KERKÜK’TE Barzani’nin militarize güçlerinin ayaklandırdığı Kürtler’in “İşgal yürüyüşleri” bombalı saldırıya hedef oldu, çok sayıda gösterici öldü...
Gelen bilgiler ilginç...
Saldırıyı düzenleyenlerin, Barzani kontrolündeki, Kandil’den devşirilen PKK militanları olduğu konusunda ip uçlarına ulaşılmış!.. Aslında hiç de şaşırtıcı değil... Saldırının kime yaradığı ortada... Barzani Kerkük’ü babasının malı sayıyor... Öteki etnik kimlikli Irak halkı ile paylaşmak bir yayına, kendi aşireti dışındaki Kürtlere bile Kerkük’te öyle eşit haklar verilmesine şiddetle karşı çıkıyor... (Çünkü, o kendisini Irak’ın yeni Saddam’ı olarak kabul ediyor, dahası bu kanıya ABD desteği ile varmış bulunuyor)
Kerkük’e el koyabilme projesi çerçevesinde, Kürtler’i sokağa sürenin O olduğu zaten biliniyor...
Şimdi şöyle bir bakalım...
Irak’ın bu bölgesi aslında kimin elinde?.. ABD’nin onaylamadığı bir sinek bile buralarda öyle ulu orta uçabilir mi?!. Barzani, Kerkük’e “Yeşillenirken” aslında kimin itişi ile ortadadır?.. Ve bu sokak gösterisi için “Teşvikçi” hangi güçtür?..
Nefes alışları bile kontrol altında olan “Namuslu” Türkmen guruplar, Araplar değil eylem geliştirecek, silahlı saldırı yapacak hareket kabiliyetine sahip olabilmeyi, can güvenlikleri konusunda bile güvensizler... Çevre güvenliği had safhada olan Kürt gösterisine saldırının sicilinde “Barzani derinliği” araştırılsın diyenler haksız mı?..
Bu saldırı sonrası, “Puan toplayanın” kim olduğu ortadadır!..
Barzani’yi yalnız bırakmayan İngiliz, Fransız kimlikli sömürge müfettişlerinin mesajları iyice okununca “Birliktelikler” oyunu zaten yansıtıyor...
Ya, PKK çetesinin Avrupa’daki mutemedi Zübeyir Aydar’ın, etekleri zil çala çala ortalıkta dolaşıp “Saldırıya ilişkin” faaliyetlerine ne demeli?! Bu “Hareketlilik” klasik kontra yansımalarıdır ve “Asıl suç merkezi”ni işaret eder...
Geçelim kendi “Canımızı yakan” olaya...
Cumhurreisi acılı mekan Güngören’de ahaliye şöyle seslendi;
“Bu insanlık dışı olayı yapanlar kesinlikle ortaya çıkarılacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Hepimiz hep beraber el ele dayanışma içinde olacağız.”
Bu olayın ortaya çıkarılması konusunda şüphemiz olmaması kodnusunda hepimize, eh yüce makamdan söz verilmiştir ve bu sözün yerine getirilmesinden başka yol yoktur...
Güngören vahşeti ile Kerkük saldırısı arasında paralellik var mıdır?..
Her iki saldırıda da açık seçik telaffuz edilmemesine rağmen, uç noktaya sürülen eylemci robotların üzerine PKK gölgesi düşüyor... Kapalı kapıların ardında konuşulanlara göre, “Büyük patron” olarak da o malum “Gizli servislerin” adlarının telaffuz edilmesi de bu paralelliğe dahil edilince?!!
Seçilen bölge neden Güngören?!.
Daily Telegraph, Bilkent Üniversitesi’nden Norman Stone’un değerlendirmesine yer vermiş. “PKK’nın saldırılarla ilgisi olmadığı yönündeki açıklamalarına rağmen, Norman Stone, saldırının PKK’nın izlerini taşıdığı görüşünü savunuyor. ‘Güngören İstanbul’un en yoksul kesimlerinden birisi, burada güneydoğudan göç eden çok sayıda Kürt yaşıyor. Neden bombalar kentin daha gösterişli semtlerinden birinde değil de burada patladı?’ sorusunu yönelten Stone, PKK’nın daha zengin semtlerde güvenliğe takılmadan eylem yapmasının daha zor olacağını savunuyor. PKK sorununu çözmenin Iraklı Kürtler’le işbirliğinden geçtiğini belirten Stone, bunun için önce yakın zaman dek Mesud Barzani’den destek aldığını söylediği PKK’nın bölgeden çıkması gerektiğini söylüyor...”
Bu teşhis yüzde yüz olmasa da bazı doğruları işaret ediyor...
Saldırıya uğrayan insanlarımızın “Kürt mahallesi” değil de, daha çok Ak Partiye oy veren tabanı oluşturan vatandaşlardan oluştuğunu bilip, değerlendirmeye bu noktadan yürümekte fayda vardır... Eğer bu “Tez” önemsenirse, bombanın çok alçakça bir amaca daha yönelik olduğu ve “İç tartışma” hesapları taşıdığı ortadadır...
Bu karmaşa kime yarar!!?
Kerkük’te “Oyun kuranlara” yarar mı yaramaz mı?..
İşte bu yüzden hem Başbakan’ın sözünü ettiği “Birlik beraberlik” hem de Cumhurbaşkanı’nın verdiği “Mutlaka bulunacak” sözleri çok önemlidir..
Kerkük’ten İstanbul’a uzanan hatta, bu bölgede yaşayanların cehennem ateşinde yanmamaları için...