Hayata dair...

> OS - 2866
Tuşları gıdıklayın!
* TURKCELL, TELSİM ve AVEA’dan; “OS” yazıp boşluk bıraktıktan sonra mesajınızı yazıyorsunuz, “2866”ya gönderiyorsunuz...
Çok bir şey değil; “4 SMS / 8 KONTÖR”...

> SMS BÜLTENİ...
Naciye Özlem’e duyurlur: Hedefime ulaşacağım... Bozkırın tezenesi...
Ben Gebze’den Zabıta Hakan Özcan... Kars’a selam... Dadaş...
Abi Allah razı olsun hediye ettiğin kitabın elime geçti, çok teşekkür ederim... Bu arada fotoğraflar da süper... Denizli’den Gülcan...
Ben Galatasaraylıyım, İliç’e de hastayım... Canım İliç’im (iliÇ&kbr)
Ben Samsun’dan Onur küçük... İtiraf ediyorum çok tatlı bir kıza aşık oldum...
Doğum günün kutlu olsun bitane kuzenim... Kilometrelerce uzağa kaçsan da sevgimiz aynı... DKDye8dn

> Hayata dair...
Beni bıraktın ve kendi yoluna devam ettin...
Senin için matem tutmayı ve uzaklaşan hayalini altından bir şarkı ile yoğrulmuş olarak kalbime yerleştirmeyi düşündüm...
Fakat ey benim kara talihim, ne yazık ki, vakit dardır...
...
Gençlik yıldan yıla yıpranır, bahar günleri uçucudur; nazlı çiçekler hiç yoktan solar, ölürler...
Ve tecrübeli arif kişi, hayatın, lotus yaprağındaki bir şebnemden başka bir şey olmadığına beni uyarıyor...
Bana arkasını dönen birisine bakmak pahasına bütün bunları ihmal mi edeyim?...
Bu, kaba ve aptalca bir hareket olur... Zira vakit dardır...
...
Bir köşeye oturup ilham almak ve her şeyimin sen olduğunu kafiyelemek ne tatlıdır...
Kederleri kucaklamak ve hiçbir
suretle avunmamaya karar vermek kahramanca bir haldir...
Fakat taze bir yüz, kapımdan beni gözetliyor ve gözlerini gözlerime kaldırıyor...
Gözyaşlarımı silmekten ve yeni şarkımın makamını değiştirmekten başka bir şey yapamıyorum...
Zira vakit dardır...
(...Tagore)



> Tebeşir Tozu...
“-Sakın sofrada tartışmayınız... Nasıl olsa tok olan kazanacaktır...” (...Whaley)



> kadınlar & erkekler
(...Kadınların tartışma başlatıcı hassas sözleri)
> Bilgisayar oyunları, beyin hücrelerine zarar veriyor.
> Cep telefonundan aradım, bütün gün kapalıydı... Nerelerdesin sen?...
> Futbolculara milyon dolarlar verilip, bir topun peşinde koştuklarına inanamıyorum...
> Yan masadaki kadını tanıyor musun, neden sürekli sana bakıyor...
> Artık beni eskisi kadar sevmiyorsun... Nişanlıyken günde kaç kere arardın...
> Daha geçen gün arkadaşlarınla buluşmuştun... Bekar gibi yaşıyorsun...

> Bugünün buluşu
> İlk kez bir reklamda tüketiciye “Size bir telefon kadar yakınız” çağrısında bulunuldu...
(...21.03.1983)




> itiraf reyonu...
(...isim: mehmed yavuz ...şehir: yalova ...yaş: yirmibir)
Abi geçenlerde bir itirafımı yayınlamıştınız,
Arkadaş bir arkadaşın abisini sorarken, “Senin abin ne renk” diye sormuştu...
İşte o arkadaş itirafı gazetede okumuş, ama ismi okumadan beni aradı herhalde ki anlatıyor,
“-Oğlum bak aynısını başka biri de yaşamış... Ben tek değilim yani, bir de utanmadan dalga geçtin
benimle
saatlerce...”

(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)



> Tuzaktan Kumanda...
(...Kanalı belli olmayan diyaloglar)
YASEMİN BOZKURT: Aşklarınız, sevdalarınız ve ihanetleriniz için hepinize teşekkür ederim...
***
SPİKER: Öldürüldükten sonra korkunç işkencelerden geçirildiler...
***
SEDA SAYAN: Büyü demeyelim biz ona, büyü diye bir şey yok, Sihir diyelim...
***
SPİKER: Az sonra haberi gelişmiş bir şekilde ileteceğim sizlere...
***
İBRAHİM TATLISES: Sanki telaffuzunda bir problem var... Biraz İskoç aksanına kaçıyor gibi...
***
SIRADAKİ HABER - DIŞ SES: Araba çarpan anne kız yolda ne bekledi?...
HHH
EBRU AKEL: Şöyle bir söz vardır; dağ dağa küsmüş kimsenin haberi olmamış diye...


