Bir hirsiz bir yazihaneye giriyor ve kasayi zorla aciyor(patlatiyor) ancak icinde para olmadigini farkederek olay yerinden hizla uzaklasiyor.
Bu olayda tesebbusten mi yoksa islenemez suctan mi bahsedecegiz?
Eger islenemezse suc ise bunun ne derece dogru oldugunu cok merak ediyorum.Bir cezanin agir olmasi icin illa ki failin birtakim zararlar vermesi sart midir????
Oluşa bakılarak eylemim tamamlandığı açıktır. Yani 5237/ 35/1 hükmündeki "teşebbüs" den burada söz etmenin mümkün olmadığını düşünüyorum.(Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur). Eylem son aşamasına kadar tamamlanmış ancak kasada para bulunamaması nedeniyle hırsız amacını gerçekleştirememiştir. Yani kasada para olsaydı kolaylıkla bunu alacak durumdaydı. Teşebbüsten ancak şu durumlarda söz edilebilir; örneğin hırsızın, mal sahibinin ya da kolluğun gelmesi nedeniyle ya da başka bir sebeple korkarak KASAYI AÇAMADAN oradan uzaklaşması gibi. Kasa açıldığından eylem tamamlanmış olup teşebbüsten söz etmek olası değildir.
Devrim Sinan KARAVELİOĞLU
Konu Devrim Sinan Karavelioğlu tarafından (12-04-2007 Saat 17:14:55 ) de değiştirilmiştir.
Sayın karaavelioğlu size katılamıyorum
Suıçun oluşması için, tüm unsurlarının gerçekleşmesi gerekir. Kasa açılmış ancak i.inden bir şey alınmamıştır. Tek toplu iğne dahi alınsa ya da kasa götürülse hırsızlık suçu tamamlanmış olurdu. Burada mesken mesuniyetini ihlal, mala zarar verme gibi suçlar tamamlanmış ancak, hırsızlık teşebbüs aşamasında kalmıştır.
Nasıl ki, adam öldürmek için tüm icrai hareketler tamamlanıp adam ölmese burda da aynı durum sözkonusu. Öldürmeye teşebbüs ile yaralama arasındaki fark da bu zaten
Sayın Tilli, işlenemez suç olmaz. Sayın karavelioğlu gerekçesini açıklamış. Somut olarak şöyle örnek vereyim:
Eğer kasayı ahşap testeresi ile açmaya çalışırken yakalansaydı, işlenemez suç olurdu
Sayın Türkan Tilli,
Bu konu doktrinde tartışmalı bir konudur.
İşlenemez suça teşebbüs olarak da adlandırılan böyle durumlara ilişkin 3 teori geliştirilmiştir. Objektif teori, subjektif teori ve tehklike teorisi. Tahmin edebileceğiniz gibi objektif teori bu durumlarda failin cezalandırılamayacağını savunur. Subjektif teori ise failin cezalandırılabilmesi için kastın bulunmasını yeterli görür neticenin gerçekleşip gerçekleşmemesi önemsizdir.Tehlike teorisine göre ise failin yaptığı hareket suç konusu üzerinde herhangi bir tehlike yaratmayacaksa ya da tehlike önemli değilse teşebbüs yoktur ve fail cezalandırılamaz. Aksi durumda ise failin cezalandırılması mümkündür
Teoriye ilişkin konuları benimde özet olarak aldığım Prof. Dr. Timur Demirbaş'ın Ceza Genel Hukuku kitabında bulabilirsiniz.
Yargıtay'ın bu konuda eski tarihli bir içtihadı vardır ve bu içtihatta tehlike teorisini kabul etmiştir:
"Hırsızlıkta maddi konu taşınır mal olup suç anında onun varlığı ya da yokluğu eylem sonrası değil eylem öncesi bir değerlendirmeyle her olayın özelliklerini normal insanın deneyimlerine ve benzer olaylarda çoğunlukla görülen durum ve koşullara göre saptanmalıdır. Sanık ve arkadaşlarının girdiği lokanta da masa çekmecesinde para bulunması yukaridaki ölçülere ve ortak deneyimlere göre olağandır. Paranın çekmece de bulunmaması hırsızlığa eksik kalkışma suçunun kabulüne engel değildir" (Y.6.CD. 14.6.1983, 4019/3620)
Teşebbüsten ancak şu durumlarda söz edilebilir; örneğin hırsızın mal sahibinin ya da kolluğun gelmesi nedeniyle ya da başka bir sebeple korkarak KASAYI AÇAMADAN oradan uzaklaşması gibi. Kasa açıldığından eylem tamamlanmış olup teşebbüsten söz etmek olası değildir.
