Milli Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu yedek subay adaylarının seçimine ilişkin şekil ve esaslar ile celp usulleri hakkında yönetmelikte değişiklik yaptı.
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğe göre; Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nca her celp döneminde test ve mülakat merkezleri açılacak.
Test ve mülakata katılan yükümlülerden er olmak isteyenlerden dilekçe alınacak.
Test ve mülakata katılan yükümlüler Milli Savunma Bakanlığı celp emri esaslarına uygun olarak, neticelere göre bilgisayarca yükümlü miktarı yedek subay ihtiyacı kadar veya daha az ise yükümlülerin tamamı yedek subay adayı olarak ayrılacak.
Yükümlü miktarı sınıf kontenjanları, meslek ve vasıfları itibariyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin yedek subay ihtiyacından fazla ise istekliler ere ayrılacak. Kalan miktar yine ihtiyaçtan fazla ise fazla miktar da ere ayrılacak.
Yükümlülerin miktarı, sınıf kontenjanları, meslek ve vasıfları itibariyle yedek subay ihtiyacından fazla ise, istekliler ayrıldıktan sonra kalan miktar ihtiyacı karşılamazsa, istekli er olmak isteyenler arasından yedek subay adayı ihtiyacı karşılanacak.
Yedek subay adayı ve ere ayrılan yükümlülerin, mensubu olacağı kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile sınıfları ve branşları ayrı ayrı belirlenecek. Piyade sınıfının branşları, sınıflandırma işlemi sonunda komando olarak ayrılanlardan komando niteliği olmadığı tespit edilenlerin belirlenmesini müteakip Kara Kuvvetleri Sınıflandırma ve Sınıflandırma Kurulları Yönergesinde belirlenen esaslara göre tespit edilecek.
2007-03-30
ANKA
1602 sayılı Askeri yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nun 20 nci maddesinde belirlenen görev kıstasları itibariyle, henüz sivil yaşantıda bulunsalar bile, askerlik hizmeti ile yükümlü olanlar ile Milli Savunma Bakanlığı ve bu bakanlığa bağlı idari birimler arasında çıkan uyuşmazlıklar Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde sonuca bağlanmaktadır.Bu konudaki esasların belirlendiği esas kaynak, 1111 Sayılı Askerlik Kanunudur. Bu kanunun 35 ve 36 ncı maddelerinde de yükümlülerin hangi hallerde sevk ertelemesi imkanından yararlanabilecekleri düzenlenmiştir.Buna göre;
1. 1. 1. 1. Vücütları askerliğe yaramayacak şekilde gelişmemiş olanların, (md. 35/A)
2. 2. 2. 2. Devam şartı arayan ortaöğretim ve yükseköğretim kurumlarında okumakta olanların (29 yaşına kadar, md. 35/C)
3. 3. 3. 3. Son yoklama sırasında orta veya yüksek dereceli bir okulu bitirerek daha yüksek bir okula kayıt zamanını geçirmiş olanların, (md. 35/C)
4. 4. 4. 4. Bir veya daha fazla kardeşi muvazzaf askerlik hizmetini yapan kişilerin, (Bu kardeşi muvazzaf askerlik hizmetini bitirinceye kadar, md. 35/D)
5. 5. 5. 5. 160 sayılı kanun kapsamına giren kamu görevlilerinin, (33 yaşına kadar, md. 35/E-1)
6. 6. 6. 6. Yurt içi veya yurtdışında staj. yüksek lisans veya doktora yapanların (33 yaşına kadar,md. 35/E-2)
