Hep hakaret tehtit gelecek değil ya bu seferde çok hoş bir mail geldi.
'' Sizi ne zamandır arıyordum sonunda buldum. Nickiniz değişmiş ama karakter aynı sertlik aynı. 5000 son demiştiniz inanmamıştık. Resmen sır olup uçtunuz. Sonrada site yok oldu. Ençok çıktı almadığıma yanıyorum.
Veda yazınız belkide en güzel aşk yazısıydı ne nette bulabildim nede bir yerde ama adını anımsıyorum hala '' Çiçeklerin Aşkla Dansı.'' Aşk yazısı yazmam ben diyip böyle mi yazılır ? Gerçi bu sitedeki AŞk yazılarıda çok güzel ama o yokmu o ben öyle bir yazı görmedim. Ne gülü ne papatyayı bir daha o gözle göremedim.
Ama bunu yazın desemde yazmazsınız biliyorum çünkü sizde de yoktur zaten her yazınızı alsanız bir oda ederdi. Cidden kitap yapsanıza ?
Benim sizden çok ama çok önemli bir ricam var. Her yeri aradım kaç kitap karıştırdım dediğiniz yer olay kişiler aynen var ama o anlatımı hiç nir yerde bulamadım. Hani Ali Çavuş'un 25 Nisan'da alayıyla saldırışını, ama şivili yazıyla. Biliyor musunuz o da yok olmuş. Yok olmaması gereken bir yazı. Hemde çok uzundu sanırım. İnşallah bulursunuz ve yazarsınız bu sefer alacağım.. ''
Bu maili üç kere okudum vay be dedim. Bir kişide olsa sevmiş !!! Dediği doğru ama o beşbin yazıyı nerede biriktirecektim ki ? Tarihe emanet ettim onları tıpkı bunlar gibi.. Gerçi bir editör bulup bir kısmını kitaplaştırmakta fena fikir değil hani....
Neyse bazı özel yazıları alırdım. Örneğin yazarken dalıp gittiğim bazı yazıları Bu Ali ÇAvuş Onlardan birisi ama PC de yok ! Scan ettirmeyide sevmem ben . Ee ne olacak otur yaz işin ne ?
Ama bu sefer sevdim bu işi ısmarlama yazı başı var sonu var... Buyurun bir kısa Çanakkale Turuna tarih 25 Nisan 1915 57. Alay.....
Akbaş sargı yerinin az ilersinde çam dallarıyla koyulaşan gölgeliğe oturmuştu Ali Çavuş. Üçüncü kez sargı yerine gelmişti. Göğsündeki yaranın iyileşmesi için uzun süredir burada tedavi görüyordu. Aslında ''terhisini'' vermişti doktorlar amma Ali Çavuş'un yüreği asıl giderse duracaktı bunu hissediyor asla kıpırdamıyordu görevinden. Zaten 57. Alay dan kaç kişiydiler ki? Gide gele dost olmuştu oradakilerle hafif yaralılarla her geldiğinde etrafını çevirirlerdi. Gene öyle olmuş etrafına toplanan hafif yaralı erler ile sıhhıye erleri o anıyı ısrarla istemekteydi. Ali Çavuşta her zamanki gibi ısrarlara karşı inatla susuyordu.
'' Ali Çavuş bir kez daha anlatsana nasıl yaralandığını''
'' Hani, şu 25 Nisan günü yaşananları bi daha diyiver''
'' 57. Alay nasıl saldırıverdiydi ?''
Ali Çavuş gölgelikten şöyle bir doğrulup bir iki kez öksürdü. Bıyıklarını sıvazladı, kısık gözlerle etrafına toplanıp ağzının içine bakan erleri görünce bıyık altından güldü. Süzmeye devam ederek
'' Kaç defa anlatçaz ha? Ezberlediniz artık...'''
'' Olsunn sen gene anlat. Sen anlattıkça, biz de anlattıklarını yaşıyoruz sanki..''
'' Senin ağzından bal damılıyor hele anatırikene''
'' Çavuşum bunu senden güzel anlatan yok ki buralarda...''
