I. Devletin şekli MADDE 1. – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. II. Cumhuriyetin nitelikleri MADDE 2. – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti MADDE 3. – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır. IV. Değiştirilemeyecek hükümler MADDE 4. – Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Benim aklım çok karıştı arkadaşlar. Nedeni şu. Ben hukukçu değilim ancak bu dört maddeyi vatandaş olarak neredeyse ezbere biliyorum. Prof Zafer Üskül ise hukukçuymuş. 4. maddeye göre böyle bir değişikliği tartışmak olası mı? Bu suç değil mi? Herhalde olmamalı. Öyle olsa Türkiya Cumhuriyetinin Savcıları gereğini yapardı. Çünkü Prof Üskül anayasanın başlangıç kısmında ve maddelerinde Kemalizm ideolojisinin yansımaları olan "Atatürk milliyetçiliği" ve "Atatürk ilke ve inkılapları" gibi kavramların yer almasının gereksiz olduğunu savunmuş.
'Anayasada Atatürk ilke ve inkılaplarına gerek yok' 27 Temmuz 2007
AKP'nin hukukçusu Prof. Zafer Üskül, "Bu ifadelerin sivil anayasada yer almaması onların önemini azaltmaz" dedi.
Sabah Gazetesi'ne konuşan AKP'nin hukukçusu Prof. Dr. Zafer Ülkül, kafasındaki "sivil ve renksiz anayasa"yı tanımlarken, anayasanın başlangıç kısmında ve maddelerinde Kemalizm ideolojisinin yansımaları olan "Atatürk milliyetçiliği" ve "Atatürk ilke ve inkılapları" gibi kavramların yer almasının gereksiz olduğunu savundu. Üskül'ün, sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
* Sivil ve renksiz bir anayasayı savunuyorsunuz, ne demek bu? Demokrasi dışı yöntemlerle yapılan anayasalar çok eleştiri konusu oluyor ve benimsenmiyor. Renksiz bir anayasa lazım. Herhangi bir ideolojiyi öngörmeyen, dayatmayan bir anayasa lazım.
* 1982 Anayasası Kemalizm ideolojisini mi yansıtıyor? Anayasanın başlangıç bölümünde ve birçok maddesinde bu var. Yeminde de var mesela. Atatürk milliyetçiliği var, Atatürk ilke ve inkılapları var. Bütün bu kavramlar, Anayasa Mahkemesi'nin yasaları denetlemesi sırasında temel alınıyor. Dolayısıyla ideolojiler, siyasi partilerin işidir. Her siyasi parti kendine özgü bir ideolojiyi savunabilir, savunmalıdır. Farklılıklar öyle ortaya çıkacaktır. Kemalist bir parti de kurulabilir, kurulmalıdır da. Bunu destekleyecek insanlar çıkar. Ama anayasalar bütün bu ideolojilere eşit mesafede durmalıdır. Renksiz olmalıdır. Biz bunu renksiz bir anayasa olarak tanımlıyoruz. Avrupa anayasa anlayışı da böyledir.
* Atatürk milliyetçiliği ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık yer alıyor. Bu ifadelerin çıkarılması mı gerekecek? Yer almaması doğru olur diye düşünüyorum. Bu bir eksiklik değildir. Mustafa Kemal Atatürk'ün bütün ulusun önderi olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Bu ortak değerdir. Bu herkesin sahip olması gereken ortak değerdir. Mustafa Kemal Atatürk başka bir şeydir, Kemalizm veya Atatürkçülük başka bir şeydir. Anayasa bu anlamda Kemalizm ideolojisinin izini taşıyor.
* Anayasa militarist bir mantıkla yapıldığında da daha demokratik olabilir. Örneğin 1961 Anayasası'nın birçok sivil anayasadan daha demokratik olduğu söylenir. 1961 Anayasası tabii ki bir önceki anayasaya göre demokratik hak ve özgürlükler bakımından önemli gelişmeler sağlamıştır. Ama MGK'yı anayasal olarak kuran da 1961 Anayasası'dır. Askeri Yargıtayı bir kurum olarak kuran da. Düşünce özgürlüğünün önünde sınırlar koyan da.
* Hangi kurumların öncelikle değişmesi gerekiyor? Örneğin yargı. Bütün idari işlemlerin yargı denetimine tabi tutulması gerekmektedir. Örneğin Yüksek Askeri Şura, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararları. Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçimi, Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru hakkını kabul etmesini sağlayacak bir düzenleme. İki daireden oluşan anayasa.