7. 7. 7. 7. Aktif spor yaşamlarını sürdüren ve belgeleyen sporcuların,(33 yaşına kadar,md.35/E-3)
8. 8. 8. 8. Son yoklama sırasında orta ve yüksek dereceli bir okulu bitirerek daha yüksek bir okula aynı yıl içinde girememiş olanlardan askerliğine karar alınmış olanların, (2 yıl süreyle ve ertelemeyi takip eden yıl sonuna kadar herhangibir okula kayıt yapıldığı belgelendiği taktirde 3 yıl, md. 36/2)
9. 9. 9. 9. 3 yıl veya daha az süreli bir yüksekokuldan mezun olanlar ile öğrenim gördükleri fakülte veya yüksekokulu bitiremeyerek ayrılanlardan, öğrenime devam etmek isteyen ve aynı yıl askerliğine karar alınanların, (1 yıl süreyle ve ertelemeyi takip eden yıl sonuna kadar herhangibir okula kayıt yapıldığı belgelendiği taktirde 2 yıl, md. 36/3)
10. 10. 10. 10. Yükseköğrenim mezunlarından çalıştıkları bilim dallarında yurtiçi veya yurtdışında dünya ölçüsünde yenilik ve ilerleme getirdikleri çalıştıkları ilmi müesseselerce tasdik edilenlerin (36 yaşını dolduruncaya kadar, md. 35/F)
11. 11. 11. 11. Yabancı bir ülkede çalışma ve oturma iznine sahip olarak bulunan yükümlülerden bu durumlarını tevsik eden belgelerle bulundukları yerlerdeki Türk Konsolosluklarına başvuranların (38 yaşına kadar,iki yılda bir durumları gözden geçirilmek şartıyla, md.35/G).
12. 12. 12. 12. Barış zamanı, çağrıldıkları sırada tutuklu veya hapis bulunanların ( md. 39/1)
askere sevk işlemleri ertesi seneye bırakılır veya ertelenir. Ertesi seneye bırakma dışında kalan hallerde erteleme süresi halin icaplarına göre bir yıl veya daha fazla olabilir. Ertesi seneye bırakma işlemleri kişinin yerli askerlik şubesinin teklifi ve Askerlik Dairesinin onayı ile, ertesi seneye bırakma hali dışındaki sevk tehiri işlemleri ise kişinin bağlı bulunduğu Askerlik Dairesi ve ilgili kurumun teklifi ile Milli Savunma Bakanlığınca karara bağlanır. Bakanlığın ve askerlik şubelerinin bu işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Açılan bu davalarda işlem askerlik şube ve dairelerince yapılmış olsa bile, davada hasım olarak Milli Savunma Bakanlığı gösterilir (AYİM Kn. Md.24)
Sevk tehiri işlemleri için tarafların isteği yeterli değildir. Milli savunma Bakanlığı'nca da bu konuda işlem tesisi gerekir. Ayrıca kanunkoyucu "sevk tehiri işlemi yapılabilir" hükmünü getirmekle (Md.35/E) MSB'na bu konuda takdir yetkisi tanımıştır (AYİM 2.D. 24.10.1990; 90/108-325 E-K). Ancak, bakanlığın sevk tehirini kabul edip etmemesi yönünde takdir hakkının bulunduğu hallerde dahi, bu takdir hakkının objektif olarak kullanılıp kullanılmadığı her zaman denetlenebilir. Örneğin AYİM bir kararında "bağlı olduğu devlet dairesince bir uluslararası kuruluşta görev almak üzere ücretsiz izinle yurtdışına çıkan davacının, 1111 sayılı kanunun 35/E maddesi uyarınca askerliği davalı idarece birinci defa ertelenmesine rağmen, yurtdışı görevinin uzaması sonrasında aynı konuda vaki talebinin hukuka uyarlı düşmeyen bir takım gerekçelerle reddini " hukuka aykırı bulmuş ve vaki talebin reddi işlemini iptal etmiştir (AYİM 2.D. 3.2.1999; 1998/372-204, E-K).
