Eser Sözleşmesine Giren PVC Doğrama Davası Sulh Hukuk Mahkemesi'ne mi Açılır?
İstanbul İl Hakem Heyeti'nin tarafıma verdiği bilgiye göre sözleşmeyle yaptırdığım PVC doğramalar ile ilgili Sulh Hukuk Mahkemesi'ne dava açmam gerekiyormuş.
1. Bu bilgi doğru mudur? Hangi mahkemeye dava açmalıyım? Kadıköy'deki Sulh Hukuk Mahkemesi'ne mi?..
3. Dava açmadan önce noterden protesto çekmem gerekir mi?
4. Sözleşmede yazan montaj tarihi 05.07.2007 geçtiği halde iş yarım bırakıldı. (Bir cam kırık bırakıldı, izolasyon yapılmadı, çıtalar değişecek.) Davalının yarım bıraktığı işleri tamamlamasını mı istemeliyim? Sözleşmenin iptalini, para iadesini ve tazminat isteyebilir miyim?
Montaj tarihi geçtiği için sözleşmenin iptalini, doğramaların sökülmesini, para iadesi ve/veya tazminat isteyebilir miyim?
5. Yaptığımız sözleşmede "Egepen Üretici Bayi Sözleşmesi" yazmasına rağmen davalı (şikayetçi olduğum firma) Egepen "üretici bayii" değil.. Satıcı bayi.. Davalı şu an Pimapen bayi. Geçmişte Egepen bayiliği yapmış.
a) Üretici bayi olmadığı halde "üretici bayi sözleşmesi" yaptığı için bunun sahte evrak olduğunu iddia edebilir miyim?
Sahte evrak düzenlenmiş olduğu iddiasıyla sözleşmenin iptalini, doğramaların sökülmesini, para iadesi ve/veya tazminat isteyebilir miyim?
b) "Bu firma bizim üretici bayimiz değil.. Sizin aranızda.. Bizi ilgilendirmez.." benzeri yanıtlar vererek yardım etmeyen Egepen firmasına da dava açabilirmiyim? Üretici bayi olmayan bir firmanın üretici bayi sözleşmesi yapmasına izin verdikleri için hatalı olduklarını düşünüyorum. Sözleşme yaparken Egepen firmasına güvendim. Aldatıldım. Aldatıldığımı düşünüyorum. Egepen'den manevi tazminat isteyebilir miyim?
6. Anlaşma yolu tıkanmış durumda. Şikayetçi olduğum firma 3 aydır oyalıyor ve kalan işleri bitirmeye yanaşmıyor. Sahibi ya telefonlara çıkmıyor ya da "tamam hafta içi şu gün geliyorum" diyor ama gelmiyor. Dava açmadan önce son bir kez uzlaşma yolunu denemeli miyim?
7. 2000 YTL olan ücretin ödenme şekli sözleşmede şöyle yazıyor: 1000 YTL başlamadan önce banka havalesi yapılacak. Kalanı iş bitince elden verilecek. 1000 YTL banka havalesi yaptım ancak işi bitirmeden benden 500 YTL daha istedi. Ödemesi gereken borçları olduğunu söylerek iyi niyetimi suistimal etti ve 500 YTL talep etti. İş bitmediği halde (Cam kırık, izolasyon yapılmadı, vb.) 500 YTL verdim ama makbuz almadım. Birkaç içerisinde tekrar gelip camı takacaklarını düşünmüştüm. 500 YTL aldığını inkar ederse ne yapmalıyım?
a) Belli ki "davalı" sadece 500 lira alacağı kaldığı için kalan işleri yapmıyor. 500 YTL aldığını inkar edebilr ancak bu akla mantığa aykırı olurdu: Eğer benden sadece 1000 YTL aldıysa ve 1000 YTL alacağı kaldıysa niye yarım bıraktığı işleri tamamlamıyor?
b) 1500 YTL ödediğime göre davalıdan ne kadar tazminat isteyebilirim? En fazla 1500 YTL mi? Sözleşme bedeli olan 2000 YTL tazminat isteyebilir miyim?
8. Şikayetçi olduğum firmanın internet sitesinde Egepen ürünleri tanıtılıyor ve Egepen üretici bayi olduğu izlenimi veriliyor. İnternet sitesini de delil olarak gösterebilir miyim?
9. Ekim ayı sonuna kadar mahkeme açmam durumunda mahkeme bilirkişiyi ne zaman gönderir? Bilirkişinin salon camının kırık olduğunu ve izolasyon yapılmadığını görmesini istiyorum. Ancak bu şekilde kış aylarına girmemiz durumunda aralıklardan rüzgar ve soğuk gireceği için mağdur olacağız.
10. Mahkemenin sonuçlanması tahminen ne kadar sürebilir?
Madde madde cevap verebilir misiniz.. Çok teşekkür ederim..
Hukuki NET Güncel Haber
Konu ornekvatandas tarafından (16-10-2007 Saat 14:10:38 ) de değiştirilmiştir.
Re: Eser Sözleşmesine Giren PVC Doğrama Davası Sulh Hukuk Mahkemesi'ne mi Açılır?