'' Anlatıyorum anlatmasınada her anlataşımda yedinen sıppadanak vuruluyom. Arkadaşlarım kumandanlarım bir bir yanımda toprağa düşüyo. Alay Komutanımız Hüseyin Avni Bey'in vuruluşunu yeniden yaşıyom.''
'' Hani şu dohtoru anlatsanya...''
'' Gavur olan var ya onu diyom.''
''Avni bey'i de anlat amma unutma...''
'' Hani hani Mustafa Kemal'i onu da anlat....''
'' Ali Hayri Bey 'i unutmayasın....''
Ali Çavuş erlerin etrafında adeta yalvardıklarını gördükçe bunun keyfini sürüyor ve uzatıyordu. Gevrek gevrek gülüp bıyıklarını sıvazlayıp ısrarla aynı şeyi söylüyordu.
'' Anlattık ya.... ''
Ali çavuşun etrafındaki kalabalık, bu kadar nazlansa da Ali Çavuş'un eninde sonunda o günü yeniden yaşarcasına büyük bir coşku ve hissiyatla anlatacağını iyi biliyordu. Bu yüzden de askerler Ali Çavuş'un yanından asla ayrılmazlardı. Çevresinde meraklı kitlesinin oluştuğunu gören Ali Çavuş ise en sonunda uzandığı yerden kalkar, bir ayağının üstünde durur, sonrada kendisine hayranlıkla bakan genç yiğitlere dönerdi.
'' Eyi.... Madem ısrarcısınız, inatçısınız keçi gibin, anlatam o zaman. Anlatam da sizden gurtulam. Amma iyi belleyin iyi dinleyin. Gulağınıza güpe edinin . Sonra gine anlattırmayın! Dinliyonuz mu?!''
Tüm çevredekilerin beklediği andır bu an
'' Dinliyoruz !!!''
Aslında Ali Çavuş her gün her an o günü o anı yaşamaktadır. Ama etrafındakileri iyice çileden çıkartmak için söylenmeden de duramaz..
'' Eyi... Şimcik nerden başlasam bilemicem...''
'' Başla başla..''
'' Ula Ali çavuş Nirden istersen oradan başla başla da..''
'' Ulennn!! Zevzekilik istemem.... patırtı gürültü hiç etmiceniz. Burada hastalar var , yaralılar var. Onların gafacıklarını şişirmiceniz, tımam mı? ''
'' tamam , tamam''
'' Tımam Çavuşum valla tımam... sen anlativer...''
'' Ulen oğlum, ne adamsınız , çığırışmeyin ulen.. garıları geçtiniz be... Cık cık !! Çömün hele çömün....''
Ali Çavuş yaşadığını mı anlatır anlattığını mı yaşar bilinmez başlar coşkuyla gözler kısık orada değil 57. Alayda kesin tarihte 25 Nisan 1915 Ali çavuş'un takılı kaldığı zaman dilimi.. Sonsuzluğun yanıbaşındaki saat dilimi...
'' Güneş henüz yükselmiş.. Bizler Bigalı'da teyakkuz halindeyiz. Gomutanlar idare odasına bir girip bir çıkıyor. Mustafa kemal haykırmış
''Haydin gidiyoz...'' .
''Daha fazla burada eylenmeyelim . Ne olcekse oluvesin'' .
''Yürüyelim , gidelim'' demiş.
Düştük yollara vesselam. Adımlarımızı sık atıyoz. Bastığımız yere bakmıyorz. Hep ileriye. ''
Öyküsünün burasında hiç değişmez durumunu alıyor Ali Çavuş. Doğrulup kalkıp Göğsünü şişirir. Öyle devam eder.