İdari işlemin dayandığı diğer bir idari işlemin idari yargı organlarınca iptali üzerine, iptal edilen idari işlemin dayandığı son idari işlem de sebep yönünden hukuka aykırı olur ve iptali kabil hale gelir. Örneğin AYİM 2. D.'nin 8.10.1999 tarih ve 1999/208-575 esas ve karar sayılı kararında bir dava ile ilgili olarak belirtildiği üzere; "yurtdışında kendi imkanlarıyla oturmakta olan davacının yüksek öğreniminin Milli Eğitim Bakanlığı'nca tanınmaması işleminin İdare Mahkemesince iptal edilmesi karşısında; bu nedene dayalı askerliğin tecil edilmemesi işlemi de hukuki dayanağını yitirmiştir". Ancak Yüksek Mahkeme bu konuda sağlık sebebiyle askerliğe elverişsiz olduğuna karar verilenler hakkında farklı düşünmektedir. Örneğin, Yüksek Mahkeme somut bir olaya ilişkin verdiği bir kararında "askerlik yükümlülüğünden muaf tutulmasını gerektirecek derecede kulaklarından rahatsız olduğu tıbben kanıtlanan ve bu nedenle silah altına alınmayan davacının, zamanla sağlık durumunda meydana gelen iyileşmeler sonucu askerliğe elverişli hale gelmiş olması; hukuka uygun olan askerlikten çıkarılmasıyla ilgili işlemin geri alınarak, idarece askere sevk işlemi tesis edilmesinin haklı nedenini oluşturmaz" (AYİM 2.D. 17.6.1998; 1997/438-521 E-K ) demek suretiyle sağlığa ilişkin konularda idari işlemin yapıldığı tarihteki mevcut durumun dikkate alınacağını kabul etmekte ve sonradan husule gelen değişikliklerden tesis edilen idari işlemin etkilenmeyeceğini kabul etmektedir. Bu esasın Yüksek Mahkemenin 2.D. 3.12.1987 tarih ve 1997/397-168 sayılı kararında da göz önünde tutulduğu görülmektedir. Gerçekten, bahse konu bu kararda "6 yıl önce askeri hastane sağlık kurulunun usulüne uygun ve onaylanmış raporuna dayanılarak askerliğe elverişli olmadığı için terhis edilen davacının, raporun verildiği hastanenin bazı tabipleri hakkında yapılan adli soruşturma sonucunda kontrol ve muayenelerine, ardından da GATA Profesörler Sağlık Kurulu'na sevkini takiben yeniden askere çağrılması yolundaki işlem; davacının hilesi ve yalan beyanı ya da ortada bir sahtelik hali mevcut olmadığından, 'idari istikrar' ilkesi karşısında hukuka aykırılıkla karşılanmıştır" denmektedir. Benzer şekilde "eski yasa hükümlerine göre mevcut arızası nedeniyle askerliğe elverişsiz sayılarak ihtiyata ayrılan davacının, bilahare değişen yasa hükmüne dayanılarak hakem muayenesine sevki mümkün değildir" (AYİM 2.D. 6.12.v 1989; 1989/284-350 E-K) şeklinde karar vermek suretiyle Yüksek Mahkeme sağlık işlemlerinde adeta kazanılmış hak prensiplerini uygulamaktadır.
Yukarıda belirtilen şartlar dahilinde askere sevkleri ertelenen yükümlülerin erteleme tarihinden önce ertelemeye esas çalışmalarını bırakmaları halinde durum en geç iki ay içinde ertelemeyi teklif eden kurumlar tarafından MSB'ye bildirilir ve bakanlıkça sevk tehiri işlemi iptal edilir (Md. 35/E-son). Sevki tehir edilenlerin tehirlerinin iptali işlemi sadece sevk tehiri işlemini gerçekleştiren MSB tarafından yapılabilir. Aksi uygulamalar, örneğin sevk tehiri işleminin Askerlik Şubesi tarafından gerçekleştirilmesi yapılan idari işlemi yetki yönünden sakatlar ve iptalini gerektirir (AYİM 2.D. 4.12.1991; 91/539-478 E-K). Ertesi seneye bırakılanlar kendi istekleri ile veya ertesi seneye bırakma işleminin sebeplerinin ortadan kalkması durumunda o yıl askere sevk edilebilirler (md.36/1). Ertesi seneye terk edilenlerden mezun olanlar ile herhangibir şekilde okulları ile ilişikleri kesilenlerin durumları ilgili fakülte veya yüksekokullarınca en geç iki ay içinde bağlı bulundukları askerlik şubelerine bildirilirler (md. 36/son). 36 ncı maddenin son fıkrası uygulanarak bir hükümlünün sevk tehirinin kaldırılabilmesi için bu yükümlünün ertelemeye esas çalışmalarını bırakması gerekmektedir. Bırakma olarak nitelendirilemeyecek hallerden dolayı örneğin atama sebebiyle sevk tehirinin kaldırılması işlemi gerçekleştirilemez (AYİM 2.D. 4.12.1991; 91/539-478 E-K).