Öncelikle konuyu kesinlikle bir avukat yardımı ile sürdürün. Çünkü olay malesef çok karışık ve aksi takdirde mağdur olursunuz.
Benzer olayı ben Yıldızpen ile yaşadım. Tüketici mahkemeleri sipariş üzerine yapıldığı için malesef eser sözleşesi diyerek bu konuda görevsizlik kararı veriyorlar.
Oysa ortada tamamen çelişkili bir durum var. PVC doğramalar Sanayi Bakanlığı Yönetmeliğine göre garanti belgesi ile satılmak zorunda. (kaynak bakanlık listesi) Garanti ile ilgili uyuşmazlıklar için yetkili tüketici mahkemesidir ama malesef uygulama öyle olmuyor. Sanki PVC doğramanın başka şekilde satılması mümkünmüş gibi ortada bir açık boşluk var ve bu boşluk doldurulmuyor.
Konu sadece PVC doğrama da değil. Örneğin laminant içinde böyle.
Sözleşmenin üzerinde farklı firma logosunun bulunması size elbette farklı haklar verir ama ilginç olan karşı firmanın bunu bildiği halde logosunu kullanan firmaya bir girişimde bulunmaması. Bu nedenle o firmanında sorumluluğu vardır. Üreticisi olmadığı bir markayı üreticisi gibi belirtmek sahtecilik yada en azından hiledir. Hile halinde her türlü delil ile ispat hakkınız doğar.
Bu tip işlemlerin ayrıca cezai yaptırımıda vardır.
Konu çok detaylı olduğu için bence gecikmeden avukat yardımı ile işe başlayın.
İhtarname dahil tüm hukuki prosodürü avukatınız anlatır.
Saygılarımla.
Re: Eser Sözleşmesine Giren PVC Doğrama Davası Sulh Hukuk Mahkemesi'ne mi Açılır?
Merhaba; öncelikle benzer bir pimapen olayıyla ilgili kararı okuyunuz.
T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/5727
K. 2002/5883
T. 16.12.2002
• ESER SÖZLEŞMESİ ( Pimapen Doğrama Takma İşi-Malın Ayıplı Çıkmasına Dayanan Taleplerin Tabi Olduğu Süre-Malın Garanti Süresi )
• GARANTİLİ MALIN AYIPLI ÇIKMASINA DAYANAN TALEPLERİN TABİ OLDUĞU SÜRE ( Eser Sözleşmesi-Pimapen Doğrama Takma İşi )
• AYIPLI MAL ( Eser Sözleşmesi-Malın Garanti Süresi-Zamanaşımı )
• GARANTİ SÜRESİ ( Pimapen Doğrama-Eser Sözleşmesi-Zamanaşımı )
• ZAMANAŞIMI ( Eser Sözleşmesi-Pimapen Doğramaların Ayıplı Çıkmasından Kaynaklanan Dava-Malın Garanti Süresi )
818/m.126
ÖZET : İmal edilen maldaki ayıp gizli ayıp ise zamanaşımı süresi malın garanti süresine göre değil, eser sözleşmelerine uygulanan S yıllık zamanaşımı süresine göre hesaplanmalıdır.
DAVA : Dava, ayıplı olduğu iddia edilen pimapen doğramaların değiştirilmesi, eksikliklerin giderilmesi, aksi halde bedelinin tahsili istemiyle açılmış, mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
KARAR : Dava konusu pimapen doğramaların 25.3.1997 tarihinde davacıya teslim edildiği ve montajının yapıldığı sevk irsaliyesinden anlaşılmaktadır. Mahkemece bir yıllık garanti süresinin dolmuş olması nedeniyle dava reddedilmiştir. Taraflar arasındaki ilişki eser sözleşmesi niteliğindedir. Uyuşmazlığın bu çerçevede çözümlenmesi gerekir. BK.nun 126/IV. maddesine göre eser sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda zamanaşımı süresi 5 yıldır. Ayrıca davacının iddia ettiği ayıpların gizli ayıp olduğu, zamanla ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Davacı davalı tarafla görüşmelerinden sonuç alamayınca Tüketici Sorunları İl Hakem Heyetine de başvuruda bulunmuştur. Bu durum gizli ayıbın ortaya çıkınca ihbar edildiğini göstermektedir. Mahkemece davanın bir yıllık garanti süresinin dolmasından sonra açılması nedeniyle reddi doğru olmamıştır. İşin esasının incelenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Yanlış değerlendirme sonucu verilen kararın bozulması gerekli görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 16.12.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Re: Eser Sözleşmesine Giren PVC Doğrama Davası Sulh Hukuk Mahkemesi'ne mi Açılır?
İzmir Karşıyaka Tüketici sorunları Hakem heyeti garanti süresi içinde meydana gelen ve firma tarafından, ilgilenilmediği gibi, giderilmeyen şikayetim için 18.03.2005 tarihinde görevsizlik kararı verdi.
Görevsizlik kararına itiraz ettiğim İzmir 1. Tüketici Mahkemesi 21.07.2005 tarihli ve 2005/1201 nolu karar ile (2005/166 esas) itirazımı red etti. (Görevsizlik kararı yerindedir dedi)
Hakem Heyeti kararına yapılan itiraz için verilen red kararları kesin olduğu için başkaca hukuki bir işlem yapmak mümkün olamadı.