Devrim Sinan KARAVELİOĞLU
Sayın Karavelioğlu'nun görüşü böyledir ancak bu görüşe katılmamaktayım. Tamamlanmış suçtan bahsedebilmek için kanunda o suça ilişkin şartların gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Hırsızlığa ilişkin temel düzenleme şöyledir:
" Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir." Suçun tamamlanması için muhakkak ki zilyedin rızası olmaması ve taşınır malın bulunduğu yerden alınması gerekmektedir. Bu sebeple de olayda suç tamamlanmamıştır(Daha doğrusu tamamlayamamıştır). Eğer kasanın içinde birşey olsaydı ve bu şey alınmış olsaydı işte o zaman suç tamamlanmış olurdu. Ancak bu durumda olayda sadece teşebbüs vardır diyebiiliriz.
Peki o zaman niçin geçen yılbaşı sahte milli piyango biletini satmak amacı ile basan kişiler daha satamadan yakalandığında ''teşebbüsten '' ceza almadılar ?
Diğer hukukçu arkadaşların görüşlerine de saygım var ancak; söz konusu durumun "Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise .." ibaresine uygun düşmediğini düşünüyorum. Şöyle ki; kasada paranın olmaması konusunun hırsızın elinde olan bir neden olduğunu kabul etmek olanaksızdır. Hırsız kasada para olduğu umuduyla işe kalkışmış olup kasada paranın olmaması hususu KENDİ ELİNDE OLAN BİR NEDEN DEĞİLDİR. Eğer ki; kasada para vb. bulsaydı bunu rahatlıkla alabilecek durumdaydı. Kanımca yasa koyucu burada hırsızın "kendinden kaynaklanan bir neden ile" demek istemektedir. Dışarıdan gelen bu zorunluluk karşısında paranın alınamamış olmasını, eylemin tamamlanamadığı anlamında düşünen çoğunluk görüşüne katılma olanağı bulamadım.
Konu Devrim Sinan Karavelioğlu tarafından (12-04-2007 Saat 21:33:04 ) de değiştirilmiştir.
Sayın karavelioğlu,
Tamamlanmış suçtan faili cezalandırabilmek için suçun kanunda yer alan tüm unsurlarının gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Peki sizin dediğiniz gibi suç tamamlanmış ise 141. maddede yer alan unsurlardan "taşınır malın bulunduğu yerden alınması"nın olayda gerçekleşmemiş olmasını nasıl açıklayacağız? Kasa boş olduğu için bir taşınır maldan söz etmek mümkün olmayacaktır dolayısıyla bulunduğu yerden alma da söz konusu olamayacaktır. Bu sebeple de 141. maddede ki bu şart(unsur) gerçekleşmemiş olacaktır. Bu durumda suça tamamlanmış diyebilir miyiz? Şayet suça tamamlanmış diyebilirsek bu faili hırsızlıktan sorumlu tutmamız anlamına gelecektir. O zaman bunu "tipiklik" kavramıyla nasıl açıklayacağız?
Peki o zaman niçin geçen yılbaşı sahte milli piyango biletini satmak amacı ile basan kişiler daha satamadan yakalandığında ''teşebbüsten '' ceza almadılar ?
Konu ve olayın nasıl gerçekleştiği hakkında bir bilgim olmadığı için birşey diyemem.
Suça teşebbüste fail suçu tamamlamak amacıyla hareket etmesine rağmen, elinde olmayan nedenlerden dolayı bunu gerçekleştirememektedir. Bu durumda ise kişiye tamamlanmış suça oranla daha az bir ceza verilmektedir. Ancak teşebbüs hâlinde karşılaşılan en önemli sorunlardan biri, cezanın belirlenmesinde “eksik teşebbüs” – “tam teşebbüs” ayrımının esas alınmasıdır. Çünkü, “eksik teşebbüs” – “tam teşebbüs” ayırımında her olaya uygulanabilen ve duraksamaya yer bırakmayan objektif bir ölçüt bulunamamaktadır.
Bu nedenle suçun tamamlanamadığı durumlarda ceza miktarı belirlenirken, yapılan hareketin ulaştığı gerçekleşme aşamasından ziyade, fiilin doğurduğu zarar veya tehlikenin ağırlığı dikkate alınmalıdır. Çünkü bir olayda icra hareketleri bitmemesine rağmen ortaya çıkan zarar veya tehlike, icra hareketlerinin bitmesinden sonra meydana gelen zarar veya tehlikeden daha ağır olabilir. Özellikle silâhla yapılan ve tekrarlanan hareketlerle gerçekleştirilmek istenen adam öldürme suçunda bu durum söz konusu olmaktadır. Örneğin tabancasındaki mermilerden sadece birini atıp mağduru yaraladıktan sonra engellenen fail, icra hareketleri bitmediği için adam öldürmeye “eksik teşebbüs”ten dolayı, buna karşılık silâhındaki tek kurşunu atıp mağdura isabet ettiremeyen fail, icra hareketleri bittiği için “tam teşebbüs”ten dolayı cezalandırılmaktadır.