Haklarında Askerlik kanununun 86 ve 89 ncu maddeleri gereğince soruşturma açılanların askerlikleri ertelenmez, ancak bakayalardan bakaya kaldığı sürenin başlangıcı sevk tehir işlemine sebep olan eğitim,staj, yüksek lisans, ihtisas ve doktora tarihlerinden sonraya rastlayanlar hakkında sevk ertelemesi işlemi yapılabilir. Örneğin, bakaya kalmak suçundan kesinleşmiş mahkumiyeti bulunan kişinin, tıpta uzmanlık eğitimi görmesi nedeniyle dahi olsa askere, sevkinin tehiri ve sevk emrinin iptali mümkün değildir. (AYİM 2.D. 20.11.1996; 1996/227-957 E-K). Ancak, İdarenin herhangibir yargı kararı olmaksızın yükümlüleri bakaya veya yoklama kaçağı olarak değerlendirdiği hallerde, AYİM'nin ilgili dairesi tarafından bu vasıflandırmaların içeriği kontrol edilebilmelidir. Örneğin Askerlik Şubesi tarafından bakaya olarak nitelendirildiğinden bahisle hakkında Askerlik Kanunu'nun 35/E maddesi'nin üçüncü paragrafı uygulanarak sevk tehiri talebi reddedilen yükümlünün işbu kararın iptalini talep etmesi durumunda; AYİM ilgili dairesi, maddi olayda örneğin yükümlüye Sevk İçin Çağrı Pusulasının tebliğ edilip edilmediği, tebliğin usulüne uygun olup olmadığı, Sevk için Çağrı Pusulası tebliğ tarihi ile sevk emrinin alınacağı gün arasında 15 gün ve daha fazla sürenin yükümlüye tanınıp tanınmadığı gibi halleri göz önünde tutabilmeli ve yükümlü hakkında Askerlik Kanunu'nun 86 ve 89 ncu maddeleri uyarınca işlem yapılmasını gerektirir bir hal olmadığını tespit ettiği ahvalde erteleme talebinin reddi işlemini iptal edebilmelidir. Yüksek Mahkeme tarafından somut olaylara ilişkin bu yaklaşımın sergilendiği görülmektedir. Örneğin Yüksek Mahkeme 2.D. 20.11.1996 tarih ve 1996/227-957 E-K sayılı kararında yukarıda belirtilen düşünce tarzına uygun olarak, "devamsızlık sebebiyle yükseköğrenimle ilişiği kesilmesine rağmen bilahare yeniden sınavı kazanıp yükseköğretime kaydolan, bu arada askere sevki yolunda kendisine kendisine usulüne uygun bir tebligat da yapılmayan bir yükümlünün askere sevk işlemini hukuka aykırı" bulmuş ve iptal etmiştir. Yüksek Mahkeme yine aynı kararında " Askerlik Kanunu'nun 75 nci maddesi uyarınca askerlik çağında bulunan mükellefler şube mıntıkasından 15 günden fazla uzaklaşmaları halinde adreslerini bildirmekle yükümlü iseler de, bunun yerine getirilmemesinin sonucu aynı maddede gösterilen idari cezaya çarptırılmaktır. Bu itibarla davacının Askeri Ceza Hukukunun öngördüğü anlamda bir bakayalığı veya yoklama kaçağı durumu sözkonusu değildir " şeklinde içtihatta bulunmuştur. Bu karardan da rahatlıkla anlaşılabileceği gibi Yüksek Mahkeme herhangi bir yargı kararı olmaksızın yükümlülerin bakaya veya yoklama kaçağı olarak nitelendirilerek sevk ertelemesi taleplerinin reddi halinde, işin esasına girip somut olayda Askeri Ceza Hukuku açısından bakaya veya yoklama kaçağı olarak nitelendirilebilecek bir halin olup olmadığını irdelemektedir. Bu yaklaşımın ise hukuki açıdan yerindeliği tartışılamaz.