Arzu ederseniz mail yolu ile ilgili kararları tarafınıza iletebilirim.
Bu konuda Hem Tüketici İlçe Hakem Heyeti, Hem il hakem heyeti başkanları ile ayrıca sanayi bakanlığı ile defalarca görüştüm. Tükoder le yaptığım yazışma örnekleride hala saklanmaktadır. Tükoder de malesef bu konuda bana mahkemenin haklı olduğunu uygulama ve Sanayi Bakanlığı talimatlarının bu yönde olduğunu yazılı olarak teyit etmektedir.
Sanayi Bakanlığı kayıtlı ve belgeli Garanti şikayetim için bu güne kadar hiçbir bilgi dahi vermedi.
Saygılarımla.
Re: Eser Sözleşmesine Giren PVC Doğrama Davası Sulh Hukuk Mahkemesi'ne mi Açılır?
T.C.
İZMİR
1. TÜKETİcİ MAHKEMESİ SAYI
ESAS NO KARAR NO
: G305/166 : 2005/1201
HAKİM KATİp
: AHMET YILDIRIM : ERTAÇ KARAHAN
27972 2241
DAVA DAVATARİHİ KARAR TARİHİ
: xxxxxxx xxxxxxxxxxxx
1802/1 SK.NO:32 0.9 -İZMİR :
1-YILDIZPEN PLAS.SAN.Tİc.LTD.ŞTİ.
: AV.GÜLAY METE
10039 SK.NO: 18 ÇİGLİ-İZMİR 2-BAYPEN İNŞ.MALZ.Tİc.LTD.ŞTİ.
5822 SK.NO:23/ A KARABAGLAR-İZMİR : HAKEM HEYETİ KARARıNA İTİRAZ
: 18.03.2005
: 21.07.2005
Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın yapılıp bitirilen açık duruşması sonunda:
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı ı 8.03.200S tarihli dilekçesinde. Karşıyaka Tükctici Sorunları ı lakcm Heyeti kararı ik Yıldızpen markalı pencere sistemi olarak tarif edilen sanayi malı ilc ilgili ~ikayetinin yetkisizlik kararı verildiği. Hakem Heyeti kararının 4077 sayılı kanuna aykırı olduğu söz konusu şikayetinin tüketici sorunları hakem heyetinin yetki \c görc\i akmına girdiğini belirterek. Karşıyaka Tüketici Sorunları Hakem Heyeti"nin aımı~ olduğu yetkisizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı Yıldızpen vekili ile diğer davalı şirketin mahkemeye sundukları cevap dilekçelerinde davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DAVALI VEKİLİ
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, Karşıyaka Hakem Heyeti kararının iptaline ilişkindir.
Dosyanın incelemesinde taraflar arasında yapılan sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu ve Karşıyaka Hakem Heyeti tarafından verilen yetkisizlik kararına yapılan itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, davacının Hakem heyeti kararına yapmış olduğu itirazının reddine karar vermekgerekmiştir.
H ÜKÜ M :Yukarıda açıklanan gerekçeye göre
Davanın niteliği gereği eser sözleşmesi kapsamında olduğundan davacının hakem heyeti kararına yapmış olduğu itirazın REDDİNE,
Davacı tarafından yapılan mahkeme masraflarının üzerinde
Davalı Yıldızpen vekili için takdir olunan 150.-YTL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
İlişkin davacı ile davalıların yüzüne karşı davan.ın,njteliğine göre kesin olarak verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21.07 .2005;,<' .. ~"".:
Re: Eser Sözleşmesine Giren PVC Doğrama Davası Sulh Hukuk Mahkemesi'ne mi Açılır?
Ben yazdığınız kararı okudum.
Size bilgi vermesi açısından kendi yazdığım kararı tarayıp siteye koydum.
Orjinali gerekir ise özel mail ile gönderebilirim.
Sanıyorum yarım yamalak bilgi ile öylesine yazdığım kanısına vardınız.
Örnek kararı, Asıl okuması gerekenler okumuyor kanısındayım
Bu kadar farklı kararlar çıkmasının başka izahı olamaz.
Ben konuyu haksız bulduğum için çok uğraştım. Çok araştırdım, inceledim.Bu nedenle Tükoder, İlçe Hakem heyeti başkanı,
İl Hakem Heyeti Başkanı beni ve konuyu bilir. İlçe Hakem Heyetinde yer alan Av. Selim Bey dahi boşuna uğraştığımı söylüyordu.
Ben bu işle para için uğraşmadım. Onarımı 175 YTL civarında bir tutara zaten yaptırmıştım.
Elimde bulunan 5 yıl garantili yazan Yıldızpen belgesinin ne işe yaradığını çözemediğim için ve Sanayi Bakanlığı'nın zorunlu servis yönetmeliğinin sadece bir yazı olmadığına inanarak çok uğraştım.
