Genelkurmay Başkanlığı, "basın yayın organları hakkında değerlendirme raporu hazırlandığı" şeklindeki haberlerin ardından, konuyla ilgili adli soruşturma başlatıldığını bildirdi.
Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan açıklamada, "8 Mart 2007 günü Genelkurmay Başkanlığının basın yayın organları hakkında değerlendirme
raporu hazırladığı şeklindeki haberlere medyada yer verilmiştir. Konu ile ilgili adli soruşturma başlatılmıştır" denildi.
İŞTE O RAPOR
RADİKAL - İSTANBUL
Genelkurmay'ın medya kuruluşları için hazırladığı güvenilirlik değerlendirmesi raporu sızdı. Raporda hangi gazeteci ve kurumun hangi 'hata'ları yaptığı tek tek anlatılıyor...
"Akreditasyon kelimesi 'itimatname vermek', 'güvenilir sıfatı vermek' anlamlarına gelen Latince 'acreditus' kelimesinden türemiştir. Anlamı; 'resmi olarak yetkilendirmek, icazet vermek, uygun görmek'tir. Aynı kökten türeyen 'credentials' kelimesi, 'kimlik kartı, itimatname, referans, ruhsat' gibi anlamlara gelmekte olup, 'press credentials' ibaresi de 'gazeteci kartı' anlamında kullanılmaktadır."
Bu cümleler, bir sözlükten değil, Genelkurmay İkinci Başkanlığı'na Kasım 2006'da sunulan, hangi medya kuruluşları ile hangi gazetecilerin Türk Silahlı Kuvvetleri'yle ilgili haberleri izleyebileceğini belirleyen, medya kuruluşları hakkında ayrıntılı değerlendirmeler yapan 'ANDIÇ' başlıklı belgeden alındı. 'Akredite Basın ve Yayın Organları Yeniden Değerlendirmesi'ni amaç edinen belgede, medya kuruluşları ile gazeteciler 'TSK yanlısı' ve 'TSK karşıtı' olarak sınıflandırılıyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nde 28 Şubat süreciyle birlikte başlatılan ve 10 yıldır düzenli olarak sürdürülen medya kuruluşlarına ilişkin 'güvenilirlik' (akreditasyon) değerlendirmesinin sonuncusunu Nokta dergisinden Ahmet Şık ele geçirdi. Dokuz adet, toplam 52 sayfa olan 'hizmete özel' yazılar arasında daha önce akredite olmuş gazete ve televizyonların TSK ile ilgili yaptığı haberlere 'artı' ve 'eksi' notlar verilerek düzenlenmiş bir değerlendirme cetveli de yer alıyor.
Daha önce Uzan Grubu'nun elinde olup, TMSF (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) tarafından satışı gerçekleştirildikten sonra yeniden yapılanma içine giren Star gazetesi ile aşırı milliyetçi sağcı Yeni Çağ gazetesi hakkında özel bilgi notlarının bulunduğu değerlendirme yazılarından biri de Radikal gazetesinin bir yazarına ayrılmış. Yeni Şafak, Vakit, Zaman, Evrensel, Birgün, Özgür Gündem gibi gazetelerle Kanal 7 televizyonunun zaten akredite olmadıkları için değerlendirme dışı tutulduğu 'hizmete özel' yazılarda, medya grupları, gazeteler ve televizyonlar hakkında özel değerlendirmelere yer veriliyor. Genelkurmay'ın akreditasyon uygulamasında yapacağı yeniden değerlendirmeye ilişkin önerilerin de bulunduğu yazılarda, medya kuruluşlarında bazı gazetecilerin isimleri de zikredilerek 'akredite edilmemeleri' gerektiği açıkça belirtiliyor. Buna göre Radikal'den dört gazeteci, Takvimden bir gazeteci, SKY Türk televizyonundan bir yorumcu, Jane's Defense Weekly dergisinden bir gazeteci, Haber Türk televizyonundan iki gazeteci, Kanal Türk televizyonundan da bir gazeteci olmak üzere toplam 10 kişinin TSK'daki akreditasyonunun iptali isteniyor. Bunun yanı sıra Halka ve Olaylara Tercüman ve Star gazetelerinin yeniden yapılanma içinde olmaları gerekçe gösterilerek akreditasyonlarının askıya alınması, TGRT televizyonu ile Kanaltürk televizyonunsa 'bir müddet izlendikten sonra' akreditasyonunun 'devamı ya da iptal edilmesi' için karar verilmesi isteniyor.
Gazeteler
Ocak-Eylül 2006 tarihlerini kapsayan 'Gazetelerde Yer Alan Haber ve Yorumların Değerlendirmesi' başlıklı EK-A belgesinde, gazetelere TSK'yı ilgilendiren haberleri için 'olumlu' ya da 'olumsuz' oluşuna göre 'artı' ve 'eksi' diye notlar verilmiş. TSK değerlendirmelerine göre, Ocak- Eylül 2006 tarihleri arasında TSK'yı ilgilendiren haberlerde Posta gazetesinin 65 artı notuna karşın 22 eksisi; Hürriyet'in 195 artısı, 46 eksisi; Milliyet'in 150 artısı, 40 eksisi; Radikal'in 66 artısı 84 eksisi; Yeni Çağ'ın 206 artı, 27 eksisi, Cumhuriyet'in de 156 artısı, 21 eksi sivar. Star gazetesininse artı ve eksi puanları 71-71 eşit. 'Hizmete özel' bilgi notunda gazetelerin 'olumlu-olumsuz haber istatistikleri' bir de her ay için çizilen grafiklerle anlatılıyor.