> Temel’in yeri...
Temel’le Dursun beraber araba almış... Neyse trafik lambasına gelmişler, ışık kırmızıdaymış...
Temel, Dursun’a:
“-Ula ne güzel renk görüyor musun?...”
Sonra yeşil olmuş, Dursun Temel’e:
“-Ben bu rengi daha çok beğendim...”
Sonra turuncu olmuş, ikisi birden:
“-İşte bu en güzelidir...”
En sonunda tekrar kırmızı olmuş, Temel Dursun’a:
“-Hadi sür, bunu daha önce gördük...”
***
Temel kahveye girmiş, çayını içmiş ve dışarı çıktıktan az sonra geri dönmüş...
Sinirli bir şekilde bağırmaya başlamış:
“-Benim arabamı kim çaldıysa hemen geri versin...”
Hiç kimsede ses yok ve Temel bir kez daha:
“-Arabam 5 dakika içinde gelmezse 1980’de yaptığımı bugün de yaparım...”
Herkes korkmaya başlamış... Sonra Temel’in arabasını getirmişler...
İçlerinden biri dayanamamış ve sormuş:
“-1980’de ne oldu?...”
Temel adama doğru dönmüş:
“-1980’de yine arabam çalınmıştı... Ben de yürüyerek eve gitmiştim...”


> S.Ö.Z. der ki;
“-Seven ortada dolaşır, belli etmez... Aşık olan gizlenir, saklayamaz...”
(...Formülü çözdüğünde ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)

> Bizimkiler...
Son yılların en önemli olaylarından biri, dikkatli okuyun...
Engin Abi gazeteye haber yazdırıyor...
“Galatasaray amigosu Sezgin, İliç’e olan sevgisinden dolayı, dilekçe vererek nüfus cüzdanına ‘İliç’ ismini yazdırdı...”
Haber süper...
“Akşam saatlerinde kimliğin fotokopisini geçecek” dediği kimlik fotokopisi gelince Sezgin’in Engin Abi’yi keklediği ortaya çıktı...
Kimlikte İliç yazıyor ama Sezgin, Erzincan’ın İliç kasabasındanmış...

> sağdan - soldan
(...Yalova - Kamyon Arkası - Hakan Yavuz)
“-SEVGİNİ TAŞIMAK DEĞİL, HASRETİNİ ÇEKMEK ZOR...”
***
(...İstanbul - Araba Arkası - Burak Erken)
“-ÇIPLAK TEKER KAPIŞIRIM... YOL KURDU...”
***
(...İzmir - Mağaza Camı - Ersan Gündüz)
“-ACUN FİRAR ETTİ, GÖMLEĞİ BURADA...”




> sanatik kritik
“-En büyük korkum karşıdakinden çabuk sıkılmaktır... Gerçek diye kanıp iki üç ay sonra sıkılmak çok kötüdür... Kadına karşı üstünlük sağlamak da kötüdür... Sürekli huzurlu olmak ise en kötüsüdür...” (...Fazıl Say)


> politik kritik
“-CHP’nin bu hali, ana muhalefetin ağırlığını, ciddiyetini yok ediyor... Çok önemli, kayda değer iddialar dahi yankı bulamıyor... Kendisi sivil siyasete inanmadığı için, ana muhalefet de inandırıcı olamıyor...”
(...Mehmet Altan)

> sportik kritik
“-Alex benim çocukluk arkadaşım... Futbol yaşantısı boyunca, bana karşı mahalle arasında oynadığımız maçlar dahil, tek galibiyeti yok... Bu da şunu gösteriyor ki, kupa ve ligde bu gelenek sürecek...” (Ricardinho)



> Söz Market “Haşlamalar Taşlamalar” çerçeve yazıları: BİRAZCIK AKIL: Bugünlerde / Hiç kimse / Kılını kımıldatmıyor / Bir başkası için.../ Kendi kılı / Kıpırdamak istediğinde / Kılını kıpırdatacak / Bir kıl bulamıyor / Kendi kılından başka.../ Son söz olarak; / Çok kıl olduk. Çok kıl... / Bu bencilliğin sonu yok. / Dileğim, hepimize birazcık akıl... YALNIZLIK 1: Yalnızım... / Öyleyse özgürüm... / Ne olur ?... / Kısa sürsün bu özgürlük... YALNIZLIK 2: Yalnızlık / Durup durup çalma kapımı... / Ben evde yokum... YALNIZLIK 3: Şu koca sahilde / Bir ben, / Bir de dalga sesi. / İşte o dalga sesi... / Aldı götürdü yalnızlığımı... KILIÇ BALIĞI: Balıkçı amca / Ben hiç kılıçbalığı görmedim... / Adını duydum, / Görmeden sevdim... / Bu mektubu ona götür / Sevgimi anlatıyor... / Birkaç hece / Ondan da bana haber getir... / Acele... SEN ÜŞÜME ANNECİĞİM: Sen üşüme anneciğim. / Sana güneş resmi çizeceğim... 15.01.2007 Ankara (osman.yavuz.inal)