Bende bu firma ile aynı bölgede faaliyet gösteren bi sanayiciyim ama ben imzama sahip çıkarım. Ben bu firmayı elinde bulunan İSO belgesi için dahi şikayet ettim.
Malesef sorunu çözmeye gücüm yetmedi.
Saygılarımla.
Konu mkocagul tarafından (16-10-2007 Saat 22:38:01 ) de değiştirilmiştir.
Sebep: ekleme
Re: Eser Sözleşmesine Giren PVC Doğrama Davası Sulh Hukuk Mahkemesi'ne mi Açılır?
mkocagul rumuzlu üyeden alıntı
Ben yazdığınız kararı okudum.
Ancak asıl okuması gerekenler malesef okumuyor sanıyorum.
Bu kadar farklı kararlar çıkmasının başka izahı olamaz sanıyorum.
Saygılarımla.
Sayın mkocagul;
Ben yolladığınız kararı okudum ve mahkemenin yanlış karar verdiği kanaatindeyim.Size katılıyorum.Ancak yargıtay bazı karrlarında bizim düşüncemizin aksine, tüketici sözleşmelerini farklı bir hukuki nitelendirmeye tabi tutmaktadır. Bu benim hukuk mantığıma uymamaktadır.Çünkü bu olaylarda dikkat edileceği üzere 4077 sayılı yasanın ( Tüketicinin Korunması HAkkında Kanun) 4. maddesi kapsamında ayıplı mal veya hizmet söz konusu olmaktadır.Bu halde eser sözleşmesi de tüketici sözleşmesi olarak yorumlanıp tüketicinin haklarının korunması amacıyla bu kanun geniş yorumlanmalıdır diye düşünüyorum.Aşağıda eklediğim karara katılmıyorum.KARŞI OY'U mutlaka okuyunuz. Ben karşı oya katılıyorum. Çünkü olayda davacı tarafı eser sözleşmesine göre iş sahibi olarak yorumlamak hatalıdır. Davacı tüketicidir ve 4077 sayılı yasa uygulanmalıdır.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2003/15-127
K. 2003/102
T. 26.2.2003
• GÖREV ( 4077 Sayılı Yasanın Uygulama Alanına Girmeyen Hususlarda Ortaya Çıkan Uyuşmazlıkların Genel Mahkemelerde Görülmesinin Gerekmesi )
ESER SÖZLEŞMESİ
4077/m.3,4,23
818/m.355
ÖZET : Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; taraflar arasındaki sözleşmenin hukuksal niteliğinin ( eser mi, montajı da içeren satım mı ) ne olduğu, tüketici sözleşmesi kapsamına girip girmediği, yapılacak nitelemeye göre de eldeki davaya genel hükümlere göre genel mahkemelerde mi yoksa 4077 sayılı Yasa hükümlerine göre Tüketici Mahkemesinde mi bakılması gerektiği noktasındadır.4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/f bendinde, tüketici, "Bir mal veya hizmeti özel amaçlarla satın alarak nihai olarak kullanan veya tüketen gerçek ve tüzel kişiler" şeklinde tarif edilmiştir.Bunun yanında; Borçlar Kanununun 355. maddesinin incelenmesinde istisna bir akittir ki onunla bir taraf ( müteahhit ) diğer tarafın ( iş sahibi ) vermeyi taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder hükmünü getirmektedir. Bu maddeden sonra gelen maddede ise müteahhidin mesuliyeti ile malzeme ve ihtimamlı iş yapmayı ve yapılacak işin zamanlaması, kusur gibi bölümler mevcuttur.
Eser sözleşmesinin bu tanımı ile somut olay karşılaştırıldığında davalı firmanın güneş enerjisi kurma işini üstlenmesi, bir tarafın vermeyi taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini üstlenmesi olup, eser sözleşmesinin unsurlarını taşımaktadır. Satım sözleşmesinden ayıran en önemli yan satımdaki montaj işleminin imalatı içermemesine karşın, güneş enerjisi sisteminin kurulmasının aynı zamanda imali de bünyesinde barındırıyor olmasıdır. Ayrıca satım da sözleşme anında satılan alınan şey mevcut ve kullanılabilir iken, eser sözleşmesinde sözleşme anında eser ortada olmayıp, sözleşmeden sonra imali söz konusudur. Güneş enerjisi sistemi sadece montajı yapılarak işleyecek halde satışa sunulmuş değildir. İşler hale gelebilmesi ve amacını gerçekleştirmesi imalatı gerektirmekte, sistemi oluşturan parçaların ve ayrı ayrı işleve sahip bölümlerin bir araya getirilmesi ve imali ile oluşmaktadır. Açıklanan bu nitelikleri ile taraflar arasında eser sözleşmesi olduğunda kuşku bulunmamaktadır. Mahkemenin aksine kabul tarzı yerinde değildir.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan eldeki davada 4077 sayılı Yasanın uygulanması söz konusu olmadığından, olayın çözümünün genel hükümler çerçevesinde yapılması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki "Ürünün iadesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 1. Tüketici Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 22.01.2002 gün ve 2001/1615-2002/52 sayılı kararın incelenmesi Davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 18.06.2002 gün ve 2002/1635-3300 sayılı ilamı ile ; ( ....Davada, yapımını davalının üstlendiği güneş enerjisi ile çalışan su ısıtma sisteminin fenne aykırı imali sebebiyle reddi gereken bu esere karşılık ödenen 1400 Doların istirdatı istenmiş, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılan dava sonucu istem kabul edilmiştir.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 3/f maddesinde, tüketici "bir mal veya hizmeti özel amaçlarla satın alarak nihai olarak kullanan veya tüketen gerçek veya tüzel kişi" olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Başka bir deyişle, yasada dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri olağan tüketim işleri kapsama alınmıştır. Aksinin düşünülmesi halinde üst düzey teknolojiyle gerçekleştirilen eser sözleşmesi ilişkilerinin dahi yasa kapsamında kaldığını ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıkların da -yasanın amacına rağmen- Tüketici Mahkemelerinde bakılması gerekeceğinin kabulü icap eder. Bundan dolayı somut olayda olduğu gibi istisna ( eser ) sözleşmesinden doğan ilişkilerde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı değildir.