Amaç TSK'yı korumak
Belgeler, askerin 28 Şubat 1997 tarihinde gerçekleştirilen Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonrasında medyaya yönelik sıkı takibini, oldukça geliştirdiğinin de göstergesi. 'ANDIÇ' başlıklı belgede, akreditasyon uygulamasının TSK açısından 'bölücü-yıkıcı unsurlara destek sağlayanlardan' korunma amacı taşıdığı şu cümlelerle ifade ediliyor:
"1997 yılında, Genelkurmay Başkanlığı tarafından basın-yayın kuruluşlarının 'güvenilirlik' denetimine tabi tutulmasına başlanmasıyla; Anayasa'nın değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez esasları, İç Hizmet Kanunu ve Yönetmeliği ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nin vazgeçilmez ilkeleri çerçevesinde güvenilirlik düzeyi düşük basın-yayın kuruluşlarının TSK bünyesinde gerçekleştirilen faaliyetlere katılımı kısıtlanmış ve anılan faaliyetlere ancak güvenilirlik denetiminden geçen basın kuruluşları mensuplarının katılımı sağlanmıştır. Böylelikle, TSK'nın basın faaliyetlerinin; bölücü ve yıkıcı akımlara destek veren basın kuruluşları mensuplarının provokasyon ve kamuoyunu kasıtlı olarak yanlış bilgilendirme girişimlerinden korunması ile bunların askeri bölge, birlik ve tesislere girerek istihbarat elde etmeleri ve bunu bölücü-yıkıcı unsurlara iletmeleri ve askeri birlik, tesis, malzeme ve personele zarar vermelerinin engellenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca bölücü-yıkıcı unsurlara destek sağlayan, bunların propagandasını yapan ve yukarıda belirtilen ilke ve değerler ışığında güvenilir olarak değerlendirilmeyen basın-yayın kuruluşlarına akreditasyon verilmeyerek bunların kamuoyu nezdinde itibar görmemesi de sağlanmıştır."
Medyaya uzun takip
'Basın ve Yayın Kuruluşlarının Akreditasyon Yönünden İnceleme ve Değerlendirilmesi' başlıklı belgede, gazete, dergi ve televizyonlar tek tek 'güvenilirlik' bakımından sınıflandırılıyor. İletişim Daire Başkanı Kurmay Albay Mustafa Oğuz imzalı yazıya göre, TSK cephesinde basın kuruluşları özetle şöyle değerlendiriliyor:
POSTA
Türkiye'nin tirajı en yüksek gazetesi olan Posta'nın bir yazarının 'askerin siyasete olan müdahalesinden ve askeri harekâtlardan rahatsızlık' duyduğu vurgulanırken, üç yazarın adları zikredilerek "TSK yanlısı bir tutum sergiledikleri gözlenmektedir" değerlendirmesinde bulunuluyor. Gazetenin bir yazarı için de "Zaman zaman TSK aleyhtarı eleştirilerini dile getirmesine karşın, şehitler konusunda olumlu köşe yazıları yazdığı gözlenmektedir" deniliyor. Gazeteye ilişkin yapılan genel değerlendirme ise, "Gazetenin hem en çok okunan gazete olması, hem de marjinal yönelimlerden uzak, liberal-çoğulcu bir anlayış benimsemesi nedeniyle TSK'nın mesajlarını kamuoyuna iletmede önemli bir aracı olacağı, bu bağlamda akreditasyonunun devamının uygun olacağı değerlendirilmektedir" şeklinde.
HÜRRİYET
Hürriyet, "Ana damar medyanın en bilinen, köklü gazetelerinden biridir. Liberal-çoğulcu bir yayıncılık anlayışına sahiptir. Türk basınının amiral gemisi" diye anılıyor. Gazetenin TSK ile yaptığı "10 Mart 2004 tarihinde, Sabiha Gökçen'in Ermeni asıllı olduğu iddiası ve 2'nci Zırhlı Tugay Komutanlığı'ndan kaymakamlıklara gönderilen genelgede kamuoyunda 'sosyetik fişleme' olarak yer alan etnik, dini, marjinal ve diğer gruplara üye olan şahısların isimlerinin belirlenmesinin istenmesi haberi" anımsatılırken, bu haberleri yapan gazetecinin de adına dikkat çekiliyor. Gazetenin 10 Ekim 2004 tarihli "Kandil Dağı'nda PKK'yı sempatik gösteren" haberinin kamuoyunda tepki çektiği de vurgulanıyor. Gazetenin yazarlarına ilişkin yapılan değerlendirmelerde ise iki yazarın 'askeri harekatlara karşı oldukları' buna karşılık adı zikredilen beş yazarın ise 'genel tutumunun TSK lehinde olduğu' ifade ediliyor. Gazetenin bir yazarı hakkında ise, "Eski Genelkurmay Başkanı (E) Org. Hilmi Özkök döneminde olumsuz eleştirilere yer vermekle birlikte, genel olarak TSK yanlısı olarak tanınan bir yazardır" değerlendirmesi yapılıyor.
MİLLİYET
Milliyet gazetesiyle ilgili notlarda, "Liberal-çoğulcu bir yayın politikası benimsemekle birlikte, sol eğilimi olduğu bilinmektedir. Atatürkçülük konusunda net bir çizgisi vardır ve nesnel haber ve değerlendirmelere yer vermektedir" ifadeleri yer alıyor Milliyet'in TSK konusunda sansasyonal haberlere yer vermemesi de bir olumluluk olarak vurgulanıyor. Gazetenin yazarlarından birinin Şemdinli olayları nedeniyle TSK'yı eleştirdiğine dikkat çekilirken, dört yazarın adları verilerek, 'askeri harekâtlara ve askerin siyasete müdahalesine karşı' olduğu bilgisi yer alıyor. Bir yazar için de "Muhafazakâr görüşleri ekseninde TSK'ya eleştirilerde bulunduğu bilinmektedir" deniliyor. Diğer yazarlar "TSK konusunda olumlu bir tutuma sahip ve nesnel" diye değerlendiriliyor.
