Trafik Ve Hakaret Suçu

[gokhanaydin72]

Öncelikle merhabalar,

Ben başımızdan geçen anlam veremediğim bir olayı paylaşmak ve yanıtını bulmak istiyorum. Öncelikle tüm cevap verenlere teşekkürler.

Olay yaklaşık 10 ay önce geçiyor. Ben ve eşim doktoruz ve bir toplantıdan gece yarısı eve döndük. Alkollü olduğumuz için biraz TV izledikten sonra uyuduk. Birkaç saat sonra oğlumuz yanımıza geldi ve yeni aldığımız arabaya binmek istediğini söyledi. Oğlumuz 12 yaşında ve "Otistik" olduğu için asla incitilmemeli ve çok nadir paylaşımda olduğu için paylaşıma her zaman açık olunmalı. Aksi taktirde zaten çok zor yol alınabilen tedavisi daha da geriye gidebilir. Herneyse, Bizde alel acele giyinerek arabaya bindik. Bu arada eşime arabanın özelliklerini gösteriyordum. Tabi ki park halindeydik. Birden trafik polisleri geldi ve bizi arabadan indirdiler. Haklı olarak alkol muayenesi yaptılar. Doktor olduğumuzu ilk başta söylemedik. Cezamız neyse öder gideriz diye düşünüyorduk. Ancak olanlar bundan sonra oldu. Eşim direksiyon başında olduğu için hastaneye alkol ve darp raporu almaya davet edildi. Bizde çocuğumuzun özel durumunu anlattık ve çocuğumuzu bakıcısını aradıktan sonra gelebileceğimizi söyledik. Polis arkadaşlardan biri de "bana ne, O da karakola gelsin" diyerek elini sertçe havada sinek kovalar gibi salladı. Bunun üzerine tabi ki alkolünde verdiği etkiyle aramızda münakaşa başladı. Olay anında hatırlayamıyorum ancak "salak" gibi lafların geçtiğini mahkeme sırasında öğrendik. Bakıcımızın gelmesini beklemek üzere eve geldik ancak polisler eşimi, bakıcımız gelmeden kolundan tutarak bir ekip arabasına bindirdiler ve hiçbir açıklama yapmadılar. Yaklaşık yarım saat sonra bakıcımız geldi, bizde hemen hastanelere eşimi aramaya olay sırasında telefonla aradığım arkadaşımla birlikte gittik. Eşim 150 promil alkollü çıktığını ölçümü yapan öğrencisinden öğrenmiş. Koridorda ağlarken diğer doktor arkadaşlarda sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Oraya vardığımda beni de alkol düzeyimi ölçtürdüm. Nedenini hala anlamış değilim. Oysa direksiyon başında o sırada eşim vardı. O gün öğlen 11.00'e kadar karakolda tutulduk ve yaklaşık 10 aydır mahkeme devam etmekte. Polislerden bazıları davalarını geri aldılar ancak dava kamu davasına dönüşmüş ve biz "polisin görevini yapmasına engel olmak", "trafiği tehlikeye atmak"... gibi 3-4 konudan suçlu bulunduk. Zaten eşimin ehliyeti 6 aylığına alınmıştı ve biz cezamızı çektiğimizi sanıyorduk. Ancak özellikle "polisin görevini yapmasına engel olmak" suçundan dolayı suçlanmamız bir hayli canımı acıtmakta. Eğer bu suçların tamamı 3 yıldan daha fazla hapis cezası olursa doktorluk hayatımızın da sonu demektir. Bazen Allah’ım başımıza neler geldi diyoruz ve hiçbir olaya anlam veremiyoruz. Bir insanın suçu yokken suçlanması ve ceza alması kadar kötü bir şey yoktur sanırım. Ne yapmalıyız. Karar bir ay içinde açıklanacak. Gerçekten de bir insana yalnızca hasta çocuğunun karakola götürülmesine engel olmak için hastalık hakkında bilgisi olmayan kişilere bu konuyu anlatamamasından dolayı ortaya çıkan bir tartışma yüzünden suçlu damgası vurulabilir mi? Ne yapmalıyım arkadaşlar. Bize lütfen bir tavsiyede bulunun.