Bu nedenlerle davaya genel hükümlere göre ve genel mahkemelerde bakılması yerine özel hükümler uyarınca Tüketici Mahkemesi'nde bakılması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir." ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, istenen vasıfta teslim edilmeyen ürünün iadesi ve bedelinin istirdadı istemine ilişkindir.
Davacı 11.05.2001 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı ile Mayıs-2000 tarihinde aralarında yaptıkları sözlü anlaşma ile dairesine U... Solar Boiler marka güneş enerji sisteminin satımı, montajı ve çalışır durumda teslimi için anlaştıklarını, sözleşme bedeli olan 1400 USD ödediğini, cihazın monte edildiğini, ancak sistemin tam kurulmayıp çalışır vaziyette de teslim edilmediğini, tüm müracaatlarının sonuçsuz kaldığını, Tüketici Derneği, Sanayi Ticaret İl Müdürlüğü hakem heyetine başvurduğunu, hakem heyetince lehine karar verilmesine rağmen davalının işi tamamlamadığını ödediği 1400 USD ve yaptığı 100 USD masrafın davalıdan alınmasını, tesisin sökülerek eski hale getirilmesini veya bedelinin ödenmesini, sökülme sırasında apartmana verilecek zarar ziyanın tazmin edilmesini istemiştir. Davacı ilk celse beyanında elinde başka delil olmadığını, proje çizilmediğini, ancak broşür ve hakem heyeti kararını ibraz ettiğini bildirmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun davetiye tebliğine karşın duruşmaya temsilen gelen olmamış, delil de bildirilmemiştir. Mahkemece ödeme yönünden çıkarılan isticvap davetiyesi üzerine Davalı şirket vekili 30.10.2001 tarihli dilekçesinde; "Dava dilekçelerinde ödendiği iddia edilen 1400- ABD Doları müvekkil şirkete ödenmemiştir. Müvekkilce söz konusu malın bedeli sistem test edilip çalıştırıldıktan sonra alınacaktır. Aradaki anlaşma gereği adrese gidilerek cihazın montesi yapılmış, ancak o tarihte elektrik ve su olmaması nedeniyle test işlemleri yapılamamış ve sistem işler hale getirilememiştir. Davacı elektrik ve su geldiği zaman müvekkilimi arayacak ve müvekkil şirket test için davacının adresine tekrar gideceği ve sistemin test yapıldıktan sonra çalıştırılacağı konusunda anlaşmışlardır. Müvekkil şirket, duruşma gününün ve bilirkişi raporunun tebliğ olunduğu isticvap davetiyesini tebellüğ ettikten sonra davadan haberdar olmuşlardır. Daha önce davadan haberleri olmamıştır. Müvekkil şirket karşı tarafın "elektrik ve su geldi. Denemenizi yapabilirsiniz, sistemi çalıştırın " demesini beklerken davacı dava yoluna gitmiştir. Müvekkil şirket davacıdan bu konuda bir bilgi geldikten sonra karşı taraftan parasını alacak ve işini bitirecektir. Geri alınması istenen malzemeleri zaten bedeli ödenmediği için müvekkil şirket almaya hazırdır. Yokluğumuzda yapılan ve tarafımızca kabul edilmesi mümkün olmayan bilirkişi raporundaki hususların tamamına itiraz ediyoruz. Davacının cihazın apartmandan monte edildiği yerden alınması dışındaki tüm taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi" şeklinde beyanda bulunmuştur. Şirket Müdürü İsmail K. 22.01.2002 tarihli celsedeki imzalı beyanında ; yemin etmesine gerek kalmadığını davacıdan 1400 dolar aldığını kabul etmiştir.
Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunda uyuşmazlık yoktur. Sözleşme sözlü olup, yapılacak işin niteliği ibraz edilen broşür kapsamı ve taraflarca açıklanan yönleri ile bellidir. Dosya kapsamından ; Davacıya ait Ankara- Çankaya, K... Mahallesi, 9. Cadde, No : 66/1 adresindeki taşınmaza mevcut kombi tesisatına bağlanmak üzere, davalı şirket tarafından binanın çatısına üç adet kolektörün montesi ile çatı arasına Boıler kazanı, ayarlı kolektör şasesi, pompa ve otomatik kontrol paneli, genleşme tankı ve folyolu tesisat borularının montajının yapıldığı, dairedeki mevcut kombiye bağlantının ise yapılmadığı, boılere elektrikli ısıtıcının monte edilmediği ve sistemin hiç çalıştırılmadığı anlaşılmaktadır. U... Güneş Enerji Sistemleri tanıtıcı broşürün "yapılacak işler" başlığı altında " ( her bir konut için ayrı ayrı ) sistemin çalıştırılıp teslim edilmesi ve sistem ( 1 ) yıl süresince Firma garantisi altındadır" denilmektedir. Davalı şirket temsilcisinin açık kabulü ile yapılacak işe karşılık 1400 Doların davacı yanca davalı şirkete ödendiği hususu uyuşmazlık konusu olmaktan çıkmıştır.
Tüketici Mahkemesince ; dava, 4077 sayılı Kanunun 4. maddesi kapsamında ayıplı ve eksik hizmet nedeniyle akdin feshi, ödemenin iadesi olarak nitelendirilmiş, işin esasına girilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karar davalı vekilince temyiz edilmiş, Özel Dairece taraflar arasında eser sözleşmesinin varlığına işaretle, davaya Tüketici Mahkemesinde bakılamayacağı, uyuşmazlığın genel hükümlere göre genel mahkemelerde çözümü gerektiği belirtilerek hükmün görev noktasından bozulmasına karar verilmiştir. Mahkeme ise, taraflar arasında eser sözleşmesi bulunmadığı, 4077 sayılı yasanın 4. maddesi kapsamında ayıplı mal ve hizmet alımının söz konusu olduğu, daha büyük işlerde eser sözleşmesinin söz konusu olacağı gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; taraflar arasındaki sözleşmenin hukuksal niteliğinin ( eser mi, montajı da içeren satım mı ) ne olduğu, tüketici sözleşmesi kapsamına girip girmediği, yapılacak nitelemeye göre de eldeki davaya genel hükümlere göre genel mahkemelerde mi yoksa 4077 sayılı Yasa hükümlerine göre Tüketici Mahkemesinde mi bakılması gerektiği noktasındadır.
Öncelikle "Tüketici sözleşmesi" ve "Tüketici" kavramları üzerinde durmakta yarar vardır.
"Tüketici Sözleşmesi" modern çağın ihtiyaçlarından doğan kendine özgü bir sözleşme türü olup, Almanya, İsviçre, Fransa ve Belçika gibi ülkelerde genel kanunlarda yapılan değişikliklerle düzenlendiği halde, Ülkemizde Anayasa'nın emri gereği ( Anayasa md. 172 ) 8.3.1995 tarihinde çıkarılan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki özel Kanunla düzenlenmiştir. Tüketici sözleşmeleri, Roma Sözleşmesinin 5/1 maddesinde "Tüketicinin mesleki veya ticari bir faaliyetine dahil sayılmayacak bir amaçla bir menkul malın teslim edilmesine veya bir işin görülmesine ilişkin olan veya böyle bir muameleyi finanse etmeyi hedefleyen sözleşmeler" olarak tanımlanmış; İsviçre Devletler Özel Hukuku Kanununun 120. maddesinde de, "Tüketicinin kendisinin yada ailesinin kullanımına ilişkin olmakla birlikte, onun mesleki yada ticari faaliyetleri ile ilişkili olmayan, olağan tüketime yönelik edimler hakkındaki sözleşmeler tüketici sözleşmeleridir" şeklinde daha açık ve net bir tanım yapılmıştır. Tüketici ise, 1993-1995 yıllarını kapsayan A. T. Komisyonunun İkinci Eylem Planında, "Mal yada hizmet edimlerini mesleki amaçlar dışında kullanım amacıyla devir alan, alım gücü az yada çok gerçek veya tüzel kişiler" olarak tarif edilmiştir.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/f bendinde, bu tanımlara uygun olarak, tüketici, "Bir mal veya hizmeti özel amaçlarla satın alarak nihai olarak kullanan veya tüketen gerçek ve tüzel kişiler" şeklinde tarif edilmiştir. ( Bak. Mukayeseli Hukuk Işığında Tüketiciyi Koruyan Geri Alma Hakkı Yrd. Doç. Dr. Çağlar Özel, 1998 sh. 30 vd. )
Burada hemen belirtilmelidir ki, taraflar arasındaki sözleşmenin hukuksal niteliğinin belirlenmesi; bu sözleşmenin tüketici sözleşmesi olup olmadığı ve davacının tüketici sıfatını taşıyıp taşımadığı konusundaki değerlendirmenin daha sağlıklı yapılmasında yararlı olacaktır.
Yukarıda da açıklandığı üzere davalı şirketçe güneş enerjisi sisteminin çalışmasını sağlayacak tesisatlarla birlikte davacıya ait çatıya kurulması üstlenilmiştir.
