APO yeniden mi yargılanacak?General kriteri de ne?

[Av.Ali Sinkay]

Gazetelerde göremedim.İnsan Hakları Mahkemesi APO'nun yeniden yargılanmasını mı istedi.Birde Şu Hırvatistanla ilgili General Kriteri nedir.Bilen var mı acaba?

AB''nin, Hırvatistan''da uyguladığı "general kriterinin" Türkiye''ye uyarı niteliğinde olduğunu açıklaması, PKK''ya karşı kahramanca mücadele veren komutanları öfkelendirdi.

PKK ile mücadele sırasında binlerce şehit veren Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının, "Türk generallerin savaş şuçlusu olarak"sanık sandalyesine oturtulması için AB nezdinde yapılan baskı ve girişimlere cevapları çok sert oldu.

PKK ile 4 yıl savaştığını anlatan Emekli Korgeneral Altay Tokat, "PKK ve yandaşları Avrupa Birliği''ni kullanarak ülkeyi bölmeye yönelik faaliyetlerini sürdürüyorlar.

Şu unutulmamalı ki, ben ve benim gibi Türk generallerini savaş suçlusu olarak yargılayacak olan daha anasından doğmamıştır" dedi.

Asıl savaş suçlusunun bebek katili Abdullah Öcalan olduğunu hatırlatarak, "APO eninde sonunda asılacaktır.

Bunu geçiktirebilirler ama asla engeleyemecekler.

Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk askerinin ne olduğunu bütün dünya bilir.

Kimse hayal görmesin bizi kimse yargılayamaz" şeklinde konuştu.

Suçlu yargıda.

Türk milleti ve askerinin PKK terör örgütüyle mertçe savaştığına dikkat çeken Emekli Korgeneral Hasan Kundakçı ise tepkisini şu sözlerle dile getirdi: "Bizim sinsi planlarımız asla olmadı.

Kimse AB''den medet ummasın.

Bizim arkamızda BM ve başka güçler yoktu terörle mücadelemizi onurumuzla sürdürdük.

Biz suçluyu aradık bulduk ve yargıya teslim ettik.

Teslim olmak istemeyenlerde kaderlerine razı oldular.

Arkasında BM olan devletler gibi suçlu suçsuz ayırımı yapmadan operasyon yapmadık.

Bölgedeki halk da mertçe mücadelemize destek verdi.".

ABD''yi Yargılayın.

Türkiye Cumhuriyeti''nin PKK''ya karşı halkıyla beraber mücadele verdiğini ifade eden Emekli Tümgeneral Osman Özbek de "Önce PKK''ya destek ve silah veren ülkeler yargılansın.

O mahkemede herkesten önce ABD yargılanmalı gitsinler onları yargılasınlar" dedi.

Özbek şunları söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti PKK''ya karşı halkıyla birlikte bir mücadele verdi.

Önce geçici köy korucuları, sonra da yöre halkı direndi.

Bölge halkı kavga istemiyor.

PKK ile sadece generaller değil Türkiye Cumhuriyeti Meclisi, Valisi, Başbakanı ve Cumhurbaşkanı ile hep beraber mücadele etti.

Ne yapacaklar yani Cumhurbaşkanımızıda mı yargılayacaklar."

[Av.Ali Sinkay]

Arkadaşlar,
Özellikle generalkriteri bana göreçok önemli yorumunuz yok mu?

[Av.Ali Sinkay]

Arkadaşlar,
Özellikle generalkriteri bana göreçok önemli yorumunuz yok mu?

[dipdalga]

Apo'nun tekrar yargılanmasının yapılabileceğini zannetmiyorum.
Hele Generallerimizin yargılanabileceğini düşünmek bile bize büyük zararlar verecektir. Ülkemiz üzerine oynanan oyunlar, bu boyuta geldiği taktirde, uyuyan sessiz çoğunluğu da uyandırmaktan başka bir şey başaramazlar, daha ileri gidemezler.
Saygılarımla,

[dipdalga]

Apo'nun tekrar yargılanmasının yapılabileceğini zannetmiyorum.
Hele Generallerimizin yargılanabileceğini düşünmek bile bize büyük zararlar verecektir. Ülkemiz üzerine oynanan oyunlar, bu boyuta geldiği taktirde, uyuyan sessiz çoğunluğu da uyandırmaktan başka bir şey başaramazlar, daha ileri gidemezler.
Saygılarımla,

[Av.Emrah Yavuzcan]

Ben de benzer şeyler duydum maalesef... Apo'nun tekrar yargılanması da nedir? Hangi hukuki kuralıdır? Siyasetin hukuka karışması... Ne zaman sona erecek? Ne zaman................? Söyleyemiyorum burda...

[Av.Emrah Yavuzcan]

Ben de benzer şeyler duydum maalesef... Apo'nun tekrar yargılanması da nedir? Hangi hukuki kuralıdır? Siyasetin hukuka karışması... Ne zaman sona erecek? Ne zaman................? Söyleyemiyorum burda...