[Kaderebak]

Merhaba,

hukukçularımız gerçeği daha iyi bilirler fakat, ben bu yazdıklarınızdan yola çıkarak Ceza evine giden bir yola gireceğinizi düşünmüyorum...

Her şeyden önce kutsal mesleğiniz göz önünde bulundurulacaktır kanısındayım...

Geçmiş olsun !!!

[myirtici]

Artık olan olmuş ama, keşke polisler geldiğinde alkolünüzü ölçmek istediklerinde ölçtürüp, bu ölçüme itiraz etmeseydiniz, veya alkolmetreye üflemeyi kabul etseydiniz , hastaneye götürülmez ve 6 ay sür. belgenize el konur, bir miktarda para cezası alır, bu durumla karşılaşmazdınız.Çocuğunuzuda taksi ile veya, aracınızı alkolsüz ve sürücü belgeli biriyle men edilmeden kurtardıkdan sonra, bu arkadaşınızın aracı kullanmsıyla çocuğunuzu gezdirebilir, en fazla 1 veya 2 saat gecikmeli gezmenize başlayabilirdiniz.Haklarımızın nerede bitip,nerede başladığını ve nerelerde başkalrının haklarının mevcut olduğunu bilirsek bu tür olaylar oldukça azalır.
Geçmiş olsun, umarım iyi sonuçlanır.

[elvancetinkaya]

Sayın gökhanaydın!
Öncelikle geçmiş olsun.Malesef ülkemizde polis memurlarının en büyük silahı olan "memura mukavemet" ağına düşmüş durumdasınız.Kısaca yargılandığınız yasa hükümlerine bakalım.

Görevi yaptırmamak için direnme

MADDE 265. - [1] Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
[3] Suçun, kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.


Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

MADDE 179. [2] Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Sulh Ceza)
[3] Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek hâlde olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır. (Sulh Ceza)

265/1 fıkrada, kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanılması hâlinde verilecek ceza belirlenmiştir. Bu suçun oluşması için kullanılan cebrin kasten yaralama suçunun temel şekli veya daha az cezayı gerektiren hâli kapsamında değerlendirilebilecek boyutta olması gerekir.Yani olay esnasında memura karşı tehdit yada mutat iştigaline engel olacak şekilde darp etmediğiniz sürece bu suçun yasal unsurları oluşmamış demektir.Kaldı ki anlattıklarınıza göre memurlar görevlerini bırakın engellemeyi, yasaları çiğneyerek fazlasıyla bile yapmışlar(yasal haklarınızın hatırlatılmaması, gözaltına alınma sebebinin olay yerinde bildirilmemesi vb) Ancak mahkemede hakime karşı olan tutumunuz, olayın tüm çıplaklığı ile anlatılması yukarda belirttiğim hususların bastırılarak suçun oluşmadığına dikkatin çekilmesi sizin lehinize olan hususlardır.

Diğer bir husus ise "trafik güvenliğini tehlikeye sokmak" suçuna bakıldığında;
179/3 Maddenin üçüncü fıkrasında, alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek hâlde olmasına rağmen araç kullanan kişinin cezalandırılması öngörülmüştür. Bu bakımdan, örneğin, uzun süre araç kullanmak dolayısıyla yorgun ve uykusuz olan kişilerin araç kullanmaya devam etmesi hâlinde de bu suçun oluştuğunu kabul etmek gerekir.

Alkol raporunun %0.50 promilden fazla çıkması suçun yasal unsurlarının tamamlanması anlamına gelir.Ancak yasa hükmüne bakıldığında suçun alt sınırı belirtilmemiş olduğundan para cezasına çevrilmesi kuvvetle muhtemeldir.