* MGK da şu andaki anayasanın bir kuruluşu? Milli Güvenlik Kurulu'nun anayasada olması şart değildir. Bu, 1940'lı yıllarda olduğu gibi yasayla düzenlenebilir.
Klasik bir tartışma olan, 4. maddeyi koruyan bir maddenin anayasada yer almayışı sebebiyle bu maddenin ve dolayısıyla diğer üç maddenin değiştirilip değiştirilemeyeceği hususu Anayasa hukukçuları arasında ezelden beri zaman zaman konuşulmaktadır.
Tabiki anayasalar dini , ruhani nitelikte değiştirilmesi imkansız metinler değildir ve başlangıç metni değiştirilebilir ki nitekim dönem dönem anayasayı kuranlar tarafından o dönemin ruhuna göre başlangıç metni değişikliğe uğramıştır. Örneğin 12 eylül harekatının meşruluğu 1982 Anayasasında ilk başta mevcutken 1995 Anayasa değişikliği ile kaldırılmıştır. Dolaysıyla başlangıç metni değiştirilebilir ama Devletin, 'başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayandığı ' değiştirlemez.
4. maddenin kendisini koruyamadığından bahisle değiştirilmesi ya da temel ilkelerin gereksiz ya da fazla gelmesi gerekçeleriyle ilk üç ve hatta ilk dört maddede yapılacak değişiklikler rejim sorunu gibi algılanır TSK 'nin devreye girmesi söz konusu olabilir;sivil toplum kuruluşları , barolar, farklı düşünen siyasi partiler, öğrenci grupları vs tepki gösterebilir. Tabiki bu tepkiler demokratik yollarla da olmayabilir çünkü bu maddelerdeki değişiklik KAOS 'TUR.
Bu konularda görüş bildirilmesi, açıklama yapılması suç oluşturmaz. Zaten zaman zaman bu konularda hukukçuların ve siyasetçilerin görüşlerine rastlıyoruz.
Bazı kendini kurnaz zannedenlerin bu konudaki yorumunu da hatırlatmakta yarar var. Bunlar diyor ki; "değiştirilmesi teklif edilemeyecek maddeler ilk 3 maddedir. Dördüncü maddenin değiştirilemeyeceği konusunda bir hüküm olmadığına göre, dördüncü madde değiştirlir, dördüncü maddenin değiştirilmesi ile de bu yasağın temeli kalmaz."
Not: Bu cevabı, meslektaşın Sayın Av. Nihan Yuva'nın cevabını görmeden yazdım, çünkü aynı anda cevap yazmışız.
Burada önemli olan klasikleşmiş asli kurucu iktidar - tali kurucu iktidar ayrımıdır bence. 4. maddeyi koruyan bir hüküm yok Anayasa'mızda. Olsaydı daha iyi olurdu elbette. Ama 4. maddeyi koruma altına alan bir hüküm olsaydı bile belli şartlar altında ve asli kurucu iktidar tarafından değiştirilebilirdi (teorik olarak tabiki).
Hukukta ve hatta sosyal yaşamda bazı kurallar konuşulmaz. Bunlar hüküm altına da alınmaz. Asgari zekaya sahip herkesin bunları anlayacağı ve tartışılmayacağı varsayılır.
Örneğin, Medeni kanunda, iki erkek ya da iki kadının evlenmesinin yasaklanmasına ilişkin bir hüküm yoktur. Zira kanunun genel yapısı olarak, ancak erkek ile kadının evlenebileceği açık olup, bu konuda yasaklar konmuştur. Asgari akıl sahibi olup, okuma yazma bilen herkes, iki hemcinsin evleemeyeceğini anlar.
Anayasanın 4. maddesini de böyle anlamak gerekir. İlk 3 maddesi değiştirilemiyorsa; Bu maddelerin değiştirilemeyeceğine ilişkin 4. madde de değiştirilemez.
Ayrıca bu bir güç meselesidir. Güçlüysen, anayasanın tümünü de değiştirirsin.( Bkz.12 eylül)Ama 4. madde değiştirilir mi diye yoklama yaparsan, bazılarını(biz de dahil olmak üzere) karşında bulursun.
Öncelikle burası genel forum bu nedenle belkide yanlış yerde sormuş olduğum için özür diliyorum. Olayın tatlı su kurnazlıkları bölümünü değil özünü merak ediyorum. Yolu 4. maddeden başlayarak mı olur birden mi teknik boyutu bırakalım.
