Al-i İmran Medinede inmiş 200 ayetten oluşan bir suredir. İmran Hz. Musa ile Hz. Harun'un babasıdır. Duremim anlamı da İmran ailesi anlamına gelmektedir.
Ben şimdi dersime çalışıyorum türban Kadın ve AKP hakkında bir yazı hazırlıyorum. Tabiiki bazıları gibi boş beleş konuşmamak neyin ne olduğunu anlamak için okuyup duruyorum. Hata olmasın diye okuduğum tekrar ettiğim Kitaplardan birisi de şüphesiz Kur'an-ı Kerim. Okurken bu surenin 78. ayetine takıldım. Sonra diğer tercümelere ve diyanetede baktım hepsi aynını yazmışlar. Yani bir yanlış anlama öyle böyle denecek bir durum yok zaten son derecede açık.
Surenin bu ayetinin aşırı dikkatimi çekme sebebini yazmayacağım. Ama ayeti yazacağım. Okuyun bakalım kimleri anlatmak istiyor bulabilecek misiniz ? Hemde tam günümüzde ne kadar ilginç....
''AL-İ İMRAN 78 - Kitap ehlinden öyle bir güruh da vardır ki, siz onu kitaptan sanasınız diye, dillerini kitaba doğru eğip bükerler. Halbuki o, kitaptan değildir. "Bu, Allah katındandır." derler; oysa o, Allah katından değildir. Allah'a karşı, kendileri bilip dururken, yalan söylerler. ''
Ayet budur hadi hayırlı yorumlar. Bu kadar mı açık olur bir ayet....
Belki uygunsuz bir yere yazıyorum kusura bakmayın. Yukarıdaki iletiyi yazan arkadaşa da değil lafım. Ancak bu tartışmaların gittiği yönü beğenmiyorum. İslamda örtünme farz mıdır? Değil midir? Sınırı nedir? Bu soruların ve cevaplarının içinde laikliğin güme gittiğine inanıyorum. Önemli olan dinin neyi emrettiği değil insanın neye inandığıdır kanımca. Yani ben başımın üzerinde tepsi büyüklüğünde bir nazar boncuğu taşımamın Allahı memnun edeceğine inandıysam bu benim inanacımdır. İsteğiniz kanıtı getirin. Adı üstünde inanç.
Asıl mevzuu benim inancımı yaşama hakkım. Laiklik nedir? İnancımı yaşama hakkım var. Ama bunu heryerde yaşama hakkım var mı?
Bilim yuvası üniversite bunun yeri midir? Bence değildir. Üniversitede din fakültesinde baş üstünde tepsi büyüklüğünde nazar boncuğu taşımanın dinle imanla ilgisi tartışılır. Ama o boncuk taşınamaz. Neden bunları konuşmuyoruz?
Hadi bunu konuşmayalım. Ben evde oturcam bitirince okulu size ne diyen öğrencinin üniversite masrafını fabrikada, inşaatta çalışarak kazandığı asgari ücretten kesilen vergiyle ödeyen vatandaşın hakkını ve özgürlüğünü konuşalım.
Birde şu mahalle baskısı mevzuu var. Sanki ilk defa giriyor türban üniversiteye. On yıl önce neden yasaklanmıştı? Unuttu mu herkes? Okul bitirmek için mecburen kapananları, erkek hastaya bakmayan tıp öğrencilerini, stajı yaparkende açmam diyen eğitim öğrencilerini herkes birden unuttu mu?
Son olarak bütün siyasi ve dini simgelerle badem bıyıkta yasaklansın. Badem bıyıklı birini görünce ben rahatsız oluyorum Başım açık diye işimi yapar mı? Çocuğumun notunu kırarmı diye korkuyorum. Ayrıca çok zevksiz.
Sayın commodoretr
Bu sureyi okurken 78. ayete takıldıysanız demek ki 35 ve 36. ayetleri de okumuşsunuzdur:
35. Hani İmran'ın karısı: "Rabbim, karnımda olanı, 'her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak' Sana adadım, benden kabul et. Şüphesiz işiten bilen Sensin Sen" demişti.
36.Fakat onu doğurduğunda -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilirken- dedi ki: "Rabbim, doğrusu bir kız (çocuğu) doğurdum. Erkek ise, kız gibi değildir. Ona Meryem adını koydum. Ben onu ve soyunu o taşa tutulmuş (kovulmuş) şeytandan Sana sığındırırım."
Yani İmran Hz. Musa ile Hz. Harun'un değil, Hz. Meryem'in babasıymış.
"Kitap ehli" kavramının anlamı için de açıp Türkçe sözlüğe baktığınızı zannediyorum. Sözlüğünüz yoksa www.tdk.org.tr'de var.