Ancak sonuç olarak tüm bu hususlardan dolayı alınacak (1) gün para cezası dahi adli sicil arşiv kayıtlarınızda var olacağından ileride kariyer açısından büyük sıkıntılarıda beraberinde getirecektir.

Davanızın sonuçlanmasına müteakip polis memurlarının sizi usülsüz gözaltına aldığına dair(yasal haklarınızın hatırlatılmaması, gözaltına alınma sebebinin olay yerinde bildirilmemesi vb.) "görevi kötüye kullanmak" suçlarından ceza davası açmanız şiddetle tavsiye olunur.

[Devrim Sinan Karavelioğlu]

ALINTI Zaten eşimin ehliyeti 6 aylığına alınmıştı ve biz cezamızı çektiğimizi sanıyorduk.

Ben olaya biraz farklı ve eleştirerek yaklaşacağım, bu nedenle öncelikle affınızı dilerim.

Yukarıda görüldüğü üzere, eşinizin daha önceden sürücü belgesinin altı aylığına geri alındığını belirtiyorsunuz. Bu durum ister istemez okuyan kişinin kafasında en azından benim kafamda acaba alkollü araç kullanmayı alışkanlık haline mi getirdiler sorusu yarattı.

Yine "biz cezamızı çektiğimizi sanıyorduk" cümlesi de açıklanmaya muhtaç. Sizin sıradan değil, toplumun üst kültür düzeyindeki kişiler olarak altı aylık cezanın bitip bitmediği konusunda herhangi bir şüpheniz olmaması gerekir. Başka bir deyişle eşinizin sürücü belgesi altı aylığına geri alınıyor ama siz bu sürenin bittiğini sanıyorsunuz ama bittiğinden de emin değilsiniz, bana biraz çelişkili gibi geldi.

Yazdığınıza göre araç park halinde ve trafik polisleri geliyor, sizi araçtan indirip alkol muayenesi yapıyor. (Bence sanki burada bazı şeyleri eksik anlatıyormuşsunuz gibi..) Bu bağlamda sayın üyemiz Elvan Çetinkaya'nın "malesef ülkemizde polis memurlarının en büyük silahı olan "memura mukavemet" ağına düşmüş durumdasınız" görüşüne katılma imkanı bulamadım.

"Cezamız neyse öder gideriz diye düşünüyorduk" cümleniz ile ilgili olarak; alkollü araç kullanımının yaptırımı konusunda doktor olmanız bir yana en azından önceki tecrübenize dayanarak net bir bilgi sahibi olduğunuzu var sayarsak herhalde abartı olmaz. Yani alkollü araç kullanma suçunun cezasının ödenerek gidilemeyeceğini biliyorsunuz.

Yazdıklarınızın sadece birkaç cümlesini irdeleyerek açıklamalar getirebildim ancak yazınızı bir bütün olarak ele aldığımda ifadenizde samimi olmadığınıza, oluşa, gelişmeye ve sonuca bakarak anlattınız kadar masum olmadığınızı düşündüğümü söyleyebilirim. Geçmiş olsun dileklerim ve saygılarımla,
Devrim Sinan KARAVELİOĞLU

[taskamil]

Sayın Karavelioğlu bence siz yazıyı yanlış algılamışsınız.

Zaten eşimin ehliyeti 6 aylığına alınmıştı ve biz cezamızı çektiğimizi sanıyorduk

bu cümleden kastedilen alkollü araç sürülmesi suçu dahilinde uygulanmış 6 ay ehliyet meninden bahsediliyor.Eşinin direksiyonda olduğunu hatırlayın.

Fakat ayrıca polisler bunla yetinmemiş muhtemelen bilgi sahibi olmadıkları bir hastalık hakkında kendilerini aşşağılanmış hissettikleri için olacak ki ayrıca bir dava açma gereği duymuşlar.Bu da bilnen mukavamet mevzuu ve diğerleri.

Araç park halinde ifadesi de herzaman için otoparkta olması anlamına gelmez.Seyir halinde olmayan arabalar için de kullanılır.Demek istediği kenara park etmiş araba olarak anladım ben.