1. Sıradan bir vatandaş olarak mesala Milli marşın değiştirilmesi yerine atıyorum Çanakkale Türküsünün marş olarak kabul edilmesi için yazılar yazsam, yayınlatsam, TV ye çıksam böyle konuşmalar yapsam bu suç mudur?
2.Millet vekili olsam marşın değişikliği için Meclis çatısı altında uygun yoldan girişimde bulunsam bu suçmudur?
3. Başbakan olsam anayasa değişikliğini mecliste savunsam, olumlu sonuç alsam bu suç mudur?
4. Cumhurbaşkanı olsam anayasa değişikliğini onaylasam bu suç mudur?
Kusura bakmayın tam olarak anlamak için böyle açtım.
Saygılar
Burada asıl sorun zihniyet elbette değiştirmeye güçleri yetmez. Zaten oy verenlerde gelin Kemalizmi yok edin demediler hiç sanmıyorum. Büyük çoğunluk bu iktidarı sağın merkez partisi olarak gördüler ve RTE nin dediklerine kandılar ( Umarım RTE doğru söylüyordur ben yanılıyorumdur. ) Daha yemin bile etmeden yani milletvekili olmadan Ak partinin anayasacısının böyle demesi ayıp ötesidir ama neyse biz alıştık bunlara. Hep dediğim vitrin e değil depoya bakmak lazım. Ama vitrinde bozukluk olduğuda aşikar ...
Sayın gecem1970 sadece anayasanın ilk üç maddesini yazmış. Zatı muhteremin dediği aslında o kadar değil. Adam diyor ki 'Anayasada Atatürk ilke ve inkılaplarına gerek yok' Neye ihtiyaç yokmuş ? ilkelere ihtiyaç yokmuş nedir bunlar ?
Cumhuriyetçilik, halkçılık, laiklik, devrimcilik, milliyetçilik, devletçilik... Bunlara gerek yok bir işe yaramaz diyor... Bunla kalıyor mu? hayır ne diyor inkılaplarada gerek yok ? onlar ne ?
Saltanatın kaldırılması (1 Kasım 1922)
Cumhuriyetin ilanı (29 Ekim 1923)
Halifeliğin kaldırılması (3 Mart 1924)
Tevhid-i Tedrisat Kanunu (3 Mart 1924)
Şapka Giyilmesi Hakkında Kanun (25 Kasım 1925)
Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Kapatılmasına Dair Kanun (30 Kasım 1925)
Uluslararası Saat ve Takvim Hakkındaki Kanunların Kabulü (26 Aralık 1925)
Türk Medeni Kanunu (17 Şubat 1926)
Yeni Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun (1 Kasım 1928)
Ölçüler Kanunu (1 Nisan 1931)
Lakap ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun (26 Kasım 1934)
Bazı Kıyafetlerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun (3 Aralık 1934)
Soyadı Kanunu (21 Haziran 1934)
Kadınların seçme ve seçilme hakkına kavuşması (5 Aralık 1934)
Şeriye Mahkemelerinin kaldırılması (8 Nisan 1934)
Bunlarada gerek yokmuş. Neye gerek varmış ? Renksizliğe gerek varmış. Renk nedir ? Işığın gözde yarattığı algılama renge gerek yoksa göz algılayamayacağından renksizlik olacak böylece renk körleri ile normal göz arasında fark kalmayacak renk yok ya... O renklerin Cumhuriyetin teminatının renkleri olduğunu hala anlayamamış yada işine gelmeyen bir anayasacı prof ne ala... Çıkar bunları anayasadan anayasa kalmaz getir hilafeti getir padişahlığı getir şeri mahkemeleri nede olsa renksiziz ya...
Atatürkçülüğü bazı kalıplara hapsetmek onu dondurmak anlamına gelir. Sayılan ilkelerden "devletçilik" kanaatimce miadını doldurmuş ve çağ dışı kalmıştır. Ben devletçilik ilkesini hiç benimsemiyorum ve bunun da Atatürkçülüğe aykırı olduğu görüşüne katılmıyorum. Devletçilik, ekonomik bir kavramdır ve devletçi ekonomiler çökmektedir. Özelleştirme de vatanı satmak değildir. Bütün dünyada yapılan bir uygulamadır.
