Ne anlamalıyız?

[sakar]

TCK.MADDE 53. - (1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;

a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tâbi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten
------------------
Şimdi ise 657 S.DMK.nundan Madde:48/5. (Değişik: 23/1/2008-5728/317 md.) Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.(Memur olamayacaklar sayılırken)
----------------------------
Şimdi ise 5352 sayılı Kanuna 13/A madesinin eklenme gerekçesi:"Maddeyle,5352 s Kanuna 13/A maddesi eklenmiştir.5237 s TCKnın 53.maddesindeki düzenlemeye göre,belli bir suçtan mahkumiyete bağlı süresiz hak yoksunluğundan söz edilemez.İşlediği suç dolayısıyla toplumda kişiye karşı duyulan güven sarsıldığı için suçlu kişi,özellikle güven ilişkisinin varlığını gerekli kılan belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaktadır.Ancak,bu hak yoksunlukları süresiz değildir.Cezalandırılmakla güdülen amaç,işlediği suçtan dolayı kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlayıp tekrar topluma kazandırılması olduğuna göre,53.maddede suça bağlı hak yoksunluklarının da belli süreyle sınırlandırılması yönünde düzenleme yapılmıştır.TCKda belli bir suçu işlemekten dolayı cezaya mahkumiyetin sonucu olarak ömür boyu devam edecek bir hak yoksunluğu söz konusu olmadığı için,yasaklanmış hakların geri verilmesi müessesine ilişkin düzenleme yapılmamıştır.
Ancak;5352 s Adli Sicil Kanununun Geçici 2.maddesinde,diğer kanunlardaki kasıtlı bir suçtan dolayı belirli süreyle hapis cezasına veya belli suçlardan dolayı bir cezaya mahkum olan kişilerin,belli hakları kullanmaktan süresiz olarak yoksun bırakılmasına ilişkin hükümleri saklı tutulmuştur.5237 s.TCK dışındaki ÇEŞİTLİ KANUNLARDAKİ SÜRESİZ HAK YOKSUNLUĞU DOĞURAN BU HÜKÜMLERE RAĞMEN,YASAKLANMIŞ HAKLARIN GERİ VERİLMESİ YOLUNUN KAPALI TUTULMASI,uygulamada çeşitli sorunlara yol açacaktır.Bu sorunların çözümüne yönelik olarak,5237 s.TCK dışındaki ÇEŞİTLİ KANUNLARDAKİ kasıtlı bir suçtan dolayı belirli süreyle hapis cezasına veya belli suçlardan dolayı bir cezaya mahkum olan kişilerin SÜRESİZ OLARAK KULLANMAKTAN YASAKLANDIKLARI HAKLARI TEKRAR KULLANABİLMELERİNE İMKAN TANIYAN bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur."
Hukuki Net üyesi Arkadaşlar,
Bu yazılanlardan ne anlam çıkarılmalıdır?" Şu suçu işlemiş kişi asla memur olamaz/memuriyette kalamaz" denilebilir mi?Cevap "Evet" ise; kanun maddesinin gerekçesi ne ifade etmektedir?
İyi günler...

[sleven]

İşlenen kasıtlı suçlar sebebiyle kamu görevlisinin bağlı olduğu idare bu konudan haberdar edilir.Bir suçu kasten işlemekten dolayı hüküm alan kişinin kamu görevi de sona ermektedir ilgili idarenin suçtan haberdar edilmesi ile.Bu da idarenin suçu öğrendikten sonraki yapacağı disiplin kurulu kararıyla olmaktadır.Genel olarak kasten işlenen bir suç karşılığında verilen hüküm süresince bir hak yoksunluğu ortaya çıkmaktadır.Ancak hakim daha fazla bir hak yoksunluğu süresine de hükmedebilir.Bu hak yoksunluğu süresi geçtikten sonra kişi yoksun kaldığı haklarına yeniden kavuşur.Ancak suçu işlediği sırada bulunduğu görevine iade edilmez.Yani kasten bir suç işlemiş olan bir devlet memuru memuriyetten çıkarılır ve hakim takdir ettiği süre kadar memuriyete dönemez.Ancak bu süre geçtikten sonra tekrar memuriyete dönebilir ama eski görevine iade edilmez.Burada şöyle bir durum daha vardır belirli görevler için kanunda açıkça öngörülmüş olan suçları işlememek de gerekmektedir.Bu yüzden kanun belli haklardan sınırsız yoksunluk durumunu saklı tutmuştur.Sebebi de: dolandırıcılık suçundan hükümlü bir kişinin bir kamu kurumunda muhasebe ile ilgili bir görev almasının genel kamu düzeni için sakıncalı görülmesidir.
Umarım yardımcı olmuşumdur.Saygılar...

[sakar]

Yani "Kamu görevi"nde süresiz hak mahrumiyeti yoktur diyorsunuz.657/48 deki engelleyici hükme ne diyeceğiz?Yani demem odur ki;Mevzuatın bir tarafı "Öyle" diyor,bir tarafı da "Böyle"
Bu hususta,işi hukuk olan birinin de görüşünü bilmek isterdim.
İyi günler...

[Akademik Sultan]

http://auhf.ankara.edu.tr/dergiler/a...-04-arslan.pdf

Konuyla ilgili bir makale. Sorunuza yanıt almak için işinize yarayabilir.

[sleven]

Yani "Kamu görevi"nde süresiz hak mahrumiyeti yoktur diyorsunuz.657/48 deki engelleyici hükme ne diyeceğiz?Yani demem odur ki;Mevzuatın bir tarafı "Öyle" diyor,bir tarafı da "Böyle"
Bu hususta,işi hukuk olan birinin de görüşünü bilmek isterdim.
İyi günler...