Cezamız neyse öder gideriz diye düşünüyorduk burada kastedilen bence klasik olarak alkollü yakalanan şahıslara uygulanan yaptırımın uygulanması isteği belirtilmiş.Yoksa ayrıca mukavemet ve trafiğe engel olmak gibi suçlamaların eklenmesi değil.

Aşağıdakiler de benim konuyla ilgili subjektif tespitlerimdir:
Burda klasik olarak bilgisi olmayan polislerin konuyu hakaret olarak algılamaları zaten aldıkları düşük gelirlerinden ve diğer sebeblerden genel olarak tepkili oldukları hayatın tepkisini hiç suçu olmayan insanlara ilettiğini düşünüyorum.
Türkiye de hiçbir zaman birey önce değil önce devlet sonra birey.

[Devrim Sinan Karavelioğlu]

Sayın taskamil,

Yazınız üzerine yazımı tekrar inceledim ve yeterince anlaşılabilir olduğunu, herhangi muğlak bir yanın da olmadığını gördüm.

Bu arada onbinlerce üyesi olan bir teşkilat için de genelleme yapmak doğru olmasa gerek. Her kesimden her türlü insan çıkabilir. Saygılarımla.

[myirtici]

Sayın Elvan çetinkaya Sayın gökhanaydın!
Öncelikle geçmiş olsun.Malesef ülkemizde polis memurlarının en büyük silahı olan "memura mukavemet" ağına düşmüş durumdasınız.Kısaca yargılandığınız yasa hükümlerine bakalım.diyor.
SnTaskamilBurda klasik olarak bilgisi olmayan polislerin konuyu hakaret olarak algılamaları zaten aldıkları düşük gelirlerinden ve diğer sebeblerden genel olarak tepkili oldukları hayatın tepkisini hiç suçu olmayan insanlara ilettiğini düşünüyorum.
Türkiye de hiçbir zaman birey önce değil önce devlet sonra birey.diyor.
Memura mukavemet konusunu polisler bir silah olarak değil,savunma kalkanı olarak kullanıyorlar ve kanun koyucuda sanırım bunun için böyle bir kanun koymuş.Sn Elvan Çetinkaya, işte sizin yukarıdaki kurduğunuz cümledeki gibi vatandaşta peşinen bir hüküm veriyor, bu hükme kandisi inanıyor, daha sonra kafasında kanunlaştırıyor ve karşısındaki insana bu kafasındaki hükmü uygulamaya çalışıyor,uygulamaya geçtiği anda gerçek kanunla çelişen o düşlüncesi nedeniyle yargı merciilerine hem malzeme ,hemde iş çıkıyor.Sizde böyle bir durumla karşılaşabilirsiniz.Çünkü peşin hükümle davranıyorsunuz. Tanıdığın bir arkadaşımda Trf. Polisinin kimlik soramayacağı peşin hükümüne kendini kaptırmış, o düşüncesini kanunlaştırmış ve uygulamaya geçtiği anda, gerçek kanunla çeliştiği anlaşılmıştı. Yani vatandaşımız anlamıştı ama biraz zor durumda kalmıştı.Kanunun, Kolluk kuvvetinin göreviyle ilgili konularda onları korunmasını silah olarak algılamanızı oldukça yadırgadım.Heleki gokhanaydın72 nin anlattıklarının tam olarak doğru olduğunu bilmememize rağmen. Çünkü çelişkili ifadeler vardı ve yorum yapan diğer insanlarda bunu böyle ifade etmişlerdi.
Ve snTaskamil herkes kendi bilmediğinin cahilidir.Memura mukavemet'i silah olarak kullanma iftirası ve Polislerin birşey bilmemelerini iddia etme cehaleti. Bu iki konu gerçekten kolluk kuvvetine karşı,onları bilerek veya bilmeyerek, üzmek,incitmek isteyen kişilerin kullanmış olduğu birer silah.Hemen cahillikle suçlanır polisimiz.Onlarında kendi çaplarında bilgileri var ama onların bilgi çaplarını burada aktarmam yersiz olur..Ama hiç biri, başkalarını cahil olmakla suçlamayacak kadar nezaketli ,bilgili,erdemlidir.Heleki suçlanılacak olan bir kurumsa, asla.Hiç devlet birşey bilmeyen adamın eline silah veripte ortalığa salarmı. Bunun aksini (sizin yaptığınız gibi) iddia etmek bir bilgisizlik ve devletinin bilgisine ve devletine güvenmemenin tezahürüdür.Bilirsiniz, polise silah taşıma ve gerektiği zaman ve yerde kullanma yetkisini, yüce T.C.DEVLETİ vermiştir, bilirsiniz canım. Lütfen kolluk kuvvetini bu tür ispat edilmemiş iddiadan öteye geçmeyen sözlerle, haksız olarak kamu oyuna kötü reklam etmeyelim, ispat edelim, polisimizin arasına karışan çürükleri varsa tamizleyelim.Eğer amacımız vatana , millete hizmetse doğru olan budur, çamur atar gibi davranmak değil.Sizin daha iyi bilmeniz lazımki bir kişinin suçlu olduğu ispatlanana kadar masumdur.Doktorlarımızın olayına karışan polisleri hemen suçlayı verdiniz.Daha tam olarak anlaşılamamış bir konuyla ilgili hemen hükmü veriverdiniz.Bilgi çağında, BİLGİSİZ olarak insanların arsında silahla dolaşmak ne kadar tehlikelidir, bilirsiniz. 75 milyonun içinden 3-5 milyonu(Trf.Suçluları dahil) bilmelisiniz ve sizde takdir edersinizki böyle bilgisizlikle ayıklamak olanaksızdır.Bilmeyi,doktorlarımızın iddia ettikleri olaydaki gibi, haksızlığa uğratmamaya indirgemiş olan siz,aksi ispat edilmemiş bir konuyla ilgili haksız ithamda bulunmuş olabilirsiniz, biliyormusunuz? Polimizin arasında Fakülte mezunu olan arkadaşlar oldukça fazladır, eğer sorun buysa.Lütfen, lütfen.lütfen...

