Müdür olarak çalıştığım okulda, mesleki bir konuyla ilgili olarak görüştüğümüz öğretmenle aramazda geçen konuşmada "Ben yetersiz öğretmen miyim?" sorusuna karşılık "Evet, yetersizsiniz." cevabımla başlayan hakaret davasında, Ceza Mahkemesi, memur olmam nedeniyle yargılama izni alınması için dosyada durma kararı vermişti. Öğretmen de davadan dört ay sonra istifa etmiş, bir dersanede öğretmen olarak çalışmaya başlamıştır. Açtıkları tazminat davasına gerekçe olarak;
a) Öğretmene, sürekli, yetersizliği için hakaret ettiğim,
b) Çalıştığı süre içerisinde keyfi muamelelerde bulunduğum,
c) Böylece kişilik haklarına zarar verdiğim,
d) İşinden ayrılmasına neden olduğum, tazminat davasının esaslarıdır.

Gerçekte ise;
a) Olay bir defa olmuş ve mahkemede, kendisi başka zamanlarda da hakaret ettiğime dair tanık getirmemiştir. Elliden fazla öğretmenin tamamı davacıya ya da kendilerine karşı herhangi bir hakaret ya da aşağılama içerisinde bulunmadığımı bilir ve tamamını tanık olarak gösterebilirim.
b) Çalıştığı zaman içerisindeki tüm yazışmalarımızın örneklerini, aldığı cezaları, eğitimle uyuşmayan talep dilekçelerinin örneklerini ve cevaplarımı Ceza Mahkemesinde görülen hakaret davasında dosya olarak sunmuştum.Dolayısıyla içerisinde keyfi hiçbir uygulama örneği yoktur.
c) Ceza davasında da savunmamın ana çizgisi, öğretmenin kişiliğiyle ilgili görüşüm olmadığı, sadece mesleki çalışmalarının değerlendirilmesi adına sorduğu soruya genel cevap olarak verdiğim tespit olduğunu belirtmiştim. Bu konuda tanıklarım da aynı düşünceyi savunmuştu.
d) Öğretmenin okulda çalıştığı zaman içinde dersaneye geçmek için hazırlandığını, çalıştığın gören ve bilen arkadaşlar var. Nitekim istifasından sonra, bir dersanede öğretmenlik yaptığını biliyorum.
Yukarıdaki belirttiklerim ışığında, şahsıma açtıkları 2 milyarlık manevi tazminat,yargılama giderleri, vekalet ücretini talep ettikleri tazminat davasında, nasıl bir yol izleyebilirim.
Saygılar...


kara mizah