Askerlik Kanunu'nun 35 ve 36 ncı maddelerinde bahsedilen erteleme sebeplerinden herhangi birinden diğerine geçiş mümkündür. Ancak bunun için her iki erteleme sebebine bağlı şartları haiz olmak ve bir sebepten diğerine geçiş anında yoklama kaçağı veya bakaya durumunda kalmamak gerekmektedir. Örneğin daha önce müteaddit defalar yüksek öğrenim ve yurtdışında çalışma nedenleriyle askerliği ertelenen bir yükümlünün yoklama kaçağı olarak arandığı bir evrede yeniden yüksek öğrenime kayıt yaptırması sonucunda tecil talebinin kabul edilmeyerek askere sevk edilmesi yönündeki işlem hukuka uygundur (AYİM 2.D. 16.6.1999; E. 1998/9952-447 E-K). Benzer şekilde; Askerlik Kanunu'nun 35/C maddesi uyarınca yüksek öğrenim gören bir yükümlünün 29 yaşına kadar askere sevkinin ertelenmesi ancak bu öğrenimin kesintisiz olarak devam etmesi koşuluna bağlıdır. Bu yüzden, kayıtlı olduğu yüksek okuldan kaydının silinmesi nedeniyle askerliğine karar alınan bir yükümlünün, yeniden bir başka yüksekokula kayıt yaptırdığını belirterek askerliğinin ertelenmesini talep etmesinde hukuki haklılık yoktur ve askere sevk işlemi yerindedir (AYİM 2.D. 12.5.1999; 1998/723-338 E-K). Bu konuda bir başka ihtimal de yükümlünün başvurduğu okulun öğrenim süresi ile yaşı birlikte değerlendirildiğinde;devam etmeyi düşündüğü okulu en erken zamanda bitireceği kabul edilse bile bu süre sonunda yaşının 29'u aşmasıdır. Yüksek Mahkeme buna benzer bir halde " bu talebin kabulü halinde iki yıllık bir yüksekokulu daih kazansas bu süre zarfında 29 yaşını dolduracağı sabit olan davacının, söz konusu tecil isteminin reddi ile askere sevki yolunda tesis edilen işlem hukuka uygundur." şeklinde karar vermiştir (AYİM 2.D. 26.04. 1995; 1994/1318-313 E-K)
Yeri gelmişken yaş düzeltmesi işlemlerine de değinmek gerekir. Bilindiği üzere Askerlik Kanunu'nun 81 nci maddesiyle askerlik çağına girdikten sonra gerçekleşen yaş düzeltmelerinin askerlik işlemlerine esas alınamayacağı ve ilgilinin askerlik durumunu etkilemeyeceği belirtilmiştir. Bu konuda dikkate alınacak husus askerlik işlemlerine temel alınacak tarih yaş tashihi davasının açıldığı tarih değil, açılan davanın sonuçlandığı tarihtir. Bir başka deyişle, önemli olan yükümlünün sözkonusu dava sonuçlandığında askerlik çağına girip girmediğidir. Bu husus Yüksek Mahkemenin 8.12.1999 tarih ve 1999/513-737 sayılı kararında da somut bir olaya ilişkin olarak; "davacının askerlik çağına girdikten sonra sonuçlanan yaş tashihi kararı dikkate alınmadan, idarece askere sevki yolunda tesis edilen işlemde hukuka aykırı bir yön yoktur" şeklinde ifade edilmiştir.