Borçlar Kanununun 355. maddesinin incelenmesinde istisna bir akittir ki onunla bir taraf ( müteahhit ) diğer tarafın ( iş sahibi ) vermeyi taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder hükmünü getirmektedir. Bu maddeden sonra gelen maddede ise müteahhidin mesuliyeti ile malzeme ve ihtimamlı iş yapmayı ve yapılacak işin zamanlaması, kusur gibi bölümler mevcuttur.
Eser sözleşmesinin bu tanımı ile somut olay karşılaştırıldığında davalı firmanın güneş enerjisi kurma işini üstlenmesi, bir tarafın vermeyi taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini üstlenmesi olup, eser sözleşmesinin unsurlarını taşımaktadır. Satım sözleşmesinden ayıran en önemli yan satımdaki montaj işleminin imalatı içermemesine karşın, güneş enerjisi sisteminin kurulmasının aynı zamanda imali de bünyesinde barındırıyor olmasıdır. Ayrıca satım da sözleşme anında satılan alınan şey mevcut ve kullanılabilir iken, eser sözleşmesinde sözleşme anında eser ortada olmayıp, sözleşmeden sonra imali söz konusudur. Güneş enerjisi sistemi sadece montajı yapılarak işleyecek halde satışa sunulmuş değildir. İşler hale gelebilmesi ve amacını gerçekleştirmesi imalatı gerektirmekte, sistemi oluşturan parçaların ve ayrı ayrı işleve sahip bölümlerin bir araya getirilmesi ve imali ile oluşmaktadır. Açıklanan bu nitelikleri ile taraflar arasında eser sözleşmesi olduğunda kuşku bulunmamaktadır. Mahkemenin aksine kabul tarzı yerinde değildir.
Sözleşmenin hukuksal niteliğine ilişkin bu saptamadan sonra, şimdi sıra, davanın hangi mahkemede görülmesi gerektiğinin belirlenmesine gelmiştir:
4077 sayılı yasanın 4. maddesi kapsamında da sıklıkla satın alma tabiri kullanılmaktadır. Bu maddede mal ve hizmetler açısından bir ayrım yapılmaksızın "satış" ,"satıcı", "satın alınan" ifadeleri ile nihai tüketici olarak satın alanın ayıplı mal ve hizmet alımına ilişkin düzenlemeler getirilmiştir.
4077 Sayılı Yasa'nın 23. maddesi, "Bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır" hükmünü taşımaktadır.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, somut olayda taraflar arasında eser sözleşmesi bulunmasına göre bu kanunun uygulanmasıyla ilgili bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Yasa'nın 23. maddesi hükmü, Yasa'nın uygulanmasıyla ilgili olarak çıkabilecek tüm uyuşmazlıklara ilişkin davalara tüketici mahkemelerinde bakılmasını öngörmüştür. Başka bir ifadeyle, 4077 sayılı Yasa, bir uyuşmazlığa tüketici mahkemesince bakılmasının tek koşulu olarak, uyuşmazlığın kendisinin uygulanmasıyla ilgili olarak çıkmış olmasını aramıştır.
Oysa eser sözleşmesinden kaynaklanan eldeki davada 4077 sayılı Yasanın uygulanması söz konusu olmadığından, olayın çözümünün genel hükümler çerçevesinde yapılması gerekir.
Yerel Mahkemece, aynı yöne işaret eden özel daire bozma kararına uyulması gerekirken, uyuşmazlığın hukuksal nitelendirilmesinde ve Yasanın yorumunda yanılgıya düşülerek direnme kararı verilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA
KARŞI OY YAZISI
Taraflar arasında Ufuk Solar Boiler marka güneş enerji sisteminin satımı, montajı ve çalışır vaziyette teslimi konusunda anlaşma olmasına rağmen bedelini alan davalı şirketin işi tamamlamadığı tartışmasızdır. İşte bu nedenle davacının, tesisin sökülerek eski hale getirilmesi veya bedelinin ödenmesi ve ayrıca sökülme sırasında apartmana verilecek zararında tazmini isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.
8.3.1995 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak 8.9.1995 tarihinde yürürlüğe giren 4077 sayılı tüketicinin korunması Hakkında Kanunun "amaç" başlıklı 1. maddesinde kanunun amacı açıklandıktan hemen sonra "kapsam" başlıklı 2. maddesinde "bu kanun 1. maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü hukuki işlemleri kapsar" hükmüne yer verilmiş, 3. maddesiyle de tüketici, mal ve hizmetinin tanıtımı yapılmıştır. Kanunun 3. maddesindeki tanımıyla mal "ticaret konusu taşınır eşyayı" hizmet "ise bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan bedeni ve/veya fikri faaliyetleri" içerdiği kuşkusuzdur. Kanunun 4. maddesi "ayıplı mal ve hizmetler" başlığını taşımakta mal "... kullanım amacı bakımından değerini veya tükenicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir..." hükmünü taşırken kanunun 23. maddesinde Tüketici mahkemeleri ile ilgili olarak şu hüküm yer almış bulunmaktadır.
"Bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır.
Tüketici mahkemeleri nezdinde tüketiciler tüketici örgütleri ve Bakanlıkça açılacak davalar her türlü resim ve harçtan muaftır.