[dipdalga]

Hulki Cevizoğlu'nun 25.03.05 Tarihli Yeni Çağ Gazetesi'nde ki köşe yazısından alıntıdır.

BAKANLIK: "APO MECLİS''E GİRSİN!.."



Şok..

şok...

Bunları da mı görecektik?...

Duyunca, insanın tüyleri ürperiyor....

"Apo Meclis''e girsin!..".

Ama demek ki, bazılarının "tüyleri ürpermediği" için böyle bir teklifte bulunabiliyor ve dahası bu konuda "rapor" hazırlayabiliyor!...

ÖNEMLİ BİR BAKANLIK İSTEDİ...

Hangi ülke vardır ki, terör örgütü elebaşını affedip, parlamentosuna soksun?...

Ve üstelik bunu, yıllarca terörle mücadele eden "devletin!" bir kurumu, çok önemli bir bakanlığı istesin!...

Ne yazık ki olay Türkiye''de geçiyor.

Yılını ve isimleri şimdilik vermeyeceğim.

Terörle mücadelenin en yoğun olduğu bir dönemde, Milli Güvenlik Kurulu çözüm yolları arıyor.

Çeşitli birimlerden, bakanlıklardan "terörü nasıl yok ederiz" diye raporlar ve çözüm önerileri isteniyor.

Devlet kurum ve kuruluşlarından gelecek raporların koordinasyonu ve bunların Milli Güvenlik Kurulu''na derli toplu sunulması için bir general görevlendiriliyor.

GENELKURMAY 2.BAŞKANI: "VATAN HAİNLİĞİ BU!".

İşte, insanı şok eden gelişme bundan sonra başlıyor. Çeşitli birimlerin, terörü silahlı mücadelenin dışında sivil bir yöntemle çözme önerileri arasında bir bakanlığın raporu, generali yerinden zıplatıyor.

Koordinasyonla görevli general, adı geçen bu çok önemli bir bakanlığın raporunda, "Abdullah Öcalan, parlamentoya sokulsun, grup kursun, politika yapsın" satırlarını görünce, alışılmış davranışın dışına çıkıyor.

Önce, doğrudan bağlı olduğu generale gitmek yerine, teamülleri yıkıp, her türlü riski göze alıyor ve ertesi sabah doğruca Genelkurmay 2.Başkanının karşısına çıkıyor.

Özür diliyor, durumu anlatıyor.

Genelkurmay 2.Başkanı Orgeneral de aynı tepkiyi gösteriyor, hatta elini masaya vurarak "vatan hainliği bu!" diye bağırıyor, "bir bakanlık nasıl böyle bir rapor verebilir?..".

"Bunu hemen Genelkurmay Başkanımıza göstereceğim" diyen, 2.Başkanın elindeki rapor, aldığım bilgiye göre, Milli Güvenlik Kurulu''na sunulmuyor.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI VE ÖCALAN...

Öte yandan, bugünlerde basında yer alan ama yalanlanan bir başka haber var: Abdullah Öcalan''ın yeniden yargılanması...

Haberlere göre, Dışişleri Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi''nın Öcalan lehine karar aldığını öğrenmiş ve onlardan önce davranarak (nedense!) terörist başının "yeniden yargılanması" için Ceza Muhakemeleri Kanunu''na (CMK) bir fıkra eklenmesini istiyormuş....

Bir gazetemiz bunu "hain teklif" diye manşetten duyurdu.

Ülkemizde 35 bin insanımızın ölümüne, binlerce şehit vermemize neden olan kanlı terör olayına bazı devlet kuruluşlarının bakışı ve aymazlığını son olaylarda da görmek mümkün.

En son olarak, Nevruz''u bahane ederek Türk bayrağını çiğneme ve yakma girişimleri ile karşılaştık.

Bunları gördükçe, DEHAP ve benzeri partilerin kongrelerinde Türk bayrağını sloganlar eşliğinde indirmelerini de hatırladık....

Onlara sempati ile bakan, AB uğruna "milli değerlerimizi ayaklar altına alarak" bunu "demokratik gelişme" diye topluma yutturmaya çalışanları da hatırladık.

Şimdi soruyorum.

Bayrak çiğneme ve yakma girişimini iki küçük çocuğun üzerine yıkarak Türkiye bu sorunu aşabilir mi?...

Bu çocuklar hangi öğretmenler tarafından yetiştirildi, okullarda Milli Eğitim Bakanlığı''nın öğretmenleri ders vermiyor mu?...

Nasıl oluyor da, kendi ülkesinin bayrağına karşı yoğun nefret duyguları besler hâle gelebildiler?...

Bunları ve ailelerini vatana, devlete düşman edecek çizgiye hangi politikacılar getirdi?...

Ve ne uğruna?...

Değer mi?...

[dipdalga]

Hulki Cevizoğlu'nun 25.03.05 Tarihli Yeni Çağ Gazetesi'nde ki köşe yazısından alıntıdır.

BAKANLIK: "APO MECLİS''E GİRSİN!.."



Şok..

şok...

Bunları da mı görecektik?...