Askerlik Kanunu'nun 35/C maddesinde belirtilen ertesi yıla erteleme için orta okul ve liseler bakımından, özel ya da devlet, gündüz ya da akşam okulu ayırımı yapılmamıştır. Bu yüzden, Akşam Lisesi'nde öğrenci olan bir yükümlünün askerliğe sevkinin ertelenmesi gerekirken, aksi yönde tesis edilen işlem hukuka uyarlı değildir (AYİM 2.D. 23.6.1999; 1999/76-467 E-K). Yurt dışında doktora öğrenimi yapanların sevk tehirlerinin Askerlik Kanunu'nun 35/E maddesi uyarınca, 33 yaşını doldurdukları yılın sonuna kadar yapılması mümkün olmakla beraber; ilgili yönetmeliklerde (Türk Öğrencilerin Yabancı Ülkelerde Öğrenimleri Hakkındaki Yönetmelik Md.16) öngörülen azami öğrenim süresi içinde bu eğitim tamamlanamadığı taktirde, salt 33 yaşını doldurmadığı gerekçesiyle sevk tehirinin yapılabilmesine imkan yoktur. (AYİM 2.D. 21.4.1999; 1998/924-271 E-K). Bu maddede belirtilen 33 yaş sınırı mutlak bir sınırdır, herhangibir şekilde bu sınırın aşılmasına müsaade edilemez. Bu durum Yüksek Mahkemenin 2.D. 24.10.1990; 1990/108-325 E-K Sayılı kararında ".yurtdışında ihtisas yapmakta olan davacının her ne sebeple olursa olsun, 1111 sayılı kanunun 35/E-2 maddesinde öngörülen yaş sınırını aşacak şekilde askerliğinin tecili mümkün değildir" şeklinde belirtilmiştir.Bu sınırın bir tek istisnası vardır, o da yükümlünün Askerlik Kanunu'nun 81 nci maddesine uygun olarak askerlik çağına girmeden önce yaş düzeltmesi yapmış olmasıdır.
Askerlik Kanunu'nun 35/D maddesinde silah altında bulunan bir veya daha fazla kardeşi olanların askere sevk olunmayacağı ifade edilmiştir. Burada bahsi geçen "kardeş" ibaresi Anayasanın 72 nci maddesinde ifadesini bulan askerlik ödevini yerine getirmekle mükellef olan yükümlülerin kardeşlerini kapsamaktadır. Askerliği meslek olarak seçmiş bulunan Subay ve astsubayların kardeşleri hakkında bu maddenin uygulanma imkanı yoktur. Bu durum Yüksek Mahkemenin bir kararında " subay astsubay gibi yasal bir yükümlülüğü olmadığı halde askerliği meslek edindiği için yapan kişilerin bu hükümden yararlanması söz konusu olamayacağından astsubay olan kardeşi şehit düşen davacının askerlik hizmetinden muaf tutulmasına imkan yoktur" şeklinde ifade edilmiştir (AYİM 2.D. 14.6.1995; 1995/33-538 E-K).
Bütün bu bahsedilenlerden de kolaylıkla anlaşılabileceği gibi; Yüksek Mahkeme askere sevk işlemleri konusunda yükümlüler ile idare arasında çıkan problemleri idare hukukunun yerleşmiş prensipleri ışığında görüşmekte ve karara bağlamaktadır. Bu durum aynı zamanda Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin ihdas edilme maksadını da oluşturan “askerlik hizmetlerine ilişkin idari uyuşmazlıklarda ilk ve son derece ihtisas mahkemesi olması” özelliğinin de doğal bir sonucudur.
