27 Şubat 2007 salı günü Cumhuriyet savcılığına tehdit ve hakarete maruz kalındığımı, bilerek ve istenilerek itibarım şerefimle oynandığını, bilinçli olarak iftiralarla maddi ve manevi zarara uğratılıp, şirketimin kapanmasına sebep olduklarını ve bu insanların kendi personellerinin söylemleri üzerine ve korktuklarından dolayı şikayet edemedikleri bir kaçakçılık durumunun söz konusu olduğunu ve fotoğraflarla ispatlanmış bir şekilde bunları cumhuriyet savcılığına bir dilekçe başvurdum.

Başvuruyu 3 saat sonra içeri alınmam üzerine savcı beye anlattım. Savcı bey ilk önce olayı dinledikten sonra dosyayı kendisine verdim. Dosyaya baktıktan sonra bana "Sana ne, git hakaret davası aç, seni ilgilendirir mi elelamin kaçakçılığı ve kaçak makinalar" diyerek dosyamı incelemeye almadan ve kapı önüne koydu.

O anda izmirli bir avukata danıştım. Bana gidip evrak kayıttan kayıt numarası vermeleri gerektiğini söylediler, ben de isteyince bizi ilgilendirmez dediler ve evrağıma işlem yapmadılar.

2 Mart 2007 cuma günü gümrük kaçakçılık şubesine müracaatta bulundum ve 6 Mart 2007 tarihinde bir operasyon ile işin daha da büyük olduğu ortaya çıktı. Sahte Ce belgeleri falan düzenliyorlarmış.

Şimdi benim elimde bana haraket ve tehdit edildiğine dair belgeler var ve hakaret davası açmak için avukata gittiğimde artık çok çek kalındığını zaman aşımına uğradığını söyledi. Bu noktada ben cumhuriyet savcısını adalet bakanlığına şikayette bulundum. Benim bu saatten sonra nasıl bir yol izlemem gerekiyor.

Delilleri bile hiçe sayan bir savcı böyle yapıyorsa kime güvenebileceğiz.

Saygılarımla