Duyunca, insanın tüyleri ürperiyor....

"Apo Meclis''e girsin!..".

Ama demek ki, bazılarının "tüyleri ürpermediği" için böyle bir teklifte bulunabiliyor ve dahası bu konuda "rapor" hazırlayabiliyor!...

ÖNEMLİ BİR BAKANLIK İSTEDİ...

Hangi ülke vardır ki, terör örgütü elebaşını affedip, parlamentosuna soksun?...

Ve üstelik bunu, yıllarca terörle mücadele eden "devletin!" bir kurumu, çok önemli bir bakanlığı istesin!...

Ne yazık ki olay Türkiye''de geçiyor.

Yılını ve isimleri şimdilik vermeyeceğim.

Terörle mücadelenin en yoğun olduğu bir dönemde, Milli Güvenlik Kurulu çözüm yolları arıyor.

Çeşitli birimlerden, bakanlıklardan "terörü nasıl yok ederiz" diye raporlar ve çözüm önerileri isteniyor.

Devlet kurum ve kuruluşlarından gelecek raporların koordinasyonu ve bunların Milli Güvenlik Kurulu''na derli toplu sunulması için bir general görevlendiriliyor.

GENELKURMAY 2.BAŞKANI: "VATAN HAİNLİĞİ BU!".

İşte, insanı şok eden gelişme bundan sonra başlıyor. Çeşitli birimlerin, terörü silahlı mücadelenin dışında sivil bir yöntemle çözme önerileri arasında bir bakanlığın raporu, generali yerinden zıplatıyor.

Koordinasyonla görevli general, adı geçen bu çok önemli bir bakanlığın raporunda, "Abdullah Öcalan, parlamentoya sokulsun, grup kursun, politika yapsın" satırlarını görünce, alışılmış davranışın dışına çıkıyor.

Önce, doğrudan bağlı olduğu generale gitmek yerine, teamülleri yıkıp, her türlü riski göze alıyor ve ertesi sabah doğruca Genelkurmay 2.Başkanının karşısına çıkıyor.

Özür diliyor, durumu anlatıyor.

Genelkurmay 2.Başkanı Orgeneral de aynı tepkiyi gösteriyor, hatta elini masaya vurarak "vatan hainliği bu!" diye bağırıyor, "bir bakanlık nasıl böyle bir rapor verebilir?..".

"Bunu hemen Genelkurmay Başkanımıza göstereceğim" diyen, 2.Başkanın elindeki rapor, aldığım bilgiye göre, Milli Güvenlik Kurulu''na sunulmuyor.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI VE ÖCALAN...

Öte yandan, bugünlerde basında yer alan ama yalanlanan bir başka haber var: Abdullah Öcalan''ın yeniden yargılanması...

Haberlere göre, Dışişleri Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi''nın Öcalan lehine karar aldığını öğrenmiş ve onlardan önce davranarak (nedense!) terörist başının "yeniden yargılanması" için Ceza Muhakemeleri Kanunu''na (CMK) bir fıkra eklenmesini istiyormuş....

Bir gazetemiz bunu "hain teklif" diye manşetten duyurdu.

Ülkemizde 35 bin insanımızın ölümüne, binlerce şehit vermemize neden olan kanlı terör olayına bazı devlet kuruluşlarının bakışı ve aymazlığını son olaylarda da görmek mümkün.

En son olarak, Nevruz''u bahane ederek Türk bayrağını çiğneme ve yakma girişimleri ile karşılaştık.

Bunları gördükçe, DEHAP ve benzeri partilerin kongrelerinde Türk bayrağını sloganlar eşliğinde indirmelerini de hatırladık....

Onlara sempati ile bakan, AB uğruna "milli değerlerimizi ayaklar altına alarak" bunu "demokratik gelişme" diye topluma yutturmaya çalışanları da hatırladık.

Şimdi soruyorum.

Bayrak çiğneme ve yakma girişimini iki küçük çocuğun üzerine yıkarak Türkiye bu sorunu aşabilir mi?...

Bu çocuklar hangi öğretmenler tarafından yetiştirildi, okullarda Milli Eğitim Bakanlığı''nın öğretmenleri ders vermiyor mu?...

Nasıl oluyor da, kendi ülkesinin bayrağına karşı yoğun nefret duyguları besler hâle gelebildiler?...

Bunları ve ailelerini vatana, devlete düşman edecek çizgiye hangi politikacılar getirdi?...

Ve ne uğruna?...

Değer mi?...

[Benna]

Hoşgelmedik galiba çifte standartlar oluşumuna.
Avrupa bildiği yolda ilerliyor. öyle durumlar vardır ki herşey feda edilir. ankara savaşının çıkış sebebi gibi. tilki gölgesinde yaşamaktansa aslanlara yem olunsa ne olur.
apo asılmalıydı bunlar kafaste beslemek yerine nefes almalarını engellemek gerekli. ben bu oluşan hava ile bir gün gelip AB nin herşeyinden vazgeçmeye götüreceğine inanıyorum. bizim yerimiz burası orası deil.