Görüldüğü üzere 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ve Hükûmet Tasarısında yer alan “eksik teşebbüs” – “tam teşebbüs” ayırımı adil olmayan bir cezalandırmanın ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, bu ayırım, sırf hareket suçlarında uygulanamamaktadır.
Belirtilen bu sorunların giderilmesi için, yabancı bir çok ceza kanununda olduğu gibi suça teşebbüste cezanın tespit edilmesinde, “eksik teşebbüs” – “tam teşebbüs” ayırımına maddede yer verilmemiş, adil ve eşit bir cezalandırma bakımından, teşebbüs hareketinin meydana getirdiği zarar veya tehlikenin ağırlığının esas alınması öngörülmüştür.
Buna göre, suça teşebbüs durumunda hâkim, önce cezanın belirlenmesindeki ölçülere göre temel cezayı saptayacak; daha sonra, bu konuya ilişkin hükümdeki sırayı takip ederek teşebbüs hükmünü uygulayacaktır. Bu hüküm uygulanırken, somut olayda ortaya çıkan zarar veya tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak, teşebbüse ilişkin hükümde belirtilen sınırlar arasında ceza belirlenecektir.
Suça teşebbüs düzenlemesinde getirilen diğer bir yenilik, icra hareketlerinin başlangıcına ilişkindir. Bilindiği üzere icra hareketlerinin ne zaman başladığının belirlenmesi kişi hak ve özgürlüklerinin korunmasıyla yakından ilgilidir. Eğer failin kastının şüpheye yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkmasıyla icranın başlayacağı yolundaki sübjektif ölçüt kabul edilirse, kişinin düşüncesi ve yaşam tarzı dolayısıyla cezalandırılmasına varabilecek bir uygulamaya yol açılacaktır. Çünkü hazırlık hareketleri aşamasında da kastın varlığının şüpheye yer vermeyecek biçimde tespit edilebilmesi mümkün olup, böyle bir ölçüt hazırlık – icra hareketleri ayrımı konusunu bir kanıtlama sorunu hâline getirmektedir. Diğer bir deyişle, suçun icrasıyla ilgisiz davranışlar dahi, suç kastını ortaya koyduğu gerekçesiyle cezalandırılabilecektir.
Açıklanan bu nedenlerle, Tasarıdaki “kastı şüpheye yer bırakmayacak” ölçütü madde metninden çıkartılmış ve bunun yerine “doğrudan doğruya icraya başlama” ölçütü kabul edilmiştir. Böylece işlenmek istenen suç tipiyle belirli bir yakınlık ve bağlantı içindeki hareketlerin yapılması durumunda suçun icrasına başlanılmış sayılacaktır.
Ayrıca belirtilmelidir ki, anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs gibi, teşebbüs hareketlerinin bağımsız suç tipi olarak düzenlendiği suçlara teşebbüs mümkün değildir.
Suça teşebbüste kullanılan araç suçun kanuni tanımında öngörülen fiili meydana getirmeye elverişli olmalıdır. Ancak elverişlilik sadece kullanılan araç bakımından değil, suçun konusu da dahil olmak üzere bütün fiil yönünden bulunmalıdır. Nitekim uygulamada da elverişlilik bu şekilde anlaşılmaktadır. Bu nedenle maddeye, suça teşebbüsün bu unsurunu tam anlamıyla ifade eden "uygun hareketler" kavramı dahil edilmiştir.
Sonuç olarak görülüyor ki kişi hırsızlık amacıyla girmiş olduğu işyerinden kasada para olmaması nedeniyle işyerini terkediyor.Peki terkettiği anda yakalanmış olsaydı kişi" ben kasa patlatmaktan zevk alıyorum o yüzden mi patlattım" diyecekti?Hayır tabiki belli bir amaç güdülmüştü ve bu amaçta hırsızlıktı.Dolayısıyle hırsızlığa tam teşebbüsten söz etmek gerekir.
Uygulamalı Ceza Hukuku - Medeni Hukuk - Borçlar Hukuku - İdare Hukuku hakkındaki bu hukuk kitabı Seçkin kitap tarafından basılmış olup, ilgili kitap...
Yazan: Hukuk Kitapçısı Forum: Hukuk Kitapları Tanıtımı
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Wmic Windows Activation Key and...
03-05-2025, 14:36:12 in Aile Hukuku