RADİKAL
Radikal'in akreditasyonunun 12 Mayıs 1999'dan beri devam ettiği anımsatıldıktan sonra "Doğan Grubu'nun merkez sol görüşlü gazetesidir. Okur kitlesinin AB grubu (Üniversite eğitimi görmüş ve gelir düzeyi yüksek) olduğu bilinmektedir. Köşe yazarlarının entelektüel birikimi ve deneyimi fazladır. Medya eleştirmenlerince İsrail'in Lübnan'a saldırısına en çok tepki gösteren gazete olarak anılmaktadır" değerlendirmesi yapılıyor. Radikal'in yazarlarından biri, 'TSK ile ilgili yorum yazarlarının piri' diye nitelendirildikten sonra bir başka yazarın adı zikredilerek, "TSK ile ilgili nesnel değerlendirmelerde bulunduğu saptanmıştır" deniliyor. Radikal'e ilişkin değerlendirmede ilgi çeken bir başka nokta da şöyle anlatılıyor:
"Radikal gazetesi TSK açısından dikkatle takip edilmesi gereken bir gazetedir. Zaman zaman TSK ile ilgili önemli çıkışlar yapabilmektedir. Mart-Temmuz 2005 tarihleri arasında şehit olan askerlerimizden 'öldü' şeklinde bahsetmesi tepki toplamıştır. 21 Temmuz 2005 tarihinde TSK tarafından düzenlenen medya brifinginde bu konunun gündeme getirilmesi üzerine, (...) çizgisini düzeltmiştir." Radikal'in yazarlarından biri için ayrı bilgi notu düzenlenirken, genel değerlendirme içinde de, "başarılı ve hırslı, bu yüzden ilişkilerde özel dikkat gerektiren bir gazetecidir" deniliyor. Radikal yazarlarından dördü için "TSK karşıtı" ifadesi kullanılarak, "Bu durumdan hareketle, kurumsal akreditasyonun yanı sıra kişi akreditasyonu uygulaması yapılmasının daha anlamlı olacağı değerlendirilmektedir" deniliyor. Radikal'e ilişkin sonuç değerlendirmesi ise şöyle:
"Gazetenin yazar kadrosunun çoğunluğunun TSK karşıtı sol eğilimli yazılar yazmalarına karşın, yönetim kadrosunun TSK'nın eleştirilerini dikkate aldığı; hedef kitlesinin AB grubu olması nedeniyle gazetenin Türk Basını'nda ayrı bir yeri olduğu, TSK ile ilgili konularda uzman kimi yazarların da gazetenin kadrosunda bulunması nedeniyle gazetenin akreditasyon halinin devam etmesinin yerinde olacağı; ancak TSK hakkında açık olumsuz eleştirilerinde ısrarlı olan köşe yazarları (...) kişisel akreditasyonlarının bir müddet askıya alınmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir."
REFERANS
Ekonomi ağırlıklı olması nedeniyle genel itibarıyla TSK ile ilgili nesnel değerlendirmelere yer verdiği; yanıltıcı ve yanlış bilgiler içeren haberlere yönelik olarak gönderilen tekzip metinlerini yayımlamaktan çekinmediğinden akreditasyonunun devamının uygun olacağı değerlendirilmektedir.
GÖZCÜ
Gazetede TSK karşıtı yayınların hemen hemen hiç yayımlanmadığı, eleştirilerin de TSK'nın siyasi ve toplumsal arenada daha baskın bir konumda olması isteğinden kaynaklandığı, akreditasyonlarının devamının uygun olacağı değerlendirilmektedir.
SABAH
"Merkez-liberal çoğulcu yayın politikasına sahip" olduğu belirtilen Sabah'ta dört yazar için 'TSK karşıtı', dört yazar için "TSK lehine bir tutum içerisinde oldukları" değerlendirmesi yapılıyor. Sabah için yapılan genel değerlendirme ise şöyle: "Zaman zaman sansasyonel haberler yapmakla birlikte, kamuoyunu yönlendirmede etkili bir gazete olması, Türkiye'nin ikinci büyük medya grubunun en önemli gazetesi olması nedeniyle; bu tür haberleri yapan yazarlara kişisel akreditasyon uygulanıp, yönetim kadrosu asılsız haberler şikâyet ve bilgilendirme mektupları vasıtasıyla uyarılarak akreditasyonunun devamının TSK açısından fayda sağlayacağı değerlendirilmektedir."
TAKVİM
"Magazin ağrılıklı ve politik konularda nötr yayın çizgisi nedeniyle, Doğan Grubu'nun Posta gazetesiyle benzerlik göstermektedir" denilen Takvim'deki en önemli değişiklik, Haziran 2006'da 'TSK karşıtı' bir gazetecinin yazar kadrosuna dahil edilmesi olarak gösteriliyor. Değerlendirmede, bu gazeteciye akreditasyon verilmemesi gerektiği belirtiliyor.
AKŞAM
Gazetenin dört yazarı için "TSK açısından genelde olumlu", bir yazarı için "Asılsız bilgilere ve olumsuz eleştirilere yer vermektedir" değerlendirmesi yapılırken, bir yazarı "TSK'nın siyasete müdahalesine olumsuz yaklaşan yazıları dikkati çekiyor" diye eleştiriliyor.
H.O. TERCÜMAN
Gazetenin son dönemde yeniden yapılanma içerisine girdiği, daha milliyetçi bir eğilime sahip olduğu, gazeteye yeni yazarların eklenmeye devam ettiği, bu bağlamda akreditasyonunun devam etmesiyle birlikte bir müddet daha yakın takip altında tutulmasının uygun olacağı, gerektiğinde bazı yazarların kişisel akreditasyonunun kaldırılmasının yerinde olacağı değerlendirilmektedir.