Orada kitap ehli için şöyle yazıyor:
Yahudi veya Hristiyan olan (kimse), ehlikitap.
Araplar daha Kuran yokken kendilerine kitap indirilen dinlerin mensuplarına kitap ehli diyorlardı. Dolayısıyla bu kelimenin başka bir anlamı yok.
3. sure olan Al-i İmran'dan önce 2. sure olan Bakara'yı da okuduğunuzu zannediyorum. 6-20. ayetlere bir kez daha dönüp okumanız sizin için eminim çok faydalı olacak.
Sayın commodoretr
Bu sureyi okurken 78. ayete takıldıysanız demek ki 35 ve 36. ayetleri de okumuşsunuzdur:
35. Hani İmran'ın karısı: "Rabbim, karnımda olanı, 'her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak' Sana adadım, benden kabul et. Şüphesiz işiten bilen Sensin Sen" demişti.
36.Fakat onu doğurduğunda -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilirken- dedi ki: "Rabbim, doğrusu bir kız (çocuğu) doğurdum. Erkek ise, kız gibi değildir. Ona Meryem adını koydum. Ben onu ve soyunu o taşa tutulmuş (kovulmuş) şeytandan Sana sığındırırım."
Yani İmran Hz. Musa ile Hz. Harun'un değil, Hz. Meryem'in babasıymış.
"Kitap ehli" kavramının anlamı için de açıp Türkçe sözlüğe baktığınızı zannediyorum. Sözlüğünüz yoksa www.tdk.org.tr'de var.
Orada kitap ehli için şöyle yazıyor:
Yahudi veya Hristiyan olan (kimse), ehlikitap.
Araplar daha Kuran yokken kendilerine kitap indirilen dinlerin mensuplarına kitap ehli diyorlardı. Dolayısıyla bu kelimenin başka bir anlamı yok.
3. sure olan Al-i İmran'dan önce 2. sure olan Bakara'yı da okuduğunuzu zannediyorum. 6-20. ayetlere bir kez daha dönüp okumanız sizin için eminim çok faydalı olacak.
Sayın myimran ;
İmran ın kimin babası olduğu benim için önemli değil. Kalınlaştırarak yazmış olduğunuz '' Yani İmran Hz. Musa ile Hz. Harun'un değil, Hz. Meryem'in babasıymış.'' iletinizi bana değil T.C Başbakanlık Dİyanet İşleri Başkanlığına gönderiniz oradan yanıt alırsınız.
Benim iletimi dikkatli okuduysanız açık ve net bilgi kaynağı olarak diyaneti gösteriyorum Yani bilgiyi oradan aldım. Diyanet salladıysa kimin babası olduğunu bilemem. Diyanet sitesinden Kur'an -ı Kerim ve Türkçe meali sayfasına gidip ''ÂL-İ İMRÂN'' suresini seçtiğinizde karşınıza ilk şu çıkıyor.
''3 - ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ
Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. İmrân, Hz.Mûsâ ile Hz.Hârûn’un babasıdır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.''
Bende diğer bilgilerle birlikte özetleyerek yazdım. Yani sizin muhatabınız diyanettir. Oraya yazınız. Niye yalan yanlış bilgi veriyorsunuz diye neticeyide bize bildirirsiniz..
Ben bu yazıyı birilerine yöneltmemiştim ama nedense siz tam olarak birilerine yönelmiş gibi algılamış ve ''onları'' savunmaya kalkmışsınız. Demekki tarif cuk oturmuşki böyle feryat figan ederek savunuyorsunuz. İlgili sureyle ilgili yazımı bir kere daha okuyun bir yöneltme yok ama okur okumaz siz bulduğunuza göre doğru tespit...
Ben kitap ehli şudur budur diye bir tanım yapmadım. O tüzden o biraz ukalaca tarifiniz beni bağlamıyor. Kaldıki Kur'an inerken Ehli Kitap tan bahsetmesi zaten henüz islam olmayan bir toplumda tek tanrılı ve kitabı olanları kastettiğini anlamak için TDK ya filan bakmayada gerek yok. Ancak daha sonrası için Ehli kitap a inananlar için yorum yapılabilir ki ben öyle bir yoruma girmeye gerek duymuyorum. Düşünen bulur.
Bakara suresinin ilgili ayetlerini çok ayıp olmasın diye yazmamıştım ama âl-i Imrân 78 ayetiyle birlikte değerlendirildiğinde ne güzel oturuyor değil mi benim tanımıma özellikle de
''
8. İnsanlardan, inanmadıkları halde, “Allah’a ve ahiret gününe inandık” diyenler de vardır.
