLERİN TAŞINMAZ EDİNMELERİ ( Aralarında Mal Ayrılığı Rejimi Bulunan - Bu Rejimin Aralarında Borçlar Kanunu Kapsamında Akdi İlişki Kurulmasına Engel Olmadığı/Kendilerine ve Çocuklarına Daha İyi Bir Gelecek Hazırlama Amacı )

    • AKDE AYKIRILIK ( Eşlerin Taşınmaz Edinmeleri/Davacının Adına Kayıtlı ve 3. Kişiye Sattığı Kooperatif Hissesinin Davalıca Tapusunun İptal Edilerek Adına Tescil Edildiği - Haksız Fiilden Kaynaklanan Sorumluluk Hükümlerinin Kıyas Suretiyle Uygulanacağı )

    • HAKSIZ FİİLDEN KAYNAKLANAN SORUMLULUK HÜKÜMLERİ ( Akde Aykırı Davranılması Halinde Kıyas Suretiyle Uygulanacağı - Davacı Eşin Adına Kayıtlı ve 3. Kişiye Sattığı Kooperatif Hissesinin Davalıca Tapusunun İptal Edilerek Adına Tescil Edildiği/Alacak Davası )

    4721/m. 706
    743/m. 634
    1086/m. 293
    818/m. 244/2

    ÖZET : Davacı kendi adına kayıtlı olan ve üçüncü kişiye satmış olduğu kooperatif hissesinin davalı tarafından açılan dava sonunda üçüncü kişi adına olan tapusunun iptal edilerek davalı adına tescil edildiğini, bu nedenle alıcıdan aldığı satım bedelini iade etmek zorunda kaldığını, oysa kooperatif hissesine ilişkin tüm ödemeleri kendisinin yaptığını, davalının hiçbir katkısı olmadığını ileri sürerek kooperatif hissesinin dava tarihindeki rayiç bedelinden şimdilik 10.000.000.000 TL.nin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

    Taraflar, kendilerine ve çocuklarına daha iyi bir gelecek hazırlama bakımından aralarında akdi bir ilişki kurmuşlardır. Taşınmazın edinme sebebi budur. Eşler katkılarını birbirlerine bağışlamış değillerdir.

    Haksız fiilden kaynaklanan sorumluluk hükümleri kıyas suretiyle akde aykırı davranılması halinde de uygulanacaktır. Bu da alacaklının olumlu ( müspet ) ve olumsuz ( menfi ) zararını içerir.

    Mahkemece yapılacak iş, davacı ve davalının taşınmazdaki katkı oranını tespit etmek, dava tarihindeki değerleri bulmak, belirlenen oran kadar talebi de gözönünde tutarak karar vermekten ibarettir.

    DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 7.7.2003 gün ve 274-499 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 10.5.2004 gün ve 170266929 sayılı ilamı ile;

    ( ... Davacı kendi adına kayıtlı olan ve üçüncü kişiye satmış olduğu kooperatif hissesinin davalı tarafından açılan dava sonunda üçüncü kişi adına olan tapusunun iptal edilerek davalı adına tescil edildiğini, bu nedenle alıcıdan aldığı satım bedelini iade etmek zorunda kaldığını, oysa kooperatif hissesine ilişkin tüm ödemeleri kendisinin yaptığını, davalının hiçbir katkısı olmadığını ileri sürerek kooperatif hissesinin dava tarihindeki rayiç bedelinden şimdilik 10.000.000.000 TL.nin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

    Davalı, davanın reddini savunmuştur.

    Mahkemece, tüm ödemelerin davacı tarafından yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

    Davalının hissedar olduğu kooperatife ilişkin aidatların davacı tarafından ödendiği, davalı adına olan kooperatif hissesinin bilahare davacı kocaya geçtiği ve onun tarafından üçüncü kişiye satıldığı ancak E. O. tarafından, eşi H. O. 'nün başkanı olduğu kooperatife ve hisseyi satın alan üçüncü kişiye karşı açılan Burhaniye Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/68 Esas, 1999/219 Karar sayılı dava sonunda, hisse devrinin Kooperatifler Kanununun 19. maddesine aykırı olması nedeniyle geçerli olmadığı, bu nedenle üçüncü kişiye satışın da geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı E. O. 'nün kooperatif üyesi olduğunun tespitine, üçüncü kişi adına kayıtlı olan tapunun iptali ile davacı adına tesciline karar verildiği, kararın 21.9.2000 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kooperatif üyesi davalı olduğuna göre, davacı tarafından davalı adına verilen aidat ödemelerinin davalıya hibe olarak yapıldığının kabulü gerekir. Borçlar Kanununun 244/2. maddesine göre de bağışlamadan dönmenin şartları oluşmadığına göre davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir... )

    Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    KARAR : Davacının İsteminin Özeti: Davacı vekili, tarafların boşandıklarını, birlikte yaşadıkları dönemde davalı E. 'nin ilk birkaç yıl çalıştığını, daha sonra işinden ayrıldığını, ev kadını olarak yaşantısını devam ettirirken tüm masraflarının davacı tarafından karşılandığını, isteğe bağlı SSK primleri ödenmek suretiyle emekliliğe hak kazandığını, miras bırakanından kalan Manisa'daki taşınmazının satışı sonucu elde edilen para ile Balıkesir'de davalı E. üzerine bir daire alındığını; dava konusu Burhaniye İlçesi, Üren Mahallesi, Kumtepe Mevkiinde kain 652 Ada, 1 parselde kayıtlı 12/576 arsa paylı, C blok, 3 no'lu bağımsız bölümün, kooperatif yoluyla iktisabına ilişkin tüm maddi yükümlülüklerin davacı tarafından yerine getirildiğini, tapunun davalı adına oluştuğunu ileri sürerek taşınmazın dava tarihindeki değerinin, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000.000.000 TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

    Davalının Cevabının Özeti: Davalı, davacı tarafın iddialarını Burhaniye Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/68 E., 1999/210 sayılı dava dosyasında ileri sürdüğünü, mahkemece itibar edilmeyerek kooperatif hissesinin kendisi adına tesciline karar verildiğini, evliliğinin ilk yıllarında çalıştığını; ayrıca, babasının ev almaları için para verdiğini, aldığı para ve önceki birikimleriyle taşınmaza malik olduğunu; davacının gelirinin hem evi geçindirmeye hem de aidatları ödemeye yetmeyeceğini, davanın reddini savunmuştur.

    Yerel Mahkemenin Kararının Özeti: Yerel mahkemece, kooperatif aidatlarının davacı tarafından ödendiği, davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    Temyiz Evresi, Bozma ve Direnme: Yerel mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak kurulan hüküm Özel Dairece, yukarda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.

    Mahkemece öncelikle, direnmeye esas kararın kesinleşmesinden sonra temyiz edildiği, temyiz süresinin geçtiği; ayrıca, aidatların davalıya bağışlandığı hususunda davalının savunması bulunmadığı, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, böyle bir sonuca ulaşılamayacağı sonucuna varılarak davanın kabulü yönünde direnme hükmü kurulmuştur.

    Ön Sorun: Hukuk Genel Kurulu'ndaki görüşmeler sırasında öncelikle, direnmeye esas ilk kararın davalı yana usulüne uygun tebliğ edilip edilmediğinin, ön sorun olarak tartışılmasına gerek görülmüştür.

    Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse. tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine. varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.

    ( 7201 Madde 21-Ek fıkra: 19.3.2003-4829/5 md. ) Muhtar İhtiyar heyeti azaları zabıta amir ve memurları, yukarıdaki fıkra uyarınca, kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar..."

    Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesi ise Muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiç biri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclis üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir..." hükmünü içermektedir.

    Yerel mahkemece, direnmeye esas olarak verilen ilk kararın tebligat çıkarılan adresten davalının ayrılması nedeniyle, muhtardan alınan yeni adrese, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca tebliğ edildiği; tebligatın arkasına "muhatabın tevziat saatlerinde bulunmaması sebebiyle tebligat ilgili mahalle muhtarlığına imza mukabili teslim edildi. Keyfiyet bildirilen ihbarname adresinin kapısına asıldı. Durumu muhataba haber vermesi için en yakın komşusu K. A. ya haber bırakıldı... açıklamasının yazıldığı anlaşılmaktadır.