[taskamil]

Polislerin birşey bilmemelerini iddia etme cehaleti.
Hemen cahillikle suçlanır polisimiz.

Bu bir suçlama ya da hakaret değil benim şahsi olarak edindiğim genel izlenimdir.Ve benim gibi düşünen etrafımda birçok kişi olduğunu söyleyebilirim.

Ama hiç biri, başkalarını cahil olmakla suçlamayacak kadar nezaketli ,bilgili,erdemlidir.

Bana hakaret eden şuanda söyleyemeceğim küfürler eden birçoklarıyla tanıştım.

Heleki suçlanılacak olan bir kurumsa, asla.

Elbetteki kurumlar da eleştirilmelidir eleştirilmeden kabul edilen bir doğru zaten doğru tanımına aykırıdır.

Hiç devlet birşey bilmeyen adamın eline silah veripte ortalığa salarmı.
Bunun aksini (sizin yaptığınız gibi) iddia etmek bir bilgisizlik ve devletinin bilgisine ve devletine güvenmemenin tezahürüdür.
Bilirsiniz, polise silah taşıma ve gerektiği zaman ve yerde kullanma yetkisini, yüce T.C.DEVLETİ vermiştir, bilirsiniz canım.

Devlet ÖSS sınavında 105 üstü puan alanları en son alıyordu.Ki bu ÖSS de sorulan 200 sorudan 60 tane civarı yapanların girmesi demektir.

Lütfen kolluk kuvvetini bu tür ispat edilmemiş iddiadan öteye geçmeyen sözlerle, haksız olarak kamu oyuna kötü reklam etmeyelim, ispat edelim, polisimizin arasına karışan çürükleri varsa tamizleyelim.