Ayrıca, Atatürkçülük diye sunulan bazı kanunların (örneğin, Şapka giyilmesi hakkında kanun gibi) bu gün hiç bir anlamı ve işlevi yoktur. Uygulanmıyor ve uygulanması da gerekmiyor. Atatürkçülüğü bu eskimiş kalıplardan çıkarmak gerekir.
Millete anlatılmaz da millet, bütün şirketleri devletleştirelim diye anlarsa Devletçiliği, tabi gereksiz olur, 5 ilkeye iner ilkeler...
Önce bir Devletçiliği tanımlayalım:
Devletçilik, devletin ülkenin genel ekonomik faaliyetlerinin düzenlenmesi ve özel sektörün girmek istemediği veya yetersiz kaldığı ya da ulusal çıkarların gerekli kıldığı alanlara girmesini öngören ilkedir.
Bakın Atatürk ne demiş:
"Kurtulmak, yaşamak için çalışan ve çalışmaya mecbur olan bir halkız. Dolayısıyla her birimizin hakkı vardır. Salahiyeti vardır. Fakat çalışmak sayesinde biz hakkı kazanırız. Yoksa arka üstü yatmak ve hayatını emek harcamadan geçirmek isteyen insanların bizim toplumumuz içerisinde yeri yoktur, hakkı yoktur. İnsan ancak çalışmakla insan olur. Bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı heyeti milliyece mücadeleyi öngören bir mesleği takip eden insanlarız. Fakat ne yapalım ki, Demokrasi'ye benzemiyormuş. Sosyalizm'e benzemiyormuş. Hiç bir şeye benzemiyormuş. Efendiler biz benzememekle ve benzetmemekle iftihar etmeliyiz çünkü biz bize benzeriz"
Kemalist Devletçilik anlayışının, bütün üretim araçlarını devletin elinde toplamayı öngören Marksizm ile farkı, hızlı bir ekonomik büyümeyi sağlamak için devletin lokomotif görevini üstlenmesi anlamına gelmektedir. Ekonomiye yön vererek, kıt kaynakların akılcı kullanımını planlamak, özel girişimcilerin ilgilenmediği, başarılı olamadığı ya da kamu yararı görülen alanlarda yatırım ve işletmecilik yapmaktır.
Ben de iddia ediyorum ki, Devletçilik Cumhuriyetin ilk yılları haricinde uygulanmamıştır. Sonraki dönemde ise planlamaya komünist işi olarak bakılmış, DPT'ye siyasi tercihlerle takunyalılar doldurulmuştur.
Bunun sonucu olarak, arz fazlası denize dökülen domates, çay vb., yerinde ve zamanında yapılmayan modernizasyonlar, popülist politikacıların KİT'leri çiftlik olarak görmesi ve oraları niteliksiz yandaşlarını doldurması ve bütün bunların teşvik edilmesi, bilinçli politikalar haline getirilmesi ile Devletçilik "tu kaka" olmuştur.
Beyler, bayanlar, önce "Devletçilik" nedir bilelim. Devletçilik sizin anladığınız anlamda özel mülkiyeti dışlasaydı, Atatürk İzmir İktisat Kongresi'ni toplamazdı. Devletçilik ilkesinin serbest piyasa ekonomisi ile çelişen hiçbir yanı yoktur. Sadece sosyal boyuta dikkat çekilmektedir ki, bugün bize herşeyden daha gerekli olan budur. Aslında bu sosyal demokratların savunduğu ekonomik yapıdır dersek hiç de yanlış olmaz.
Hindistan'a bakın 50 yıllık planlama ile yazılım sektörünü Dünyada eline geçirdi, Amerikalıların güzel bir sözü vardır "Topluma gelebilecek bir risk varsa, orada para değerli değildir" derler.
Siz tohumluk yetiştirmeyi karlı değil diye düşünmezseniz, enerji kaynaklarınızı planlamazsanız, suyunuzu sağa sola peşkeş çekmeye başlarsanız, stratejik tesislerinizi , bankalarınızı Dünyada görülmemiş ölçülerde yabancılara satarsanız size bir diyeceğim var:
Bu kafayla giderseniz ne o çok sevdiğiniz özel teşebbüs kalır, ne de Devlet... Çok değil, kısa bir süre sonra birileri size kına gönderir. (Emin olun kına tohumluğu olmaz.)
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Clicking Here TLO lookup
02-05-2025, 13:42:01 in Askerlik Hukuku