''Aha işte böyle, başlar dik, göğüsler önde. Bakışlar kartal gibi. Düşmanı golluyoruz. Düşman yok .Yürüyoruz. Adımlarımızı daha da açıyoruz. Yere sert sert vuruyoruz topuklarımızı Topuklarımız her seferinde acıyo, acıyo ama acıyı kim duyuyo. Bir patikayı takip ediyoruz. Tilki bilem oradan zor geçer, ama biz geçiyoruz. Çalılık demiyoz, gayalık demiyoz. yürüyoz. Çalılar aha böle üstümüzü tırmalıyo.Aldıran kim. Aldırmıyoz. Varsın tırmalasın. Gimin umrunda ? Şimci üstümüzü başımızı düşünme zamanı mı? Deel elbet. Allahuelam, bir şey umrumuzda deel . Yeter ki şu düşmanı bir göriverelim. Haddini bildircez ya onlara.Düşman müşman yok.. Yürüyoruz. Ter sucuk içinde kaldık .Yürü babam yürü...
Bir tepeye vardık. Orada on dakika eylendik. Amma cigara içittirmedi gomutanlarımız. Birazdan galkacakmışız. Bir yudum su içtik. Terimizi sildik. İleri giden bir kaç subay geri döndü. Aralarında birşeyler gonuştular. 27. Alay zordaymış. Düşman Conk Yepeye çıkmak istiyormuş. Bak , bak, olcek şey mi? Sen gel, elin yurdunda gezintiye çıkar gibi gezin. Gafiller !!!! Galktık.
'' Hızlı yürüyün.''
sesiler. Yürüdük. Tam tepeye çıktık. Ne görelim !!!'''
'' Ne gördünüz çavuşum!''
'' Hele hele çabuk diyiver ne gördün....''
'' A boooo ne olaki. ''
Ali Çavuş ters ters bakar erlere burada aslında hepsi biliyorsur ne görlüğünü ama o ilk gün heyecanı gibi sorar dururlar...
'' Ulen dur! Soğanın cücüğü gibi hemencecik kendini belletme. Anlatçez dedik ya... Bir de ne görelim !!!27. Alayın askerleri susuz galan asker gibi düşmala gırtlak gırtlağa çarpışıyo. O arada bu manzarayı gören Mustafa kemal şçyle demiş subaylarına
'' Ben size ölmeyi emrediyorum Düşmanı denize gadar govalayın!''
Gomutan emir verir de yerine getirilmez mi? Elbette getirilir. Ölmek için goşuyoz. Topuklarımız gıçımıza löp löp vuruyo. Ama gimin umrunda. Başımız dik.Göğsümüz ilerde. Gözler gartal gibi. Süngülerimiz parlıyo. Geskin ustura gibi... Bir sel gibi inmaye başladık tepeden. Düşman ise işi biraz hafiften almış. Bizi görünce afalladılar. Hani davşan ışığı görünce donar kalır ya öyle gakıverdiler. Bizlerse birbirimizle yarış ediyoruz sanki. Gim önce düşmanın boğazına çökecek diye. Benim vücud patates gibi yuvarlak gibi şişmanca. Goşmak istiyom emme vızır vızır sağımdan solumdan geçip gidenler düşman boğazına sarıldılar bile. Lakin ben hala goşuyom... Düşman tepeden çıkıp bize doğru gelmeye başladı.Amma leylek sürüsü gibi. EE gim dinler onları gim korkar onlardan!! Dedim ya demincek , gaya gibi aşağıya yuvarlanıyoruz. Birbirimize garıştık. habire vuruyoruz. Gafirin topu tüfeği kuvvetli . Tırpan gibi biçiyor öndeki argadaşlarımı. O sırada bir '' ahhhh'' duyuyom. Alay gomutanımız Hüseyin Avni Bey bacağından vurulunca onu geri taşıyorlar... Gomutan bu geride dursa dimeyin... Gomutanlarımız hep önde. Ama Alay gomutansız kalıyor... ne etceç derken yüzbaşım imdada yetişti Çorumlu Ali hayri Bey'in sesini duydum.
'' Haydin Aslanlar!! Vurun gomayın, Gün bugündür!! Elinizden geleni ardınıza gomayın. Ananız sizi bu günler için doğurdu !!'''
Dimez mi!??