Herkesin kendi yaşadığı olayları ve düşünceleri aktarma özgürlüğü olmalıdır.İspat edilmiş edilmemiş birsürü fikir medyadan sürekli olarak 75 milyon kişinin beynine enjekte edilmektedir.Bunların hepsini kontrol altına almak gibi bir düşünce çok gerilerde kalmıştır.Ve tartıştığımız temel platform olan internetin de temel mantığına aykırıdır.

Eğer amacımız vatana , millete hizmetse doğru olan budur, çamur atar gibi davranmak değil.Sizin daha iyi bilmeniz lazımki bir kişinin suçlu olduğu ispatlanana kadar masumdur.Doktorlarımızın olayına karışan polisleri hemen suçlayı verdiniz.Daha tam olarak anlaşılamamış bir konuyla ilgili hemen hükmü veriverdiniz.Bilgi çağında, BİLGİSİZ olarak insanların arsında silahla dolaşmak ne kadar tehlikelidir, bilirsiniz. 75 milyonun içinden 3-5 milyonu(Trf.Suçluları dahil) bilmelisiniz ve sizde takdir edersinizki böyle bilgisizlikle ayıklamak olanaksızdır.Bilmeyi,doktorlarımızın iddia ettikleri olaydaki gibi, haksızlığa uğratmamaya indirgemiş olan siz,aksi ispat edilmemiş bir konuyla ilgili haksız ithamda bulunmuş olabilirsiniz, biliyormusunuz?

Benim söylediklerim benim kendi yaşadıklarımla ve etrafımda yaşanıp birinci ağızdan dinlediklerimle de bağlantılıydı.Daha önce de belirttiğim gibi bir suçlama ya da hakaret değil genel olarak edindiğim bir kanıdır.

Ben zaten en baştan söylediklerimin subjektif olduğunu belirttim.

Polis Fakültesine girip 6 yıl okuduktan sonra 5 yıl da "insana nasıl davranılır" "nasıl nazik davranılır" "insanlarla nasıl konuşulur" üzerine ihtisaslaşıyorlardır kim bilir belki biryerlerde böyledir.

[gokhanaydin72]

Sayın Kaderebak, myirtici, elvancetinkaya, karavelioglu ve taskamil, öncelikle eleştirileriniz ve yorumlarınız için teşekkürler.

- Sn yirtici, keşke olay öğütleriniz doğrultusunda gerçekleşseydi. Bir musibet bin nasihatten etkilidir/iyidir derler ama bu bizim için kötü bir tecrübe olsa da gece yarısı hangi arkadaşımızı çocuğumuzu gezdirmek için çağırabiliriz ki? Aynı olay tekrarlansa yine çocuğumun benden gece yarısı olsa dahi arabaya binmek istediğini söylediğinde O'nu yine kırmam, kıramam. Ancak daha dikkatli olur, hiç olmazsa arabaya biner ancak hareket etmezdim sanıyorum. Son yazdığınız karşılaştırmalara ise bu olayı defalarca yaşayan tanıdıklarım olmasından ve yaşadığım son olay da göz önünde bulundurulursa katılmamam mümkün değil. İçtenliğiniz ve cesaretinizi kutluyorum.

- Sn. elvancetinkaya, öncelikle hukuk yönünden aydınlatıcı açıklamalarınız için teşekkürler. Polis memurlarının yasal haklarımızı hatırlatma, gözaltına alınma sebebinin olay yerinde bildirilmemesi, görevi kötüye kullanmak gibi nedenlerden ötürü dava açmamızı önermişsiniz. Ancak inanın o kadar güçsüz kaldık ki, kararın açıklanacağı 31 Mayıs'a kadar nasıl dayanacağımızı düşünüyoruz.