    Bu durumda Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebligat yapılmakla birlikte; tebligata, Tebligat Tüzüğünün 28. maddesi uyarınca yakın komşu K. A.'nın imzasının alınmadığı görülmüş, anılan nedenle tebligatın usulüne uygun olmadığı, davalının temyiz isteminin süresinde olduğu sonucuna varılarak işin esasının incelenmesine geçilmiştir.

    Gerekçe: Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davalının üyesi olduğu kooperatife ilişkin aidatların davacı tarafından ödendiği, davalı adına olan kooperatif hissesinin daha sonra davacı kocaya geçtiği ve onun tarafından üçüncü kişiye satıldığı;

    Ne var ki davalı E. tarafından eşi H. Ö. 'nün başkanı olduğu kooperatife ve hisseyi satın alan üçüncü kişiye karşı açılan Burhaniye Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/68 E., 1999/219 karar sayılı dava dosyasında, hisse devrinin Kooperatifler Kanunu'nun 19. maddesine uygun olmaması nedeniyle geçerli olmadığı, üçüncü kişiye satışın da geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne; E. O.'nün kooperatif üyesi olduğunun tespitine, üçüncü kişi adına kayıtlı olan tapunun iptali ile davacı adına tesciline karar verildiği ve kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 9.12.1999 tarih,1999/8269 E., 10097 K. sayılı ilamıyla onandığı anlaşılmaktadır.

    Karı-koca olan taraflar arasında mal ayrılığı rejimi bulunmaktadır. Bu rejim, aralarında Borçlar Kanunu kapsamında akdi ilişki kurulmasına engel değildir. Davacı, evlilik birliği devam ederken dava konusu taşınmazı kendisinin ödediği aidatlarla edindiklerini, ancak bu yere ait tapunun davalı adına olduğunu ileri sürerek tazminat isteminde bulunmuştur.

    Gerçekten 7.10.1953 tarih, 7/8 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere "aralarında mevcut olduğu iddia edilen akdi bir münasebete müsteniden tapuda malik sıfatıyla mukayyet bulunan bir şahıstan sicildeki kaydın namına tashihini isteyen kimsenin Medeni Kanunun 634. maddesine uygun şekilde davalı ile beyinlerinde inikat etmiş muteber bir akde istinat etmesi lazımdır. Böyle bir akdin inikat etmediği davacının beyanından anlaşıldıktan sonra kanunun mevcut olmadığını kabul ettiği bir halin ispatı da artık mahkemece düşünülemez. Bu gibi hallerde davanın hukuki sebepten mahrum bulunması bakımından... " ayın isteği dinlenemez. Ancak, İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde gösterildiği gibi eşler, aralarında akdi bir münasebet bulunduğunu HUMK.nun 293. maddesi uyarınca tanıkla ispat edebilirler. Bu akdi ilişkiye aykırı hareket edilmiş olmasından kaynaklanan tazminatın istenmesini önleyen bir kanun hükmü de yoktur.

    Somut olayda taraflar, kendilerine ve çocuklarına daha iyi bir gelecek hazırlama bakımından aralarında akdi bir ilişki kurmuşlardır. Taşınmazın edinme sebebi budur. Eşler katkılarını birbirlerine bağışlamış değillerdir.

    Haksız fiilden kaynaklanan sorumluluk hükümleri kıyas suretiyle akde aykırı davranılması halinde de uygulanacaktır. Bu da alacaklının olumlu ( müspet ) ve olumsuz ( menfi ) zararını içerir.

    Mahkemece yapılacak iş, davacı ve davalının taşınmazdaki katkı oranını tespit etmek, dava tarihindeki değerleri bulmak, belirlenen oran kadar talebi de gözönünde tutarak karar vermekten ibarettir.

    Yerel mahkeme kararı açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırıdır. Bu durumda direnme kararı bozulmalıdır.

    SONUÇ : Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 4.5.2005 gününde, oybirliği ile karar verildi.