Süresiz hak mahrumiyeti vardır ancak özel durumlar için kanunla belirlenebilir.Bu konu ilgili özel bir kanunda düzenlenmemiş ise, süresiz hak mahrumiyeti yoktur sadece mahkumiyet süresince veya hakimin takdir edebileceği bir süre kadar bu hak yoksunluğu sürer.Tabiki bu çok geniş bir konu ilgili mevzuatları incelemelisiniz.Bir örnek veriyim yönetmelik ile Kaymakam olarak atanmak için daha önceki görevlerinde disiplin cezası almamış olmak kuralı getirilmiş ve bir arkadaşım daha önce görev yaptığı kurumda uyarı disiplin cezası aldığı için kaymakamlık sınavına bile başvuramıyor.İşte bir süresiz hak mahrumiyeti.Acı ama gerçek

[sakar]

Allah'a şükür.Akademik Sultan'ın verdiği linkte,ne arıyorsam,hepsini buldum.Milyon kere teşekkür...Anayasanın "Affa uğramış olsalar bile..", "657 nin 48/5 in" engel koyan hükümlerinin geçersizliğini,ilgili Yargıtay ve Danıştay kararlarını...Aman neler,neler öğrendim.
Sleven Kardeş'e de şunu söylemek isterim.Kaymakam adayı arkadaşına,"Akademik Sultan'ın verdiği linki" okuması gerektiğini bildirmesini, o işlemi yapanlar hakkında da,bir avukat yardımıyla gereğini yapmasının şart olduğunu...
Umarım; İdare adına yetki kullananlar "LİNK"teki hukuki bilgilere vakıftırlar...
Para versem,Akademik Sultan'ın verdiği linkteki bilgileri toplayamazdım.
İyi günler...

[önder71]

Sayın sakar...

"Allah'a şükür.Akademik Sultan'ın verdiği linkte,ne arıyorsam,hepsini buldum.Milyon kere teşekkür...Anayasanın "Affa uğramış olsalar bile..", "657 nin 48/5 in" engel koyan hükümlerinin geçersizliğini,ilgili Yargıtay ve Danıştay kararlarını...Aman neler,neler öğrendim" şeklinde bir takım ifadelerde bulunmuşsunuz.
Linkte yer alan bilgiler iyi olmak ile birlikte sizin çıkardığınız bu sonuç linkte yer almadığı gibi, hukuken de çıkarılması güç ve anlaşılması zor sonuç ve tespitler olduğunu söylemek zorundayım.
Öncelikle linkte yer alan şu bilgi ve sizin tesbitiniz yan yana getirildiğinde, sanırım linkte yer alan bilgileri çokta iyi değerlendirmediğiniz daha net olarak anlaşılacaktır.
linkte "“…Bu durumda, Devlet memuru iken 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde sayılan suçların herhangi birinden mahkûm olan ve bu mahkûmiyete bağlı olarak belli hakları kullanmaktan yasaklanan, söz konusu mahkûmiyeti nedeniyle memuriyeti sona eren kisiler ile Devlet memurluğuna atanmadan önce söz konusu suçların herhangi birinden mahkûm olan ve bu mahkûmiyete bağlı olarak belli hakları kullanmaktan yasaklanan, bu mahkûmiyeti nedeniyle Devlet memurluğuna atanma sartlarını tasımayan kisilerin, hak yoksunlukları sona ererek yasaklanan haklarını yeniden kazanmaları durumunda, Devlet memurluğuna atanmalarının mümkün olduğu ancak, ilgililerin arsiv kaydına alınan adli sicil bilgileri de göz önüne alınmak suretiyle idarelerin bu atamalar konusunda takdir yetkileri bulunduğu sonucuna varılarak dosyanın Danıstay Baskanlığına sunulmasına 13.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi…” (Danıstay 1.Dairesi, 13.3.2006 2005/1290,2006/298) (http:// www. danistay. gov.tr/ kararlar 113.
Adli sicil kanunun ADLÎ SİCİL VE ARŞİV BİLGİLERİNİN SİLİNMESİ başlıklı 12.maddesine göre " (1) Arşiv bilgileri, ilgilinin ölümü üzerine ve her halde kaydın girildiği tarihten itibaren seksen yılın geçmesiyle tamamen silinir.

(2) Fiilin kanunla suç olmaktan çıkarılması halinde, bu suçtan mahkûmiyete ilişkin adlî sicil ve arşiv kayıtları, talep aranmaksızın tamamen silinir.

(3) Kanun yararına bozma veya yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının kesinleşmesi halinde, önceki mahkûmiyet kararına ilişkin adlî sicil ve arşiv kaydı tamamen silinir." hükmü yer almaktadır.
Yani arşiv kaydında ki kayıtlar bu şartlar doğmaması halinde var olmaya devam edeceklerdir.

Özetle idarelerin arşiv kaydına göre takdir yetkisi yargı organlarınca kabul edilmiş iken, siz nasıl başka bir sonuç çıkararak 48/5 in" engel koyan hükümlerinin geçersizliğini" ileri sürebiliyorsunuz, anlamak çok güç ve öncelikle dayanak gösterilen linkte yer alan yazıya aykırıdır.

[sakar]

İdarenin "Takdir Yetkisi","Kanunun verdiği hak"kı engellemeye muktedir ise,başka diyeceğim yoktur.
Sağol.
İyi günler...