VATAN
Genel yayın politikasının merkez-liberal çoğulcu olduğu bilinmektedir. Gazetenin genel yayın çizgisinin TSK açısından olumlu karşılanabileceği, akreditasyon durumunun devamının yerinde olacağı değerlendirilmektedir.
STAR
Gazetenin el değiştirmesiyle ilgili değerlendirmelerin ardından, Milletvekili Emin Şirin'in, TBMM'de 13 Mart 2006 tarihinde verdiği soru önergesi anımsatılarak, "Star gazetesinin muammen bedelinin çok altında bir fiyata, Fethullah Gülen'e yakınlığıyla bilinen isimlere satılmasının nedenlerini" sorduğuna dikkat çekiliyor. Değerlendirme özetle şöyle: Gazete el değiştirmiş, yönetim ve yazar kadrosu da sık sık değişmiştir. AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan'ın gazetenin gizli ortağı olduğu iddiaları gündeme getirilmiştir. Sol ve liberal görüşlere sahip yazarların görevine son verilmiş, muhafazakâr kimlikli yazarlar getirilmiştir. Kadrolardaki değişimin son günlerde tamamlanması nedeniyle, gazetenin yeni yayın politikasının incelenmesinin ardından, akredite durumunun bir müddet askıya alınmasının ve yakın takip sonucu edinilen kanaatlerle yeniden gözden geçirilmesinin uygun olacağı..."
CUMHURİYET
Cumhuriyet için, "Gazetenin nispeten düşük tirajına karşın, kökleşmiş, eğitimli ve statü sahibi bir okur kitlesi bulunduğu, Atatürkçü yayın politikasından taviz vermediği, gündeme ilişkin konulara mutlaka gazetede yer vermesi ve genel olarak TSK hakkında olumlu bir çizgisinin" olduğu değerlendirmesi yapılıyor.
TÜRKİYE
Gazetenin muhafazakâr kimliğine karşın akreditasyonunun devamı için hassas bir yayıncılık anlayışı içinde olduğu, bu bağlamda akreditasyonunun devamının fayda sağlayacağı değerlendirilmektedir.
DÜNYA
Genel değerlendirmede, "Gazetenin ilgili alanının ekonomi olmasına karşın TSK'ya ilişkin haberlere yer vermesinin, ekonomi çevrelerinde TSK'nın sesinin duyulması ve mesajların net bir şekilde iletilmesinin olumlu sonuçlar doğurabileceği" vurgulanıyor.
ORTADOĞU
Genel yayın politikası milliyetçi muhafazakârdır. MHP'nin yayın organıdır. Gazetenin yayın politikası doğrultusunda TSK ile ilgili olumlu bir yayımcılık yaptığı, akreditasyonunun devamının uygun olacağı değerlendirilmektedir.
YENİÇAĞ
Gazetenin aşırı milliyetçi politikası nedeniyle zaman zaman ağır eleştirilere yer vermesine karşın, TSK'ya yönelik genel tutumunun olumlu olduğu bilinmektedir.
THE NEW ANATOLIAN
Muhafazakâr bir bakış açısına sahip kimi yazarlarının köşe yazısı yazmalarına karşın; akademik kökenli yazarlar ile özellikle dış politika alanında uzman gazetecilerin de yazılarına yer verilmektedir. Gazete yöneticilerinin Kuzey Irak'ta riskli maddi bağlantıları olduğu, akreditasyon sonrası yayım politikasının dikkatle takip edilmesinin yerinde olacağı değerlendirilmektedir.
Ajanslar
ANADOLU AJANSI
En köklü, resmi haber ajansı olan Anadolu Ajansı'nın hükümet karşıtı haberleri görmezden geldiğine dair iddialar yayımlanmaktadır. Şubat 2006 tarihinde Başbakan Erdoğan'la çiftçinin Mersin'deki tartışmasını haber yapmaması eleştirilere neden olmuştur. Ajansın TSK ile ilgili haberleri nesnel olarak yansıttığı gözlenmektedir. Etkinlikleri en küçük ayrıntısına kadar duyurmaktadır.
ANKA
Önce iki muhabirinin akreditasyonlarının iptal edildiği anımsatılıyor. 30 Ağustos 2006'da ise, Zafer Bayramı resepsiyonuna ajansın genel müdürünün davet edildiğine dikkat çekiliyor. Anka için yapılan değerlendirmede, "Ajansın zaman zaman terör örgütü üyeleri için 'terörist' ifadesi yerine 'militan', 'gerilla' gibi ifadeler kullandığı gözlenmektedir' deniliyor.
Televizyonlar
Televizyonlarla ilgili genel olarak olumlu değerlendirmelere yer verilen bilgi notunda, "Türkiye'nin en çok izlenen haber kanallarından biri olan CNN Türk'ün; yönetiminde bazı sıkıntılar olmasına rağmen, akreditasyonunun devam etmesi gerektiği" belirtiliyor.