Hemen belirtelim ki, Tüketici mahkemeleri nezdinde dava açabilmenin koşulları şunlardır.
1-Uyuşmazlık, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması hakkında Kanunun uygulanması ile ilgili olmalı ve
2-Davanın tüketiciler, tüketici örgütleri veya bakanlıkça açılması gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu somut olaya baktığımızda davayı açanın tüketici olduğunda duraksamaya yer yoktur. Zira olayımızda davayı açan anılan kanunun 3. maddesinde tanımını bulan "bir mal veya hizmeti özel amaçlarla satın alarak nihai olarak kullanan veya tüketen gerçek veya tüzel kişi" den olan gerçek kişidir.
Taraflar arasındaki ilişkide satın alma ile monte işlemleri, diğer ifade ile satın alma akdi ile eser sözleşmesi birbiri içine girmiştir. Bunun için taraflar arasındaki işi "hizmet" olarak kabul etmek gerekir. Öğretide "buna göre yalnızca bedeni emeğe dayalı bir hizmet ( binanın boyanması duvarın örülmesi, otomobilin motorunun onarılması vb. ) yada yalnızca fikri emeğe dayalı bir hizmet ( bir plan ya da projenin yapılması, bir başvuru dilekçesinin hazırlanması, sipariş üzerine bir telif eserinin hazırlanması vb ) başlı başına hizmet sayılacağı gibi;bunların karması olan yani hem bedeni hem de fikri nitelikli faaliyetleri de ( inşaat plan ve projenin yapılması ve binanın buna uygun olarak yapılması belirli mesajı yada konuyu yansıtacak bir kompozisyon yaratarak bunu bir binanın duvarına boya veya mozaik ile işleme; en çetin hava koşullarına dayanıklı bir yalıtım sisteminin getirilip projelendirilmesi ve bunun bir binanın çatışına uygulanması ) hizmet sayılır." ( Prof. Dr. Aydın Zevkliler, Açıklamalı Tüketicinin Korunması hakkında kanun 2001-2 baskı ) denilmek suretiyle olayımızdaki işinde bir hizmet olduğunun kabulü gerekir.
Öte yandan uygulanacak maddelerde az yukarda sayılmış olduğundan Kanunun 23. maddesinde aranan koşulların oluştuğu gözetilerek davanın Tüketici mahkemesinde yürütülüp bitirilmesi gerektiğinden direnme kararı yerinde olup, Yüce Genel kurulca direnme kararının onanması gerekirken Yüksek Yargıtay Özel dairenin bozma kararı doğrultusunda direnme kararının bozulması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
Re: Eser Sözleşmesine Giren PVC Doğrama Davası Sulh Hukuk Mahkemesi'ne mi Açılır?
Mahkemelerin ve Hakem heyetlerinin dayandığı içtihatı arıyordum ve onuda buldum. Sizin yazdığınız içtihat 2002 yılına ait. Bu tarihten sonra Tüketici yasasının bazı maddeleri değiştiği gibi, Hukuk Genel Kurulu kararıda vardır.
Saygılarımla.
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Dava, eser sözleşmesinden dolayı oluşan alacağın tahsiline ilişkindir.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 3/e maddesinde tüketici, "...bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi..." olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Bir başka deyişle yasa kapsamına, dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri olağan tüketim işleri alınmıştır. Aksi bir yorumun kabulü, üst düzey teknoloji ile gerçekleştirilen eser sözleşmesi ilişkilerinin dahi 4077 sayılı yasa kapsamında kalmasını ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıklara da Tüketici Mahkemelerinde bakılmasını gerektirir ki, bunun yasanın amacına aykırı olduğu açıktır. Buna göre istisna sözleşmesinden doğan ilişkileri de 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı değildir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26.2.2003 gün ve 2003/15-127 E., 2003/102 K. sayılı kararında bu husus belirtilmiştir. Somut olayda taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından, davada Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olması nedeniyle yerel mahkemece görevsizlik kararı yerine esas hakkında karar verilmesi yerinde görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç? Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 21.7.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi
Ben ekte göndermiş olduğum mahkeme kararları hakkında bilgi almak istiyorum.Temyize gitsek şansımız olur mu acaba?kontratımızda imza eksik fakat biz...
İcra hukuk mahkemesi ve Suh hukuk mahkemesinin aynı konu üzerinde iki farklı kararı;
Arkadaşlar, olayı, kronolojisine göre anlatmak isterim, mahkeme...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
 İÒÎÉ ÑÒÀÒÜÅ ÑÎÁĞÀÍÛ ÑÀÌÛÅ ÀÊÒÓÀËÜÍÛÅ ÑÑÛËÊÈ È ÏÅĞÅÕÎÄÍÈÊÈ ÍÀ ÏËÎÙÀÄÊÓ ÊĞÀÊÅÍ ×ÅĞÅÇ ÒÎĞ íà 2025 ãîä. 1) Îôèöèàëüíàÿ ññûëêà (âçÿòà èç èíñòğóêöèè...
Mal Paylaşımı dava sonucu alacak...