9. Bunlar Allah’ı ve mü’minleri aldatmaya çalışırlar. Oysa sadece kendilerini aldatırlar da farkında değillerdir.
10. Kalplerinde münafıklıktan kaynaklanan bir hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını artırmıştır. Söyledikleri yalana karşılık da onlara elem dolu bir azap vardır.
12. İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değillerdir.
13. Onlara, “İnsanların inandıkları gibi siz de inanın” denildiğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?” derler.4İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler. ''
Ayetleri... Sanki tam birilerini tarif etmiş... Bu surelerden şunuda anlayabiliriz. Allah öyle kudretldir ki ''haksızı''savunmaya kalkanı gene kendi ayetlerine kurban eder ederde onlar farkına varmaz aynı
''20. Şimşek neredeyse gözlerini alıverecek. Önlerini her aydınlatışında ışığında yürürler. Karanlık çökünce dikilip kalırlar. Allah dileseydi, elbette onların işitme ve görme duyularını giderirdi. Şüphesiz Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir. '' ayetinde olduğu gibi....
Saygılarımla...
Din adamları, doğru-dürüst hareket etmediği zaman, "din adamlığı" adıyla gerçekleri saptırmaya en müsait araçlar konumuna düşerler. Kur'an'ın, ehl-i kitabın bu grubu hakkında kaydettiği gerçeği, biz zamanımızda çok rahat olarak anlıyoruz. Onlar daha önceden belirlenmiş bazı hükümlere varmak için kitaplarının metinlerini, çarpıtarak yorumluyor, istedikleri tarafa çekiyorlar, kitabın metinlerinin bu anlamda olduğunu ve verdikleri bu hükmün gerçeğin somut ifadesi olduğunu iddia ediyorlardı. Halbuki önceden belirlenen bu hükümler, temelinde bu dinin gerçeği ile çelişiyordu. Bu işi yapanlar; pasif durumdaki halkın çoğunun dinin gerçeği ve bu metinlerin gerçek anlamları ile metinleri kendilerine uyarladıkları uydurma hükümlerin arasını ayıramayacağı varsayımına dayanıyorlardı. Göstermelik olarak "din" kılıfına büründürülmüş bazı din adamlarında bu örneği bugün çok rahat anlayabiliyoruz. Bunlar, dini meslek edinenlerdir; dini her türlü isteğin hizmetine verenlerdir. Onlar bir menfaat elde edeceklerini sezdiklerinde, bu dünyanın mallarından birinin onlara hediye edileceğini fark ettiklerinde, nassları alırlar, arzu edilen şekilde kullanırlar! Bu metinleri alırlar, götürürler beşeri arzuların peşinde kullanmaya başlarlar. Bu nassların konusunu belirlenmiş arzulara uygun düşürmek için eğip bükerler. Bu din ve dinin temel gerekleriyle çelişen yönelişler ile dini bağdaştırmak için sözlerin yerlerini değiştirirler. Söz benzerliği bile olsa Kur'an ayetlerinden birinin anlamı ile, yaltaklık yapmayı görev bildikleri kişilerin arzu ve istekleri arasında bir benzerlik bulma çabasına düşerler! Bu çalışmada habire didinir, var güçleriyle çalı şırlar: "Onun Allah katından olduğunu söylerler. Halbuki o, Allah katından değildir. Bile bile Allah adına yalan söylerler". Aynen Kur'an'ın sözünü ettiği ehl-i kitap grubunun yaptığı gibi. Bu, yalnız ehl-i kitaba özgü bir felaket değildir. Din mensupları arasında Allah'ın dininin ucuzladığı, bu dünyanın mallarından birinin pahasına bile değmez konuma düştüğü her çeşit arzu ve isteğe rahatlıkla boyun eğer hale geldiği, her ümmetin başındaki felakettir bu! Bağlılığın bozulduğu, gönüllerin Allah adına bile yalan uydurmaktan çekinmediği, Allah'ın kullarına yaltaklık için O'nun sözlerini saptırmaktan çekinmeyen, Allah'ın dinine aykırı olan saptırılmış arzularının peşinde koşan her ümmetin durumu budur. Sanki yüce Allah bu açıklama ile müslüman cemaati o bulaşıcı hastalıktan sakındırmaktadır.
Merhaba 21 Yaşında bir gencim olayı basitçe anlatacağım 2024 Ocak gibi yani 2024'ün başında O Zamanlar yasak olmayan Discord uygulamasında tanıdığım...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Tck 245/1 Ceza siniri hakkinda
05-09-2025, 22:57:41 in Ceza Hukuku