Eh Anamız bizi bugünler için doğurduysa kendimizi ispat edelim didik. Canla başla vuruşuyoruz. Yüzümüze ganlar sıçrıyor.Mermiler yaban arısından beter vızır vızır etrafımızdan geçip gidiyo. Hala şaşarım... hayret ederim, onca mermiye rağmen ölmeyen ölmüyodu. Neyse... gavur denize yaslanmış ha bire asker çıkarıyo. Biz vuruşuyoruz amma gulağımız yüzbaşıda.
'' Sağa takviye yapın'' diyo.
Sağa goşturuyoruz.
''Sola aman dikkat edin !'' diyo
Sola tertibat alıyoruz. Farıdık, emme onlarda farıdı, güçleri tükendi. Fırsat bu fırsat dedik. Ha bire vuruyoruz. Allah yarattı demiyoruz. Sonra insan üzülüyor emme... O zaman nefretimiz büyük. Öfkemiz daha da büyük... Ama asla ''el aman'' diyene vurmuyoruz.
Ali Çavuş durdu gökyüzüne baktı, bıyıklarıyla oynadı gözleri buğulanmıştı. Bir sigara yaktı derin bir nefes çekti. Tık yoktu etrafta çoğu ezbere bildiği hikayeye bir kere daha canlı tanıktan dinlemenin büyüsüne kaptırmıştı kendisini ses çıksa büyü boculacaktı sanki...
'' Ben süngümü bir düşman erinin bedeninden çektim. Bana bakakaldı, fal taşı gibi açılmış gözlerinle.... Ne etcen. Sen vurmasan o seni vuracak. Can tatlı. Emme vatan var ya bu cennet vatan bu vatan candan da tatlı. Onu düşünüyoruz kendimizi deel...
Çok geçmedi bir ses daha duydum ''ahhh'' diye. Derinden , acı dolu yürek dağlayıcı bir ses. Yüzbaşının sesine benzettim. ''Eyvah !!! ''dedim kendi kendime, '' Yüzbaşımda mı vuruldu acep ...'' demeye galmadı. Geriye doğru baktım, yüzbaşımın buruşurken birden yere düştüğünü gördüm. Amman dedim kendi kendime amman gene mi gomutansız kaldık burada ? Yarabbi ne olcak derken Alay İmamımız Hasan Fehmi'nin sesini duydum bu gez..
'' Bundan büyük paye mi olur ? Hadin aslanlar '' dedi..
İmanımızı coşturdu. Hasan Fehmi bülbül gibi şakır şakır , insanı ağlatır. Sesi taa içine yüreğine işler. Hele bir vaaz versin. Gabına sığmazsın , insanı taşırır. Gölgesinden gurtarır insanı... neyse... Anladık gi imam efendi gomutayı almış. Biz onu silah gullanmasını bilmez diye bellerdik emme ne yaman döğüşüyordu. Bir kör kurşunda Hasan Fehmi yi yere serdi. Öldü mü yaralandı mı bakamıyoz. Ha bire vuruşuyoruz.
Bir ara tabip yüzbaşının sesini duydum. Dimitroyani. Urum'''
'' Urum mu?''
'' Gerçek Urum ?''
'' He urum ya. urumun gerçeği sahtesimi olur Urum işte. .. Emrindeki sedyecilere emir yağdırıyordu.''
'' Bunu hemen geri götürün.''
''Buna elleşmeyin .Şehit olmuş.''
''Yarası hafif bunun . Hemen geride sarın...'''
'' Böyle böyle bağırıp çağırıyor . Bir ara göz göze geldik. '' Ali çavuş'' diye beni çağırmaz mı....
Sürdü askerleri ileri koştu. Gerçek bir Gomutan gibi. Ben onu sadece doktor emme gomutanlıkta yaparmış. Bunu gösterdi Yüzbaşı Dimitroyati... Askerle çok ilgilenirdi. Öksürsek nedenini sorar aksırsak peşimize takılırdı. Velhasıl askere iyi bakardı....''