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİN İHTİYAÇ DUYDUĞU YEDEK SUBAY
ADAYLARININ SEÇİMİNE İLİŞKİN ŞEKİL VE ESASLAR İLE CELP
USULLERİ HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK
MADDE 1 – 3/10/1984 tarihli ve 18534 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Türk Silahlı Kuvvetlerinin İhtiyaç Duyduğu Yedek Subay Adaylarının Seçimine İlişkin Şekil ve Esaslar ile Celp Usulleri Hakkında Yönetmeliğin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"j) Test ve mülakat: Yükümlülerin mensubu olacağı kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının belirlenmesi, sınıf ve branşlarının tespiti ile yedek subay veya er olarak ayrılmaları için başvurulacak yöntemdir."
MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 5 – Test ve mülakat yönteminin amacı; yükümlülerin mensubu olacağı kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının belirlenmesi, sınıf ve branşlarının tespiti ile yedek subay olma aşamasında, isteklilerin Türk Silahlı Kuvvetlerinin yedek subay ihtiyacına miktar, meslek ve vasıfları itibariyle uygun olmaması halinde, meslek ve vasıflarına göre miktar, istek durumu, test başarı durumu gibi esaslara dayalı bir seçimle, Silahlı Kuvvetlerin yedek subay ihtiyacına ayırmaktır."
MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"3) Kara Kuvvetleri Komutanlığınca;
A - Her celp döneminde test ve mülakat merkezleri açılır.
B - Test ve mülakata katılan yükümlülerden er olmak isteyenlerden dilekçe alınır.
C - Test ve mülakata katılan yükümlüler Millî Savunma Bakanlığı celp emri esaslarına uygun olarak, test ve mülakat neticelerine göre bilgisayarca;
(a) Yükümlü miktarı yedek subay ihtiyacı kadar veya daha az ise, yükümlülerin tamamı yedek subay adayı olarak ayrılır.
(b) Yükümlü miktarı sınıf kontenjanları, meslek ve vasıfları itibariyle Türk Silâhlı Kuvvetlerinin yedek subay ihtiyacından fazla ise istekliler ere ayrılır. Kalan miktar yine ihtiyaçtan fazla ise fazla miktar da ere ayrılır.
(c) Yükümlülerin miktarı, sınıf kontenjanları, meslek ve vasıfları itibariyle yedek subay ihtiyacından fazla ise, istekliler ayrıldıktan sonra kalan miktar ihtiyacı karşılamazsa, istekli er olmak isteyenler arasından yedek subay adayı ihtiyacı karşılanır.
(d) Yedek subay adayı ve ere ayrılan yükümlülerin; mensubu olacağı kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile sınıfları ve branşları ayrı ayrı belirlenir. Piyade sınıfının branşları, sınıflandırma işlemi sonunda komando olarak ayrılanlardan komando niteliği olmadığı tespit edilenlerin belirlenmesini müteakip, Kara Kuvvetleri Sınıflandırma ve Sınıflandırma Kurulları Yönergesinde belirlenen esaslara göre tespit edilir.
(e) Yedek subay adayları ile istekle veya seçim neticesi ere ayrılanların isimleri iki ayrı liste halinde dörder nüsha olarak Kara Kuvvetleri Komutanınca onaylanır.
Onaylanan listelerin birer nüshası Millî Savunma Bakanlığına ve ilgili Kuvvet Komutanlıklarına gönderilir.
(f) Yedek subay adaylığına ayrılmış yükümlüler, ayrılmış oldukları sınıfın sınıf okuluna, er statüsüne ayrılanlar ise Kuvvet Komutanlıklarınca önceden belirlenmiş bulunan eğitim birliklerine sevk edilirler."
MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Yüksek öğrenim kurumu mezunu yükümlülerin; mensubu olacağı kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının belirlenmesi, ilk sınıflandırılmaları ve branşlarının tespiti Türk Silahlı Kuvvetleri Sınıflandırma Yönetmeliği ve özel yönergelere göre, Silahlı Kuvvetlerin ihtiyacı dikkate alınarak Kara Kuvvetleri Komutanlığınca yapılır."
MADDE 5 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 6 – Bu Yönetmelik hükümlerini Millî Savunma Bakanı yürütür.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Kripto Transferi Nedeniyle 7258...
18-06-2025, 09:12:38 in Ceza Hukuku