Show TV ve atv'nin ideolojik bir yöneliminin bulunmadığı belirtilen bilgi notunda, Kanal 1'le ilgili yapılan akreditasyon başvurusunun değerlendirmesinin sürdüğü de anımsatılıyor. SKY Türk'te ise bir yorumcu hakkında, 'radikal açıklamaları' nedeniyle akreditasyonunda sakınca bulunduğu belirtiliyor. NTV için 'objektif' bir kanal olarak söz edilen bilgi notunda, CNBC-e için "İzleyici profilinin daha eğitimli ve üst gelirli kişiler olduğu bilinmektedir. Verilmek istenen mesajların bu kesime de ulaştırılması amacıyla kanalın akreditasyonunun devamı uygun olacağı değerlendirilmektedir" ifadesi dikkat çekiyor. Murdoch'a satılan TGRT için "Kuruluşun yeni yayın politikasının yakın takibe alınması ile akreditasyonunun değerlendirmeye tabi tutulmasının fayda sağlayacağı" belirtilen bilgi notunda, Haber Türk televizyonunda iki gazetecinin akreditasyonlarının askıya alınması isteniyor. Kanaltürk televizyonu da TSK'ya göre sorunlu. Bilgi notunda, Kanaltürk'ün akreditasyonunun gözden geçirilmesi ve bir gazetecinin de akreditasyonunun kaldırılması görüşü ifade ediliyor.
TSK'nın bilgi notunda devletin resmi televizyonu TRT ve KKTC'nin televizyonu BRT-K'ya ilişkin de ilginç yorumlar var. Değerlendirmede, "TRT'nin son zamanlarda bilinen nesnel yayın politikasının dışında programlar hazırladığı, dini ve İslami odaklı programlara yer verdiği ve muhafazakâr bir kadrolaşmaya girdiği çeşitli basın kuruluşlarınca iddia edilmekte ve zaman zaman gözlenmektedir" denildi.
* * *
İsimleri yazmıyoruz çünkü...
Bilgi notunda TSK karşıtı ve TSK yanlısı olarak nitelendirilen gazeteciler açıkça yazılmasına karşın, haberde bu isimleri gizlemeyi tercih ettik. Çünkü hazırlanan değerlendirme yazılarında 'TSK karşıtı' ya da 'TSK yanlısı' diye nitelendirilen gazetecilerin, 'durumdan vazife çıkaracak' bazı 'hassas vatandaş'ların hedefi haline gelmesinin tarif edilemez ve geri dönülmez sakıncaları bulunuyor.
Genelkurmay'ın medya ile ilgili andıçının basına sızmasının ardından bugün de Başbakanlık'ın gazeteleri ve gazetecileri fişlediği ile ilgili bilgiler ortaya çıktı. Cumhuriyet Gazetesi'nin verdiği habere göre Başbakanlık Basın Merkezi gazeteler ve gazeteciler hakkında Başbakan Tayyip Erdoğan'a aylık medya analizleri sunuyor.
Cumhuriyet Gazetesi, Başbakanlık Basın Merkezi'nin medya analizlerin de kendileri ile ilgili bölümü öne çıkartarak "Gazetemiz için "Kendilerini yeni değerler oluşturma ve o değerler üzerinden hükümeti eleştirme yetkinliğinde görmeye başladılar. Laik-antilaik zıtlaşmasından kendilerini alamadıklarından ötürü, Başbakan Erdoğan ve 59. Cumhuriyet Hükümeti'ne karşı seyrek şekilde tarafsız durabiliyorlar" deniliyor" ifadesini kullandı.
Gazetenin haberine göre Başbakanlık'ın raporunda Vakit gazetesinin türban ve katsayı tepkilerini hükümetten uzaklaştırdığı, Yeni Şafak'ın da hükümetin mutlak destekçisi olduğu belirtiliyor.
GAZETECİLERE ALKOL TAKİBİ
Raporda gazetecilerin alkole yaklaşımının da değerlendirildiği belirtiliyor. Başbakan'ın Ata uçağına davet ettiği gazetecilerden Nuray Başaran, Enis Berberoğlu, Oral Çalışlar ve Güngör Uras'ın, 1 şişe Syrah Calvet 2002 Fransız kırmızı şarabını, Lübnan'a giderken içtiği bilgisinin de rapora eklendiği kaydediliyor.
Cumhuriyet Gazetesi'nin haberindeki rapora göre Yeni Şafak hükümetin mutlak destekçisi olarak belirtilirken Cumhuriyet, Milliyet, Evrensel, Güneş, Gözcü ve Yeni Çağ gazetelerine sert eleştiriler yöneltiliyor.
5 Temmuz 2005 tarihli raporda gazeteler için şu saptamalar yapılıyor:
4 köşe yazarı 1 şişe Fransız şarabı içti: ABD gezisinden akıllarda bırakılan ayrıntılardan birisi olan uçakta içki servisi konusu, Lübnan gezisinde de öne çıkartıldı. ABD gezisinde Başbakan Erdoğan'ın uçağında yer almayan gazetecilerden Nuray Başaran, Enis Berberoğlu, Oral Çalışlar ve Güngör Uras , 1 şişe Syrah Calvet 2002 Fransız kırmızı şarabını, Lübnan'a giderken içti. Böylece Başbakan Erdoğan'ın uçağında içki içilip içilmediği konusunda açılan parantezlere de son nokta konulmuş oldu.
CUMHURİYET -Seyrek şekilde tarafsız durabiliyorlar: Kendilerini yeni değerler oluşturma ve o değerler üzerinden hükümeti eleştirme yetkinliğinde görmeye başladılar. Laik-antilaik zıtlaşmasından kendilerini alamadıklarından ötürü, Başbakan Erdoğan ve 59. Cumhuriyet Hükümeti'ne karşı seyrek şekilde tarafsız durabiliyorlar. Yazarlarında ise olay analizinden çok insanlara ve değerlere ilişkin hüküm oluşturma çabası söz konusu. Başbakan Erdoğan, 59. Cumhuriyet Hükümeti ve AKP, gazetenin birinci sayfasında 1 gün olumlu, 24 gün olumsuz göründü. 5 gün birinci sayfada ne olumlu ne olumsuz bir imaj oluşturmayacak şekilde yer verilmedi.
