Babamız 1966 senesin de bir şahıstan 9180m2 tarla vasfında tapulu bir arazi satın almıştır.Tapu siciline güvenerek bu arsada özgürce tasarruf hakkı elde etmiştir.Fakat 1977 tarihinde orman şefi ile arasında geçen bir tartışma sonucu arazinin orman sınırlarında olduğu savunulmuştur.Mahkeme bu orman işletme müdürlüğünün iddialarını iki kere red etmiştir.1962 de orman kadastrosunun burayı orman dediğini söylemişlerdir.1999 yılında da yargıtay sahte belgelere ve taraflı bilir kişi raporlarıyla düzenlenen bilgiler ışığında tapunun iptaline karar verir.Bizde yargının verdiği karara saygı duyarak bu karara inandık.2006 yılında orman mühendislerinden birinin bizleri uyarması sonucu nasıl sahtekarlıklar döndüğünü resmi belgeler le ortaya çıkardık.Yargı kararının tekrar dinlene bilirliğini sağladık.Bulduğumuz veriler karşısında orman kadastrosunun yaptığı kadastro çalışmasında arsanın 6831 orman kanunun 1 maddesinin ( j ) bendince toprak muhafaza karekteri taşımayan ve orman sayılmayan yerlerdendir diye tutanaklarını orman arşivlerinden çıkarttık.Ayrıca 1974 senesindede orman sicil defterinde babamız adına hiç bir mahkeme kararını olmadığı ve onun adına tarla olarak gözüktüğünü görünce şok olduk.Şimdi de mahkemenin atadığı bilir kişi raporlarınında orman olmadığı ve ek raporlarda da arazini sınır noktalarının ortaya çıkartılması 30 yıl dır babamızın ne acılar çekerek öldüğünü anlamamıza sebeb oldu.Şimdide devlet burayı hazine arazisi diye üzerine okul tesisini yapmaktadır.Tedbir kararı istenmesine rağmen arazimizi tuz parasına almaya çalışmaktadırlar.Hakimlerin yukarıdan baskı altında olduğunu okulun değerinin toprak değerinden yüksek tutmak için tedbir kararını vermediklerini düşünmekteyiz.Çünkü apar topar yapılan okul korkunç derece de hızlı gitmektedir.Burada işlenen suç çok büyüktür.Anlaşılıyor ki Hukuk vatandaş için asla işlememektedir.Allahtan biz cahil değiliz derdimizi anlata biliyoruz ya kadastro mahkemelerinde sürünen diğer insanlar yazık bu ülkenin kaderine.Biz işin sonuna kadar geldik şimdi soracağımım şu bu kadar haksızlıklar karşısında kesilen meyva ağaçlarımızın katledilen toprağımızın hesabını yada tazminatını babamızı 30 yıl mahkeme kapılarında öldüren orman mı hazine mi yoksa yargı mı? Kim verecek bunun hesabını yoksa bize Pardon mu diyecekler biz hatamı yaptık denecek.