- Sn karavelioglu, değerli zamanınızdan harcayarak yorumlarınızı bildirmişsiniz, teşekkürler. Ancak yazımın bir bütün olarak ele alınması ve okunması, aradan bazı sözcük ve/veya cümlelerin cımbızla çekilip alınması ve değerlendirilmesinden daha anlaşılır olacaktı kanısındayım. Bunun yapılması kendimi izah edemediğim kanısını hissettirdi ve üzdü. Aşağıda gerekli açıklamaları biraz daha ayrıntılı olarak yazdım:
<Zaten eşimin ehliyeti 6 aylığına alınmıştı ve biz cezamızı çektiğimizi sanıyorduk>
Mahkeme 10 aydır sürmekte ve ilk kez böyle bir olayla karşılaştık. Olayın ilk gününden itibaren eşimin ehliyeti alındı. Daha önce yaşanan bir olay yok.
<biz cezamızı çektiğimizi sanıyorduk>
derken ehliyetin alınması ve geri verilmesi arasında geçen süre 6 (altı) ay. Biz alkollü araç kullanmanın yanı sıra herhangi bir ceza beklemiyorduk.
<Araç park halinde>
Eşimin ehliyetini birkaç yıl önce almasına karşın, araba kullanma tecrübesi yok. Malum nedenlerden ötürü. Arabanın özelliklerini de bilmiyordu. Bende bizim evin biraz ilerisindeki sokağa kadar sürüp park ettim ve yan koltuğa geçtim. Eşimde direksiyon koltuğuna oturdu. Polisler bu arada geldiler. Sizin belirttiğiniz gibi bir çelişki yok yani. Her şey net ve açık. Tüm bunları ilk yazımda belirtmememin nedeni okuyucuların zamanını almamak ve olayı kısaca özetlemek içindi.
<Cezamız neyse öder gideriz diye düşünüyorduk>
...alkollü araç kullanımının yaptırımı konusunda doktor olmanız bir yana en azından önceki tecrübenize dayanarak... demişsiniz. önceki tecrübelerinize dayanarak derken neyi kastettiğinizi anlamadım. Dava on aydır sürdüğünden ehliyet BU OLAYIN ilk 6 (altı) ayında alındı. Daha önceki tecrübemiz ne yazık ki yok. Bu ilk tecrübemiz oldu. Yalnız size katıldığım konu biz ehliyetimizin 6 aylığına alınabileceğini bile bile arabaya bindik. Ancak ana yola çıkmadık. Ve bunu mazeret olarak belirtmek saçma olur kanısındayım ve tekrar burada size katıldığımı belirtmek isterim.
Son olarak samimi olmadığımı yazmışsınız. Ben yaşadığımız 9-10 saatlik sıkıntılı olayı yaklaşık 35 satıra sığdırarak özetlemeye çalıştım. Bu 35 satıra bakarak yalnızca çözüm önerisi beklediğim bu konuda nasıl samimi olmadığımı iddia edebilirsiniz. Yine de yorum ve eleştirileriniz için teşekkürler. Sevgiyle kalın!

-Sn taskamil, olaya yaklaşımınız ve söylemek istediklerime tercüman olduğunuz için teşekkürler.

Benim sizlerle olan paylaşımım çözüm önerisi içindi. Elbette bende ülkemizde yaşanan sıkıntıları biliyor ve katılıyorum. Bazı yazılar bana moral bazılarıysa üzücü gelmesine karşın hepinize çok teşekkür ederim. Ancak 150 promil alkollü olan birisinin çocuğunun hassas durumunu anlamak istemeyen biri karşısında, karşısındaki insanın sergilediği tutum ve davranışları taklit etmesi ve bunların yargılanarak suç olarak değerlendirilmesi doğal mı sizce? Demek istediğim sarhoşken birinin üzerine kusabilirsiniz bu olağandır. Bunun için sizi kimse suçlamaz yada mahkemeyi böyle bir olay için meşgul etmek istemez. Ancak sarhoş olmadığınız için birinin üzerine tükürseniz dahi bu bir suçtur. Aynı perspektifte olaya yaklaşımınızı ve tekrar yardımlarınızı bana iletebilir misiniz?

Şimdiden çok teşekkürler.

Saygı ve sevgilerimle,