''Sonra Yüzbaşımı gaybettim. Ben vuruşa vuruşa iniyom aşşaya. Düşman ise gaçıyo. Emme ne gaçma. Teperlerden yarlardan aşağı atıyo gendini. Bizimkilerde onların peşinden atlıyo. Atmaca gibi alimallah . Çöküveriyo tepesine..
Goşarkene birden ayağımı yerde yatan biri tuttu. Amma ne tutma.. gartal pençesi gibi..Gavrıyıverdi.. Gımıldamak imkansız. baktım. Yüzbaşım.
'' Yani Urum.''
'' Dohtor olan Urum...''
'' He Urum. Doktor olan. Zaten başka gomutan kalmadıki... Göğsünden vurulmuş, iki yerinden. Ne yara amma!! Akıyor pınar gözesi gibi... Toprak gırmızı zaten, savaştığımız yerde gansız bir karış yer bulamazdınız. .
'' Aman ha Ali Çavuş... Gavur mavur dersiniz, beni sizden ayrı gömmeyiniz...'''
Urum diyorsunuz ya. İşte böyle biriydi Yüzbaşım. Bizimle savaştı bizimle gömülmek istedi. Öyle herkese önünüze gelene Urum filan demeyin. Hele gavur heç demeyin. Etle tırnak ayrılır mı ? Ayrılmaz. Onlar bizi sevdi, bizdeonları sevdik... Hemhemal olduk....''
'' Urum vurulduktan sonra ne oldu ?''
Ali Çavuş burada gene sustu. Bıyıklarını sıvazladı sigarasından bir derin nefes daha çekti. Başını gökyüzüne kaldırdı bir süre baktı, sonra başını öne eğdi bir süre sustu sustu ve başını kaldırmadan devam etti....
'' Ne olcek... bir bir sırtımda taşıdım Garayürek deresinin içine onları. İlk önce Tabip Yüzbaşı Dimitroyati>'yi aldım. Sonra Çorum'lu Ali Hayri gpmutanımı, sonrada Alay İmamı Hasan Fehmi'yi ... Akşama doğru bir bir açtığımız mezarlara yan yana yatırdık. Toprağa verdik. Elbiseleri ile... Ganlı ganlı... Üstlerine her toprak atışımda içim deniz gibi titredi... Dalgalandı. Yüreğim gan ağladı. Gözlerim bir çağlayan gibi çağladı durdu. Garılar gibi sızlandım inledim. Feryat ettim. Yalan yok. Yufka yürekliyim.....''
Ali çavuş gözlerini çaktırmadan silmeye yeltendi ama başaramadı...
'' Ulen!! Gene ağlattınız beni...''
'' Çavuşum asıl sen bizi ağlattın... '''
'' Netçen ... savaş bu işte.. Her iş gelir başa... Ölenlere Rahmet Allah'tan . Bizden de bolca dua. Lakin.... şunu iyi belleyin belletin. Gözünüz gorkmasın. Gorkuya esir olmayın. Bizden sonrakiler iyi bilsin... Bu akıttığımız gan boşuna değildir. Bu gan vatan içindir. Daha hür yaşayalım diye başımız dik dursun esir olmayalım diye akmıştır bu gan. Garışanımız görüşenimiz olmasın diye, sevelim sevilelim diye akıtılmıştır....
Ali Çavuş başını eğdiği yerden kaldırdı tek tek erlerin yüzüne baktı. Hepsinin gözlerinde yaş vardı vede gurur bir vatan işte böyle böyle kurtulmuştu...Hepinizin ruhu şad olsun....
Sayın Commodore1tr, sizin sayenizde şehitlerimizi bir kez daha saygıyla ve şükranla anma fırsatı buldum. Teşekkür ederim. Çok duygulandım yazıyı okurken ve oradaki erler kadar merak ettim hikayenin sonunu. Ne diyeyim, ben de yufka yürekliymişim demek ki...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Kripto Transferi Nedeniyle 7258...
18-06-2025, 09:12:38 in Ceza Hukuku