HÜRRİYET -Uçağa almayınca sayfayı kapattı: Referans gazetesi olma avantajını kullanıyor. Başbakan Erdoğan'ın ABD gezisinde Hürriyet Grubu'ndan kimseyi uçağa almamasıyla başlayan dönemden itibaren birinci sayfasını Başbakan Erdoğan'a ve AK Parti'ye kapattı. Verdiği haberlerde de küçük veriyor.
MİLLİYET -Doğan Grubu'nun en olumsuzlarından: Doğan Grubu'nun Başbakan Erdoğan ve AK Parti'ye ilişkin en olumsuz çizgideki gazetelerinden birisi olan Milliyet gazetesinde, Sedat Ergin ile birlikte ciddi bir dönüşüm meydana geldi. Bu süreçte gazetenin tirajında düşme görülmesine karşılık, haberlerinde ve köşe yazılarında olumluluk oranı arttı.
SABAH -Olumsuzluk artmaya başladı: Ciner Grubu'nun yayın organı olan Sabah gazetesinde olumsuzluk eğiliminin artmaya başladığı gözleniyor. Hükümet haberlerini eskisi gibi birinci sayfasında görmeyen, gördüğünde küçük gören gazete, iç sayfalarında da eleştirel haberlere yer vermeye başladı. Köşe yazılarında ise denge sürüyor. Ancak bir dönem tümüyle olumlu görünen gazetenin başyazarı Erdal Şafak 'ın olumsuz içerikli yazılara imza atmaya başlaması, yayın politikasında değişiklik olduğuna işaret kabul edilmelidir.
VATAN -Bazı grupların yönlendirme aygıtı: Olumlu gelişmeleri küçük veren, olumsuz gördüklerini irileştirerek haberleştiren bir gazete. Demirel ailesinin malına el konulmasında TMSF'yi eleştirdi. Erzurum'daki türban olayında hükümetin olayı fırsat olarak değerlendirdiği yorumunu yaptı. Rusya'dan alınan doğalgazda Türkiye'nin AK Parti hükümeti tarafından zarara uğratıldığı haberlerini birkaç gün art arda yaptı. Bazı grupların yönlendirme aygıtına dönüştürülen bir gazete olma yolunda.
AKŞAM -Sorgulamaya muhtaç: Amerika gezisi başta olmak üzere, Başbakan Erdoğan'ı, 59. Cumhuriyet Hükümeti ve Ak Parti'yi birinci sayfasında göstermemek gibi bir çizgide yayın yapmaya başladı. Hürriyet gazetesinden geçen Serdar Turgut yönetimindeki gazete, referans gazete olma yönünde birtakım iç ve dış kaynaklara mesaj gönderme arayışını sürdüren bir gazete.
RADİKAL -Çok kez tarafsız: Başbakan Erdoğan'a karşı en büyük olumlulukları, çok kez tarafsız durmaları. Sözü ve eylemi yansız ve çarpıtmadan kamuoyuna duyurmaları.
BİRGÜN -Tarafsız verme erdemini gösterebiliyorlar: "Öteki sol" a ait gazeteler içinde en demokrat, en gerçekçi olanı denebilir. Çok kere haberleri tarafsız verme erdemini gösterebiliyorlar.
TÜRKİYE -Olumluluklarının altında İhlas Finans yatıyor: Hükümete karşı olumluluklarının altında ne yattığını, Bankacılık Yasası'nın yasalaşmadan önceki sürecindeki gelişmeler gösterdi. Yasanın komisyondan geçen halinde İhlas Finans'ın tasfiyesinin TMSF denetiminde yapılması yönünde komisyondan geçen maddeler sonrasında bir anda, mallarına el konulan Demirel ailesinin beyanatları ve hükümete muhalefet eden grupların haberlerine yer verildi.
ZAMAN -Önyargısızlar: Kimseye ya da hiçbir gruba karşı önyargı oluşturmadan, tarafsızlık çizgisinde yayınlarını sürdürebiliyorlar. Hükümete karşı en büyük yakınlıkları, tarafsız duruşları. Sözü ve eylemi, olduğu ve söylendiği biçimiyle yansıtıyorlar.
MİLLİ GAZETE -SP'nin uyanışına işaret: AK Parti, Başbakan Erdoğan ve 59. Cumhuriyet Hükümeti'ne ilişkin en küçük bir hoşgörü yok.
GÖZCÜ -Doğan Grubu'nun tetikçisi: Seyrek olarak tarafsız denilebilecek haberler giriyorlar. Doğan Grubu'nun "tetikçi" gazetesi.
YENİ ŞAFAK -Mutlak destekçi: Başbakan Erdoğan ve 59. Cumhuriyet Hükümeti'ni mutlak biçimde destekleyen tek yayın organı olma misyonunu sürdürüyor.
YENİÇAĞ -Siyasi hasımlığı, fikri hasımlık sayıyor: MHP yanlısı ve MHP merkez yönetimine muhalif grubun sözcüsü olarak çıkan Yeniçağ gazetesi, AK Parti'nin özellikle başörtüsü ve eğitim sistemine ilişkin politikalarını desteklemesi beklenen bir gazete.
VAKİT -Türban ve katsayı tepkilerini hükümetten uzaklaştırıyor: En temel haber konularından ikisi olan başörtüsü serbestisi ve meslek liselerinin üniversiteye girişinde katsayı engeli ile ilgili olarak tepkileri hükümetten uzaklaştırmaya dönük taraftar bir yayın çizgisinde devam ettiği söylenebilir.
Başbakanlık Basın Merkezi, "Başbakanlık fişledi" başlıklı haberler üzerine yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada, "fişleme" iddiasının doğru olmadığı öne sürülürken, "Başbakanlık Basın Merkezi'nde herhangi bir fişleme çalışması bugüne kadar yapılmamıştır, bundan sonra da yapılması söz konusu değildir" denildi.