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Mar 2008
    Nerede
    Konya
    İletiler
    1.366
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Mal Rejimi Yargıtay Kararları

    T.C.
    YARGITAY
    2. HUKUK DAİRESİ

    E. 2005/4837
    K. 2005/6657
    T. 25.4.2005

    • YOKSULLUK NAFAKASI ( Kadının Düzenli Bir Gelirinin Bulunmadığı ve Boşanma İle Birlikte Yoksulluğa Düşeceğinin Anlaşılması - Takdiri Gereği )

    • MAL REJİMİNİN TASFİYESİ ( Kocanın Kooperatif Hissesi ve Bankadaki Müşterek Hesaptan Doğan Alacak İddiası İle Açtığı Davanın Bu Nitelikte Olduğu - Görevli Mahkeme )

    • GÖREVLİ MAHKEME ( Mal Rejiminin Tasfiyesi - Kocanın Kooperatif Hissesi ve Bankadaki Müşterek Hesaptan Doğan Alacak İddiası İle Açtığı Dava )

    4721/m. 175, 179
    4787/m. 4

    ÖZET : 1-Toplanan delillere göre davacı-davalı kadının düzenli bir gelirinin bulunmadığı ve boşanma ile birlikte yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 175. maddesi şartlarının gerçekleştiği nazara alınarak kadın yararına uygun bir yoksulluk nafakası takdiri gerekir.

    2-Davalı-davacı kocanın kooperatif hissesi ve bankadaki müşterek hesaptan doğan alacak iddiası ile açtığı dava malların tasfiyesi ile ilgili olup, 5133 Sayılı Kanunla değişik 4787 Sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca davaya bakma görevi Aile Mahkemesine aittir.

    DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

    KARAR : 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

    2-Toplanan delillere göre davacı-davalı kadının düzenli bir gelirinin bulunmadığı ve boşanma ile birlikte yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 175. maddesi şartlarının gerçekleştiği nazara alınarak kadın yararına uygun bir yoksulluk nafakası takdiri gerekirken yazılı şekilde ret kararı verilmesi doğru olmamıştır.

    3-Davalı-davacı kocanın kooperatif hissesi ve bankadaki müşterek hesaptan doğan alacak iddiası ile açtığı dava Türk Medeni Kanununun ikinci kitabında ifadesini bulan malların tasfiyesi ile ilgili olup, 5133 Sayılı Kanunla değişik 4787 Sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca davaya bakma görevi Aile Mahkemesine aittir. Bu yön nazara alınmadan görevsizlik kararı verilmesi de doğru değildir.

    SONUÇ : Temyiz edilen kararın 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün diğer bölümlerinin ise 1. bentteki nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.04.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

  11. #10
    Kayıt Tarihi
    Mar 2008
    Nerede
    Konya
    İletiler
    1.366
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Mal Rejimi Yargıtay Kararları

    T.C.
    YARGITAY
    2. HUKUK DAİRESİ

    E. 2005/7671
    K. 2005/10010
    T. 27.6.2005

    • EDİNİLMİŞ MAL ( 1.1.2002'den Sonra Gönderilen Para İle Alınan Altınların Bu Nitelikte Olduğu/Aynen Değilse Bedellerini Talep - Mahkemece Açılan Boşanma Davası Sonucunu Beklenerek Buna Göre Bir Karar Verileceği )

    • KİŞİSEL EŞYALARI TALEP ( Aynen Değilse Bedellerini - Mahkemece Eşyaları Tanık Beyanları ve Alınma Tarihlerine Göre Belirlemek Kanıtlanan Kişisel Eeşyalar Yönünden Davayı Kabul Etmek Gereği )

    • MAL REJİMİNİN SONA ERMEMESİ ( Bu Konuda Karar Verilmesine Yer Olmadığı Şeklinde Hüküm Kurulması Gereği/Kesin Hüküm Oluşturacak Şekilde Ret Hükmü Kurulmasının Doğru Olmadığı - Kişisel Eşyalar ve Edinilmiş Malları Talep İstemi )

    4721/m. 202

    ÖZET : Davacı kişisel eşyalarını ve gönderdiği para ile alınan altınların mevcutsa aynen değilse bedellerinin yasal faiziyle davalıdan taksilini istemiştir. 1.1.2002 tarihinden sonra gönderilen para ile alınan altınlar varsa bu altınların edinilmiş mal olduğu açıktır. O halde mahkemece yapılacak iş kişisel eşyalarla, edinilmiş malları tanık beyanları ve alınma tarihlerine göre belirlemek, kanıtlanan kişisel eşyaları yönünden davayı kabul etmek, dava konusu edinilmiş mallar varsa bu mallar ile ilgili açılan boşanma davası sonucunu beklemek, buna göre bir karar vermekten ibarettir.

    DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

    KARAR : 1-Olayları açıklamak, taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir. ( HUMK.md.76 ) Davacı kişisel eşyalarını ve gönderdiği para ile alınan altınların mevcutsa aynen değilse bedellerinin yasal faiziyle davalıdan taksilini istemiştir. 1.1.2002 tarihinden sonra gönderilen para ile alınan altınlar varsa bu altınların edinilmiş mal olduğu açıktır. O halde mahkemece yapılacak iş kişisel eşyalarla, edinilmiş malları tanık beyanları ve alınma tarihlerine göre belirlemek, kanıtlanan kişisel eşyaları yönünden davayı kabul etmek, dava konusu edinilmiş mallar varsa bu mallar ile ilgili açılan boşanma davası sonucunu beklemek, buna göre bir karar vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.

    2-Kabule göre de, mal rejimi sona ermediği takdirde bu konuda karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması gerekirken, kesin hüküm oluşturacak şekilde ret hükmü kurulması da doğru bulunmamıştır.

    SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.06.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

edinilmiş mallara katılma rejimi yargıtay kararı

4721 tmk edinilmis mal rejimi ile ilgili yargitay kararlari

yargitay hukuk genel kurulunun mal rejimine iliskin kararlari

edinilmis mal kisisel mal yargıtay kararlari

mal rejjimi davasında yargtay genel kurulu kararları

mal rejimi yargıtay kararları

mal rejiminde miras ile ilgili yargıtay kararları

katılma alacağı davası ile ilgili yargıtay kararları

yargitay hukuk genel kurulu içtihatları katılma alacağı

7.10.1953 gün ve 78 sayılı içtihadı birleştirme kararlarına eleştiriler

mal rejimi sozlesmesi yargitay

https:www.hukuki.netshowthread.php42387-Mal-Rejimi-Yargitay-Kararlari

Forum

Benzer Konular :

  1. Yargıtay kararları
    Yargıtay temyiz tebliğnamesinde: 1- Dosya kapsamına göre 2- Kabul ve uygulamaya göre ne demektir. temyiz sonrası mahkeme yeni yargılamayı...
    Yazan: MK44 Forum: Ceza Muhakemesi Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 05-08-2018, 17:49:12
  2. [Mal Paylaşımı davaları] Mal Rejimi Hakkında Emsal ve Tartışılabilir Yargıtay Kararı
    T.C. YARGITAY 2.Hukuk Dairesi Esas: 2006/9383 Karar: 2007/1228 Karar Tarihi: 05.02.2007 ÖZET: ‘Bu konuda başka suretle hüküm mevcut olmadığı...
    Yazan: Av.Dilek Kuzulu Yüksel Forum: Aile Hukuku
    Yanıt: 19
    Son İleti: 19-05-2015, 12:40:22
  3. Yargıtay Kararları
    Merhabalar Değerli Meslektaşlarım ; Word veya pdf formatında yargıtay kararlarına ulaşabileceğimiz siteleri ekleyelim . Ben bir tane buldum....
    Yazan: Av.Ufuk Cengiz Forum: Özel Hukuk
    Yanıt: 0
    Son İleti: 15-02-2010, 23:57:14
  4. Yargıtay kararları
    selamlar .yargıtay da cinsel taciz davalarına bakış açısı nasıl?duyumunuz var mı ?bu arada savcılık makamı, berat ve tahliye istemesine rağmen, adli...
    Yazan: deniz_10 Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 3
    Son İleti: 13-12-2009, 16:05:48
  5. Yeni Hukuki Kaynak: Mal Rejimi - Yargıtay 2. HD. 2005/16299 E. 2006/467 K.
    Hukuk Makaleleri ve Mevzuat Kısmına yeni bir hukuki kaynak eklendi, üzerinde tartışmak ister misiniz : Mal Rejimi - Yargıtay 2. HD. 2005/16299...
    Yazan: admin Forum: Mevzuata İlişkin Bilgi ve Yorumlar
    Yanıt: 0
    Son İleti: 06-07-2009, 18:50:01

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.