Açıklama şöyle:
"Fişleme iddiası doğru olmadığı gibi haber asılsız, mesnetsiz ve maksatlı bir dezenformasyon çabası olarak değerlendirilmektedir.
Başbakanlık Basın Merkezi'nde herhangi bir fişleme çalışması bugüne kadar yapılmamıştır, bundan sonra da yapılması söz konusu değildir.
Bir Basın Merkezi çalışanının iletişim önerileri geliştirmek amacıyla bundan iki yıl önce yaptığı bir içerik değerlendirmesi, nesnel ve anlamlı bulunmayarak sürdürülmemiştir. Bu içerik analizi denemesi dahi, hiç bir surette 'fişleme' unsurları içermemiştir.
BAŞBAKAN'A HERHANGİ BİR ÇALIŞMA SUNULMADI
Ne Başbakanlık Basın Merkezi arşivlerinde böyle bir çalışma bulunmaktadır, ne de Sayın Başbakan'a herhangi bir şekilde böyle bir çalışma sunulmuştur.
Başbakanlık Basın Merkezi tarafından yapılan akreditasyon uygulaması objektif ve şeffaf kriterleri esas almaktadır.
Evrensel ölçekte kabul gören ve uygulanan bu kriterler, medya organları ve kamuoyumuza bildirilmiştir; aynı şekilde halen Başbakanlığı izleyen muhabirlerin yararlandığı Basın odasının panolarında da asılı bulunmaktadır.
MELİH AŞIK'A YANIT
Bugün Milliyet gazetesi yazarı Melih Aşık'ın köşesinde de Başbakanlıktaki akreditasyon uygulamasına ilişkin bazı iddialara yer verilmiştir. Bu iddialar da kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır.
Sayın Sebahattin Önkibar ile Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki arasında yaşanan diyalog iddia edildiği gibi cereyan etmemiştir. Görüşmenin konusu, Sayın Önkibar'ın Sayın Başbakan'la mülakat talebi olmuştur. İki kişi arasında uzun bir süre önce geçen bu konuşmanın detaylarını kamuoyumuzla paylaşmayı uygun bulmuyoruz.
Bugüne kadar her hangi bir tv programının kaldırılması için hiç bir medya organına baskı yapılmamıştır; ancak tv programlarının devamını sağlamak ta Başbakanlık Sözcüsü'nün görevi olarak değerlendirilmemelidir.
MUHABİRLERE BASKI İDDİALARI
Aynı yazıda Başbakanlık muhabirlerine bazı haberleri yapmamaları için baskı yapıldığı da iddia edilmektedir. Böyle bir baskı hiçbir zaman vaki olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır.
Başbakanlıkta yapılan bilgilendirmeler evrensel ölçüler içerisinde belirli kurallar altında gerçekleştirilmektedir. Muhabirlerin talebi üzerine 'yazılmamak kaydıyla' yapılan bir bilgilendirmenin haberleştirilmesi bütün dünyada kabul gören ve uygulanan akreditasyon kuralları ile basın meslek ahlak ilkelerinin açıkça ihlal edilmesi anlamına gelmektedir.
AKREDİTASYON İPTAL EDİLECEK
Bu ve benzeri kural ihlalleri de doğal olarak akreditasyon iptali ile sonuçlanacaktır.
Başbakanlık Basın Merkezi'nde bu çerçevenin dışına çıkan herhangi bir uygulama söz konusu değildir.
Bu bilgiler ışığında, kamuoyumuzu yanıltmaya yönelik iddiaları şiddetle reddediyor, objektif ve şeffaf kriterlere göre yürüttüğümüz akreditasyon uygulamasını doğru ve sağlıklı bir iletişimin gereği olarak değerlendirdiğimizi kamuoyumuzun bilgisine sunuyoruz.
Genelkurmay Askeri Başsavcılığı, metnin taslak halindeyken 12 Ekim 2006'da Genelkurmay'dan çalındığını, özellikle 8 Mart 2007'ye kadar bekletildiğini ve siyasi ortam dikkate alınarak bu tarihte sızdırıldığını açıkladı.
KADIN PARMAĞI KUŞKUSU
Askeri kaynaklar "TSK'nın kötü ve siyasete müdahale eden bir kurum olarak gösterilmesi amacıyla planlı çalındığını sanıyoruz" görüşünde. Andıcı çalan askeri kuşkulu henüz belirlenemedi. Ancak savcılık bu kişilerin kadın ve içkiye karşı zaafiyetini araştırıyor.
CASUSLUKTAN YARGILANACAK
Bir yetkili "Suçun işlendiği yer ve işleniş şekliyle ilgili bilgi sahibiyiz. Para veya başka menfaat dönmüş olabilir" dedi. Birçok askeri personelin malvarlığı da inceleniyor. Çalan bulunursa "casusluk" suçundan yargılanacak.
Karargahtan çalındı Utah'tan sızdırıldı
Tartışma yaratan 'Medya Andıç'ı konusunda Genelkurmay'daki adli soruşturmayı tamamlayan askeri başsavcılık andıçın siyasi amaçlarla 12 Ekim 2006'da çalındığı ve ABD'nin Utah eyaletinden 'siyasi ortam dikkate alınarak' 8 Mart 2007'de sızdırıldığını saptadı.
Genelkurmay'ın hazırladığı basın 'andıç'ının yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde "siyasi ortam dikkate alınarak" siyasi amaçlarla, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratmak için çalındığı ve Türkiye'ye ABD'nin Utah kentinden, ABD'de çok kullanılan sahte bir isimle sızdırıldığı ortaya çıktı. Genelkurmay Başkanlığı'nın hazırladığı "andıç"ın, nasıl ve hangi amaçla sızdırıldığını adli yönden soruşturan Genelkurmay Askeri Başsavcılığı, önemli bulgulara ulaştı. Soruşturmada gelinen aşama, "görülen gereklilik" üzerine bazı basın kuruluşları ile paylaşıldı. Genelkurmay Askeri Mahkemesi Başsavcısı Kıdemli Albay Saim Öztürk, basına yansıyan metin için, "Sahte olmayıp, bazı istatistiki değerlendirmeleri de içeren ilgili şube müdürlüğünde görevli bir kişi tarafından hazırlanan taslak bir metin" tanımlamasını yaptı. Albay Öztürk, andıç taslağı metninin 12 Ekim 2006'da Genelkurmay'dan çalındığını açıkladı ve "Bilgilerin yurtdışı bağlantılarla ilişkili olarak ülkenin siyasi ortamı nazara alınmak suretiyle 8 Mart 2007 tarihine kadar bekletildiği ve o tarihte kamuoyuna sunulduğu dikkat çekmektedir" dedi.
ABD'YE E-MAİL İLE GİTTİ Albay Öztürk'ün sözünü ettiği yabancı ülkenin ABD olduğu öğrenildi. Edinilen bilgilere göre andıç, geçen yıl 12 Ekim'de çalındıktan kısa süre sonra e-mail yoluyla ABD'ye ulaştı. Daha sonra ABD'nin Utah kentinden, bu ülkede sıkça rastlanan bir sahte isimle Türkiye'ye gönderildi. Kaynaklar, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek'in günlüğü olduğu ileri sürülen yazıların da ABD'den Türkiye'ye gönderildiğine dikkat çektiler. Başsavcılık açıklamasında, "andıçın sızdırılması, siyasi ortam nazara alınarak 8 Mart'a kadar bekletilmiş" bilgisiyle yetinilirken kaynaklar, andıçın çalınmasını ve basına sızdırılmasını "TSK'ya karşı bir girişim" olarak nitelendirdi. TSK'nın iç güvenlik yönünden temel görevinin irtica ve terörle mücadele olduğunun altını çizen bir askeri kaynak, "Gelinen siyasi ortamda, TSK'nın kötü ve siyasete müdahale eden bir kurum olarak gösterilmek için çalınıp sızdırıldığını düşünüyoruz. Gelinen siyasi aşamada TSK'nın siyasete dahil edilme çabasının bir parçası. Böylelikle TSK'nın seçim sathı mahaline sokulmak istendiğini değerlendiriyoruz" yorumunda bulundu. Aynı kaynak, TSK'da her yıl ekim ayında böyle bir çalışmanın yapıldığının altını çizerken, andıçın daha ön taslak aşamasındayken 12 Ekim'de çalınmış olmasının da anlamlı olduğuna dikkat çekti. Bu yetkili, andıçın bu tarihte çalınmış ve bekletilerek kamuoyuna servis yapılmış olması için, "Girişimin planlı olduğunu,böyle bir çalışmanın hazırlanmasının beklendiğini gösteriyor. Daha hazırlık aşamasındayken bu metnin peşindelermiş" değerlendirmesini yaptı. Askeri kaynaklar, Genelkurmay'ın hazırladığı andıçın kamuoyuna yansımasından hemen sonra Başbakanlığın da bir basın andıçı hazırlamış olduğunun ortaya çıkmasını da dikkat çekici buldu.
PARA VEYA KADIN Genelkurmay Askeri Başsavcısı, andıçın kimin tarafından Genelkurmay dışına çıkarıldığının henüz tespit edilemediğini belirtirken soruşturmanın sadece 1-2 kişiye yönelik olmadığını bildirdi. Askeri savcılık, andıç metnini Genelkurmay dışına çıkaran asker kişi veya kişilerin menfaat ilişkisini de araştırıyor. Savcılık, bilgileri çalan kişilerin para veya bir başka menfaat karşılığında da hareket etmiş olabileceği ihtimali üzerinde duruyor. Bu çerçevede birçok askeri personelin malvarlıkları üzerinde bilirkişi incelemesi sürdürülüyor. Bütün olasılıkları göz önünde bulunduran askeri savcılık belgeyi çaldığından şüphe edilen kişi veya kişilerin kadın ve içkiye karşı zaafiyetini de değerlendiriyor. Bir yetkili, "Suçun işlendiği yer ve işleniş şekli ile ilgili bilgi sahibiyiz. Kişilerin siyasi ve kişisel ilişkilerini de inceliyoruz" dedi.
Hani, asker karşıtı gazeteciler, asker yandaşı gazeteciler listesi vardı ya... İşte onu, Genelkurmay Karargahı'ndan araklamışlar.
24 saat nöbetçi var. Girerken, çıkarken, sıkı arama... Cep telefonu sokmak yasak; kapıda alırlar. Dinlemeye karşı özel cihazlar falan... Duvar dibinden yürü, siviller gelip, bukaldırımdanyürümebirader diye uyarır. Üstünden uçamazsın, yanına parkedemezsin.
Meğer...
Tarikatçı fareler cirit atıyormuş içerde.
"Kim"soymuşun cevabını veremem.
Kanunen yasak.
Ama "zaman"derseniz...
O kesin.
12 Ekim 2006.
Hatırlayan var mı...
Neler olmuştu 12 Ekim 2006'da?
Bir... Orhan Pamuk, Nobel aldı.
İki... Fransa, soykırım yoktur diyeni hapse tıkacak yasayı kabul etti.
Üç... Lübnan'a asker uğurladık.
Bu kitap, başta Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasa olmak üzere diğer soruşturma usullerini de inceliyor. Bunun dışında...
Yazan: Hukuk Kitapçısı Forum: Hukuk Kitapları Tanıtımı
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Wmic Windows Activation Key and...
03-05-2025, 14:36:12 in Aile Hukuku